Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11.HD. 2005/4543 E.-2006/4244 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Zamanaşımı defi ilk itirazlardan olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülen bu def'inin dinlenebilmesi için,savunmanın genişletilmesi itirazıyla karşılaşmaması gerekir. Böyle bir def'i karşısında davacı, eğer kendisine verilen cevap süresi içinde savunmanın genişletilmesi itirazında bulunulmaz ise, zamanaşımı definin yerinde olmadığından bahisle sonradan vereceği cevap hukuki bir değer taşıyamaz. Artık davalı tarafın zamanaşımı definin değerlendirilmeye alınması, bu hususta olumlu/olumsuz bir karar verilmesi gerekir.
(Karar Tarihi : 18.04.2006)
Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 07.12.2004 tarih ve 2003/879-2004/509 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi AS tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı sigortacının, TTK.nun 1301. maddesi hükmüne dayalı olarak açılan rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı vekili, cevap süresi geçtikten sonra 06.02.2004 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. Bilindiği üzere, zamanaşımı defi ilk itirazlardan olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ise de, cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi halinde dinlenebilmesi için savunmanın genişletilmesi itirazıyla karşılaşmaması gerekir.

Somut olayda, davalı vekilinin zamanaşımı define ilişkin dilekçesi davacı vekiline 26.02.2004 günlü oturumda verilmesine ve kendisine cevap vermesi için 10 gün mehil verilmesine rağmen, savunmanın genişletilmesi itirazında bulunulmadığı gibi, tam tersine 22.04.2004 tarihli bir sonraki oturumda zamanaşımı definin yerinde olmadığından bahisle iddiaya cevap verilmiş olduğundan, davacı vekilinin bundan sonra karar oturumunda zamanaşımı definin süresinde yapılmadığından bahisle kabul etmediklerine dair beyanı hukuki bir değer taşıyamayacağından, davalı vekilinin zamanaşımı definin değerlendirilmesi ve bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile zamanaşımı definin değerlendirilmemiş olması hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 202 :(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 05.03.1985 RG NO: 18685 KANUN NO: 3156/9)
Davalı cevap dilekçesinde karşılık dava da dahil olmak üzere bütün iddia ve savunmaları ile sebeplerini birlikte bildirmeye mecburdur.

Müddeaaleyh cevap layihasını hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakatı olmaksızın müdafaa sebeplerini tevsi veya tebdil edemez.

Ancak ıslah haliyle 186 ncı madde hükmü müstesnadır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 13-12-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02807093 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.