Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2005/6647 K. 2005/14675 İçtihat

Üyemizin Özeti
Velayet ve vesayete ait kanuni düzenlemeler kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetileceği gibi yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir. Bu konuda iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı uygulanamaz.
(Karar Tarihi : 7.10.2005)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı avukatınca duruşmaları olarak temyiz edilmiş ise de duruşmadan feragat ettiğinden incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, kızı olan davalı E____'a işlerinin takibi için vekil tayin ettiğini, onunda izin ve bilgisi dışında davalı Av. Ü____'i tevkilen vekaletname verdiğini, A____'ın aleyhinde yaptığı 600.000.000.000 Tl.lik icra takibinde davalı, Av. Ü____'in borçlu vekili olarak vekaletname ibraz edip her türlü süreden ve haktanda feragat ederek takibin kesinleşmesini sağladığını, davalı A____'ın kesinleşen icra takibi ile iş hanına haciz koydurduğunu ileri sürerek, 7.3.2003 ve 13.10.2003 günlü dilekçeleri ile de vekaletnamelerin verildiği gün itibariyle fiil ehliyetinin de olmadığını belirterek, yapılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, A____, davacının kızı E____'ın piyasaya borçlandığını, bu borçları ödemek için kendisinden borç aldığını, alacağını teminat altına almak için davacının bilgisi dahilinde ve isteği ile haciz işleminin yapıldığını yapılan işlemin kanuna uygun olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.

Davalı Ü____, vekaletnamede kendisine verilen yetkilere uygun olarak vekil sıfatıyla işlem yaptığını kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı E____, yapılan icra takibinin muvazalı olduğun A____'ın güveni kötüye kullandığını belirtmiştir.

Mahkemece, Dairemizin usulüne uygun taraf teşkili yapılmasına dair bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılamada; davacının dava dilekçesinde kızı E____'a vekalatname verirken, temyiz kudretinden yoksun olduğunu iddia etmediğini, vekaletname verilirken alınan doktor raporunda mümeyyiz olduğunun belirlendiği, vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasının sabit olmadığı, yapılan icra takibinde usul ve kanuna aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Somut olayda davacının 1.10.2001 günlü vekaletname ile kızı E____'ı her türlü tasarrufi işlemde bulunma ve tevkil yetkisi de vererek vekil tayin ettiği, E____ 'ın bu vekalete dayanarak 1.10.2001 gününde Av. Ü____'i kendisine verilen bütün yetkileri kapsayacak biçimde tevkil ettiği, bir tarih sonra 2.10.2001 gününde davalı A____'ğın Zeytinburnu 2. İcra Müdürlüğünün 2001/2789 s. dosyasında her hangi bir belgeye dayanmaksızın davacı M____ Ş____, hakkında 600.000.000.000 Tl. üzerinden icra takibi yaptığı, borçlu vekili olarak Av. Ü____'i gösterdiği, aynı tarih Av.Ü____'in borçlu vekili olarak icra dosyasında vekaletnamesindeki yetkilere dayanarak, ödeme emrini tebellüğ ettiği her türlü itiraz ve kanuni haklardan vazgeçerek borcu kabul ettiği, borçlu taşınmazı üzerine haciz konulmasını istemesi üzerine de haczin konulduğu, Şişli 1.Sulh hukuku Mahkemesinin 5.3.2003 günlü kararı ile davacı M____Ş____'nun tasarruf ehliyetine sahip olmadığı gerekçesi ile vesayet altına alındığı, Adlı Tıp Kurumunun 13.8.2003 günlü raporu ile de vekaletnamesinin verildiği 1.10.2001 itibariyle davacının hukuki ehliyete haiz olmadığı dosya içeriği ile sabittir.

M.K. 8. maddesi gereğince her şahıs medeni haklardan istifade eder. Bu bağlamda hak sahibi olabilir ve borç altına girebilir. Ne var bu hakların kişi tarafından kullanılabilmesi için fiil ehliyetinin mevcut olması gerekir. Reşit ayırt etme gücüne sahip olup, kısıtlı olmayan kişilerin fiil ehliyeti vardır. Buna karşılık MK. 13-14 maddeleri gereğince yaş küçüklüğü, akıl hastalığı akıl zayıflığı sarhoşluk gibi nedenlerle temyiz kudretinden yoksun olanlar tam ehliyetsiz olurlar. MK. 15. maddesi gereğince kanundaki muayyen istisnalar dışında mümeyyiz olmayan şahsın (tam ehliyetsiz) tasarrufu hukuki sonuç doğurmaz. Yaptıkları işlem batıl olur. 11.6.1994 tarih, 4/21 sayılı İBK gereğince bir tasarruf zamanında temyiz gücünden yoksun olduğu anlaşılan kişinin, o tasarrufunun hüküm taşımayacağı iddiasının kabulü için, bunu dava eden vasiye sair tarafın kötüniyetini kanıtlamak yükü yükletilemez. Öte yandan velayet ve vesayete ait kanuni düzenlemeler kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece resen gözetileceği gibi yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebilir. Bu konuda iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı uygulanamaz. Yapılan bu açıklamalar gözetildiğine, davacının 1.10.2000 gününde fiili ehliyetinin olmadığı dönemde, verdiği vekaletnameye dayanılarak yapılan işlemler davacının aleyhine yükümlülükler doğurmaz. 1.10.2001 günlü vekaletnameye dayanılarak davacı aleyhine yapılan icra takibinde vekilin borcu kabul etmesi hukuki sonuç doğurmaz. İcra takibinde alacaklı olan A____ Ö____, herhangi bir kayıt ve belgeye dayanmadan icra takibi yaptığından, davacıdan alacaklı olduğunu kanuni delilerle kanıtlamalıdır. Davalı ibraz ettiği delilerle 600.000.000.000 Tl. alacağını, kanıtlayamamıştır. Bu halde A____ hakkında açılan davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

2-Davacı, Zeytinburun İcra Müdürlüğünün 2001/2788 s. dosyasında aleyhine yapılan icra takibi sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. İcra dosyasında davalı A____ davacı aleyhine 600.000.000.000 TL.nın tahsili için icra takibinde bulunmuştur. Davalı E____ L____'a ve Ü____'e takipte alacaklı sıfatı olmadığı gibi alacağı temlik almaları da söz konusu değildir. Ü____ borçlu vekili olarak işlem yapmıştır. Bu halde E____ ve Ü____'e husumet yöneltilemez. Bu kişiler aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddi ile Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 8. maddesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken davanın esastan reddi ve buna göre vekalet ücreti takdiri usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

KARAR : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 1 ve 2 no.lu bentlerde gösterilen sebeplerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 7.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 202 :(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 05.03.1985 RG NO: 18685 KANUN NO: 3156/9)
Davalı cevap dilekçesinde karşılık dava da dahil olmak üzere bütün iddia ve savunmaları ile sebeplerini birlikte bildirmeye mecburdur.

Müddeaaleyh cevap layihasını hasmına tebliğ ettirdikten sonra onun muvafakatı olmaksızın müdafaa sebeplerini tevsi veya tebdil edemez.

Ancak ıslah haliyle 186 ncı madde hükmü müstesnadır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Adnan Koray DEMİRCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 17-03-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02766395 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.