Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

Davacı, "kat karşılığı inşaat sözleşmesinin" yüklenicisinden, sözleşmeye göre yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerden birini, şahsî hakkın temliki suretiyle edinmiştir. Arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükmen "ileriye etkili olarak" feshedilmiş ve bu fesih kararı kesinleşmiştir. Kesinleşen fesih kararına göre; davacı istemindeki bağımsız bölüm, fesih tasfiyesinde yükleniciye bırakılmadığından davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerekir. Davac...
(Şerh No: 14151 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2012 14:57)

Temlik akdi yapılır yapılmaz alacak temlik alana geçer ve artık borçlu temlikin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz.Temlikin ilgili bu hükümleri gereği,borçlunun temellük alana değil de temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı sonucuna varılmakla birlikte, aynı sonuca MK.2.maddesi uyarınca ulaşılması da mümkündür. Somut olayda, dava dışı A____İnşaat Ltd. Şti.'nin(Temlik Eden)dava...
(Şerh No: 14139 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-12-2012 11:42)

Yükleniciden temellük edilen hakkın, dava yoluyla arsa sahibine karşı ileri sürülmesi halinde de mahkemece yapılacak iş, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin edim borcunu tam olarak yerine getirip getirmediğini araştırmaktır. Bina sözleşmeye uygun olarak tamamlanmışsa tescil kararı verilmelidir. Ancak; eksik bırakılan iş var ise, bu eksiklikte pek az ve arsa sahibi tarafından katlanılacak boyutta olduğu takdirde, yüklenicinin edim borcunu tamamen yerine getirmediği sonucunu doğu...
(Şerh No: 14140 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-12-2012 11:19)

Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda pay sahiplerinin genel feragati resmi şekle tabi olduğu halde; "belli bir satışa" ilişkin feragatin yazılı şekilde yapılması yeterlidir. [16.5.1951 gün ve 19/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince paydaşlardan birinin adını belli ettiği üçüncü kişiye karşı başka bir paydaştan paylı malı satın aldığında şufa hakkını kullanmayacağı yolundaki sözleşme biçime bağlı olmadan geçerlidir.]
(Şerh No: 14146 - Ekleyen: Av.Avni OLCAY - Tarih : 16-12-2012 11:07)

 Bilgi  [FSEK. 33] Üniversite Tiyatrolarının Biletli Gösterim Yapması ve Telif
FSEK m.33: Yayımlanmış bir eserin; tüm eğitim ve öğretim kurumlarında, yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla doğrudan veya dolaylı kâr amacı gütmeksizin temsili, eser sahibinin ve eserin adının mutat şekilde açıklanması şartıyla serbesttir" ifadesini içermektedir. FSEK m.34, 35’te de benzer bir düzenleme görüyoruz. Peki uluslararası uygulama nasıl? Bern, Roma, WIPO, TRIPS’e baktığımızda bu konuda açık bir hüküm bulamıyoruz; ancak üye devletlere amacın göstereceği haklı gerekçelerle, telife is...
(Şerh No: 14150 - Ekleyen: Av.Fırat KUYURTAR - Tarih : 16-12-2012 10:25)

 Önerge  [AnaY. 55] Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. (Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur. Devlet kurumlarında çalışan ve aynı işi yapan görevlilere, farklı maaşlar ödenemez. Devletin her kurum ve kademesinde görev yapan kişilere, yaptıkları iş göz önünde bulundurularak maaş ödenir.
(Şerh No: 14149 - Ekleyen: Sadi SAÇAK - Tarih : 15-12-2012 23:30)

 Önerge  [AnaY. 38] Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. (Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu şahsîdir. (Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz. Ekonomik suçlara ekonomik ceza verilmesi esastır. Ödenemeyen borçlar veya maddi imkansızlıklar sebebiyle yerine getirilemeyen veya geç getirilen taahhütler sebebiyle hiç kimseye hiç bir ad altında hapis cezası verilemez. (Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.) (Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez. İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir. (Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
(Şerh No: 14148 - Ekleyen: Sadi SAÇAK - Tarih : 15-12-2012 23:26)

Bir süre muhasebeci yanında çalışan ve bir akrabasının Vergi Dairesinde şoför olarak çalışması nedeniyle Vergi Dairesine gidip geldiği İçin buradaki işlemlerin yapılmasında kendilerine yardımcı olacağı düşünülen sanığa mağdurların vergi borçlarını yatırması için değişik tarihlerde paralar verdikleri, sanığın bu paraları Vergi Dairesine yatırmadığı halde yatırmış gibi sahte Vergi Dairesi Alındıları düzenleyerek mağdurlara vermesinden ibaret olayda, sanık ile mağdurlar arasındaki ilişkinin BK'nın ...
(Şerh No: 14145 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 14-12-2012 20:38)

Şuyulandırma sonucu paydaşlık durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da düşer. Bu durumda açılmış bir önalım davası varsa davacı bu sıfatını kaybettiğinden davanın konusu kalmaz.
(Şerh No: 14144 - Ekleyen: Av.Avni OLCAY - Tarih : 12-12-2012 21:13)

Dava, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi doktoru ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'ne karşı, yanlış tedavi ve kusurlu eylemleri ile çocuklarının ölümüne neden olunduğu iddiası ve uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemiyle ikame edilmiştir. Hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; idarî yargıda, idareye karşı tam yargı davası açılması gerektiğinden adlî yargıda ikame olunan davanın, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddi gerektiğin...
(Şerh No: 14143 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-12-2012 15:28)

Anayasanın 129. maddesi 5. fıkrasının değerlendirilmesine ilişkin uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; gerek Anayasa, gerekse Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan düzenlemelerin, memur ve kamu görevlisinin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı; daha sonra ilgilisine rücu edilmek üzere ilk etapta devletin sorumluluğuna giderek, mağdura zararını daha iyi bir şekilde giderecek bir muhatap ve tereddütsüz bir yargı yolu sağladığı; bugüne kadarki uygulamada, kamu personelinin mali sorumluluğunu çöz...
(Şerh No: 14142 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-12-2012 15:26)

İşçilik alacakları talepli dava HMK 109 gereği kısmi dava olarak açılabilir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin kararı genel kurul tarafından da kabul görmüştür.
(Şerh No: 14141 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 09-12-2012 12:24)

Sigorta Şirketi ile acentesi arasındaki acentelik sözleşmesi sona ermiştir. Sigorta Şirketinin, cari hesap ilişkisine göre acentesinden bakiye prim alacağı olduğundan bahisle ikame ettiği davada; Cari hesabın denetlenmesi, dosyaya sunulan delil sözleşmesi gereği, davacı sigorta şirketinin ticari defter ve kayıtlarına göre saptanacak ise de; Somut olayda olduğu gibi, sigorta şirketi kayıtlarında yer almamakla birlikte, acentenin ödeme yaptığını gösterir belgelerin bulunması halinde, bu bel...
(Şerh No: 14138 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-12-2012 17:37)

Bozma ilamında, bozma nedeni olarak gösterilen taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesinin (davacı şirketin defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı yönündeki madde), açıklanan yasal düzenlemeler ( "…taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına" ilişkin hüküm) karşısında geçersiz olduğu gerekçesine dayanan temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olduğunu kabule olanak bulunm...
(Şerh No: 14132 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-12-2012 17:32)

 Bilgi  [TCK. 285] Soruşturmanın gizliliğinin ihlali kriterleri
4.Asliye Ceza Mahkemesi 27.11.2012 tarihli bir kararında "…5237 Sayılı TCK.nun 285.maddesinde düzenlenen soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek suçunun oluşabilmesi için; a) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması sureti ile suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi, b) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasının ...
(Şerh No: 14137 - Ekleyen: Av.Evrim İNAL - Tarih : 08-12-2012 12:31)

Davalı temlikin yapıldığını kabul ettiğinden ve karşı çıkmadığından dolayı temlike icazet vermiş sayılır. Davalı L____A.Ş. taşeron B____M____ A.Ş. ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, bu şirketten olan alacağı ile borcunu takas ettiğini savunmuştur. L____A.Ş. sözleşmenin feshine ilişkin ihbarı B____madencilik A.Ş.ne 6.12.2000 tarihli ihtarname ile bildirmiştir. BK.nun 167/2. maddesine göre borçlu (davalı L____A.Ş.) temlik eden zımmetinde, temliki öğrendiği zaman muaccel bir alacağı varsa...
(Şerh No: 14113 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-12-2012 21:05)

İşyerinde kalp krizi sonucu meydana gelen ölüm olayında sigortalının periyodik sağlık raporları celbedilmeden ve özellikle iş Kazası ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı kurulmadan kusur yönünden düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hüküm bozma nedenidir.
(Şerh No: 14135 - Ekleyen: Av.Faruk SINIR - Tarih : 06-12-2012 20:52)

5237 Sayılı TCK.nun 285.maddesinde düzenlenen soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek suçunun oluşabilmesi için:
(Şerh No: 14136 - Ekleyen: Av.Evrim İNAL - Tarih : 06-12-2012 14:57)

Bono keşidecisi tarafından zamanaşımına uğramış bono hakkında ikame olunan menfi tespit davasında keşidecinin, TTK m.644 çerçevesinde sebepsiz zenginleşmediğini ispatı gerekir.
(Şerh No: 14134 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-12-2012 14:16)

KTK 98 inci maddesi 6111 S.K. ile 13.02.2011 tarihinde değiştirilmiş olup, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinin sigorta şirketleri tarafından değil,SGK tarafından giderileceğini hüküm altına almıştır. Kişisel davamız nedeniyle verilen bu karar ise, her tedavi giderinin SGK tarafından karşılanması gerekmediği, sigorta şirketlerinin de sorumlu olabileceğini belirlemektedir.
(Şerh No: 14133 - Ekleyen: Av.Suat ERGİN - Tarih : 05-12-2012 13:53)

Davacının dava dilekçesinde davalının tam kusuruna dayanarak manevi tazminat talebinde bulunduğu mahkemece hükme esas alınan raporda davacıya %30 kusur izafe edildiği görülmektedir. Bu durumda manevi tazminat talebinden bir miktar indirim yapılarak manevi tazminat miktarının tayin edilmesi gerekirken talebin aynen kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
(Şerh No: 14131 - Ekleyen: Av.Faruk SINIR - Tarih : 04-12-2012 19:44)

Yüksek Mahkemece "yemin" delilinin eda ve iadesi usulü açıklanarak yerel mahkeme kararı; mahkemenin, yemin teklifi hakkında gerekli usul işlemlerini yapmadan hüküm kurması sebebiyle, bozulmuştur.
(Şerh No: 14121 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:44)

İşçilik alacakları konulu dava, ücret alacağı yönünden ücretin yargılama sırasında ödenmesi nedeni ile konusuz kalmış, diğer işçilik alacaklarının ise ödenmesi gerektiği gerekçesi ile kısmen kabul kararı verilmiştir. Bu karar, davalı vekilinin temyizi üzerine onanarak kesinleşmiştir. Kesinleşen karardan sonra davalı vekilinin, davanın kısmen kabulü nedeni ile lehlerine vekalet ücretine karar verilmediğini belirterek talep ettiği tavzih, mahkemece kabul edilerek, vekalet ücreti hüküm altına alınm...
(Şerh No: 14124 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:35)

6100 Sayılı HMK m.273 uyarınca mahkeme, bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında, inceleme konusuna, bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara yer vermelidir. Mahkemece; uyuşmazlığın kooperatif anasözleşmesi, iptali istenen genel kurul tutanağı, kooperatife ait defterler, kayıt ve belgeler ile ekleri ve 1163 Sayılı Kanun hükümleri ile birlikte incelenerek çözümlenebileceği hususu gözardı edilerek; incelemeye ilişkin ara kararında, bilirkişinin kooperatif kayıtları üzerinde hangi hususl...
(Şerh No: 14123 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:28)

Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacağı davasında; taraflar arasındaki varlığı ihtilaflı olan araç kiralama sözleşmesine dair akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. İsticvap, bir davada, o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulüyle başvurabileceği usuli bir işlem olup, başlıbaşına bir ispat vasıtası değildir. İspatı gere...
(Şerh No: 14130 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:18)

Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacağı davasında; taraflar arasındaki varlığı ihtilaflı olan araç kiralama sözleşmesine dair akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. İsticvap, bir davada, o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulüyle başvurabileceği usuli bir işlem olup, başlıbaşına bir ispat vasıtası değildir. İspatı gere...
(Şerh No: 14119 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:14)

Kat karşılığı inşaat sözleşmesine mesnetle ikame edilen davada; davalı yönünden feragat nedeniyle dava reddedildiği halde lehine ayrıca nisbi oranda vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
(Şerh No: 14126 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 22:44)

İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farkl...
(Şerh No: 14112 - Ekleyen: Av.İpek BALKANLI - Tarih : 26-11-2012 22:11)

Somut olayda, davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde, yerel mahkeme hakimine yönelik olarak savunma sınırlarını aşan icapsız sözlerin yer aldığı görülmüştür. Bu haliyle karar düzeltme dilekçesinin münasebetsiz evrak niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. HMK. 32/2 uyarınca işlem yapılmalıdır.
(Şerh No: 14118 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:59)

Temyize konu itirazın iptali ve tahliye konulu davada; davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti de yargılama giderleri kapsamında olmasına ve kısa kararda "yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" karar verilmiş olmasına göre, kısa kararda ayrıca vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmamış ve yargılama giderlerinin detaylarının burada açıklanmamış olması eksiklik olarak kabul edilemez.
(Şerh No: 14127 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:57)

Taraflar arasındaki sözleşmenin konu başlıklı maddesinde, sistemin imaliyle alıcının imalatçı fabrikasında çalışır vaziyette teslim edilmesi kararlaştırılmış ise de bu husus teslime ilişkin olup makinenin montajının davalıya ait işyerinin bulunduğu Gaziantep'te yapılacağı da kabul edildiğinden sözleşmenin ifa yerinin Gaziantep olduğu anlaşılmaktadır. HUMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi de yetkili bulunduğundan, davalının yetki itirazının reddine karar verilerek u...
(Şerh No: 14117 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:53)

Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalıdan borcuna karşılık alınan çekler zamanında ibraz edilmediğinden kambiyo vasfını yitirmiş ise de bunlara yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir. Taraflar arasında temel ilişki nedeniyle alacak her türlü delille ispatlanabilir. Mahkemece, dinlenen tanıkların görgüye dayalı bilgileri yoktur. Tamamı duyuma dayalı bilgilerdir ve davacının alacağının varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu durumda davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 14122 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:48)

Öte yandan yemin işlemi tamamlanmadan ve karardan önce 6100 sayılı HUMK. yürürlüğe girmiş olup, 6100 sayılı Yasanın 236. maddesinin "Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir." şeklindeki amir hükmü dikkate alınarak davalının 6100 sayılı Yasanın...
(Şerh No: 14120 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:43)

Satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada; akdin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir.
(Şerh No: 14116 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:07)

Kambiyo senetlerinin zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda HMK'nın 383. maddesinde öngörülenin aksine bir düzenleme bulunduğundan, bu davalarda asliye hukuk ve/veya asliye ticaret mahkemeleri görevlidir.
(Şerh No: 14129 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 26-11-2012 21:00)

Taşıma sözleşmesi ile ortaya çıkan zarara ilişkin tazminat davası, a.HMK'nun 6. maddesine göre taşıyıcının ikametgâhı mahkemesinde, b.HMK'nun 10. maddesine göre taşıma sözleşmesinin ifa edileceği yer mahkemesinde, c.Taşıma sözleşmesi, taşıyıcının şubesi aracılığı ile yapılmış ise, bu şubenin bulunduğu yerde, açılabilir.
(Şerh No: 14114 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 20:54)

Temyize konu işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin basit yargılama usulüne tâbi davada incelenmesi istenen husus; 1086 S.K. döneminde dosyanın takipsiz bırakılıp süresinde yenilenerek yargılamaya devam edilmesi akabinde davacının, 6100 S.K. döneminde duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması sebebiyle dosyayı tekrar takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceğidir. Davacının, 1086 sayılı Kanun'un 409. maddesine göre bir defadan fazla dosyayı takipsiz bır...
(Şerh No: 14125 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 20:46)

Davada icra takip dosyasındaki asıl alacak yönünden itirazın iptali talep edilmiş ve harç da bu miktar üzerinden yatırmış olduğuna göre dava konusu yapılmayan birikmiş faiz alacağının tahsiline yol açacak şekilde hüküm kurulması taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.
(Şerh No: 14128 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 26-11-2012 20:37)

Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı yani işin yapılacağı yer mahkemesinde de açılabilir. Dava konusu somut olayda davalı yüklenici davacı iş sahibine ait fırın ısıtma sisteminin yapımını ve tesisin davacıya ait fabrikada montajlı ve çalışır vaziyette teslim işini üstlenmiştir. Bu durumda akdin ifa yeri Çorlu İlçesi olup, davacının Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açmasında herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya ye...
(Şerh No: 14115 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 16:41)

 Bilgi  [TK. 869] Gerekçesi
Maddenin kaynağı CMR'nin 14-16 ncı maddeleri ve Alm. TK 419 uncu paragrafıdır. Birinci fıkra: Taşıma ve teslim engelleri taşımanın sözleşmede öngörüldüğü şekilde yapılmasına olanak bırakmayan engellerdir. Bu engeller imkânsızlığa özgülenemez. İmkânsızlık dışında da sözleşmenin yerine getirilmesi engellenebilir. İfa engeli, taşıma sözleşmesine ilişkin olmayıp borçlar hukukunun genel hükümlerine hâkim bir (yeni) yaklaşımdır. Öğretide belirtildiği gibi edimin yerine getirilmesinden sapışlar, edi...
(Şerh No: 14111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:43)

 Bilgi  [TK. 868] Gerekçesi
Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralar: Kaynağı CMR m. 12 ve Alm. TK 418 inci paragrafı olan hükmün hareket noktası, Alman öğretisinde hâkim olan görüş uyarınca, taşıma sözleşmesinin gönderilenin lehine bir sözleşme olması ve gönderilenin haklarının tedricen doğmasıdır. Birinci fıkrada gönderenin emir ve talimat vermesi ile eşya üzerinde tasarrufta bulunması düzenlenmiş, ikinci ve üçüncü fıkrada eşyanın teslim yerine ulaşmasıyla birlikte gönderilenin haklarının ortaya çıkması hükme bağlanmıştır. Söz...
(Şerh No: 14110 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:42)

 Bilgi  [TK. 867] Gerekçesi
1998 tarihli Reform Kanunu ile değişik Alm. TK'nın 417 nci paragrafından, 2001 yılında kabul edilen Alman Borçlar Hukuku Reform Kanununun 6 ncı maddesi ile yapılan yenilik göz önünde bulundurularak alınmıştır. Maddenin amacı, yükleme süresine uyulmaması halinde taşıyıcının, taşıma aracı başta olmak üzere taşıma ile ilgili diğer araçları kullanabilmesini sağlamak, süreye uyulmaması halinde taşıyıcının bloke edilmesine engel olmaktır. Eşya süresi içinde yüklenemez veya yükleme yükümü bulunmayan ha...
(Şerh No: 14109 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:41)

 Bilgi  [TK. 866] Gerekçesi
1998 tarihli Reform Kanunu ile değişik mehaz Alm. TK'nın 416 ncı paragrafından, aynı hususu deniz ticareti alanında düzenleyen Tasarının 1160 ıncı maddesinin ikinci fıkrası ile birlikte düzenlenerek alınmıştır. Bu madde gönderenin menfaatleri gözönünde tutularak öngörülmüştür. İsterse eşya kısmen yüklenmiş olsun gönderen taşıyıcıdan taşımaya başlamasını isteyebilir. Taşıyıcı bu talebi reddedemez. Diğer yandan hazırlığını ve anlaşmalarını tam yükleme için yapmış olan taşıyıcının menfaatleri de ko...
(Şerh No: 14108 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:41)

 Bilgi  [TK. 865] Gerekçesi
Hüküm Alman TK 415 inci paragrafından alınmıştır. Gönderenin taşıma sözleşmesini dilediği zaman feshedebileceğini öngören bu hüküm, Alm. TK'nın, "Deniz Ticareti"ne ilişkin 580 ilâ 587 nci paragrafları örnek alınarak, 1998 yılında kabul edilen Reform Kanunu ile Taşıma Hukukuna ilişkin genel hükümlere de alınmıştır. "Pişmanlık navlunu" başlığı altındaki bu hükümler, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1040 ilâ 1045 inci maddelerine iktibas edilmişti. Tasarı hazırlanırken, pişmanlık navlunu düzenlem...
(Şerh No: 14107 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:40)

 Bilgi  [TK. 864] Gerekçesi
Komisyonumuzca, Tasarının 864 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Gönderenin kusursuz sorumluluğunu gösteren özel haller 864 üncü maddede gösterilmiştir Birinci fıkra: Birinci fıkrada öngörülen ve sınırlı sayıdaki kusursuz sorumluluk halleri 857, 860, 861 ve 862 nci maddeler dolayısıyla açıklanmıştır. İkinci fıkra: Gönderenin bu maddede belirtilen özel hallerden doğan kusursuz sorumluluğu belli bir tutar ile sınırlıdır. Bu tutar gönderinin brüt ağ...
(Şerh No: 14106 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:39)

 Bilgi  [TK. 863] Gerekçesi
Hükmün esin kaynağı CMR m. 17 (4)/c ile Alm. TK 412 nci paragrafıdır. Birinci fıkra: Yükleme ve boşaltma gönderene yöneltilen kanunî bir yükümlülüktür. Yükleme, eşyayı araca koymayı, istiflemeyi, bağlamayı, sabitlemeyi içerir. Taşıyıcının ise denetleme yükümü vardır. Alman öğretisinde yükümün ihlâli halinde 864 üncü maddenin kıyas yolu ile uygulanmasının mümkün olmadığı belirtilir. Sorumluluğun objektif nitelik taşıyıp taşımadığı, tartışılabilecek bir konudur, öğretide kusursuz sorumluluk gör...
(Şerh No: 14105 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:38)

 Bilgi  [TK. 862] Gerekçesi
Hüküm Alm. TK 411 inci paragrafından esinlenerek kaleme alınmıştır. Esas kaynağın CMR m. 17 (4), b ve e olduğu söylenebilir. Eşyanın ambalajlanmasına ve işaretlenmesine ilişkin olarak, gönderene yükletilmiş genel bir yükümlülük yoktur. Bu yükümlülük bazı şartların varlığında doğar. Eşya kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında ve eşyanın niteliği ile özelliği gerektiriyorsa ambalajlanmalı ve sözleşmede öngörülmüşse işaretlenmelidir. Ambalajlama eşyanın niteliğine göre olmalıdır (sıcak/soğuk...
(Şerh No: 14104 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:38)

 Bilgi  [TK. 861] Gerekçesi
Hükmün kaynağı, CMR'nin 22 nci maddesidir; ancak hüküm kaleme alınırken Alm. TK m. 410 da gözönünde tutulmuştur. Birinci fıkra: Gönderen için özel ve amaca uygun bir bildirimle önlem alınması ikazında bulunma yükümlülüğü öngörülmüştür. Yükümlülük 857 nci maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde taşıma senedi yönünden ifade edilmiştir. "Tehlikeli eşya" genel anlayışa uygun ve nesnel olarak tanımlanır. Tanımda genel anlayış kadar taşıyıcı da dikkate alınmalı ve onun ikaz edilmeyi bekleyebileceğ...
(Şerh No: 14103 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:37)

 Bilgi  [TK. 860] Gerekçesi
Hükmün kaynağı CMR'nin 11 inci maddesidir. Alm. TK m. 413'de hükmün sınırlarının çizilmesinde dikkate alınmıştır. Şöyle ki, hüküm CMR'den aynen aktarılmıştır. Özellikle sorumluluk yönünden komisyoncu ile bağlantı kurulmamıştır. Birinci fıkra: Birinci fıkra, ihlâli, 864 üncü maddede öngörülen müeyyide ile karşılanmış bulunan, gönderen yönünden gerçek bir hukukî yükümlülük oluşturan bir hükümdür. Söz konusu belgeler resmi, özellikle gümrük işlemleri için gerekli bulunan bilgi ve belgelerdir. Gü...
(Şerh No: 14102 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:36)

 Bilgi  [TK. 858] Gerekçesi
1998 tarihli Kanunla değişik Alm. TK'nın 409 uncu paragrafından alınmıştır. Kanunumuzun düzenlenmesine göre taşıma senedi bir kıymetli evrak değil, fakat her iki tarafça imzalanan ispat aracıdır. Bu senedin taşıma sözleşmesinin kurulmasında herhangi bir etkisi yoktur; sözleşmeyi ne kurar ne de geçerli hâle getirir. Taşıma senedinin kanunda ifadesini bulan ispat gücünü haiz olabilmesi için şeklen kanuna uygun düzenlenmiş bulunması, herşeyden önce imzayı içermesi ve 858 inci maddedeki kayıtları iç...
(Şerh No: 14100 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:35)

 Bilgi  [TK. 856] Gerekçesi
Birinci fıkra: Kanuna göre taşıma senedinin düzenlenmesi zorunlu değildir. Kanun taşıma senedinin taraflardan birinin talebi üzerine düzenlenmesini hükme bağlayarak 6762 sayılı Kanunun 768 inci maddesinin birinci fıkrasından ayrılmıştır. Eski metin taşıyıcının talep etmesi halinde gönderenin senedi düzenleyeceğini öngörüyordu. Eski metinden gönderenin böyle bir talebi yoksa taşıma senedinin düzenlenmeyeceği anlamı çıkıyordu. Bunun sonucu olarak da taşıma senedi sadece gönderen tarafından imzalan...
(Şerh No: 14098 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:34)

 Bilgi  [TK. 855] Gerekçesi
Birinci fıkra: Dördüncü kitap hükümlerine tâbi taşımadan doğan her türlü talep hakları bir yıllık zamanaşımına tâbidir. İkinci fıkra: İkinci fıkra zamanaşımı süresinin başlangıcını belirlemektedir. Fıkranın birinci cümlesi 6762 sayılı Kanunun 767 nci maddesinin ikinci fıkrasından, ikinci cümle de aynı maddenin üçüncü fıkrasından alınarak Yargıtay kararları ile oluşmuş bulunan birikim korunmuştur. Üçüncü fıkra: 6762 sayılı Kanunun 767 nci maddesinde rücu haklarında zamanaşımının ne zaman ba...
(Şerh No: 14097 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:34)

 Bilgi  [TK. 854] Gerekçesi
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 766 ncı maddesinden, "taşıma işleri yüklenicisi" eklenerek ve dili güncelleştirilerek alınmıştır. Tasarının 928 inci maddesi, taşıma işleri yüklenicisinin, eşyanın zararından doğan sorumluluğunu, genel olarak, taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin hükümlere tâbi tutmuştur. Dolayısıyla, Tasarının 854 üncü maddesine yüklenicinin eklenmemesi halinde, onun hakkında sorumluluk rejiminin emredici olup olmadığı tereddüdü doğabilecekti. Bu tereddütleri önlemek üzere madden...
(Şerh No: 14096 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:33)

 Bilgi  [TK. 853] Gerekçesi
Bu maddenin ilk cümlesi, esas itibarıyla, 6762 sayılı Kanunun 765 ile 766 ncı maddelerinin tekrarıdır; sadece dili yenileştirilmiştir. Tasarının 902 ilâ 905 inci maddelerinde "Değişik Tür Araçlar ile Taşıma" düzenlendiğinden, o hükümlerle 853 üncü madde arasında uyum sağlanması gerekmiştir. Nitekim, zarar yerinin bilindiği hallerde, 903 üncü maddeye göre, taşımanın o kısmına uygulanacak hükümler geçerli olacaktır; dolayısıyla 853 üncü maddedeki genel kuraldan farklı olarak, taşıyıcı veya yükleni...
(Şerh No: 14095 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:32)

 Bilgi  [TK. 852] Gerekçesi
Madde 6762 sayılı Kanunun 764 üncü maddesinden alınmıştır. Bu maddenin uygulamasında, Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerin, şartları oluşmuşsa, öncelikle uygulanacağı sabittir. Dolayısıyla, demiryolu taşımalarında da COTİF/CIM-CIV'ın uygulama alanı bulduğu hallerde doğrudan o milletlerarası sözleşmeler, aksi halde Tasarının Dördüncü Kitabı hükümleri uygulanacaktır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 852 nci maddesine, "demiryolu" taşımalarına ilişkin öze...
(Şerh No: 14094 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:31)

 Bilgi  [TK. 851] Gerekçesi
Bu madde küçük bir değişiklikle 763 üncü maddenin tekrarıdır. 6762 sayılı Kanun metni eşya ve yolcu taşımanın arızî yapılması halinde ikinci kısım hükümlerinin doğrudan uygulanacağını öngörmüştü. 851. madde ise kıyas yolu ile uygulama hükmünü getirerek yargıca sınırlı da olsa bir takdir hakkı vermiştir.
(Şerh No: 14093 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:31)

 Bilgi  [TK. 850] Gerekçesi
Birinci fıkra: Taşıyıcının tanımı geniş anlam taşır ve eşya, taşınma eşyası, yolcu ve karma taşımadaki taşıyıcıyı kapsar. Tanım demiryolu ile veya içinde demiryolu da bulunan taşımalara da uygulanır. Bu tanım, 6762 sayılı Kanunun 762 nci maddesinden tamamen farklı kurama dayanmaktadır. Eski madde, taşıyıcının tanımında yolcu ve/veya eşya taşınmasında taşıma ücretine vurgu yapmış, taşımanın bir taşıma sözleşmesi bağlamında yapılması gereğini belirtmemişti. Eski metindeki "taşıma işlerini üzerine ...
(Şerh No: 14092 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:30)

 Bilgi  [TK. 850] DÖRDÜNCÜ KİTAP Taşıma İşleri BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler/GEREKÇE
DÖRDÜNCÜ KİTAP Taşıma İşleri BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler 850 ilâ 855 inci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 762 ilâ 767 nci maddeleri, "Taşıma İşleri ve Taşıma Senedi" hakkındaki genel hükümleri içermektedir. Tasarıda, bu sistem korunmuş ve ayrı bir Kitap haline getirilmiş olan "Taşıma İşleri"ne ilişkin genel hükümlere, 850 ilâ 855 inci maddelerde yer verilmiştir. İşbu Dördüncü Kitabın hazırlanmasında geniş ölçüde yararlanılan, 25/06/1998 tarihli Alman Ta...
(Şerh No: 14091 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:28)

 Bilgi  [TK. 859] Gerekçesi
Bu hüküm 6762 sayılı Kanunun 770 inci maddesinin tekrarıdır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 859 uncu maddesinin başlığında ayraç içinde geçen ilmühaber sözcüğü başlıktan çıkarılmıştır. Uygulamada, "ilmühaber" teriminin yerine "yük senedi" teriminin tümüyle yerleştiği anlaşılmıştır. Esasen, Tasarının Sigorta Hukukuna ilişkin Altıncı Kitabında da, 6762 sayılı Kanunun 1265 ve 1266 ncı maddelerinde geçen "sigorta ilmühaberi" terimi terk edilmiştir. Yapılan değişiklikler ...
(Şerh No: 14101 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:26)

 Bilgi  [TK. 857] Gerekçesi
CMR m. 6 ve 1998 tarihli Kanunla değişik Alm. TK'nın 857 nci paragrafı esas alınarak düzenlenmiştir. Birinci fıkra, taşıma senedinin asgarî mecburi içeriğini göstermektedir. Bu özellikle ikinci fıkradan anlaşılmaktadır
(Şerh No: 14099 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2012 17:26)

Şahsın mernis adresine tebligat yapılması halinde nerede olduğunun komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden araştırılması ve şahsın adreste bulunmama nedeninin tebliğe işlenmesi geçerlilik şartı değildir. Ki tebligat üzerine "Adres Kayıt Sistemindeki Adresidir TK 21'e göre iade olunmaması ihtar olunur" şerhi de düşülmüştür. Şu halde tebliğ usulüne uygun kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
(Şerh No: 14090 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-11-2012 16:16)

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin son iki cümlesinde, "Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." Hükmü mevcut olup, buna göre avukata ait olduğu açıkça belirtilen, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyecek ve haczedilemeyecek olan "karşı taraf vekalet ücreti"nin, üçüncü kişiye temlik de edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Müvekkilin, avukatın yasa...
(Şerh No: 14089 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-11-2012 13:50)

Karara konu menfi tespit davasında; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) icra takibinin dayanağı senette malen kaydı bulunmasına karşın aralarında bir mal alışverişi bulunmadığını, senedin bankadan kırdırılarak kendisine bedelinin verilmesi amacıyla düzenlendiğini, ancak senedin bankaya ibraz edilmediği gibi, kendisine de bir ödeme yapılmadığı iddia ederek bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı (alacaklı) ise, bonoda malen kaydı bulunmasına karşın borçlu ile aralarınd...
(Şerh No: 14088 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2012 20:02)

Taraflar arasında akdedilen sözleşmede maktu olarak kararlaştırılan gecikme tazminatı miktarının uzun süreli gecikmelerde dahi taraflar için bağlayıcı olacağının kabulü, yanların sözleşmeden bekledikleri yarara, tazminatın konuluş amacına ve iyi niyet kuralları ile hakkaniyete aykırı olabilecektir. Bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının süresiz uygulanabileceği kabul edilemez. Kararda, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde kararlaştırılan gecikme tazminatının ne ka...
(Şerh No: 14087 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2012 15:59)

Taraflar arasında akdedilen sözleşmede maktu olarak kararlaştırılan gecikme tazminatı miktarının uzun süreli gecikmelerde dahi taraflar için bağlayıcı olacağının kabulü, yanların sözleşmeden bekledikleri yarara, tazminatın konuluş amacına ve iyi niyet kuralları ile hakkaniyete aykırı olabilecektir. Bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının süresiz uygulanabileceği kabul edilemez. Kararda, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde kararlaştırılan gecikme tazminatının ne ka...
(Şerh No: 14086 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2012 15:59)

Taraflar arasında akdedilen sözleşmede maktu olarak kararlaştırılan gecikme tazminatı miktarının uzun süreli gecikmelerde dahi taraflar için bağlayıcı olacağının kabulü, yanların sözleşmeden bekledikleri yarara, tazminatın konuluş amacına ve iyi niyet kuralları ile hakkaniyete aykırı olabilecektir. Bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının süresiz uygulanabileceği kabul edilemez. Kararda, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde kararlaştırılan gecikme tazminatının ne ka...
(Şerh No: 14085 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2012 15:59)

BK.nun 106/II. maddesinde, (birinci bende göre önel verilsin veya verilmesin), borcun yerine getirilmemesinde direnilmesi halinde alacaklıya, üç seçimlik hak verilmiştir: 1 - Her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme; 2 - Sözleşmenin yerine getirilmesinden vazgeçilerek olumlu (müsbet) zararını isteme; 3 - Sözleşmeden dönme (fesih) ve olumsuz (menfi) zararı isteme. Alacaklı, borcun yerine getirilmemesi halinde, başka bir anlatımla yerine getirmede direnme halin...
(Şerh No: 12302 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2012 15:26)

Taraflar arasında akdedilen sözleşmede maktu olarak kararlaştırılan gecikme tazminatı miktarının uzun süreli gecikmelerde dahi taraflar için bağlayıcı olacağının kabulü, yanların sözleşmeden bekledikleri yarara, tazminatın konuluş amacına ve iyi niyet kuralları ile hakkaniyete aykırı olabilecektir. Bu sebeple sözleşme ile kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının süresiz uygulanabileceği kabul edilemez. Taraflarca sözleşmede kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının varlığı halinde hükmed...
(Şerh No: 14084 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2012 14:29)

Davalı "temyiz dilekçesine" eklediği fotoğraf ile davacının 10.08.2008 tarihinde yani "karardan bir ay sonra" başka bir kadın ile düğün yaptığını bildirmiştir. Davacı kocanın karar tarihinden sonra başka bir kadınla düğün yaparak sadakat yükümlülüğüne aykırı harekette bulunmasına karşın, davalı kadının da davacı kocaya hakaret etmiş bulunmasına göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
(Şerh No: 14083 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2012 16:40)

Dava, iş kazası sonucu ölüm sebepli maddi ve manevi tazminat istemidir. 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi düzenlemesi kamu düzenine ilişkin ve emredici bir hükümdür. Davaya konu iş kazası, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelmekle Kurumun rücuunda 506 S.K. m.26 esas alınacağından ve 26. maddedeki "sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere..." bölümü, Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmekle Kurumun rücu hakkının y...
(Şerh No: 14080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-11-2012 00:45)

1/1000 Ölçekli imar planında Park alanı olarak belirlenen ve 5 yıllık süresi içinde kamulaştırılmayan, inşaata da izin verilmeyen tamamı kullanılamaz hale gelen taşınmazın, el atılan kısmının bedelinin tasiline karar verilmesi doğrudur.
(Şerh No: 14079 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 14:31)

Mahkemece, uyuşmazlığın, idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Oysa taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri Adliye Mahkemeleridir.
(Şerh No: 14078 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 14:20)

3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde davalı Belediyece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir.
(Şerh No: 14075 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 13:24)

Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline yönelik dava adli yargının görevi içerisindedir. Hukuk mahkemeleri (yargı yolu) görevlidir.
(Şerh No: 14077 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 12:32)

İmar planının yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde, idarelere kendilerine tahsis edilen yerleri kamulaştırma yetkisi verildiğine göre, bu süre içinde taşınmaza fiilen el atılmadığı takdirde, hukuki el atmadan bahsedilmez.
(Şerh No: 14076 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 11:33)

Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle ikame edilen davayı, elbirliği mülkiyetine konu taşınmazın tüm ortaklarının birlikte açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 14074 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-11-2012 18:35)

TMK 702/4 ve TMK 640/4 maddelerinde mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yollar "terekedeki haklarının korunması" ile sınırlı tutulmuştur. Bu nedenle, iştirak halinde mülkiyet konusu olan bir mal veya hakka ilişkin ecrimisil davalarının, bağımsız olarak açılması halinde dava, elbirliği ( iştirak ) halinde maliklerin ( paydaşların ) hepsi tarafından, birlikte açılmak zorundadır.
(Şerh No: 14073 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-11-2012 18:33)

İş bölümü ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine; işe görevli mahkemede bakılabilmesi için, yapılacak usulü işlemleri süre bakımından sınırlamış olan HUMK 193/3. maddesindeki (HMK m.20) 10 günlük (iki haftalık) süre, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim olunan kararlarda kararın verildiği, gıyapta verilen kararlarda ise kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar.
(Şerh No: 14072 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-11-2012 11:59)

Davacılar, davada zilyetliğin arkasında bulunan ayni veya şahsi bir hakka dayanmamıştır ve davaya konu taşınmaz da tapuda, Hazine adına kayıtlıdır. Bu halde uyuşmazlık, zilyetliğin korunması hükümleri gereğince çözümlenmelidir. Davaya bakmaya, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın, 6100 sayılı HMK'nun 4/c (1086 sayılı HUMK.nun 8/II-3.) bendine göre Sulh Mahkemeleri görevlidir.
(Şerh No: 14071 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-11-2012 16:13)

Yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
(Şerh No: 14070 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-11-2012 17:27)

Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında vs. hallerde önemli değişiklik olması hallerinde, önceki ilamlardaki hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir....
(Şerh No: 14069 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-11-2012 17:20)

Yetki itirazı ancak "görevli" mahkemede incelenir. Mahkemece önce görev itirazı incelenip görevsiz olduğu kanısına varılırsa görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yetkisizliği de kapsar biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 14067 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2012 12:53)

İlk yazılı talep üzerine (lehtar müteahhit firma ile muhatap idare arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bu uyuşmazlığın akıbet ve kanuni neticeleri nazara alınmaksızın) mektup muhteviyatının ödeneceği taahhüt edilen banka teminat mektuplarında bankanın, muhatap ile lehtar arasındaki temel ilişkiye ait "riskin gerçekleşmesi/taahhüdün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi kaydıyla" ödeme yapacağını bildirmesi teminat mektuplarına konulması gereken bir husus olduğundan işbu kaydı m...
(Şerh No: 14066 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-11-2012 13:16)

Dava konusu bonoda teminat kaydı bulunmakta ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediği için kambiyo senedi geçerli olup senede karşı iddiaların yazılı delille ispat edilmesi gerekir.
(Şerh No: 14059 - Ekleyen: Av.İsmet Yaşar ERGÜN - Tarih : 04-11-2012 11:21)

Taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin 1.9.2010 tarihinden itibaren bir yıl süreyle yazılı olarak yenilenmiş olması, tahliye taahhütnamesini geçersiz kılmaz. Sadece önceki sözleşmedeki kira parasının taraflarca yeniden belirlendiğini ifade eder. Ayrıca bu sözleşme, taahhüt edilen tarihten sonraki dönemin uzatıldığına ilişkin İİK. nun 275/2 maddesi anlamında belge değildir. Bu nedenle itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14065 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-11-2012 21:18)

Garanti verenin muvafakati olmadan, esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhinde ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümler üslenmesi, garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır.
(Şerh No: 14064 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 17:15)

Özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde, asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsız şartsız kapsamına aldığı söylenemez. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti sözleşmesi belli bir riski garanti etmelidir, belirsizliğin g...
(Şerh No: 14062 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 17:03)

Özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde, asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsız şartsız kapsamına aldığı söylenemez. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti sözleşmesi belli bir riski garanti etmelidir, belirsizliğin g...
(Şerh No: 14063 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

Bankalar tarafından gümrük vergisi borçlusu lehine ve fakat borçlu ile değil de diğer şahıslarla yapılan bir akte dayanarak gümrük idaresine verilen teminat mektupları, mahiyet itibariyle, BK m.110 (TBK m.128)'de sözü edilen 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti aktidir. ** İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında, bankaların kefil olabilecekleri gibi garanti de verebileceklerini; bu sebeple işlemlerin mahiyeti tespit edilirken şahsi teminat muamelelerinin tümünü kapsayacak ş...
(Şerh No: 14061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

Banka teminat mektubunun lehtarı taşıyıcı, teminat mektubunun konusunu (riskini) oluşturan taşıma sözleşmesinin gereklerini yerine getirmiştir ve teminat altına alınan fiiller gerçekleşmiştir. Banka teminat mektubunun iadesi gerektiği halde verilmediğinden, bu mektubun geri verilmesi hakkında dava açılmıştır. Davada taşıtan, zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Çözümlenmesi gereken konu; teminat mektubunu taşıyıcıya iade etmeyen davalı taşıtan için TTK m.767 ve kaldırılan 865 sayılı Ticaret Kanununu...
(Şerh No: 14060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

KARAR MÜLGA BORÇLAR KANUNU DÖNEMİNE AİT OLMAKLA BİRLİKTE 102.MADDENİN MÜLGA BORÇLAR KANUNUN 86.MADDESİNE PARALEL DÜZENLEME DOLAYISI İLE EKLENMİŞ OLUP, KISMEN YAPILAN ÖDEMENİN NE ŞEKİLDE MAHSUPLAŞTIRILACAĞINA İLİŞKİN AYRINTILI AÇIKLAMA MEVCUTTUR.
(Şerh No: 14058 - Ekleyen: Av.Duran KÜÇÜKÖNER - Tarih : 31-10-2012 07:59)

Bilindiği üzere, borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Cari Hesaba dayalı ilamsız icra takibine karşı, süresi içerisinde borca itiraz üzerine takip durmuş olmasına rağmen, itirazın iptali davası açılmasını beklemeden davacı tarafından borçlu olmadığının tespiti amacıyla dava açılan somut olayda, yerel mahkemenin, davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu yolun...
(Şerh No: 13986 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 30-10-2012 17:26)

Davalının Davaya İtirazı Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğindedir: Mevcut olaylara göre, bu sonuca ulaşılmasında davacı daha fazla olmakla birlikte davalı da kusurludur. Tarafların iki yılı aşkın süreden beri fiilen ayrı yaşadıkları dikkate alındığında davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2 nci maddesi koşulları oluşmuştur. Bu şartlar altında eşleri b...
(Şerh No: 14056 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-10-2012 14:52)

Davalının Davaya İtirazı Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğindedir: Mahkemece "evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sonucu temelinden sarsıldığı" kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacının eşine müteaddit defalar fiziki şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve birliğe dair görevlerini yerine getirmediği, davalının ise kocasına mütemadi olarak hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen...
(Şerh No: 14057 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-10-2012 14:52)

Yargı Yeri Belirlemesi: Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Edremit 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
(Şerh No: 14055 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-10-2012 14:35)

Avukat "haciz işlemi sırasında", "yargı görevi" yapmaktadır.
(Şerh No: 14053 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-10-2012 14:26)

Olay tarihinde evine haciz işlemi için gelen katılan avukat ile yanındakilere silah çeken sanığın, "ben buradan mal kaldırtmam" şeklinde tehditle haciz işleminin, dolayısıyla kamu görevinin yapılmasına engel olduğu sabittir. Katılan avukatın, yukarıda da açıklandığı üzere TCY’nın 279. maddesi uyarınca "memur" sayıldığı ve yine haciz işlemi nedeniyle kamu görevi yaptığı sırada sanığın etkin direnmesi ile karşılaştığı nazara alındığında, sanığın 1136 sayılı Yasa’nın 57 nci maddesi gereğince, hâkim...
(Şerh No: 14054 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-10-2012 15:49)

 Ses Dosyası  [MK. 635] MK. 635 Sesli Okuma
Görme engelli meslektaşlarımız için ses dosyası
(Şerh No: 14052 - Ekleyen: Av.Fatih SÖĞÜT - Tarih : 24-10-2012 19:54)

 Ses Dosyası  [MK. 634] MK. 634 Sesli Okuma
Görme engelli meslektaşlarımız için ses dosyası
(Şerh No: 14051 - Ekleyen: Av.Fatih SÖĞÜT - Tarih : 24-10-2012 19:40)

 Ses Dosyası  [MK. 633] MK. 633 Sesli Okuma
Görme engelli meslektaşlarımız için ses dosyası
(Şerh No: 14050 - Ekleyen: Av.Fatih SÖĞÜT - Tarih : 24-10-2012 19:35)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,12025809 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.