Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

1086 S.lı (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga - Son Eklenen Şerhler

1086 S.lı (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga - Son Eklenen Şerhler

Gerekçeli kararın, Tefhim edilen kısa karar yanlış olsa dahi buna uygun yazılması gerekmektedir. Duruşma Zaptına geçirilen hüküm sonucu ile (tefhim edilen) gerekçeli kararın arasındaki aykırılıklar diğer yönleri incelenmeden bile tek başına bozma sebebidir.
(Şerh No: 16794 - Ekleyen: Av.Aydın IŞIK - Tarih : 18-07-2018 19:39)

İlam; basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkindir. Tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyen ilamlar, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi kesinleşmeden icraya konulması mümkündür. Şikayetin reddine karar verilmelidir.
(Şerh No: 16500 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-07-2016 21:23)

Takibe dayanak ilamda, şahsın hukuku babında düzenlenen M.K'nun 24 vd. maddelerine göre kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Aile ve kişiler hukukuna (M.K. 8-494 md.) dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez (H.U.M.K. 443/4 md.). Bu durumda Mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
(Şerh No: 16501 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-07-2016 21:21)

"Geminin çalıştırılmamasının kusur ve sorumluluğunun müvekkilime yükletilmesi hukuk ve adalet anlayışınızı rencide etmiyor ve bu haksızlık içinize siniyor ise düzeltme istemimizi reddedin, aksi durumda kararınızı düzeltin" cümleleri içeren karar düzeltme dilekçesi münasebetsiz evrak olarak kabul edilmiştir.
(Şerh No: 16352 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-10-2015 10:15)

Mahkemece ara kararla alacakların hesaplanması için dosyanın bilirkişiye tevdii ile davacı işçiye bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verilmiş; davacı işçi tarafından kesin süre içinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması üzerine de davanın reddine karar verilmiştir. Talep edilen kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının niteliği göz önüne alındığında davanın, hakim tarafından genel hukuk bilgisiyle çözülmesi mümkün olmasına rağmen; bilirkişi ücreti yatırılmadığından ba...
(Şerh No: 16238 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-05-2015 12:30)

Mahkemece fotokopi olan belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunmadığından bahisle ( ve davalının yemini üzerine ) ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; fotokopisi sunulan belgenin aslının Cumhuriyet Savcılığı'nda olduğu anlaşılmakla mahkemenin, belge aslını dosyaya getirterek belgedeki yazının davalıya ait olup olmadığını araştırması ve sonucuna göre hüküm vermesi gerekir.
(Şerh No: 16226 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 06-05-2015 10:49)

Ölü kişi hakkında dava açılamaz ise de, Yargıtay uygulamalarında, ortaklığın giderilmesi davalarının özelliği dikkate alınarak ölü paydaşın mirasçılarının saptanması ve davanın kendilerine yöneltilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
(Şerh No: 16004 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2014 12:45)

Ortaklığın giderilmesi davaları özelliği olan davalardan olup verilecek hükümler her iki taraf için de benzer sonuçlar doğurur ve bu davalara uygulanacak hükümler de HUMK'da özel olarak belirtilmiştir. Bu nedenle ölü şahıs hakkında dava açılamaz kuralı bu davalarda uygulanmaz.
(Şerh No: 16003 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2014 12:45)

Bir temsilci tarafından hakimlerin mesuliyetine ait özel hükümlere dayanılarak tazminat davası açılabilmesi için temsilciye açıkça salahiyet verilmiş ve bu salahiyetin temsil belgesine ( vekaletnameye ) yazılmış olması gerekir.
(Şerh No: 15762 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2014 10:55)

Yargılamanın iadesi isteğinde bulunulabilmesi için iki hükmün de hukuk mahkemelerinden verilmiş olması gerekir; hükümlerden biri hukuk mahkemesi diğeri idare mahkemesi tarafından verilmişse yargılamanın iadesi yoluna değil, ancak hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilir.
(Şerh No: 15746 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2014 16:03)

Davacılar vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle, 11.07.2005 tarihinde ilk bilirkişi raporundan sonra, yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.07.2005 tarihli dilekçe ile talebini ıslah etmiş; aynı gün ve yargılama esnasında verdiği diğer dilekçelerde de açıkça fazlaya ilişkin haklarından vazgeçtiği veya talebini daralttığı yönünde bir beyanı olmamıştır. Bu durumda, davacılar vekilinin gerek 27.07.2005 tarihli ıslah dilekçesinde ve gerekse 11.07.200...
(Şerh No: 15593 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-06-2014 12:48)

Kural olarak tarafların herhangi bir süreye bağlı olmaksızın bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunmak hakları vardır. Yasakoyucu sadece noksan ve müphem olan hususlar hakkında bilgi almak üzere tarafların bir hafta zarfında istemde bulunmalarını kabul etmiş, bunun dışında bilirkişi görüşüne karşı çıkılmasını engellememiştir.
(Şerh No: 15592 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-06-2014 12:48)

Gerçeğe ulaşma bakımından taraflar hüküm verilinceye kadar rapora itiraz haklarını kullanabilirler.
(Şerh No: 15591 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-06-2014 12:47)

Davacı, okuma yazma bilmediğini, bononun kendisine imzalattırılarak takip başlatıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davacının, vekiline verdiği vekaletnamede de parmak basma şeklinde işaret olmakla; davacının okuma yazma bilip bilmediği konusunda deliller toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmelidir.
(Şerh No: 15471 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-04-2014 15:32)

