Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1752 E., 2021/6307 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte teslim ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tarihe itibar olunmalıdır. Yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa kiracı tarafından teslim tarihi ancak yazılı delille ispatlanabilir. Kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, Mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ya da Notere teslim ederek teslim keyfiyetini kiraya verene bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiraya verene bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, anahtar teslimine kadar devam eder.
(Karar Tarihi : 09/06/2021)
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden kurulan hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile aralarında 01/05/2013 başlangıç tarihli 3385 m2'lik depo alanının kiralanmasına ilişkin sözleşme bulunduğunu, 2015 yılı 6. ayından 2015 yılı 9. ayı da dahil olmak üzere dört aylık kira bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; dava konusu deponun çatısının 19/02/2015 tarihinde meydana gelen kar yağışı sırasında çöktüğünü ve kiralananın o tarihten itibaren kullanılamadığını, davacı tarafça hasarın giderilmemesi sebebiyle 03/06/2015 tarihli ihtarname ile akdin haklı nedenle feshedildiğini, kiralananın anahtarı olmaması, mecura girişin kapıdaki güvenlik tarafından sağlanması sebebiyle 30/06/2015 tarihli ihtar ile kiralananın teslim alınmasının ve teslim tutanağının imzalanması hususunun davacıya bildirildiğini, ihtarın tebliğine rağmen teslime ilişkin bilgi verilmediğini, bundan sonra Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/85 değişik iş sayılı dosyası ile tevdii mahalli tayin talebinde bulunulduğunu, ancak bu kararın yalnızca anahtar teslimi için olduğunun anlaşılması üzerine bu talepten feragat edilerek 15/09/2015 tarihinde Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/105 Değişik iş sayılı dosyası ile kiralananın boş olduğuna dair tespit yaptırıldığını, keşif sırasında deponun dava dışı başka bir firmanın kullanımında olduğunun tespit edildiğini savunarak haksız davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği, davalı şirketin anahtarı teslim etmek istemesi üzerine, davacı yanın anahtarı almaktan imtina ettiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi'nin 04/02/2020 tarih 2017/3649 esas 2020/192 karar sayılı ilamı ile " Mahkeme kararında anahtar teslimine yönelik hangi tarihin benimsendiğinin açıklanmadığı, anahtar tesliminin yapıldığına dair dosyada bir delil bulunmadığı, davacı kiraya veren tarafından başlatılan takibe konu aylar kira bedellerinin ödendiğinin ispat külfetinin kiracıda olduğu halde, davanın esasıyla ilgili delillerin toplanmamış olması nedeniyle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince; bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile İstanbul 16. İcra Müdürlüğü'nün 2015/20430 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 173.914,36TL asıl alacak ve 2.436,67TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 176.351,03TL, ancak taleple bağlı kalınarak 174.829,78 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ticari temerrüt faizi işletilerek devamına; asıl alacağın %20'si oranında olmak üzere 34.782.87TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların tacir olduğu dikkate alınarak kira sözleşmesindeki yabancı paranın tahsiline yönelik takibin devamına karar verilmesi, inkar tazminatının Türk Lirası olarak hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle yeniden kurulan hükümde, davacının itirazın iptali davasının kabulü ile icra takibinin 38.906,35 EURO bakımından ve 47.360,91 TL olarak devamına, takip konusu yabancı paranın asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 176.351,03 TL üzerinden hesap edilecek %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının, sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/05/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin, aidat bedeli dahil 13.000Euro+KDV olduğu ve her ayın ilk 5 günü içerisinde ödeneceği, fatura kesim tarihindeki merkez bankası döviz satış kurunun esas alınacağı hususlarında, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan alanın, davacı kiraya verene ait depo alanının, toplam brüt 3385m2 yüz ölçümlü bir kısmına ilişkin olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacı kiraya veren tarafından 15/10/2015 tarihinde davalı kiracı aleyhine başlatılan takipte, 01/06/2015 tarihli 2.900,32Euro kira bedeli, 18/06/2015 tarihli 4.975,87Euro kira bedeli, 01/07/2015 tarihli 46.075,22TL kira bedeli, 01/08/2015 tarihli 15.340Euro kira bedeli, 01/09/2015 tarihli 15.340Euro kira bedeli ile işlemiş faizleri toplamı 38.906,35Euro +47.360,91TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş; davalı tarafından, sözleşmenin haklı nedenle feshedilip kiralananın 2015 yılı Haziran ayında tahliye edildiği bildirilerek borca itiraz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kiralananın kiraya verene iadesi ile teslim tarihi ve buna göre de kiracının kira borcu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kira akdi kullandırma akitlerinden olup bununla kiraya veren, ücret karşılığı bir şeyin kullanımını kiracıya terk etmek durumundadır. Musakkaf taşınmazlar, otomobiller, kilitli dolaplar gibi şeylerin teslimi, anahtar teslimi suretiyle olur. Anahtar teslimi ile birlikte kiralanan üzerindeki tasarruf hakkı teslim alana geçer. Kiralananın tahliye edilmesi ve teslim olgusunun ispat yükü davalı kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte teslim ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tarihe itibar olunmalıdır. Yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa kiracı tarafından teslim tarihi ancak yazılı delille ispatlanabilir. Kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, Mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ya da Notere teslim ederek teslim keyfiyetini kiraya verene bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiraya verene bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, anahtar teslimine kadar devam eder.
Somut olayda; davalı kiracı, 19/02/2015 tarihinde meydana gelen kar yağışı nedeniyle kiralananın çatısının çöktüğünü, kiralananın tehlike oluşturması nedeniyle çatısı çökmeyen kısmın da boşaltıldığını, kiralanandaki ayıbın giderilmemesi nedeniyle 03/06/2015 tarihli ihtar ile akdin haklı nedenle feshedildiğini, buna rağmen davacı tarafından kira bedellerine ilişkin fatura düzenlenmeye devam edilmesi üzerine kiralananı teslim borcunu yerine getirmek üzere tevdi mahalli tayini talebinde bulunulduğunu, iş bu kararın 15/09/2015 tarihinde davacı kiraya verene tebliğ edildiğini; kiralananın bir anahtarının olmaması ve yer teslim tutanağı düzenlenmesi yönündeki çabalarının neticesiz kalması üzerine, 15/09/2015 tarihinde de Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/105 değişik iş sayılı dosyası ile kiralananın tahliye edildiğinin keşif yapılarak tespitinin talep edildiği görülmektedir. Söz konusu delil tespiti dosyasındaki raporda, kiralananın tahliye edilmiş olduğu ve içerisinde başka bir firmaya ait kolilerin bulunduğu tespit edilmiş olup, buna göre bölge adliye mahkemesince, tahliye tarihinin 15/09/2015 olduğu ve davalı kiracının bu tarihe kadar kira borcundan sorumlu olduğu gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 325 :Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer.

Kiraya veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür.

* 04.07.2012 tarih ve 6353 S.K. m.53 ile değiştirilen 31.03.2011 tarih ve 6217 S.K. Geçici 2. maddesi gereğince, “Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Sinan ÖZTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 02-01-2022

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02403092 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.