Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/4182, Karar: 2010/520 İçtihat

Üyemizin Özeti
İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. Dava tarihinden sonra doğacak haklar için görülmekte olan davada karar verilmesi mümkün değildir. Bu ahvalde somut olayda, davanın açıldığı tarihte, davacının yaptığı ödeme tutarları dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekir, yargılama sırasında oluşan ve infazda dikkate alınabilecek olan ödemelerin de hüküm altına alınması doğru değildir.
(Karar Tarihi : 19.01.2010)
"Taraflar arasında görülen davada Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 23.01.2008 tarih ve 2006/342-2008/16 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19.01.2010 gününde davacı avukatı İ____ O____ Y____ ile davalı asil M____ Ç____ gelip, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı ve asil dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi D____ B____ tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkili R____ Ç____ ile davalı M____ Ç____'in 23.8.2005 tarihli protokol, ekleri ve ek protokol ile T____ Nak. A.Ş., Ç____ Ltd.Şti. ve K____ Ltd. Şti.'ndeki ortaklıklarına son verdiklerini, buna göre T____ Nak. A.Ş. ve K____ Ltd. Şti.nin, müvekkili R____ Ç____ tarafından alındığını, Ç____ Ltd.Şti.'nin de davalı M____'a bırakıldığını, protokol gereği davalıya çekler verildiğini ve paralar ödendiğini, 23.08.2005 tarihli protokolün (ö) bendi uyarınca verilen hesaplar haricinde iş dışında çıkacak çek, senet ve açık borçların davalı M____'a ait olacağını, çıkacak borcun işle ilgili olması halinde bu borcun %60'ının R____'e ve %40'ının M____'a ait olacağını, protokolün yapıldığı sırada Körfez Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/680 esas sayılı davanın müvekkiline bildirilmediğini, 21.07.2006 tarihinde icra emrinin tebliği ile haberdar olunduğunu, bu dava sonucu müvekkili şirketin alacaklıya toplam 104.000 YTL'nin 6.500 YTL'sini ödediğini, geriye kalanı da taksitler halinde ödeyeceğini, yine ortaklık sona ermeden önceki döneme ait olmak üzere şirket avukatı M____ K____'ya 7.000 YTL ücret ödendiğini, protokol gereği davalının bu giderin %40'ından sorumlu olduğunu, bu şekilde dava konusu alacak miktarının Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/680 esas sayılı dosyası nedeniyle yapılan takip sonucu ödenen miktarın %40'ı olan 41.600 YTL ve avukat M____ K____'ya ödenen bedelin %40'ı olan 2.800 YTL olduğunu ileri sürerek, toplam 44.400 YTL'nın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı M____ Ç____ vekili, davacının protokol düzenlenirken açılan davadan haberdar olduğunu, kaldı ki ödenecek miktarın tamamının ödenmediğini, takside bağlandığını, ayrıca vekilin 31.12.2005 tarihine kadar şirketin avukatı olduğunu, T____ Nak.A.Ş. davacıya geçtiğinden ödemenin davacı tarafından yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 43.200 YTL'nın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve göre, davalı vekilinin aşağıdaki 2 ve 3. bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dava, taraflar arasında düzenlenen 23.08.2005 tarihli protokole dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlık protokolün (ö) maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle, davacının davadan sonra ödediği miktarlar da hüküm altına alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. Dava tarihinden sonra doğacak haklar için görülmekte olan davada karar verilmesi mümkün değildir. Buna göre davanın açıldığı tarihte, davacının yaptığı ödeme tutarları dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yargılama sırasında oluşan ve infazda dikkate alınabilecek olan ödemelerin de hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.

3- Ayrıca, dava yukarıda belirtildiği üzere R____ Ç____ ve M____ Ç____ arasında düzenlenmiş protokole dayalı olarak açıldığına göre davacı T____ A.Ş.'nin davacı olma sıfatı bulunmadığından bu davacının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava dilekçesinde alacağın ticari faizi ile tahsili talep edildiğine ve dava konusu olayın niteliğine göre bu talebin avans faizi anlamına geleceği dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

5- Ayrıca, dava tarihinden önce yapılan ödemelere talep gibi dava tarihinden faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 4 ve 5 no'lu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 74 :Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-11-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02663994 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.