Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11.HD 2003/10989 E.-2003/10860 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 241. maddesine göre, iddia veya savunmasını tanıkla ispat etmek isteyen tarafın, ilk önce hangi hususlarda tanık dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri yeterli olup, taleple birlikte tanık adlarının bildirmek zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, ispatı gereken hususun tanıkla ispat edilmesi mümkün olduğu sonucuna varılırsa, talepte bulunan tarafa uygun süre veya süreler verilerek tanıklarını bildirmeleri istenir. Tanık listesinin bilahare sunulması, yeni delil ileri sürülmesi olarak yorumlanamaz.
(Karar Tarihi : 13.11.2003)
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 29.Hukuk Mahkemesi´nce verilen 08.05.2003 tarih ve 2002/661 - 2003/408 sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dava, kasko sigortasına dayalı rücu alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı, davasını TTK.nun 1301 nci maddesinden doğan halefiyet hakkına istinaden açmıştır. Bu tür dava, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Dolayısıyla, açılan dava esas itibariyle bir tazminat davasıdır. Davacı, klasik bir tazminat davasında olduğu gibi kusur ve zararı ispat etmek zorundadır.

Mahkemece, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu açıklayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Zararın doğmasına neden olan kazaya ilişkin 19.10.2001 tarihli kaza tespit tutanağı; araçların sürücülerin birbirlerini kırmızı ışıkta geçtiği yönde suçladığı, mahkeme huzurunda iddiasını ispat edenin kusursuz olacağı şeklinde tutulmuştur. Davalı Muharrem K. vekili, olayın oluşunu bilen tanıklarının olduğunu, dinletmek istediğini, diğer davalı vekili ise, işleteni bulunduğu aracın kusurlu olduğunu gösterir bir tutanağın bulunmadığını, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı vekilleri ilk celseye katılmamışlar, mahkemece bu celsede dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Rapor sunulduktan sonra davalı Muharrem Koç vekili dava dilekçesinde açıkladığı hususları bilen tanıklarının isimlerini bildirmek istemiş, davacı vekili de talebi kabul etmemiştir. Mahkemece bu aşamadan sonra delil bildirilmeyeceği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Ancak, HUMK.nun 241/2 nci maddesine göre, iddia veya savunmasını tanıkla ispat etmek isteyen tarafın ilk önce hangi hususlarda tanık dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri yeterli olup, taleple birlikte tanık adlarının bildirmek zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, ispatı gereken hususun tanıkla ispat edilmesi mümkün olduğu sonucuna varılırsa, talepte bulunan tarafa uygun süre veya süreler verilerek tanıklarını bildirmeleri istenir. Tanık listesinin bilahare sunulması, yeni delil ileri sürülmesi olarak yorumlanamaz. Ayrıca, tanıkla ispatı mümkün bir olayda ispat külfeti kendisine düşen tarafın tanık dinletebilmesi karşı tarafın muvafakatine de bağlı bulunmamaktadır. Somut olayda, trafik kazasının (haksız fiilin) nasıl meydana geldiği maddi bir vakıa olup, tanıkla ispat edilmesi mümkün olaylardandır. O halde, davalı Muharrem Koç vekiline tanık isimleri dahil tüm delillerin bildirmesi için uygun süre veya süreler, gerektiğinde HUMK.nun 163 ncü maddesine göre kesin süre verilip, iddia ve savunmalar çerçevesinde değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlar şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

2-Kabul biçimine göre de; hükme esas alınan bilirkişi raporu da karar vermeye yeterli nitelikte değildir. Zira, rapor içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, olayın oluş şekli ve kusura ilişkin açıklamalar, tamamen tahmine dayanmaktadır. Hatta, bilirkişi, mahkemenin karar verebilmesi için bir trafik uzmanının olayın oluşumu hakkında yorum getirmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade etmiştir. Bu durum karşısında, davalılar vekillerinin rapora yönelik ciddi itirazları da dikkate alınarak, aralarında bir trafik uzmanının da yer aldığı bilirkişi kurulundan yeniden hasar ve kusura ilişkin rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması da yanlış olmuştur.

3-Ayrıca, talep rücu alacağına dayanmaktadır. Alacak miktarının önceden belirlenebilir nitelikte bulunmaması, mahkemece takdir ve tayin edilmesi gerektiği, başka bir ifadeyle alacağın likit bulunmaması dikkate alınarak, bu tür alacaklar bakımından icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davasında, borçlu aleyhine inkar tazminatına hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.

KARAR : Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına, 3 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı Altındağ Belediye Başkanlığı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 241 :Kanunun tayin ettiği istisnalardan maada hallerde deliller hakim huzurunda istima ve tetkik olunur ve mahkemede veya haricinde icra olunan tetkikler ve muameleler tafsilen zabıt varakasına yazılır.

Şahit ve ehlivukufla müddeasını ispat edecek taraf evvelemirde hangi hususa dair bunların isticvap olunacaklarını tayin eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 16-07-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01791406 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.