Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2008/9857 Esas 2008/13986 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında vs. hallerde önemli değişiklik olması hallerinde, önceki ilamlardaki hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir.

Somut olayda ise eski kararla hükmedilen nafaka artış hükmüne göre "şimdilik" uygun miktardadır. Nafakaların artırılmasını ve önceki ilamdaki artış hükmünün günün koşullarına uyarlanmasını gerektirir olağanüstü değişiklik yoktur. Davanın reddi bu açıdan doğrudur.
(Karar Tarihi : 09.09.2008)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Karar: Davada, tarafların daha önce boşandıkları, kesinleşen boşanma ilamına göre davacı kadın için 100 YTL yoksulluk, müşterek çocuk için 100 YTL iştirak nafakasına hükmolunduğu ve hükmolunan nafakaların gelecek yıllarda da DİE'nin yayınladığı TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, ancak aradan geçen zaman içerisinde nafaka alacaklılarının ihtiyaçlarının artması nedeniyle önceki sabit artışın -TÜFE oranındaki- yetersiz kaldığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 250 YTL'ye, iştirak nafakasının ise aylık 225 YTL'ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir.

Mahkemece, önceki davaya konu kesinleşen ilama göre hükmolunan nafakaların gelecek yıllarda da TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, bu gelecek yıllardaki artırımın kesin hüküm teşkil edeceği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında da önceye nispeten değişiklik olmadığı gerekçesiyle, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hükmolunan nafakaların gelecek yıllarda da artırımına ilişkin TMK'nın 176/4, 330/4, 365/5. maddeleri nazara alındığında, madde gerekçelerinde de belirtildiği gibi, bu hükümler, ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklılarının her yıl dava açmak suretiyle emek sarfından ve masraf yapmaktan kurtarılmaları amacıyla getirilmiştir.

Hükmolunan nafakaların gelecek yıllardaki artırımına ilişkin olarak kurulan ve bu konuda kesinleşen önceki hükümler, sonraki davalarda kesin hüküm teşkil etmezler. Zira, sonraki zamanlarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, ihtiyaçlarında, ülkenin ekonomik yapısında vs. hallerde önemli değişiklik olması hallerinde, önceki ilamlardaki hükmolunan gelecek yıllardaki artışa ilişkin değerler veya oranlar sonradan yetersiz kalabilir. Şartların değişmesi halinde nafaka her zaman artırılabilir.

Somut olayda ise, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, ülkemizdeki son yıllardaki ekonomik göstergelerdeki değişim (TÜİK'in yayınladığı ÜFE, TÜFE artış oranları) nazara alındığında, önceki ilamdaki gelecek yıllardaki artış (TÜFE) hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka miktarları şimdilik uygundur. Nafakaların artırılmasını ve önceki ilamdaki artış hükmünün günün koşullarına uyarlanmasını gerektirir olağanüstü değişiklik yoktur. Davanın reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 09.09.2008 günü oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 176 :Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.

Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.

İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-11-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02413893 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.