Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [TK. 821] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 733 üncü maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır.
(Şerh No: 13962 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:32)

 Bilgi  [TK. 817] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 729 uncu maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır.
(Şerh No: 13958 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:31)

 Bilgi  [TK. 812] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 724 üncü maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır.
(Şerh No: 13953 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:31)

 Bilgi  [TK. 811] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 723 üncü maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 811 inci maddesi ibare değişiklikleriyle daha anlaşılır bir yapıya kavuşturulmuştur. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da uygun görülmüştür.
(Şerh No: 13952 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:31)

 Bilgi  [TK. 802] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 714 üncü maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 802 nci maddesinde redaksiyon yapılmıştır; ayrıca, ayraç içinde yer alan ibareler ayraç dışına çıkarılmıştır. Ancak, Alt Komisyonca yapılan bu düzenleme dikkate alındığında, cümlede getirilmek istenen hükmün net olarak anlam kazanmadığı göz önünde bulundurularak "aynen ödemeyi" ibaresi ayraç içine alınmış ve "yani" ibaresi metinden çıkarılmıştı...
(Şerh No: 13943 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:31)

 Bilgi  [TK. 801] Gerekçesi
Bu madde, 6762 sayılı Kanunun 713 üncü maddesinden, dili güncelleştirilerek aynen alınmıştır.
(Şerh No: 13942 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-09-2012 16:31)

Amaç ne olursa olsun, eşler memur önünde evlenme iradelerini açığa vurmakla birlik kurulur. Türkiye'de evliliklerin muvazaa sebebiyle iptaline ilişkin özel bir kanuni düzenleme yoktur. Onun için "göstermelik" olduğundan söz edilerek evlenmelerin iptali istenemez.
(Şerh No: 13941 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-09-2012 09:07)

Davalı baba, boşanma davası neticesi velayeti kendisine bırakılan ve sonrasında annesi vefat eden küçüğü, sonrasında evlenerek davacı teyzesine bırakmıştır. Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi velayetin kaldırılmasını gerektirmez ise de, çocuğun menfaati gerektirdiğinde, velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.
(Şerh No: 13940 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2012 16:38)

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu ise maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekir.
(Şerh No: 13939 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2012 16:27)

Çocuğun velayeti hukuken babada olduğu halde, dava tarihinden beri fiilen davacı annesinin yanında kaldığı ve ergin olduğu tarihe kadar da fiilen onun tarafından bakıldığı tartışmasız olmakla; çocuğa fiilen bakan ananın, diğerinden çocuk için nafaka istemesi mümkündür. Velayetin tevdiine ilişkin kararlar, geçici ve derhal icra edilebilir nitelikte olmadıkça, kesinleştiği tarihten itibaren ileriye yönelik olarak sonuç doğuracağından ve kesinleşmedikçe icra olunamayacağından velayet sahibinin d...
(Şerh No: 13938 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2012 16:22)

Tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakası takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir.
(Şerh No: 13937 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2012 16:16)

Ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin borcuna karşılık, şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şahsi çek ve senet veren ve 23.11.2005 tarihli protokol ile şirket borcuna kefil olan kişiye karşı ikame edilen tasarrufun iptali davasında; kefilin borcunun doğum tarihi, ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmelidir.
(Şerh No: 13931 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:34)

Borçlu şirket ile borçlu şirketin paydaşının dayısının oğlu arasındaki tasarruf işleminde, bu husus tek başına işlemin batıl sayılmasına yeterli değildir. Ayrıca dayı-hala çocukları arasındaki akrabalık bağı 4.dereceden olup İİK. 278.maddesinin 1.bendinde gösterilen yakınlık derecesi olayda bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı maddenin 2. bendinde sayılan halin varlığının araştırılması için satılanın satış tarihindeki değerinin bulunması, bunun resmi satış değeri ile karşılaştırılması, aynı yasanın ...
(Şerh No: 13932 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:10)

Dava, 6183 sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali istemidir. Borçlu şirket ile üçüncü kişinin bir kısım ortaklarının aynı kişiler olduğu ve böylece aralarında organik bağ bulunduğu görülmekle; tasarruf amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla yapılmış olduğundan, 6183 Sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca hükümsüzdür. Diğer davalı Kooperatif ile borçlu şirket arasında taşıma aktine dayalı ilişki olup aralarında alacak-borç münasebeti olduğu belirtiltiğinden, bunların tutmakla yükü...
(Şerh No: 13919 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:08)

3.kişiye haciz ihbarnamesi gönderilebilmesi için kural olarak borçlunun bu kişi nezdinde "mevcut" bir alacağı bulunması gerekir; 3.kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığı ve /veya bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arz eden bir alacağın bulunması hallerinde de İİK.89.maddeye göre haciz ihbarnamesi gönderilebilir. 3.kişinin haciz ihbarnamesine itirazı halinde alacaklı, İİK. m.89/4'e mesnetle itirazın gerçeğe aykırı olduğunu ispat etme cihetine gidebili...
(Şerh No: 13922 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:55)

89/1 haciz ihbarnamesine karşılık, 3.kişi(bankanın) süresi içinde "borçlunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkının olduğunu" ileri sürmesi, ihbarnameye yönelik itiraz niteliğindedir. Bu itiraza rağmen 3.kişi bankaya itiraz konusu parayı icra dosyasına göndermesi için müzekkere yazılması doğru değildir ve şikayete konu müzekkerenin iptaline karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 13921 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:46)

