Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY HGK.2006/9-315 E.-2006/465 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
HUMK.nun 230 ve devamı maddelerinde düzenlenen isticvap;
1-Bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla,
hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir.
2-Başlı başına bir ispat vasıtası değildir.
3-Davacı, miktar ve dayanağı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır.
4-Tüzel kişinin taraf olduğu bir davada, o tüzel kişinin kanuni temsilcisi durumunda bulunan kişiler tanık olarak dinlenemeyeceğinden (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 3, s. 2568),davacı davalı şirket yetkililerinin tanık olarak dinlenmesini talep etmiş olsa dahi, bu husus resen isticvap talebi olarak değerlendrilecektir.
(Karar Tarihi : 21.06.2006)
Taraflar arasındaki "işçilik hak ve alacakları" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.12.2004 gün ve 2002/1594 - 2004/888 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 20.09.2005 gün ve 2005/5398-30625 sayılı ilamı ile,

(...1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı işçi işyerinde 29.07.1994 tarihinde çalışmaya başladığı gerekçesiyle fark ücret isteğinde bulunmuştur. Mahkemece kıdem tazminatı farkı ile izin ücreti isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin belirtilen dönem içinde başka bir işverene ait işyerinde sigortalı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Ancak, davalı işverence verilen teşekkür belgesinde Mart 1995 tarihinde işe girdiği hususu kabul edilmiştir. Böyle olunca işe giriş tarihinin Mart 1995 olarak kabulü ile davaya konu isteklerin bu süreye göre hesaplanması gerekir.

3- İkramiye konusunda davacı taraf, davalı şirket yetkililerinden bir kısmının isimlerini vererek dinlenmelerini talep etmiştir. Bu şahıslar tanıklıktan çekilme yönünde dilekçe vermişler ise de, davacının bu talebi isticvap talebi olarak değerlendirilmeli ve adı geçen şirket yetkilileri yönünden bu doğrultuda gerekli usuli işlemler yerine getirilerek sonuca gidilmelidir.

4- Davacı taraf ikramiye konusunda tanık listesinde isimleri bulunan şahıslardan ikisini tanık sıfatıyla dinletmek istemiş, mahkemece, ikramiyenin taşınmaz verilmesi konusunda olması sebebiyle tanık dinlenemeyeceği gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.

Davacının iddiasını kanıtlama hakkı kısıtlanmış durumdadır. Adı geçen tanıklar dinlendikten sonra dosyadaki tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak ikramiye konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmelidir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tüzel kişinin taraf olduğu bir davada, o tüzel kişinin kanuni temsilcisi durumunda bulunan kişiler tanık olarak dinlenemezler (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 3, s. 2568). Bir davada taraf ya da kanuni temsilcilerinin vakıalar hakkında beyanı isticvap yolu ile alınabilecektir.

HUMK.nun 230 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacı, miktar ve dayanağı hukuki muamelenin niteliğine göre iddiasını yasal delillerle ispat etmek zorundadır.

Davacı tarafından tanık olarak ifadesine başvurulmak istenen bir kısım kişilerin davalı tüzel kişinin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır. Özel dairece, anılan kişilerin tanık olarak değil, taraf (kanuni temsilcisi) olarak isticvap edilmeleri istendiğinden Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

KARAR : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 230 :Tahkikat hakimi iki taraftan her birini re'sen veya talep üzerine isticvap edebilir. Hakim isticvap edeceği tarafa evvelemirde hakikatı olduğu gibi söylemesi hakkında vesayada bulunabilir.

İsticvap müddeabihe veya onunla münasebeti olan hallerle vakıalara taalluk etmek icap eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 07-11-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02726007 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.