Kredi sözleşmesindeki imza, okuma yazma bilmediğini iddia eden davalı kefilin eli ürünüdür ve davalı hile iddiasında bulunmamış, belgeleri okumadan imzaladığını beyan etmiştir. Bu durumda HUMK m.297’nin uygulama yeri olmadığından davalı kefil, eli ürünü olan imzasının sonuçlarından mesuldür.
(Şerh No: 15468 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-04-2014 15:31)

15 HD ile mahkeme arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki istisna sözleşmesi davacı ile davalı şirket temsilcisi tarafından, kendi adına imzalanmış olmasına rağmen; şirket aleyhine açılan davanın husumetten reddinin gerekip gerekmediği; burada varılacak sonuca göre davalı şirkete yemin teklif edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davada husumetin sözleşmeyi kendi adına imzalayan şirket temsilcisine yöneltilmesi gerekmektedir. Buna rağmen sözleşmenin tarafı olmayan şi...
(Şerh No: 15379 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-02-2014 13:34)

Davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davalı adına trafik sicilinde kayıtlı aracın kendisine devredileceğinin kesinleşen mahkeme kararının eki sayılan protokol ile hüküm altına alındığını, davalının kesinleşen mahkeme kararına rağmen aracı diğer davalıya muvazaalı biçimde satıp devrettiğini belirterek satış işleminin iptalini, aracın trafik sicilinde kendi adına tescilini; bunun mümkün olmaması halinde aracın rayiç değerinin davalılardan alınmasını istemiştir. Davacı...
(Şerh No: 15346 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2014 16:33)

Davacı, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen faiz talebi hakkında yeni bir dava açma hak ve imkanına sahip olduğuna göre; önceki hükmün temyizi üzerine başka nedenlerle bozulmasından sonra verilecek yeni kararda ayrı bir dava açmaya gerek kalmaksızın önceki kararda unutulan faize de hükmedilmesi, menfaatler dengesine ve usul ekonomisine uygundur.
(Şerh No: 15331 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-01-2014 12:22)

Davacı istemlerinden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, bu istemin zımmen reddedildiği anlamına gelmez.
(Şerh No: 15330 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-01-2014 12:22)

Takas/mahsup def'i mutlaka karşı dava olarak açılmak zorunda değildir. Bir davada, davalı tarafın savunmasını genişletmesi üzerine, davacı taraf buna hemen itiraz etmez; başka bir ifadeyle, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmez, özellikle de, genişletilen savunmaya yönelik cevaplar verir ise, savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılır. Davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesi (bu yönde itirazda...
(Şerh No: 15294 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 22-01-2014 11:55)

Davacı, davalı ile aralarında akdedilen yapım işi ihale sözleşmesi kapsamında olmayan birtakım işler yaptığını ve bu sözleşme dışı işlerin bedelini talep etmiş; davalı, sözleşme kapsamında olan ve davacının eksik bıraktığı tarafların kabulünde olan imalatın davacı talebinden mahsubunu istemiştir. Davacı yüklenici sözleşme kapsamında yapması gerekip de yapmadığı eksik işin karşılığında yaptığı işleri ispatlayamadığından davalının mahsup talebi uyarınca eksik iş bedelinin davacı alacağınd...
(Şerh No: 15285 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-01-2014 13:33)

Elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak ve diğer adlar altında alınan bedellerle ilgili olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti tarafından verilen kararın iptali istemli dava yerel mahkemece reddedilmiş; hüküm, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş; mahkemece kesin olarak karar verildiğinden bahisle ek kararla temyiz talebi reddedilmiş; ek karar davacıya tebliğ edilmiş; davacı, ek kararı yasal temyiz süresi olan 7 günlük süre geçtikten sonra temyiz etmiştir. Yargıtay; * yaratılan çe...
(Şerh No: 15242 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-12-2013 13:35)

Bir davanın kısmi dava mı, yoksa tam dava mı olduğu, özellikle dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde, "fazlaya ilişkin hakların saklı tutulup tutulmadığı" ile ilgilidir. Davacı bu ya da benzeri ifadeleri kullanmışsa, "kısmi dava" açtığı sonucuna varılır. Davacının bu yolda bir beyanda bulunmaksızın açtığı dava ise bir "tam dava"dır. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması halinde, geriye kalan haktan zımnen feragat edilmiş sayılır.
(Şerh No: 15237 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-12-2013 01:30)

Kanunun 84. maddesinin açık ibaresinden ıslahın yalnız tahkikat ve yargılama safhalarında; yani tahkikat bitinceye ve hüküm verilinceye kadar mümkün olabileceği kastedildiği, sonrasında tarafların bu hakkı kullanamayacakları anlaşılmaktadır. Kanunumuzun temyiz faslında da, hükmün temyizen bozulduktan sonra ıslahın cari olabileceğine dair sarih ve zımni bir hüküm mevcut değildir. Ayrıca ıslahın hükmün bozulmasından sonraki safhalara da şümulünün kabul edilmesi bozma kararıyla kazanılan hakları ...
(Şerh No: 15216 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-12-2013 10:44)

Bir hükmün temyizen tetkiki taraflarca ayrı ayrı dilekçelerle istenildiği halde yalnız bir tarafın dilekçesi görülerek onun temyiz incelemesi yapılıp karar ittihaz olunduktan sonra; temyizi görülmeyen diğer tarafın karar düzeltme talebini havi verdiği ikinci bir dilekçe üzerine yapılacak tetkikat, adi temyiz yolu ile yapılan tetkikat mahiyetindedir.
(Şerh No: 15200 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-12-2013 12:56)

Dava; davalı şirketin ortağı diğer davalı adına tapuda kayıtlı iken icra yoluyla satış suretiyle Toprakbank'a ve ondan da TMSF'ye devredilen ve TMSF'den satış suretiyle edinilen taşınmaz hakkında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlidir. Davalı şirket, dava dışı TMSF ile aralarında kira akdi ilişkisi olduğu savunmasında bulunmuştur. Kira ilişkisi hukuki işlem niteliğinde ve yıllık kira tutarı da senetle ispat kuralına tâbi miktarda olmakla; davalı, kiraya dair savunmasını yazılı delille i...
(Şerh No: 15035 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:27)

Davacı tarafından dava dilekçesinin ve duruşma gününün davalılara tebliği için gerekli posta ( tebliğ ) giderinin yatırılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması ve yasal üç aylık süresi içinde dosya yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
(Şerh No: 15028 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-10-2013 12:18)

Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan tarafın bu mazeretini bildirip belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağı bulunmaktadır. Davacı tarafın mazeret bildirmeden ya da kabul edilebilir bir mazeret ileri sürmeden duruşmaya katılmaması halinde, HUMK m.409 uygulanır.
(Şerh No: 15013 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-10-2013 23:01)

Mahkemece işlemden kaldırılmasına karar verilmemiş olsa bile, dosyanın işlemden kaldırılmasını gerektiren hallerden biri gerçekleştiği anda, dosya işlemden kaldırılmış sayılır.
(Şerh No: 15012 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-10-2013 22:49)

Davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan önceki davanın, takip edilmemesi sebebiyle HUMK m.409 uyarınca 13.6.2011 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karar henüz kesinleşmemiştir. Daha sonra eldeki dava açılmış, davalı vekili süresinde derdestlik itirazında bulunmuştur. Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar nihai karar olup temyizi kabil niteliktedir. Bu durumda, önceki davanın halen derdest olduğunun kabulü zorunluluğu bulunduğundan, öncelikle bu kararın kes...
(Şerh No: 14955 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-08-2013 10:32)

Eldeki davada direnme kararının verildiği 10.02.2005 tarihinde, 5219 Sayılı Kanun’un temyiz sınırını bir milyar TL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve müddeabih bu sınırın altında olduğuna göre, direnme kararı kesin olup, temyizi mümkün değildir.
(Şerh No: 14881 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-07-2013 23:50)

Taraflar arası sözleşmede "İşbu Sözleşme, İngiliz Kanunları tarafından yönetilmekte olup, buna göre yorumlanır. SG ve Konsinye Alıcısının her ikisi de İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin adli yetkisini kabul etmektedirler." ifadesi bulunmaktadır. Yetkili mahkemeden alınan ihtiyati tedbir kararının Türkiye'de tenfizinin mümkün olmaması nedeniyle Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nden ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, yerel Ticaret Mahkemesi de 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) hükümlerine gö...
(Şerh No: 14661 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 04-06-2013 19:49)

Sözleşmede(senette) yer alan mahkemenin yetkisi ile ilgili kayıt, İcra Dairelerinin yetkisini de kapsar.Daha açık anlatımla, taraflar arasında kararlaştırılan yetki hükmü, sadece ilgili mahkemenin yetkisini belirtip, icra dairesinin yetkisine ilişkin bir ibare içermese dahi, bu hüküm aynı yer icra dairelerinin de yetkili olacağını kapsar niteliktedir.
(Şerh No: 14664 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 04-06-2013 19:41)

Davacının, sattığı ürünlerin, İstanbul'dan Mersin'e taşınması için davalı şirkete teslim ettiğini, fakat bu ürünlerin yolda kaybolduğunu ileri sürerek zararının tazmini talebiyle açtığı davada; davalı, akdi ilişkiyi inkar ederek tanık dinlenmesine de muvafakat etmediğini bildirdiğinden; talep olunan tazminat miktarı da gözetilerek taraflar arasında bir taşıma sözleşmesi bulunduğunun davacı tarafça yazılı delille ispatlanması gerekir.
(Şerh No: 14667 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-06-2013 14:40)

İcra Müdürlüğü'nce konulan haciz kaydı tarihinde, tapu maliki icra borçlusu olarak görüldüğünden ve tapu iptal ve tescil davasına bakan mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında cebri icrayı engelleyici ibare bulunmadığından; adına tescile karar verilenin, genel mahkemelere başvurarak haciz tarihi itibarı ile taşınmazın kendisine ait olduğu hususunu ispat etmek sureti ile haczin kaldırılmasını istemesi gerekir.
(Şerh No: 14511 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-05-2013 16:19)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 373.maddesinde yer alan delillerin tespitine itiraza ilişkin maddede itiraz için bir süre öngörülmediğine göre, asıl dava açıldığı sırada da davalı, dava açılmadan önce yapılmış olan delil tespitine itiraz edebilir. Davalının rapor kendisine tebliğ edilmiş olsa bile itiraz etmemekle bu raporu kabul ettiği sonucuna varılamaz.
(Şerh No: 14509 - Ekleyen: Av.Olgu TEMURTURKAN - Tarih : 01-05-2013 19:18)

Öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi, davanın açılmasından sonra dava konusu malın veya hakkın kamulaştırılması, müddeabihin şûyuun giderilmesi yolu ile satılması, taşınmazın dava sırasında mahkeme ilamı ile üçüncü kişi tarafından iktisap edilmesi (MK 633), cebri icra yolu ile satılması, şuf'a hakkının kullanılması, imar mevzuatına göre şuyulandırılması hallerinde de HUMK m.186'nın uygulanacağı kabul edilmektedir. Mahkemeler dava görülmekte iken taraflardan birinin müddeabihi bir başkasın...
(Şerh No: 14259 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 01-02-2013 16:24)

İcra Mahkemesince duruşma açılmadan karar verilen davada vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; Yüksek Mahkeme vekalet ücreti takdirini isabetsiz bularak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzelterek onama kararı vermiştir.
(Şerh No: 14183 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2012 18:39)

İcra Mahkemesince duruşma açılmadan karar verilen davada vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; Yüksek Mahkeme vekalet ücreti takdirini isabetsiz bularak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzelterek onama kararı vermiştir.
(Şerh No: 14182 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2012 18:39)

İcra Mahkemesince duruşma açılmadan karar verilen davada vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; Yüksek Mahkeme vekalet ücreti takdirini isabetsiz bularak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzelterek onama kararı vermiştir.
(Şerh No: 14181 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2012 18:39)

İcra Mahkemesince duruşma açılmadan karar verilen davada vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; Yüksek Mahkeme vekalet ücreti takdirini isabetsiz bularak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzelterek onama kararı vermiştir.
(Şerh No: 14180 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2012 18:39)

İcra Mahkemesince duruşma açılmadan karar verilen davada vekalet ücreti takdirine karar verilmiş; Yüksek Mahkeme vekalet ücreti takdirini isabetsiz bularak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden düzelterek onama kararı vermiştir.
(Şerh No: 14179 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2012 18:39)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 324] Devlet dairesinde bulunmasından dolayı belgenin aslını gösteremeyen yan, onun getirtilmesini isteyebilir.
(Şerh No: 14173 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 25-12-2012 13:29)

Sigorta Şirketi ile acentesi arasındaki acentelik sözleşmesi sona ermiştir. Sigorta Şirketinin, cari hesap ilişkisine göre acentesinden bakiye prim alacağı olduğundan bahisle ikame ettiği davada; Cari hesabın denetlenmesi, dosyaya sunulan delil sözleşmesi gereği, davacı sigorta şirketinin ticari defter ve kayıtlarına göre saptanacak ise de; Somut olayda olduğu gibi, sigorta şirketi kayıtlarında yer almamakla birlikte, acentenin ödeme yaptığını gösterir belgelerin bulunması halinde, bu bel...
(Şerh No: 14138 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-12-2012 17:37)

Akdi ilişkinin sahte belgelere dayandırıldığı savunması davanın her aşamasında ve herkese karşı ileri sürülebileceği gibi; yargıtayın, yerel mahkeme kararını bozması ve yerel mahkemece bu bozma kararına uyulmuş olması da akdi ilişkinin sahte belgelere dayandırılmış olmasından dolayı taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
(Şerh No: 13783 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2012 15:52)

Yabancı unsur içeren bir uyuşmazlık Türk Mahkemelerinde açılan bir davanın konusu ise, hakim ya da taraflar uygulanacak hukukun yabancı hukuk olduğu konusunda karar vermiş veya iddiada bulunsalar dahi, bu Türk Mahkemesinin yetkisizliğini gündeme getirmez. Usulararası yetki için de geçerli olan yetkisizliğin ilk itiraz olarak ileri sürülmesi aksi halde Türk Mahkemesinin yetkili olduğunun taraflarca kabul edilmiş sayılması gerekir.
(Şerh No: 13222 - Ekleyen: Av.Can ALTUNTAŞ - Tarih : 04-04-2012 12:49)

HUMK m. 95/1 gereğince davadan feragat halinde ortada artık bir dava kalmadığından; mevcudiyeti kalmayan bir davanın temyiz davası ile Yargıtay'a taşınması da söz konusu olamaz. Bu sebeple, davacının temyizden feragati hükümsüzdür.
(Şerh No: 13029 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 06-02-2012 17:08)

HUMK 287. maddesinde bir delil mukavelesinin yapılmış olduğu hallerde, mukaveleye konu olan vakıanın başka bir delil ile ispat olunamayacağı kabul edilmekle, delil konusunda tarafların anlaşmalarının geçerli bulunduğu esası benimsenmiştir. Temyize konu olayda; Yapım İşleri Genel Şartnamesi, taraflar arasında akdedilen yapım işi ihale sözleşmesinin eki olarak kabul edilmiştir. Söz konusu şartnamenin 40 ve 41. maddeleri uyarınca yüklenici tarafından ara ve kesin hakedişlere şartnamede belirlene...
(Şerh No: 12945 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-01-2012 14:26)

Davanın, kooperatif ortaklığından ihraç kararına karşı açıldığı bu nedenle davacının ortaklıktan doğan alacak ve tazminat istemlerine ilişkin talepleri isteyebileceği ancak tefrik edilerek ayrı bir esas numarasına kaydedilmesi gerektiğidir.
(Şerh No: 12496 - Ekleyen: Av.Burcu YABAN - Tarih : 15-12-2011 21:33)

“Bankaya ibraz edilen ancak karşılıksız kalan çek’e dayalı borcun, bu şekilde aranması tüketildikten sonra, götürülecek borç niteliğine dönüştüğü gözetilerek, HUMK’nın 10. maddesi uyarınca ifa yeri olarak BK’nın 73. madde hükmü nedeniyle, alacaklının ikametgah yeri mahkemesi de yetkili yerlerden biridir. Dairemizin 19.09.2005 tarih ve 8454-8277 sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu itibarla, mahkemece, gerek keşide yeri, gerekse alacaklının ikametgah yeri itibariyle, doğru yer mahkemesinden ihtiyati ...
(Şerh No: 12533 - Ekleyen: Stj.Av.Müslüm BOZGEYİK - Tarih : 03-12-2011 15:30)

Mazeretini bildiren tarafın bunu belgelendirmesi gerektiği gibi, yargılamanın devamlılığını sağlamak için gerekli gün tebliği giderini de yatırması gerekir.Bu görevlerini yerine getirmeyen davacının davasının işlemden kaldırılması, bu noktadan sonra da takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
(Şerh No: 12308 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 22-10-2011 19:47)

Tasarrufun iptali davalarında alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesi var ise sözleşmede gösterilen yer mahkemesi yetkilidir.
(Şerh No: 12067 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 12-08-2011 15:15)

HUMK madde 101'de düzenlenen ihtiyati tedbir kararları, tevdi yeri tayini kararları ve HUMK madde 368 vd.daki delil tesbiti kararları ile bu nitelikteki isin esasını çözümlemeyen kararlar temyiz edilemez.
(Şerh No: 12047 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 02-08-2011 20:30)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 421] Mahkeme kötü niyetli olan davalıyı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan tarafı, davanın yasal masrafları dışında, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırdıkları vekalet ücretinin tamamına veya bir kısmına mahkum edebilir. Vekalet ücretinin miktarı hakkında anlaşılamaması durumunda bu miktarı bizzat mahkeme belirler.
(Şerh No: 11928 - Türkçeleştiren: Sezgin İBİŞ - Tarih : 28-07-2011 21:45)

"Görevsizlik" veya "yetkisizlik" kararı verilmesi halinde, kararı veren mahkemece, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de hüküm altına alınması gerekir.
(Şerh No: 11777 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 30-06-2011 14:16)

Dava dilekçesinin tanziminde kanuni noksanlar bulunması sebebiyle iptal kararı verildiğinde, davacı 10 gün içinde yeniden dava dilekçesi tanzim ve ibraza mecbur olduğundan (aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve 425.maddeden faydalanılacağı açık olmakla) bu kararda, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmez.
(Şerh No: 11776 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 30-06-2011 14:16)

Paydaşlardan biri, önceden görülüp kesinleşen ortaklığın giderilmesi davasında taraf olarak görünmese de; bu tür davaların özelliği gereği; o davada esas alınan veraset ilamında kendisinin ketmedildiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesini talep hakkını haizdir.
(Şerh No: 11699 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-06-2011 14:46)

Haksız rekabetin önlenmesine ilişkin ilamlar şahsın hukukuna ait olması nedeniyle, kesinleşmeden takip konusu yapılamaz.
(Şerh No: 11685 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-06-2011 17:15)

Mahkemece, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7/1. maddesi gereğince görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 11384 - Ekleyen: Stj.Av.Fulya IŞILAK - Tarih : 18-04-2011 20:47)

Harca tabi olmayan davalarda hakimin dava dilekçesini havale tarihinde, harca tabi davalarda ise, harcın ödendiği tarihte dava açılmış sayılır.
(Şerh No: 11102 - Ekleyen: Doğukan Bora SAVAŞ - Tarih : 27-03-2011 23:16)

Temerrüt Nedeniyle Kiralananın Tahliyesi İstemli davada Görevli Mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
(Şerh No: 10666 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 05-03-2011 20:55)

Hukuk mahkemeleri ile idari mahkemeler arasındaki ilişki yargı yolu ilişkisidir ve bir hukuk davası idare mahkemesinde açılırsa; idare mahkemesi dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermekle yetinmek zorundadır, ayrıca davanın belli bir hukuk mahkemesine gönderilmesine karar veremez. Adli yargının görevine giren bir davanın idari yargıda ikame edilmiş olması ve idari yargının işbu davada görevsizlik kararı (yargı yolundan reddi) vermiş olması halinde; * görevsiz yargı yer...
(Şerh No: 10664 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-03-2011 14:42)

Adli yargının görevine giren bir davanın idari yargıda ikame edilmiş olması ve idari yargının işbu davada görevsizlik kararı (yargı yolundan reddi) vermiş olması halinde; * görevsiz yargı yerinde açılan davanın, adli yargı düzeni içinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması, * idari yargı yerince verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeyerek ya da temyiz edildiği takdirde onanmak suretiyle kesinleşmiş olması, kesinleşen kararı takiben 10 günlük süre içerisinde görevli a...
(Şerh No: 10663 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-03-2011 14:13)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 381/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşmada tutanağa geçirilerek okunması sureti ile olur.Bu durumda gerekçeli kararın,tefhim edilen karar yanlış da olsa buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir
(Şerh No: 9840 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 07-02-2011 12:59)

Davanın kabulüne rağmen yargılama giderlerinin davalıya yükletilmemesi. Haciz ihbarnamesine itiraz etmemek. Davanın ilk oturuma kadar kabulü.
(Şerh No: 9838 - Ekleyen: Av.Hakan EREN - Tarih : 05-02-2011 23:29)

 Bilgi  [MülgaHUMK. 8] Parasal Sınır
Sulh mahkemelerinin görev sınırı 2011 yılı için 7.780 TL olarak belirlenmiştir.Yıllara göre görev sınırı için bkz: [url]http://www.turkhukuksitesi.com/hukuksayfa_humk_parasal.htm[/url]
(Şerh No: 9843 - Ekleyen: Doğukan Bora SAVAŞ - Tarih : 05-02-2011 15:53)

Aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.Nafaka Hükümleri istinadır.Nafaka Hükümleri kesinleşmeden icraya konabilir.
(Şerh No: 9841 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 04-02-2011 17:04)

İhtiyati tedbirin amacı, davadan önce veya dava sırasında, dava konusu alacağa tehlikeye düşmeden kavuşabilmek için menkul veya gayrimenkule el koymak, devir ve temlikini önlemektir. Kayıtta bir taraf lehine ihtiyati tedbir şerhi işlenerek aleniyet kazanmışsa, bu kayıt sonrasında işlenmiş başkaca kısıtlamalara değer tanınmaz.
(Şerh No: 9831 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-02-2011 11:31)

Kaçak Elektrik Tahakkukuna Karşı Açılan Menfi Tespit Davasında Tüketici Mahkemesi Değil Genel Mahkemeler Görevlidir
(Şerh No: 9824 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 30-01-2011 17:16)

 Bilgi  [MülgaHUMK. 197] Cevap süresinin uzatılmasının ilk itirazlara etkisi
HUMK.m.197 gereğince, cevap lahiyasının süresinde ibrazı mümkün değilse, mahkemeden cevap süresinin uzatılması talep olunur. Mahkemenin bu talebe ilişkin bir karar vermesi gerekmektedir. Bu karar elde edilir ise, uzatılan süre içerisinde sunulacak cevap lahiyasına tüm cevaplarla birlikte ilk itirazlar da sunulabilir. İlk itirazlar hakkında HUMK.m.189'da tayin olunan kesin süre burada, cevap lahiyasının uzatılmasına ilişkin kararla değişikliğe uğrar. Bu hususa ilişkin Yarg.Yargıtay 13. Hukuk Dair...
(Şerh No: 9677 - Ekleyen: Gizem RODOPLU - Tarih : 14-01-2011 10:04)

HUMK.108. maddesi uyarınca,ihtiyat-i tedbir kararı verildikten sonra dava açılmış ise,bu konudaki tüm yetkiler dava açılan mahkemeye ait olacaktır.Bir başka ifadeyle,henüz geçerli bir icra takibi bulunmaksızın Mahkeme tarafından verilen tedbir kararının uygulanması,icra işlemi sayılmayacağından,tedbir kararının kalkıp kalkmadığı, yürürlükte bulunup bulunmadığı,tedbirin infazı ile ilgili şikayeti inceleme görevi,kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Zira icra müdürünün bu aşamadaki gör...
(Şerh No: 9438 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-01-2011 23:43)

Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar, bunun istisnalarındandır.Şöyle ki; 1-Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, artık bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. 2-İster aynı oturumda, ister daha sonraki oturumlarda olsun bundan dönülerek eski hükmünde ısrar edilemez. 3-Hakim değişikliği olsa dahi, bozmaya uym...
(Şerh No: 9426 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-01-2011 15:22)

Daha önce davacı tarafça ikame edilen davada yerel mahkeme, takipsizlik nedeniyle davanın işlemden kaldırılmasına ve sonra 3 ay içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. İşbu karar taraflara tebliğ edilip kesinleştirilmemiştir. Temyize konu davada davalı, anılan sebeple derdestlik itirazında bulunmuştur. Davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil nitelikte ise de; derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini ...
(Şerh No: 9410 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-01-2011 20:40)

Alacaklı vekilinin takipten feragati kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder.Bu nedenle feragat tarihinden sonra takibe devam edilemez.
(Şerh No: 9404 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 01-01-2011 17:02)

 Önerge  [MülgaHUMK. 388] 388. maddesinin son paragrafına aşağıdaki maddenin eklenmesini öneriyorum: Hüküm fıkrasında taraflara yüklenen borcun icra takibine gerek kalmaksızın ifası için hakim, kısa kararı tefhim ederken re'sen bir tevdii mahalli tayin eder. Karar ile borç yüklenen taraf, kısa kararın tefhiminden itibaren en geç üç iş günü içinde tevdii mahalline borcu ifa ederek, ödediği nisbette borçtan kutulur.
(Şerh No: 9382 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 29-12-2010 13:04)

Anayasa m.141/3 hükmünde, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği belirtilmiştir. HUMK m.388/3'te de kararda iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlenmesi, ihtilaflı konular hakkında toplanan delillerin anlatılması, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebeplerinin belirtilmesi, sabit görülen vakıalardan çıkarılan sonuçların açıklanması ve hukuki sebebin bulunması gerektiği belirtilmektedir. Davanın tarafları, kararın sebebini dayandığı gerekçeden anlayabilecekler; kez...
(Şerh No: 9192 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2010 13:51)

Kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, taraflara yüklenen yükümlülüklerin birer birer açıklanması, tarafların yapacağı işlevlerin duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık ve kesin olarak belirlenmesi, kesin süre verilen tarafın, süreye uymadığı takdirde davasının bu nedenle reddedileceği konusunda uyarılması gerekir. (Ayrıca Bknz: HGK 25.06.1975-1-1560/837, HGK 18.02.1983-1-1284/141, HGK 24.06.1992-14-296/395, HGK 10.10.2001-14-940/709)
(Şerh No: 9123 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 22-12-2010 22:25)

Zamanaşımı defi ilk itirazlardan olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülen bu def'inin dinlenebilmesi için,savunmanın genişletilmesi itirazıyla karşılaşmaması gerekir. Böyle bir def'i karşısında davacı, eğer kendisine verilen cevap süresi içinde savunmanın genişletilmesi itirazında bulunulmaz ise, zamanaşımı definin yerinde olmadığından bahisle sonradan vereceği cevap hukuki bir değer taşıyamaz. Artık davalı tarafın zamanaşımı definin değ...
(Şerh No: 8936 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-12-2010 10:31)

Birden fazla borçlu için; borçlulardan birisinin ikametgahı İcra Dairesi’nde icra takibi başlatıldığında, bu borçlu tarafından takibe yetki itirazında bulunulmamışsa diğer borçlular yönünden de İcra Dairesi’nin yetkisi kesinleşecektir. Fakat bu kuralın uygulanabilmesi için alacaklının, borçlulardan en az birinin doğru ikametgah adresinde takip yapması gerekir.
(Şerh No: 8852 - Ekleyen: Mücevher ÖZKAN - Tarih : 11-12-2010 22:53)

Cevap layihasını verememiş ve 197. madde uyarınca mühlet istememiş olan tarafın ilk oturumda esasa girmeden cevap süresinin uzatılmasını isteyebileceği...
(Şerh No: 8721 - Ekleyen: Av.İsmail İBİŞ - Tarih : 09-12-2010 13:41)

Kendisi(davacı)adına bankaya(davalı)gelen havalenin,davalının kusuru ile 3.şahsa ödendiğine ve davalıdan tahsili istemine ilişkin uyuşmazlıkta; hesaptaki paranın pasaportu ibraz eden kişiye ödendiği savunulduğuna göre,paranın davacı tarafından çekilip çekilmediğinin HUMK.309. madde gereğince dekont üzerinde imza incelemesi suretiyle belirlenmesi, imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesi halinde ise,ibraz edilen pasaportun 3. şahsın eline geçişinde ve bu pasaport ile 3. şahsın tahsilat yapm...
(Şerh No: 8719 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-12-2010 13:33)

HUMK.201/ilk cümle uyarınca,cevap süresi içerisinde davaya cevap verilmemesi halinde,davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaların, davalı yanca inkar etmiş sayılacağı hususu,izahtan vareste(açıklanmasına gerek dahi bulunmayan) bir durumdur.
(Şerh No: 8718 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-12-2010 13:19)

Davacı, şüpheli sıfatı ile soruşturma aşamasında tutuklanmış ve hemen akabinde yukarıda ayrıntıları ile yazılı sağlık sorunları meydana gelmiştir. Sağlık heyeti raporlarında, -ani ölüm riski altında olduğu- ayrıca ve açıkça belirtilmiştir. Davacının sağlık sorunlarının, gözaltına alınması ile başlayan ve tutukluluğu ile devam eden süreçte meydana geldiği; en azından, bu sürecin davacıda mevcut olabilecek rahatsızlıklara olumsuz etkide bulunduğu ve yaşamsal tehlike boyutuna ulaştığı anlaşılmaktad...
(Şerh No: 8715 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-12-2010 22:31)

Mahkemece, davanın ihbar edildiği sigorta şirketi yönünden davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İhbar edilen sorumlu şirkete yönelik usulen açılmış ve harcı yatırılmış bir dava bulunmadığından, hakkında karar verilemez. Lakin sonucu itibariyle hüküm doğru olduğundan, bu husus BOZMA nedeni sayılmamıştır.
(Şerh No: 8706 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-12-2010 18:59)

Davacıya sonuçları anlatılarak verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti, gecikmeli olarak yatırılmış ise de; bu durum o tarihte yürürlükte bulunan enerji affı ile ilgili, tarafların yaptığı sulh müzakereleri nedeniyle meydana geldiğinden ve bu gecikmenin, duruşmanın ertelenmesi, davanın sürüncemede bırakılması kastıyla yapılmadığı anlaşıldığından; salt bilirkişi ücretinin kesin süre içinde yatırılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
(Şerh No: 8687 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 05-12-2010 14:18)

HUMK.95.maddesine göre, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olan feragattan dönülmesi ve ıslah yolu ile hükümsüz kılınması olanaksız ise de; davacı feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir (Ayrıca Bknz:Prof.Dr.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü,6.Baskı,Cilt V,S.3646 vd.). Somut olayda, feragat beyanlarında iradeyi sakatlayan nedenlerin etkili olduğu iddia edilmiş olduğuna göre, bu konudaki iddia ve kanıtlar değerlendirilmeksizin, salt feraga...
(Şerh No: 8702 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 05-12-2010 14:17)

HUMK m.91 hükmüne göre, davadan feragat kesin hüküm sonucunu doğurduğundan kararın kesinleşmesine kadar bu yönde vaki beyanın dikkate alınması zorunludur.
(Şerh No: 8657 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-11-2010 13:20)

İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. Dava tarihinden sonra doğacak haklar için görülmekte olan davada karar verilmesi mümkün değildir. Bu ahvalde somut olayda, davanın açıldığı tarihte, davacının yaptığı ödeme tutarları dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekir, yargılama sırasında oluşan ve infazda dikkate alınabilecek olan ödemelerin de hüküm altına alınması doğru değildir.
(Şerh No: 8656 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-11-2010 13:20)

Hüküm kurulduktan sonra, ancak henüz kesinlik kazanmadan davadan feragat edildiğinde; vaki feragatin mahkemece değerlendirilmesi gerekir.
(Şerh No: 8653 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-11-2010 13:20)

Yargıtay bozma ilamının taraflara tebliğinden sonra icra mahkemesince tensiple duruşma günü verilmiş ancak tensiple karar altına alınmasına rağmen taraflara duruşma davetiyesi tebliğe çıkarılmamıştır. Bu eksikliğe rağmen HUMK m.409 mucibince işlem yapılması hukuki değildir ve kararın bozulması sebebidir.
(Şerh No: 8651 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-11-2010 12:15)

Paydaşlığın(ortaklığın)giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar ve HUMK.nun 569. maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Bu itibarla paydaşlar(ortaklardan) birinin ölmesi halinde, alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekir.
(Şerh No: 8639 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 25-11-2010 14:36)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 43] Birden çok kişi, aşağıdaki durumlarda birlikte dava açabilecekleri gibi birlikte onlara karşı da dava açılabilir: 1. Davacılar veya davalılar arasında dava konusu edilen hak veya borcun elbirliği durumunda olması veya ortak bir işlem ile hepsinin yararına bir hakkın üstlenilmesi veya kendilerinin bu biçimde üstlenmeleri, 2. Davanın, her biri hakkında aynı nedenden doğmuş olması.
(Şerh No: 8631 - Türkçeleştiren: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 21-11-2010 22:06)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 44] Birlikte davacı veya davalı olanlar birlikte davranır. Ancak bunlardan biri özel bir sav veya savunma kanıtına iye ise onu ayrıca kullanabilir. Birlikte davrananlar, her durumda davaya bakan mahkemenin yargı çevresinde bulunan ortak bir yerleşim yeri bildirmek zorundadır.
(Şerh No: 8632 - Türkçeleştiren: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 21-11-2010 01:00)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 42] Yanlardan birinin vesayet altına alınması ya da kendisine bir yasal danışman atanması istenir ise yargıç bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılamayı erteleyebilir. Yanlardan biri yasal gerekliliğe dayalı olarak hastaneye konulmuş ya da görüşmesi yasaklanmış ve herkesten ayırılmış olup da bu nedenle kendisinin ya da vekilinin mahkemede bulunması olanaklı değilse, yine o kişi hakkında davayı takip için bir kayyım atanıncaya kadar yargılama ertelenebilir.
(Şerh No: 8630 - Türkçeleştiren: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 21-11-2010 00:55)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 39] Yetkinliği olan tüzelkişiler, yasal organları aracılığıyla ve bu konuda gerekli yetkiyi elde ederek davranır. Aksi durumda yargıç, belirleyeceği süre içinde koşulların tamamlanması için yargılamayı ertelemek zorunda olduğu gibi davanın her aşamasında yanlardan her biri de bu istemde bulunabilir. Ancak ivediliği olan işlerde yargıç, davanın geçici olarak sürmesine karar verebilir.
(Şerh No: 8628 - Türkçeleştiren: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 19-11-2010 13:51)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 37] Yargıcın reddi nedenlerine dayanarak, tutanak yazmanı da reddedilebilir. Bu ret istemi, yazmanın görev yaptığı mahkemece incelenir.(EKLENMİŞ TÜMCE RG T.:07.10.2004 RG NO: 25606 KANUN NO: 5236/8) (YÜRÜRLÜK T.: 01.06.2005) Bu konuda verilecek kararlar kesindir.
(Şerh No: 8627 - Türkçeleştiren: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 19-11-2010 13:44)

Davalı dava tarihinde ergin bulunmadığı için dava yeteneği bulunmamaktadır. Bu nedenle de, yasal temsilcisi tarafından temsil edilmiştir. Diğer yandan, yargılama sırasında ergin olmuş ve dava yeteneğini de kazanmıştır. Açıklanan nedenlerle, hükmün; davanın tarafı olan ve davaya konu eylemi de gerçekleştirdiği sabit bulunan davalı hakkında oluşturulması ve tazminat ile sorumlu tutulması gerekir.
(Şerh No: 8624 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 14-11-2010 14:02)

Alacaklı takip tarihinde reşittir. Takip veli tarafından başlatılmıştır. Takibin iptali gerekir.
(Şerh No: 8623 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 14-11-2010 13:41)

Hakkındaki dava velisi tarafından takip edilen çocuk dava sırasında ergin olursa velisinin yasal temsilci sıfatı sona erer. Bundan sonra davanın ergin olan çocuk tarafından veya vekalet verdiği bir avukat tarafından takip edilmesi gerekir. Aksi halde velinin yaptığı veya veliye karşı yapılan işlemler geçersiz olur. Ehliyet konusu dava şartlarından olup yargıç tarafından kendiliğinden gözetilir.
(Şerh No: 8622 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 14-11-2010 13:32)

İsticvabına karar verilen taraf, davaya bakan mahkemede isticvap olunur. Ancak taraf, davaya bakan mahkemenin yargı çevresi dışında oturmakta ise, HUMK.nun 232. maddesinin 2. cümlesi uyarınca istinabe(görülmekte olan yer mahkemesine gönderilmek üzere,bulunduğu yer mahkemesinde anlatımının alınması)yolu ile isticvap olunur.
(Şerh No: 8604 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-11-2010 00:11)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05132294 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.