3. şahsın, süresi içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmesi halinde alacaklının, İİK. m.89/4'e mesnetle itirazın aksini isbatla İİK. 338/1 maddesine göre 3.şahsın cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteme hakkı vardır. Alacaklı, belirtilen yola başvurmayıp 3. şahsın itirazının iptali için dava açamaz.
(Şerh No: 13920 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:39)

İİK.72.maddeye dayalı istirdat talebinde 1 yıllık hak düşürücü süre, icra takibinde yapılan son ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlar.
(Şerh No: 13901 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:31)

Borçlu ile alacaklı arasında,İİK.150/a maddesi kapsamında bir cari hesap veya işleyecek kredi gibi bir sözleşmenin teminatı niteliğinde kurulmuş bir ipotek bulunmadıkça, alacağın varlığı, miktarı, tahsili gerekip gerekmediği yargılamayı gerektireceğinden, söz konusu teminat ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılamaz. Alacaklı öncelikle dava açıp alacağını ilama bağladıktan sonra takibe geçebilir. Somut olayda alacağın varlığı ve miktarının yargılama...
(Şerh No: 13897 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:27)

İİK.nun 45. maddesi hükmünce,rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümleri saklıdır. Öte yandan aynı yasanın 257. maddesi uyarınca, ancak rehinle temin edilmemiş bir alacak hakkında ihtiyat-i hacze karar verilebilir. Şayet bir rehin söz konusu ise, alacaklı öncelikle rehin tutarı kadar alacağı için rehne başvurmalıdır.
(Şerh No: 13893 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:18)

Temyize konu davada davacı, tüketici kredisi sözleşmesi gereği asıl borçlunun borcunu ödemediğini, asıl borçlu hakkında yapılan icra takibinde haczi kabil malı bulunmadığının tespit edildiğini ileri sürerek davalı kefil hakkında eldeki davayı açmıştır. 4077 sayılı Kanun m.10/3'ün son cümlesi "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü içermekle; kredi verenin, şahsi teminat veren kef...
(Şerh No: 13892 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 18-09-2012 15:27)

İİK.'nun 361. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünce borçludan fazla para tahsil edilerek alacaklıya ödendiği yahut yanlışlıkla bu tarafa para verildiği anlaşılırsa, bu para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takibin İcra Hukuk Mahkemesince iptali nedeniyle önceden alacaklıya verilen paranın geri alınmasında da İİK.'nun 361.maddesi hükmü uygulanmalıdır. Bu durumda mahkemece, IIK.'nun 361. maddesi hükmü uyarınca davacının da...
(Şerh No: 13881 - Ekleyen: Gökhan NEMUTLU - Tarih : 18-09-2012 15:09)

1163 sayılı Kanun m.17/1 ve kooperatif anasözleşmesinin 15. maddesinde, kooperatiften ayrılan ortağın, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olduğu öngörülmekle bu yasal düzenlemeye uyulması gerekir. Aksine uygulama, diğer ortakların aleyhine olacağı gibi davacının da sebepsiz zenginleşmesine yol açar.
(Şerh No: 13936 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-09-2012 14:54)

Taraflar arasındaki eser sözleşmesine mesnetle yüklenici tarafından imal edilip işsahibine teslimi gerçekleştirilen bir eserde açık ayıbın varlığı halinde BK'nın 359. maddesi gereğince işlerin mutat cereyanına göre imkan bulunur bulunmaz, gizli ayıbın varlığı halinde ise BK'nın 362/3. maddesi gereğince vakıf olunur olunmaz işsahibince durumun yükleniciye ihtarı zorunludur. Aksi takdirde BK'nın 362/2. maddesi uyarınca teslim edilen eser kabul edilmiş sayılır ve bu hal işsahibinin BK'nın 360. madd...
(Şerh No: 13935 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-09-2012 14:09)

Davacı, davasını açarken, yargılama harçları ile gider avansı tarifesinde belirlenen tutarı mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı tarifesinin 4.maddesine göre davacı tebligat gideri ile diğer iş ve işlemler için 50.-TL.ödemek zorunda ise de keşif, bilirkişi ve tanıkla ilgili avanslar HMK.'nun 324.maddesine göre delil avansı olup, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre bu kalemleri ödemek zorunda değildir. Gider avansı tarifesinde yer alan diğer iş ve işlemler için 50.-TL. dava açı...
(Şerh No: 13934 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-09-2012 12:41)

İdare tarafından 2942 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın tapu malikinin daha önce öldüğü saptanırsa; mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunur.
(Şerh No: 13933 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-09-2012 10:47)

Davalılar gerçek ve güncel olan olayları özle biçim arasındaki dengeyi bozmadan yayınladıklarından, dava konusu yayınlarda hukuka aykırılıktan söz edilemez. Yayınlar eleştiri niteliğinde bulunduğundan davacının kişilik haklarına saldırı söz konusu olmayıp davanın reddi gerekirken
(Şerh No: 13927 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-09-2012 15:14)

Adi ortaklıklarda tasfiye; adi ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde sözleşmedeki hükümlere göre, böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise BK m.539'daki (TBK m.643) sıra takip edilerek yapılmalıdır.
(Şerh No: 13930 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-09-2012 14:47)

Davacı ile davalılar arasında 3 adet dairenin satımına ilişkin sözleşme bulunup, sadece dairelerin sayısal çokluğu davacıyı kanunda belirtilen tüketici tanımının dışına çıkarmaz; taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
(Şerh No: 13929 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-09-2012 14:25)

Belediyelerin içme suyu gelirlerinin vergi, resim, harç niteliğinde olmayıp haczinin mümkün olduğunu açıklayan kararda; bir malın haczedilmemesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğu ve "haczedilmezliğin istisnai bir durum olması sebebiyle bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerektiği" tespiti yapılmıştır.
(Şerh No: 13928 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-09-2012 13:32)

Dava konusu çekin, şirketi temsile yetkili ortaklardan biri olan diğer borçlu tarafından lehtar kısmına kendi adı yazılmak suretiyle keşide ve daha sonra da davalı alacaklı/hamile ciro edildiği belirgin olup; davalı/alacaklı çekin lehdarı değil hamili durumundadır. Böylece davalı/alacaklı/hamil; çeki ciro yoluyla elde edip, lehdarı olmadığından, şirket ortağı keşidecinin tek başına, borçlu şirket adına olmak üzere çek keşide etme konusunda yetkisinin olup olmadığını, bilmesi olanaklı değildir...
(Şerh No: 13800 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-09-2012 10:07)

Borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde yasal otuz günlük ödeme süresinin açıkça yazılması zorunlu olup dipnota gönderme yapılması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmez.
(Şerh No: 13926 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 13:15)

Davalı kadının, davacıdan boşandıktan sonra başka bir kişi ile evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı anlaşıldığından yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulü gerekir.
(Şerh No: 13925 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 12:20)

Cumhuriyet Savcısı tarafından 4721 S.K. m.145/3'e mesnetle dava ikame edilmiştir. Yabancı mahkemece verilmiş bulunan "vasi atanmasına" dair karar Türkiye'de geçerlilik kazanmadığından sonuç doğurmaz. Bu sebeple davalı kocanın resmi sağlık kurulu raporuyla evliliğin yapıldığı tarihte akıl hastası olduğunun tespiti halinde davalıya vasi atanarak vesayet makamına bildirimde bulunulup; vesayet makamı tarafından atanacak olan vasiye davanın yöneltilmesi ve yargılamanın yapılarak sonucu uyarınca k...
(Şerh No: 13924 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 12:09)

Borçlu şirket, çift imzayla temsil edilmektedir. Takibe konu çeklerin çift imza değil tek imzayı havi olması karşısında; borçlunun itirazının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
(Şerh No: 13923 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 11:16)

Somut olayda yüklenici(borçlu davalı) SSK. da ki alacağını, aynı kuruma yapılacak bir takım işleri yaptırmak maksadıyla 3.kişiye temlik etmiş, temlik alan 3.kişi de yapacağı iş bedelinin teminatı(güvencesi) olarak temliki kabul etmiştir. Bu bağlamda; a)İstihkakların teminatı bakımından temlik istenmesi bu olaya has, olağan dışı bir işlem olarak kabul edilemez. b)Öte yandan borçlu, iflas etmediği veya başka bir nedenle kısıtlanmadığı sürece tasarruflarında muhtardır. c)Yüklenilen hastane ona...
(Şerh No: 13918 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 10-09-2012 22:23)

Karşı dava açılması için HUMK'da öngörülen süre 10 gündür. 10 gün olarak belirlenen bu sürenin bitimi, adli tatil zamanına tesadüf ederse; HUMK m.177 gereği, karşı dava açma süresi adli tatilin bittiği günden itibaren 7 gün uzatılmış sayılır. NOT: HUMK m.176/3: "Adli ara verme süresi içinde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşılık dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri, bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden k...
(Şerh No: 13917 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-09-2012 14:04)

Altsoyun üstsoya karşı yardım yükümlülüğü ile üstsoyun altsoya karşı olan yardım yükümlülüğünün ahlaki, geleneksel ve toplumsal nedenleri farklıdır. MK m. 364 bu şekilde yorumlanmalıdır. Davacının yardıma muhtaç olduğu, yoksul olduğu saptandığı takdirde davacının geçinmesi için gerekli yardım nafakasına hükmedilmelidir.
(Şerh No: 13916 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 06-09-2012 14:17)

Belediyeler adına açılan yapı denetim hesaplarındaki paralar, belediyelere ait olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığından, haczi mümkün değildir.
(Şerh No: 13915 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 06-09-2012 10:29)

Yargılamanın yenilenmesi, ancak kesin hükümlere karşı başvurulabilecek olağanüstü bir yasa yolu olup, hüküm niteliğinde bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yargılamanın yenilenmesi isteminin reddi gerekir.
(Şerh No: 13914 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 06-09-2012 10:20)

Yangın çıkma ihtimali üzerine, tehlikeyi önlemek amacıyla sanıkların kapının kilidini kırarak içeriye girmeleri şeklinde gerçekleşen olayda, eylemin zorunluluk hali etkisiyle işlenmiş olduğunun kabulüyle ceza tayinine yer bulunmamaktadır.
(Şerh No: 13913 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-09-2012 18:43)

MEŞRU MÜDAFAA TANIM: Bir kimsenin kendisine veya başkasına yöneltilen ağır ve haksız maddi bir saldırıyı uzaklaştırmak için gösterdiği zorunlu tepkidir. HUKUKİ NİTELİĞİ: *Bunun sebebini hukuk düzeninin hakkın saldırıya uğramasına izin vermeyeceği esasında aramak gerekir (Jherlng, Hukuk Uğruna Savaş, Sh. 5). *Hukuk, esasen haksızlığı yenmek, adaletsizliği, saldırıları yasaklamak amacını güder. Hukuku korumak, haksızlığı yenmek için savaşan kimsenin hareketini ise hiçbir hukuk düzeni hukuka a...
(Şerh No: 13912 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-09-2012 18:19)

MAĞDURA GÖRE KİŞİSELLİK İLKESİ(Yabancı tarafından işlenen suç): -Suç bir yabancı tarafından işlenmiş olmalıdır. -Suç Türkiye dışında işlenmiş olmalıdır. -Türk kanunlarına göre asgari sınırı 1 yıl ve üzeri bir suç olmalıdır -13.madde de yazılı suçlar dışında bir suç olmALIDIR. -Suç Türkiye veya Türk Vatandaşı veya tüzel kişisine karşı işlenmiş olmalıdır. -Şayet mağdur Türk vatandaşı veya tüzel kişisi ise,yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması şartıyla Türkiye'de yargılanabilir.Aksi halde ...
(Şerh No: 13909 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 28-08-2012 11:31)

Türkiye’de yapılacak yargılamalarda münhasıran Türk Ceza Kanunlarının uygulanacağına ilişkin genel kural sabit olmakla birlikte, suçun işlendiği yer kanununda öngörülen cezadan fazla ceza ile sanığın tecziye edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
(Şerh No: 13910 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 28-08-2012 11:29)

FAİLE GÖRE KİŞİSELLİK İLKESİ(Vatandaş tarafından işlenen suç): -Fail halen Türk Vatandaşı olmalı -Türkiye'de bulunmalı -Suç yabancı ülkede işlenmiş olmalı, -Suçun alt sınırı Türk kanunlarına göre 1 yılın üzerinde olmalı, -13.madde de yazılı suçlar dışında bir suç olmalı, -Yabancı ülkede aynı konuda hüküm verilmemiş olması, -Türkiye'de kovuşturulabilir olmalı(Örneğin affa veya zamanaşımına uğramamış olmalı)
(Şerh No: 13906 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 28-08-2012 11:27)

FAİLE GÖRE KİŞİSELLİK İLKESİNDE "non bis in idem" İSTİSNASI: Her ne kadar Türk Vatandaşı olan sanık yabancı ülkede 1 yıl üzeri bir suçtan yakalanmış ise de, bahse konu ülkede hapis cezasına mahkum olup karar kesinleşmiş olmakla "non bis in idem" kuralı gereği Türkiye'de yeniden yargılanması mümkün değildir.
(Şerh No: 13908 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 26-08-2012 17:55)

İnfaz rejimine ilşkin hükümler derhal uygulanır ise de; erteleme,şartlı salıverme ve tekerrürle ilgili olanlar bunun istisnasını teşkil eder.
(Şerh No: 13903 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 26-08-2012 13:59)

1-Ceza yasaları kural olarak, o ülke sınırları içinde işlenen suçlarda uygulanacaktır. 2-Gerçek anlamda ülke,aynı egemenliğe bağlı kişiler tarafından işgal edilen, komşu devletlerden sınırlarla ayrılmış bulunan toprak parçası ve bu sınırlar içindeki nehirler, göller ve her türlü sular, karasularıdır. 3-Farazi anlamda ülke ise Devletin savaş gemileri, açık denizlerdeki yük ve yolcu gemileri ile askeri işgal altında bulunan yerlerdir. 4-Sözleşmelerle kabul edilen muafiyet, diplomasi temsilciler...
(Şerh No: 13905 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 25-08-2012 23:06)

Her ne kadar AY 153/5 uyarınca Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği kuralı söz konusu ise de: 1-İptal kararının sanık lehine hüküm doğurması halinde,bu kanuna dayanılarak verilen hükümler yürürlükten kalkacaktır. 2-Buna karşılık iptal kararı sanık aleyhine sonuç doğuruyor ise, bunun daha önce verilerek kesinleşen kararlara etkisi yoktur. 3-Aynı düşünceden hareketle henüz kesinleşmemiş olaylar bakımından fail aleyhine sonuç doğurmayacağını kabul etmek gerekir.
(Şerh No: 13904 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 25-08-2012 22:41)

Kural olarak her netice bağımsız bir suç oluşturmaktadır. Yasa koyucu bu kuralın istisnası olarak müteselsil suçu (zincirleme suç) kabul etmiş, bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak, kanunun aynı hükmünün muhtelif zamanlarda birkaç defa ihlal edilmesini, bir suç saymıştır. Bu bağlamda müteselsil suçlarda suç, teselsülün sona erdiği tarihte tamamlanmakta olup, bu tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. O halde zaman bakımından uygulanacak yasa da, tes...
(Şerh No: 13902 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 25-08-2012 22:07)

İleride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve M.K.nun 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ(üst sınır) ipoteğinde borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. M.K.nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç m...
(Şerh No: 13894 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-08-2012 16:30)

 Bilgi  [AKKŞÖDK. 4] AKDK m.4-1-(b): Şiddet gören eşi evden uzaklaştırmak yerine şiddeti uygulayanı evden uzaklaştırmalıdır.
6284 sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde hakimin karar verebileceği tedbirler düzenlenirken 4. maddenin ikinci fıkrasında "Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi." şeklinde bir hükme yer verilmiştir. Oysaki şiddet gören kadınların çoğunlukla ekonomik güçlerinin bulunmadığı var ise çocuklarından ayrılamadığı bir gerçek. Dolayısı ile kanun bu hükmü şiddet gören eşi evden uzaklaştırmak yerine şiddeti uygulayanı evden uzaklaştırmal...
(Şerh No: 13882 - Ekleyen: Hülya KORKMAZ - Tarih : 23-08-2012 16:24)

MK.1007 gereğince açılan tazminat davalarında davalı sıfatı Hazine'nin olup, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün davalı sıfatı yoktur. Aleyhine dava açılanların davalı sıfatının bulunmaması halinde davanın husumet yönünden reddi gerekir ise de, HMUK 179/1 kapamında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, hataların giderilmesi olanak dahilinde bulunmaktadır. Bu bağlamda Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün davalı gösterilmesinin ve Hazine veki...
(Şerh No: 13898 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-08-2012 16:22)

17.MADDEYE GÖRE FESİH YAPILAN İŞÇİNİN SONRADAN İSTİFA ETTİĞİ İDDİASI DİNLENEMEZ..
(Şerh No: 13880 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 22-08-2012 18:29)

İŞ KANUNU 22.MADDENİN ÖLÇÜLÜLÜĞÜ AŞMAYACAK ŞEKİLDE UYGULANABİLECEĞİNE İLİŞKİN KARARDIR.
(Şerh No: 13883 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 22-08-2012 18:17)

Dava, davalı E__Bank Offshore Ltd. Şti. hesabına yatırıldığı ileri sürülen paranın tahsili istemine ilişkindir.Her ne kadar, davacının dava dışı E___Bank A.Ş. Y___Şubesi'ne giderek 5.000 USD bedelli hesap açtırdığı, bu paranın E__bANK Offshore Ltd.'ye havale edilmesi talimatı verdiği sabit ise de, E___bank yetkililerinin müşterileri kandırarak ve bankayı vasıta kılmak suretiyle paraları Off Shore hesabına kanalize ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı anlaşıld...
(Şerh No: 13900 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 21-08-2012 17:25)

Kat irtifakının sona erdirilmesi talebiyle ilgili yasanın 49/3 maddesi yerine 3. maddesi gereğince arsa payı düzeltilmiştir. Oysa hakim her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez.
(Şerh No: 13899 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 21-08-2012 13:28)

MK.887.madde kapsamında, asıl borçlu ile beraber borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine ihbar yapılmadıkça ipotek borçluları bakımından borç muaccel hale gelmez. Bu nedenle davalının anılan kanun hükmü uyarınca muacceliyet ihbarı yapıp yapmadığı üzerinde durulmadan karar verilmesi mümkün değildir.
(Şerh No: 13896 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 20-08-2012 14:32)

 Önerge  [HMK. 195] (1) Tarafların ellerinde bulunmayan ve incelenmesine karar verilen delillerin getirtilmesi için, mahkemece ilgili resmî makam ve mercilerle üçüncü kişilere bu husus bildirilir. Mahkemeye getirtilmesi mümkün olmayan deliller, bulunduğu yerde incelenebilir veya dinlenebilir. (2) Yukarıdaki fıkra kapsamında mahkemelerce istenen belge ve bilgiler, tüm resmi kurum ve diğer üçüncü kişiler tarafından eksiksiz biçimde ve bedelsiz olarak gönderilir. Kabul edilebilir bir mazerete dayanmaksızın bu fıkraya aykırı hareket edenler hakkında, mahkemece bin Türk lirasına kadar disiplin para cezasına hükmedilir. Aynı isteme ilişkin ihlalin devamı halinde verilecek para cezası bir önceki cezanın iki katı olarak uygulanır. Mahkeme, cezanın tahsili için gereken işlemleri re'sen yapar.
(Şerh No: 13895 - Ekleyen: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 20-08-2012 11:21)

 Bilgi  [TCK. 235] Konuya İlişkin Makale
Konuya ilişkin yazılan makale linktedir. http://www.turkhukuksitesi.com/makale_656.htm
(Şerh No: 13891 - Ekleyen: Av.Cuneyd ALTIPARMAK - Tarih : 11-08-2012 22:45)

1)Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. 2)Eğer ipotek anapara ipoteği ise, tutarının ipotek sözleşmesinde gösterilmesi yeterlidir. Bu durumda ipotek sözleşmesi, aynı zamanda bir borç ikrarı görevi de görebilir(BK. m. 17) 3)Böylece alacaklı sanki bir mahkeme kararına dayanıyormuşçasına ilamlı takiplere özgü yoldan yararlanabilir. 4)Hal böyle olunca, artık üst sınır ipoteğinde olduğu gibi mahkemece alacağın doğup doğmadığının, başka bir deyişle rehinli ...
(Şerh No: 13890 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-08-2012 20:36)

1)İleride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. 2)Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. 3)Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alına...
(Şerh No: 13889 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-08-2012 20:22)

Mücavir alandaki kendi taşınmazı üzerinde ruhsatsız bina yapma eyleminin TCY’nın 184/1. maddesindeki suçu oluşturmayacağı
(Şerh No: 13888 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 10-08-2012 23:16)

