Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6762 S.lı Türk Ticaret Kanunu - Son Eklenen Şerhler

6762 S.lı Türk Ticaret Kanunu - Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [TTK. 21] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 19 ve Gerekçesi
II - Özel olarak 1. Ticaret karinesi Madde 19 - (1) Bir tacirin borçlarının ticarî olması asıldır. Ancak; gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticarî işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticarî sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adî sayılır. (2) Taraflardan yalnız biri için ticarî iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticarî iş sayılır. Madde Gerekçesi: Ticarî işletme siste...
(Şerh No: 4453 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:55)

 Bilgi  [TTK. 20] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 18 ve Gerekçesi
C) Tacir olmanın hükümleri I - Genel olarak Madde 18 - (1) Tacir, her türlü borçları sebebiyle iflâsa tâbi olduğu gibi, kanun hükümlerine uygun olarak, bir ticaret unvanı seçmek ve kullanmakla, ticarî işletmesini ticaret siciline tescil ettirmekle ve ticarî defterleri de tutmakla yükümlüdür. (2) Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. (3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe veya sözleşmeden d...
(Şerh No: 4452 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:53)

 Bilgi  [TTK. 19] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 17 ve Gerekçesi
III - Donatma iştiraki Madde 17 - (1) Tacire ilişkin hükümler donatma iştirakine de uygulanır. Madde Gerekçesi: Bu hüküm, 6762 sayılı Kanunun 19 uncu maddesini karşılamaktadır. Mevcut sistemi değiştirecek bir sebebe rastlanmamıştır. Kanunda yer alıp almaması deniz ticareti kitabında tartışılmış bulunan donatma iştiraki korunduğuna göre, amaca hizmet eden hükmün korunması gerekir.
(Şerh No: 4451 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:51)

 Bilgi  [TTK. 18] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 16 ve Gerekçesi
II - Tüzel kişiler Madde 16 - (1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticarî bir işletme işleten dernekler, vakıflar ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticarî şekilde işletilmek üzere Devlet, il, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan, kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. (2) Devlet, il ve belediye gibi kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işl...
(Şerh No: 4450 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:49)

 Bilgi  [TTK. 17] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 15 ve Gerekçesi
4. Esnaf Madde 15 - (1) İster gezici olsunlar, ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsunlar, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan sanat ve ticaretle uğraşanlar tacir değildir. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır. Madde Gerekçesi: Madde, 67...
(Şerh No: 4449 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:47)

 Bilgi  [TTK. 16] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 14 ve Gerekçesi
3. Ticaret yapmaktan yoksun bırakılanlar Madde 14 - (1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticarî işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. (2) Birinci fıkraya aykırı hareketin doğurduğu hukukî, cezaî ve disipline ilişkin sorumluluk saklıdır. Madde Gerekç...
(Şerh No: 4448 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:45)

 Bilgi  [TTK. 15] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 13 ve Gerekçesi
2. Küçük ve kısıtlılar Madde 13 - (1) Küçük ve kısıtlılara ait ticarî işletmeyi bunların adına işleten veli ve vasi, tacir sayılmaz. Tacir sıfatı, temsil edilene aittir. Ancak, kanunî temsilci ceza hükümlerinin uygulanması yönünden tacir gibi sorumlu olur. Madde Gerekçesi: Madde, 6762 sayılı Kanunun 15 inci maddesini içerik yönünden aynen tekrar etmektedir.
(Şerh No: 4447 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:41)

 Bilgi  [TTK. 14] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 12 ve Gerekçesi
B) Tacir I - Gerçek kişiler 1. Genel olarak Madde 12 - (1) Bir ticarî işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticarî işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilân araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilân etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticarî işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adî bir şirket veya her ne suretle ol...
(Şerh No: 4446 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:39)

 Bilgi  [TTK. 13] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 11. maddesi Kanunun 11. maddesine bilgi notu olarak eklenmiştir. İşbu Kanunun 13. maddesi, Tasarıda 11.maddeyle ilintili olmakla; bkz.: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4443
(Şerh No: 4445 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:37)

 Bilgi  [TTK. 12] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısının 11. maddesi Kanunun 11. maddesine bilgi notu olarak eklenmiştir. İşbu Kanunun 12. maddesi, Tasarıda 11.maddeyle ilintili olmakla; bkz.: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=4443
(Şerh No: 4444 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:34)

 Bilgi  [TTK. 11] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 11 ve Gerekçesi
BİRİNCİ KİTAP Ticarî İşletme BİRİNCİ KISIM Tacir A) Ticarî işletme 1. Bütünlük ilkesi Madde 11 - (1) Ticarî işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticarî işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir. (3) Ticarî işletme bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukukî işlemlere konu olabilir. Devir söz...
(Şerh No: 4443 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:27)

 Bilgi  [TTK. 10] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 10 ve Gerekçesi
3. Faizin başlangıcı Madde 10 - (1) Aksine sözleşme yoksa, ticarî bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar. Madde Gerekçesi: Madde, 6762 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinden aynen alınmıştır.
(Şerh No: 4442 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:23)

 Bilgi  [TTK. 9] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 9 ve Gerekçesi
2. Bileşik Faiz Madde 9 - (1) Üç aydan aşağı olmamak üzere faizin ana paraya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla, borçlu yönünden ticarî iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Madde Gerekçesi: Bu maddenin gerekçesi için 8 inci maddenin gerekçesine bakılmalıdır.
(Şerh No: 4441 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:21)

 Bilgi  [TTK. 8] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 8 ve Gerekçesi
III - Ticarî işlerde faiz 1. Faiz oranı Madde 8 - (1) Ticarî işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. (2) Ticarî işlerde, kanunî ana para ve temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. Madde Gerekçesi: Tasarının bu maddesinde ve 9 uncu maddelerde yapılan değişikliklere hakim olan düşünceler şöyle özetlenebilir: (1) Ticarî işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunacağı, Türk Ticaret Kanununda temel bir ilke olarak yer almalıdır. Doğru olan budur. Gerçi, bugün aynı...
(Şerh No: 4440 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:20)

 Bilgi  [TTK. 7] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 7 ve Gerekçesi
II - Teselsül karinesi Madde 7 - (1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticarî niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. (2) Ticarî borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur. Madde Gerekçesi: Maddenin birinci fıkrasında kullanılan "müştereken" sözcüğü ...
(Şerh No: 4439 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:17)

 Bilgi  [TTK. 6] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 6 ve Gerekçesi
B) Çeşitli hükümler I - Zamanaşımı Madde 6 - (1) Ticarî hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme yoksa, sözleşme ile değiştirilemez. Madde Gerekçesi: 6762 sayılı Kanunun 6. maddesini karşılayan bu hükmün kaynağı 1926 tarihli Ticaret Kanununun 642 nci maddesidir.
(Şerh No: 4438 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:15)

 Bilgi  [TTK. 5] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 5 ve Gerekçesi
2. Ticarî davaların görüleceği mahkemeler Madde 5 - (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticarî davalara da bakmakla görevlidir. (2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticarî sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye t...
(Şerh No: 4437 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:12)

 Bilgi  [TTK. 4] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 4 ve Gerekçesi
IV - Ticarî davalar ve delilleri 1. Genel olarak Madde 4 - (1) Her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda; b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde; c) 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun, bir işletmenin satılması veya diğeriyle birleştirilmesi hakkındaki 179 ve 180, rekabet yasağına ilişkin 348...
(Şerh No: 4436 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:10)

 Bilgi  [TTK. 3] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 3 ve gerekçesi
III - Ticarî işler Madde 3 - (1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticarî işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticarî işlerdendir. Madde Gerekçesi: Bu maddede, iki gerekli değişiklik yapılmıştır. İlk olarak, 1 inci maddede olduğu gibi bu maddede de eski metindeki ticarî işletmeyi ifade eden üç ticarî işletme türü yerine, "ticarî işletme" kavramı konulmuştur. İkinci olarak, eski metindeki "işler" sözcüğü çıkarılmıştır. Çünkü, madde "ticarî işleri" tanımlamaktadır. Bir kavramın...
(Şerh No: 4435 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:07)

 Bilgi  [TTK. 2] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 2 ve gerekçesi
II - Ticarî örf ve âdet Madde 2 - (1) Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticarî örf ve âdet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe, teamül, mahkemenin yargısına esas olamaz. Ancak, irade açıklamalarının yorumunda teamüller de dikkate alınır. (2) Bir bölgeye veya bir ticaret dalına özgü ticarî örf ve âdetler genel olanlara üstün tutulur. İlgililer aynı bölgede değillerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmedikçe, ifa yerindeki ticarî örf ve adet uygulanır. (3) Ticarî örf ve adet, tacir sıf...
(Şerh No: 4434 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:05)

 Bilgi  [TTK. 1] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1 ve Gerekçesi
A) Kanunun uygulama alanı I - Ticarî hükümler Madde 1 - (1) Türk Ticaret Kanunu, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu Kanundaki hükümlerle, bir ticarî işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler, ticarî hükümlerdir. (2) Mahkeme, hakkında ticarî bir hüküm bulunmayan ticarî işlerde, ticarî örf ve âdete, bu da yoksa genel hükümlere göre karar verir. Madde Gerekçesi: Tasarının 1 inci maddesi, 29/06/...
(Şerh No: 4433 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2010 14:03)

TTK.14/f.1 hükmü uyarınca, birden fazla gerçek kişi, bir ticari işletmeyi adi ortaklık şeklinde işletmekte iseler bunların her biri tacir sıfatını kazanır. Ticaret siciline kayıt, tacir sıfatının zorunlu bir unsuru değildir. Bu itibarla bilirkişi incelemesi neticesinde talep eden taraf için esnaf faaliyeti sınırlarını aşan bir muhasebe organizasyonu sözkonusu ise, defterlerin zayi nedeniyle "zayii belgesi" verilebilir.
(Şerh No: 4421 - Ekleyen: Av.Hatice SEVER - Tarih : 27-02-2010 15:39)

Bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK 642.maddesi hükmüne göre hamilin cirantalara karşı kambiyo senedinden doğan müracaat hakkını kullanabilmesinin koşulu süresi içerisinde ödememe protestosu keşide edilmiş olmasıdır. Durum, icra hakimi tarafından re'sen gözetilir.
(Şerh No: 4384 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 17-02-2010 17:40)

Zamanaşımına uğrayan çeke dayalı olarak hamil, keşideciye karşı TTK m.644 e mesnetle sebepsiz zenginleşme davası ve kendisine çeki ciro eden kişiye karşı da, aralarında temel ilişki olması halinde işbu temel ilişkiye mesnetle dava ikame edebilir. Bu durumda keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini, davacı hamil de kendisine çeki ciro eden kişiden, aralarındaki temel ilişkiden kaynaklı olarak alacaklı olduğunu ispatla mükelleftir.
(Şerh No: 4337 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2010 18:02)

Emre yazılı çeklerde, söz konusu çekin lehdar dışındaki kişilerce tedavüle çıkarılabilmesi ve tahsil için bankaya ibraz edilebilmesi için mutlaka çekin arkasında veya alonj üzerinde lehdarın tam ya da beyaz cirosunun bulunması gerekir. Lehdarın cirosu bulunmayan emre yazılı çek için muhatap banka yönünden, lehdar dışındaki kişiler, çekin yasal hamili değildir.
(Şerh No: 4336 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2010 17:52)

Çekte lehdarın tüzel kişiliği bulunmamakta ise; bu durumda söz konusu çek, hamiline yazılı çek hükmündedir ve çek, çek vasfını kaybetmez.
(Şerh No: 4334 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2010 16:34)

Çekin muhatap bankaya ibrazı, çekin bedelinin ödenmesinin talebi anlamına geldiğinden; ibraz sonucu banka tarafından hamile yapılan ödeme, keşidecinin havalesinin ifasıdır ve bu ibraz, ciro anlamını ihtiva etmediği gibi hakkın intikalini de sağlamaz. Lakin muhatap bankanın birden fazla şubesi var ve muhatap banka şubesinden farklı, bu diğer şubelerinden birine çek ciro edilmişse işbu ciro geçerlidir ve çekteki hakkın intikali sonucunu doğurur.
(Şerh No: 4333 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2010 16:24)

Kural olarak tacirin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tenkisini isteme hakkı yoktur. Lakin akitteki cezai şart tacirin mahvına sebep olacaksa bu durum ahlak ve adaba aykırı olacağından tamamen veya kısmen iptali gerekir.
(Şerh No: 777 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-02-2010 14:23)

Menfi tesbit davası kural olarak borç ödeninceye kadar ikame edilebilirse de; söz konusu davaya mesnet kılınan hukuki sebep maddi hukukta bir süre ile sınırlandırılmışsa, maddi hukukta belirlenen bu sürede menfi tesbit davasının açılması gerekir. TTK m.25 e göre ticari satışlarda ayıp nedeniyle tekeffül için 6 aylık müruruzaman söz konusu olmakla ayıplı malda semen olarak verilen senetler için ikame edilecek menfi tesbit davasında da zamanaşımı süresi 6 aydır.
(Şerh No: 4200 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-02-2010 12:22)

1- Çekin kısmen doldurularak ve/veya sadece imzalanarak tedavüle çıkarılması mümkündür. Bu şekilde tedavüle çıkarılan çek için, iptalini talep hakkı hamile aittir. Böyle bir durumda keşideci ise m.704 e mesnetle borçlu olmadığını talep hakkını haizdir. 2- Henüz keşide edilmemiş boş çek yaprağı için zayii nedeniyle iptal davası ikame edilemez. İşbu çek yaprağının üçüncü kişilerce imzalanıp doldurulması söz konusu olduğunda bu kişiye karşı menfi tespit davası ikamesi mümkün olmakla işbu çek yapra...
(Şerh No: 3849 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2010 16:45)

Zamanaşımına uğramış çek hakkında başlatılan ilamsız takipte borca itiraz edilmesi üzerine ikame edilecek itirazın iptali davasında; alacaklı ile borçlu arasında temel ilişki olması halinde alacağın varlığı alacaklı tarafından tanık dahil her tür delille ispatlanabilir ve bu halde TTK m.644 ün uygulanma olanağı yoktur. Şayet taraflar arasında temel ilişki yok ise bu durumda TTK m.644 te düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükmüne göre uyuşmazlık çözümlenir ve bu halde sebepsiz zenginleşmediğini ispa...
(Şerh No: 3842 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2010 13:57)

Yasal unsurları tamam olan ve süresinde ibraz edildiğinden çek vasfında olan belgeyle kambiyo senetleriyle haciz takibi yerine ilamsız(genel haciz yoluyla)takip yapılması alacağın tabi olduğu 6 aylık zamanaşımı süresini değiştirmez.Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde de yine 6 aylık süre uygulanır.
(Şerh No: 3250 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 05-02-2010 13:27)

Hamil, kendisi tarafından süresinde ibraz edilmeyen çeke mesnetle keşideciye karşı TTK m.644 e göre sebepsiz zenginleşme davası ikame edebilir. Keşideci tarafından, yargılama sırasında ileri sürülmeyip temyiz aşamasında bildirilen ve iddia olunan davaya konu çekin aradaki temel ilişkiye mesnetle teminat amaçlı verildiği hususu dikkate alınmaz.
(Şerh No: 3831 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2010 00:35)

Teminat olarak verilen çeklerin ihtiva ettiği teminat fonksiyonu henüz sona ermemişse; başka bir deyişle taraflar arasında bu konu nizalı ise teminat için verilen çeklerin keşidecisine iadesine karar verilemez.
(Şerh No: 3830 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2010 00:08)

Zamanaşımına uğrayan çeke mesnetle keşideciye karşı ilamsız takip başlatan çek hamili, kambiyo hukukundan mütevellit haklarını kullanamaz ise de; kendisiyle doğrudan ilişkisi olmayan keşideci hakkında TTK m.644 te düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine binaen hak talebinde bulunabilir.
(Şerh No: 3829 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-02-2010 22:56)

Borçlar Kanunu 60.maddesinin özel nitelikteki kanun hükmü olan Türk Ticaret Kanununda düzenlenen çek zamanaşımı süresine bir etkisi yoktur.Keşideci hakkında karşılıksız çek keşide etmekten ceza davası açılmış olsa dahi çeke dayalı hukuk davası ve icra takibi altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.
(Şerh No: 3307 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 04-02-2010 15:46)

Zamanaşımına uğrayan çekler nedeniyle başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte ve buna mesnetle ikame olunan itirazın iptali davasında alacaklı, kambiyo hukukuna dayanamaz. Çeki kendisine ciro eden borçluya karşı akdi ilişkiye mesnetle alacağını iddia edebilir ve takibin sebebi olan zamanaşımına uğramış çek de yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilir.
(Şerh No: 3820 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-02-2010 15:35)

Ticari amaç güden işletmelerin kredi temini konusunda bankalara karşı müştereken sorumluluk yüklenmek suretiyle birbirlerine destek olmaları ve ticari faaliyetlerini bu suretle sürdürebilmeleri halini ticari hayatın normal ve mutad işlemleri arasında kabul etmek gerektiğinden, bir başka şirket lehine kefil olan şirket yönünden söz konusu kefalet akdinin, TTK.137. madde kapsamında kendi işletme mevzuu cerçevesi içinde kalan ( bir muamele ) den ibaret olduğu hususunun gözönünde tutulması zorunlu b...
(Şerh No: 3813 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 04-02-2010 12:08)

Çek, görüldüğünde ödenen bir ödeme aracı olup, bu nedenle çekte rehin cirosu mümkün değildir. Çek, ancak tahsil ya da temlik cirosu ile devredilebilir. Kaldı ki bu husus TTK.730. maddenin rehin cirosu ile ilgili TTK.601. maddeye atıf yapmaması ile de anlaşılabilmektedir.
(Şerh No: 3791 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 02-02-2010 20:59)

Kapalı fatura, mal bedelinin ödendiğine karine teşkil eder. Karine aleyhine olan tarafça aksi ispat edilmediği sürece karine geçerlidir. BK'nın 182. maddesine göre, aksine sözleşme ve adet bulunmadığı takdirde satıcı ve alıcı borçlarını, aynı zamanda ifa ile yükümlüdür. Bu hüküm ve faturanın kapalı olması hususu gözetildiğinde mal bedelinin peşin olarak ödendiği kabul edilmelidir.
(Şerh No: 3737 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 30-01-2010 16:03)

Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Böyle bir durumda şirketten alacaklı olanlar Şirketin yeniden ihyası için Tasfiye Memuru ile Ticaret Sicil Müdürlüğünü hasım göstererek dava açabilirler.
(Şerh No: 3607 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 25-01-2010 16:29)

Genel Kurul toplantısında özel denetçi tayini talepleri reddedilen azınlık pay sahipleri, Mahkemeden, bilançonun tetkiki için Şirkete özel denetçi tayinini talep etmek hakkını haizdirler. Talepte bulunan pay sahipleri, Mahkemede özel denetçi tayini istemlerine mesnet iddialarını kesin biçimde kanıtlamak zorunda değildirler. İspat konusunda istemlerindeki vakıaları az çok doğrulayan delil ve emarelerin varlığı yeterli kabul edilir.
(Şerh No: 3660 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2010 18:05)

Anonim Şirketin Genel Kurul toplantı tarihinden en az 6 ay öncesinden itibaren pay sahibi olanlar, Şirketin kuruluşuna, idari işlmelerine ilişkin bir suistimal olması veya kanuna/anasözleşmeye aykırı hareket edildiğinin vukuu halinde son 2 yıl için bu durumların tahkiki istemiyle Şirkete özel denetçi/denetçiler atanmasını Mahkemeden talep hakkını haizdirler. Bu durumda, davada iddia edilen hususları az çok doğrulayan delil ve emarelerin varlığının ispatı yeterli sayılmaktadır; bunların kesin ...
(Şerh No: 3659 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2010 17:38)

Gönderme kararlarında muhakeme masrafı ve avukatlık ücretinden bahsedilmemesi gerekirken zuhulen bunlara hükmedilmiş ise kararın bunlarla ilgili kısmı nihai hüküm niteliğinde olacaktır ve kararın muhakeme marsafı ve vekalet ücretine ilişkin bu kısmının asıl karar hakkındaki hükmü beklenmeden tek başına temyizi mümkündür.
(Şerh No: 3646 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 24-01-2010 12:44)

TTK.321. maddede belirtildiği üzere, Şirket ana sözleşmesinde yer alan konuların hepsi bakımından TTK.317. maddeye göre Şirketi Yönetim Kurulu temsil edebilir. Bu bağlamda ana sözleşmede taşınmaz satışına ilişkin yetki varsa, Yönetim Kurulu şirket taşınmazını da satabilir. Ancak bu durum şirketin faaliyetini icra ettiği tek bir taşınmazının satışı için uygulanamaz. Böyle hallerde yapılan satış TTK.443/2 kapsamında değerlendirilip, TTK.388. maddedeye göre Genel kuruldan özel yetki alınması gereki...
(Şerh No: 3612 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 22-01-2010 18:33)

Kambiyo vasfında olmadığı halde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu edilen çek hakkında takibin kesinleşmesinden sonra TTK 726.maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresi değil BK.125.maddesinde düzenlenen genel(10 yıllık)zamanaşımı süresi uygulanır.
(Şerh No: 3574 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 19-01-2010 21:00)

Keşide yerinin yazılması da bir irade beyanı olduğundan anlaşılabilir olması koşulu ile bu irade beyanının kısaltılarak yazılması da mümkündür.Bu konudaki ölçü keşidecinin irade beyanının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olup olmamasıdır.Bu nedenle çeklerde keşide yerinin, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması koşulu ile kısaltılmış olarak yazılması halinde, çekin sadece keşide yerinin kısaltılmış olarak yazılmış bulunması sebebiyle geçersiz sayılması ...
(Şerh No: 3575 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 19-01-2010 20:00)

TTK 662. maddesinde tahdidi olarak sayılan zamanaşımının kesilmesi sebepleri, Borçlar Kanununun 133. maddesine nazaran özel niteliktedir ve TTK m.730 yollaması sebebiyle çekler hakkında da uygulanması gerekir. 3. kişinin 1. haciz ihbarnamesine itirazını havi dilekçesinin alacaklı vekiline tebliği, alacaklı tarafından yapılmış icra işlemlerinden olmamakla zamanaşımının kesilmesine neden olamazsa da; borçlu tarafından ikame edilen menfi tespit davasında alacaklının cevap dilekçesinde davanın reddi...
(Şerh No: 3450 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-01-2010 22:55)

Rehin cirosunda teslim ve ciro, senet üzerindeki mülkiyet hakkını rehin alana intikal ettirmediğinden mülkiyet, ciro eden şahısta kalır. Bu itibarla hamilin cirosu tahsil cirosu hükmündedir. Rehin cirosunda, temlik cirosunda olduğu gibi ciranta hamilden senet karşılığını almaz. Bu itibarla ayrı bir akdi ilişkiye dayanmadıkça rehin cirosu sebebiyle ciranta, hamile karşı şahsen ve senet bedeli ile sorumlu olmaz. Türk Ticaret Kanununun 597. maddesinin ilk fıkrasındaki "cirantanın poliçenin ka...
(Şerh No: 3429 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 14-01-2010 15:54)

Faturaya dayalı takibe yapılan itirazın iptali davasında, uyuşmazlık konusu faturanın davalı tarafın defterinde kayıtlı olması karşısında, TTK. 84. maddesi gereği artık malın teslim edilmediği yönündeki itiraz dinlenemez.
(Şerh No: 3232 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-01-2010 22:05)

Senetteki yırtılmanın ödemeyi gösterip göstermediğini mahkeme örf ve adetlere göre araştırabilir.
(Şerh No: 90 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 13-01-2010 21:08)

Kambiyo senetleri ile ilgili bedelsizlik iddiaaları ancak senet lehdarına karşı ileri sürülebilecek bir defidir. Senedi ciro yoluyla devralanlara karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması gerekir.
(Şerh No: 3346 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 13-01-2010 11:13)

Her ne kadar TTK.690. madde hükmü, TTK.644. maddeye atıfta bulunmamış ise de bu durumun kanun koyucu tarafından bilinçli olarak yapılan bir hareket değildir.Bu konuda kanunda bir boşluk olduğu kabul edilmiş ve MK.1/2 dairesinde kanun boşluğu Yargıtay tarafından doldurulmuştur. Neticeten, TTK.644. madde hükmünün bonolar için de uygulanabileceğinin kabul edilmesi gerektiği cihetiyle; TTK. 644. maddesi ile sebepsiz iktisap hükümlerine göre ayrıca 1 yıllık bir ek süre tanınmış olduğu ve 1 yıll...
(Şerh No: 3198 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 12-01-2010 22:11)

Fatura, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK.nun 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan (VUK.230'a göre) satılan malın cinsi, veya yapılan işin adedi, türü bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturadaki gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzen...
(Şerh No: 3230 - Ekleyen: Zehra ÇAKMAK - Tarih : 11-01-2010 14:22)

Delil listesinin 4.bendinde Ticaret Kanunu açısından ticari şirket sayılan davalı Ç_____ Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif defter ve kayıtlarına dayanıldığına göre, mahkemece yapılması gereken iş; davalıya Türk Ticaret Kanunu'nun 80 ve HUMK.nun 326. maddeleri uyarınca yöntemine uygun çıkartılacak davetiye ile ticari defterlerinin ibrazını emretmek, ibraz edilirse bu defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, aksi takdirde Türk Ticaret Kanununun 83/2. maddesince işlem yapılarak s...
(Şerh No: 3240 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:34)

Senedin tanzim tarihinin vade tarihi olamayacağı kuşkusuzdur. Olayda tartışmasız olan 22.11.1982 tanzim tarihi hululü vade tarihi yanında ayrıca yer alan vade sütununda gösterilmiş olması mükerrer vade tarihi değil, senet tanzim tarihinin tekrarı olduğu kabul edilerek, senedin geçerli olduğuna hükmedilmelidir.
(Şerh No: 3229 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:05)

Yönetim kurulu üyeleri ortaklık ana sözleşmesi ve yasanın kendilerine yüklediği görevlerin kasden ve ihmalen yapılmamış olmasından müteselsilen sorumludurlar. Ayrıca, ortaklık işlemlerinin bir kısmını tevdi ettikleri kimselerin vazifelerinin gereği gibi ifa edip etmediklerini, yönetim kurulu, kontrol ve nezaretle yükümlüdür. Dolayısıyla, kasıt veya ihmalleri sonucu verilen zarardan şirkete karşı tüm yönetim kurulu üyeleri sorumlu olurlar.
(Şerh No: 3235 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 11-01-2010 10:30)

Bonoda tanzim tarihi ile vade tarihinin aynı olması bono vasfına etkili değildir.
(Şerh No: 3231 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 23:09)

Tereke hakimliğince muhafaza altına alınmış çekle ilgili ibraz süresi çekin mirasçılara teslimi tarihinde başlar.
(Şerh No: 3227 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 10-01-2010 18:40)

Çek, çek borçlusunun elinde ise bu durum, çek bedelinin ödenerek hamilinden geri alındığını gösterir. Bu durumun aksini iddia eden taraf, iddiasını ispatla mükelleftir.
(Şerh No: 3216 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 22:32)

Bonoda vade tarihi olarak yazılan tarih dışında ayrıca arkasında vadeye dair başka bir tarih bulunursa bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden; işbu senet hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamaz.
(Şerh No: 3214 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 21:27)

TTK.'nun 730/3. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 589. maddesi hükmünce, ciranta kendi imzasını inkar etmediği müddetçe çek bedelini ödemekle yükümlü olup, keşideci imzasının geçerli olmadığı yolundaki itirazı dinlenemez. Keşideci imzası sahte bile olsa ciranta olan borçlu kendi imzasından sorumludur.
(Şerh No: 3171 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 20:23)

TTK.724 ÜZERİNDEN KUSURSUZ SORUMLULUK UYGULAMASI TTK. 724. maddesi olayda kusuru olsun ya da olmasın sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmiş olmasından dolayı muhatap bankayı sorumlu tutmuştur. BK. 51. madde hükmünce, böyle bir zarardan hem banka, hem de tahrifat yapan çek hamili sorumludur. Keşidecinin bunlardan herhangi birisini dava etmeye hakkı olup, davalı banka zararı ödediği takdirde sahteciliği yapan çek hamiline rücu edebilir.
(Şerh No: 3124 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 07-01-2010 22:59)

818 S.K. 104.maddesi hükmü gereği faize faiz yürütülemez. Bu kurala 3095 S.K. m.3 te "Ticaret Kanunu hükümleri mahfuz kalmak suretiyle" düzenlemesi ile tanınan istisna mucibince TTK m.8 e göre "ödünç para verme işleri, bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri"için mürekkep faiz uygulaması yapılabileceği öngörülmüştür. Lakin Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği yetkisi dahilinde yayınladığı Genelge ile faiz konusunda özel bir düzenleme yapmışsa işbu "Genelge"ye öncelik tan...
(Şerh No: 3158 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 22:58)

Şirketlerin birleşmesi halinde birleşen eski şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Tüzel kişiliğin son bulması ile eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulduğundan eski şirkete karşı yapılıp kesinleşen icra takibinin iptali gerekir. Böyle durumlarda TTK m.152 ile farklılık olması sebebiyle işbu madde hükmü uygulanamaz.
(Şerh No: 3155 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 22:04)

Taraflar arasındaki sözleşmede imzası bulunan şirketi, tüm aktif ve pasifleriyle devralan yeni şirket, sözleşmenin diğer tarafına karşı "halefiyet prensibi" gereği sorumludur.
(Şerh No: 3153 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 21:20)

Acente, imzaladığı ya da aracılık yaptığı sözleşmeleri acentesi olduğu kişi adına düzenler. Poliçeyi düzenleyen acentenin sigorta tazminatından sorumlu tutulabilmesi için şahsi kusurunun kanıtlanmış olması gerekir.
(Şerh No: 2960 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-12-2009 19:37)

Akdedilen Cari Hesap Sözleşmesi sona ermeden akitlerin alacaklı-borçlu sıfatları yoktur. Bu sebeple Cari Hesap Sözleşmesi alacağına 3. kişi tarafından haciz konulması için sözleşmenin sona erme tarihi esas alınmalıdır.
(Şerh No: 2959 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-12-2009 17:36)

İki farklı şirketin ticaret sicil kayıtlarıyla ve davaya konu icra takibindeki delillerle aralarında organik bağ bulunduğu tespit edilebilir. Bu nedenle borçlu ile 3. kişi şirket arasında Fiili Birleşmenin varlığı kabul edilerek borçlu olmayan 3. kişi durumundaki şirket de borçtan mesul tutulmalıdır.
(Şerh No: 2920 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 26-12-2009 17:32)

Her ne kadar ayrı tüzel kişilikleri olsa da her iki şirketin ortakları arasında aynı kişi veya kşiler mevcut ise aralarında organik bağ bulunduğunun ve fiili birleşmenin kabulü gerekir.
(Şerh No: 2918 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 26-12-2009 17:28)

Borçlu şirketin ortağı ve müdürünün 3. kişi şirkette yönetim kurulu başkanı olması ve her iki şirketin faaliyet alanları ve ortakları arasında da benzerlik olması bu iki şirket arasında organik bağ olduğuna delil teşkil eder. Bu temelde iki şirket arasında fiili birleşmenin varlığı gözetilerek borçlu olmayan yeni şirketin de borçtan sorumlu tutulması gerekir.
(Şerh No: 2922 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 26-12-2009 17:26)

 Bilgi  [TTK. 68] TTK da ticari defterlerin saklanması zorunluluğu olan süre konusunda 213 S.K. dan farklı düzenleme söz konusudur.
1- Tacirlerin saklamakla mükellef oldukları defterler hem tutulması zorunlu olan defterler hem de tacirin kendi seçimiyle tuttuğu ihtiyari defterlerdir. 2- Maddede bahsedilen saklanması zorunlu diğer hesap ve kayıtlar TTK 66. maddede sayılanlardır. 3- 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 253. maddesinde Ticaret Kanunundan farklı olarak süreye ilişkin 5 yıllık saklama yükümü getirilmiştir(213 S.K. m.253:"Bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazıl...
(Şerh No: 2957 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-12-2009 16:59)

Yeni kurulan şirket ile bir önceki borçlu şirket kayden iki ayrı tüzel kişilik olarak görünse de, bu durum fiili birleşmenin söz konusu olduğu hallerde anlam ifade etmez. Özellikle borçlu şirket ile aynı işyerinde sonradan kurularak faaliyetine farklı bir unvanla devam eden yeni şirketin söz konusu olduğu durumlarda ve borcun tahsilini engellemeye matuf fikri birliktelik arzedecek girişimlerinin gözlemlendiği hallerde, fiili birleşme temelinde TTK.146-152. maddeler ila BK.179. hükmü uygulanarak...
(Şerh No: 2895 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 25-12-2009 11:47)

Bonoda tanzim edenin unvan ve imzasının açığına atılan imzalar aval hükmündedir. Böyle bir durumda borçlu yararına aval verenler kendi aralarında birbirlerine karşı kambiyo hukukundan dolayı değil, Borçlar Kanununun müteselsil borçlulara dair hükmü uyarınca mesuldürler.
(Şerh No: 2644 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 21-12-2009 20:10)

Geçerli bir sözleşmeye dayanmayan bir faturanın muhatabınca tebliğ alındığı halde TTK.23/II dairesinde 8 gün içinde itiraza uğramamış olması, tek başına faturanın kesinleşmesini sağlamaz. Faturaya konu malın teslim edildiğinin ispatlanması gerekir.
(Şerh No: 2612 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 19-12-2009 09:48)

Aval veren kimin lehine aval vermiş ise, onun borcunu üstlenmiş olur. Dolayısıyla lehine aval verilen kişi avale konu senetten dolayı borçlu olmalıdır. Lehine aval verilen kişi senetten dolayı borçlu değilse, avalist senede imza atmış olsa bile borçlu tutulamaz.
(Şerh No: 2611 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 18-12-2009 10:53)

Tacir, saklamakla yükümlü olduğu ticari defterlerini ve belgelerini gerekli özen yükümlülüğünü göstererek muhafaza ile mükelleftir. Şayet bu özen yükümünü yerine getirmezse kusurlu olacağından TTK m.68/son fıkrasından faydalanamaz.
(Şerh No: 2584 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2009 13:30)

Ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğundan bahsedilebilmesi için defterlerin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olması yeterli değildir. Ayrıca defter kayıtlarının müstenidatı yazılı belgelerin de mevcudiyeti şarttır.
(Şerh No: 2583 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2009 13:16)

Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğundan bahsedebilmek için ticari defter kayıtlarının müstenidatı olan yazılı belgelerin bulunması şarttır. Aksi takdirde usulüne uygun tutulan defterlerden bahsedilemeyecektir.
(Şerh No: 2582 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2009 13:10)

Maddenin 3. fıkrasındaki ihbar ve ihtarların geçerliğine dair sayılan şekiller (noter aracılığıyla-iadeli taahhütlü mektupla-telgrafla) ispat şartıdır. Taraflar arasında yapılan sözleşme ile ihbar ve ihtarların geçerliğine dair başkaca yazılı şekil şartları kararlaştırılmışsa bu şekilde yapılan ihbar ve ihtarlar da geçerlidir. E-mail yolu ile yapılan fesih ihbarı diğer tarafça kendilerine ulaşmadığı, içeriğinin fesih olmadığı gibi nedenlerle inkar edilmediği sürece işbu şekilde yapılan fesih ihb...
(Şerh No: 2246 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-12-2009 10:44)

Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmek-sözleşmeyi fesih-sözleşmeden rücu amacıyla yapılacak ihtar ve ihbarların geçerliliği için (ispat şartı niteliğindedir) noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektupla ya da telgrafla yapılması şarttır. Anılan ihbar ve ihtarların yapıldığı hususu tanık beyanı ile kanıtlanamaz.
(Şerh No: 2245 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-12-2009 10:33)

 Bilgi  [TTK. 708] Keşide yeri ile ödeme yerinin aynı yer ve /veya farklı yer olmasından ne anlaşılması gerekeceği.
Yasada üç farklı ibraz müddeti düzenlenmiştir.Bu düzenleme yapılırken kanun koyucunun keşide yeri ve ödeme yerinden hareket ederken aynı yer-farklı yer(kanunun ifadesiyle başka bir yer)şeklinde bir kıstasdan hareket etmesi ve aynı yer ile farklı yerden ne anlaşılması gerektiği konusunda madde metninde ve madde gerekçesinde hiçbir açıklama yapılmamış olması özellikle ülke içi çekler bakımından bu yerden ne anlaşılması gerektiği konusunda doktrinde tartışmalara neden olduğu gibi, ibraz müddeti gib...
(Şerh No: 1895 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 23-11-2009 18:03)

Kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin davalar, ihyası istenilen kooperatifin tasfiye kurulu üyeleri ile kooperatifin kayıtlı olduğu ticaret sicil memurluğu hasım gösterilmek suretiyle açılmalıdır.
(Şerh No: 1112 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 20:43)

TTK.28. maddesi uyarınca çıkarılan Ticaret Sicili Nizamnamesi, Ticaret Sicil Memurluğunun çalışmalarının şekil ve esaslarını tayin etmek bakımından en önemli kaynaklardan birisini teşkil etmektedir. TTK'nun 28. maddesi hükmü uyarınca çıkarılmış bulunan Ticaret Sicili Nizamnamesinin 24 ve onu izleyen maddelerinde ve özellikle 28. maddesinde, tescil için bir başvuru halinde sicil memuruna tescili istenilen işlemin tescili için Yasa ve Nizamnamenin öngördüğü tüm koşulların tam olarak yerine geti...
(Şerh No: 1113 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 20:43)

Aval, senette seçimlik kayıtlardan biridir. Avalin kabulü, yoruma ihtiyaç duymamasına bağlıdır. HUMK m.298: "Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hâmişindeki hâk ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkâr halinde keenlemyekündur." şeklindedir. Lakin senet metninde matbu olarak yazılı olan kefil ibaresi çizilerek yerine "şahit" ibaresi yazılmışsa bu durum HUMK 298 anlamında ayrıca tasdiki gerekli durumlardan değildir. Bu halde senede aval olarak değil; şahit olarak im...
(Şerh No: 1111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 17:10)

Fatura, İİK m.68 de sayılan mücerret borç ikrarını havi belgelerden değildir.
(Şerh No: 770 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:42)

Belediyenin sorumluluğundaki karayollarının bakımı ve onarımı nedeniyle husule gelen zararlarda hizmet kusuru söz konusudur. Bu sebeple işbu davaların çözüm yeri idari yargıdır.
(Şerh No: 816 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:41)

Küçük adına açılan ticari işletme ile ilgili işlemlerde yasal temsilci ile küçüğün menfaati çakıştığında, küçüğün yasal tesilcileri tarafından kayyım tayini istenir.
(Şerh No: 815 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:41)

Ticari işletmesine ilişkin yer kiralaması halinde TTK m.20 ye göre de basiretli hareket etme yükümü olan tacir, kira sözleşmesinde kararlaştırılan teminatın tenkisini talep edemez.
(Şerh No: 813 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:40)

Taraflar arasında akdedilen sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça alacaklı ya akdin icrasını veya cezai şartı talep edebilir. Alacaklının seçimini cezai şarttan yana kullanması halinde borçlu tacir cezai şarttan tenkis talep edemez.
(Şerh No: 812 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:40)

Konut edinmek amacıyla kurulan ortaklık sıfatındaki Kooperatifin tacir sıfatı bulunmadığından fahiş görülen cezai şartın tenkisi gerekir.
(Şerh No: 791 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:40)

İşveren tacir ile işçisi arasında akdedilen hizmet akdi ticari iş mahiyetinde olmadığından hizmet akdinde kararlaştırılan fahiş cezai şarttan indirim yapılabilir.
(Şerh No: 782 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:39)

Kural olarak tacirin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğundan bahisle tenkis talep hakkı yoksa da taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart tacirin mahvına sebep olacaksa cezai şarttan makbul düzeyde indirim mümkündür.
(Şerh No: 774 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:39)

Tacirin, ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli davranmak yükümlülüğü vardır.
(Şerh No: 601 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:38)

Tacirler arasında vukuu bulan haksız fiil nedeniyle ikame edilecek tazminat davası hakkında.
(Şerh No: 338 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:38)

Karşı tarafa gönderilen ihtarnamede "temerrüt faizi" de talep edileceği bildirilmiş ve tazminatın niteliği de uygunsa "olay tarihinden itibaren" temerrüt faizine hükmedilmesi gereği hakkında.
(Şerh No: 337 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)

Tacir olan tarafların akdettiği sözleşmede aylık %10 tememrrüt faizi ödenmesi kararlaştırılmışsa işbu oranın uygulanması gerektiği hakkında.
(Şerh No: 336 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)

Ticari işe ilişkin davada davacı tarafça oran belirtilmek suretiyle istenen ticari faiz istemi, yasal faiz oranından yüksek ise; davacının avans faizi talep ettiği kabul edilmelidir.
(Şerh No: 335 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)

Senedin sahteliği iddia olundukta imza incelemesi senedin aslı üzerinde yaptırılmalıdır.
(Şerh No: 222 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:36)

Borçlu tarafından alacaklıya yapılan ödemelerin kambiyo senedi dışında başkaca bir borçtan kaynaklandığını iddia eden alacaklı, bu iddiasını kanıtlamalıdır
(Şerh No: 221 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:36)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,21183801 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.