![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 05.06.2012)
"Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda 1.11.2004 başlangıç tarihli ve on yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının mecurun kapılarını tamamıyla kapattığını ve genel geçiş alanını engelleyerek kendisine ait bir kullanım alanı yarattığını, kira sözleşmesine göre ilgili alanın genel geçiş alanı olması sebebiyle pasajın açık olduğu saatlerde mecurun kapılarının açık olması gerekirken, davalının bu alanı adeta kendisine tahsis ederek, kapılarını her gün değişmekle birlikte 12.00-13.00-14.00 gibi değişik saatlerde açtığını ve diğer zamanlarda kapılarını kilitli tuttuğunu, kira sözleşmesinde ekli krokide görüldüğü üzere mecurun ortasında genel geçiş hattı olması gerekirken davalı tarafından mecurun ortasına konulan bar ve depo gibi ünitelerle genel geçiş hattını ihlal ettiği ve bu alanın genel geçiş hattı özelliğinin kaybolduğunu ve kullanılamadığını, davalının mecurun girişine ofis-depo olarak kullanılmak üzere alçıpanla oda imal ettiğini, davalının işbu hal ve davranışlarının kanuna ve sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmeye ve eki krokiye aykırılıkların Şişli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/356 D.İş. dosyasıyla tespit ettirdiklerini ve ihtarname ile bu aykırılıkların giderilmesinin ihtar edildiğini, ancak davalının ihtara uymadığını belirterek davalının sözleşme ve kanuna aykırı davranışları sebebiyle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshine ve davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca kiracı, kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Kiralananın açıktan fena kullanılması durumunda akde aykırılığın giderilmesi amacıyla kiracıya ihtar gönderilmesine gerek yoktur. Olayımıza gelince; davanın hukuksal dayanağını oluşturan Borçlar Kanunu'nun 256.maddesi gereğince kiralananın tahliyesinin istenebilmesi için kiracının iddia olunan aykırılığı gidermesi için uyarılması ve kiralananın sözleşmeye uygun hale getirilmesi için kiracıya uygun bir süre tanınması, tanınan süre sonunda sözleşmeye aykırılığın sürdürüldüğünün saptanması gerekir. Davacının davalıya gönderdiği 19.11.2009 tebliğ tarihli ihtarnamede akde aykırılığın giderilmesi için 10 gün süre verilmiş, ancak davalı bu süre içinde akde aykırılıkları gidermemiş ve davacı ikinci kez Şişli 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/393 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırmış ve bu tespite ilişkin raporda ihtarnamede bildirilen akde aykırılıkların eski hale getirilmediği bildirilmiştir. Bu rapor, davalıya 12.1.2010 tarihinde tebliğ edildikten sonra davalı 10.2.2010 tarihli verdiği cevap dilekçesinde tespit raporunun kendilerine tebliğinden sonra akde aykırılıkları giderdiklerini bildirmiştir. Ne var ki, 19.11.2009 tarihli ihtarname ile tanınan süre içinde akde aykırı hususlar giderilmediğinden akdin feshi ve tahliye için yasal şartların tamamlandığının kabulü gerekir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 256 :Müstecir mecuru kullanırken tam bir ihtimam dairesinde hareket ve apartman icarında bina dahilinde oturanlara karşı icabeden vazifeleri ifa ile mükelleftir.
Müstecir vukubulan ihtara rağmen bu mükellefiyete daimî surette muhalefet eder yahut açıktan açığa fena kullanarak mecura daimî bir zarar iras eylerse mucir tazminat ile birlikte icar akdinin hemen feshini talep edebilir. Mecurda, icrası mucire ait tamirata lüzum hasıl olduğu yahut üçüncü bir şahsıs mecur üzerinde bir hak iddia ettiği takdirde; müstecir, keyfiyeti hemen mucire ihbar etmekle mükelleftir. Aksi takdirde zarardan mesul olur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 23-02-2013
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |