|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Bilgi [MK. 559]
MK, 559 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 501 inci maddesini karşılamaktadır. Gerek yürürlükteki bu maddede gerek İsviçre Medenî Kanununun bunu karşılayan 521 inci maddesinde iptal davaları için belirtilen süreler zamanaşımı suresi olarak öngörülmüştür. Bu sürenin niteliği tartışmalı olmakla birlikte, bunun zamanaşımı değil, bir hak düşürücü süre olduğu görüsü ağırlık kazanmaktadır, İsviçre özel Hukuku ile ilgili şerhin yazan Paul Piotet, Schvveizerisches Privatrecht, Erbrecht IV/l, sh.276-277'de buradak... (Şerh No: 2390 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 31-03-2022 12:58)
EVLİLİK TEKLİFİNİ REDDETME İHTİMALİNE BİNAEN TEDBİREN YANINA BIÇAK ALAN ERKEK CİNAYETİ TASARLAMAMIŞTIR!....
Maktulle bir an önce evlenmeyi arzulayan sanığın, kendisiyle evlenmeyi kabul etmeyen ve ayrılma düşüncesini kendisine hissettirip açıklayan maktule duyduğu hiddetle yanına tedbiren aldığı bıçağı, maktulle konuşmalarının olumlu geçmesi hâlinde kullanmayacağı düşüncesiyle sağ bileğine bağladığı, maktulün kendisinden ayrılma konusunda ısrarcı olması üzerine kapıldığı hiddet duygusunun etki...
(Şerh No: 17147 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-03-2022 17:59)
Sosyal medya hesaplarından borçlu tarafından borcu kabul anlamında gönderilen mesajların HMK.199 maddesi kapsamında belge niteliğinde kabulü gerekir.
(Şerh No: 17146 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 04-03-2022 19:57)
İİK 58/5. maddesine göre takip talebinde bulunması
gereken hususlardan biri de borcun sebebinin beyan edilmesidir.Takip konusu belgenin aslının veya
örneğinin verilmemesi, takip talebinin geçerliliğini etkilemez. Bir başka ifadeyle, takibin dayanağı olarak gösterilen belge takip talebine eklenmemiş olsa dahi,açılan itirazın iptali davasında delil olarak aynı belgenin sunulması halinde, davanın esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekir.
(Şerh No: 17145 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-02-2022 15:19)
Mal satım faturalarının döviz cinsinden düzenlenmesi halinde, ayrıca yazılı sözleşmeye gerek olmaksızın kur farkı talep edilebilir ise de; çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen,ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekir.
(Şerh No: 17144 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-02-2022 14:55)
Taraflar arasındaki sözleşmede bedel yabancı para cinsinden kararlaştırılmış olsa da, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez.
(Şerh No: 17143 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-02-2022 14:43)
Yasal bir aylık süre geçirildikten sonra açılan davanın süresinde açılmadığından, mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 17142 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 11-02-2022 10:21)
Dava açılmadan önce kıdem tazminatı ile ilgili olarak arabuluculuğa başvuran davacının, ıslaha konu kısım için ayrıca bu yola başvurması zorunlu değildir.
(Şerh No: 17141 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-01-2022 19:19)
Kira sözleşmesinde artış şartının ... olarak boş bırakılması durumunda bu artış şartı belirli ve muayyen olmadığından geçerli değildir. Temerrüte esas kira bedelinin belirlenmesinde kira tutarının ispatı kiraya verene aittir. Davacının tek yanlı kira oranı ve kira bedeli belirlemesine itibar edilemez.
(Şerh No: 17140 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 02-01-2022 12:11)
Sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereği, sözleşmedeki artış şartı tarafları bağlayacak olup, davalı kiracı yenilenen her kira dönemi için artış şartına uygun kira bedelini ödemekle yükümlüdür. Mahkemece; kiraya verenin, kiracıdan talep edebileceği kira farkı alacağının belirlenmesi noktasında, Türk Borçlar Kanunun yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihi öncesi dönem için, sözleşmede kararlaştırılan artış şartı esas alınarak; ysonrasında ise TBK'nın 344. maddesindeki sınırlama dikkate alınarak hesapla...
(Şerh No: 17139 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 02-01-2022 12:01)
Taraflar arasında geçerli kira sözleşmesine göre, kiracı özel hukuk tüzel kişisi olup sözleşmede kararlaştırılan artış şartı sözleşme süresi tamamlanana kadar geçerli ve tarafları bağlayacak olup, davalı kiracı yenilenen her kira dönemi için artış şartına uygun kira bedelini ödemekle yükümlüdür.
(Şerh No: 17138 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 02-01-2022 11:53)
Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte teslim ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tarihe itibar olunmalıdır. Yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa kiracı tarafından teslim tarihi ancak yazılı delille ispatlanabilir. Kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, Mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ya da Notere teslim ederek...
(Şerh No: 17137 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 02-01-2022 11:42)
Kiraya verenin TBK’nın 347. maddesinden yararlanabilmesi için öncelikle taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesindeki sürenin bitmesi, taraflar arasında yeni bir sözleşme yapılmaksızın ilk yapılan sözleşmenin TBK’nın 347. maddesinde belirtildiği gibi birer yıllık uzama süresinin on yıl olması, on yıldan sonra en son uzama yılının bitiminden en az üç ay önce fesih ihbarda bulunması ve davanın da uzama yılının sonunda açılması gerekir.
İlk sözleşmeden sonra taraflar bir araya gelerek yenide...
(Şerh No: 17136 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 01-01-2022 14:43)
Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması bir dava şartıysa da, derdest davada davanın esasına girilmeden ve dava koşulu hakkında bir karar verilmeden önce dava koşulu tamamlanmışsa, davanın usulden reddedilmemesi gerekir.
(Şerh No: 17135 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 01-01-2022 14:29)
Bilgi [BK. 347]
Anayasa Mahkemesi 2015/102E. 2016/151K, 7.9.2016 tarihi kararı
Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinin ve ikinci fıkrasının anayasaya aykırılık iddialarının REDDİNE dair anayasa mahkemesi kararı İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bodrum 2. Sulh Hukuk Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 1- 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinin ve ikinci fıkrasının, 12.1.2011 tarihli ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanutı'un 1. ma... (Şerh No: 17134 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 01-01-2022 14:12)
Bilgi [İİK. 16]
ilama aykırı takip-dosyanın infazen kaldırılmış olması- süresiz şikayet
İlama aykırı takip yapıldığında süresiz şikayet yoluna gidilebilir. “Takibe konu 20.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/861 E. – 2004/393 K. s. ilamın hüküm kısmının 2.maddesinde açılan istirdat davasına ait olarak sair davalılardan alacağın ayrı ayrı miktar ve isim belirlenerek hüküm altına alındığı borçlu Ahmet .... aleyhine açıkça bir hüküm tesis edilmediği anlaşılmış olmakla borçlu hakkında ilamda belirtilen alacağa ait olarak ilamlı takip yapılamaz. Mahkemece, şikayetin bu sebeple kabulü ile tak... (Şerh No: 4759 - Ekleyen: Adnan Koray DEMİRCİ - Tarih : 31-12-2021 09:11)
Sözleşmede belirtilen kira artış şartı tarafları bağlar. Kiracı bu artış şartına uymadığında, kiralayan kira parasını alırken ihtirazi kayıt ileri sürmese ve ayrıca yenileme yılının başlamasından 7 yıl geçtikten sonra önceki dönem kiralarının eksik ödendiği gerekçesiyle tahliye talep etse dahi, temerrüt oluşmuştur.
(Şerh No: 17133 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 19:11)
Taşınmazın riskli yapı olması nedeniyle tahliye eden kiracıya, bina yenilendikten sonra kira sözleşmesi teklif edilmemesi -taşınmaz yargı kararı veya icra marifetiyle tahliye edilmediği sürece- BK 355. maddesi uyarınca tazminat koşullarını oluşturmaz.
(Şerh No: 17132 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 18:54)
Kiralayanın kızının ihtiyacı için ihtar çekmesi ve kiracının bu ihtara istinaden taşınmazı boşaltması BK. 355 anlamında tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Davalılar gereksinim, yeniden inşaa ve imar amacıyla bir tahliye davası açmamıştır. Davacı kiracı taşınmazı bir yargı kararı veya icra marifetiyle tahliye etmemiştir. Bu durumda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 355. maddesi uyarınca tazminat koşulları oluşmamıştır.
(Şerh No: 17131 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 18:50)
Sözleşmede kira parasının ne şekilde artırılacağı tereddüte yol açmayacak ve kolayca hesaplanacak şekilde gösterilmiştir. Sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği, bu artış şartı tarafları bağlar ve davalı kiracının yıllar itibariyle sözleşmedeki artış oranına uygun artışlarla kira parasını ödemesi gerekir. Yazılı kira sözleşmesinde kararlaştırılan artış oranı karşısında kira bedelinin artırılmaması hususunda taraflar arasında zımni anlaşma yapıldığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu durum...
(Şerh No: 17130 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 18:42)
Birden fazla kira dönemine ilişkin temerrüte esas ödenmesi gereken kira bedelleri hesaplanırken Mahkemece yapılması gereken iş, gerekirse alanında uzman bilirkişi marifetiyle TBK m.344 gözetilerek her yıl için hangi artış oranının uygulanacağı ayrı ayrı değerlendirilerek eksik yatan kira bedelinin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesidir.
(Şerh No: 17129 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 18:34)
Sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereği, sözleşmede belirlenen artış şartı tarafları bağlayacak olup, davalı kiracı yenilenen her kira dönemi için artış şartına uygun kira bedelini ödemekle yükümlüdür. Sözleşmedeki artış maddesi değerlendirilirken kira sözleşmesinin başlangıcı ile TBK’nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihleri arasındaki dönemde sözleşmedeki artış şartı, TBK'nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihi TBK’nun 344. maddesinin değiştiği 17.01.2019 tarihi arası dönemde ÜFE artış oranı...
(Şerh No: 17128 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-12-2021 18:20)
arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hesaplama yapılırken arsa paylarının kat irtifakı kurulduğu dönemde değerleriyle orantılı olmadığına bakılır.
(Şerh No: 17127 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 24-12-2021 10:56)
(Şerh No: 17126 - Ekleyen: Av.Özge ASLAN - Tarih : 22-12-2021 10:01)
Avukatlık sözleşmesi kaynaklı tüm davalar müvekkilin tacir, esnaf veya tüketici olup olmadığına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür.
(Şerh No: 17125 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 16-12-2021 15:58)
İstisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında arabuluculuk sürecine ilişkin eksikliğin giderildiği ve görevli mahkemece de davanın esasına girilmeden arabuluculuk işlemlerinin tamamlandığı hallerde HMK’nin 115/3. maddesi uyarınca artık dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 17124 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 16-12-2021 13:17)
Kira uyarlama davalarında, dava devam ederken ihtiyati tedbir yoluyla yeni kira bedeli belirlenebilir.
(Şerh No: 17123 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 12-12-2021 16:34)
Sözleşmede kararlaştırılması durumunda, apartman aidatının eksik ödenmesi de kiracının temerrütünü oluşturur.
(Şerh No: 17122 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 12-12-2021 16:24)
Kiracının kiralayandan tazminat talep edebilmesi için ihtar sonucu tahliye yeterli olmayıp, tahliyenin bir mahkeme kararının uygulanması sonucu gerçekleşmiş olması gerekir.
(Şerh No: 17121 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 11-12-2021 18:31)
Bilgi [KatMülkiyetiK. 68]
TOPLU YAPILARDA KAT MÜLKİYETİ VE KAT İRTİFAKI TESİSİNE DAİR YÖNETMELİK
Bayındırlık ve İskân Bakanlığından: TOPLU YAPILARDA KAT MÜLKİYETİ VE KAT İRTİFAKI TESİSİNE DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; toplu yapılarda, kat mülkiyetinin ve kat irtifakının tesisinde istenilecek belgeleri ve tapuda yapılacak işlemlerin usûl ve esaslarını belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri, belediye sınırları ve mücavir alan... (Şerh No: 17120 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 06-12-2021 19:09)
Aidat ödemeyen kat malikinin sıcak su sayacının sökülmesine dair kat malikleri genel kurulu kararı hukuka uygundur.
(Şerh No: 17119 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 06-12-2021 11:53)
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, İş Kanununun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanun'un 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede ö...
(Şerh No: 17118 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-12-2021 18:16)
Belirsiz alacak davası istisnai bir dava türü olup, bunun dava dilekçesinde açıkça belirtilmemiş olması ve kısmi olarak açıldığının dava dilekçesinden anlaşılmış olması karşısında, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulü zorunludur.
Duruşmada davacı vekili “davamız belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunmuş ise de; davanın türünün bu şekilde değiştirilmesine imkân bulunmamaktadır.
(Şerh No: 17117 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-12-2021 15:34)
Bu kararın yayınlandığı tarihten önce açılan belirsiz alaca davalarında Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin içtihat uyumsuzlukları dikkate alınarak eski uygulamalara göre karar verilecekse de, bu içtihatın yayını tarihi itibariyle açılacak belirsiz alacak davalarında bu içtihatta belirlenen kriterler uygulanacaktır.
Buna göre:
a) Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına k...
(Şerh No: 17116 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-12-2021 15:09)
Kredi sözleşmesinin türüne göre davacının tüketici sıfatı bulunmadığı için Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile bu kapsamdaki yönetmeliğin uygulama alanı bulamayacağı, TBK md. 20'de düzenlenen genel işlem koşulları açısından değerlendirme yapılması gerektiği, fakat hayat sigortasının davacıya da hak sahipliği vermesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunamamıştır.
(Şerh No: 17114 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 25-11-2021 12:41)
Mevcut raporu düzenleyen bilirkişi ile davacı vekilinin aynı iş yerinde çalışması, bilirkişinin tarafsızlığına gölge düşürecek bir olgu olsa da ve mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulmuş ise de, somut olay yönünden HMK md. 266 maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların doğru olduğu anlaşıldığı takdirde, salt bilirkişinin tarafsızlığı seb...
(Şerh No: 17110 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 25-11-2021 12:13)
Boşanma davası sadakatsizlikten kaynaklanan şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açılmış, aynı gerekçelerle boşanma hükmü verilmiş ve kesinleşmiştir. Mahkemece TMK md. 236/2 (boşanmanın zina ve/veya hayata kast nedenlerinden dolayı açılması ve boşanmaya hükmedilmesi halinde uygulanabilir) hükmüne yanlış anlam verilmek suretiyle katılma alacağının kaldırılmasına karar verilmesi verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 17111 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 25-11-2021 12:11)
Davacının, düzenleme şeklinde yapılan taraflar arasındaki mal ayrılığı rejimi seçimi sözleşmesinin korkutma (TBK md. 37 vd.) altında imzalandığından geçersiz olduğunu ileri sürülmesi halinde, Mahkemece gösterilen deliller incelenerek bu yönde bir değerlendirme yapılmadan ...sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesi doğru olmamıştır.
(Şerh No: 17113 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 25-11-2021 06:35)
Gerekli şartların gerçekleşmesi halinde, yurtdışında yaşayan tarafların Türkiye'de bulundukları sürede kullandıkları konutun aile konutu olarak özgülendiğinin kabulü mümkündür.
(Şerh No: 17112 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 25-11-2021 06:06)
Koca, eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir.
(Şerh No: 17108 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 05-11-2021 09:12)
Davada sadece Belediye bünyesinde faaliyet gösteren Şirket davalı gösterilmiştir. Açılan işe iade davasının kabulünde bir hata yoktur.
(Şerh No: 17106 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-10-2021 15:28)
Davalı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna karşı sunduğu uzman görüşü ile bilirkişi ek raporu arasındaki çelişki bulunması halinde, yeni bir bilirkişiden çelişkiyi giderici nitelikte rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 17105 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-10-2021 14:35)
Belgenin sahte olduğu belirlenmiş olsa dahi, aslının temin edilememesi halinde fotokopisinin üzerinden iğfal kabiliyetine ilişkin inceleme yapılamayacağı için kurucu unsur olan aldatma öğesinin gerçekleşmediği kabul edilecektir.
(Şerh No: 17104 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 01-10-2021 10:46)
Taraflar arasında yabancı mahkemede görülüp kesinleşen boşanma davasında tebligatın usulüne uygun yapıldığı kanıtlanamamış olsa da, ortada artık kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunduğu için yabancı kararda uygulanan usul ve tespitler, tanıma ve tenfiz davasının inceleme konusu dışında kalmaktadır. Yabancılık unsuru barındıran davalar, yargılama usulüne ilişkin sorunlar bakımından hâkimin hukukuna (lex fori) tabi olduğu için davacının tanıma istediğinin kabulü gerekir.
(Şerh No: 17103 - Ekleyen: Av.Safacan GÜNEŞ - Tarih : 29-09-2021 15:40)
Davacının aleyhine yapılan icra takiplerinin çokluğu işverenin muhasebe servisinin/görevlisinin buna ilişkin işlemler yapmak zorunda kalması, işvereninde sorumluluğunu doğurabilecek hallerin oluşması riski karşısında davacının bu davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı ortadadır. Bu açıklamalar karşısında feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir.
(Şerh No: 17102 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 23-08-2021 14:30)
Yargıtay 6. CD, bu içtihadında CMK md. 286 ve ilgili diğer hükümler gereği tür ve miktar itibariyle temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen hükümlerin de “suç vasfı yönünden” temyiz incelemesine tabi olduğunu hükme bağlamıştır.
(Şerh No: 17099 - Ekleyen: Av.Mustafa Kağan ÖZTÜRK - Tarih : 16-08-2021 15:15)
Sanığın tüfekle ateş edip maktulü öldürdüğü sırada, destek için av tüfeğiyle havaya ateş eden diğer sanığın eylemi, fiil üzerinde hakimiyet kurmadığından müşterek faillik değil, suç işleme kararını kuvvetlendirdiğinden suça yardım niteliğindedir.
(Şerh No: 17100 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 16-08-2021 15:13)
Sanığın sahibi olduğu internet sitesinde yayınlanan haberin katılan haber ajansına ait olduğu hususunda hiç bir ibareye yer verilmeksizin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın internet sitesinde de yayınlanması karşısında, sanığın haberi Bakanlığın internet sitesinden alındığı savunmasında bulunması sebebiyle haber ajansının haberlerini izin almaksızın yayınlaması şeklindeki eylemi suç oluşturmaz.
(Şerh No: 17101 - Ekleyen: Av.M.Gökhan AHİ - Tarih : 16-08-2021 15:10)
Henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hallerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır. Bu halde davalı vekili lehine ayrıca bir vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
(Şerh No: 17098 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-07-2021 14:46)
Davalı yararına "hükmedilen" vekalet ücretinde maddi hata yapılmışsa HMK. 304.Madde uygulanarak ek karar verilebilir.
(Şerh No: 17097 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-07-2021 16:20)
Ana yapının asansörlerinin kaçınılmaz ve zorunlu olan yenilenmesi kat maliklerinin yapması gereken işler arasında bulunduğu, bugüne kadar kararlılık gösteren Yargıtay uygulaması ile kabul edilmektedir. Kat maliklerinin ana yapıdaki asansörlerin yenilenmesi ve güvenliğinin sağlanması için nitelikli çoğunlukla bir karar almalarına da gerek bulunmamaktadır. Yukarıda sözü edilen yönetim planının 13. maddesinde yer alan zemin kattaki bağımsız bölüm maliklerinin asansörün bakım ve işletme giderlerine ...
(Şerh No: 17096 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-07-2021 15:11)
İstinafa tâbi ara kararların, ayrı bir gerekçeli karar ile yazılarak taraflara tebliğ edilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 17095 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 06-07-2021 10:37)
İncelenen somut olayda; sanığın katılana hitaben söylediği iddianamede tanımlanıp, mahkemenin de kabul ettiği kaba hitap tarzındaki " senden hoca değil münafık bile olamaz" sözünün, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
(Şerh No: 17092 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 29-06-2021 12:37)
ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK'nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devrede...
(Şerh No: 17094 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-06-2021 17:12)
Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 tarihinde E.2019/40 numaralı dosyada, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
(Şerh No: 17093 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-06-2021 17:08)
Kasten öldürmenin nitelikli halin uygulanabilmesi için öldürme kararı ile tasarlama arasında makul sürenin geçmesi gerekir.Olay öncesinde Yozgat’ta bulunması nedeniyle maktullerin yaşadığı Kırıkkale’ye gitmesi için yolda zorunlu olarak geçen birkaç saatlik sürenin, tasarlamanın şartlarından olan öldürme kararıyla eylem arasında geçmesi gereken makul bir süre olarak kabul edilemeyecektir.
(Şerh No: 17088 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 23-06-2021 13:29)
Aynı gün kolluk kuvvetlerine teslim olan, yargılama aşamasında maktullerin yakınlarından özür dileğini belirterek pişmanlığını dile getiren, 5 celse süren yargılama boyunca Mahkemeye saygılı bir tutum sergileyen ve herhangi olumsuz bir davranışı da dosyaya yansımayan sanık hakkında, cezanın bireyselleştirilmesi kapsamında TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim hükmünün uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
(Şerh No: 17087 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 23-06-2021 13:27)
1.949,91TL bedel ile araçta değer kaybına neden olmaksızın tamamen giderilen arıza nedeniyle aracın sıfır km ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi hak ve nesafet kurallarıyla örtüşmemektedir. Davacıya seçimlik haklarından ücretsiz onarımın kullandırılması ve bu anlamda onarım için ödemiş olduğu bedelin davacıya iadesi tarafların hak ve menfaatleri değerlendirildiğinde yerinde olacaktır.
(Şerh No: 17089 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 18-06-2021 11:53)
Davacı-davalı kadının da eşini, ölen eski eşi ile sürekli kıyaslayarak hakaret edip, aşağıladığı, eski eşine ait fotoğrafları evde görünür yerlerde bulundurduğu anlaşılmaktadır. Bu halde kadının da kusurlu davranışlarıyla taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekirken,...
(Şerh No: 17091 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 18-06-2021 11:47)
Davalı Şirkette on dört koli malın kaybı üzerine denetim yapıldığı ve şirketteki mallarda eksiklikler tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacının ise şoför olarak çalıştığı, şirkette üretildiği anlaşılan tişörtleri taşımakla yükümlü olduğu ve bu kapsamda kendisine teslim edilen tişörtlerden bir tanesini izinsiz aldığı kendi beyanıyla da sabittir. Tişörtü beğendiği ve hoşuna gittiği için aldığını savunan davacının, duruşmada “savunma” başlıklı belgedeki yazıların kendisine ait olduğunu da kabul et...
(Şerh No: 17090 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 17-06-2021 12:40)
Arızalı ve hasarlı araç için "Arıza ve hasar olmadığına" ilişkin ekspertiz raporu veren servise karşı açılacak davada tüketici mahkemesi görevlidir.
(Şerh No: 17086 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 15-06-2021 22:18)
İsticvap maddi vakıalara yönelik olup Tarafların netice-i talebine yönelik isticvap talebi çıkarılmaz.
(Şerh No: 17083 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 15-06-2021 22:12)
Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda; deliller kural olarak taraflarca gösterilir; hâkim delillere kendiliğinden başvuramaz.
Fakat hâkim, bilirkişi ve keşif delillerine kendiliğinden de başvurabilir (Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun m. 266 ve m. 288). Hâkim isticvaba da kendiliğinden karar verebilir (HMK m. 169,1). Bundan başka hâkim, davanın her safhasında, iki tarafın iddiaları sınırı içinde olmak üzere, tarafları dinleyebilir ve gerekli olan delillerin gösterilmesini ve ve...
(Şerh No: 17084 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 15-06-2021 22:04)
Sanığın yaşı küçük mağdureyi rızasıyla Elbistan’da yirmi gün süre ile alıkoyduğu olayda; kanuna, adaba ve genel ahlaka aykırı olan mağdurenin rızası, haksızlık bilinciyle hareket eden sanığın ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Dolayısıyla yaşı küçük mağdurenin hukuken geçerli sayılan rızası bulunmadan gerçekleşen bu eylem kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaktadır.
(Şerh No: 17085 - Ekleyen: Av.Ali TAYLAN - Tarih : 11-06-2021 11:30)
Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davacının ödeme iddiası hakkında beyanı alınmış olup, davacı duruşmada alınan beyanında “Yargıtay bozma ilamında bildirilen, davalı banka tarafından yapıldığı belirlenen ödemeler benim hesabıma geçmiştir” diyerek ödeme iddiasını kabul etmiştir. İtibar edilen bilirkişi raporunda ise davalı tarafından ileri sürülen ödeme iddiasından daha az alacak tespit edilmiş ve davacının bu durumda yıllık izin alacağının bulunmadığı belirtilmiştir. Hal böyle o...
(Şerh No: 17082 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 02-06-2021 15:35)
Muris muvaazasına dayalı iddiaların asılsız olduğu açıktır. Hal böyle olunca, HMK'nın 190. ve TMK'nın 6.maddeleri gereğince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 17081 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 02-06-2021 15:25)
4721 s. Tmk'nın 713/3 m. gereğince, tescil davalarında Hazine'nin yanında ilgili kamu tüzel kişiliğine de husumet yöneltilmesi zorunludur. Bu nedenle taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Balıkesir ilinde Büyükşehir Belediyesi kurulması nedeniyle tescil davalarında yasal hasım sıfatını kazanan Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'nın da davada taraf olması gerekir. Bu şekilde taraf teşkili sağlanmamış, dava şartları oluşmamıştır. Bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi isabetsiz olup,...
(Şerh No: 17079 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 28-05-2021 23:06)
Ölüm ile vekilin vekalet görevi son bulmuş olduğundan vekile yapılan tebligat usulsüz olup davalı ____'in mirasçılarının tespiti gerekirken, bunun için ilamın usulüne uygun şekilde mirasçılara tebliğ edildikten sonra karar düzeltme süresinin beklenilmesi, karar düzeltme talebinde bulunulması halinde ise karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
(Şerh No: 17080 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 28-05-2021 23:00)
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır.
Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 17078 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 25-05-2021 19:55)
Dava belirsiz alacak davası olarak açılmışsa da alacağının miktarının belirlenebilir olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesince de onanmıştır.
(Şerh No: 17077 - Ekleyen: Stj.Av.Elif ŞENSES - Tarih : 24-05-2021 19:33)
Bankanın avukata genel vekaletnameye istinaden bilgi/belge vermeyip, özel vekaletname istemesi banka görevlisi açısından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
(Şerh No: 17076 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 12-05-2021 14:27)
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu kararında bedelsiz senedi kullanma suçunun ispatının tıpkı Hukuk Muhakemesi Kanunu 200-201.maddede öngörüldüğü gibi ancak senetle mümkün olabileceğine karar vermiştir. Yüksek mahkemeye göre, hukuk muhakemesi ile ceza muhakemesi arasında aynı konuda farklı usul kurallarının uygulanması bir çelişkidir ve delil serbestisi ilkesini kabul eden ceza muhakemesinde fail, tanık beyanlarıyla mahkum olurken diğer yandan hukuk muhakemesinde senede karşı tanık dinlenilmesi yasa...
(Şerh No: 17075 - Ekleyen: Av.Mustafa Kağan ÖZTÜRK - Tarih : 12-05-2021 08:45)
Yargıtay, 18. CD bu kararında göçmen kişilerin göçmen kaçakçılığı suçunun mağduru değil, suçun konusunu oluşturduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle bu suç tipinde göçmen kişileri suçun mağduru olarak kabul etmeyen Yargıtay ilgili ceza dairesi zincirleme suç hükümlerinin(TCK 43) göçmen kaçakçılığı suçunda uygulanmasına yer olmadığına karar vermiştir.
(Şerh No: 17074 - Ekleyen: Av.Mustafa Kağan ÖZTÜRK - Tarih : 06-05-2021 16:31)
Yargıtay ilgili Ceza Dairesi; sanık tarafından habersiz olarak alınan ses kaydının boşanma davasında kullanılmasında hukuka aykırı bir amaç bulunmadığından bahisle suç teşkil etmediğini belirtmiştir. Ancak söz konusu kayıtların eş ve aile yaşantısına ilişkin özel bilgiler içeriyor olmaları dolayısıyla aile bireyleri ile ilgili olmayan "üçüncü şahıslarla" paylaşılmasını TCK 134/2. Madde ve fıkrası kapsamında suç kabul etmiştir.
(Şerh No: 17073 - Ekleyen: Stj.Av.Furkan KONAK - Tarih : 28-04-2021 15:43)
Daha önce verilen tedbir nafakalarının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk ve iştirak nafakasına dönüşmesi halinde, nafaka hükümlerine uymamak suçundan sanığın cezalandırılabilmesi için, kesinleşen kararın "ayrıca takibe konulması veya aynı dosya üzerinden yeni talep açılarak buna ilişkin icra emrinin tebliği"nin yapılması gerekir.
(Şerh No: 17072 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-04-2021 16:43)
(Şerh No: 17071 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-03-2021 20:31)
MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAZMİNAT İSTEMLİ DAVANIN BELİRSİZ ALACAK DAVASI OLARAK AÇILMASI HMK.107'E UYGUNDUR.
Somut olayda, davacı taraf, dava dilekçesinde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK) 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olduğunu belirtmek suretiyle eldeki davayı açmıştır. Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin mahkemece yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi raporuna bağlı olmakla dava değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi müm...
(Şerh No: 17070 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-03-2021 17:15)
RÜCU-FAİZ BAŞLANGICI
Rucü hakkı, alacaklı ile asıl borçlu arasındaki asıl borç ilişkisinden bağımsız, rücu eden ile edilen arasındaki hukuki ilişkiden doğan tamamen yeni bir haktır. Diğer bir anlatımla asıl alacağı ödeyen kişi, bu alacaktan bağımsız olarak kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel hale gelmektedir. Keza ödeyenin mal varlığındaki zarar, ödeme anında doğmaktadır.
Bu durumda, daval...
(Şerh No: 17048 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-03-2021 17:04)
(Şerh No: 17069 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 09-03-2021 15:35)
Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir.
(Şerh No: 17068 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 07-03-2021 17:34)
Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.
Somut olayda, dava tarihi 02/05/2012 olup, dava tarihinde yürürlükte olan HMK'ya göre belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Davacı, 30/06/2015 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile alacağını 32.284,86 TL artırmıştır. Daha sonra mahkemece ek rapor alınarak alacağın ...
(Şerh No: 17067 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-02-2021 20:41)
Önerge [MK. 166]
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın açıldığı tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve derdest veya yeni açılacak bir davada eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
(Şerh No: 17066 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 17-02-2021 16:59)
. İhtilâf 17.09.2014 tarihli "Teslim Tesellüm Belgesi ve İbraname" başlıklı belgenin geçerli kabul edilip edilmeyeceği konusundadır. Bu belge davacı ile aralarında düzenlenen 22.09.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili olarak davalı tarafından sunulmuş ve taraflarca imzalanmıştır. 6098 Sayılı TBK 132. madde de belirtilen “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle ta...
(Şerh No: 17065 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 17-02-2021 11:45)
Vasiyetnamenin iptali davası açılabilmesi için, vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesinin beklenmesinin gerekli olmadığının açık olmasına göre direnme kararının yerinde ve doğru olduğu anlaşıldığından
(Şerh No: 17064 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-02-2021 17:53)
Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
(Şerh No: 17063 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-02-2021 17:39)
KARAR TEBLİGAT KANUNU 7/A MADDESİNİN "Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır." HÜKMÜNE AYKIRI VERİLMİŞTİR.
"İlanımın davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, 25/11/2019 tarihinde muhatabın tebligat adresine ulaştığı, 25/11/2019 tarihinde tebligat alıcısı tarafından açılarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin ise 10/12/2020 tarihinde dosyaya sunulduğu anlaşılm...
(Şerh No: 17062 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-01-2021 19:30)
(Şerh No: 17061 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-01-2021 19:05)
Kararda; Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 30.07.2019 tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı VE YASAL SÜRENİN BU TARİHTEN İTİBAREN HESAPLANMASI GEREKTİĞİ AÇIKLANMIŞTIR.
(Şerh No: 17060 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-01-2021 18:44)
Dava dilekçesinde, tespit giderlerinin de davalılardan tahsili istenmiştir. 22/03/1976 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince delil tespiti giderleri de yargılama giderlerindendir. Şu durumda, yargılama giderleri arasında karar verilmesi gereken tespit masraflarının da maddi tazminata eklenerek, hüküm altına alınıp üzerinden faiz yürütülmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
(Şerh No: 17059 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 21-01-2021 14:00)
Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir (HMK 405/1). Bu sebeple dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası sebebiyle yapılan ve HMK’nın 323. maddesinde sayılan giderler de yargılama giderine dahildir. Delil tespiti giderleri yargılama gideri olduğundan dava değerine dahil edilemez. Bu sebeple dava açılarak istenmesine gerek olmadığı gibi buna rağmen istenmesi halinde de asıl alacak olarak hükmedilemez. Bu genel kurallara göre mahkemece davacının yaptığı de...
(Şerh No: 17058 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 21-01-2021 13:58)
Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir (HMK 405/1). Bu sebeple dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası sebebiyle yapılan ve HMK’nın 323. maddesinde sayılan giderler de yargılama giderine dahildir. Delil tespiti giderleri yargılama gideri olduğundan dava değerine dahil edilemez. Bu sebeple dava açılarak istenmesine gerek olmadığı gibi buna rağmen istenmesi halinde de asıl alacak olarak hükmedilemez. Bu genel kurallara göre mahkemece davacının yaptığı de...
(Şerh No: 17057 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 21-01-2021 13:57)
Covid 19 (Korona virüs) salgınının hastalık sürecinin TBK 138 anlamında olağanüstü durum olduğunun kabulü gerekir.
Kira sözleşmeleri açısından salgının etkileri ve sözleşmenin uyarlama gerektirip gerektirmediği sektöre ve işin yapıldığı yere göre her somut olayda özel değerlendirilmelidir.
Kiranın uyarlanması için açılan davada mahkemeden İHTİYATİ TEDBİR yoluyla kira miktarının belirli süreyle değiştirilmesi talep edilebilir.
(Şerh No: 17056 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 14-01-2021 13:24)
Bilgi [HMK. 177]
7251 SAYILI KANUNLA EKLENEN 2.FIKRA GEREKÇESİ
(TASARININ 19. MADDESİ YASALAŞAN METNİN 18. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 19- Maddeyle, Kanunun ıslahın zamanı ve şeklini düzenleyen 177 nci maddesine ikinci fıkra ilave edilmekte ve ıslahın kanun yolu incelemesinden sonra hangi şartlarda yapılabileceğine ilişkin hüküm getirilmektedir. Mevcut metinde ıslahın “tahkikatın sona ermesine kadar” yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılması veya temyiz incelemesi sonuc... (Şerh No: 17055 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-12-2020 22:18)
Yasal düzenleme ile tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında alınmasından ötürü, bu konuda öncelikle tarafların uzlaştırma işleminin sonucuna göre karar verilmesi gerektiği,
(Şerh No: 17054 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 16-12-2020 10:32)
Sanığın bir kavga olayından dolayı polis merkezinde olan çocukları ve akrabalarını hırpalanmış şekilde gördükten sonra, polis memurlarına yönelik: “Bu çocukların hali ne? Kan gövdeyi götürecek.” sözlerini sarf ettiği, sanığın bu sözleri ile herhangi bir gerçek kişi ile aidiyet ilişkisi kurmadığı, dolayısı ile bu sözlerin tehdit suçunu oluşturmadığı gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durumda olmadığı gözetilmeden sanığın bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi hukuka ay...
(Şerh No: 17053 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 16-12-2020 10:18)
Önerge [TebK. 21]
(Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/7 md.)
Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 19/01/2011 - 6009 S.K./5. md)Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Tebliğ memuru bu fıkraya göre çıkarılan tebligatlarda da muhatabını öncelikle adresinden sorup araştıracak, muhatabın adresinde bulunamaması halinde ise ancak bu fıkra hükümlerine göre tebliğ yapabilecektir.
(Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar,...
(Şerh No: 17052 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 02-12-2020 16:33)
Davacı limited şirket, tacir olup; tüzel kişilik adına ticari işletmesinde kullanmak üzere otomobil satın almıştır. Davacı tüketici olarak tanımlanamayacağı gibi, yaptığı işlemin tüketici işlemi olarak kabulüne de olanak bulunmamaktadır.
Her ne kadar aracın trafik sicil kaydında ve ruhsat fotokopisinde “hususi” yazılı ise de aracın sahibinin şirket olması ve faturanın da şirket adına düzenlenmesi nedeniyle, bu araç özel değil, ticari bir araçtır.
(Şerh No: 17049 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 25-11-2020 15:05)
"ölümle vekâlet görevinin son bulduğu ve ölümden sonra da vekâletin kullanılması gereğine işaret eden bir hususun saptanmadığı, vekilin; vekil edenin ölümünü, başka bir deyişle vekâlet yetkisinin sona erdiğini bilerek işlem yapmış olması durumunda, anılan işlemin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve ilk el konumundaki kişi ile durumu bilen veya bilmesi gereken konumundaki kişilerin TMK.'nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilm...
(Şerh No: 17050 - Ekleyen: Orhan ÇALIŞKAN - Tarih : 25-11-2020 14:56)
"ölümle vekâlet görevinin son bulduğu ve ölümden sonra da vekâletin kullanılması gereğine işaret eden bir hususun saptanmadığı, vekilin; vekil edenin ölümünü, başka bir deyişle vekâlet yetkisinin sona erdiğini bilerek işlem yapmış olması durumunda, anılan işlemin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve ilk el konumundaki kişi ile durumu bilen veya bilmesi gereken konumundaki kişilerin TMK.'nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilm...
(Şerh No: 17051 - Ekleyen: Orhan ÇALIŞKAN - Tarih : 25-11-2020 14:53)
Mobbinge ugradığı için iş akdini kendi fesheden işçi, ihbar tazminatını ve kıdem tazminatını almaya hak kazanır.
(Şerh No: 17046 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 17-11-2020 16:34)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |