![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Yüklenici, edimini, sözleşme koşullarına, fen ve sanat kuralları ile iş sahibinin eserden beklediği menfaate uygun olarak yerine getirmek zorundadır.
Yüklenicinin yaptığı eser, iş sahibinin kullanamayacağı ve/veya iş sahibinin kabule zorlanamayacağı derecede kusurlu ise iş sahibi, eseri kabulden imtina edebilir.
Yüklenicinin yaptığı eserdeki ayıp, iş sahibinin eseri kabulden kaçınmasını haklı kılacak derecede önemli bulunmuyorsa, iş sahibi, ücretin kıymet noksanı oranında indirilmesini ist...
![]() (Şerh No: 8116 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-10-2010 16:35)
Bilgi [İhaleK. 75]
![]() Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz * malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, 13 üncü maddesinde gösterilen komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin ... ![]() (Şerh No: 8115 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-10-2010 22:35)
Bilgi [KooperatifK. 90]
![]() Ticaret Bakanlığı, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin işlem ve hesaplarını ve varlıklarını müfettişlere veya kooperatif kontrolörlerine denetlettirebilir. Kontrolörlerin seçilme ve çalışma şekli ile görev ve yetkileri tüzükle tespit olunur. Bu teşekküller denetim sonucuna göre Ticaret Bakanlığınca verilecek talimata uymak zorundadırlar. (Değişik fıkra: 06/10/1988 - 3476/23 md.) Koopera... ![]() (Şerh No: 8114 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-10-2010 21:23)
İdare tarafından 2886 S.K. mucibince taraflar arasında akdedilen ihale sözleşmesine mesnetle ikame edilen davada; idarenin, gizli ayıba mesnetle istemde bulunmuş olması karşısında uygulanacak zamanaşımı süresi, BK m.125 gereğince, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıldır.
![]() (Şerh No: 8112 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-10-2010 17:05)
İdarenin, 2886 S.K. uyarınca davalı ile akdettiği eser sözleşmesine mesnetle ve yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması haline dayanarak, zararının tazminini talep etmesi halinde; zamanaşımı süresi, BK m.126/son mucibince BK m.125'e binaen 10 yıldır.
![]() (Şerh No: 8113 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-10-2010 17:03)
Muayene ve kabul komisyon veya heyetlerinin başkan ve üyeleri ile diğer ilgililer, görevlerini kanuni gereklere göre yapmayarak taraflardan birinin zararına yol açacak ihmal ve kusurlu hareketlerde bulundukları takdirde (haklarında BK m.41 uyarınca değerlendirme yapılarak) tarafların bu yüzden uğradıkları zarar ve ziyandan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
İdari düzen içinde sözleşme konusu kitaplar, teslim alındıktan sonra, ayıplı olup olmadığı, eksik iş bulunup bulunmadığı; yan...
![]() (Şerh No: 8111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-10-2010 17:03)
Maktulün, olay yerine sanıkla bir ilgisi olmaksızın arkadaşları ile buluşmaya gelmesi ve bu durumun maktul ve sanık arasındaki önceki husumetle alakasının olmaması, akabinde mağdurun yanında yer alarak sanıkla kavga etmesi birlikte değerlendirilirse maktulden kaynaklanan haksızlığın basit olarak nitelendirilip, haksız tahrik maddesinin uygulamasında en üst sınırdan ceza tayini gerekir.
![]() (Şerh No: 8110 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 16-10-2010 02:17)
Suç tarihi itibarı ile sanığın suçu, 5395 Sayılı değişildikten önceki 24, CMK'nın 253 ve 254. Maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında olduğuna göre , uzlaşma işlemi yapıldıktan sonra uzlaşmanın sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 8109 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 16-10-2010 01:54)
İİK.nun 54. maddesi gereğince, tutuklu veya hükümlüler aleyhine yapılan icra takibine mümessil tayini suretiyle devam edilebilir. Mümessil tayini vesayet makamına (ilgili mahkeme) ait olan hallerde, vasinin belirlenmesinden sonra ona tebligat yapılarak icra takibinin sürdürülmesi mümkündür. Yasanın emredici bu kuralına uyulmadan yapılan işlemler ise hükümsüzdür.
![]() (Şerh No: 8108 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-10-2010 22:19)
Alkollü olan sanığın yaralanma veya ölümle sonuçlanabileceğini öngörmesine rağmen kırmızı ışıkta hız kesmeyerek kavşağa girdiği bu sırada yaya geçidinden geçmekte olan maktuleye çarptığı ve çarpmanın etkisiyle maktulenin öldüğü anlaşıldığına göre burada olası kast ile insan öldürme suçunun oluştuğu gözetilmelidir.
![]() (Şerh No: 8107 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 18:24)
Çekişli raporlar suçun vasfını değiştirebileceği için, suçun hangi yaralama mı yoksa adam öldürmeye teşebbüs mü olduğu ancak raporlardaki çelişkiler giderildikten sonra belli olabilir.
![]() (Şerh No: 8106 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:50)
Sanığın asıl hedef aldığı kişiye ateş ettiği sırada aynı otomobil içerisinde bulunan mağdurun da isabet alarak öldürebileceğini ya da yaralanabileceğini öngörmesine rağmen ateşe devam ederek mağdurun yaralanmasına sebep olduğuna göre, olası kast ile yaralama suçundan cezalandırılmalıdır.
![]() (Şerh No: 8105 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:43)
Başkasının haksız tahrikleri, haksız tahrik sebebi olamaz.
Maktuleden kaynaklanan herhangi bir haksız tahrik yoksa sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanamaz.
![]() (Şerh No: 8104 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:36)
Sanığın ruhsatsız tabancasıyla intihar eden ölenin yanına gittiğinde, kendi tabancasının kullanıldığını görmesi üzerine, öldürme fiilinin delili olan bu tabancayı yok ettiği anlaşıldığından, öldürme suçunun delillerini gizleme ve yok etme suçundan cezalandırılması gerekir.
![]() (Şerh No: 8103 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:31)
Maktul ile daha önce hayvanların otlatıldığı yer hususunda sanığın tartıştığı, maktulün "Bu burada kalmaz, seninle görüşeceğiz." dediği, aynı gün içerisinde aynı yerde yine karşılaştıkları, sanığın tüm uyarısına rağmen maktulün bastonuyla sanığa vurduğu daha sonra da 4 metre mesafeden 2 el atış yaptığı, saldırı defetmek amaçlı sanığın da ateş ettiği olayda, meşru savunma koşulları gerçekleşmiştir.
![]() (Şerh No: 8102 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:26)
Mağdurun, kardeşi olan maktul birlikte küfür edip sanığa saldırmaları üzerine, sanığın tabancasındaki mermiler bitene kadar ateş ettiği, bu mermilerden ikisinin göğüs bölgesi olmak üzere üç yerinden yaralandığı ve hayati bir tehlike geçirdiği anlaşıldığına göre, kasten yaralamadan değil, adam öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmalıdır.
![]() (Şerh No: 8101 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:17)
TCY'nın 257. maddesindeki suçun oluşması, kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesinden, kişileri mağdur olması veya kamunun zarar görmesi ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmasına bağlıdır. Bu sonuçları doğurmayan norma aykırı davranışlar, suç kapsamında değerlendirilemez.
![]() (Şerh No: 8096 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 15-10-2010 16:31)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve gerekse Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere yasal olarak sorumlu olmadığı bakiye karar ve ilam harcını yatırmadığı gerekçesiyle haklı çıkan davacıya kararın tebliğ edilmemesi, hak arama özgürlüğünü engelleyici ve mahkemeye erişim hakkını kısıtlayıcı niteliktedir.
![]() (Şerh No: 8100 - Ekleyen: Av.Hakan EREN - Tarih : 15-10-2010 13:20)
Davacı 5.323.459.374 TL. hasar bedelini sigortalısına ödediğini ve davalılardan sürücünün tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın tahsilini istemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasar 6.349.942.061.TL. olarak hesaplanmış ve davalı sürücünün 6/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur oranına göre 4.762.456.545.TL. tazminata hükmedilmiştir.
Oysa davacı taraf kendisini, toplam hasar bedeli olarak 5.323.459.374.TL. ile bağlamış olduğundan, 6/8 kusur oranına karş...
![]() (Şerh No: 8099 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-10-2010 11:07)
Davacı tarafın ihbar tazminatı talebi bulunmadığı, sadece yolluk harcırahı, jübile ikramiye ve izin ücreti talebi bulunduğundan,HUMK. 74.'de açıklanan taleple bağlılık kuralı gereğince, mahkemece sadece bunlar hakkında hüküm kurulması isabetli olup, ihbar tazminatı yönünde ki direnme kararı onanmalıdır.
![]() (Şerh No: 8098 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-10-2010 10:59)
Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke "yazılı delil başlangıcı" olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TTK m.644'te düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir.
![]() (Şerh No: 8097 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-10-2010 19:20)
Mesai saati dışında, öğle tatilinde satış işleminin gerçekleştirilmesi İİK m.51'deki kurallara aykırı olmadığı gibi, satışın yapılacağı yerin resmi daire olması ve katılımın yeterince sağlanamadığı görüşü de; öğle tatili olması sebebiyle çalışanların, izin almaksızın ihaleye rahatça girebilecekleri de tabii olduğundan; yerinde değildir.
![]() (Şerh No: 8089 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 14:12)
İİK.nun 38. maddesine göre, İcra Dairesi'ndeki kefaletler, ilam mahiyetini haiz belgelerden olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İİK.nun 39. maddesine göre de; ilama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar.
![]() (Şerh No: 8095 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 13:44)
Kısmi davada, dava edilmeyen alacak kesimi için fazlaya ait hakkın saklı tutulmuş olması zamanaşımını kesmez.Bir başka ifadeyle kısmi dava açılması halinde zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. (Ayrıca Bknz:YHGK. 20.3.1968 gün E.9/210 K.151, Y.HGK. 23.11.1966 E.T/593, K.296)
![]() (Şerh No: 8094 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 13:30)
Takip konusu çek, ödeme emrinin tebliğinden önce 6 ay işlemsiz bırakılması halinde zamanaşımına uğrar ise de;
Borçlunun itiraz dilekçesinde takibe, imzaya ve icra dairesinin yetkisine itiraz edip, takip konusu senedin zamanaşımına uğradığına yönelik bir defi ileri sürmediği durumda, hakim bunu kendiliğinden gözetemez ve bu hususta davacıya bir hatırlatmada bulunamaz. (Ayrıca Bknz: BK.140 HGK. 22.2.2975 tarih 4/701-264 sayılı kararı)
![]() (Şerh No: 8093 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 11:56)
Zamanaşımı def'i ancak taraflarca ileri sürülmesi halinde dikkate alınabilir. Aksi takdirde hakim tarafından resen gözetilmez.
![]() (Şerh No: 8092 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-10-2010 11:45)
Bankaya BDDK tarafından el konulmasından(yönetimin TMSF'YE devrinden)önce ki bir işleme dayalı uyuşmazlıkta, gerek el konulan bankanın sonradan birleştiği diğer FON bankasının, gerekse TMSF'nin pasif taraf ehliyeti bulunmaktadır.
![]() (Şerh No: 8091 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-10-2010 22:46)
Borçlar Yasası'nın 147/2. maddesi gereğince alacaklı, diğerlerinin zararına olarak müteselsil borçlulardan birinin vaziyetini iyileştirdiği takdirde bu fiilin sonuçlarına şahsen katlanır.
![]() (Şerh No: 8090 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-10-2010 18:16)
İflasın ertelenmesine dair kararın Yargıtay tarafından esastan bozulması ile karar geçerliliğini ve yerine getirilme niteliğini yitirir. Bu sebeple bozmadan sonra, erteleme kararının yasada öngörülen sonuçlarını sürdürmesi olanağı ortadan kalkmıştır. Bu ahvalde alacaklının, icra takip işlemlerine devam etmesine artık bir engel bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 8088 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-10-2010 11:45)
Borçlu limited şirket hakkında, alacaklı idare tarafından ecrimisil alacağına dayalı olarak icra takibinde bulunulup, 6183 Sayılı Kanuna göre yapılmış bir takip söz konusu olmadığından, bu alacağın şirketten tahsil edilememesi üzerine, bu defa şirket ortaklarına yönelinerek icra emri çıkarıldığı bir durumda, 6183 Sayılı Kanunun 31. maddesi de uygulanamaz.
![]() (Şerh No: 8087 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-10-2010 11:02)
(Şerh No: 8086 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 23:54)
(Şerh No: 8085 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 23:54)
4389 S.K. m.15/3 ve 14/5 gereği TMSF'na devredilen Sümerbank A.Ş. aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemez.
![]() (Şerh No: 8084 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 23:53)
İİK m.67, 68, 68/a, 169/a ve 170'te tazminat talebi için bir süre öngörülmemiştir. İnkar tazminatı, zaman içinde oluşan zararın karşılığı olup miktarı hakim tarafından tayin olunmaktadır. Bu itibarla tazminat talebi bir süreye tabi olmayıp, duruşmaya son verilinceye kadar istenilmesi mümkündür.
![]() (Şerh No: 8083 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 23:53)
Doktrinde benimsenen İİK m.68'deki icra inkar ve kötü niyet tazminatının, (talep şartına bağlı olması nedeniyle) bu talebin mutlaka dava/cevap dilekçesinde yer alması gerektiği; aksi halde iddianın genişletilmesi savunması ile karşılaşabileceği görüşü, icra inkar/kötü niyet tazminatının özelliği ve niteliği ile bağdaşmaz.
![]() (Şerh No: 8082 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 23:53)
Alacaklının, itirazın kaldırılmasına dair talebi, takip dayanağı belgenin İİK m.68/1'deki belgelerden olmadığından bahisle (işin ESASINA girilmeden) reddedilirse; alacaklı, tazminatla sorumlu tutulamaz.
![]() (Şerh No: 8081 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun'un 50/6. maddesinde yer alan "yaptırımın" ibaresi "tedbirin" olarak değiştirilmiştir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 4 ve 9. fıkraları yeniden düzenlenmiş ve 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Kanun değişikliğinin amacı, doğrudan hükmedilen ve hapisten çevrilen adli para cezalarının infazına ilişkin farklı rejimleri ortadan kaldırmaktır. Adli para cezalarının tam...
![]() (Şerh No: 8080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)
Vekil, vekalet yetkisini, kasten vekil edenin zararına, kendisinin ya da düşünce ve çıkar birliğine girdiği kişi yararına kullandığı takdirde yapılan işlem, vekalet vereni bağlamaz. Vekalet veren, her zaman, sözleşmenin feshi ile buna göre oluşan tapunun iptalini isteyebilir. Bu husus Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucudur.
![]() (Şerh No: 8079 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)
Muvakkaten durdurma kararının hükmü itiraz hakkında verilecek karara kadardır. İİK m.169/a-son hükmü gereğince itirazın reddi kararının temyizi hiçbir icra işlemini durdurmaz.
![]() (Şerh No: 8078 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)
HUMK m.76 gereğince vakıaları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir.
Hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. Taraflardan biri, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz ve aldatılan taraf, hakkını kullanmak suretiyle, hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Hile her türlü delille ispatlanabilir ve 1 yıllık h...
![]() (Şerh No: 8077 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)
(Şerh No: 8075 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:27)
(Şerh No: 8074 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:25)
(Şerh No: 8073 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:23)
(Şerh No: 8072 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:22)
(Şerh No: 8071 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:20)
(Şerh No: 8070 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:19)
(Şerh No: 8069 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:17)
(Şerh No: 8068 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:15)
(Şerh No: 8067 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:14)
(Şerh No: 8066 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:12)
(Şerh No: 8065 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:11)
(Şerh No: 8064 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:10)
(Şerh No: 8063 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:08)
(Şerh No: 8062 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:06)
(Şerh No: 8061 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:03)
(Şerh No: 8060 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 22:00)
(Şerh No: 8059 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:56)
(Şerh No: 8058 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:53)
(Şerh No: 8057 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:50)
(Şerh No: 8056 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:48)
(Şerh No: 8055 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:45)
(Şerh No: 8054 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:42)
(Şerh No: 8053 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:40)
(Şerh No: 8052 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-10-2010 21:38)
Müşterek müteselsil borçlu hakkında takip yapıldığında, Borçlar Kanunu'nun 487.maddesi gereğince asıl borçluya müracaat edilmesine gerek bulunmadığından, İİK m.45'e göre öncelikle rehne dayalı takip yapılması zorunlu olmayıp, kefiller hakında haciz yoluna başvurulabilir.
![]() (Şerh No: 8051 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-10-2010 16:51)
İİK m.43 hükmünce, aynı yasanın 67/4. maddesinde yazılı olan 6 aylık süreyi geçirmemek kaydı ile; alacaklı, haciz ve iflas yolu ile yapılan takip şeklini bir defaya özgü olmak üzere değiştirilebilir. Bu durumda borçluya, değiştirilen takip şekline ait ödeme emri tebliğ edilir. Önceki takibin kesinleşmiş olması veya itiraz üzerine durmuş bulunmasının bu işleme etkisi yoktur. Zira yeniden çıkarılan ödeme emrine karşı borçlunun itiraz hakkı vardır.
![]() (Şerh No: 8049 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-10-2010 16:41)
Kabahatler Kanununa göre verilmiş olan kesin kararlarda Kanun yararına bozma talep edilemez. Kabahatler Kanunu genel hükümleri düzenlerken ihtiyaç duyduğu konularda 5271 sayılı yasaya atıfta bulunduğu halde, verilen kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolları; düzenlemesinde, 5271 sayılı CMK.mn 309.maddesinde yer alan kanun yararına bozma yoluna gidilebileceğine dair bir atıfta bulunmamıştır.
![]() (Şerh No: 8048 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 11-10-2010 09:17)
TTK m.726 mucibince çeklerde 6 ay olan zamanaşımı süresi icra takibinin başlatılması ile kesilir ve müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Bu tekrar işlemeye başlayan süre içerisinde, icra dosyasında, hakkında hiçbir işlem yapılmayan borçlu için 6 ayın geçmesiyle zamanaşımı süresi dolar. Ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde zamanaşımı def'inde bulunulursa İİK m.168/5 hükmü de gözetilerek takibin iptaline karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 8044 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:47)
Azlin, tapuda azil defterine işlenmesine rağmen, davacının vekaletten azlettiği kişinin yetkilendirdiği kişi tarafından, taşınmazının 3. kişilere satışında, tapu memurlarının ve devletin sorumluluğu olduğu savıyla ikame olunan dava, 4721 S.K. m.1007'ye dayanmakla, davaya bakmaya adli yargı görevlidir.
![]() (Şerh No: 8037 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:44)
TTK m.730/3'ün atfı sebebiyle çeklerde de uygulanması gereken TTK m.592'ye göre; suça konu çekte ibraz anına kadar müşteki tarafından bile tamamlanabilecek durumda olan keşide tarihinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek, sadece bu nedenle sanık hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulamaz.
![]() (Şerh No: 8036 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:43)
Alacaklı, ilamlı icra takibine başladıktan sonra yerleşim yerini değiştirirse, ilamlı icra takibinin yeni yerleşim yerindeki icra dairesine havale edilmesini isteyebilir.
![]() (Şerh No: 8046 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:42)
Çekin bir takas odasına ibrazı ödeme için ibraz yerine geçer. İbraz işlemini muhatap banka adına vekaleten yapan banka, muhatap banka durumunda değildir. Hal böyle olunca muhatap banka adına vekaleten işlem yapan banka, aynı zamanda ciranta konumunda olduğundan yetkili hamil olmakla, takip yapmasında yasal engel yoktur.
![]() (Şerh No: 8045 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:42)
TTK m.726'ya göre çeklerde 6 ay olan zamanaşımı süresi; TTK m.730 atfı ile çeklerde de uygulanan TTK m.662 gereği; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir. Takibe geçilmesinden sonra zamanaşımının gerçekleşmesi halinde, talep üzerine, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi zorunludur.
![]() (Şerh No: 8043 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:42)
Mirasın reddini kapsayan beyan "tek taraflı bozucu yenilik doğuran" irade açıklamalarından olmakla ulaşma şartı gerçekleştikten sonra bundan dönülebilmesi, ancak mirasçıların söz birliği ile mümkün olur.
4721 S.K. m.5 mucibince medeni hukuk ilişkilerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanabileceğinden irade sakatlığı sözkonusu olduğu hallerde mirasçıların muvafakatı aranmadan mirası red beyanından dönülebilir.
![]() (Şerh No: 8042 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
Hamil tarafından ciranta aleyhine bonoya mesnetle takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesi müracaat hakkının kaybına yol açar. Yasada düzenlenen protesto süresi hak düşürücü nitelikte olduğu için mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir.
![]() (Şerh No: 8041 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
Maaş haczine ilişkin olarak borçlunun işverenine usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, bu kişi tarafından İİK m.355'teki yükümlülük yerine getirilmezse; ilgili, borçlunun maaşından kesinti yapmadığı miktar kadar şahsi mallarından veya maaşından sorumludur, tüm takip borcundan sorumlu tutulamaz.
![]() (Şerh No: 8040 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
Kat irtifakına konu bağımsız bölümler üzerinde ortaklığın giderilmesi, ancak her bir bağımsız bölüm ayrı ayrı değerlendirilerek giderilebilir; bağımsız bölümlerin aynen taksimi mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 8039 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
Tellallık sözleşmesi her iki tarafın imzasını havi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber değildir. İşbu yazılı şekil şartı ispat değil; mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gereken geçerlik koşuludur.
![]() (Şerh No: 8038 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
İcra dosyasının yetkisiz icra dairesinden yetkili icra dairesine gönderilmesi halinde; yetkisiz icra dairesinde itirazın incelenmesi aşamasında konulan hacizler, yeni takip, önceki takibin devamı sayıldığından bu takipte de geçerliliğini korur.
![]() (Şerh No: 8035 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-10-2010 23:41)
Dilekçede kullanılan ifadelerin savunma sınırlarını aşması
(Av. K. m. 34, 158; TBB Meslek Kuralları m. 5, 6)
![]() (Şerh No: 7098 - Ekleyen: Av.Cihangir AĞCABAY - Tarih : 10-10-2010 12:06)
Kavga sırasında öfkeyle söylenen sözlerin tehdit suçu oluşturmayacağı şeklindeki düşüncenin doğru olmadığını, her somut olayda, olayın kendine has özelliklerine göre sarf edilen sözlerin incelenmesi gerekmektedir.
![]() (Şerh No: 8025 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 22:15)
Bir kamu görevlisinin kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma suçunu işlemesi için bu araç ve gereçlerden fayda sağlanması gerekmektedir.
![]() (Şerh No: 8027 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 22:00)
Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu tam teşebbüse uygun olmayıp yalnızca eksik teşebbüs söz konusudur.
![]() (Şerh No: 8029 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:58)
5728 Sayılı Kanunun 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CYY.nın231.maddesi uyarınca hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,bozmayı gerektirmiştir.
![]() (Şerh No: 8028 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:54)
Sanığın adli sicil kaydındaki mahkumiyetinin silinmesi koşulları oluştuğundan, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına engel teşkil etmez. Katılanın tazminat istemi ve bir maddi zararı bulunmadığı, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geriye bırakılması sırasında nazara alınmayacağı gözetilmelidir.
![]() (Şerh No: 8031 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:52)
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olup olmadığı değerlendirilirken işbu suç yüzünden oluşan zararın tazmini olmadığı sebebiyle hüküm verilmeden önce müştekiden zararı somutlaştırılması sanıklardan zararı tazmin etmek isteyip etmedikleri sorularak karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 8032 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:50)
Denetimli serbestlikte kanunun ilgili maddesi olan 51/3-e göre cezası ertelenen bir kişi, kanunda belirtilmemiş olan bir denetim kararına tabii tutulamaz, bu yasallık ilkesine aykırıdır.
![]() (Şerh No: 8022 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:46)
TCK. M. 50/1-D Bendindeki "belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya" ifadesi insanın çevresiyle arasındaki ilişkileri düzenleyen her türlü eylem- çalışma, iş yapma, işlerlik ve devinimi ifade ettiği için "mağdura kötü muamelede bulunmama"nın bir etkinlik olmadığı gözetilmelidir.
![]() (Şerh No: 8030 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:01)
Yasal olarak evlatlıktan çıkarıldıktan sonra şikayetçinin iradesine aykırı olarak evde kalmayı sürdürmek, konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturur.
![]() (Şerh No: 8026 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:55)
Bir kişinin alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunun faili olabilmesi için failin alkol oranının kişinin güvenli araç idare edebilme yeteneğini ortadan kaldırdığı Adli Tıp Kurumunun görüşü alınarak ve anılan suçun soyut tehlike suçu olduğu da göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 8024 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:33)
Aynı evin içinde ama farklı odalarda barınan kardeşlerin, birbirlerinin odalarına girmelerinin konut dokunulmazlığı suçu oluşturabilmesi için, bu durumun daha önceden kardeşler tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.
![]() (Şerh No: 8021 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:03)
Alacaklının, hileli yollarla ele geçirdiği senedi icra takibine konu ederek icra takibini kesinleştirdiği ve borçlunun taşınmazını haczederek, taşınmazı ihale yolu ile alacağa mahsuben kendi üzerine kaydettirmiş olduğu iddiasına mesnetle İİK m.134 mucibince ihalenin feshi davası ikame edilebileceği gibi; ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil davası ikame edilmesine de yasal bir engel yoktur.
Bu şekilde açılan tapu iptal ve tescil da...
![]() (Şerh No: 8017 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-10-2010 14:30)
Alacaklı tarafından kendisi aleyhine başlatılan icra takibinde, taşınmazları ihale ile "alacağa mahsuben" icra takibi alacaklısına satılan borçlunun, ikame ettiği menfi tespit davasında; icra takibine mesnet kılınan senetlerden dolayı alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığına hükmedilerek işbu kararın kesinleşmesi ile; söz konusu ihale ile "alacağına mahsuben" taşınmazları satın alan icra alacaklısının üzerine bulunan tapu kaydı yolsuz hale gelmiştir; başka bir deyişle tapu kaydı hukuki yönden...
![]() (Şerh No: 8020 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-10-2010 14:12)
Alacaklının başlattığı icra takibinde usulsüz yapılan tebligatlar sonucu taşınmazının alacağa mahsuben ihale ile davalı icra alacaklısına satıldığını, onun da durumu bilen diğer davalıya taşınmazı temlik ettiğini ve bu suretle yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek dava ikame eden borçlunun, işbu yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davasında; takibe esas teşkil eden borç ilişkisinin doğru olup olmadığı, buna dayalı takibin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve davalıların değinilen...
![]() (Şerh No: 8019 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-10-2010 13:47)
Alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, maliki bulunduğu taşınmazın haczedilerek, adresinin alacaklı tarafça bilinmesine rağmen satış ilanının kendisine 7201 S.K. m.35 e göre yapıldığı ve bu şekilde usulsüz tebligat ile taşınmazının 3.kişiye satıldığı iddiası ile borçlunun, icra alacaklısı ve ihale alacaklısı kayıt malikine karşı "yolsuz tescil"e mesnetle ikame ettiği tapu iptal ve tescil davasında; (tapu kaydı ihale alacaklısı 3.kişinin üzerine kayıtlı olmakla) usulsüzlüğü iddia edilen i...
![]() (Şerh No: 8018 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-10-2010 13:36)
İcra İflas Kanunu mucibince gerçekleştirilen ihalelere ilişkin ihalenin feshi istemi ile ikame olunacak dava İcra Mahkemesince görülmektedir. Bu şekilde ikame olunan ihalenin feshi davalarında mahkemece, icra hukuku ile sınırlı olarak ve basit yargılama usulüne tabi bir inceleme yapılmaktadır; taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlığın irdelenmesi söz konusu değildir. Bu sebeple, İcra Mahkemesinde ikame olunan ihalenin feshi davası sonucunda yapılan inceleme ve değerlendirme ve böylece verilen karar...
![]() (Şerh No: 8016 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-10-2010 13:19)
İİK m.124/4 e göre satılığa çıkarılan taşınmaz üzerinde hakkı olan alacaklının alacağı, İİK m.124/3 teki oranları karşılıyorsa; bu kişi, arttırmaya katılabilmek için ayrıca teminat göstermekle yükümlü değildir.
![]() (Şerh No: 7956 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-10-2010 11:15)
İİK m.123'de öngörülen süre (ikinci ihalenin satış kararının verildiği tarihten itibaren iki ay) geçtikten sonra satış yapılması tek başına ihalenin feshi sebebi olamaz.(Ayrıca Bknz: İİD. 12.11.1951 T. E:5465 K:5605).
![]() (Şerh No: 7957 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-10-2010 11:08)
Özel daire kural olarak, bu kararda olduğu gibi satış ilanı ve şartnamede satış konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin eksik veya yanlış bilgi bulunması ya da dosyada imar durumuna ilişkin belge bulunmaması(1992/13552 E.-1993/3420-25.02.1993) gibi hususları, ihaleye katılıma(katılmamaya) doğrudan etki edecek unsurlar olarak değerlendirip, ihalenin feshi sebebi olarak kabul etmiştir.
![]() (Şerh No: 7958 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-10-2010 11:04)
Borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olması, İİK m.127'deki "satış ilanının tebliği" zorunlululuğunun gerçekleştiği anlamına gelmez.
Zira 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise tebliğ muteber sayılır. Yani muhataba usulsüz de olsa bir tebligat yapılmış olmalıdır.Herhangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise anılan madde hükmü uygulanamayacağın...
![]() (Şerh No: 7998 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-10-2010 11:02)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |