![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Kural olarak tacirin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğundan bahisle tenkis talep hakkı yoksa da taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart tacirin mahvına sebep olacaksa cezai şarttan makbul düzeyde indirim mümkündür.
![]() (Şerh No: 774 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:39)
(Şerh No: 601 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:38)
Bilgi [TCK. 16]
![]() MADDE 16: Maddede, suç nerede işlenmiş olursa olsun, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen sürelerin aynı suçtan dolayı Türkiye'de yapılacak yargılama sonunda verilecek cezadan indirilmesi öngörülmüş, böylece adalet esaslarına uyulması sağlanmıştır. ![]() (Şerh No: 867 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 15:38)
Bilgi [TCK. 17]
![]() MADDE 17.– Hükûmet Tasarısının 16 ncı maddesinde yabancı ülkede verilmiş mahkûmiyet kararına bağlı hak yoksunluklarının Türkiye’deki etkisi düzenlenmiştir. Yürürlükteki kanunun 8 inci maddesinin tekrarı olan bu hüküm, düzenlemesi itibarıyla adalet esasına göre uygulanabilirliği olan bir hüküm değildir. Gerçekten yabancı bir mahkeme tarafından hükmolunmuş olan cezaya, bu kararın verildiği ülke hukukunda bağlanmış olan hak yoksunluklarını esas alan düzenlemeler, sağlıklı bir sonuç vermekten uzaktı... ![]() (Şerh No: 934 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:38)
(Şerh No: 338 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:38)
Karşı tarafa gönderilen ihtarnamede "temerrüt faizi" de talep edileceği bildirilmiş ve tazminatın niteliği de uygunsa "olay tarihinden itibaren" temerrüt faizine hükmedilmesi gereği hakkında.
![]() (Şerh No: 337 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)
Bilgi [TCK. 18]
![]() MADDE 18.– Geri vermeye ilişkin koşullar, Türkiye’nin çeşitli devletlerle imzalamış bulunduğu iki taraflı sözleşmeler ile Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesinde belirlenmiştir. Ancak, buna rağmen geri vermeye ilişkin asgari şartların, iç hukuk düzenlemesi olan kanunla belirlenmesi, uygulamada tek düzeliği sağlama açısından önem taşımaktadır. Geri verme taleplerinin hangi usul ve esaslara göre yerine getirileceği, sözleşmelerde genellikle düzenlenmemekte, taraf devletlerin iç hukukuna bır... ![]() (Şerh No: 935 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:37)
Tacir olan tarafların akdettiği sözleşmede aylık %10 tememrrüt faizi ödenmesi kararlaştırılmışsa işbu oranın uygulanması gerektiği hakkında.
![]() (Şerh No: 336 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)
Bilgi [TCK. 14]
![]() MADDE 14: 11 ve 12 inci maddelerde suçun hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmesi bir soruşturma koşulu olarak gösterilmiştir. Hapis ve adli para cezasından birinin uygulanması hakimin takdirine bağlı bulunan seçimlik cezalı fiiller, genellikle vehamet arzetmeyen suçlardan olduklarından, yabancı ülkede işlenmeleri halinde soruşturma ve kovuşturma koşulunun gerçekleşmemiş sayılacağı maddede belirtilmiştir. ![]() (Şerh No: 863 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 15:37)
Ticari işe ilişkin davada davacı tarafça oran belirtilmek suretiyle istenen ticari faiz istemi, yasal faiz oranından yüksek ise; davacının avans faizi talep ettiği kabul edilmelidir.
![]() (Şerh No: 335 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:37)
(Şerh No: 222 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:36)
Bilgi [TCK. 15]
![]() MADDE 15: Ceza miktarının soruşturma koşulunu oluşturduğu hallerde, suçun ilgili olduğu kanun maddesindeki cezaya mı, yoksa iddia çerçevesinde kanuni ağırlaştırıcı ve hafifletici nedenler de göz önüne alınmak suretiyle bulunacak olan cezaya mı itibar edileceği hususuna açıklık getirilmesinde, uygulama bakımından yarar bulunduğu düşünülmüş ve bu gibi hallerde, soruşturma aşamasında ileri sürülen kanuni ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ile, kanuni hafifletici nedenlerin yukarı sınırı göz önün... ![]() (Şerh No: 866 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 15:36)
Borçlu tarafından alacaklıya yapılan ödemelerin kambiyo senedi dışında başkaca bir borçtan kaynaklandığını iddia eden alacaklı, bu iddiasını kanıtlamalıdır
![]() (Şerh No: 221 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:36)
Bilgi [TCK. 13]
![]() MADDE 13.– Madde metninde, belli suçların yabancı bir ülkede işlenmesi durumunda, failin Türk vatandaşı veya yabancı olmasına bakılmaksızın, Türkiye’de Türk kanunlarına göre yargılama yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Birinci fıkranın (a) bendine göre, İkinci Kitap, Birinci Kısım altındaki 1) “Soykırım” başlıklı Birinci Bölümde, 2) “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti” başlıklı İkinci Bölümde yer alan suçlar ile; (b) bendine göre, İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki 1) “Devletin ... ![]() (Şerh No: 933 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:36)
(Şerh No: 220 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:36)
Hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatılan borçlu, ödeme emrine karşı itiraz etmediği ve "zamanaşımı def'i"nde bulunmadığı takdirde; kambiyo senedinin takipten önce zamanaşımına uğradığından bahisle "menfi tespit davası" ikame edemez.
![]() (Şerh No: 219 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:35)
Türkiye dışında keşide edilen ve muhatabı bankanın da yabancı bir banka olduğu çeklere bu yabancı ülkede mer’i mevzuattaki zamanaşımı süresi uygulanmalıdır (Bkz. MÖHUK m.1-2).
![]() (Şerh No: 207 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:35)
(Şerh No: 206 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:34)
TTK m.662’de zamanaşımını kesen nedenlerden biri olarak belirtilen “dava açılması” konusunda sadece davanın ikamesinden bahsedilip alacaklı ve/veya borçlunun açtığı davadan bahsedilmediği için; zamanaşımını kesen dava açılması hususunda sadece alacaklının açtığı davanın mı yoksa borçlunun açtığı davanın da veya her ikisinin ikame ettiği davanın mı esas alınacağı doktrinde ve Yargıtay kararlarında tartışmalıdır. Borçlunun ikame ettiği menfi tespit davasının da zamanaşımını kesen nedenlerden biri...
![]() (Şerh No: 204 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:34)
Bir kambiyo senedi olan "çek" in, bono ve poliçeden farklı olarak "hamiline" düzenlenebileceği hakkında (Bkz. TTK m.703)
![]() (Şerh No: 192 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:33)
Senedin bono vasfında olabilmesi için kayıtsız, şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi vaadini içermesi gerekir. Aksi nitelikte senet, bono sayılamayacağından ciro yoluyla devredilemez.
![]() (Şerh No: 191 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:33)
Bono düzenleyen kişinin işbu bonoyu tanzim ve imza ettiği tarihte hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması gereği hakkında
![]() (Şerh No: 168 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:33)
Ticari mümessil sıfatını haiz kişinin ticari işletme adına çek keşide etmesi halinde, mümessilin Ticaret Sicilinde tescil edilip edilmediğine bakılmaksızın, ticarethane çekten dolayı mes’uldür. TTK nda temsil konusunda bir hüküm olmadığından Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanır (İnceleyiniz: TTK m.590 ve m.690).
![]() (Şerh No: 166 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:32)
Bilgi [TCK. 11]
![]() MADDE 11.– Türk vatandaşının yabancı ülkede işlemiş bulunduğu suçtan dolayı Türkiye’de yargılanabilmesi için belli koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullar, maddenin birinci fıkrasında belirlenmiştir. Bunun için, failin Türk vatandaşı olması ve Türkiye’de bulunması gerekir. Failin Türkiye’de bulunması, bir kovuşturma şartı niteliğindedir. Vatandaşın yurt dışında işlediği suç dolayısıyla Türkiye’de Türk kanunlarına göre cezalandırılabilmesi için, bu suçun Türkiye’de kovuşturulabilir bir su... ![]() (Şerh No: 931 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:32)
Çeklerin zayii nedeniyle iptali istemli ikame olunan dava devam ederken; zayii iddia edilen çeklerin ibraz edilmesi halinde, davacıya “istirdat” davası ikame etmesi için münasip bir süre verilmesi gerektiği hakkında
![]() (Şerh No: 164 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:32)
Bilgi [TCK. 10]
![]() MADDE 10.– Maddeyle, yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev yapan kişilerin, yabancı memlekette bu memuriyet ve görevlerinden dolayı bir suç işlemeleri hâlinde Türkiye’de yargılanacakları belirtilmiştir. Bu gibi memur ve görevliler hakkında yabancı ülkede yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuş olması Türkiye’de suçun türüne, cezanın ağırlığına, suçtan zarar görenin uyruğuna ilişkin başkaca bir koşul aranmaksızın yeniden yargılama yapılmasına engel değildir. Ancak, bu durumda mahsup işl... ![]() (Şerh No: 930 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:31)
Taraflarca akdedilen sigorta poliçesi ile TTK m.1278 de belirlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı "an"ın değiştirilmesi ve buna bağlı olarak zamanaşımı süresinin uzatılmış sayılacağı; sigorta poliçesi maddesinin kabulü gereği hakkında.
![]() (Şerh No: 128 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 15:31)
Bilgi [TCK. 12]
![]() MADDE 12.– Maddeyle, bir yabancının yabancı ülkede işlediği bazı suçlardan dolayı Türkiye’de ne gibi koşullarla yargılanabileceğine ilişkin hükümler getirilmiştir. Maddede, yabancının yabancı ülkede işlediği suç bakımından iki durumu birbirinden ayırarak ayrı esaslara bağlanmıştır. Yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu, yabancı memlekette Türkiye’nin zararına işlediği takdirde yabancı ülkede bu... ![]() (Şerh No: 932 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:31)
Bilgi [TCK. 9]
![]() MADDE 9: Hükümet tasarısında, Türkiye'de işlediği suçtan dolayı, yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan yabancı ile, vatandaş arasında yabancı lehine bir ayırım öngörülmüştü. Anayasa'da güvence altına alınan eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı düşüncesiyle, madde metninde yapılan değişiklikle, bu ayırım ortadan kaldırılmıştır. Keza, maddenin ' Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır ' şeklindeki ikinci fıkrası hükmü, yukarıdaki maddenin gerekçesinde belirtilen düşün... ![]() (Şerh No: 862 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 15:30)
Bilgi [TCK. 8]
![]() MADDE 8.– Mülkîlik ilkesinden ve ceza kanunlarının millî egemenliğin bir sonucu oldukları kuralından hareketle, Türkiye’de işlenen suçlar hakkında sanığın ve mağdurun uyrukluğuna bakılmaksızın Türk kanunlarının uygulanacağı maddede açıkça belirtilmiştir. Ayrıca Türk kanunlarının uygulanması bakımından Türk Ülkesinin anlamı açıklanmış ve Türk kara ve hava sahaları ile karasularında işlenen suçların Türkiye’de işlenmiş sayılacakları belirtilmiştir. Karasularının anlamı buna ilişkin Kanuna göre b... ![]() (Şerh No: 926 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:29)
Bilgi [TCK. 7]
![]() MADDE 7.– Madde, kanunun zaman bakımından uygulanmasına ilişkindir. Lehe olan kanunun uygulanacağı kuralı muhafaza edilmiştir. Yürürlükteki usul hükümleri, kesinleşmiş hükümler hakkında lehe olan yeni kanunun nasıl uygulanacağını göstermek bakımından yeterli görülmüştür. İkiden çok kanunun değişmesi hâlinde bunlardan hangisi daha lehte ise onun uygulanacağını belirtmek maksadıyla maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasında güvenlik tedbirleri hakkında, infaz usul ve ... ![]() (Şerh No: 924 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:27)
Bilgi [TCK. 6]
![]() MADDE 6.– Bu madde metninde, kanunda kullanılan bazı kavramlar tanımlanmaktadır. Suçta ve cezada kanunilik ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaması dolayısıyla, “kadın” ve “örgüt” tanımları Tasarı metninden çıkarılmıştır. Tekerrüre ilişkin olarak sistem değişikliği yapıldığı için “Aynı türden suç” tanımı ve ayrıca, tanımlanmasına gerek görülmemesi nedeniyle “Cebir ve şiddet” tanımı metinden çıkarılmıştır. Kişinin vatandaşlığının belirlenmesinde 11.2.1964 tarihli ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Ka... ![]() (Şerh No: 922 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 15:25)
Adli tatilde bakılamayacak olan davalarla ilgili olarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu tarafından belirlenen sürelerin son günü adli tatile rastladığı takdirde, bu süreler, adli tatilin bittiği günden itibaren yedi gün uzatılmış sayılır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 177. maddesinde öngörülen yedi günlük uzama, sadece sürenin adli tatil içerisinde bitmesi, eş söyleyişle, sürenin son gününün adli tatil içerisinde kalması halinde mümkündür. Buna karşılık, sürenin son günü adli tatilin bitim...
![]() (Şerh No: 1025 - Ekleyen: Av.Naim DEMİRCİ - Tarih : 20-11-2009 15:14)
Bir tacirin borçlarının ticari olması kuraldır. Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olması yeterlidir. Ayrıca alacaklının da tacir olması gibi bir zorunluluk söz konusu değildir.
![]() (Şerh No: 1066 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 15:03)
Keşidecisinin şirket olduğu senette, şirket ve şirket temsilcisi olarak aynı kişinin iki imzası olması halinde işbu imzalardan birinin şirket temsilcisinin şahsı adına atıldığı kabul edilir. Lakin şirketi ilzama yetkili temsilcinin, 690. maddede poliçelere ilişkin 585. maddeye atıf olmadığından, kendi adına bono tanzimi mümkün değildir. Bu halde senet, bono vasfını yitirir.
![]() (Şerh No: 1068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 13:28)
Bilgi [TTK. 662]
![]() ![]() (Şerh No: 970 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 20-11-2009 13:23)
(Şerh No: 1022 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 20-11-2009 13:12)
Maddede poliçelere ilişkin düzenlemeyi havi Kanunun 585. maddesine atıf olmaması sebebiyle bonoda, kendi emrine bono tanzimi mümkün değildir. Eş deyişle bonoyu tanzim eden kendisini lehdar göstermişse senet, bono vasfında kabul edilemez. Ayrıca lehdar hanesinde bir düzeltme söz konusu ise bu düzeltmenin keşideci tarafından paraf ve/veya imzalanması gereklidir. Aksi halde bu düzeltme de geçerli değildir.
![]() (Şerh No: 1067 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 13:09)
Bilgi [İİK. 71]
![]() ![]() (Şerh No: 920 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 20-11-2009 11:34)
Bilgi [TCK. 5]
![]() MADDE 5.– Özel ceza kanunlarında ve ceza içeren kanunlarda suç tanımlarına yer verilmesinin yanı sıra, çoğu zaman örneğin teşebbüs, iştirak ve içtima gibi konularda da bu Kanunda benimsenen ilkelerle çelişen hükümlere yer verilmektedir. Böylece, ceza kanununda benimsenen genel kurallara aykırı uygulamaların yolu açılmakta ve temel ilkeler dolanılmaktadır. Tüm bu sakıncaların önüne geçebilmek bakımından, ayrıca hukuk uygulamasında birliği sağlamak ve hukuk güvenliğini sağlamak için; diğer kanunla... ![]() (Şerh No: 921 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:24)
Bilgi [TCK. 4]
![]() MADDE 4 – Tasarıda, kişinin bir fiilin hukuk düzenince yasaklandığına ilişkin kaçınılamayacak hatası dikkate alınmamaktaydı. Anayasamızda güvence altına alınan kusur ilkesiyle açık biçimde çelişen bu durumun düzeltilmesi zorunluluğu nedeniyle maddeye ikinci fıkra eklenmiştir. Bu hükümle, kişinin işlediği fiilden dolayı kusurlu ve sorumlu tutulabilmesi için, bu fiilin bir haksızlık oluşturduğunu bilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna göre, kişi, işlediği fiilin hukuken kabul görmez bir davran... ![]() (Şerh No: 864 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 20-11-2009 11:23)
Bilgi [TCK. 3]
![]() MADDE 3.– Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir. Yine bireylerin hukuka olan güvenlerinin pekişmesi ve cezanın caydırıcılık etkisinin doğru biçimde gösterilebilmesi için de ceza hukukunun temel il... ![]() (Şerh No: 773 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:22)
Bilgi [TCK. 2]
![]() MADDE 2.– Kanunun amacına ilişkin maddesinde ifade edilen kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için, hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aynı şekilde, suç işlenmesi dolayısıyla verilecek ceza ve tedbirlerle, cezaya mahkûmiyetin hukukî sonuçları ve bu yaptırımların süre ve miktarlarının da kanunla düzenlenmesi zorunludur. Anayasamızda da ifade edilen ve evrensel nitelikteki “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin gereği olarak su... ![]() (Şerh No: 772 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:21)
Bilgi [TCK. 1]
![]() MADDE 1.– Ceza kanunları bireyin hak ve özgürlüklerine derin biçimde müdahale eden yaptırımları içermektedir. Bu nedenledir ki bir ülkedeki ceza kanununa hâkim felsefe, değer ve ilkeler, o ülkedeki siyasî rejimin niteliğini gösterir. Nitekim tarihte ve günümüzde totaliter devletler, ideolojilerini benimsetmek ve rejimi ayakta tutmak için ceza kanunları yoluyla kişi hak özgürlüklerini ya geniş biçimde sınırlandırmışlar ya da ortadan kaldırmışlardır. Demokratik hukuk devletleri ise ceza kanunların... ![]() (Şerh No: 81 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:20)
Bilgi [TCK. 50]
![]() MADDE 50.– Belli bir süreyle hapis cezasına mahkûm olmak, cezanın uyarı fonksiyonunu ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kişi, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlakî eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. Ayrıca, kısa süreli hapis cezalarının infaz kurumunda çektirilmesinin doğurduğu sakıncalar nedeniyle, kısa süreli hapis ... ![]() (Şerh No: 1065 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:17)
Bilgi [TCK. 48]
![]() MADDE 48.– Maddeyle, müebbet hapis cezası ayrı bir ceza olarak getirilmekte ve tanımlanmaktadır. Hapis cezasının bir infaz rejimi olan koşullu salıvermenin ilgili kanun ve tüzükte düzenlenmesi gerektiği düşüncesiyle, Tasarının bu hükme karşılık gelen 61 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki koşullu salıvermeye ilişkin hüküm metinden çıkarılmıştır. ![]() (Şerh No: 1064 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:13)
Bilgi [TCK. 47]
![]() MADDE 47.– Hukuk sistemimizde ölüm cezası kaldırılmıştır. Bunun yerine, sıkı güvenlik rejimine göre çektirilecek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kabul edilmiştir. Sıkı güvenlik rejiminin içeriğinin neler olacağı cezaların infazına ilişkin kanun ve tüzükte gösterilecektir. Bir cezanın ne suretle infaz edileceğinin ilgili kanun ve tüzükte düzenlenmesi gerektiği düşüncesiyle, Tasarının bu hükme karşılık gelen 60 ıncı maddesindeki bu cezanın infazına ilişkin hükümler metinden çıkarılmıştır. ![]() (Şerh No: 1063 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:08)
Bilgi [TCK. 46]
![]() MADDE 46.– Tasarıdaki hapis cezasıyla ilgili ayırım korunmuştur. Ancak, dil ve ifade bütünlüğünü sağlayabilmek için, madde metni yeniden formüle edilmiştir. Kabahatlerin Tasarıdan çıkarılması nedeniyle “hafif hapis cezası”na metinde yer verilmemiştir. ![]() (Şerh No: 1062 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:06)
Bilgi [TCK. 45]
![]() Kabahatlerin ceza kanunundan çıkarılmasının kabul edilmesi, tasarıda benimsenen yaptırım sistem ve türlerinin değişmesini sonuçlamıştır. Suç karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir. Ceza olarak ise sadece hapis ve adli para cezası uygulanacaktır. Böylece cezalar bakımından sade, basit ve uygulanması kolay bir sistem oluşturulmuştur. Bir suç karşılığında kanunda ceza olarak sadece hapis cezası öngörülebileceği gibi, hapis cezası adli pa... ![]() (Şerh No: 967 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 11:02)
Şirket ortakları, yönetim kurulu üyesinin eylemi dolayısıyla zarar gördüklerini iddia etmişlerdir. Bu itibarla, T.T.K.nun 341. maddesi uygulanmaksızın koşullarının oluşması halinde ortakların yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açabilmeleri mümkün görüldüğünden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
![]() (Şerh No: 1059 - Ekleyen: Av.Mehmet Fahri AYDEN - Tarih : 20-11-2009 11:02)
Bilgi [TCK. 44]
![]() MADDE 44.– Madde metninde, farklı neviden fikri içtima düzenlenmiştir. Kişi, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşumuna neden olabilir; ancak non bis in idem kuralı gereğince bu fiilden dolayı ancak bir defa cezalandırılabilir. Gerçekleştirdiği fiilin birden fazla farklı suçun oluşumuna neden olması durumunda, failin bu suçlardan en ağır cezayı gerektiren suç nedeniyle cezalandırılması yoluna gidilmelidir. Böylece, bir fiilden dolayı kişinin birden fazla cezalandırılmasının önün... ![]() (Şerh No: 1061 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:00)
Esnaflar, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunamazlar. Bu yetki TTK.nun 68/son madde hükmüne göre sadece tacirler için tanınmış olup, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunan esnafın TTK.14. madde kapsamında tacir sayılıp sayılmayacağının araştırılması, tacir sayılabilecek durumda ise talebinin kabulü, aksi halde reddi gerekir.
![]() (Şerh No: 1060 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 10:53)
Bilgi [AATHK. 51]
![]() 19 Kasım 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27411 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2009/15565 Ekli “Kamu Alacakları İçin Uygulanan Gecikme Zammı Oranının Yeniden Belirlenmesine İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 28/10/2009 tarihli ve 101747 sayılı yazısı üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 2/11/2009 tarihinde kararlaştırılmıştır. KAMU ALACAKLARI İ... ![]() (Şerh No: 1058 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 20-11-2009 04:16)
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 256. maddesinde yer alan "Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatları ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir" hükmünü bu çerçevede yorumlamak ve burada yer alan "Müstesna halleri" şahidin hukuki yardım alma imkanı bulunmayan ülkede oturması gibi hallerle sınırlamak doğru olacaktır.
![]() (Şerh No: 1057 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 03:16)
Bilgi [CMK. 135]
![]() Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı Ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 14/01/2007 Resmi Gazete Sayısı : 26434 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve tek... ![]() (Şerh No: 1056 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:34)
Bilgi [CMK. 73]
![]() Sahte Madenî Paraların Ve Sikkelerin İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından Resmi Gazete Tarihi : 09/05/2006 Resmi Gazete Sayısı : 26163 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, sahtecilik suçlarından dolayı el konulan madenî paralar ve sikkelerin ve bunlara ilişkin bilgilerin oluşturulan sistemde izlenmesi ve değerlendirilmesinde uyulacak usul ve esasları d... ![]() (Şerh No: 1055 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:27)
Bilgi [CMK. 73]
![]() Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 09/08/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25901 BİRİNCİ BÖLÜM :Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı, sahtecilik suçlarından dolayı el konulan banknotlar ve bunlara ilişkin bilgilerin oluşturulan sistemde izlenmesi ve değerlendirilmesinde uyulacak usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam Madde 2 - Bu Yönetmelik... ![]() (Şerh No: 1054 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:26)
Bilgi [CMK. 64]
![]() Ceza Muhakemesi Kanununa Göre İl Adlî Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25832 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam Madde 1 - Bu Yönetmelik, her yıl için il adlî yargı adalet komisyonları tarafından düzenlenecek olan bilirkişi listelerinin hazırlanmasında, uzmanlık alanlarının belirlenmesini, başvurabilecek olanların nitelikl... ![]() (Şerh No: 1053 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:22)
Bilgi [CMK. 82]
![]() Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25832 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam Madde 1 - Bu Yönetmelik; bir suça ilişkin iz, eser, emare ve delillerin elde edilmesi; ayrıca, maddî gerçeğin ortaya çıkartılması bakımından şüpheli, sanık, mağdur ve diğer kişilerin beden muayenelerinin yapılması, tıbbî incelemele... ![]() (Şerh No: 1052 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:19)
Bilgi [TCK. 41]
![]() MADDE 41.– Maddede, iştirak hâlinde işlenen bir suçta suç ortaklarından birinin gönüllü vazgeçmesinin ceza sorumluluğu üzerindeki etkisi düzenlenmiştir. İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme ile ilgili olarak bazı durumlarla karşı karşıya gelinebilmektedir. Gönüllü vazgeçen suç ortağı, suçun işlenmemesi için elinden gelen bütün gayreti göstermiş ve fakat, suç başka bir nedenle işlenememiş olabilir. Bu durumda dahi, gönüllü vazgeçen suç ortağını gönüllü vazgeçme hükümlerinden yara... ![]() (Şerh No: 1051 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:09)
Bilgi [TCK. 40]
![]() MADDE 40.– Bağlılık kuralı, suç ortaklarından bazılarında faillik için aranan şartların bulunmaması hâlinde, bu kişilerin işlenen suçtan sorumluluğunu sağlamaktadır. Böylece; suçun işlenişinde hâkimiyet kuramadığı veya özel faillik niteliğini taşımadığı için fail olarak sorumlu tutulamayan bir suç ortağı, bağlılık kuralı sayesinde, gerçekleşen suçtan sorumlu tutulabilmektedir. Bağlılık kuralının gereği olarak, diğer suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilmesi için... ![]() (Şerh No: 1050 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:07)
Bilgi [556.S.KHK. 61]
![]() Ceza davasının açılabilmesi için madde metninde sayılan tecavüz teşkil eden fiillerin varlığı aranmaktadır.Ancak ıztırar hali,mağdurun rızası,kanunun verdiği yetkinin kullanılması vb. gibi hukuka uygunluk hallerinin olması durumunda tecavüz fiili gerçekleşmez. ![]() (Şerh No: 1049 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:58)
Bilgi [TCK. 38]
![]() MADDE 38.– Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. İzlenen suç politikasının gereği olarak, azmettirenin suçun kanundaki cezası ile cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezasının belli bir oranda artırılması uygun görülmüştür. Ancak, çocukların suça azmettirilmesi hâlin... ![]() (Şerh No: 1048 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:56)
Bilgi [556.S.KHK. 41]
![]() Yenilenmeyen marka ,haczedilemez, devredilemez, lisans verilemez, intifa hakkına konu olamaz ve iflas masasına giremez. ![]() (Şerh No: 1047 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:52)
Türkçe [TebK. 30]
![]() ![]() (Şerh No: 1046 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:49)
Bilgi [556.S.KHK. 13]
![]() Marka hakkının tükenmesi, sadece ticaret markalarında uygulanır.Hizmet markalarında uygulanmaz. ![]() (Şerh No: 1045 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:47)
Bilgi [TCK. 37]
![]() MADDE 37.– 765 sayılı Türk Ceza Kanununda “aslî” ve “fer'î iştirak” ayırımı kabul edilmiştir. “Asli iştirak”, “aslî maddî iştirak” ve “aslî manevî iştirak” olarak ikiye ayrılmıştır. Bu ayırımda "fiili irtikap etme" ve "doğrudan doğruya beraber işleme", “aslî maddî iştirak” şekilleri olarak öngörülmüştür. Buna karşılık azmettirme, “aslî manevî fail” olmayı gerektirmektedir. Tek tek sayılmak suretiyle belirlenen "fer'î iştirak" hâllerinde ise, cezanın indirilmesi gerekirken, "zorunlu fer’i iştirak... ![]() (Şerh No: 1044 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:44)
Türkçe [TebK. 29]
![]() ![]() (Şerh No: 1043 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:40)
Bilgi [TCK. 35]
![]() MADDE 35.– Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir. Ancak teşebbüs hâlinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, cezanın belirlenmesinde “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayrımının esas alınmasıdır. Çünkü, “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayırımında her olaya uygulanabilen ve duraksamaya yer bırakmayan objektif bir ölçüt b... ![]() (Şerh No: 1042 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:35)
Bilgi [556.S.KHK. 19]
![]() Markanın haczi, yenileme ve benzeri ücretlerin yatırılmaması sebebi ile marka hakkının sona ermesine engel olmaz.Markanın haczi, devrine engel değildir. ( Yönt.m.21) ![]() (Şerh No: 1041 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:35)
Türkçe [TebK. 28]
![]() ![]() (Şerh No: 1040 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:34)
Bilgi [TCK. 34]
![]() MADDE 34.– Kişi, gerçekleştirdiği davranışın hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinci olmaksızın veya iradesi dışında girmiş olabilir. Örneğin, kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişiler, kimyasal maddelerden yayılan kokunun etkisinde kalarak, geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini tümüyle yitirmiş olabilir. Bu gibi durumunda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez. Yine yatağında bebeği... ![]() (Şerh No: 1039 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:31)
Türkçe [TebK. 26]
![]() ![]() (Şerh No: 1037 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:21)
Bilgi [TCK. 32]
![]() MADDE 32.– Kusur yeteneğini etkileyen bir neden olan akıl hastalığının varlığı durumunda, kişi işlemiş bulunduğu fiilin anlam ve sonuçlarını algılayamamakta veya işlediği fiille ilgili olarak irade yeteneği önemli ölçüde etkilenmektedir. Kişi bu durumda kusurlu olamayacağından, hakkında cezaya hükmedilemeyecektir. Ancak, fiili hukuka aykırı niteliğe sahip olduğundan, kişi hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine başvurulacaktır. Ayrıca işaret etmek gerekir ki, akıl hastalığı kişini... ![]() (Şerh No: 1036 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:19)
Bilgi [TCK. 31]
![]() MADDE 31.– Kişinin, fiziksel gelişimine paralel olarak, toplumun değer yargılarını, bunların anlam ve içeriğini algılama yeteneği gelişmektedir. Yine bu gelişim sürecinde algılama yeteneğinin yanı sıra, ayrıca toplumdaki ölçü davranış kurallarının gerekleri doğrultusunda hareketlerini yönlendirebilme (irade) yeteneği de gelişmektedir. Suç oluşturan fiili işlediği sırada henüz oniki yaşını bitirmemiş olan çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Fiili işlediği sırada henüz oniki yaşını biti... ![]() (Şerh No: 1035 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:14)
Türkçe [TebK. 25/a]
![]() ![]() (Şerh No: 1034 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:12)
Bilgi [TCK. 30]
![]() MADDE 30.– Madde metninde çeşitli hata hâlleri düzenlenmiştir. Birinci fıkrada suçun maddî unsurlarında hataya ilişkin hükme yer verilmiştir. Kast, suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise, maddî unsurlarda hata olarak adlandırılır. Böyle bir hata kastın varlığına engel olur. Örneğin, kişi vestiyerden kendisininki zannederek başkasının paltosunu alır. Keza, kişi gec... ![]() (Şerh No: 1033 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:04)
The original of the present Convention, of which the Arabic, Chinese, English, French, Russian and Spanish texts are equally authentic, shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1031 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:59)
The Secretary-General of the United Nations is designated as the depositary of the present Convention.
![]() (Şerh No: 1030 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:59)
A State Party may denounce the present Convention by written notification to the Secretary-General of the United Nations. Denunciation becomes effective one year after the date of receipt of the notification by the Secretary-General
![]() (Şerh No: 1029 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:58)
1. The Secretary-General of the United Nations shall receive and circulate to all States the text of reservations made by States at the time of ratification or accession.
2. A reservation incompatible with the object and purpose of the present Convention shall not be permitted.
3. Reservations may be withdrawn at any time by notification to that effect addressed to the Secretary-General of the United Nations, who shall then inform all States. Such notification shall take effect on the date on which it is received by the Secretary-General.
![]() (Şerh No: 1028 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:57)
1. Any State Party may propose an amendment and file it with the Secretary-General of the United Nations. The Secretary-General shall thereupon communicate the proposed amendment to States Parties, with a request that they indicate whether they favour a conference of States Parties for the purpose of considering and voting upon the proposals. In the event that, within four months from the date of such communication, at least one third of the States Parties favour such a conference, the Secretary-General shall convene the conference under the auspices of the United Nations. Any amendment adopted by a majority of States Parties present and voting at the conference shall be submitted to the General Assembly for approval.
2. An amendment adopted in accordance with paragraph 1 of the present article shall enter into force when it has been approved by the General Assembly of the United Nations and accepted by a two-thirds majority of States Parties.
3.When an amendment enters into force, it shall be binding on those States Parties which have accepted it, other States Parties still being bound by the provisions of the present Convention and any earlier amendments which they have accepted.
![]() (Şerh No: 1027 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:56)
1. The present Convention shall enter into force on the thirtieth day following the date of deposit with the Secretary-General of the United Nations of the twentieth instrument of ratification or accession.
2. For each State ratifying or acceding to the Convention after the deposit of the twentieth instrument of ratification or accession, the Convention shall enter into force on the thirtieth day after the deposit by such State of its instrument of ratification or accession.
![]() (Şerh No: 1026 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:55)
The present Convention shall remain open for accession by any State. The instruments of accession shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1024 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:04)
The present Convention is subject to ratification. Instruments of ratification shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1023 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:04)
In order to foster the effective implementation of the Convention and to encourage international co-operation in the field covered by the Convention:
a. The specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other United Nations organs shall be entitled to be represented at the consideration of the implementation of such provisions of the present Convention as fall within the scope of their mandate. The Committee may invite the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other competent bodies as it may consider appropriate to provide expert advice on the implementation of the Convention in areas falling within the scope of their respective mandates. The Committee may invite the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other United Nations organs to submit reports on the implementation of the Convention in areas falling within the scope of their activities;
b. The Committee shall transmit, as it may consider appropriate, to the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other competent bodies, any reports from States Parties that contain a request, or indicate a need, for technical advice or assistance, along with the Committee’s observations and suggestions, if any, on these requests or indications;
c. The Committee may recommend to the General Assembly to request the Secretary-General to undertake on its behalf studies on specific issues relating to the rights of the child;
d. The Committee may ma...
![]() (Şerh No: 1021 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:02)
1. States Parties undertake to submit to the Committee, through the Secretary-General of the United Nations, reports on the measures they have adopted which give effect to the rights recognised herein and on the progress made on the enjoyment of those rights:
a. Within two years of the entry into force of the Convention for the State Party concerned;
b. Thereafter every five years.
2. Reports made under the present article shall indicate factors and difficulties, if any, affecting the degree of fulfilment of the obligations under the present Convention. Reports shall also contain sufficient information to provide the Committee with a comprehensive understanding of the implementation of the Convention in the country concerned.
3. A State Party which has submitted a comprehensive initial report to the Committee need not, in its subsequent reports submitted in accordance with paragraph 1 (b) of the present article, repeat basic information previously provided.
4. The Committee may request from States Parties further information relevant to the implementation of the Convention.
5. The Committee shall submit to the General Assembly, through the Economic and Social Council, every two years, reports on its activities.
6. States Parties shall make their reports widely available to the public in their own countries.
![]() (Şerh No: 1020 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:01)
1. For the purpose of examining the progress made by States Parties in achieving the realisation of the obligations undertaken in the present Convention, there shall be established a Committee on the Rights of the Child, which shall carry out the functions hereinafter provided.
2. The Committee shall consist of ten experts of high moral standing and recognised competence in the field covered by this Convention. The members of the Committee shall be elected by States Parties from among their nationals and shall serve in their personal capacity, consideration being given to equitable geographical distribution, as well as to the principal legal systems.
3. The members of the Committee shall be elected by secret ballot from a list of persons nominated by States Parties. Each State Party may nominate one person from among its own nationals.
4. The initial election to the Committee shall be held no later than six months after the date of the entry into force of the present Convention and thereafter every second year. At least four months before the date of each election, the Secretary-General of the United Nations shall address a letter to States Parties inviting them to submit their nominations within two months. The Secretary-General shall subsequently prepare a list in alphabetical order of all persons thus nominated, indicating States Parties which have nominated them and shall submit it to the States Parties to the present Convention.
5. The elections shall be held...
![]() (Şerh No: 1019 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:59)
States Parties undertake to make the principles and provisions of the Convention widely known, by appropriate and active means, to adults and children alike.
![]() (Şerh No: 1018 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:56)
Nothing in the present Convention shall affect any provisions which are more conducive to the realisation of the rights of the child and which may be contained in:
1.The law of a State party; or
2.International law in force for that State.
![]() (Şerh No: 1017 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:55)
1. States Parties recognize the right of every child alleged as, accused of, or recognised as having infringed the penal law to be treated in a manner consistent with the promotion of the child’s sense of dignity and worth, which reinforces the child’s respect for the human rights and fundamental freedoms of others and which takes into account the child’s age and the desirability of promoting the child’s reintegration and the child’s assuming a constructive role in society.
2. To this end and having regard to the relevant provisions of international instruments, States Parties shall, in particular, ensure that:
a) No child shall be alleged as, be accused of, or recognised as having infringed the penal law by reason of acts or omissions that were not prohibited by national or international law at the time they were committed;
b) Every child alleged as or accused of having infringed the penal law has at least the following guarantees:
ba. To be presumed innocent until proven guilty according to law;
bb. To be informed promptly and directly of the charges against him or her, and, if appropriate, through his or her parents or legal guardians and to have legal or other appropriate assistance in the preparation and presentation of his or her defence;
bc. To have the matter determined without delay by a competent, independent and impartial authority or judicial body in a fair hearing according to law, in the presence of legal or other appropriate assistance and, ...
![]() (Şerh No: 1016 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:54)
Türkçe [TebK. 24]
![]() ![]() (Şerh No: 1014 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:26)
Türkçe [TebK. 23]
![]() ![]() (Şerh No: 1012 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:18)
Türkçe [TebK. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 1009 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:11)
Sonradan tescil edilen ticaret ünvanına bir takım ekler yapılmış olsa dahi, bu ekler iltibası engellemiyor ise ihlal var demektir. Bu anlamda özellikle vurgu kelimelerine dikkat edilmesi gerekir.
Ayrıca, önceki tescil sahibi tacir, ihlale sessiz kalmış ise uzunca bir süre sonra dava açmış ise açılan davada TMK m. 2 hükümlerinin de dikkate alınması gerekir.
![]() (Şerh No: 1004 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:51)
Ticaret ortaklıkların merkezleri farklı olsa yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa dahi, ünvanı itibariyle iltibasa neden olan ve sonradan tescil edilen ünvana ekler yapılması gerekir. Ancak önceki bir tarihte ünvanını tescil ettiren tacir uzunca bir süre ihlale sessiz kalmışsa, daha sonra açılan davanın TMK m. 2 kapsamında değerlendirilmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 1003 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:50)
Bir ünvanı daha önce kullanılmak suretiyle ticari işletme açan bir ortağın diğer ortağa nazaran öncelikli ve üstün bir hakkı bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 1000 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:21)
Tacirin soyadını ticaret ünvanında kullanması engellenemez. Ne var ki; bu durumun ilitibasa yer vermeyecek şekilde olması gerekir.
![]() (Şerh No: 999 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:16)
(Şerh No: 998 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:58)
Usulüne uygun bir çağrıdan bahsedilebilmesi için davetin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 997 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:47)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |