Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/5028, Karar: 2009/5156 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan gecikme halinde talep olunacak (ifaya ekli) cezai şartı akdi feshettiğinden talep edemez ise de; davacının, akdi fesih ihtarından sonra da akdin fiilen ayakta tutulmuş olduğu anlaşıldığından ve davacının, gerek akdi fesih ihtarında ve gerekse sonraki ihtarnamelerinde ceza isteme hakkını saklı tuttuğundan ifaya ekli cezai şartı talep hakkı vardır. Talep olunan gecikme haline münhasır kararlaştırılan ifaya ekli cezai şart, tüm sözleşme bedeli üzerinden değil, teslim edilmeyen işin bedeli üzerinden hesaplanmalıdır.
(Karar Tarihi : 07.10.2009)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR:

Davada 11.11.2005 ve 08.11.2005 tarihli sözleşmelere dayanılarak ifanın süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle gecikme cezası ve iki ihale arasındaki farkın davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece 29.452,50 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-08.11.2005 tarihli sözleşmede gecikme halinde % 0,5 oranında ceza ödenmesi kararlaştırılmış olup, BK'nın 158/II. maddesi uyarınca ifaya ekli ceza niteliğindedir. Davacı 02.01.2006 tarihli ihtarnamesi ile akdi feshettiğinden kural olarak cezai şart alacağını talep edemez ise de, ihtarnamedeki beyanı fesih olarak nitelendirilse bile daha sonra akdin fiilen ayakta tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu ihtarında ve daha sonra keşide ettiği 23.03.2006 tarihli ihtarnamelerinde ceza isteme hakkını saklı tuttuğundan davacının ceza talep edebileceği ortadadır. Ne var ki mahkemece 23.12.2005 tarihi ile 10.03.2006 tarihleri arasındaki süre olan 77 gün için cezai şarta tüm sözleşme bedeli üzerinden yapılan hesaplama ile hükmedilmiştir. Oysa sözleşmedeki gecikmeyle ilgili ceza, teslim edilmeyen işin bedeli üzerinden hesaplanmalıdır. Tüm iş bedelinden yapılan hesaplama doğru değildir. Bu nedenlerle mahkemece bilirkişilerden alınarak ek raporla teslim olunmayan iş bedelince cezai şart alacağı hesap ettirilip belirlenen miktara hükmedilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan tüm iş bedelinden yapılan hesaplama ile bulunan miktara hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

KARAR : Yukarıda 1 nci bendde açıklanan sebeplerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nci bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 158 :Akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise, hilâfına mukavele olmadıkça, alacaklı ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir.

Akdin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise, alacaklı hem akdin icrasını hem meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Meğer ki alacaklı bu hakkından sarahaten feragat etmiş veya kayıt dermeyan etmeksizin edayı kabul eylemiş olsun.

Borçlunun cezai şartı tediye ile akitten rücu etmek hakkını ispat edebilmek salâhiyeti mahfuzdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 28-03-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01513696 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.