Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

1086 S.lı (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga - Son Eklenen Şerhler

1086 S.lı (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga - Son Eklenen Şerhler

HUMK.nun 230 ve devamı maddelerinde düzenlenen isticvap; 1-Bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla, hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. 2-Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. 3-Davacı, miktar ve dayanağı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. 4-Tüzel kişinin ta...
(Şerh No: 8603 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 07-11-2010 23:56)

HMUK.277. maddesi uyarınca, bilirkişinin reddi mümkün olup, bunun hakim tarafından hadise şeklinde tetkik edilerek karara bağlanacağı aynı maddede yazılıdır. Bu durumda, hakimin bilirkişinin reddi isteğinin kabul veya reddine ilişkin kararı nihai bir karar olmayıp, tahkikat hakimi sıfatıyla verilmiş bir ara karardan başka bir şey değildir; bu niteliği itibariyle de esas hükümden ayrı olarak temyiz olunamayıp ancak esas hükümle birlikte temyiz olunabilir. Aksinin kabulü, hakimlerin reddi talepler...
(Şerh No: 8536 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 04-11-2010 16:44)

HMUK.49 ve devamı maddelerine göre;mahkemece verilecek bir karar ile dava dışı 3.kişiye rücu edilmesinin olası bulunması halinde,taraflardan her biri,davanın 3.kişiye ihbarını talep edebilir. Bu durumda 3.kişi(İhbar Edilen): a)Harcını vermek suretiyle davaya asli müdahil olarak katılma talebinde bulunabilir. b)Hangi taraf davayı kendisine ihbar etmiş ise,onun yerine geçmek(husumeti üstlenmek)suretiyle taraf sıfatı alabilir. Bu yollarda hiç birisine başvurmamış olan İhbar Edilen hakkında hiç ...
(Şerh No: 8513 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-11-2010 17:34)

Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi, yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazlarının bir kısmı Yargıtay'ca ret edilmiş(bozma kapsamı dışında bırakılmış)ise, ret edilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümü onanmış sayılır.(Ayrıca bknz:Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4. Baskı, 1984, Cilt 4, sahife 3421//HGK. 25.03.1992 tarih ve 1992/2-121 E., 1992/197 K.//HGK. 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 E., 2002/847 K.) Bu doğrultuda; ilama dayalı bir icra takibine, salt hükmün b...
(Şerh No: 8287 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 20-10-2010 22:54)

HUMK m.409'da "oturuma çağrılmış olan tarafların hiç biri gelmediği..." denildiği halde taraflar duruşmaya dahi çağrılmadan, resmi fondan pul kullanılmak suretiyle davacı vekiline bu konuda muhtıra gönderilebileceği düşünülmeden; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 8149 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-10-2010 19:42)

Davacı 5.323.459.374 TL. hasar bedelini sigortalısına ödediğini ve davalılardan sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın tahsilini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasar 6.349.942.061.TL. olarak hesaplanmış ve davalı sürücünün 6/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur oranına göre 4.762.456.545.TL. tazminata hükmedilmiştir. Oysa davacı taraf kendisini, toplam hasar bedeli olarak 5.323.459.374.TL. ile bağlamış olduğundan, 6/8 kusur oranına karş...
(Şerh No: 8099 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-10-2010 11:07)

Davacı tarafın ihbar tazminatı talebi bulunmadığı, sadece yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebi bulunduğundan,HUMK. 74.'de açıklanan taleple bağlılık kuralı gereğince, mahkemece sadece bunlar hakkında hüküm kurulması isabetli olup, ihbar tazminatı yönünde ki direnme kararı onanmalıdır.
(Şerh No: 8098 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-10-2010 10:59)

Kısmi davada, dava edilmeyen alacak kesimi için fazlaya ait hakkın saklı tutulmuş olması zamanaşımını kesmez.Bir başka ifadeyle kısmi dava açılması halinde zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. (Ayrıca Bknz:YHGK. 20.3.1968 gün E.9/210 K.151, Y.HGK. 23.11.1966 E.T/593, K.296)
(Şerh No: 8094 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 13:30)

Takip konusu çek, ödeme emrinin tebliğinden önce 6 ay işlemsiz bırakılması halinde zamanaşımına uğrar ise de; Borçlunun itiraz dilekçesinde takibe, imzaya ve icra dairesinin yetkisine itiraz edip, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığına yönelik bir defi ileri sürmediği durumda, hakim bunu kendiliğinden gözetemez ve bu hususta davacıya bir hatırlatmada bulunamaz. (Ayrıca Bknz: BK.140 HGK. 22.2.2975 tarih 4/701-264 sayılı kararı)
(Şerh No: 8093 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 11:56)

Zamanaşımı def'i ancak taraflarca ileri sürülmesi halinde dikkate alınabilir. Aksi takdirde hakim tarafından resen gözetilmez.
(Şerh No: 8092 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 11:45)

Bankaya BDDK tarafından el konulmasından(yönetimin TMSF'YE devrinden)önce ki bir işleme dayalı uyuşmazlıkta, gerek el konulan bankanın sonradan birleştiği diğer FON bankasının, gerekse TMSF'nin pasif taraf ehliyeti bulunmaktadır.
(Şerh No: 8091 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-10-2010 22:46)

Verasetin iptali hakkındaki davalar, mirasçıların her birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.
(Şerh No: 6937 - Ekleyen: Av.Savaş KILIÇ - Tarih : 23-09-2010 11:45)

İade-i Muhakeme(yargılamanın iadesi) ancak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden kararlar için kabul edilmiş olağanüstü kanun yolu olup, bu istemde bulunanın kesin hükmün taraflarından ya da onların haleflerinden biri olması emredici bir şarttır.(Ayrıca Bknz:Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı, Cilt:5, Sf:5237) Somut olayda ihalenin feshi davası açmadığının belirlenmesi yönünde yargılamanın iadesi isteminde bulanan 3.kişi, ihalenin feshi davası açan kişi olmadığını,vergi daires...
(Şerh No: 6873 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 20-09-2010 14:46)

İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın(adi ortaklık= JOİNT VENTURE)tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Ortaklar, ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, takipte borçlu olarak gösterilen kişinin, gerçek veya tüzel kişiliğinin bulunmaması, takibin süresiz şikayet yoluyla "pasif husumet ehliyeti yokluğu...
(Şerh No: 6872 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 20-09-2010 12:46)

Davayı kabul, ikrardan farklıdır. İkrar ile bir vakıanın doğru olduğu bildirilir. Davayı kabul ise, davacının dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani davacının ileri sürdüğü bütün vakıalardan çıkarmış olduğu sonuca rıza gösterilir. Vekilin bir vakıayı ikrar edebilmesi için vekaletnamesinde özel bir ikrar (veya kabul) yetkisinin bulunmasına gerek yoktur.(Ayrıca bknz: Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 1991 Baskı, 3. Cilt, sayfa 2624) Kambiyo hukukuna dayalı takibin iptali isteminde, da...
(Şerh No: 6871 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 20-09-2010 12:36)

Davacı(Yabancı BASKETBOLCU) ile Davalı(KULÜP) arasında ki uyuşmazlıkta; 1-Dava açılmasında teminat yatırma yükümlülüğü hem HMUK. hem de 2675 sayılı MÖHUK'da düzenlenmiş olup, HUMK.nun 97. maddesinde Türkiye'de ikametgahı olmayanlarla ilgili düzenlemeler getirilirken, 2675 sayılı yasanın 32. maddesi münhasıran yabancı olan ve Türk Mahkemelerinde dava açan davacılar yönünden teminat gösterme zorunluluğu getirilmiş olduğundan,burada HUMK.97.'nin uygulanabilme olanağı yoktur. 2-Her ne kadar 2675 ...
(Şerh No: 6744 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 12-09-2010 00:50)

Bozulan önceki kararın gerekçesinde, feragat beyanının maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği, temyize konu kararın gerekçesinde ise, anılan feragatin derdest dava yönünden kesin ve güçlü delil oluşturacağı belirtilmiştir. Gerekçelerin farklı olduğu böyle bir durumda,yerel mahkemenin verdiği kararın gerçekte bir direnme kararı olmayıp, farklı bir gerekçeyle oluşturulmuş yeni bir hüküm niteliğinde bulunduğunun kabulüyle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Hukuk Genel Kur...
(Şerh No: 6420 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 27-08-2010 17:27)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 39] Yeterliğe sahip olan tüzelkişiler, yasal organları aracılığıyla ve gereken yetkileri kullanarak hareket ederler. Aksi halde yargıç, belirleyeceği süre içinde koşulların tamamlanması için yargılamayı ertelemek zorunda olduğu gibi, davanın her aşamasında taraflardan her biri de bunu isteyebilir. Ancak acele işlerde yargıç, davanın geçici olarak sürmesine karar verebilir.
(Şerh No: 6411 - Türkçeleştiren: Feray ÜZEL - Tarih : 26-08-2010 15:55)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 2] Davanın konusu para ise görevli mahkemenin belirlenmesinde, dava konusu paranın miktarı esas alınır. Davanın konusu, paradan başka bir şey ve iki taraf dava konusunun değerinde uzlaşamazlarsa değer, davanın açıldığı mahkeme tarafından değerlenir ve belirlenir. Haciz ve iflas işlemlerinden dolayı açılacak istihkak davaları hakkındaki hükümler saklıdır.
(Şerh No: 6410 - Türkçeleştiren: Feray ÜZEL - Tarih : 26-08-2010 15:52)

Karşılık davalarda mahkemenin görevi, asıl dava ile karşılık davanın değerinin hangisi daha yüksek ise ona göre belirlenir.
(Şerh No: 6407 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 25-08-2010 14:13)

Kısmi davalarda mahkemenin görevi; dava konusu miktar, toplam alacağın son kısmı ise bu miktara, son kısmı değil ise alacağım tamamına göre belirlenir.
(Şerh No: 6406 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 25-08-2010 14:08)

Ayrı ayrı açılıp da sonradan birleştirilmiş davalarda müddeabih (ve dolayısıyla mahkemenin görevi) birleştirilen davaların değerlerinin toplamına göre belirlenir.
(Şerh No: 6405 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 25-08-2010 14:03)

KİŞİLER HUKUKUNA İLİŞKİN HÜKÜMLER ( İLAMLAR ) KESİNLEŞMEDİKÇE İCRA EDİLEMEZ. ŞAHSIN ( KİŞİNİN ) HUKUKU DEYİMİ, GENİŞ OLARAK YORUMLANMALI VE TÜZEL KİŞİLERİN ORGANLARI İLE İLGİLİ İLAMLARIN DA KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEYECEĞİNİN KABUL EDİLMESİ GEREKİR.
(Şerh No: 6356 - Ekleyen: Av.Mehtap ALTINTAŞ - Tarih : 17-08-2010 09:56)

Davacı, genişletilen savunmaya açıkça karşı çıktığına ve HUMK 202. maddesi hükmünce davalı cevap dilekçesini hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun izni olmaksızın savunma nedenlerini genişletemeyeceğine göre davalı G...... M..... Ltd. Şti. 'nin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inin reddi gerekir.
(Şerh No: 6350 - Ekleyen: Av.Fatih KARACA - Tarih : 13-08-2010 16:49)

Mahkemece olumlu veya olumsuz karara bağlanmamış bir iddia , yeni bir dava konusu yapılabileceğinden; kesin hükmün varlığından söz etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece bu tip taleplerin karar dışında bırakılmış olması isteğin zımnen reddi anlamına da gelmez. Taraflarca açıkça vazgeçilmeyen bu isteğin yeni bir davada terkar edilmesi mümkündür.
(Şerh No: 6341 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 12-08-2010 12:28)

Anayasamız yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsediğinden, yargılamanın açık olarak yapılması ve sonunda verilen kararın da açıkça belirtilmesi esastır. Aynı doğrultuda HUMK.nun 382. maddesi gereğince, sonradan yazılacak gerekçeli karar ile kısa kararın uyumlu olması gerekir.Bu anlamda bir çelişki bulunması bozma nedeni olup, hakimin önceki kısa karar ile bağlı olmaksızın ve çelişkiyi kaldırmak üzere,yeni bir karar vermesi gerekir. (Ayrıca Bknz: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu,10.04...
(Şerh No: 6338 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-08-2010 19:06)

5219 sayılı yasa ile karar düzeltme ile ilgili 6.000.000.000 TL'ye çıkarılan parasal sınır,5236 sayılı yasanın 19. maddesi ile 1.1.2009 tarihinden itibaren 8.510.00 YTL'ye çıkarılmıştır. Anılan yasalarda derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.2.2005 T., 2005/13-32 E., 2005/85 K. sayılı ilamı ile, karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün es...
(Şerh No: 6322 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-08-2010 11:20)

Hile iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat davası HMUK. 293/5 hükmünce tanıkla ispat edilebilir olup,senede karşı senet kuralı böyle bir durumda işlemez.
(Şerh No: 6319 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-08-2010 23:24)

Yetki sözleşmesi ile T.C. mahkemelerinin esas davadaki yetkisinin kaldırılmış olması, T.C. mahkemesinin geçici bir hukuki himaye tedbiri olan ihtiyati haciz kararı vermesine engel değildir.
(Şerh No: 6318 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-08-2010 23:15)

Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıdadır. Diğer yandan bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmayıp, bononun keşide ve vade tarihi itibarı ile HUMK.nun 299. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek, üçüncü kimse hakkında hüküm ifade edip etmeyeceği irdelenmelidir.
(Şerh No: 6317 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-08-2010 23:06)

Taşınmaz mülkiyetinin devrini sağlamak amacıyla açılan davalar HUMK m.13’e göre kesin yetki hükmü gereği taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Bu konuda yetki sözleşmesi yapılamaz. Emredici hükme rağmen, bu konuya aykırı yetki sözleşmesi yapılarak dava açılmışsa, hakim davanın esasını incelemeksizin “yetkisizlik kararı” vermek zorundadır.
(Şerh No: 6310 - Ekleyen: Av.Ahmet GÜLHAN - Tarih : 04-08-2010 18:03)

İhtiyari dava arkadaşlığı davaların birleştirilmesi yoluyla da mümkün olduğundan(Alongaya Yavuz: Medeni Usul Hukukunda Dava Ortaklığı 1965 s.62),birbiri ile ilgisi olan davaların benzer sebep kavramı içerisinde değerlendirilerek, bağlantının varlığı kabul edilmeli ve bu davalar birlikte görülebilmelidir. Zira bu durum yargılamayı çabuklaştıracağından, yargılama giderini azaltacağından ve çelişkili kararların önüne geçeceğinden, usul ekonomisine de uygun düşmektedir. İflasın ertelenmesi talebinde...
(Şerh No: 6307 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 03-08-2010 21:55)

Avukatın başka bir davada (dosyada) vekaleti bulunması, vekaleti bulunmayan bunlardan başka derdest bir davanın da vekili olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle tebligat asile yapılarak taraf teşkili sağlanmalıdır.
(Şerh No: 6281 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-08-2010 11:16)

Adli yardım, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 465 ila 472. maddelerinde düzenlenmiş olup; fakir bir kimsenin bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Anılan maddelerde adli yardımın yargılamanın hangi aşamalarında yapılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak; 469/2 maddesinde kanun yollarına (ör:temyiz) başvuru esnasında adli yardım istenemeyeceğine ilişkin herhang...
(Şerh No: 6278 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 01-08-2010 13:11)

Bankada mevduat hesabı bulunan davacının hesabındaki paraların internet bankacılığı kullanılmak suretiyle çekilmesi nedeniyle alacak istemine ilişkin davada,haksız fiil hükümlerinin uygulanması mümkün olmayıp, mevduat hesabının açıldığı ve internet bankacılığı kullanılmak suretiyle hesabın boşaltıldığı yerde,HUMK.nun 17. maddesi uyarınca, bir şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava açılabilir.
(Şerh No: 6247 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 25-07-2010 22:22)

"Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" düzenlemesi ile zayıf durumda bulunan davacıyı koruma amacı taşıyan genel yetki hükmü getirmekle davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Buna göre davacı (nafaka alacaklısı); isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, isterse HUMK'nın 9. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabilecektir. Kamu düzenine ilişkin bulunmayan bu yetki kuralı için davalının yetki itirazında (HUMK m. 18...
(Şerh No: 6222 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2010 21:44)

Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar HUMK. nun 9. maddesindeki genel yetki kuralı gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi varsa yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yer mahkemesinde veya HUMK'nun 10. maddesi uyarınca akdin ifa yeri mahkemesinde açılabilir.
(Şerh No: 6221 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2010 21:39)

Bir davanın görülmesi sırasında birden fazla mahkemenin yetkili olması durumunda seçim hakkı davacıya ait olup, HUMK'nın 27. maddesi gereğince davacı bu hakkını yanlış kullanarak yetkisiz mahkemede dava açtığı takdirde, doğal olarak seçim hakkı ilk itiraz olarak davalıya geçecektir. Davalı, yetki itirazında yalnızca bir mahkemeyi göstererek seçim hakkını kullanabilir. Bu durumda, mahkemece dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderilmesi gerekir. Buna karşılık, davalı yetki ilk itirazında birden fa...
(Şerh No: 6212 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2010 21:24)

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesi gereğince iş mahkemelerinde açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Söz konusu bu hüküm kamu düzenindendir. Davalı bir Anonim Şirkettir. Türk Ticaret Kanununa göre şirketlerin yasal ikametgâhı şirketin merkezinin bulunduğu yerdir.
(Şerh No: 6211 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2010 21:10)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 241. maddesine göre, iddia veya savunmasını tanıkla ispat etmek isteyen tarafın, ilk önce hangi hususlarda tanık dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri yeterli olup, taleple birlikte tanık adlarının bildirmek zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, ispatı gereken hususun tanıkla ispat edilmesi mümkün olduğu sonucuna varılırsa, talepte bulunan tarafa uygun süre veya süreler verilerek tanıklarını bildirmeleri istenir. Tanık listesinin bilahare sunulması, yeni delil...
(Şerh No: 6187 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:42)

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının sebepleri ile miras bırakanın sağlığı sırasında ehliyetsiz olduğundan bahisle açılan ve kesinleşen dava sebepleri ayrı olduğundan, HUMK´nun 237. maddesi uyarınca maddi anlamda bir kesin hükümden söz etme olanağı yoktur.
(Şerh No: 6181 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:41)

Davalının davacıdan alacaklı bulunduğu iddiasına karşı, davacı tarafça bu konuda davalıya yapılan yemin teklifinin davalı tarafça kabul edilmediği ve karşı tarafa reddinin de yapılmadığının anlaşılmış olmasına göre,bu durum HUMK.nun 347. maddesi uyarınca davalının takas istemine konu alacak miktarının davacı tarafından davalıya ödendiğinin ikrar edildiği sonucunu doğurur.
(Şerh No: 6185 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:14)

HMUK. 344 ve devamı maddelerince kati yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Bu tarafın Yemin deliline dayandığını kabule olanak verecek bir olgu bulunmaması halinde yemin teklif etme hakkı bulunmadığından, hakimin olmayan bir hakkın varlığını hatırlatması da düşünülemez.
(Şerh No: 6184 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:04)

Eda davası açma olanağı-davacının belirli bir miktar borcunun bulunmadığının İİK.nun 72. maddesi gereğince menfi tespit davasına konu etme hakkı- varken,HMUK. 368 hükmünce tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, yasal koşulları bulunmayan davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 6183 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 15:14)

HMUK 368. ve devamı kapsamında delil tespiti niteliğinde açılan,edaya yönelik bir talep içermeyen dava, HMUK.83 ve devamı hükmünce ıslah yolu ile eda davasına dönüşebilir.
(Şerh No: 6182 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 14:54)

TMK'nın 118. maddesi hükmüne göre; "nişanlanma, evlenme vaadiyle olur". Gerçekte evli olan birisi bir başkası ile yeniden nişanlanma akdi yapamaz. Şayet yapılmış ise, yapılan bu akit geçersiz olup, yasal anlamda nişan akdi olarak kabulü olanaksızdır. Bu durumda da Aile Mahkemesi tarafından yargılama yapılması mümkün değildir.
(Şerh No: 6160 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:23)

Dava tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda görevli mahkeme 23.06.1943 gün ve 18/22 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca taşınmazın değeri esas alınmak suretiyle belirlenir.
(Şerh No: 6159 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:19)

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile açılan davada, satış vaadi sözleşmesindeki değer esas alınarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemenin görevi belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakmamak eldeki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünülerek dava konusunun davanın açıldığı gündeki değeri keşfen belirlenerek görevli mahkemeyi tayin etmek gerekir.
(Şerh No: 6158 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:15)

Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde , reddedilen miktar üzerinden yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekir.
(Şerh No: 6155 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 06-07-2010 14:01)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 86. maddesi uyarınca, ıslah eden taraf, bu tarihe kadar olan dava masrafıyla diğer taraf için takdir olunacak zarar ve ziyanı, davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeye mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır, somut olayda, mahkemece, davalı vekilinin talepte bulunmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 6153 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-07-2010 13:44)

Taraflar dilekçe ve layihalarında yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında talepte bulunmamış olsa da; Mahkemece re'sen yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmelidir.
(Şerh No: 6003 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-06-2010 16:36)

Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında taşınmazın idare adına tesciline de karar verilmiş olması taşınmazın aynının çekişmeli olduğu anlamına gelmez. Tazminata ilişkin ilamın infazı için kesinleşme gerekmez.
(Şerh No: 6000 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-06-2010 13:15)

Takip dayanağı ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleşmiş olması karşısında, ilamda yer alan, ancak kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası vs kalemlerin kesinleşmeleri beklenmeden takibe konulmalarında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
(Şerh No: 5999 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-06-2010 13:09)

İddia ve savunmalara ilişkin olup da dava dosyasına sunulacak dilekçelerde; davanın aydınlığa kavuşmasında ve hakkın meydana çıkarılmasında hiçbir olumlu etkisi olmayan, başkalarının kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek yazı ve sözlerin kullanılmamasına özen gösterilmelidir.
(Şerh No: 5580 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 19-05-2010 15:42)

- İlk Derece Mahkemesi Yargıçları Aleyhine Açılacak Tazminat Davalarında, Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluncaya Kadar Geçecek Sürede Yasal Değişiklik Öncesi ( Eski ) Düzenleme Geçerli Olacaktır. - Yasal Boşluk, Davayı Gören Mahkemenin Yargıcı Tarafından Doldurululacaktır. - Yargıç, Boşluk Doldururken, KIYAS Yöntemini Kullanacaktır.
(Şerh No: 5513 - Ekleyen: Av.Hakan EREN - Tarih : 12-05-2010 15:28)

Karşı yanın faksından gönderilen belge, ödeme iddiasını doğruluyorsa, dava ispatlanmış kabul edilmelidir.
(Şerh No: 5384 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 05-05-2010 09:20)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 178] Dilekçelerin mahkeme esas defterine kaydı tarihinde dava açılmış sayılır.
(Şerh No: 4972 - Türkçeleştiren: Av.Merve K.TERKAN - Tarih : 03-04-2010 22:31)

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde yer verdiği ibarelerin, adli yazışmalarda ve özellikle Yargıtay'a verilen dilekçelerde yazılması alışılmış ( mutad ) olmayanı itiraz sınırlarını aşan, davanın aydınlığa kavuşması, hakkın ortaya çıkarılması yönünden etkisi ve yazılmasında zorunluluk bulunmayan gereksiz ( icapsız ) sözler olduğu, bu nedenle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 78. maddesinde anlamını bulan "münasebetsiz" evrak niteliğinde bulunduğu kabul edilmiş; nezaket ve saygı kur...
(Şerh No: 4968 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 26-03-2010 16:28)

Velayet ve vesayete ait kanuni düzenlemeler kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetileceği gibi yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir. Bu konuda iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı uygulanamaz.
(Şerh No: 4789 - Ekleyen: Adnan Koray DEMİRCİ - Tarih : 17-03-2010 10:21)

Yapılan her satış önalım hakkını yeniden kullanılabilir hale getireceğinden ve yargılama sırasında payın el değiştirmesi davacının kullanılabilir hale gelen önalım hakkını etkilemeyeceğinden mahkemece yukarda açıklandığı üzere davacıya HMUK'nun 186. maddesi gereği seçimlik hakkını kullanması için süre ve olanak verilmesi ve onun tercih edeceği şekilde davanın yürütülmesi gerekirken davalı üzerinde pay kalmadığından ve dava da konusuz kaldığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul v...
(Şerh No: 4770 - Ekleyen: Av.Ahmet Turhan DEMİROĞLU - Tarih : 14-03-2010 21:30)

Gerekçe ile hüküm arasındaki belirgin maddi hatanın , taraflar yararına usulü kazanılmış hak ya da kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek , hükmün tavzihi yoluna gidilmelidir.
(Şerh No: 4763 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 13-03-2010 17:45)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 178 ve onu izleyen maddeleri bir davanın nasıl ve ne şekilde açılacağını hükme bağlamıştır. Bir kimse; aleyhine dava açıldığını kendisine tebliğ edilen dava dilekçesiyle öğrenir, eğer davalı; aleyhine açılmış olan davanın haksız olduğu kanısında ise, Usulün 195 ve 202. maddeleri hükümleri uyarınca düzenleyeceği bir cevap layihası ile mahkemeden hukuki himaye talep edebilecektir. Davalı bu arada çeşitli savunma nedenlerinden yararlanmak hakkını haizdir. Süres...
(Şerh No: 4709 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-03-2010 10:48)

Kayyım tayininde re'sen araştırma ilkesi uygulanmayacağı,davacının davasını takip etmesi gerektiği.
(Şerh No: 4713 - Ekleyen: Av.Sema KARADAYIOĞLU - Tarih : 09-03-2010 18:11)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 34] (DEĞİŞİK MADDE RGT: 18.07.1981 RG NO: 17404 KANUN NO: 2494/5) Yargıcın reddi sebebini bilen tarafın ret isteğini en geç ilk oturumda bildirmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç ondan sonraki ilk oturumda yeni bir işlem yapılmadan önce bu isteğini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret isteği dinlenmez. Yargıcın reddi dilekçe ile olur. Bu dilekçede, ret isteğinin nedenlerinin ve kanıtlarının açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir. Ret isteğinden vazgeçmek hükümsüzdür. Yargıcı reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf buna beş gün içinde cevap verebilir. Bu süre geçtikten sonra yazı işleri müdürü tarafından ret dilekçesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri dosya ile birlikte reddi istenen yargıca verilir. Yargıç, beş gün içinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin yerinde olup olmadığı hakkındaki düşüncesini yazı ile bildirerek dosyayı hemen merciine gönderilmek üzere yazı işleri müdürüne verir. Ret sebepleri yazılı kanıtlara dayanmıyorsa merci, isteği reddetmekte veya gösterilen tanıkları dinleyerek bir karar vermekte serbesttir. Ret sebebi gerçekleşmiş olmasa bile merci bunu olası görürse ret isteğini kabul edebilir. Ret sebepleri hakkında yemin teklif edilemez. Yargıcı çekinmeye davet yargıcın reddi hükmündedir.
(Şerh No: 4564 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 01-03-2010 23:29)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 32] (Değişik madde RG Tarih: 18.07.1981 RG No: 17404 Yasa No: 2494/3) Bir yargıç reddini gerektiren sebepleri bildirerek davaya bakmaktan çekinirse ret istemini incelemeye yetkili olan merci, bu çekinmenin yerinde olup olmadığına karar verir.
(Şerh No: 4556 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 01-03-2010 12:52)

Sözleşmeden doğan davalarda akdin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi kanıtlandığı takdirde HUMK. 10. hükmüne göre sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde dava açılabilir.
(Şerh No: 4418 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 22-02-2010 14:51)

Mahkemenin yetkiden önce görev hususunu çözmesi gerekir.
(Şerh No: 4411 - Ekleyen: Av.Volkan YAYALAR - Tarih : 20-02-2010 18:59)

Süreden dolayı reddedilen temerrüde dayalı tahliye istemli dava,daha sonra şartları oluştuğunda(süre dolduğunda)açılan aynı konulu davada kesin hükme esas teşkil etmez.
(Şerh No: 4406 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 20-02-2010 16:53)

Senette sahtecilik nedeniyle kamu davası açılması halinde, müştekinin şahsi hakları bakımından ceza davasına katılması ve senedin iptalini istemesi sözkonusu olur da, mahkeme bilirkişi incelemesine karar verirse ancak bu durumda ceza davası, takip dosyasına tesir eder ve tüm işlemleri durdurur. Aksi takdirde salt ceza davasının açılmış olması takip dosyasına kendiliğinden etki edip, takibi durdurmaz.
(Şerh No: 4389 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 17-02-2010 21:24)

Davanın usul yönünden reddedildiğinin belirtilmesi gerçeği değiştirmez. Mahkemece davaların tarafları, konusu ve istinat olunan sebepleri aynı olduğundan, HUMK.nun 237 nci maddesi gereğince kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 4362 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-02-2010 13:17)

Keşfin yapılması için verilen süreye uymama ve gerekli giderlerin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması halinde dava kanıtlanmamış sayılacağından böyle bir hüküm HUMK.'nun 237. maddesi uyarınca işin esası bakımından kesin hüküm oluşturur.
(Şerh No: 4361 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-02-2010 13:06)

Gayrimenkulün aynına ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra olunamaz. Bedele hükmedildiği hallerde de; dava konusu ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilaflı ise, bu kabil kararlar dahi kesinleşmedikçe icraya konulamaz.
(Şerh No: 4355 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2010 15:34)

Birden çok talebi havi davada verilen kararda; istemlerden bazıları kesinleşmeden icraya konulamayacak ve bazıları da kararın kesinleşmesine gerek olmadan icra edilebilecek ise; kararın, kesinleşmeden icraya konulamayacak kısmı (fer'ileriyle birlikte) ayrılarak diğer kısımlar hakkında -karar kesinleşmeden- icra takibi başlatılması mümkün ve yasaldır.
(Şerh No: 4354 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2010 15:18)

Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde; aralarında bağlantı olduğunun varsayılacağı ve yargılamanın her safhasında birleştirme kararı verilebileceği, ayrıca bir yargı çevresi içerisinde kurulmuş bulunan aynı düzeyde birden fazla mahkemenin, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılacağına ilişkin.
(Şerh No: 4331 - Ekleyen: Av.Elkan ALBAYRAK - Tarih : 12-02-2010 11:12)

5402 S.K. un 8.maddesinde 09.02.2007 tarihinde yapılan değişiklikle tarım arazilerine "bölünemez büyüklük" kavramı getirilmiştir. Yasada belirlenen parsel büyüklüklerini karşılayan tarım arazileri bölünemez, ifraz edilemez ve küçük parsellere ayrılamaz. İstisnai olarak özel iklimlerde ve topraklarda yetişen bitkiler ile seraların bulunduğu yerler daha küçük parselleri gerekli kılarsa bu durumda ancak Bakanlığın izni ile küçük parseller oluşturulabilir. Bölünemez büyüklükte tarım arazileri, elbir...
(Şerh No: 4327 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2010 17:21)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 572] Türk Medeni Yasası 658 ve 659'uncu maddeleri gereğince belirlenen önalım hakkının, açık artırma için yapılmış olan ilk duyuru tarihinden başlayarak bir ay içinde kullanılması gerekir.Bu zamanın bitmesinden sonra kullanılamaz.
(Şerh No: 4117 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 07-02-2010 17:48)

 Önerge  [MülgaHUMK. 178] Dava, dava harcının yatırılmış olduğu tarihte açılmış sayılır.
(Şerh No: 4111 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 07-02-2010 12:16)

Dava dilekçesindeki müddeabihin, aynı dava içinde harcını yatırmak suretiyle kısmi ıslah yolu ile artırılması, harcın yatırıldığı tarihte arttırılan kalemler için Davalıyı temerrüde düşüreceğinden Islaha konu bu kalemler için Islah Dava harcının yatırıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 4113 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 07-02-2010 10:07)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 178] Davanın açılma tarihi, dava dilekçesinin mahkeme kalemine kayıt edildiği tarihtir.
(Şerh No: 4110 - Türkçeleştiren: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 07-02-2010 00:16)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 282] Bilirkişi, raporunu mahkeme kalemine verir. Verildiği günü başyazman raporda belirtir ve duruşmadan önce örneklerini iki yana bildirir.
(Şerh No: 3867 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 22:51)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 572] Türk Medeni Yasası'nın 658 ve 659'uncu maddeleri gereğince sabit olan önalım hakkının, açık artırma için yapılmış olan ilk duyuru tarihinden itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir. Bu sürenin sona ermesinden sonra kullanılamaz.
(Şerh No: 3869 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 22:20)

 Önerge  [MülgaHUMK. 282] Bilirkişi hazırladığı raporu mahkeme kalemine sunar. Başyazman, verildiği tarihi rapora işler ve raporun birer örneğini duruşma gününden önce yanlara gönderir.
(Şerh No: 3868 - Ekleyen: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 21:51)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 324] Devlet kurum ve kuruluşlarında bulunmasından ötürü belgenin aslını gösteremeyecek olan yan, onun getirtilmesini isteyebilir.
(Şerh No: 3871 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 16:38)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 280] Araştırmalar için yerinde inceleme yapılması veya diğer hazırlayıcı bir işlem yapılması gerekir ise iki yandan her biri bu işlemde hazır bulunabilir.
(Şerh No: 3866 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 15:27)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 56] Katılma isteminin kabulü durumunda katılan ancak davayı bulunduğu yerden itibaren takip edebilir.
(Şerh No: 3865 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 06-02-2010 15:15)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 40] Hakimin belirlediği süre içinde gerekli koşullar tamamlanmazsa yapılan işlem hükümsüz sayılır. Ancak yasaca davanın takibi, bir makamın iznine bağlanmışsa hakim, bu makamı bilgilendirmek koşuluyla yeni bir süre de verebilir.
(Şerh No: 3847 - Türkçeleştiren: Av.Özlem BAYRAKTAR - Tarih : 05-02-2010 23:09)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 97] Türkiye'de Türk Medeni Yasası gereğince yerleşim yeri olmayan davacı veya davaya katılan kimse, diğer yanın olası zararına ve yargılama masraflarına karşılık 96'ncı madde gereğince güvence göstermeye zorunludur. İşbu kural soruşturma ve yargılama sırasında yerleşim yerini yabancı ülkeye aktaranlar hakkında da geçerlidir. Antlaşma hükümleri saklıdır.
(Şerh No: 3767 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 23:00)

HUMK'nun 455 ve devamı maddelerinde düzenlenen tavzih isteklerinin anılan düzenlemelerdeki koşulların varlığı halinde kesinleşen hükmün infazına kadar ileri sürülebileceği açıktır.
(Şerh No: 3774 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 01-02-2010 22:17)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 571] Taşınır ve taşınmaz malların açık artırması İcra Yasası'na göre yapılır.
(Şerh No: 3766 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 14:10)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 573] Yargıç ve icra müdürüne karşı aşağıda yazılı nedenlere dayanarak ödence davası açılabilir: 1- İki yandan birini benimseme ve kayırma veya kin ve düşmanlık duygusu nedeni ile diğer yana karşı yasaya ve adalete aykırı bir karar verilmiş olması, 2- Başka anlam verilebilecek ve açıklanamayacak şekilde açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı karar verilmiş olması, 3- Yargılama tutanağında bulunmayan bir nedene dayanarak karar verilmiş olması, 4- Yargılama tutanakları ile kararların değiştirilmiş, bozulmuş olması, söylenmeyen bir sözün yargı ve karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş olması, 5- Verilen veya sağlanan veya yapılacağına söz verilen bir çıkar nedeni ile yasaya aykırı karar verilmiş olması, 6- Hakkı uygun biçimde teslim etmekten geri durulması, 7- Memurluk görevini yerine getirirken savsak ve gevşek davranılması veya yasaya göre verilen buyrukların geçerli bir neden olmaksızın yapılmaması.
(Şerh No: 3765 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 13:12)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 578] İşbu yasa kazanılmış hakları zarara uğratmamak şartı ile geçmişe etkilidir. Bu yasada belirlenmiş olan süreler içinde kullanılmayan haklar bundan sonra kullanılamaz. Ancak henüz süresi içinde bulunan ilgili, bu yasanın yayım gününden başlamak üzere bu kanundaki süreler içerisinde haklarını kullanabilir.
(Şerh No: 3764 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 12:16)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 41] İki yandan birinin ölümü halinde, yargıç diğer yanın istemi ile davanın sürdürülmesi için kayyım atayabilir.
(Şerh No: 3762 - Türkçeleştiren: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 12:05)

Davayı takip yetkisi yok ise de tasfiyeden sonra artan değerin müflise iadesi ve müflisin buna yönelik hakkının korunması gerekir. Müflis hukuki himaye ihtiyacındadır. Bu nedenle dava sırasında iflasına karar verilen müflis hakkında HUMK m.409/V gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. İflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir. (İİK m.194) Bu husus kamu düzeni ile ilgili o...
(Şerh No: 3763 - Ekleyen: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 01-02-2010 11:42)

Davalı kadın cevap dilekçesinde tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat istemiştir. Bu talepler boşanmanın eki ( fer'i )niteliğinde olup yargılama süresince boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar yazılı veya sözlü olarak her zaman ileri sürülebilir ve ayrıca harca da tabi değildir.
(Şerh No: 3714 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 29-01-2010 15:38)

HUMK 13. maddede düzenlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup kesindir. Buna göre, ipoteğin fekkine dair dava taşınmazın aynına ilişkin olduğundan ve taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi bu konuda kesin yetkili olduğundan davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde karara bağlanması gerekir.
(Şerh No: 3687 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 25-01-2010 16:37)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 79] Yasal açıklık olmadıkça hiç kimse kendi yararına olan davayı açmaya ya da hakkını istemeye zorunlu tutulamaz.
(Şerh No: 3629 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 23-01-2010 18:38)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 570] Yargıç, ortaklığın giderilmesi için satış yapmak üzere aşağıdaki kısım yargısına uyarak bir görevli atar.
(Şerh No: 3633 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 22-01-2010 23:35)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 60] Davaya bakmanlık, aşağıdaki yargılardan ayrık olarak Türk Medeni Yasasının genel yargılarına bağlıdır.
(Şerh No: 3624 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 22-01-2010 23:31)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 76] Yargıç kendiliğinden Türk yasaları gereğince karar verir.Ancak bir yabancı ülke hukukunun uygulanması gereken durumlarda, buna dayanan yan, o yasanın hükmünü kanıtlamak zorundadır. Kanıtlanamaz ise Türk yasaları gereğince karar verilir.
(Şerh No: 3617 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 22-01-2010 23:29)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 47] Türk Medeni Kanunu gereğince birlikte dava açmaları gereken veya onlara karşı birlikte dava açılması gerekenlerin davalarında ayırma kararı verilemez.
(Şerh No: 3613 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 22-01-2010 15:41)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06459498 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.