![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Davalının, siteye ait yeri duvar ve tel çit ile çevirip içini de moloz ve taş yığmak suretiyle doldurduğundan bahisle ikame edilen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil talepli davada; kat malikleri, dava açan kişiye, işbu davayı açma yetkisi vermişlerse davanın, site bakımından sürdürülmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 15443 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-03-2014 12:25)
Apartman yönetimi, kat maliklerinin mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı davayı açma yetki ve görevini haiz olmadığından geçit hakkı terkini istemine ilişkin davada, geçit hakkı leh ve aleyhine kurulan taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur.
![]() (Şerh No: 15442 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-03-2014 12:25)
Yönetici, kat malikleri tarafından yetki verilmiş olsa dahi; ana yapının aynını ilgilendiren, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talepli dava açamaz.
![]() (Şerh No: 15441 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-03-2014 12:25)
Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelin tahsiline dair davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Yöneticinin, bu davayı, diğer kat malikleri adına açma yetki ve görevi bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 15440 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-03-2014 12:25)
Ceza, tacirin iktisaden mahvına neden olabilecek derecede ağır ise tamamen kaldırılabileceği gibi, tenkis yoluna da gidilebilir.
![]() (Şerh No: 15439 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:17)
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin, gecikme halinde geçen her ay için ceza ödeyeceği, ancak bu cezalı sürenin 6 ayı geçmesi halinde arsa sahibinin sözleşmeyi tek taraflı fesih etme yetkisine haiz olduğu kararlaştırılmıştır. Fesih halinde ifaya ekli gecikme cezası ya da gecikme tazminatı talebi mümkün değilse de; sözleşmedeki cezai şart gecikme halinde fesih edilemeyen süreyle ilgili olarak kararlaştırılmış olduğundan, arsa sahibi daha sonra fesih hakkını ku...
![]() (Şerh No: 15438 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:14)
Taraflar arasındaki sözleşmede gecikme halinde sözleşme bedelinin % 0,06 oranında günlük gecikme cezası kesileceği belirtilmiş ise de, aynı sözleşmenin ihale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sırasının belirlendiği maddede de Yapım İşleri Genel Şartnamesi’ne (YİGŞ) ilk sırada yer verilmiştir. YİGŞ m.42'de giderilecek eksikliklerin durumuna göre sözleşmesinde gecikme cezası olarak yazılı olan miktarın belli bir oranında günlük ceza uygulanacağı belirtilmiş olmakla; önceliği olan Yİ...
![]() (Şerh No: 15437 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:11)
Davacı arsa sahiplerinin, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine mesnetle talep ettiği gecikme tazminatı, yerel mahkemece, zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir. Davacı arsa sahipleri sözleşmeyi feshetmemek sureti ile ifayı isteme ve bekleme iradesini sürdürdüklerine ve teslim de söz konusu olmadığına göre zamanaşımının dolduğundan söz edilemez.
![]() (Şerh No: 15436 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:09)
Sözleşme feshedilip kesinleştiğinden müspet zarar kapsamında kalan kira kaybı istenemez ise de; davacı arsa sahiplerinin menfi zarar tazmini istemi de bulunmaktadır. Arsa sahiplerince fesihten sonra başka bir yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsa dahi taşınmazın bulunduğu mahalde fesih tarihinden sonra yeniden aynı koşullarla inşaat yapma imkanı bulunup bulunmadığının emsallerine göre araştırılıp, varsa menfi zararın hesaplanması gerekir.
![]() (Şerh No: 15435 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:07)
Davacı, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan gecikme halinde talep olunacak (ifaya ekli) cezai şartı akdi feshettiğinden talep edemez ise de; davacının, akdi fesih ihtarından sonra da akdin fiilen ayakta tutulmuş olduğu anlaşıldığından ve davacının, gerek akdi fesih ihtarında ve gerekse sonraki ihtarnamelerinde ceza isteme hakkını saklı tuttuğundan ifaya ekli cezai şartı talep hakkı vardır. Talep olunan gecikme haline münhasır kararlaştırılan ifaya ekli cezai şart, tüm sözleşme bedeli ...
![]() (Şerh No: 15434 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:04)
Taraflar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, teslimde gecikme halinde yüklenici yapı kooperatifinin cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Yapı kooperatifi tacir olmadığından cezai şartta tenkis yapılması gerekip gerekmediği değerlendirilmelidir. İşbu değerlendirme yapılırken, sözleşmenin yerine getirilmemesinden dolayı arsa sahiplerinin uğradığı zararın tespiti zorunlu olduğundan; cezai şarta hükmedilen dönemde, ilgili taşınmazın bulunduğu mahalde arsa sahiplerine is...
![]() (Şerh No: 15433 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-03-2014 15:01)
Taraflar arasında konut kredisi sözleşmesi bulunduğu ve davacı banka tarafından 1250,00 TL masraf alındığı hususu ihtilaflı değildir. Uyuşmazlık, dava konusu alacağa avans faizi uygulanıp uygulanamayacağı hususundadır.
Davalı tacir olup, dava konusu alacak davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğundan davacı alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebilir. Bu durumda mahkemece hükmedilen alacağa avans faizi yürütülecek şekilde karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 15432 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2014 22:14)
Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde alacağı geçici önlemlere veya önlem alınması isteğinin reddedilmesine ilişkin kararlar, esas hükümle birlikte temyizi kabil olup, dava sırasında verilen bu çerçevedeki ara kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 15431 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2014 21:59)
Yüklenicinin imal ettiği eserdeki ayıplar, eserin reddini gerektirir derecede ise; iş sahibince verilen malzemenin bedeli saptanarak bundan hurda bedeli düşülüp, hükme esas zarar miktarı hesaplanmalı, iş sahibince peşin ödenen tutar da dikkate alınarak hüküm kurulmalıdır.
Eğer ayıplar, eserin reddini gerektirmiyor ve onarım yoluyla giderilmesi mümkünse onarım tutarı hesaplanmalıdır.
Eserdeki ayıplar kabule engel teşkil etmiyorsa bedelde indirim gerekip gerekmediği belirlenmeli sonucu dairesi...
![]() (Şerh No: 15430 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:10)
Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi ilişkisinde yüklenici, yapacağı standın en az sekiz fuar kullanımına uygun olacağını garanti etmiştir. Stand, garanti edilen bu vasfa uygun değilse veya eksik ve kusurlu imal edilmişse eser, sözleşme ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak yapılmış sayılamaz ve yüklenici de iş bedelinin tamamına hak kazanamaz. Bu sebeple mahkemece, iş sahibinin BK m. 360’a göre bedelde indirim ve tazminat hakkı olup olmadığı ile varsa miktarının saptanması içi...
![]() (Şerh No: 15429 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:09)
Taraflar arasında bohçalama ve izolasyon işi konulu eser sözleşmesi ilişkisi vardır. Yapılan imalat, iş sahibinin eseri kabule icbar edilemeyeceği şekildedir. Bu durumda iş sahibi, BK m.360/1’e mesnetle eseri reddetmekte ve ödediğini geri istemekte haklıdır. BK m.360/II, eserdeki ayıbın, iş sahibinin eseri kabulden kaçınmayı haklı kılacak derecede önemli olmaması haline münhasırdır. Bu sebeple somut olayda, bedelden indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
![]() (Şerh No: 15428 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:08)
Taraflar, arsa sahiplerine ait taşınmazlar üzerine villa yapımı konusunda anlaşma yapmışlar, tapular davalı yükleniciye devredilmiş; ancak davalı inşaatı yapmadığı gibi arsaları da başkasına satmıştır. Dava, yüklenici tarafından üçüncü kişiye satılan arsa bedelinden kaynaklanan alacak istemidir. Dava, satış sözleşmesinde zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle reddedilmiş ise de; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi vardır ve eser sözleşmelerinde zamanaşımı, eserin sözleşmesine uygun biçimde...
![]() (Şerh No: 15427 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:06)
Davacının işçisi, davalı ile aralarındaki eser sözleşmesi muvacehesinde yapılan işte, iş kazası sonucu vefat etmiş; davacı, işçisinin mirasçılarına ödediği tazminatın, rücuen davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Vefat eden işçinin mirasçılarının açtığı davada saptanan kusur oranı, temyize konu rücu davasında bağlayıcı değildir. Eldeki dava, yanlar arasındaki eser sözleşmesine dayanılarak açıldığından, yanların olaydaki kusuru eser sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmelidir.
![]() (Şerh No: 15426 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:04)
Davacıların murisi, davalılarla arasındaki eser sözleşmesi ile üstlendiği kalıp demir beton işleri ile çatı yapımı sırasında inşaattan düşerek vefat etmiştir. Davacılar, iş sahibi davalılardan maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Eser sözleşmelerinde yüklenici, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatına göre işyerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altında olmakla beraber iş sahibinin böyle bir yükümlülüğü yoktur. İş sahibi, İş Güvenliği Mevzuatı dışında kus...
![]() (Şerh No: 15425 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 15:02)
Evlat edinen M____'e daha sonra vefat eden kendi murislerinden intikal edecek miras hakkı bunun evlatlığına geçmez.
Davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur.
![]() (Şerh No: 15424 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2014 12:25)
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi vardır. Bu sebeple davacının, yüklenici davalı şirketten talep ettiği müspet zarar kapsamındaki kira kaybı talebi için haksız fillere ilişkin zamanaşımı değil eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımının uygulanması gerekir.
![]() (Şerh No: 15423 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2014 10:36)
Yabancı mahkeme kararlarının salt gerekçesinin bulunmaması, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olmaz ve bu husus, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu m.54/c anlamında kamu düzenine aykırılık sayılmaz.
![]() (Şerh No: 15421 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-03-2014 23:07)
Yerel mahkemede yapılan yargılamada mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına göre meydana gelen sonuç malpraktis değil komplikasyondur. Fakat yerel mahkeme hekimin hastayı bu komplikasyon hakkında aydınlatıp aydınlatmadığını ve hastadan alınan rızanın aydınlatılmış olup olmadığını araştırmadan karar vermiş olduğu için karar usule ve hukuka aykırıdır.
![]() (Şerh No: 15420 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 26-03-2014 22:45)
Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kayıt düzeltilmesi istenen M____ kızı S____'nin doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; isabetsiz teşhis ve yanılgılı değerlendirme sonucu bağlantı ve dayanak oluşturacak bir nüfus kaydı b...
![]() (Şerh No: 15419 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-03-2014 13:10)
TMK m.600'e mesnetle açılan vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi istemini havi eda davasına bakmakla görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir.
![]() (Şerh No: 15418 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-03-2014 12:56)
Sözleşmedeki 1.9.1993 tarihi, eserin bir bütün olarak teslimi gereken tarihtir. Yüklenici, geniş anlamda borcunu ifa yönünden, bu tarihte temerrüde düşmüştür. Yüklenicinin bu tarihten sonra, dar anlamda birtakım borçları da muaccel hale gelir. Muaccel hale gelen her bir borca temerrüt faizinin yürütülebilmesi, o borcun miktarı gösterilmek ve talep edilmek suretiyle, borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlıdır.
![]() (Şerh No: 15417 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-03-2014 13:11)
Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda bir alacağa temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının yöntemine uygun ihtar ile borçlunun, usulen temerrüde düşürülmüş olması zorunludur. Taraflar arasındaki sözleşmede kesin vade olmadığı gibi davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte ihtar da bulunmadığından kabul edilen alacaklara dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülebilir.
![]() (Şerh No: 15416 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2014 11:27)
HMK 320/1 maddesinin uygulama alanı ön inceleme aşaması ve mümkün olan haller ile sınırlıdır. İlk derece mahkemesinde duruşma yapılması kural olup, tarafların iddia ve savunmaları toplanarak duruşma açılmadan ve tarafların açıklamaları dinlenmeden karar verilemez.
![]() (Şerh No: 15414 - Ekleyen: Av.Metin ÖZSOY - Tarih : 20-03-2014 11:07)
Davacı, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davası olduğunu ileri sürmüş ise de, dava ve icra takibine konu çekte davalı çekin keşidecisi, davacı ise lehdarı olduğuna göre taraflar arasında temel ilişki vardır. O halde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ispat yükünün davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabul edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
![]() (Şerh No: 15415 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-03-2014 17:31)
Dava dilekçesinin davalıya tebliği sağlanmadan dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturur.
![]() (Şerh No: 15413 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-03-2014 16:59)
Taraflar arasında solaryum cihazı satış ve montajı konulu eser sözleşmesi ilişkisi vardır. Davacı, sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etmiştir.
Yerel Mahkeme; davaya konu solaryum cihazının sipariş sözleşmesindeki niteliklere uygun olduğunu, tespit olunan eksikliğin cihazın reddini gerektirecek boyutta ayıp olmadığını belirterek davayı reddetmiştir.
Yargıtay; yerel mahkemece alınan bilirkişi raporlarında çelişki olduğu ve bu çelişkinin giderilmesi; her ne kadar bedel iadesini gerektir...
![]() (Şerh No: 15412 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-03-2014 15:40)
İtirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir.
![]() (Şerh No: 15411 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-03-2014 11:29)
İnfazı istenilen ilamın hüküm kısmında "dava konusu aracın iadesi ile bedelin davacıdan tahsiline" karar verilmiş olup, aracın tesliminin, bedelin ödenmesinden önce gerçekleşmesi gerektiği veya araç teslimi ile bedelin ödenmesinin eş zamanlı yapılması gerektiği hususlarında bir ifade bulunmadığı gibi; aracın bizzat davacı tarafından icra müdürlüğüne teslim edilmesi yolunda da bir hüküm kurulmamıştır. Hal böyle olunca, icra müdürlüğünün, araç teslim edilmediğinden bahisle dosyadaki meblağı hukuka...
![]() (Şerh No: 15410 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2014 21:44)
Takip konusu ilamda araç bedelinin tahsili, açılan davada ayıplı olduğu iddia edilen otomobilin davacı ( takip alacaklısı ) tarafından iadesi koşuluna bağlanmıştır. Alacaklı bu koşulu gerçekleştirdiğini ispat etmedikçe lehine hükmedilen alacak için takip başlatamaz.
![]() (Şerh No: 15409 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2014 21:44)
Davalı banka, basiretli davranarak genel kredi sözleşmesini huzurda imzalatması gerekirken bu yöndeki yükümlülüklerine uymayarak davacının imzasını taşımayan genel kredi sözleşmesine mesnetle davacı aleyhine icra takibi başlattığından kötüniyetli olduğu kabul edilmeli ve davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmelidir.
![]() (Şerh No: 15408 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2014 20:24)
Önerge [MK. 40]
![]() ![]() (Şerh No: 15407 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 15-03-2014 17:03)
Davacılar, murislerinin, davalı nezdinde hayat sigorta poliçesiyle sigortalandığını, ani gelişen rahatsızlığı sonucu öldüğünü, hastalığın gizlendiği gerekçesiyle davalının tazminat ödemediğini ileri sürerek tazminat talep etmiş; davalı, davacıların murisi sigortalının beyannameye hastalık geçirmediği ve tedavi görmediği yönünde cevaplar verdiğini, önceki hastalığını gizlediğini, kasten gizleme nedeniyle poliçe tazminatının ödenmediğini, müvekkilinin fesih hakkını kullandığını savunarak, davanın ...
![]() (Şerh No: 15406 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2014 15:39)
Sigortalı, sözleşme yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, form doldurulmamış olması sigortalının sağlığına dair konularda sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur. TTK m.1290/1'deki ihbar yükümlülüğüne aykırı davranışın...
![]() (Şerh No: 15405 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2014 15:38)
TTK m.1290'da cayma hakkının bir ay içerisinde sigorta ettirene "bildiriminden" değil "kullanılmasından" söz edilmektedir. Bu sebeple cayma hakkı, ilgili hususun öğrenildiği tarihten bir ay içerisinde kullanılmalı, yani muhatabın bilgisine ulaştırılmak üzere dışa vurulmalıdır.
Somut olayda davalı sigorta şirketi, davacılar murisinin sigorta sözleşmesinin kurulma aşamasında doğru bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini savunarak ödeme yapmamıştır. Muris 18.04.2005 tarihinde silahla sal...
![]() (Şerh No: 15404 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2014 15:38)
Borçlu hakkındaki icra takibi, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararından sonra başlatılmıştır. Söz konusu bu tedbir kararı, bu karardan sonra alacaklının takip yapmasına engel teşkil eder.
![]() (Şerh No: 15402 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-03-2014 16:08)
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararında, tedbirin, ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre, geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler uygulanmasında yasaya aykırılık yoktur.
![]() (Şerh No: 15401 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-03-2014 15:51)
Bir kimsenin, başkasına ait olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda bulunduğu bir gayrimenkulü, kendi malıymış gibi kiraya verip kiraları toplamış olması sebebiyle hak sahibinin o kimseden kiraların alınması için açacağı davanın; gerek BK m.414'e dayanan, gerekse MK m.908'e dayanan bir dava olarak tavsifi mümkün ise de; tereddüt halinde bu davanın BK m.414'e dayanan menfaatlerin devri davası sayılacağına ve bundan dolayı on yıllık müruruzamana tabi olacağına, karar verilmiştir.
![]() (Şerh No: 15400 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-03-2014 15:25)
Dava, ihtiyaç nedeniyle tahliye istemlidir ve taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi bulunmaktadır. Davacının kira başlangıç tarihi olarak belirttiği tarihe davalı karşı çıktığından öncelikle davanın süresinde olup olmadığının belirlenebilmesi için bu uyuşmazlığın çözümü gerekir. Davacılar iddia ettikleri kira başlangıç tarihini ve süresini kanıtlamak zorundadırlar.
![]() (Şerh No: 15399 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 13:25)
Esaslı tamir, tadil nedenine dayalı davada paydaşlardan birinin keşide ettiği ihtarnamenin kira sözleşmesini feshedici niteliği bulunmamaktadır. İhtarname bir bildirimden ibaret olup süre koruyucu özelliktedir. Bu sebeple davacı tarafından sözleşme sona ermeden önce sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair tahliye iradesi kiracıya bildirildiğinden, bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar dava açılabilir. İhtarnamenin paydaşlar tarafından birlikte keşide edilmemesi sebebiyle davanın reddine karar ve...
![]() (Şerh No: 15398 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 13:24)
Kesinleşen takip üzerine borçlu tarafından icra veznesine yatan paranın, açılan menfi tespit davasında İİK m.72/3 gereğince alınan tedbir kararı nedeniyle ödenmemesi durumunda, paranın icra veznesine yatış tarihi ile tedbir kararının kaldırılması tarihine kadar icra müdürlüğünce faiz yürütüleceğine dair verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.
![]() (Şerh No: 15397 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 12:45)
Kesinleşen takip üzerine borçlu tarafından icra veznesine yatan paranın, açılan menfi tespit davasında İİK m.72/3 gereğince alınan tedbir kararı nedeniyle ödenmemesi durumunda, paranın icra veznesine yatış tarihi ile tedbir kararının kaldırılması tarihine kadar icra müdürlüğünce faiz yürütüleceğine dair verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.
![]() (Şerh No: 15396 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 12:40)
Sanığın daha önceden TCK m.32/2 maddesi gereğince almış olduğu rapora rağmen, sanık müdafilerinin bu yönde yeniden rapor alınması talebinin mahkemece kabul edilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
![]() (Şerh No: 15395 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 07-03-2014 14:46)
Takibe dayanak belgeler her ne kadar İİK m.68'de öngörülen belge niteliğinde değil ise de; borçlu, itiraz dilekçesinde alacağı kabul ettiğini ve fatura bedellerini ödediğini bildirdiğinden; faturalara ilişkin alacak bakımından belgelerin niteliklerinin tartışılmasına gerek bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 15394 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 06-03-2014 15:21)
"Fesih halinde yapımcının hiçbir hak talep etmeden inşaatı olduğu haliyle arsa sahibine devredeceğine" dair hüküm davalı yüklenicilerin ekonomik yönden mahvına neden olacak nitelikte olduğundan batıldır.
![]() (Şerh No: 15393 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-03-2014 17:57)
Davacının, dere ıslah çalışması sırasında yağmur sularının dere yatağından taşarak araçlarının sel sularına maruz kalıp hasar gördüğünden bahisle ikame ettiği tazminat davasında;
derenin ıslahını yapma görevi belediyede ise de; somut olayda derenin ıslahı işi, Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile İSKİ Genel Müdürlüğü'ne devredildiğinden ve hasar, bu işin yapımı sırasında meydana geldiğinden hasarın tazmini İSKİ Genel Müdürlüğü ve işin yapımını üstlenen şirketin sorumluluğundadır.
![]() (Şerh No: 15392 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-03-2014 14:33)
Taşınmazın tapu kaydındaki ihtiyati tedbir şerhlerinin dayanağını yetkili organı, temsilcisi ya da vekili aracılığı ile öğrenebilecek durumda olan davalı şirketin iyi niyetli sayılması olanaksızdır.
![]() (Şerh No: 15391 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-03-2014 13:05)
Bilgi [TCK. 5]
![]() http://www.adaletbiz.com/gundem/avukatlar-ciddi-ceza-tehdidi-altina-sokuldu-h12609.html YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Av. İsmail DUYGULU Yargıtay 5. CD.’nin 2012/11197 E. ve 20.06.2013 tarihli 2013/6909 K. sayılı kararı ile avukatın, müvekkili adına tahsil ettiği ve fakat müvekkile ödemeyerek, uhdesinde tuttuğu para nedeniyle, zimmet suçunun oluştuğuna karar verdi. Oysa daha önceki aşamada, Avukatlık Kanunu m. 62 yollamasıyla, avukatların avukatlık görevinden doğa... ![]() (Şerh No: 15390 - Ekleyen: Av.İsmail DUYGULU - Tarih : 03-03-2014 00:31)
Bilgi [Av.K. 62]
![]() http://www.adaletbiz.com/gundem/avukatlar-ciddi-ceza-tehdidi-altina-sokuldu-h12609.html YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Av. İsmail DUYGULU Yargıtay 5. CD.’nin 2012/11197 E. ve 20.06.2013 tarihli 2013/6909 K. sayılı kararı ile avukatın, müvekkili adına tahsil ettiği ve fakat müvekkile ödemeyerek, uhdesinde tuttuğu para nedeniyle, zimmet suçunun oluştuğuna karar verdi. Oysa daha önceki aşamada, Avukatlık Kanunu m. 62 yollamasıyla, avukatların avukatlık görevin... ![]() (Şerh No: 15389 - Ekleyen: Av.İsmail DUYGULU - Tarih : 03-03-2014 00:30)
Temyize konu işçi alacağı konulu davada, davalılar arasındaki ihale sözleşmesinde belirtilen ücretin net ücret olduğu kabulüyle hüküm kurulmuştur.
Davalılar arasında akdedilen ihale sözleşmesinde işçilere ödenecek ücretin, asgari ücretin tamamının veya belirli oranda katının net olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığı gibi davacıya bu ücretin net olarak ödeneceğine dair hüküm içeren bir iş sözleşmesi hükmü de sunulmamıştır. Bu sebeple tazminat ve alacaklara esas ücretin hatalı yorum ile tes...
![]() (Şerh No: 15388 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 17:26)
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi m.40'a göre kesin hakediş raporu, kesin kabul ve kesin hesapların onaylanmasından sonra düzenlenir. Kesin kabul yapılmadan kesin hakediş düzenlenemeyeceğine göre fazla ödemenin istirdadı talebine uygulanacak 5 yıllık zamanaşımı süresi kesin kabul tarihinden başlatılmalıdır.
![]() (Şerh No: 15387 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 12:50)
Davacı, 31.8.1992 tarihli belgeye dayalı olarak 15.12.1999 tarihinde icra takibinde bulunmuş, davalı itiraz etmiş, davacının 19.11.2001 tarihinde açtığı itirazın iptali davası 1 yıllık süre içinde açılmadığından reddedilmiş ve işbu red kararı 1.4.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, 16.9.2004 tarihinde temyize konu "karz akdine mesnetle alacak davası"nı ikame etmiştir.
Davacının 15.12.1999 tarihinde başlattığı icra takibi ile zamanaşımı kesilmiş ve 15.12.1999 tarihinden itibaren 10 yıllık ...
![]() (Şerh No: 15386 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 12:50)
Davacı taraf, hazır bir trafoyu değil, niteliklerini ve ölçüsünü önceden belirtmek suretiyle verdiği sipariş üzerine yükleniciye imal ettirdiği bir eseri teslim almış olmakla taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi vardır. Dolayısıyla somut olayda uygulanacak zamanaşımı da eser sözleşmesine ilişkin zamanaşımı süresi olmalıdır.
![]() (Şerh No: 15385 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 11:18)
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçersiz olması akdin eser sözleşmesi niteliğini değiştirmez ve zamanaşımı ile ilgili olarak sebepsiz iktisap hükümlerinin tatbikini gerektirmez.
![]() (Şerh No: 15384 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 11:18)
Somut olayda davalı iş sahibince, yüklenicinin yaptığı icra takibi sebebiyle haksız olarak tahsil edilen bankadaki paranın istirdadı istemiyle açılan davada, o dosyanın davalısı olan eldeki davanın davacısı yüklenici cevap dilekçesinde iş sahibinden yaptığı imalât sebebiyle alacaklı olduğunu defi zımnında ileri sürmekle zamanaşımını kesmiştir. O dosyadaki kararın kesinleştiği tarihten temyize konu davanın açıldığı güne kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden mahkemenin zamanaşımı nedeniyl...
![]() (Şerh No: 15383 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-02-2014 15:35)
Dava, davalı lehine düzenlenen çek bedelinin sebepsiz olarak ödendiği iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir. Davaya konu çek, taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca düzenlenmiş olmakla; davada uygulanacak zamanaşımı süresi 5 yıldır.
![]() (Şerh No: 15382 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-02-2014 15:35)
İtirazın iptali davasının konusu; davalının, taraflar arasındaki 01.02.2002 tarihli eser sözleşmesine mesnetle davacının hakedişlerinden kestiği ve iade etmediği nakdi teminat alacağının tahsili istemidir. Sözleşme konusu işlerin teslim tarihi 27.05.2002 ve başlatılan icra takibi tarihi 20.05.2009'dur.
Somut olayda, yanlar arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan "kesin hesap" Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15.07.2009 tarihinde kesinleşen hükmü ile çıkarılmış ve işbu çıkarılan kesin hesa...
![]() (Şerh No: 15381 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-02-2014 14:50)
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı yüklenici, davalı iş sahibine asfalt kaplama yapma işini ve kontrollük hizmetlerinde kullanılmak üzere iş sahibine 4 adet binek araç tahsis etmeyi üstlenmiştir.
İş sahibine teslim edilen otomobillerin yükleniciye iade edilmemesi haksız fiil değil, taraflar arasındaki eser sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğinden; bu konudaki zararın tazmini istemine BK m.126'daki 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır.
![]() (Şerh No: 15380 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-02-2014 12:52)
15 HD ile mahkeme arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki istisna sözleşmesi davacı ile davalı şirket temsilcisi tarafından, kendi adına imzalanmış olmasına rağmen; şirket aleyhine açılan davanın husumetten reddinin gerekip gerekmediği; burada varılacak sonuca göre davalı şirkete yemin teklif edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davada husumetin sözleşmeyi kendi adına imzalayan şirket temsilcisine yöneltilmesi gerekmektedir. Buna rağmen sözleşmenin tarafı olmayan şi...
![]() (Şerh No: 15379 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-02-2014 13:34)
Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.
![]() (Şerh No: 15378 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 22-02-2014 18:01)
Birleşen davanın dava dilekçesinde, “H. G. mirasçıları” ibaresi kullanılmak suretiyle husumet yöneltilerek dava açıldığı, davacı vekilince mahkemeden alınan yetki belgesi ile H. G. mirasçılarını gösteren veraset ilamının dosyaya sunulduğu, böylelikle taraf teşkilinin sağlanmasının amaçlandığı görülmektedir.
Hal böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 119/2 ve 124/1 maddesindeki yasal düzenlemeler gözetilerek H. G. mirasçılarına dava dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan s...
![]() (Şerh No: 15377 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 14:35)
Kardeş ve birlikte inşa ettikleri apartmanın paydaşı olan davacı ve davalı, 22.08.2008'de aralarında yazılı paylaşım senedi düzenlemişlerdir. Davacı, bu paylaşım senedinde kendisine bırakılan dükkanın kiraya verilmek suretiyle; 3 numaralı dairenin ise oğlunu oturtmak suretiyle davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek, davalıdan ecrimisil talep ve dava etmiştir.
Davaya konu 3 numaralı meskende davalının oğlu, davalı babasına teb'an oturduğundan ve davacı ile davalı taşın...
![]() (Şerh No: 15370 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:42)
Davaya konu elbirliği mülkiyetine tâbi taşınmazların bir kısmı fındık bahçesi, kalan kısımları tarla niteliğindedir. Taşınmazların fındık bahçesi niteliğindeki kısımları için inceleme yapılmadan intifadan men şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle ecrimisil talebinin reddi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi; fındık bahçesi olan kısımlarının haricinde kalan kısımları için de paydaşa gönderilen mektubun tebliği ile intifadan men koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmalıdır.
![]() (Şerh No: 15376 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:39)
Dava konusu edilen apartman girişi ve merdivenler, anataşınmazın ortak yerlerindendir ve kat malikleri anataşınmazın bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre maliktirler. Ortak mülkiyete tâbi bir yeri, paydaşlardan birisinin kendi kullanımına özgülemesi durumunda; diğer paydaşların ecrimisil isteyebilmesi için; öncelikle, kullanan paydaşı, bu ortak yeri kullanmaktan, yöntemince men etmiş olmaları gerekir.
Somut olayda intifadan men koşulu kanıtlanamamıştır v...
![]() (Şerh No: 15375 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)
79/1200 hissesi davacıya, 1121/1200 hissesi davalılara ait olan arsa vasıflı taşınmaz üzerinde 7 katlı 2 bina bulunmaktadır.
Dava konusu taşınmazdaki binalar iddia ettikleri gibi davalılar tarafından yapılmışsa davacı, taşınmazın, payı oranında "arsa olarak" getirebileceği ecrimisil bedelini talep edebilir.
![]() (Şerh No: 15374 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)
Davacının, dava dışı kişilerle birlikte paylı mülkiyete tâbi olarak paydaşı olduğu dava konusu taşınmaz, uzun süredir mesken olarak davalı kullanımındadır ve davacı, bu kullanıma ses çıkarmamış ve herhangi bir itiraz da ileri sürmemiş; diğer bir anlatımla kullanıma muvafakat etmiştir. Taraflar arasında BK m.299 (TBK m.379) anlamında sözlü ariyet akdi vardır. Davacı, 24.05.2012 tarihinde davalıya keşide ettiği ihtarname ile bu muvafakati geri almış, yani BK m.304 uyarınca ariyet akdini feshetmişt...
![]() (Şerh No: 15373 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)
1/4 payı davacı, 3/4 payı davalı adına kayıtlı olan arsa vasıflı; üzerinde depo, işyeri ve 3 katlı bina bulunan taşınmazın, 2. katındaki daire davacının, diğer kısımları davalının kullanımındadır. Taraflar arasında, anılan şekilde fiili kullanım biçimi oluşmuş olmakla, davalının 2.kattaki daire dışındaki diğer bölümleri kullanmasının kötüniyete dayalı olduğu söylenemeyeceğinden; davalının, ecrimisilden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 15372 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)
Kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davasında, taşınmazın dava tarihindeki değeri itibariyle bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı bakanlıktan tahsiline karar verildiğine göre; davacılar, kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davasının açıldığı dava tarihinden öncesi için davalıdan ecrimisil isteyebilirler. Davacılar, kamulaştırmasız el atma sebebiyle bedel davası açmakla taşınmazın mülkiyetini davalı idareye devretmeye razı oldukları için, sonraki dönem ...
![]() (Şerh No: 15371 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2014 13:10)
Davalı şirketin asıl borçlu olduğu 28.08.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olan diğer davalı, sözleşme tarihinde evli ise de; kefalette eşin yazılı rızası olması gerektiğine dair TBK m.584'ün, 818 sayılı Borçlar Kanunu'na uygun olarak kurulan kefalette uygulama yeri bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 15369 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2014 17:29)
Bilgi [ESKİTüketiciK. 10/B]
![]() Resmi Gazete Tarihi: 17.01.2009 Resmi Gazete Sayı: 27113 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, Türk... ![]() (Şerh No: 15368 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2014 12:49)
Sözleşmenin bir hükmünün, tüketicinin bir menfaatini ihlâl etmekle birlikte, ona önemli avantajlar da sağladığı anlaşılıyor ise artık bu kaydın tüketicinin zararına olduğunu söylemek olanaklı değildir.
Davacı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacı, kredi borcunu teminat altına almak olsa da; hayat sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davacıdan tahsil edilen sigorta pr...
![]() (Şerh No: 15367 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2014 12:49)
Şikayet, itirazın kaldırılması talebi, takibin iptali ( ve ertelenmesi ) talebi, ihalenin feshi talebi, borçlunun icra mahkemesine yaptığı itiraz, borçlunun icra mahkemesine yaptığı icra emrine itiraz ( icranın geri bırakılması talebi ), alacak davası açılmadan önceki ihtiyati haciz talebi;
dava olmadığından, yalnız davalar için düzenlenmiş olan gider avansına ilişkin hükümler, anılan talepler için uygulanmaz.
![]() (Şerh No: 15366 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2014 14:50)
Maddi tazminat istemli davada ıslahla manevi tazminat istemelerinde hukuken bir engel yoktur. Mahkemenin başlangıçta talep edilmeyen bir hakkın yargılama aşamasında ıslah ile talep edilemeyeceği değerlendirmesi doğru değildir. Mahkemece manevi tazminata yönelik istemin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 15365 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-02-2014 12:05)
Davacıdan ödenmesi istenilen vergi borçları her ne kadar davacının yasal temsilcilik yaptığı döneme ilişkin ise de; davacının sorumluluğu, yöneticiliği döneminde defter ve belge ibraz edilmemesi, beyanname verilmemesi, beyan edilen bir borcun ödenmemesi veya yapılan inceleme sonucu eksik beyanda bulunulduğunun tespiti halinde söz konusu olabilir. Davacı, kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonra asıl borçlu şirketin 13.4.1998 tarihinde o dönemde müdür olan şahıstan istenilen defter ve b...
![]() (Şerh No: 15361 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-02-2014 12:00)
Tüzel kişilerin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarından kanuni temsilcilerin sorumlu tutulabilmesi için, zamanaşımına uğramadığının ve tüzel kişiden tahsil olanağı kalmadığının idarece tespiti gerekmektedir.
Dava konusu ödeme emri düzenlenmeden önce asıl borçlu şirket hakkında zamanaşımını kesecek nitelikte herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle 31/12/2003 tarihinde zamanaşımına uğradığı anlaşılan vergi borcunun kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan istenilmesi mümkün bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 15364 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2014 22:55)
Muhatap bilinen adreslerinde bulunamadığında tebliğ evrakının tebliği çıkaran mercie iadesi gerekmekte iken; 31.12.2008 tarihli vergi ceza ihbarnamesi tebliğ alındıları incelendiğinde, muhatabın bilinen adresinde bulunamadığı belirtilerek tebliğ evrakının, ilgili mahalle muhtarlarına imzalatılıp şirket adresi ile şirket müdürünün ikametgah adreslerine bırakıldığı anlaşılmaktadır. 7201 S.K. hükümleri uygulanmaya çalışılarak tebliğ evrakı ilgili adreslere bırakıldığından, söz konusu vergi ceza ihb...
![]() (Şerh No: 15363 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2014 22:32)
Şirket hakkında malvarlığı araştırması, şirketin kanuni temsilcisine uygulanan hacizden sonraki bir tarih olup haczin ilgili bulunduğu dönem itibarıyla şirketin malvarlığı bulunup bulunmadığı hususu yeterince araştırılmamıştır. Dolayısıyla, borcun şirketten tahsili için tüm takip yollarının tüketildiğinden ve kanuni temsilcisinin takibi için kanunda öngörülen şartların oluştuğundan söz edilemez.
Ayrıca amme alacağının tahsili için öncelikle ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmeli, buna rağmen...
![]() (Şerh No: 15362 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2014 17:07)
Vergi borcunun öncelikle şirket tüzel kişiliğinden tahsili yoluna gidilmelidir. Limited şirket ortakları, şirketten tahsili olanaksız hale gelen vergi borçlarından dolayı, sermaye hisseleri oranında sorumludur.
![]() (Şerh No: 15360 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2014 17:07)
Davacının kanuni temsilcisi olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen 2000 yılına ilişkin kamu alacağı nedeniyle 213 sayılı VUK m.10 uyarınca adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline ilişkin davada;
şirket adına düzenlenen ödeme emirleri 07.07.2003 tarihinde ilanen tebliğ edilmiş ve 22.11.2008 tarihinde ise her kamu alacağı için ayrı ayrı olmak üzere 1 kuruş ödeme yapılmıştır. Bu 1 kuruş tutarındaki ödemelerin davacı tarafından yapıldığının kabulü iktisadi icaplara uygun düşmediği gibi ha...
![]() (Şerh No: 15359 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2014 09:55)
Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi, taraflar arasındaki sözleşmenin eki ve böylece HMK m.193 uyarınca delil sözleşmesi olarak kabul edilmiş ise de; kesin hakedişe ve kesin hesaba dahil edilmeyen imalatlarından doğan alacakları için yüklenicinin, kesin hesaba ve kesin hakedişe itiraz etmesi gerekmez.
![]() (Şerh No: 15358 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2014 14:05)
Davaya konu somut durum çerçevesinde ihalede rekabet ortamının oluşup oluşmadığı değerlendirilmiştir.
![]() (Şerh No: 15357 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2014 11:38)
Yöneticinin kat malikleri kurulunca ibra edilmiş olması onu, yöneticilik yaptığı dönemde usulsüz yaptığı harcamalar ve zimmetine geçirdiği paralar nedeniyle kat maliklerine verdiği zararlardan dolayı sorumluluktan kurtarmaz. Temyize konu davada hukuki sonuç doğurmayan yöneticinin ibrasına ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
![]() (Şerh No: 15356 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2014 15:59)
Limited şirketlerde, borçlu ortağın payının İİK'nun taşınırlara dair hükümlerine göre haczi mümkündür.
Alacaklı tarafından borçlunun, üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde; borçlunun hisse hakları, icra müdürlüğünce şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memuru, şirket merkezine giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabilir. Limited şirketlerde p...
![]() (Şerh No: 15355 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2014 11:01)
Dava, davalının yapımını yükümlendiği inşaat için fazladan ödenen bedelin tahsili taleplidir. 5 yıllık zamanaşımı süresi kesin kabulün yapıldığı tarihten başlatılmalıdır.
![]() (Şerh No: 15354 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-02-2014 17:35)
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle fazla ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesine göre kesin hakediş, kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra düzenlenecektir. Kesin kabul yapılmadan kesin hakediş düzenlenemeyeceğinden fazla ödemeye dayalı alacaklarda 5 yıllık zamanaşımının başlangıcı kesin hesap ve kesin kabulün onay tarihidir.
![]() (Şerh No: 15353 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-02-2014 17:35)
Dava, cezai şart taleplidir. Taraflar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi adi yazılı şekilde olmakla geçersiz ise de; eserin kullanılabilir derecede tamamlandığı anlaşıldığından sözleşmenin ve sözleşmenin teminatı olarak verildiği anlaşılan bononun geçersiz olduğu ileri sürülemez. Yalnız davacı arsa sahipleri, davalı yüklenicinin savunduğu gibi eseri teslim almış ve doğduğunu iddia ettikleri cezai şartla ilgili haklarını saklı tutmamışlar ise artık bunu isteyemezler.
![]() (Şerh No: 15352 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-02-2014 13:15)
Taşınmazın borçlunun borcu sebebiyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur.
![]() (Şerh No: 15351 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-02-2014 00:27)
Davacı, eşi davalının, açılmış olan boşanma davasında hükmedilecek tazminat ve nafaka bedellerini ödemekten kaçınmak için sahibi olduğu taşınmazdaki payını diğer davalıya devrettiğini bildirerek satışın iptalini talep etmektedir.
Somut olayda, satış işlemlerinde danışıklılığın bulunup bulunmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı...
![]() (Şerh No: 15350 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-02-2014 00:02)
Müştekinin de işyerinde bulunduğu sırada alışveriş yapmak üzere içeri giren suça sürüklenen çocuğun, işyerine girme hususunda müştekinin açık rızasına ihtiyacının bulunmadığının anlaşılması karşısında; yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı halde, beraati yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
![]() (Şerh No: 15349 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 07-02-2014 19:05)
Davacının, boşanma davasındaki boşanmaya karar verilmesi halinde hükmedilmesi mümkün olan boşanmaya bağlı ikincil nitelikteki tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa, davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulamaz.
![]() (Şerh No: 15348 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2014 17:06)
Boşanmanın eki niteliğindeki sözleşmeler, boşanma davası süreci içinde yapılmak koşuluyla hakimin onayı ve davanın boşanmayla sona ermesiyle geçerlilik kazanır. Dayanak ilamın hüküm fıkrasında taraflar arasındaki anlaşmadan bahsedildiği gibi, hükmün gerekçesinde de tarafların anlaşmasının mahkemece de uygun bulunduğu belirtildiğinden ve dolayısıyla protokol, dayanak boşanma ilamının eki olup koşullarına aynen uyulması gerektiğinden ilamlı takibe konu edilebileceği düşünülmeksizin takibin iptalin...
![]() (Şerh No: 15347 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2014 16:34)
Davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davalı adına trafik sicilinde kayıtlı aracın kendisine devredileceğinin kesinleşen mahkeme kararının eki sayılan protokol ile hüküm altına alındığını, davalının kesinleşen mahkeme kararına rağmen aracı diğer davalıya muvazaalı biçimde satıp devrettiğini belirterek satış işleminin iptalini, aracın trafik sicilinde kendi adına tescilini; bunun mümkün olmaması halinde aracın rayiç değerinin davalılardan alınmasını istemiştir.
Davacı...
![]() (Şerh No: 15346 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2014 16:33)
Bilgi [İİK. 338]
![]() Şirket ya da şahıs vekili avukat aracılığı ile 89 haciz ihbarnamesine itiraz edilmesi halinde, itirazın gerçeğe aykırı olduğundan bahisle asilin cezalandırılması istenemez. Vekilin beyanından asil sorumlu tutulamaz. Y.16. HD. 2007/50E.-583K., 06.03.2007 T. kararı da bu doğrultudadır. ![]() (Şerh No: 15309 - Ekleyen: Av.Tülin KAVASOĞLU - Tarih : 06-02-2014 09:02)
Taraflar arasında Mahkemenin 2006/815 esas 2007/403 karar sayılı davacının açtığı boşanma davasında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının geliri var olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği ve kararın bu şekilde temyiz edilmeksizin 17.07.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece yoksulluk nafakası yönünden talebin kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir.
![]() (Şerh No: 15345 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:20)
Boşanma kararında nafaka talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme hükmü kesin hüküm (HUMK. mad. 237) kapsamında değerlendirilmelidir. Kesin hükmün sonuçlarını değiştirecek şekilde delil toplanıp gerekçe oluşturulamaz.
![]() (Şerh No: 15344 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:17)
Önceki boşanmaya ilişkin davada yoksulluk nafakası isteğinin bulunmaması nedeniyle mahkemenin bu konuda olumlu olumsuz karar vermemesi doğaldır (HUMK m.74). Bu hususun temyiz konusu yapılması ve temyiz isteğinin reddi ile hükmün onanması; keza aynı yönündeki karar düzeltme isteğinin reddi, bu isteklerin yerinde bulunmaması anlamında değil, kadının yoksulluk nafakası konusunda isteğinin olmamasındandır.
Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki; boşanmaya ilişkin davada davalı kadın yoksulluk nafaka...
![]() (Şerh No: 15343 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-02-2014 13:13)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |