Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [TK. 870] Gerekçesi
Maddenin kaynağı Alm. TK 20 nci paragrafıdır. Birinci fıkra: Taşıma ücreti eşyanın tesliminde, yani Zug um Zug ödenir. Kanun taşıma ücretinden başka taşıyıcının eşya için yapılan durum ve şartlara göre gerekli olan giderleri de istemesine olanak sağlamıştır. İkinci fıkra: Hüküm mesafe navlununu düzenlemektedir. Bu hüküm anlamında mesafe navlunu, bir taşıma veya teslim engeli sebebiyle süresinden önce sona erdirilen taşımalarda tam mesafe ile alınan mesafeye oranla ödenen ücret anlamına gel...
(Şerh No: 14334 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:21)

 Bilgi  [TK. 873] Gerekçesi
Maddenin kaynağı, CMR m. 19 ve Alm. TK m. 423'dür
(Şerh No: 14337 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-03-2013 13:20)

Yediemin sanık, eşiyle tartışarak evi terkettiği dönemde eşinin hacizli malları satarak tasarruf ettiğini savunmuş ise de; sanığın, evi terkettiğinde hacizli mallar üzerinde gerekli muhafaza görevini yerine getiremeyeceğini icra müdürlüğüne bildirmemesi ve böylece eşi tarafından malların satılarak tasarruf edilmesine sebebiyet vermesi sebebiyle 5237 S.K. m.289/3'te düzenlenen suçu işlediği kabul edilmelidir.
(Şerh No: 14333 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-03-2013 18:06)

Yasal sürede yetkili hakim önüne çıkarılmayan kişinin tazminat hakkı vardır. Keza görüntülü duruşma yapmak varken yol tutuklaması yapılması ve kişinin makul sürenin üzerinde tutuklu bulundurulması da tazminat gerektiren bir husustur.
(Şerh No: 14328 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 11-03-2013 11:00)

Sanıklar hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararları alınmıştır. Bu kararlara dayanılarak dinlenen telefon görüşmeleri, ancak "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu yönünden delil olarak kullanabilir. "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma" suçları yönünden dinleme kararı bulunmadığından, sözü edilen telefon konuşmaları bu suçlarda delil olarak kullanılmaz. Öte yandan, CMK'nın 135. ...
(Şerh No: 14327 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 11-03-2013 10:55)

Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. maddesinin üçüncü fıkrasının “Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.” biçimindeki 4. cümlesinin Anayasa’ya aykırıdır.
(Şerh No: 14330 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 11-03-2013 08:23)

Davacı vekili daha önce mahkemeye bildirdiği adresten taşınmış ve yeni adresini de mahkemeye bildirmemiştir. Bu durumda mahkemenin davacı vekiline 7201 S.K. m.10/2 hükmü uyarınca tebligat yapması gerekir. Davacı vekiline anılan şekilde davetiye tebliğ edilmeden dosyanın işlemden kaldırılması ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 14329 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2013 13:52)

Taraflar arasında farklı tarihlerde düzenlenmiş iki ayrı sözleşme olması karşısında, tebligatın tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresi olan sonra ki tarihi taşıyan sözleşmede kayıtlı adresine çıkarılması, ancak bila tebliğ geri dönmesi halinde 35.maddeye göre işlem yapılması gerekir.Aksi durum savunma hakkının kısıtlanmasına yol açan esaslı bir usul hatasıdır.
(Şerh No: 6367 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-03-2013 11:48)

Davacı, işyerinde 30.01.2008 tarihinde hırsızlık meydana gelmesi üzerine davalı sigorta şirketine başvurmuş; davalı sigorta şirketi, ekspertiz incelemesi sonrasında 28.150,00 TL’lik ibraname düzenleyerek imzasız şekilde davacıya göndermiş; davacı da, zararının daha fazla olduğundan bahisle bu belgeyi imzalamamış ve temyize konu davayı ikame etmiştir. Davalı sigorta şirketince davacıya gönderilen 28.150,00 TL ödeneceğine dair imzasız ibraname; davalının, anılan miktar itibariyle BK m. 133 k...
(Şerh No: 14326 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-03-2013 15:46)

Dava, yaralamalı trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı meydana gelen trafik kazasında yaralanması sebebiyle, 2918 sayılı kanun uyarınca davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. 2918 sayılı kanunun 110. maddesi uyarınca bu tür davalar adli yargıda görülür.
(Şerh No: 14322 - Ekleyen: Av.Selim HARTAVİ - Tarih : 03-03-2013 15:37)

Zamanaşımına uğramış, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki çeklere mesnetle ve taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı ikame edilen davada alacak, her türlü delille ispatlanabilir. Davada dinlenen tanıkların görgüye değil duyuma dayalı bilgileri olmakla, tanık beyanları, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değilse de; davacı, delil listesinde "her türlü yasal kanıt" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından davacıya, bedele ilişkin yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonuca uygun ka...
(Şerh No: 14325 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:40)

İnançlı işleme mesnetle ikame olunan davada; davacı iddiasını yazılı delille kanıtlayamamışsa da dava dilekçesinde "ve sair" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından; davacıya yemin önerme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılması halinde hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14324 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:32)

İnançlı işleme mesnetle ikame olunan davada; davacı iddiasını yazılı delille kanıtlayamamışsa da dava dilekçesinde "ve sair" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından; davacıya yemin önerme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılması halinde hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14323 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:26)

Davada davacılar birden çok olup, davayı birlikte açmış olmakla birlikte, dava konusu uyuşmazlık tüm davacılar için ortak olup, her bir davacı için hukuki sebebin aynı olmasına; ayrıca farklı bir hukuki sebebe dayalı talep ve davanın olmamasına dayanılarak, davacılar aleyhine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 14319 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-03-2013 14:33)

El yazısı ile yapılan vasiyetnamede, vasiyetnamenin murisin eli ürünü olmadığının iddia edilmesi halinde; davalının beyanından başka görgüye dayalı bir beyen yoktur. Adli Tıp Kurumundan rapor alınmak zorundadır
(Şerh No: 14318 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-03-2013 14:30)

Saklı pay oranının zedelenmesi vasiyetnamenin iptali sebebi değildir. Tenkis davasına konu olabilir. Mahkemece saklı pay oranının zedelendiğinden bahisle vasiyetnamenin iptali yolunda hüküm kurmak yerine tenkis incelemesi yapılarak dava neticelendirilmelidir.
(Şerh No: 14317 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-03-2013 14:20)

Açılan vasiyetnamenin iptali davasında, davacı dava dilekçesinde mahfuz hissenin ihlal edildiğini de iddia etmektedir. Davacı davasında vasiyetnamenin iptalini talep etmiş ise de bu iddiasını ispatlayamamıştır. Davayı vasiyetname için iptal şartları oluşmadığından reddetmek yerine tenkise ilişkin talep de göz önünde bulundurularak inceleme ve araştırma yapılmalıdır.
(Şerh No: 14316 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-03-2013 14:12)

HUSUMET : Her ne kadar taşınmaz üzerine yapılan cami davalı belediye tarafından yapılmamış olsa da dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında dini tesis alanı olarak ayrıldığı ve planın uygulanmasından Bafra Belediye Başkanlığı'nın sorumlu olduğu gözetilerek taşınmaz bedelinin Bafra Belediye Başkanlığı'ndan tahsiline,diğer davalılar Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine ilişkin hüküm kurulması gerekir iken yazılı şekilde...
(Şerh No: 14315 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 28-02-2013 10:09)

Kamulaştırma Kanunun 11/1-g maddesi uyarınca arsalara değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.Bilirkişi raporunda ,emsal karşılaştırması yapılmadan taşınmazın bulunduğu mevki ve konumu göz önüne alınıp piyasa araştırmasından söz edilerek soyut ifadelerle değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
(Şerh No: 14313 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 28-02-2013 09:58)

İdarenin yazılı beyanına karşı sözlü beyanın yeterli olmaması, yazılı beyan zorunluluğu.
(Şerh No: 14308 - Ekleyen: Av.Faruk SINIR - Tarih : 27-02-2013 20:40)

Sanık hakkında tehdit suçundan TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası yapılması suretiyle sonuç hapis cezasının 25 gün yerine 20 gün olarak belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 14312 - Ekleyen: Alahattin ŞİMŞEK - Tarih : 27-02-2013 20:11)

 Bilgi  [HMK. 32] HUMK.78 ile farkı
HUMK.78. maddeye karşılık gelen bu hükmün HUMK.78'e nazaran en bariz farkı, HUMK.78. maddede münasebetsiz evrak kapsamına giren dilekçe (ve ekleri) dosyadan çıkarılıp, sahibine iade edilirken, HMK.32/2'de sahibine iade edilmeden münasebetsiz evrakın dosyada kalması ve verilecek süre içinde yeni bir dilekçe sunulmaması halinde dikkate alınmaması şeklinde düzenlenmesinde yatmaktadır.
(Şerh No: 14314 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 27-02-2013 07:39)

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre tapuda mesken olarak gözüken bağımsız bölümlerin Avukatlık Bürosu olarak kullanılabilmesi KatMülkiyetiK. md.24'de belirtilen yasak işlerden görülmemekteyse de,Yönetim Planında "bağımsız bölümlerin münhasıran mesken olarak kullanılacağı hükmü" yer alması durumunda, Yönetim Planı Kat Mülkiyeti Kanununa göre öncelikli olarak uygulanacağından, bu tür bağımsız bölümlerde Avukatlık Bürosu açılamaz.
(Şerh No: 14310 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 26-02-2013 11:23)

İYUK m.28/2 değişikliğinin adlî yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
(Şerh No: 14311 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-02-2013 21:53)

Davalı idarenin, davacının ailesiyle birlikte ikamet ettiği taşınmaz üzerinde haciz uygulayabilmesi için taşınmazın, davacının haline münasip bir yerden daha fazla değere sahip olduğu ve satılması halinde artan para ile münasip bir yer alabileceği hususunu tespit etmiş olması gerekir.
(Şerh No: 14309 - Ekleyen: Av.Kamil Nadir SARILKAN - Tarih : 25-02-2013 17:27)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde; inşaatın anahtar teslimi suretiyle ve iskan ruhsatı alınarak teslim edileceği kabul edilmiştir. Tapuların inşaatın aşamasına göre devredileceği öngörülmediğinden arsa sahiplerinin tapu devri borçları, inşaatın iskan ruhsatı alınmak suretiyle tesliminden sonra muaccel olur.
(Şerh No: 14307 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 16:53)

Borçlunun maaş ve ücret haczi İİK m.355 vd. maddeleri hükümlerine göre yapılmalıdır; İİK m.89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle maaş haczi yapılamaz.
(Şerh No: 14306 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 13:35)

Yasada 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın kaldırılmasına dair bir başvuru yolu düzenlenmemiştir. Takip borçlusu 3.kişi sayılamayacağından, bu kişiye gönderilen haciz ihbarnamesi hukuki sonuç doğurmaz.
(Şerh No: 14305 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 12:08)

Uyuşmazlık konusu takibe konu edilen alacak; mahkemenin ara kararıyla hükmedilen, birikmiş tedbir nafakasına ilişkindir. Mahkemenin ara kararıyla hükmettiği nafaka ilam niteliğindedir ve yetkiye dair İİK m.50 hükmü uygulanmaz.
(Şerh No: 14304 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 11:07)

1- A sentence of imprisonment for a term of two years or less may be suspended . The upper limit of this term is three years for those under eighteen of age or above sixty five years old at the time of the commission of the offence . However in order to decide to suspend the sentence ; a-the person should not have been sentenced to a penalty for a term of more than three month imprisonment for an intentional offence b-the court should be convinced as a result of hearing the remorse he expressed during trial that the offender will not commit further offences in the future 2- The suspension of the penalty may depend upon the condition that compensation is provided to the victim or public which returns or restores matters to their previous condition or which indemnifies such in respect of all damage caused . In such case the enforcement of the penalty shall continue at the institution of enforcement until this condition is met . Once the condition is met the offender shall be released immediately upon a decision of a judge . 3- A probation period which is not less then one year and not more then three years shall be imposed for an offender whose sentence has been suspended . The lower limit of this period shall not be less than the term of sentence . 4- Within the probation period the court may decide that ; a- an offender who does not have a profession or trade shall attend an educational program for educational purposes b- an offender who possesses a profession ...
(Şerh No: 14303 - Çeviren: Av.M.Serdar DEMİRTAŞ - Tarih : 23-02-2013 19:45)

İcra takibine dayanak alacak "bina dış cephe yalıtımı bedeline ilişkin verilen bonolar " olmakla alacaklı, 634 S.K. m.35'e mesnetle apartman yönetimi hakkında veya 634 S.K. m. 20'ye mesnetle takibe konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında takip yapma konusunda seçimlik hakkı haizdir. Yalnız alacaklı, seçimlik hakkını kullanarak apartman yönetimi hakkında takip başlatmışsa; kat maliklerine ödeme emri tebliğ edilmeden veya kat malikleri takipte taraf olarak gösterilmeden; kat m...
(Şerh No: 14302 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 14:19)

Belediye Encümenince 26.01.2010 tarihinde kira sözleşmesinin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğine ve 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi gereğince işlem yapılacağına dair alınan karar davacı kiracıya bildirilmekle kira süresi sona erdiğinden; dava tarihi itibariyle davacı fuzuli şagildir. Dolayısıyla davalı Belediye'nin Ağustos 2010 ayına ait tahsil ettiği para, kira bedeli değil ecrimisil niteliğindedir. Bu sebeple Belediye'nin tahsil ettiği bu para ile kira ilişkisinin devam ettiği in...
(Şerh No: 14301 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 13:06)

6570 S.K. m.7/e'de ihtar için herhangi bir şekil şartı öngörülmediğinden; iki haklı ihtara dayalı tahliye istemli davada, gönderilen ihtarlarda ödeme süresinin belirtilmesi ve fesih iradesinin bildirilmesi şartları aranmaz. İhtarların yazılı ve haklı olması yeterlidir.
(Şerh No: 14300 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 13:06)

BK m.256 uyarınca kiralayan, akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiracıya süreli bir ihtar tebliğ ettikten sonra, kiracı kendisine tanınan sürede akde aykırılığı gidermezse; kiralayan, akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesini isteyebilir. Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur.
(Şerh No: 14299 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 13:06)

Kural olarak; kiracı kiralananı sözleşme süresi bitmeden önce tahliye ederse kira dönemi sonuna kadar olan kira bedelinden sorumludur. Ancak, BK m.98 atfı ile BK. m.44 gereği, kiralayan zararın artmasına neden olmuşsa bunun sonuçlarına kiralayan katlanmalıdır.
(Şerh No: 14298 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 11:32)

Kamu kurumlarında, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davalarındaki bir yıllık zamanaşımı süresi, dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden itibaren işlemeye başlar.
(Şerh No: 14297 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 11:31)

Aile konutu sebebiyle tapu iptali ve tescil ile taşınmaz üzerine sonradan konulan ipoteğin kaldırılması şeklinde iki bağımsız talebe ilişkin davada; her iki talep için ayrı ayrı nispi peşin harç yatırılmadan işin esasına girilerek karar verilemez.
(Şerh No: 14295 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 10:23)

Herhangi bir malvarlığı bulunmayan, kirada oturan, emekli maaşı onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmayan ve boşanmada tamamen kusursuz olan kadın yararına, karşı tarafın mali gücü oranı da gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmelidir. Davacının, bir başka kadına "ek kredi kartı" çıkartarak bu ek kart harcamalarının genellikle koltuk v.s. gibi eşyalara ilişkin olduğu anlaşılmakla ve davacının da bununla ilgili makul ve kabul edilebilir bir sebep göstermediği dikkate alını...
(Şerh No: 14296 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 10:22)

Boşanmaya neden olan olaylarda her iki taraf da kusurlu ise de; sadakatsiz davranan davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu anlaşılmakla; kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 14294 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-02-2013 10:22)

İstanbul İflas Dairesince, hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde müflis şirket lehine bulunan irtifak hakkı, yapılan ihale ile satılmış ve satışın kesinleşmesinden sonra, şikayetçi üçüncü şahsa İİK.nun 135.maddesi gereğince tahliye emri gönderilmiştir. Kendisine tahliye emri gönderilen üçüncü kişi, tahliye emrine karşı şikayette bulunmuştur. Şikayetçi üçüncü kişinin şikayetinin kabulü ile tahliye emrinin iptal edilebilmesi, icra mahkemesinde taşınmazı hacizden önceki bir tarihte yapıldığı r...
(Şerh No: 14293 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2013 18:48)

Elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak bedelinin, kaçak elektrik kullanmayan tüketiciye yansıtılması veya dava dilekçesinde yer alan gerekçeye göre enerji nakli sırasında meydana gelen kaybın tüketiciden tahsil edilmesi açıkça hakkaniyete aykırı olup temel tüketici haklarını ihlal niteliğinde görüldüğünden, tüketicinin kullanımı dışındaki bu gibi ücretlerin, tüketiciye ödettirilmesi kabul edilemez.
(Şerh No: 14292 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-02-2013 13:47)

1-The court after taking into account the characteristics of the offence and personality , social and economic situation of the offender and any remorse he expresses during the trial process may substitute a short term imprisonment for the following ; a-A judicial fine b-Compensation to the victim or public which returns or restores matters to their previous condition or which indemnifies such in respect of all damage caused c-Admittance to an educational institution which provides accommodation when necessary for at least two years in order to acquire a profession or trade d-Restriction on freedom of movement in respect of certain places and restrictions in conducting certain activities for a duration of between one-half and twice the term of imprisonment e-Confiscation of a driving licence or any other certificate granting permission to perform specific acts , deprivation of the right to carry out a profession or to operate in a certain area of activity for a minumum term of between one-half and twice the term of imprisonment where an offence has been committed failing to discharge a duty of care and attention or by abusing authority or a right f-Publicly beneficial work for a minimum term of between half and two times the term of imprisonment , though only with the consent of the offender 2-Whenever a term of imprisonment and a judicial fine are precribed in law as alternative penalties for a particular offence once it has been determined that the penalty is to ...
(Şerh No: 14291 - Çeviren: Av.M.Serdar DEMİRTAŞ - Tarih : 20-02-2013 11:40)

1- A specific term of imprisonment shall not be less than one month or more than twenty years unless otherwise prescribed by law 2- A term of imprisonment of one year or less shall be defined as a short term penalty of imprisonment
(Şerh No: 14290 - Çeviren: Av.M.Serdar DEMİRTAŞ - Tarih : 20-02-2013 09:05)

Life imprisonment lasts until the death of the convict
(Şerh No: 14289 - Çeviren: Av.M.Serdar DEMİRTAŞ - Tarih : 20-02-2013 08:59)

"Mağaza güvenlik cihazının sinyal vermesi sebebiyle çanta aramasının yapılması ve çantada mağazaya ait ürünün bulunmamasının maddi ve manevi tazminatı gerektireceği"
(Şerh No: 14288 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 19-02-2013 15:06)

"1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bir davada, sadece HMK’nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, kapsamı da belirtilmeden yazılı şekilde gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı; mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında “alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yer...
(Şerh No: 14287 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 19-02-2013 12:20)

Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin birinci fıkrasının 6009 sayılı kanunla değiştirilen (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan “…kararın verilmesinden itibaren…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE.
(Şerh No: 14285 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:30)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, birinci cümlesinde yer alan “…kesin süre…” ibaresi ile “Bu süre içinde adres gösterilmez veya gösterilen yeni adres de doğru değilse, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılır.” biçimindeki ikinci cümlesi Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14284 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:24)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinin “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.” biçimindeki (2) numaralı fıkrası Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14283 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:21)

Türk Ceza Kanunu’nun 233. maddesinin “Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” biçimindeki (1) numaralı fıkrası Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14282 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:17)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinin “Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler.” biçimindeki (3) numaralı fıkrası Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14281 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:14)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi(KKİS) öncesinde arsa sahibi, taşınmazını müteahhide satış göstermek suretiyle tapuda devretmiştir. Bu devir akabinde tarafların akdettikleri KKİS'de arsa sahibinin tapudaki bu devir için müteahhitten herhangi bir bedel almadığı, bu bedel yerine iki adet daire ile bir adet dükkan alacağı açıkça yazılıdır. Bu durumda arsa sahibinin tapuda satış olarak gösterilen devri taraflar arasındaki KKİS'den mütevellit gerçekleştirdiğinin ve KKİS'de ...
(Şerh No: 14280 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 21:53)

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra arsa sahibinin müteahhide yaptığı temlik, arsa sahibinin karşı ediminin ifası gereği olarak yapılmaktadır. Somut olayda yanlar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi feshedilmiş değildir. Sözleşmeden sonra 10.06.1998 tarihinde arsa sahibi tarafından tapunun tamamen müteahhide devredilmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini ve taşınmazın bedeli karşılığında yükleniciye satıldığını göstermez. Aral...
(Şerh No: 14279 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 18:35)

Uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildikten sonra arsa sahipleri, karşı ediminin ifası veya benzer amaçlarla inşaat yapılacak taşınmazı tamamen yahut kısmen, çoğu kez satış suretiyle ferağ şeklinde yükleniciye temlik etmektedirler. Bu şekilde yapılan işlemden yararlanmak isteyen yüklenici ise akdedilen sözleşmeden vazgeçerek arsanın kendisine, akit tablosunda gösterildiği gibi yazılı bedel karşılığı devredildiği iddiasında bulunmakt...
(Şerh No: 14278 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 18:20)

Boşanan kişinin, babasından kalan yetim maaşını almak maksadıyla hareket edip muvazaalı boşanma gerçekleştirdiği, böylece mevsuf dolandırıcılık yaptığından bahisle yapılan şikayete ilişkin somut olayda suçun yasal unsurları oluşmamıştır.
(Şerh No: 14277 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 10:25)

6284 sayılı Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen kişinin, verilen tedbir kararlarına aykırı davranması halinde şikayette görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.
(Şerh No: 14276 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-02-2013 12:24)

6284 sayılı Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen kişinin, verilen tedbir kararlarına aykırı davranması halinde şikayette görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.
(Şerh No: 14275 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-02-2013 12:22)

İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuk...
(Şerh No: 14274 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 14:37)

İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ...
(Şerh No: 14273 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 14:30)

Başlangıçta en çok iki yıl süre ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren neden olmakla birlikte, davacı öğretim görevlisi işçi ile daha sonra birbiri ardına ve birden fazla sayıda iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren esaslı bir neden bulunmamaktadır. Bu yönde davalı Üniversite esaslı bir neden sunamamıştır. Bu itibarla davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerekir. Mahkemece aksine düşünceyle davanın reddi hatalı olmuştur.
(Şerh No: 14271 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 11:09)

Davalı ile davacı arasındaki ilişki; davacı kamu görevi yapmasına rağmen, özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir. Öte yandan, örneği dosyada mevcut olup incelenen sözleşmede, tarafların işçi ve işveren olarak karşılıklı vecibeler yüklendikleri ve haklar sağladıkları, özellikle sözleşmenin 12. maddesinde; çalışmanın İş Kanunu kapsamında olduğunun belirtildiği açıkça görülmektedir. Esasen davacı, işçi statüsünde olduğundan, memur statüsüne geçirilmek istenmiş, bunun üzer...
(Şerh No: 14270 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 11:02)

Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir.
(Şerh No: 14269 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 14-02-2013 19:06)

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa veya bu iş için yükleniciye arsa sahipleri tarafından vekalet verilmemişse; üzerinde inşaat yapılacak taşınmaz üzerinde bina ve bu binada kiracı varsa binanın yıkımı ve bundan evvel de kiracının tahliyesi arsa sahibinin yükümüdür. Bu işler yapılmadan da arsa sahibinin yükleniciye, inşaata elverişli bir arsa teslim ettiğinden söz edilemeyeceği gibi bu işlerden kaynaklanan gecikmeden yüklenici sorumlu tutulamaz.
(Şerh No: 14268 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 17:29)

İnşaata başlanabilmesi için öncelikle inşaat yapılması kararlaştırılan arsanın, arsa sahibince inşaata elverişli ve ayıpsız olarak yükleniciye teslimi gerekir. Davacı arsa sahibi arsayı inşaata elverişli ve boş olarak teslim şeklindeki öncelikli edimini yerine getirmediğinden, BK m.90 (TBK m.106) uyarınca temerrüde düşmüştür ve bu suretle, ruhsat alınıp inşaata başlanamamasında arsa sahibi kusurludur.
(Şerh No: 14267 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 16:45)

Karşılıklı edimleri içeren kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, yer teslimi arsa sahibinin öncelikli edim borcu olduğundan; arsa sahibi, arsayı ayıpsız ve inşaata elverişli şekilde teslim etmedikçe müteahhitten inşaata başlamasını isteyemez.
(Şerh No: 14266 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 16:38)

5510 sayılı kanunun 81.maddesi gereği %5 lik SGK indirim payının hakedişlerden kesintisinin yasal olduğu hakkında
(Şerh No: 14265 - Ekleyen: Av.Faruk SINIR - Tarih : 13-02-2013 10:32)

Çeyiz eşyaları misli eşyalardan ise de davacının seçimlik hakkı olup, bu eşyaları aynen isteyebileceği gibi sadece bedelinin tahsilini veya terditli olarak eşyaların mevcut olması halinde aynen, olmaması halinde bedelinin tahsilini de isteyebilir. Hakim taleple bağlı olup, bu talep dışında karar veremez. Eldeki davada; davacı isteğini sonradan bedele hasretmiştir. "Davacı başkasının kullandığı ve kötü bir görüntü yaşatan eşyayı almak zorunda bırakılamaz." Davacı tercih hakkını kullanarak eşy...
(Şerh No: 14264 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-02-2013 18:15)

Ziynet alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır. Davacı dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabilir.
(Şerh No: 14263 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-02-2013 18:10)

 Bilgi  [BK. 1] SÖZLEŞMENİN KURULMASI
Borçlar Kanunu md.1 de akdin tamam olması yani kurulması düzenlenmiştir. Akit; tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklaması(beyan etmeleri) ile kurulur."Karşılıklılık";sözleşmenin kurulması için en az iki tarafın(alacaklı ve borçlu olmak üzere) olmasını ifade eder."Birbirine uygunluk" ise sözleşmenin konusunda yani ifa konusunda tarafların iradelerinin uyuşmasını(iradelerin paralel ve birbirine uygun olması, iradelerin birbirinden farklı olmamasını)ifade eder. İradeler açıkça ...
(Şerh No: 14262 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 09-02-2013 12:09)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde; sözleşmeye konu 4 parsel no'lu yere inşaat yapımı için gerekli ruhsat alınamamış; yapım için komşu 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla birleştirme sağlanıp yeni imar parseli oluşmasından sonra inşaat yapılabileceği ortaya çıkmıştır. Yapılan imar çalışmaları sonucunda ise 4-5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar tevhit edilmiş ve sonuçta 170 ada 13 nolu parsel meydana gelmiş; oluşan bu parsel itibariyle yapılaşma olanaklı hale gelebilmiştir...
(Şerh No: 14261 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2013 19:36)

Öğreti ve uygulamada kabul edildiği gibi, davanın açılmasından sonra dava konusu malın veya hakkın kamulaştırılması, müddeabihin şûyuun giderilmesi yolu ile satılması, taşınmazın dava sırasında mahkeme ilamı ile üçüncü kişi tarafından iktisap edilmesi (MK 633), cebri icra yolu ile satılması, şuf'a hakkının kullanılması, imar mevzuatına göre şuyulandırılması hallerinde de HUMK m.186'nın uygulanacağı kabul edilmektedir. Mahkemeler dava görülmekte iken taraflardan birinin müddeabihi bir başkasın...
(Şerh No: 14259 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 01-02-2013 16:24)

 Bilgi  [VUK. 177] Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri (2013-2012-2011-2010-2009 Yılları)
Bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadleri : 2013 YILI ================== 1- Yıllık; - Alış tutarı 150.000 TL - Satış tutarı 200.000 TL 2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı 80.000 TL 3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 150.000 TL 2012 YILI ============ 1- Yıllık; - Alış tutarı 140.000 TL - Satış tutarı 190.000 TL 2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı 77.000 TL 3- İş h...
(Şerh No: 14258 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 30-01-2013 12:51)

Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz.
(Şerh No: 14257 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-01-2013 18:01)

Davalının çalışmasına engel bedeni ve fikri bir maluliyeti bulunmamaktadır. Mali gücünün zayıflığı, yoksulluk nafakasıyla sorumluluğuna mani değildir. Nafaka yükümlüsünün mali gücü nafakanın miktarına etkilidir.
(Şerh No: 14256 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-01-2013 17:55)

Ara kararı ile verilen tedbir nafakası HUMK.nun 101 ve takip eden maddeleri gereğince bir ihtiyati tedbir kararı değildir. Kaldı ki, alacaklı mahkeme kararını ilamsız icra takibine konu yapmıştır. İİK.nun 66. maddesine göre süresi içerisinde yapılan itirazla icra takibi durur ve icra müdürü de bu madde hükmü gereğince takibi durdurmuştur. Mercice aksine bir karar verilmedikçe ve şikayet yolu ile bu karar kaldırılmadıkça icra müdürü kendiliğinden verdiği karardan rücu edemez. Şikayetin kabulüne k...
(Şerh No: 14255 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-01-2013 17:45)

Gerek davacı vekilinin, takip konusu borcun iptali istenen tasarruflardan önce doğduğunu ilişkin iddiası gerekse davalı borçlunun delil olarak sunduğu 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesinin içeriğinden taraflar arasındaki borcun 23.12.2008 tarihli "ilk çek" tarihinde doğduğu(borcun bu tarihten de önce doğduğunun tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitinin mümkün bulunması imkan dahilindedir) davalı borçlu A____'in dava dışı şirketin borçlarını biler...
(Şerh No: 14254 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 28-01-2013 21:37)

 Bilgi  [TK. 26] Ticaret Sicili Yönetmeliği
"Ticaret sicili kayıtlarının tam ve sağlıklı tutulmasını ve emredici hukuk kuralları çerçevesinde kayıtların aleniyetinin ve üçüncü kişiler dahil tarafların hukuki güvenliğinin teminat altına alınmasını" sağlamak amacıyla TTK.m.26'ya dayanılarak hazırlanan Ticaret Sicili Yönetmeliği, 27.01.2013 tarih ve 28541 sayılı RG.'de yayımlandı.
(Şerh No: 14253 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 27-01-2013 09:12)

Taşınmazın iktisap edilmesi ve inşaat ruhsatı alınması, imar işleri bakımından tek başına kazanılmış hak için yeterli değilse de; İdare Mahkemesince, yapı ruhsatının dayanağı olan imar planının idare mahkemesince iptali hükmünün verildiği tarihe kadar; ilgilinin hatası, hilesi ya da kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda; mahkemenin imar planını iptale dair kararını takiben idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da...
(Şerh No: 14251 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 19:17)

İdare Mahkemesince, yapı ruhsatının dayanağı olan imar planının idare mahkemesince iptali hükmünün verildiği tarihe kadar; ilgilinin hatası, hilesi ya da kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda; mahkemenin imar planını iptale dair kararını takiben idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 14250 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 19:00)

İmar planları arasında; diğer düzenleyici işlemlerden farklı bir hiyerarşi vardır ve bu hiyerarşi kapsamında alt ölçekli planların, üst ölçekli planlara uygun olması gerekir. Nazım imar planı veya uygulama imar planı yapıldıktan sonra henüz subjektif işlem tesis edilmemiş olsa dahi bu planlar ile birlikte üst ölçekli plana dava açılabileceği gibi doğrudan veya alt ölçekli planlara karşı açılan davalarda öğrenme üzerine dayanağı olan üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabilir.
(Şerh No: 14249 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 18:39)

Bina balkonunun alüminyum doğrama ve cam ile kapatılması, TCK m.184'te öngörülen ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmaz.
(Şerh No: 14248 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 18:08)

TCK m.184 düzenlemesine mesnetle ikame olunan kamu davasında; yapı tespit ve tatil tutanağında "zemin+1 normal kat üzerine 64 m2 ebadında 2.normal katın kaba inşaatının tamamlandığı, çatısının kaplandığının" belirtildiği; sanığın ifadesinde "2005 yılında, evinin üstünde bir kat daha yapıp, üzerini çatı ile kapattığını" söylemesi ve bilirkişi raporunda "tutanak tarihinden sonra davaya konu teras katın sıvası yapılıp, pencerelerinin takıldığı, teras katın 2005 yılı mart-nisan aylarında yapıldığın...
(Şerh No: 14247 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 18:08)

Yapı ruhsatına aykırı olarak 1. kat kaba inşaatı yapılırken zabıt tutulması karşısında, TCK 184/1. maddesiyle hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, "bina" tanımının dar yorumlanarak "1. kat kaba inşaatının bina niteliğini kazanmadığı"ndan bahisle yasaya aykırı gerekçeyle karar verilmesi, bozma nedenidir.
(Şerh No: 14246 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-01-2013 18:08)

İşçiden alınacak ibranamenin fesih tarihinden 1 ay sonraki tarihi taşıması koşulu, işçi alacaklarının 1 ay ertelenmesi anlamına gelmemektedir. Ödemelerin banka aracılığıyla yapılması ve ibranamenin feshi izleyen 1 aylık süre içinde düzenlenememesi 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenecek ibranamelerde aranacaktır.
(Şerh No: 14245 - Ekleyen: Av.Nihal YILMAZ - Tarih : 24-01-2013 10:05)

Sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın uygulanması tarafların ekonomik yönden mahvına sebebiyet olur ise, ahlak ve adaba aykırı olduğu için sözleşmenin o hükmü geçersiz sayılır. Ne var ki tarafların bir cezai şart kararlaştırmış bulunmaları karşısında, cezai şartın makul bir düzeyde belirlenmesi de mahkemenin görevi içinde bulunduğundan; tarafların ekonomik durumu hakkında gerekli araştırma yapılarak; taraflarca kararlaştırılan cezai şartın ödenmesinin davalıların ekonomik açıdan çökmesine se...
(Şerh No: 14243 - Ekleyen: Av.Avni OLCAY - Tarih : 21-01-2013 23:13)

Yardım nafakası davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir.
(Şerh No: 14244 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-01-2013 15:05)

 Bilgi  [AKKŞÖDK. 22] 6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNA İLİŞKİN UYGULAMA YÖNETMELİĞİ
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNA İLİŞKİN UYGULAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiler hakkında şiddetin önlenmesine yö...
(Şerh No: 14241 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 11:14)

Davalı 13 tanık göstermiştir. Gösterilen tanıkların hangi vakıalar için dinletilmek istenildiği hususunda mahkemece davalıdan bir açıklama istenilmediğine ve davalı tarafından da dinlenilmeyen tanıklar konusunda açık bir vazgeçmesi bulunmadığına göre davalı kocanın dinlenmeyen tanıklarının usulüne uygun çağrılıp dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14240 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 11:08)

Hakkın suistimali niteliğinde olmadıkça tanık adedini hakim belirleyemez.
(Şerh No: 14239 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 11:04)

avukat olan davacının, S____ Ticaret adına yürüttüğü gümrük işlemlerinin, adı geçen firma ile arasında olan vekalet ilişkisi kapsamında kaldığı, bir başka anlatımla, söz konusu firmaya verilen para cezasına karşı davacı tarafından yapılan idari itirazın, " geçerli bir temsil yetkisi olmadığı halde başka bir kişi adına veya hesabına gümrük idarelerinde iş takip etmek" fiili olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından, davacıya verilen idari para cezasında ve bu cezaya vaki itirazın reddinde...
(Şerh No: 14236 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 18-01-2013 10:55)

Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Ananın açtığı soyadı değişliği davasının reddi gerekir.
(Şerh No: 14238 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 10:52)

Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Ananın açtığı davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 14237 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 10:49)

Gizi yollardan ses kaydedilmesi, kişilik haklarına saldırı oluşturmaktadır. Bu durum manevi tazminat isteminin konusunu oluştur.
(Şerh No: 14234 - Ekleyen: Av.Bilge TOK - Tarih : 16-01-2013 10:59)

Mahkemece tapu kaydı celp edilip anlaşmaya uygun olarak gayrimenkul davacı adına kayıtlı ise ½ hissesinin iptali ile davalı kadın adına tesciline de karar verilerek boşanmaya hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 14235 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-01-2013 21:17)

Kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı adı ile anılmayı ve bunu kayden de taşımayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. Çünkü, herkes etrafınca tanındığı ve çağrıldığı adın yasalara aykırı olmadıkça resmen ve kayden de taşımak hakkına sahiptir.
(Şerh No: 14233 - Ekleyen: Av.Bilge TOK - Tarih : 15-01-2013 19:33)

 Türkçe  [HastaYön. 21] Hastanın gizliliğine saygı gösterilmesi temeldir. Hasta, gizliliğinin korunmasını açıkça isteyebilir. Her tür tıpsal işlem, hastanın gizliliğine saygı gösterilerek uygulanır. Gizliliğe saygı gösterilmesi ve bunu isteme hakkı; a) Hastanın sağlık durumu ile ilgili tıpsal değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini, b) Yoklamanın, tanının, iyileştirmenin ve hastaya doğrudan dokunmayı gerektiren her işlemin ölçülü bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesini, c) Tıpsal açıdan sakınca oluşturmayacak durumlarda yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini, d) İyileştirme aşamasında, doğrudan ilgili olmayan kişilerin, tıpsal işlem sırasında bulunmamasını, e) Hastalığın durumu gerektirmedikçe hastanın kişisel ve aile yaşamına karışılmamasını, f) Sağlık giderlerinin kaynağının gizli tutulmasını kapsar. Ölüm olayı, gizliliği bozamaz. Eğitim verilen sağlık kurum ve kuruluşlarında, hastanın iyileştirme aşamasıyla doğrudan ilgili olmayanların tıpsal işlem sırasında bulunması gerekliyse, önceden ya da iyileştirme sırasında bunun için hastanın ayrıca onamı alınır.
(Şerh No: 14231 - Türkçeleştiren: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 14-01-2013 14:44)

 Bilgi  [HastaYön. 21] Refakatçi için izin
Hastaların sağlık kurumlarında refakatçileri için ayrıca yazılı onay alınması uygundur. Mahremiyet kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
(Şerh No: 14232 - Ekleyen: Zeliha İlknur DENİZER - Tarih : 13-01-2013 02:47)

 Önerge  [TK. 127] (1) Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak; a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, b) Fikrî mülkiyet hakları, c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, e) Kişisel emek, f) Ticari itibar, g) Ticari işletmeler, h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer, konabilir.
(Şerh No: 14230 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-01-2013 15:40)

 Bilgi  [TK. 127] Gerekçesi
Madde, bazı değişikliklerle 6762 sayılı Kanunun 139 uncu maddesinin tekrarıdır. (a) bendi: (a) bendinde 6762 sayılı Kanunda yer alan anlamı açık olmayan, yorum güçlükleri ve görüş ayrılıkları doğuran, nihayet teknik terime uymayan özensiz "menkul şeyler" ibaresi yerine "sermaye şirketlerine ait paylar" ibaresi tercih edilmiştir. Çünkü, "menkul şeyler" ile "menkul değerler" kastediliyorsa, anılan kavram, yani menkul değerler zaten bir önceki "kıymetli evrak" kavramı içine girmektedir; anılan i...
(Şerh No: 11742 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-01-2013 15:40)

Davalı dava dışı A____ Ltd. Şti. ile aralarındaki akdi ilişkiye itiraz etmeyip borcu ödediğini ileri sürdüğünden, alacağı temlik alan davacı A.Ş ile davalı arasındaki uyuşmazlığın bir miktar paradan ibaret olduğunun kabulü ile BK.nun 73/1 md. gereğince İfa yerinin alacaklının ikametgahı olduğu gözetilerek HUMK. nun 10. md. uyarınca davacının ikametgahı itibariyle mahkemenin yetkili olduğu kabul edilerek işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekild...
(Şerh No: 14229 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-01-2013 17:19)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,12962294 saniyede 9 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.