Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 1994/7408, Karar: 1994/7250 İçtihat

Üyemizin Özeti
Yabancı unsur içeren bir uyuşmazlık Türk Mahkemelerinde açılan bir davanın konusu ise, hakim ya da taraflar uygulanacak hukukun yabancı hukuk olduğu konusunda karar vermiş veya iddiada bulunsalar dahi, bu Türk Mahkemesinin yetkisizliğini gündeme getirmez. Usulararası yetki için de geçerli olan yetkisizliğin ilk itiraz olarak ileri sürülmesi aksi halde Türk Mahkemesinin yetkili olduğunun taraflarca kabul edilmiş sayılması gerekir.
(Karar Tarihi : 07.09.1994)
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı Alman uyruklu İ____ K____ H___'a Almanlarla kira sözleşmeleri yapmak ve kira paralarını tahsil etmek amacıyla vekalet verdiğini davalının tahsil ettiği paralar yönünden hesap vermekten kaçındığını öne sürerek 100.000 DM'ın fiili ödeme günündeki resmi kur üzerinden yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Dava dilekçesinde davalı vekili olarak Avukat Ş___ D____ gösterilmiş dava dilekçesi bu vekile tebliğ edilmiştir. Anılan vekil 15.12.1993 tarihli tedbire itiraz koşulu dilekçesinde vekile dava açılamayacağını davada dayanılan vekaletnamenin Alman yasalarına göre düzenlendiğini davalının Alman Vatandaşı olduğunu o nedenle davaya bakmaya Alman Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur.

Mahkemece yetki itirazının süresinde olduğu benimsenmiş HUMK. 9. maddesine dayanılarak davaya bakmaya davalının ikametgahı Alman Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Öncelikle belirtelim ki, dava vekile değil Alman Vatandaşı İ____ K____ H____'a açılmıştır. Anılan davalının vekilinin avukat Şükrü Döşkaya olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Gerçekte de, Türk Mahkemelerinin (taşınmaz mal davaları dışındaki)konusu mal varlığı hakkı olan davalardaki uluslararası yetkisizliği kesin değildir. Diğer bir anlatımla kamu düzenine ilişkin değildir. O nedenle mahkeme uluslararası yetkisizliğini doğrudan gözetemez. Davalı, mahkemenin uluslararası yetkisizliğini ancak ilk itiraz olarak ileri sürebilir. (HUMK. Md. 187/2)Davalı Türk Mahkemelerinin uluslararası yetkisine ilk itiraz olarak itiraz etmezse Türk Mahkemesinin uluslararası yetkisini kabul etmiş sayılır (HUMK. Md. 23). Şu durum karşısında, yetki yönünden sorunun çözümlenmesi davalı tarafından Türk Mahkemesinin uluslararası yetkisine süresinde itiraz edilip edilmediğinin tespitinde toplanmaktadır.

Mahkemece, davalı vekilinin 8.4.1994 tarihli oturumda müvekkilime tebligat yapılmamıştır, bunun tamamlanmasını talep ederim şeklindeki isteğini esas almış davalıya tebligat yapılmaması evvelce vekile yapılan tebligatın da usulüne uygun olmaması nedeni ile süresi geçmiş davalı vekilinin yetki itirazının süresi içinde yapıldığı benimsenerek yetkisizlik kararı verilmiştir.

Oysa davalı vekili avukat Ş____ D____'ya dava dilekçesi 5.11.1993'de tebliğ edilmiştir. Anılan vekil 15.12.1993 tarihinde mahkemeye verdiği tedbire itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş 3.3.1994 günlü dilekçesinde bunu yinelemiştir. 15.12.1993 tarihli oturumda anılan vekil vekaletnamesini oturum arasında ibraz edeceğini açıklamış ve ibraz etmiş ve mahkemece de duruşmaya kabulüne karar verilmiştir.

Şu durum karşısında avukat Ş____ D____'nın vekilliği ve yaptığı işlemler icazet kuralları altında geriye doğru (dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte)hüküm ifade eder ve hukuki sonuçlar doğurur. O nedenle davalı yabancı uyruklu I____ K____ H____'in Türkiye'deki vekili avukat Ş____ D____ olduğunun dava dilekçesinde bu vekile tebliğ edilmesinde usule aykırı bir yön olmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava dilekçesinin vekile tebliğ edildiği tarihte yetki itirazına ilişkin sürenin işlemeye başladığı ve 10 günlük süre geçirildikten sonra yetki itirazında bulunduğunun kabulü zorunludur.

Mahkemece açıklanan bu yönler gözardı edilerek yetki itirazının süresinde olduğu kabul edilip yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Öyleyse işin esasına girilmeli delil ve karşı deliller toplanmalı hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

KARAR : Temyiz olunan yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.9.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : HUMK yürürlükten kalkmış olsa da HMK'da ilgili hüküm değişmediğinden ve sık karşılaşılan bir durum olduğundan meslektaşların işine yarayabilecek bir karar.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 23 :Salahiyettar olmıyan bir mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse esasa girişmezden evvel bu bapta itirazda bulunmazsa o mahkemenin salahiyetini kabul etmiş addolunur. Şu kadar ki münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan mesail bundan müstesnadır. Mahkeme bu nevi davalarda hitamı mahkemeye kadar re'sen veya iki taraftan birinin talebi üzerine ademi salahiyet kararı verir. Mahkemenin salahiyattar olmadığını iddia eden taraf salahiyettar mahkemeyi beyana mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Can ALTUNTAŞ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 04-04-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02813792 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.