Sorumluluk Sigortası, Türk Ticaret Kanununda ayrı bir bölüm halinde düzenlenmemiştir. Ancak kanunun tamamlayıcı kuralları, sözleşme boşluğunun doldurulmasında bir araç olduğundan ve hâkim, MK. 1/1'e göre, önce kanunun hükmünü uygulamak zorunda bulunduğundan, öncelikle kanunda uygulanabilecek bir hüküm bulunup bulunmadığına veya kanunun başka bir hükmüne atfın mevcut olup olmadığına bakılacaktır. Yangın dolayısıyla sorumluluk sigortası TTK.nun 1309 ve 1310. maddelerinde düzenlenmiştir ve bu madde...
(Şerh No: 13887 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-08-2012 16:56)

: Dava, davacıya ait esere davalılarca yapılan fiili ve sözlü tecavüzler nedeniyle uğranılan manevi ve maddi zararların tahsili istemine ilişkin olup mahkemece tecavüzün varlığa kabul edilerek manevi tazminata karar verilmiş, maddi tazminat talebi ise reddedilmiştir. Somut olayda davacıya ait heykel önceki belediye tarafından telif hakkı verilerek satın alınmış ve parkta halkın gösterisine sunulmuştur. Daha sonra belediye başkanı olan davalı ise eseri ahlaka aykırı bularak "ben böyle sanatın içi...
(Şerh No: 13885 - Ekleyen: Şeyma DİRİL - Tarih : 08-08-2012 16:06)

İlk talepte ödeme kaydını havi teminat mektuplarında banka, kendisine ait defileri ileri sürerek veya lehtarın mahkemeden ihtiyati tedbir alması durumunda bu karara mesnetle muhataba ödeme yapmaktan kaçınabilir. Ayrıca garanti edilen risk, muhatabın ödeme talebinde amaçlanan risk değilse ve bu durum, ödeme talebi esnasında likit delillerle ortaya konmuşsa banka muhataba, teminat mektubu bedelini ödemekten imtina edebilir.
(Şerh No: 13884 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-08-2012 14:52)

Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde aile konutuyla ilgili olarak kira sözleşmesinin feshi, konutun başkasına rızaen devri gibi konut üzerindeki hakları tamamen ya da kısmen kısıtlayıcı hukuki işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Aile konutunun haczi ve haciz sonucu satışı, bu madde kapsamına giren ve diğer eşin rızasına bağlı olan bir işlem değildir.
(Şerh No: 13878 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 31-07-2012 20:38)

1)Faktoring sözleşmelerine, uygulamada "Alacağın Temliki" hükümleri uygulandığından, 818 sayılı Borçlar kanunu'nun "Akdin Şekli" başlıklı 163. maddesi(Yeni Borçlar Kanunu 184) uyarınca yazılı şekilde yapılması gerekir. 2)Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 22/2. maddesi uyarınca faktoring şirketleri, kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsi...
(Şerh No: 13867 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-07-2012 20:54)

Vergi kimlik numarası yasada sınırlı sayıda sayılmış bulunan unsurlar arasında yer almadığından,üzerinde tahrifat yapılmış olan bir çekte vergi kimlik numarası olmadığından bahisle özel belge niteliğinde kabul edilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 13868 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-07-2012 19:12)

Her ne kadar çeklerin avans olarak verildiği savunması iyi niyetli 3.kişiye karşı ileri sürülemez ise de; kambiyo senedine dayalı olsa bile faktoring şirketi ancak bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak alacağı temlik alabildiğine göre, borçlu temlik edene karşı ileri sürdüğü defileri temlik alan faktoring şirketine karşı ileri sürebilecektir.
(Şerh No: 13863 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 23-07-2012 19:09)

Hükümlünün eylemi 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 36. maddesindeki kabahati oluşturduğundan ve aynı Yasanın 18. maddesi uyarınca bu kabahatle ilgili olarak olayda kullanılan kurusıkı tabancanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi mümkün görülmediğinden, Özel Dairece; 5271 sayılı CYY. nın 309/4-d ve Kabahatler Yasasının 24. maddeleri gereğince suç tarihi itibariyle 54 YTL idari yaptırıma ve olayda kullanılan kurusıkı tabancanın sahibine iadesine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkeme kararının bo...
(Şerh No: 13877 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:58)

Sanığın, dava konusu yapılan ve 765 sayılı TCK' nun 565. maddesine uyan suçu oluşturan taksirli eyleminin, 5237 sayılı TCK'da yapılan düzenlemelere göre suç teşkil etmediğinin belirlenmesi karşısında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 13876 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:47)

Sanığın kendisine ait köpeği başı boş bırakması sonucunda hayvanın mağduru ısırarak yaralanmasına neden olduğu, bu sebeple bakımı ve gözetimi altında bulunan hayvanın muhafazasında ihmal gösterdiği, mağdurun şikayetten vazgeçmesi ve TCK'nın fikri içtimaya ilişkin 44. maddesi hükmü de nazara alındığında, sanığın eylemin 5237 sayılı TCK’nın 177. maddesinde düzenlenen suça dönüşeceği hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, şikayet yokluğu nedeniyle taksirle yaralama suçu...
(Şerh No: 13875 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:39)

Hükümlünün, gözetimi altındaki hayvanın kontrol altına alınmasında ihmal göstermesi ve hayvanın çocuğunu ısırıp basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına sebebiyet vermesi şeklinde işlediği fiilinin, 5237 sayılı TCK'nın 177. maddesinde düzenlenen "Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması" suçu ile aynı Kanunun 89/1. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince hükümlü...
(Şerh No: 13874 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:35)

Emekli öğretmen olup 2 kez beyin ameliyatı olan ve kısmi felç geçiren ölenin, olay tarihinde yürüyüş yolu üzerinde bulunan sanığa ait kaba inşaatı biten binaya girip 4. katın balkonundan aşağı bakarken düştüğü tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla, sanığın inşaatında koruyucu güvenlik önlemleri almaması ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, sanığın inşaat faaliyeti sırasında gerekli tedbirleri almamaktan ibaret eyleminin TCK'nın 176. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, ...
(Şerh No: 13873 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:28)

Sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamasına olanak sağlaması bakımından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediği hususunda, yasada öngörülen ölçütlerin diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce mahkemece her bir suç için ayrı ayrı hukuki gerekçeleri gösterilerek bir değerlendirme yapılması, uygulanmaması yönünde bir kanaate ulaşılması halinde ise, ertelemeye engel geçmiş mahkumiyeti bulunmayan sanığın, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemey...
(Şerh No: 13872 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:24)

fabrikanın makine sorumlusu H____ ile kazan sorumlusu olan A____'nın, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışlarının ve yangının çıkmasında kusurlarının olup olmadığı konusunda içlerinde makine mühendisi de bulunan işgüvenliği bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 13871 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:19)

Sanığa atılı taksirle yangına neden olma eylemi sonucunda, kendisi dışında 3 ayrı mağdurun binasında zarar oluşması karşısında, meydana gelen neticenin, münhasıran sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından bir cezaya hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açtığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle de 5237 sayılı TCK'nın 22/6. maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozma nedenidir.
(Şerh No: 13870 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:16)

Sanığın kurusıkı tabanca ile ateş etme eylemi, Türk Ceza Kanunu’nda tanımı yapılan içinde ateşli silah öğesi bulunan suç tipine uygun bulunmadığı, eylemin idari para cezası yaptırımını öngören gürültüye neden olma suçunu oluşturduğu ve ayrıca kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ancak, kanunda açık hüküm bulunması hallerinde karar verilebileceği, ilgili maddede bu hususta bir düzenleme olmadığı nazara alındığında kurusıkı tab...
(Şerh No: 13869 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-07-2012 11:13)

 Bilgi  [EskiBK. 55] BK 55 ile BK 100 farkı
BK.55, kendisiyle borç (sözleşme) ilişkisi bulunmayan bir şahsa, müstahdemin -yardımcı işçinin-hizmetin ifası sırasında haksız fiilinden dolayı, istihdam edenin sorumluluğunu düzenler. BK.100, kendisiyle borç ilişkisi bulunan bir şahsa, müstahdemin hizmetin ifası sırasında borca veya sözleşmeye aykırı bir davranışından dolayı, istihdam edenin sorumluluğunu düzenler.
(Şerh No: 13866 - Ekleyen: Saim YETKİNKÖLE - Tarih : 22-07-2012 14:55)

Sanıklar aleyhine yeterli delil bulunmamasına rağmen hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 13865 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 21-07-2012 13:15)

Anayasa Mahkemesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan “… vekili aracılığı ile…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 17.5.2012 gününde OY BİRLİĞİYLE karar verdi.
(Şerh No: 13864 - Ekleyen: Stj.Av.Yakup Gökhan DOĞRAMACI - Tarih : 21-07-2012 10:47)

Islah ayrı bir dava olmayıp dava dilekçesindeki miktara ilişkin kısmi bir değişikliktir. Ayrı bir dava olmadığından ıslah için zamanaşımından söz edilemez. Bu haliyle ıslahla arttırılan kısım da hüküm altına alınmalıdır.
(Şerh No: 13862 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2012 14:07)

İcra veznesine "teminat" olarak icranın geri bırakılması amacıyla yatırılan paranın Yargıtayca onanmaya kadar alacaklıya ödenmesi mümkün değildir. Bu itibarla, borcun itiraz müddeti içinde ödendiğinden söz edilemez.
(Şerh No: 13861 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-07-2012 15:24)

İİK`nun 36. maddesi gereğince icra müdürü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu ödeme yerine geçmez. Borç, teminat mektubunun paraya çevrildiği anda ödenmiş olur. Mercice bu yön gözetilmeden, teminat mektubunun paraya çevrildiği tarih yerine icra dosyasına ibraz edildiği tarihe kadar faiz istenebileceğinin kabulü isabetsizdir.
(Şerh No: 13860 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-07-2012 14:57)

 Bilgi  [MK. 193] 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 'nun "Evlilerin Kefilliğinde" diğer eşin "YAZILI İZNİ"ni arayan aksine hükmü: TBK. 584.Madde
III. Eşin rızası Madde 584: Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olm...
(Şerh No: 13846 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 12:09)

 Bilgi  [BK. 339] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 1: Belediye teşkilatı olan yerlerle, iskele, liman ve istasyonlardaki gayrimenkullerin (Musakkaf olmıyanları hariç) kiralanmalarında kiralıyanla kiracı arasındaki hukuki münasebetlerde bu kanun ile Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri tatbik olunur. Mabetler kiraya verilemez ve ibadethane haricinde hiçbir iş için de kullanılamaz.
(Şerh No: 13859 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 12:05)

 Bilgi  [BK. 341] Mülga Kanun Karşılık Madde
818 Sayılı Kanun: D) MÜKELLEFİYET VE VERGİLERİ VE TAMİRİ TAHAMMÜL Madde 258/2: Mecurun alelâde kullanılması için muktazi tathir ve ıslah masrafı müstecire ve tamir mucire aittir. Bu hususta mahalli âdete bakılır.
(Şerh No: 13858 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 12:04)

 Bilgi  [BK. 356] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 13: Kira mukavelelerinin ve Borçlar Kanununun bu kanuna mugayir olmayan vecibelerine kiracılar veya ortaklariyle sanat, meslek ve ihtısasları dolayısiyle aynı meslek veya sanatı idame ettirecek olan mirasçıları ve meskenlerde ölen kiracı ile birlikte ikamet edenler tarafından tamamen riayet edildiği müddetçe bu kanunun yürürlükten kaldırılmasından üç ay sonraya kadar aleyhlerine tahliye davası açılamaz.
(Şerh No: 13857 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 12:02)

 Bilgi  [BK. 355] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 15: Kiralayan 7 nci maddenin b, c, d bentlerinde yazılı sebeplerden dolayı tahliye ettirdiği gayrimenkulü mücbir sebep olmaksızın üç sene müddetle eski kiracısından başkasına kiralayamaz. ç fıkrasına göre tahliye edilen gayrimenkuller eski hali ile, mücbir sebepler olmadıkça üç sene müddetle başkasına kiraya verilemez. ç fıkrasına istinaden tahliye edildikten sonra imar planına göre yeniden inşa veya esaslı şekilde tadil veya tevsi ...
(Şerh No: 13856 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 12:01)

 Bilgi  [BK. 354] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 8: Bu kanunla Borçlar Kanununda gösterilen haller dışındaki sebeplerle açılacak tahliye davaları, mukavelelerde aksine şart bulunsa dahi mesmu olmaz.
(Şerh No: 13855 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:59)

 Bilgi  [BK. 352] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 7/1- (a),(e): a) Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye istiyebileceği gibi, e) Kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine, ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira müddettinin hitamında, Tahliye davası açabilirler. Madde7/2: Aynı şehir veya b...
(Şerh No: 13854 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:58)

 Bilgi  [BK. 351] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 7/1-(d): d) Gayrimenkulü Medeni Kanun hükümlerine göre iktisabeden kimse kendisi veya eşi veya çocukları için tamamen veya kısmen mesken olarak ve yine kendisi veya eşi veya çocukları için bir meslek veya sanatın bizzat icrası maksadiyle iş yeri olarak kullanma ihtiyacında ise iktisap tarihinden itibaren bir ay zarfında kiracıyı keyfiyetten ihtarname ile haberdar etmek şartiyle altı ay sonra, Tahliye davası açabilirler.
(Şerh No: 13853 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:53)

 Bilgi  [BK. 350] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 7/1-(b),(c),(ç): Kira şartlarına ve Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerine riayet edilse bile aşağıdaki yazılı hallerde kiralayan ... b) Gayrimenkulü kendisi veya eşi veya çocukları için mesken olarak kullanma ihtiyacında kalırsa kira akdinin hitamında, c) Gayrimenkulü kendisinin veya eşinin veya çocuklarının bir meslek veya sanatı bizzat icra etmesi için kullanma ihtiyacında ise kira akdinin hitamında, ç) Gayrimen...
(Şerh No: 13852 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:52)

 Bilgi  [BK. 349] 4721 SAYILI Türk Medeni Kanunu Karşılık Madde
II. Aile konutu Madde 194: Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından k...
(Şerh No: 13851 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:46)

 Bilgi  [BK. 342] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 16: Hava parası olarak veyahut her ne nam ve suretle olursa olsun bu kanuna göre taayyün eden kira bedelinden fazla para alanlar, bunlar namına hareket edenler veya bunlara tavassut edenlere 15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası hükmolunur. Mükerrirler hakkında bu cezalar bir misli artırılır.
(Şerh No: 13850 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:43)

 Bilgi  [BK. 343] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 9: Kira mukavelelerinde; bu Kanunun kira bedellerinin tayinine mütaalik hususlar müstesna kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
(Şerh No: 13849 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:42)

 Bilgi  [BK. 347] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 11: Kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır.
(Şerh No: 13848 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:40)

 Bilgi  [BK. 348] Mülga Kanun Karşılık Madde
6570 SAYILI Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Madde 11: Kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır.
(Şerh No: 13847 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:39)

 Bilgi  [MK. 194] 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Aile Konutu ile ilgili paralel hükmü: TBK. 349. madde
b. Aile konutu Madde 349: Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemez. Bu rızanın alınması mümkün olmazsa veya eş haklı sebep olmaksızın rızasını vermekten kaçınırsa kiracı, hâkimden bu konuda bir karar vermesini isteyebilir. Kiracı olmayan eşin, kiraya verene bildirimde bulunarak kira sözleşmesinin tarafı sıfatını kazanması hâlinde kiraya veren, fesih bildirimi ile fesih ihtarına bağlı bir ödeme süresini...
(Şerh No: 13845 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-07-2012 11:30)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,96996307 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.