![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Türkçe [HastaYön. 42]
![]() ![]() (Şerh No: 14441 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:54)
Türkçe [HastaYön. 40]
![]() ![]() (Şerh No: 14440 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:51)
Türkçe [HastaYön. 39]
![]() ![]() (Şerh No: 14439 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:49)
Türkçe [HastaYön. 38]
![]() ![]() (Şerh No: 14438 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:41)
Türkçe [HastaYön. 37]
![]() ![]() (Şerh No: 14437 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:34)
Türkçe [HastaYön. 36]
![]() ![]() (Şerh No: 14436 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:30)
Türkçe [HastaYön. 35]
![]() ![]() (Şerh No: 14435 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:26)
Türkçe [HastaYön. 33]
![]() ![]() (Şerh No: 14434 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:22)
Türkçe [HastaYön. 32]
![]() ![]() (Şerh No: 14433 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:19)
Türkçe [HastaYön. 31]
![]() ![]() (Şerh No: 14432 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:13)
Türkçe [HastaYön. 29]
![]() ![]() (Şerh No: 14431 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:10)
Türkçe [HastaYön. 27]
![]() ![]() (Şerh No: 14430 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 13:06)
Türkçe [HastaYön. 25]
![]() ![]() (Şerh No: 14429 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 12:57)
Türkçe [HastaYön. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 14428 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 12:51)
Türkçe [HastaYön. 20]
![]() ![]() (Şerh No: 14427 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 12:45)
Türkçe [HastaYön. 24]
![]() ![]() (Şerh No: 14426 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 30-03-2013 12:42)
Önerge [TCK. 235]
![]() ![]() (Şerh No: 14425 - Ekleyen: Celal ÇALIŞ - Tarih : 30-03-2013 12:27)
Takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen kişiye tebliğ edilen ödeme emri yok hükmündedir ve her hangi bir sonuç doğurmaz. Bu şekilde tebliğ edilen ödeme emrine yönelik şikayet İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresizdir.
![]() (Şerh No: 14424 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 30-03-2013 10:49)
Sanığa kolluk marifetiyle yapılan tebligatın usule aykırı olması sebebiyle eski hale getirme talebinin yerinde ve temyiz isteğinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
![]() (Şerh No: 14421 - Ekleyen: Av.Ferhat ÇAKIROĞLU - Tarih : 29-03-2013 13:17)
5302 sayılı Kanun'da, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi hükümlerinin il özel idaresi taşınmazları hakkında da uygulanacağı düzenlemesi yapılmıştır. Davalı idare, kira sözleşmesinin uzatılmayacağını davacıya bildirmiş ve dava tarihi itibarıyla da kira süresi sona ermiştir. Bu sebeple kira ilişkisinin devam ettiği ve kira sözleşmesinin özel hukuk hükümlerine tâbi olduğunun tesbiti ile muaraazanın giderilmesine dair davanın reddi gerekirken; yazılı şekilde taşınmazın özel hukuk hükümle...
![]() (Şerh No: 14402 - Ekleyen: Av.Fethullah ASLAN - Tarih : 29-03-2013 13:04)
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki çekişmeli hususların tespit edilmesi ve tahkikatın da çekişmeli hususlar esas alınarak yürütülmesi asıldır. Mahkemece taraflara, dilekçelerinde dayandıkları, ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmaları için kesin süre verilmelidir (HMK m.140/5); tensiple verilmiş olan süre sonuç doğurmaz. Bu meyanda davacı vekiline, gösterdikleri tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini, hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için mehil v...
![]() (Şerh No: 14422 - Ekleyen: Av.Gülsüm BİLGİN - Tarih : 29-03-2013 12:51)
Haczedilen şey hamiline ait veya cirosu kabil kıymetli evraka taalluk ediyorsa borçlunun 89 uncu madde uyarınca tebliğ edilen haciz mucibi vaki ödemeleri kendisini mesuliyetten kurtaramayacağından aynı meblağı senet hamiline karşı tekrar ödemek zorunluluğundadır.
![]() (Şerh No: 14331 - Ekleyen: Av.Ferda ÇALGIN - Tarih : 29-03-2013 12:29)
İTİRAZIN KONUSU : 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134. maddesinin 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrasının “Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.” biçimindeki dördüncü cümlesinin, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
VI- SONUÇ
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu...
![]() (Şerh No: 14419 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 28-03-2013 08:53)
Katkı payı hesaplanırken tarafların gelirlerinin birbirine yakın olduğu ve kredi borcunun da birlikte ödendiğinin kabul edildiğine göre, davalı koca tarafların evlilik birliği sırasında yürürlükte bulunan Medeni Kanun hükümleri gereği ailenin reisi olması nedeniyle, aileyi geçindirme yükümlülüğü de bulunduğu göz önüne alınarak bu takdirin yapılması, davalının daha fazla geliri olduğu ispat edilemediğine göre, davacının katkı payının daha fazla olduğunun kabulü gerekir. Buna rağmen mahkemece dava...
![]() (Şerh No: 14416 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2013 19:15)
Dinlenen tanıklar, davalı kadının 2000 yılında hediyelik eşya yapıp sattığını zaman zaman da temizliğe gittiğini ifade etmişlerdir. Davacının davalıya ait evin ve otomobilin edinilmesine katkıda bulunduğuna ilişkin bir beyan ve delil bulunmamaktadır. Kadının, ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olması, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi anlamında katkı sayılamaz.
![]() (Şerh No: 14418 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2013 11:22)
Mahkemece, çalışan her iki tarafın çalışma ve gelir durumları irdelenmeden salt tanık anlatımları ve diğer bazı bilgiler esas alınarak davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
O halde öncelikle, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin belgeler bulunduğu yerlerden getirtilerek dosya arasına konulmalı, evlenme tarihi olan 23.01.1978 tarihinden bağımsız bölüm ile ortak alanların tapu kaydına göre edinildiği 1996, 1999 ve aynı şekilde aracın a...
![]() (Şerh No: 14417 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2013 11:19)
Davacı, bu taşınmazın evlenmelerinden sonrasına sarkan borcunun ödemelerine geliri ile katkıda bulunmuş ise bu katkısını veya evlendikten sonra bu taşınmazın iyileştirilmesine hiç ya da uygun karşılık almaksızın katkı sağlamış ise, sağladığı katkı sebebiyle değer artışı husule gelmesi halinde, katkısı oranında değer artış payı alacağı (TMK. m. 227) talep edebilir. Bunlar yoksa taşınmazdan dolayı davacının herhangi bir hakkı doğmaz.
![]() (Şerh No: 14415 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2013 11:00)
Davalı adına yurtdışından kesin dönüş öncesinde Ziraat Bankasına 31.1.2001 tarihinde havale edilen 170.000 ABD dolarının edinilmesinde davacının gelir getiren herhangi bir işte çalıştığı, eş anlatımla, varsa gelirleri, somut olarak ne şekilde katkıda bulunduğu belirlenip ispatlanamadığına, paranın havale tarihi itibarıyla davalının kişisel malı olup 1.1.2002’den sonra edinilmiş mallara katılma rejimine davalının kişisel malı olarak gireceğine göre bu para üzerinde davacının gerek katkı payı gere...
![]() (Şerh No: 14414 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-03-2013 10:57)
İntihar eyleminin işçilerin ikametine ayrılan ve işyerinin eklentisi konumunda bulunan bu nedenle de işyerinden sayılan işçi yatakhanesinde (sigortalının "işyerinde bulunduğu sırada") meydana geldiğinde ve iş kazası olduğunda kuşku yoktur.
Yalnız husule gelen intihar olayı ile işveren arasında nedensellik bağı yoksa işveren ve onun halefi olanlar SGK'ya karşı sorumlu tutulamaz.
![]() (Şerh No: 14413 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2013 01:02)
İdarenin para cezası ile ilgili işleminin iptaline dair istemde; idarî işlemin esası incelenmeden, Anayasa Mahkemesi iptal kararı dikkate alınarak ve haklılık saptanmadan karar verildiğinden; idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilemez.
![]() (Şerh No: 14412 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2013 00:42)
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.
Haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait b...
![]() (Şerh No: 14411 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-03-2013 16:27)
Yapılan kambiyo senetlerine mahsus takibin aynı borç için daha önce açılmış ve derdest olan "ipoteğin paraya çevrilmesi" yolu ile takibin bulunması nedeniyle mükerrer olduğundan bahisle iptaline karar vermesi isabetsizdir.
Ayrı borç ilişkisi nedeniyle hem kambiyo senedi, hem de rehin hakkı olan alacaklının aynı zaman da borçlu aleyhine hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus yol ile takibe geçmesinde yasal bir engel yoktur.
![]() (Şerh No: 14410 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-03-2013 21:48)
The Customs Zone of Republic of Turkey, includes territories of Republic of Turkey. Coastal waters, inland waters and air space of Turkey are included in customs zone.
Concepts of Customs Zone of Turkey and Customs Zone which have taken place in this Law mean the Customs Zone of Republic of Turkey.
![]() (Şerh No: 14409 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-03-2013 18:54)
The purpose of this Law, is to determine customs rules that will be applied to the properties and the means of transportation entering to and going out of the Customs Zone of Republic of Turkey.
![]() (Şerh No: 14408 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-03-2013 18:37)
This Constitution, establishing the everlasting existance of Turkish Land and Nation, and indivisible unity of the Honorable Turkish State, in line with the reforms, principles and understanding of nationalizm of founder of the Republic of Turkey, immortal hero and unequaled leader Atatürk;
Towards the determination of reaching the everlasting existence, wealth, material and spiritual happiness of the Republic of Turkey and the level of contemporary civilizations, as an equal and dignified member of the World Nations family;
For the purpose of being understood by the IDEAS, BELIEFS AND DECISIONS of,
Absolute supremacy of Will of the Nation, sovereignty beloging to Turkish Nation without condition and reserve and that no person or entity authorized to use this sovereignty in the name of the Nation could act outside the independent democracy stated in this Constitution and the legal order established by the requirements of such;
Division of Powers shall not be understood as a ranking between bodies of State, but a civil distribution and collaboration of work, consisting of and limited to use of certain State powers and duties, and the supremacy belongs only to the Constitution and laws;
The recognition that no protection shall be accorded to an activity contrary to Turkish national interests, the principle of the indivisibility of the existence of Turkey with its state and territory, Turkish historical and moral values or the nationalism, principles, reforms and ...
![]() (Şerh No: 14407 - Çeviren: Av.Ece NALBANTOĞLU - Tarih : 25-03-2013 15:57)
State of Turkey is an indivisible unity together with its country and nation. Language of the State is Turkish. Flag of the State is red, with white crescent and star, shape of which is stated in the law. Its National anthem is "İstiklal Marşı". Its capital is Ankara.
![]() (Şerh No: 14406 - Çeviren: Av.Ece NALBANTOĞLU - Tarih : 25-03-2013 14:43)
Temyize konu olayda sigortalı, işveren tarafından toptancıya gönderilmiş; sigortalının öldürülmesi olayı, toptancıya gitme görevinin yerine getirilmesi sırasında değil, sigortalının görev dışında başka bir işyerine uğrayıp, orada çay içerken meydana gelmiştir.
Sigortalının ölümüne neden olan olay, sigortalı işçiden yapılması istenilen işin kapsamı itibariyle tamamlanması için geçmesi gerekecek normal sürenin dışında, ancak hoşgörü sınırları içerisinde kabul edilebilecek bir zaman kesiti içind...
![]() (Şerh No: 14405 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-03-2013 11:45)
(Şerh No: 14404 - Ekleyen: Cavit BÜYÜKCENGİZ - Tarih : 25-03-2013 10:31)
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa altsoyuna, yoksa diğer mirasçılara geçer.
![]() (Şerh No: 14403 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-03-2013 00:24)
Davalıya ilanen tebligat yapımştır; Tebligat Kanunu’nun 29 ve tüzüğün 47/2 maddesi gereğince yeterli adres araştırması yapılmadığı gibi tebliğ olunacak evrak suretinin mahkeme divanhanesinde bir ay süreyle asıldığına dair belgeye de dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Öte yandan gelen nüfus kayıtlarında davalıların yerleşim yerinin Almanya olduğu bildirilmiş olup mahkemece davalıların yurt dışı adresi araştırılmamıştır. Öncelikli usulü...
![]() (Şerh No: 14401 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-03-2013 12:46)
Nafakanın hakimin takdirine bağlı olduğundan karar tarihinde muayyen ve muaccel hale geleceğinden, faizin "karar tarihinden" itibaren hükmolunması gerekirken dava tarihinden hükmolunması doğru değildir.
![]() (Şerh No: 14400 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-03-2013 12:39)
İş kazasının unsurları: kazaya uğrayanın 5510 S.K. (506 S.K.) anlamında sigortalı sayılması, bu sigortalının bir kazaya uğramış olması, uğranılan kazanın 5510 S.K. m.13 (506 S.K. m.11)'te sayılan hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi ve sigortalının hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan bir olay biçiminde gerçekleşmesi ile husule gelen olay ile sigortalının uğradığı zarar arasında uygun illiyet (nedensellik) bağı bulunmasıdır.
![]() (Şerh No: 14399 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-03-2013 14:43)
Bilgi [GümrükK 242]
![]() (1) Yükümlüler, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama sunulmak üzere ilgili gümrük idaresine, üst makam yoksa aynı makama verecekleri, gerekçelerini de açıkça gösteren bir dilekçeyle itiraz edebilirler. (2) İtiraz dilekçesini alan gümrük idaresi, itiraza ilişkin dilekçeyi öncelikle şekil yönünden inceler. Bu incelemede, başvurunun süresi içinde yapılıp yapılmadığı ile dilekçeyi verenin yükümlü v... ![]() (Şerh No: 14398 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-03-2013 10:46)
Bilgi [CMK. 135]
![]() Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 06.02.2012 tarihli 2012/578 Esas nolu Yürütmeyi Durdurmaya İtiraz kararı ile; Danıştay 10. Dairenin 09.05.2012 tarihli 2012/1001 Esas sayılı kararı ile, 14.02.2007 tarih 26434 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik"in iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada; ... ![]() (Şerh No: 14397 - Ekleyen: Av.Mine ALTINBAŞ - Tarih : 21-03-2013 14:00)
Bilgi [MK. 194]
![]() Danıştay 10.Dairesinin 13.6.2011 tarih, 2010/11873 Esas sayılı kararı ile Tapu Sicil tüzüğünün 57 maddesinin 1.fıkrasının ve ilgili genelgenin ‘’Aile konutu şerhi’’ başlıklı bölümünün 1. Maddesinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmişti. Ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu YÜRÜTMENİN DURDURULMASI kararını kaldırdı. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU YD İTİRAZ NO : 2011/801 12.11.2012 Tarih. Böylelikle halen mahkeme kararı olmadan, tapu maliki olmayan eş, ikametgah belgesi ve... ![]() (Şerh No: 14205 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-03-2013 13:46)
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle tapuda aile konutu şerhi konulabilmesi için malik olan diğer eşin rızasının aranıp aranmayacağı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
TMK. 194.maddenin 1. fıkrasında aile konutu ile ilgili olarak eşlerden birinin diğer eşin açık rızası olmadan yapamayacağı işlemler gösterilmiş; 2.fıkrada rıza sağlayamayan ve haklı bir sebep olmadan rıza verilmeyen eşin hakimin müdahalesini isteyebileceği belirtilmiştir. Maddenin 3.fıkrasında da ...
![]() (Şerh No: 14396 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-03-2013 13:44)
(Şerh No: 14395 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 20-03-2013 23:23)
Her ne kadar 6183 S.K. m.26'nın madde başlığında zamanaşımından söz edilmekte ise de; burada sözü edilen beş yıllık süre zamanaşımı olmayıp hak düşürücü süredir. Bu itibarla mahkemece re’sen gözetilmesi icap eder. Anılan madde gereğince iptal davaları tasarrufun vukuu tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu için davacı idare henüz vergi alacağı kesinleşmeden iptal davasını açmak zorundadır. Aksi halde; yani vergi alacağının kesinleşmesi tarihinden sonra dava açmak zorunda bı...
![]() (Şerh No: 14394 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 18:27)
Bilgi [AATHK. 26]
![]() Maddede belirtilen süre zamanaşımı değil hak düşürücü süredir. Madde başlığında her ne kadar zamanaşımından söz edilmekte ise de bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir.Bu sürenin hak düşürücü süre olmasından mütevellit ilgili idarenin iptal davasını vergi alacağı kesinleşmeden açması gerekmektedir. Aksi halde vergi alacağının kesinleşmesi tarihinden sonra dava açmak zorunda bırakılacak olursa tasarruf tarihinden itibaren dava hakkı düşmüş olacaktır. ![]() (Şerh No: 14393 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 17:45)
ARTICLE 197- 1. As soon as it has been entered in the accounts, the amount of duty shall be
communicated to the debtor in accordance with the declaration or any equivalent document.
2. Having been demonstrated that it has not been received or has been received deficient, or has not
been communicated in the same manner as in paragraph 1, communication to the debtor shall take
place within a period of three years from the date on which the customs debt was incurred.
However, filing a suit regarding the act that incurred customs debt, shall suspend the prescription.
3. Where the amount of duty indicated by the debtor in the customs declaration and the amount
calculated by the customs administrations are equal, the release of goods by customs
administrations shall mean the communication to the debtor of the amount of duty owed.
4. Provided that the amount of duty owed concerns a penal act and a criminal case has been filed
due to this act whose prescription period is longer, these debts shall be investigated and collected
within the prescription periods of prosecution and penalty referred to in the Turkish Penal Code.
5. In case no appeal is lodged within the durations referred to in Article 242 or no appeal is lodged
against the administrative judiciary body within the period prescribed, customs duties
communicated hereunder shall be finalized on the date such durations end; and may be collectible
on the date the decision taken by the court against the debtor was ...
![]() (Şerh No: 14392 - Çeviren: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 16:52)
Bilgi [GümrükK 242]
![]() Madde 242-1. Yükümlüler, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilirler. 2. Düzeltme talepleri ilgili gümrük müdürlüğü tarafından otuz gün içinde karara bağlanarak yükümlüye tebliğ edilir. 3. Kişiler, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulu... ![]() (Şerh No: 14391 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 16:48)
Bilgi [GümrükK 197]
![]() Zamanaşımı incelemesinde öncelikle gümrük yükümlülüğünün ne zaman başladığını tespit etmek gerekir. Gümrük Yükümlülüğü beyannamenin serbest dolaşıma girdiği anda başlar. Bu tarihten itibaren 3 yıl içinde tahakkuk ettirilmeyen vergiler daha sonra istenemez. Ne var ki gümrük idareleri 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/3 bendi gereğince sekiz yıllık zamanaşımını baz alarak ceza kesebilmektedirler. Burada dikkat edilmesi gereken; para cezasının kaynaklandığı ek tahakkukun zamanaşımına uğrayıp uğr... ![]() (Şerh No: 14390 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 16:43)
Bilgi [GümrükK 242]
![]() İtirazın 15 gün içinde yapılmış olduğu nasıl ispatlanacaktır? Birinci ve ihtilaf bulunmayan olasılık itiraz dilekçesinin bizzat idareye götürülerek 15 gün içinde kayıt altına alınmasıdır. İtirazın posta ile gönderildiği durumlarda kayıtlı posta taşımacılığı ile yapılan itirazlarda itiraz dilekçesinin postaya iadeli taahhütlü, APS ya da kargoya verildiği tarih esas alınacaktır. ![]() (Şerh No: 14389 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 16:34)
ARTICLE 242-1. Within 15 days from the notification, the debtors may appeal against the
customs duties, fines and administrative decisions under a petition addressed to a superior authority
or to the same authority if such a superior authority does not exist.
2. Appeals submitted to the administration shall be decided within 30 days and notified to the
relevant person.
3. Where the appeal petitions are submitted to the wrong authorities within the period prescribed,
the appeal shall be deemed to be submitted within the prescribed period and shall be conveyed by
the administration to the relevant authorities.
4. Any person shall have the right to appeal before the administrative judiciary bodies located
where the formalities relating to the decisions on the rejection of the appeal are carried out.
![]() (Şerh No: 14388 - Çeviren: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 16:28)
SGK tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine dair davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Temyize konu davaya ilişkin olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda yapılacak iş:
davacılara, iş kazasını SGK'ya ihbar etmeleri ve olay SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmezse Sosyal Güvenlik Kurumu ve (hak alanını etkileyeceğin...
![]() (Şerh No: 14387 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 16:12)
(Şerh No: 14386 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 15:07)
Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi burayı kiraya vermesi de bu talepte bulunmasına engel değildir.
Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
![]() (Şerh No: 14385 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 15:07)
Bilgi [Av.Mes.Kur. 27]
![]() Her ne kadar maddede "dava" terimi kullanılsa da icra takibi, suç duyurusu gibi hukuki işlemlerde de yazılı bildirim aranmaktadır. Bildirim ise mümkünse davaya vekaletname konmadan ya da yapılacak hukuk işlem başlatılmadan yapılmalıdır. Şikayetlerin nevine göre Barolar vekaletname konulsa dahi duruşmaya girilmeden yahut duruşma ile aynı gün yazılı bildirimi kabul edebilmektedirler. Fakat bu durum Baroların ve itiraz halinde Türkiye Barolar Birliği'nin takdirindedir. ![]() (Şerh No: 14384 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 14:38)
Bilgi [İYUK. 10]
![]() Her ne kadar İYUK m. 10/2'de zımnen red süresi 60 gün olarak belirtilse ve bu süreden sonra nevi'ne göre 60 gün içerisinde dava açılabileceği belirtilmişse de Gümrük Kanunu'na göre tahakkuk ettirilen vergi; para cezaları, ek mali yükümlülük fon vb yükümlülükler için yapılan itirazlara idare tarafından 30 gün içerisinde cevap verilmesi gerekmektedir. Bu gibi cezalarda 60 gün değil 30 günü esas almak ve vergi davasını bu sürede açmak gerekir. Aksi takdirde açılan dava süre yönünden reddolunur. ![]() (Şerh No: 14383 - Ekleyen: Av.Feyza ALTUN - Tarih : 20-03-2013 11:40)
Bilgi [MK. 51]
![]() D. İKAMETGAH: Madde 49 - Hükmi şahsın ikametgahı, nizamnamesinde hilafına hükümler bulunmadıkça muamelelerinin tedvir olunduğu mahaldir. ![]() (Şerh No: 14378 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-03-2013 17:03)
Ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin de ticareti terk suçunu işlemeleri mümkündür. Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için; tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi, bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesi gereklidir.
![]() (Şerh No: 14377 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2013 14:15)
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emri ekinde senet suretinin gönderilmesi zorunludur.
![]() (Şerh No: 14376 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2013 13:01)
Bilgi [TK. 893]
![]() 893 üncü madde birden çok hapis hakkının varlığında hapis hakları arasındaki sırayı düzenlemektedir. Aynı eşya üzerinde 891 ve 892 nci maddede öngörüldüğü üzere eşyanın taşınması ile ilgili olarak birden çok hapis hakkı varsa, bunlardan, eşyanın doğrudan doğruya taşınması ile ilgili olanlar diğerlerinden önce gelir. Eşyanın doğrudan doğruya taşınması ile ilgili olmayan alacaklar arasındaki sırada tarihe göre belirlenir. Bunlar arasında, sonradan doğanların öncekilerden evvel gelmesi kuralı uygul... ![]() (Şerh No: 14375 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:59)
Bilgi [TK. 892]
![]() Birden çok taşıyıcının hapis haklarını düzenleyen bu maddenin kaynağı Alm TK 442 nci paragrafıdır. 891 inci maddenin bir anlamda tamamlayıcısıdır.Birinci fıkra: Eşya birden çok taşıyıcı tarafından taşınmışsa, taşıyıcı hapis hakkını sadece kendisinin söz konusu taşımadan doğan alacaklarının elde edilmesi için kullanamaz. Önceki taşıyıcıların haklarını da, özellikle hapis haklarını kullanır. Başka bir deyişle, son taşıyıcının uyguladığı hapis hakkı ne önceki taşıyıcının katıldıkları söz konusu taş... ![]() (Şerh No: 14374 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:58)
Bilgi [TK. 891]
![]() Tasarının Dördüncü ve Beşinci kitapları hazırlanırken, esas alınan temel ilkelerden birisi de, olanaklar ölçüsünde, Türk Medeni Kanunu ile uyum sağlanmasıdır. Bu ilke doğrultusunda, Taşıma Hukuku ve Deniz Ticareti hükümlerinde, alacakların güvence altına alınabilmesi için tanınmış olan şahsi ve aynî nitelikteki teminatlar incelenmiştir. Alman hukukunda hapis hakkı, Alm. MK 273 üncü paragrafında bir defi olarak, Alm TK 369 uncu paragrafında "ticarî alıkoyma hakkı" adı altında bir rehin hakkı olar... ![]() (Şerh No: 14373 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:57)
Bilgi [TK. 890]
![]() Maddenin kaynakları Alm TK 440 ıncı paragrafı ile CMR m. 31'dir. Birinci fıkra: Taşımadan doğan ihtilaflarda HUMK'da öngörülen yetkili mahkemeye ilişkin hükümlerin (HUMK m. 9 vd.) uygulanacağı şüphesizdir. Hüküm, HUMK'da öngörülen yetkili mahkemelere ek olarak yetkili mahkemeleri göstermiştir. Bunlar ifa yeri yani malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemeleridir. İkinci fıkra: İkinci fıkra, fiili taşıyıcıya karşı açılacak davalarda ek olarak diğer yetkili mahkemeleri gös... ![]() (Şerh No: 14372 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:56)
Bilgi [TK. 888]
![]() Maddenin kaynağı, Alm. TK 437 nci paragrafıdır. Ayrıca CMR m. 34'e de bakınız. Birinci fıkra: Tasarının 888 inci maddesinde taşımanın kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi tarafından yapılması hakkında da kurallar öngörmüştür. Taşımanın bu şekilde üçüncü kişi tarafından yerine getirilmesi taşıyıcı yanında bu üçüncü kişiyi de sorumluluk altına sokar. Taşıma, bir taşıyıcı bulunmasına rağmen kısmen veya tamamen söz konusu üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilmişse, mezkûr kişi "fiili taşıyıcı"dır.... ![]() (Şerh No: 14370 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:56)
Bilgi [TK. 887]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 28 (2) ile Alm. TK 436 ncı paragrafıdır. Madde kaleme alınırken, aynı kusur derecelerini düzenleyen Tasarının 855 inci maddesinin beşinci fıkrası, 886 ncı maddesi, 930 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 1187 ve 1267 nci maddelerinin terimleriyle birlik sağlanmasına özen gösterilmiştir. Kanun bu İkinci Kısımda yer alan sorumluluktan kurtulma ve sınırlamalara ilişkin hükümlere, eşyanın ziyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle taşıyıcının yardımcılarından birine sözleşme ... ![]() (Şerh No: 14369 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:55)
Bilgi [TK. 886]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 29 (1), (2) cümle 1 ile Alm. TK 435 inci paragrafıdır. Madde kaleme alınırken, aynı kusur derecelerini düzenleyen Tasarının 855 inci maddesinin beşinci fıkrası, 887 nci maddesi, 930 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 1187 nci ve 1267 nci maddelerinin terimleriyle birlik sağlanmasına özen gösterilmiştir. Zarar taşıyıcının veya 879 uncu maddede belirtilmiş bulunan yardımcılarının kastından veya pervasızlığı ve zararın muhtemelen gerçekleşebileceği bilinciyle hareket etmi... ![]() (Şerh No: 14368 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:55)
Bilgi [TK. 885]
![]() Düzenlemenin kaynakları CMR m. 28 (1) ile Alm. TK 434 üncü paragrafıdır. Birinci fıkra sözleşme dışı talepler hakkındadır. Hüküm uyarınca Tasarının dördüncü kitabının eşya taşımayı konu alan ikinci kısmında yer alan sorumluluktan kurtuluşa ve sınırlamalara ilişkin hükümleri, gönderenin veya gönderilenin ziya, hasar ve gecikme nedeniyle taşıyıcıya yöneltebileceği sözleşme dışı taleplerde de uygulanır. İkinci fıkra ise taşıyıcının üçüncü kişilerin sözleşme dışı talepleriyle ilgili olup, kura... ![]() (Şerh No: 14367 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:54)
Bilgi [TK. 884]
![]() Maddenin kaynağı Alm. TK 433 üncü paragrafıdır. Taşıma dolayısıyla, eşyanın ziya ve hasarı veya gecikme dolayısıyla meydana gelen zararlardan başka taşıma sözleşmesinin bazı ana veya yan edimlerinin ihlâli dolayısıyla zarar doğmuş olabilir. Meselâ, taşıyıcı taşıma yanında gene taşıma ile ilgili olmak üzere taşıma sözleşmesiyle yüklemeyi, boşaltmayı, istifi, sabitlemeyi de üstlenmiş olabilir ve zarar bu edimler dolayısıyla oluşmuş olabilir. İşte 884 üncü madde taşıyıcının bu tür sözleşme ihlâl... ![]() (Şerh No: 14366 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:53)
Bilgi [TK. 883]
![]() Bu maddenin kaynakları CMR m. 23 (4) ile Alm. TK 432 nci paragrafıdır. Hüküm taşıyıcının iade borcunu düzenlemektedir. Taşıyıcı, ziya ve hasardan sorumlu ise 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödeyeceği tazminat dışında aldığı taşıma ücretini iade eder, taşıma ile ilgili vergi ve resimleri ve taşıma nedeniyle doğan diğer giderleri de tazmin eder. Hüküm, taşıma süresinin aşılması, yani gecikme halinde uygulanmaz. Bu hükümde öngörülen tazmin yükümlülüğü 882 nci maddede düzenlenen sınırla bağlı d... ![]() (Şerh No: 14365 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:53)
Bilgi [TK. 882]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 23 (3), m. 23 (5), m. 23 (7) ve m. 25 (2) hükmü ile Alm. TK 431(2) paragrafıdır. Madde kaleme alınırken, aynı hususları taşınma eşyası taşıması ve deniz ticareti için düzenleyen Tasarının 899 uncu ve 1186 ncı maddelerinin terimleriyle birlik sağlanmasına özen gösterilmiştir. Taşıyıcının sorumluluğu sınırlandırılmıştır. Buna temel veren düşünce taşıyıcının taşıma ile bir iş yaptığı, bu işin olumlu bir amaç taşıdığı, buna rağmen bir zarar doğmuşsa, taşıyıcının sınırsı... ![]() (Şerh No: 14364 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:52)
Bilgi [TK. 881]
![]() Maddenin kaynağı Alm. TK 430 uncu paragrafıdır. Taşıyıcı eşyanın ziya veya hasara uğraması halinde, 880 inci maddede öngörülen tazminattan başka zararın belirlenmesi giderlerini de öder. Taşımada eşyanın ziya ve hasarının belirlenmesi, zararın meydana geldiği yere bilirkişi, tartma, ölçme vs. götürülmesini gerektirdiğinden önemli tutarlara varabilir. Bunları zarar kapsamında kabul etmek güç olacağından bu hüküm öngörülmüştür. Bu giderler de 882 nci madde sınırına bağlıdır. ![]() (Şerh No: 14363 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:51)
Bilgi [TK. 889]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 30 ile Alm TK 438 inci paragrafıdır. Hüküm eşya taşıma sözleşmesine ilişkin ihbar yükümlülüğünü özel olarak düzenlemektedir. ![]() (Şerh No: 14371 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-03-2013 16:50)
Somut olayda henüz davacıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davacının üç adet çek keşide ederek borçlu üçüncü şahsa verdiği bilirkişi raporunda belirtilmiştir. O hâlde mahkemece kanun hükmünün somut olaya uygulanabilirliği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
![]() (Şerh No: 14332 - Ekleyen: Av.Ferda ÇALGIN - Tarih : 15-03-2013 11:46)
Bilgi [İİK. 288]
![]() Bu şerh Türk Ticaret Kanununun 879 uncu maddesindeki şerhin hukuki neticesini meydana getirir. ![]() (Şerh No: 14362 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 15:21)
Bilgi [İİK. 206]
![]() (Ek cümle: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Alacakları gemi ipoteği ile temin edilmiş olan alacaklılarla gemi alacaklıları hakkında Türk Ticaret Kanununun bu cihetlere ait hususi hükümleri tatbik olunur. ![]() (Şerh No: 14361 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 15:11)
Bilgi [İİK. 179]
![]() (Ek madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./50. md.) İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır. Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. İflasın ertelenme... ![]() (Şerh No: 14360 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:27)
Bilgi [İİK. 153]
![]() (Ek fırka: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Türk Ticaret Kanununun gemi ipoteği hakkındaki 930 ve 931 inci maddeleri mahfuzdur. ![]() (Şerh No: 14359 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:22)
Bilgi [İİK. 144]
![]() (Ek fıkra: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Gemi siciline kayıtlı olan bir gemiyi paraya çeviren icra dairesi onun üzerindeki ipotek ve intifa haklarına ait kayıtların sicilden terkin ve nakillerini de yaptırır. ![]() (Şerh No: 14358 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:17)
Bilgi [İİK. 136]
![]() GEMİLER HAKKINDA: MADDE 136: (Değişik madde: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Taşınmaz malların satışına ait olan hükümler, gemi siciline kayıtlı gemiler hakkında da tatbik olunur. Bu hükümlerde geçen (Tapu sicili) tabirleri, gemi sicilini ve (İrtifak hakkı) tabiri ise sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa hakkını anlatır. ![]() (Şerh No: 14357 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:14)
Bilgi [İİK. 31]
![]() (Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilamın hükmü zorla icra olunur. ![]() (Şerh No: 14356 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:44)
Bilgi [İİK. 29]
![]() (Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp alacaklıya teslim olunur. Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu müd... ![]() (Şerh No: 14355 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:39)
Bilgi [İİK. 28]
![]() TAŞINMAZ DAVALARINDA HÜKÜMLERİN TAPU VE GEMİ SİCİL DAİRELERİNE TEBLİĞİ: MADDE 28: (Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Taşınmaz davalarında davacının lehine hüküm verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hükmün tefhimi ile beraber hulasasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan taşınmaz veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun ... ![]() (Şerh No: 14354 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:35)
Bilgi [İİK. 27]
![]() (Ek: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahip olduğu hakları haiz olur. Şu kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden önce gemi siciline geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur. ![]() (Şerh No: 14353 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:31)
Bilgi [İİK. 26]
![]() (Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.) Bir taşınmaz veya bir geminin tahliye ve teslimine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder. Borçlu taşınmazı veya gemiyi işgal etmekte iken bu emri tutmazsa, ilamın hükmü zorla icra olunur. Alacaklıya teslim olunan taşınmaza veya gemiye haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu ayrıca hükme hacet kalmadan zorla çı... ![]() (Şerh No: 14352 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:26)
Bilgi [İİK. 24]
![]() İcra ve İflas Kanunu'nun 24. maddesinin, 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan, 7. fıkrası aşağıdaki şekildedir: "26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları, gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da uygulanır." ![]() (Şerh No: 14351 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:21)
Bilgi [İİK. 23]
![]() (Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Bu kanunun tatbikında:(ipotek) tabiri ipotekleri,ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş taşınmaz rehinlerini, taşınmaz mükellefiyetlerini, bazı taşınmazlar, üzerindeki hususi imtiyazları ve taşınmaz eklenti üzerine rehin muamelelerini, (Değişik ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/5 md.) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk Medenî Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinler... ![]() (Şerh No: 14350 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:15)
Bilgi [İİK. 257]
![]() İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesinin, 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan, 4. ve 5. fıkraları aşağıdaki şekildedir: "(Ek fıkra: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Gemi alacaklıları, donatanın yalnız mahdut aynı surette mesul olduğu haller de, ancak mesuliyete mevzu teşkil eden mal ve haklara ihtiyati haciz koydurabilirler. Donatanın aynı zamanda şahsan mesul olduğu haller bundan müstesnadır. Şu kadar ki, donatanın şahsi mesuli... ![]() (Şerh No: 14349 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:06)
Harçlar Kanunu 1 Sayılı Tarife'nin “IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçları” kısmının (f), (g) ve (h) fıkralarının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
![]() (Şerh No: 14348 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 14-03-2013 11:05)
Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın aile konutu olarak ayrıldığı, böylece belli bir amaca özgülendiği, dosyada bulunan tapu kaydından anlaşılmaktadır. Taraflar aile konutu şerhine karşı da koymamışlardır. "Tapu kaydı üzerindeki bu şerhin terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesinin istenmesi mümkün değildir". Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde satış kararı verilmesi hatalı olmuştur.
![]() (Şerh No: 14347 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2013 15:12)
Tarafların evlilik birliği devam ederken konulmuş bulunan "aile konutu şerhi" aile birlğinin sona ermesinden sonra hüküm ifade etmez. Mahkemece ortaklığın giderilmesi davasının esası incelenerek bir karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 14346 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2013 15:08)
Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür.
Somut olayda, alacaklı tarafından şikayetçi bankaya İİK.nun 78. maddesi uyarınca gönderilen haciz müzekkeresi ile borçlunun doğacak her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu görülmüştür. Yukarıda açıkladığı üzere doğacak alacakların bu şekilde haczi mümkün olduğundan yasaya aykırılık yoktur.
![]() (Şerh No: 14345 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2013 14:55)
Bilgi [TK. 880]
![]() Hükmün kaynakları CMR'nin 23-27 nci maddeleriyle Alm. TK 429 uncu paragrafıdır. Kanunun tazminata esas alınacak değeri çeşitli varsayımlara göre belirlemesi, önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Hüküm emredici nitelikte değildir. Taraflar tazminata esas olacak değerler için başka değerler öngörebilir veya bunun belirlenmesini üçüncü kişilere bırakabilirler. Birinci fıkra: Eşya kısmen veya tamamen zayi olmuşsa, tazminat eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değeridir. İki... ![]() (Şerh No: 14344 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:32)
Bilgi [TK. 879]
![]() Yardımcıların kusurundan doğan sorumluluğu düzenleyen bu madde, CMR'nin 3 üncü maddesinden aynen alınmıştır; hükme tekabül eden bir düzenleme 1998 tarihli Reform Kanunu ile değişik Alm. TK'nın 428 inci paragrafında yer almaktadır. Bu hüküm, çağdaş taşıma hukukunu düzenleyen milletlerarası sözleşmelerde kabul edilen genel ilkelerle uyumludur ve Tasarının 929 uncu maddesinde, taşıma işleri yüklenicisinin sorumluluğu bakımından da aynen kabul edilmiştir. ![]() (Şerh No: 14343 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:31)
Bilgi [TK. 878]
![]() Maddenin kaynakları CMR'nin 17 (4) nci maddesi hükmü ile Alm. TK 427 nci paragrafıdır. Alman kanunu taşıyıcının sorumlu olmadığı altı sebep öngörmüşken, hükmümüz (g) bendine de yer vermiştir. Söz konusu sebep CMR'de de bulunmamaktadır. Taşınan eşyanın ziyaı, hasarı veya gecikmesi, hükümde öngörülen yedi sebepten birinin veya bir kaçının kapsamına giriyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Ancak, 876 ile 878 inci maddeler arasındaki fark, 878 inci maddede öngörülen sebeplerin taşıyıcı lehine kari... ![]() (Şerh No: 14342 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:31)
Bilgi [TK. 877]
![]() Bu hükmün kaynağı CMR'nin 17 (3) nci maddesi hükmüdür. Madde taşıyıcının sorumluluktan kurtulamayacağı iki hali hükme bağlamıştır. Bunlardan birincisi taşıma aracındaki arızadır. Ziya, hasar veya gecikme, araç arızasından doğmuşsa, sorumlu olan taşıyıcıdır. Taşıyıcı araç arızasını kendisinin riziko alanı dışında sayamaz. Bunun sebebi 863 üncü maddede yer alan taşıyıcılık işletmesinin sahip olması gerekli ve önlemlerini almakla yükümlü bulunduğu taşıma güvenliği ("işletme güvenliği") ilkesidir. G... ![]() (Şerh No: 14341 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:30)
Bilgi [TK. 876]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 17 (2)-(4) ile Alm. TK 426 ncı paragrafıdır. Hükmün ana kuralı, ziya, hasar veya gecikmenin kaçınılmaz veya umulmadık olması halinde sorumluluğun doğmayacağıdır. Her üç halde de özene bağlanabilecek bir aksaklık yoktur. Tedbirli bir taşıyıcının gösterebileceği özen gösterilmiş olsaydı bile ziya, hasar veya gecikme gene oluşacaksa, bu taşıyıcı tarafından kanıtlanırsa, sorumluluk doğmaz. Bu şart edilmiş bir sorumsuzluk değil, eşyanın doğasından kaynaklanan sorumsuzluk... ![]() (Şerh No: 14340 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:29)
Bilgi [TK. 875]
![]() Maddenin kaynakları CMR m. 17 ve Alm. TK 425 inci paragrafıdır. Birinci fıkra: Birinci fıkra taşıyanın sorumluluğuna ilişkin ilkeyi koymaktadır. Taşıyanın sorumluluğu taşınmak için eşyanın teslim alınmasından başlar ve teslimine kadar devam eder. Sorumluluk ziya ve hasar ile gecikmeyi kapsar. Ziya veya hasar eşyaya verilen zararı ifade ettiği için koruyamamadan doğan zararı da içerir. Ziya veya hasar eşyaya bağlı olduğu için sebep zararları dikkate alınmaz. Gecikme ise teslim süresine göre be... ![]() (Şerh No: 14339 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:23)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |