Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY HGK. 2009/9-228 E.-2009/285 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı tarafın ihbar tazminatı talebi bulunmadığı, sadece yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebi bulunduğundan,HUMK. 74.'de açıklanan taleple bağlılık kuralı gereğince, mahkemece sadece bunlar hakkında hüküm kurulması isabetli olup, ihbar tazminatı yönünde ki direnme kararı onanmalıdır.
(Karar Tarihi : 24.06.2009)
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki "İşçi alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K___ 3. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/6/2007 gün ve 2005/91-2007/666 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27/12/2007 gün ve 2007/31158-39993 sayılı ilamı ile; ("...1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dosyadaki bilgi ve belgelere göre işverence 14.10.2003 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiş ise de aynı gün davacının SSK'na yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacıya ihbar tazminatının ödendiği tarih ile davacının emeklilik müracaatında bulunduğu tarih aynı güne rastlamakta ise de, hangisinin önce olduğu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Dairemizce bu gibi durumlarda işçi lehine yorum yapılarak işçinin iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği kabul edilmektedir. Kaldı ki, dosyada ki delilere göre, davacıya ödenen ihbar tazminatı, 5004 sayılı yasadan yararlanması üzerine, %20 fark kıdem tazminatından mahsup edilerek geri alınmış olup, ödenmiş bir ihbar tazminatından da söz edilemediğine göre, davacının önel süresi içinde emekliliğe ayrılması feshin onun tarafından gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda iş akdinin emeklilik nedeniyle davacı işçi tarafından sona erdirildiği olgusu ortaya çıktığından ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, yolluk harcırahı, kullanılmayan izinler karşılığı ücret ve jübile ikramiyesi alacağının ödenmediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

Mahkemece; davanın "jübile ikramiye" ve "yolluk" alacakları yönünden aynen kabulüne, "izin ücreti" alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairece; sair temyiz itirazları reddedilerek, "...ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.

Uyuşmazlık; Davacının dava dilekçesinde ve mahkemenin kararında ihbar tazminatı isteği yönünden bir talepte bulunup bulunmadığı; dolayısı ile bozma ilamının bir maddi hataya dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Bozma sonrasında davacı vekili; "Her ne kadar Yargıtay kararı ihbar tazminatı yönünden bozmuşsa da, bizim ihbar tazminatı talebimiz yoktur. Sadece yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebimiz vardır. Bozma ilamı çelişkilidir. Önceki kararda direnilsin" şeklinde beyanda bulunmuştur.

Yerel mahkemece; yapılan incelemede verilen kararda ihbar tazminatının hüküm altına alınmadığı ve böyle bir talebin olmadığı, sadece davacı tarafın yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebi bulunduğundan, HUMK. m. 74'te açıklanan taleple bağlılık kuralı gereğince mahkemece sadece bunlar hakkında hüküm kurulduğu açıklanarak, eski kararda ısrar edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacının ihbar tazminatına ilişkin bir talebinin bulunmadığının belirgin bulunmasına, Özel Dairenin bozma ilamının hataya dayalı olduğu anlaşıldığından delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

KARAR : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 74 :Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Tahakkuk edecek hale göre talepten noksan ile hüküm caizdir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 15-10-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03394198 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.