Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/3702, Karar: 2011/8145 İçtihat

Üyemizin Özeti
Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan tarafın bu mazeretini bildirip belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağı bulunmaktadır. Davacı tarafın mazeret bildirmeden ya da kabul edilebilir bir mazeret ileri sürmeden duruşmaya katılmaması halinde, HUMK m.409 uygulanır.
(Karar Tarihi : 28.06.2011)
"Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı V____ B____, 7.7.1997 tarihli dilekçesiyle tapuda Hazine adına kayıtlı B____ köyü (A____) mevkiinde bulunan 1146 Sayılı parselin kendi zilyetliğinde olduğu, tapu kaydının iptali ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle adına tapuya iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın mazeretsiz olarak 3. kez takipsiz bırakılması ve davalı Hazinenin de davayı takip etmek istememesi nedeniyle, HUMK'nın 409/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapuda kayıt fazlası olarak Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.

B____ köyü 1146 parsel sayılı 18760 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğiyle dava dışı 1145 Sayılı parsele uygulanan Haziran 1974 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydı miktar fazlası olarak 25.6.1986 tarihinde Hazine adına tesbiti 6.6.1987 ila 6.7.1987 tarihleri arasında yapılan askı ilanı sonunda itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.

B____ köyü 1145 Sayılı parsel ise 86010 m² yüzölçümünde zeytinlik niteliğiyle Haziran 1974 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak V____ B____ adına tesbiti itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.

HUMK'nın 409 ve devamı maddelerinde işlemden kaldırma ve davanın açılmamış sayılması düzenlenmiştir. Kural olarak, mahkemece; taraflara usulüne uygun davetiye çıkarılması, bu yolla tarafların duruşmada hazır bulunmalarının ve savunma yapabilmelerinin sağlanması yasal bir zorunluluktur.

Usulüne uygun davet edilen taraf davacı ise, davasını takip etmek istiyorsa bizzat ya da vekili vasıtasıyla duruşmaya katılmalıdır. Eğer duruşma günü celseye katılma imkanı yoksa buna dair mazeretini bildirmeli, belgelemeli ve duruşma gününün kendisine bildirmesi için gerekli giderleri de yatırmalıdır. Duruşma günü celseye katılma imkanı olmayan tarafın bu mazeretini bildirip belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağı bulunmaktadır. Davacı tarafın mazeret bildirmeden ya da kabul edilebilir bir mazeret ileri sürmeden duruşmaya katılmaması halinde, Kanunun 409/1 maddesi gereğince dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilir. 409/6 madde gereğince "1. ve 2. fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde 5. fıkra hükmü uygulanır". Başka deyişle takipsiz bırakılması sebebiyle iki defa takipsiz bırakılan dava dosyasının kabul edilebilir bir mazeret bulunmadan 3. defa takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir.

Somut olayda davacı gerçek kişinin mazeret bildirmeden 25.2.2004 ve 18.7.2006 tarihli celselere katılmamış, davalı vekilinin davayı takip etmek istemediklerini bildirmesi üzerine, bu iki ayrı tarihte dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.

Davacı mazeret bildirmeden 6.6.2007 tarihli celseye de katılmamış, davalı Hazine avukatının davayı takip edip etmeyecekleri yönünde beyanda bulunmak için süre istemi kabul edilerek, celse 12.9.2007 tarihine ertelenmiş, duruşma tutanağı başlığına celse tarihi 12.9.2007 olarak yazılıp, taraflardan diyecekleri sorulmuş, davacı vekili keşif isteminde bulunmuş, davalı Hazine vekili önceki beyanlarını tekrar ettiğini söylemiş, mahkemece mahallinde delillerin takdiri için 9.11.2007 tarihinde saat 10'da keşif yapılmasına keşif için 26.7.2005 tarihli ara kararının yerine getirilmesine karar verilip celse 15.11.2007 günü saat 10.20 ye ertelenmiş, celse tarihi olarak 11.9.2007 yazılıp, mahkeme hakimi, katibi tarafından imzalanmıştır. 15.11.2007 tarihli celsede davalının gelip gelmediği duruşma tutanağına yazılmamış, Hazine vekiline, temsil ettiği yönetimle görüşerek, davayı takip edip etmeyeceklerini bildirmek için bir sonraki celseye kadar süre verilmesine karar verilmiş ve celse 21.2.2008 günü saat 10.50 ye bırakılmıştır. Davacı 20.2.2008 günü, saat 10.38 kaydını taşıyan faks ile (faks üzerinde (4,50.-TL pul iğneyle eklenmiştir), kendisinin bakmakla yükümlü olduğu annesini tedavisini yaptırmak için 20.2.2008 tarihinde İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine yatırdığını, kendisinin ona refakatçi olduğunu, mazeretinin kabulünü arz etmiş, 21.2.2008 tarihli celse tutanağında celsenin açıldığı saat yazılmamış ancak davacı asilin mazeret faksına karşı davalı Hazineden sorulmuş, Hazine vekili davacı asilin sürekli mazeret bildirdiğini, bu sebeple mazeretinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı taraf mazeretini belgelendirmediğinden mazeretinin reddine ve dava dosyasının 3. kez takipsiz bırakılması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.

Davacı taraf mazeret faksına başkaca bir belge eklememiştir. Daha sonra temyiz dilekçesine eklediği belgelerden, annesi M____ B____'yı 20.2.2008 tarihinde Dokuz eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı kliniğine yatırdığı ve kendisinin de refakatçi olarak kalması gerektiğine ilişkin, Üniversitenin Anabilim Dalı Başkanlığının yazısını, hasta yatış kayıtlarını ve Marmaris Kemeraltı Mahallesi Muhtarlığı tarafından düzenlenen, M____ B____'nın kızı olan V____ B____ dışında başka bakanı bulunmadığına dair belgeyi sunmuştur.

Davacı, sadece kendisinin bakımında olan annesi M____ B____'yı 20.2.2008 tarihinde hastaneye yatırdığını, kendisinin de refakatçi olduğunu mazeret olarak bildirerek, bir gün sonraki yani 21.2.2008 tarihli katılmamıştır. Annesini hastaneye yatırdığı tarihle celse arasındaki süre kısa olduğundan, bir hasta refakatçisi olarak, hastane yatış kayıtlarıyla, annesinin sadece kendisinin bakımında olduğuna dair muhtarlık kayıtlarını elde edip, mahkemeye bildirmesi oldukça zordur. Açıklanan sebeple mahkemenin, davacının celselere katılmaktan kaçındığı onun için sürekli mazeret bildirdiği yönündeki gerekçeyle, davacı tarafın mazeretin reddine ve dava dosyası üç kez takipsiz bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde gerçek kişiye iadesine 28.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 409 :(Değişik: 3156 - 26.02.1985) Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.

Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kâğıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.

Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.

İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-10-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02998495 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.