Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2012-9034 Esas 2012-15261 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalının ilk kredi sözleşmesinde ve ikinci limit arttırım sözleşemsinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası vardır.

Dava ve takibe konu alacağın dayanağı olan 27.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi önceki sözleşmelerden bağımsızdır. Bu sözleşmede ve gerekse ödeme planında imzası bulunmayan davalının kefil olarak takip konusu alacaktan sorumluluğundan söz edilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
(Karar Tarihi : 17.10.2012)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu T____ S____ arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine istinaden adı geçen borçluya ticari nitelikli kredi açılıp kullandırıldığını, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını kredi geri ödemelerin aksadığını, hesabın kat edilerek borçlulara noter kanalı ile ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, takibin dayanağı olan kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulamayacağını, önceki sözleşmeden kaynaklı borcun kapatıldığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı banka ile dava dışı T____ S____ arasında 12.05.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği 26.05.2006 tarihinde sözleşme limiti artırılarak 100.000.00 TL'sına çıkarıldığı, anılan sözleşmeler de davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığı, bu sözleşmelere dayalı olarak kullanılan kredi borçlarının ödendiği, dava konusu takip alacağının ise 27.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, söz konusu kredi sözleşmesinde davalının imzasının bulunmadığı ancak davalının kefil olduğu krediden kaynaklanan borç ödendiğinde davacı bankaya yeni krediler için kefaletinin bulunmadığını bildirir bir ihtar göndermediğinden kefalet miktarı dahilinde dava konusu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe vaki itirazının 26.353.93 TL asıl alacak, 2.599.44 TL işlemiş faiz 129.97 TL BSMV üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davacı banka yararına icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmişti:

Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu T____ S____ arasında akdedilen 12.05.2006 tarihli 40.000.00 TL limitli genel kredi ve 26.05.2006 tarihli 60.000.00 TL limitli artırım sözleşmelerinde davalı R____ P____'in müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığı, takibe konu 27.12.2007 tarihli 25.000.00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde ise davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Dava ve takibe konu alacağın dayanağı olan 27.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinin önceki sözleşmelerden bağımsız olduğu anılan sözleşmede ve gerekse ödeme planında imzası bulunmayan davalının kefil olarak takip konusu alacaktan sorumluluğundan söz edilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 67 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/37 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”




 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 22-04-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03020906 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.