Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6102 S.lı Türk Ticaret Kanunu (Yeni) MADDE 886
(1) Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.

Gerekçesi

Üyemizin Notu: Maddenin kaynakları CMR m. 29 (1), (2) cümle 1 ile Alm. TK 435 inci paragrafıdır. Madde kaleme alınırken, aynı kusur derecelerini düzenleyen Tasarının 855 inci maddesinin beşinci fıkrası, 887 nci maddesi, 930 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 1187 nci ve 1267 nci maddelerinin terimleriyle birlik sağlanmasına özen gösterilmiştir.

Zarar taşıyıcının veya 879 uncu maddede belirtilmiş bulunan yardımcılarının kastından veya pervasızlığı ve zararın muhtemelen gerçekleşebileceği bilinciyle hareket etmiş olmasından doğması halinde, taşıyıcı sorumluluktan kurtuluş halleriyle sınırlamalardan yararlanamaz.

Hükümde geçen "pervasızca ve zararın muhtemelen gerçekleşebileceği bilinciyle hareket" etmek ibaresinin anlamı üzerinde durmak gerekir. "Pervasızca ve zararın muhtemelen gerçekleşebileceği bilinciyle hareket" birlikte, yani tek bir kavram olarak değerlendirilmeli ve kasta eşit bir kusur olarak yorumlanmalıdır. "Kasta eşit kusur" ölçüsü kaynak CMR m. 29 (1) hükmünde açıkça ifade edilmiştir. Bu ibarenin CMR'nin İngilizce metninde "kasıt" karşılığı olarak "wilful misconduct" denildikten sonra "or by such default on his part as, in accordance with the law of the court or tribunal seized of the case, is considered as equivalent to wilful misconduct" denilmiştir. Bu metne göre, kasıt veya davaya bakan mahkemenin veya hakemin hukukuna göre kasta eşit olarak mütalâa edilebilecek kusur söz konusudur.

Türk/İsviçre hukuklarında ağır kusur vardır, ancak bu kavramın hem sınırı hem de tanım unsuru belirsizdir. Ağır kusur daha çok kusura yakın bir şekilde anlamlandırılmaktadır. Maddede "pervasızca ve zararın muhtemelen gerçekleşebileceği bilinciyle" sözcükleri kullanılarak, CMR'ye uygun olarak kasta denk düşebilecek bir kusura vurgu yapılmıştır. Bu bakımdan seçilen pervasız sözcüğü Almanca metindeki "leichtfertig"den gelmektedir.

Adalet Komisyonu Raporu'ndan:
Alt Komisyonca, Tasarının 886 ncı maddesinin başlığında yer alan "yitirilmesi" ibaresi yerine "kaybı" ibaresinin anlamı daha iyi ifade etmesi nedeniyle değişiklik yapılmış, ayrıca maddede, 855 inci maddenin beşinci fıkrası için verilen gerekçe doğrultusunda, "kast" derecesindeki kusurdan sonra gelen ikinci kusur derecesi için "pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle" ibaresi tercih edilerek değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da kabul edilmiştir. Ayrıca, Komisyonumuzca aşağıda belirtilen gerekçelerle maddede değişiklikler yapılmıştır:

Taşıma hukukunda; taşıyıcı, taşıma işleri komisyoncusu, taşıyan ve bunların adamları şu iki hâlde sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluğu sınırlama hakkından yararlanamayacaktır: Zarara (a) "kasten" veya (b) "pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmal ile" sebep olmuşlarsa. Bu düzenleme, aynı içerikle Tasarının 855 inci maddesinin beşinci fıkrasında, 886 ncı maddesinin birinci fıkrasında, 887 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, 930 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, 1187 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, 1267 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülmüştür. Tasarının 855 inci maddesinin beşinci fıkrasının dışındaki hükümlerde, "kast"ı öngören birinci ihtimal anlatılırken, mehaz milletlerarası sözleşmelerde geçen anlatıma aynen bağlı kalındığı için ayrıca, "böyle bir zarara sebep olmak" ibaresine yer verilmiştir. Oysa "kast" terimi Türk hukukunda bu anlamı zaten içermektedir. Bu sebeple, "böyle bir zarara sebep olmak" ibaresiyle hükmün anlatımını ağırlaştırmaya gerek görülmemiş ve mezkur ibarenin çıkarılması uygun bulunmuştur. Böylece 855 inci maddenin beşinci fıkrasında tercih edilmiş olan ifade ile de uyum sağlanmıştır. Bu değişiklik, maddelerin içeriğine etkili olmayıp, yalnızca hükümlerin daha rahat anlaşılmasını sağlamaya yöneliktir.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-03-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02140903 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.