Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11.HD. 2005/11723 E.-2006/12556 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı 5.323.459.374 TL. hasar bedelini sigortalısına ödediğini ve davalılardan sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın tahsilini istemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasar 6.349.942.061.TL. olarak hesaplanmış ve davalı sürücünün 6/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur oranına göre 4.762.456.545.TL. tazminata hükmedilmiştir.
Oysa davacı taraf kendisini, toplam hasar bedeli olarak 5.323.459.374.TL. ile bağlamış olduğundan, 6/8 kusur oranına karşılık gelen 3.992.594.530.TL.nin tahsiline hükmedilebileceği gözetilerek, bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken, HUMK.nun 74. madde hükmünde yazılı taleple bağlılık ilkesine de aykırı olacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
(Karar Tarihi : 30.11.2006)
YARGITAY KARARI

Taraflar arasında görülen davada B___ Asliye 6.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.04.2005 tarih ve 2004/59-2005/149 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekilinin, TTK.nun 1301 inci maddesi hükmüne dayalı olarak, davalılar aleyhine açtığı rücu davası sonunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin aşağıdaki 2 ve 3. bent, diğer davalılar vekilinin ise yalnızca ikinci bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, kasko sigortası sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalı sigortanın, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davalı sigorta vekilince, kaza tarihi itibarıyla, davalı araca ait sigorta poliçesi bulunmadığı savunması üzerinde durulmamış ve kararda da bu savunma cevapsız bırakılmıştır.

Davalı sigorta vekilinin savunmalarına ilişkin, dosyada bulunan ve önceki malik adına düzenlenmiş olan poliçe aslının, 07.11.2002 başlangıç ve 07.02.2003 bitiş tarihleri arasında 92 günlük olarak düzenlendiği yazılıdır. Daha sonra davacı adına düzenlenen zeyilnamede ise poliçenin 07.11.2002 ile 07.11.2003 tarihleri arasını kapsadığı yazılı olduğu halde, poliçe süresinin uzatıldığı ve davalı araç maliki tarafından prim ödediğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır.

Bu durumda, mahkemece, davalı sigorta vekilince, zeyilnamedeki bitiş tarihinin hata sonucu 07.11.2003 yazıldığı şeklindeki savunması üzerinde durularak, davalı araç maliki adına zeyilname düzenlenirken poliçenin süresinin uzatılıp uzatılmadığı ve prim farkının ödenip ödenmediği hususları araştırılarak, buna göre davalı sigortanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

3- Öte yandan, davacı vekili, müvekkilinin 5.323.459.374 TL. hasar bedelini sigortalısına ödediğini ve davalılardan sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın tahsilini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasar 6.349.942.061.TL. olarak hesaplanmış ve davalı sürücünün 6/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, belirlenen hasarın kusura oranına göre, 4.762.456.545.TL. tazminata hükmedilmiştir. Oysa davacı taraf kendisini, toplam hasar bedeli olarak 5.323.459.374.TL. ile bağlamış olup, 6/8 kusur oranına karşılık gelen 3.992.594.530.TL.nin tahsiline hükmedilebileceği gözetilerek, bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken, HUMK.nun 74. madde hükmünde yazılı taleple bağlılık ilkesine de aykırı olacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

KARAR : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ayrı ayrı davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 30.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 74 :Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 15-10-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02282190 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.