![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Adli tatilde bakılamayacak olan davalarla ilgili olarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu tarafından belirlenen sürelerin son günü adli tatile rastladığı takdirde, bu süreler, adli tatilin bittiği günden itibaren yedi gün uzatılmış sayılır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 177. maddesinde öngörülen yedi günlük uzama, sadece sürenin adli tatil içerisinde bitmesi, eş söyleyişle, sürenin son gününün adli tatil içerisinde kalması halinde mümkündür. Buna karşılık, sürenin son günü adli tatilin bitim...
![]() (Şerh No: 1025 - Ekleyen: Av.Naim DEMİRCİ - Tarih : 20-11-2009 15:14)
Bir tacirin borçlarının ticari olması kuraldır. Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olması yeterlidir. Ayrıca alacaklının da tacir olması gibi bir zorunluluk söz konusu değildir.
![]() (Şerh No: 1066 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 15:03)
Keşidecisinin şirket olduğu senette, şirket ve şirket temsilcisi olarak aynı kişinin iki imzası olması halinde işbu imzalardan birinin şirket temsilcisinin şahsı adına atıldığı kabul edilir. Lakin şirketi ilzama yetkili temsilcinin, 690. maddede poliçelere ilişkin 585. maddeye atıf olmadığından, kendi adına bono tanzimi mümkün değildir. Bu halde senet, bono vasfını yitirir.
![]() (Şerh No: 1068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 13:28)
Bilgi [TTK. 662]
![]() ![]() (Şerh No: 970 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 20-11-2009 13:23)
(Şerh No: 1022 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 20-11-2009 13:12)
Maddede poliçelere ilişkin düzenlemeyi havi Kanunun 585. maddesine atıf olmaması sebebiyle bonoda, kendi emrine bono tanzimi mümkün değildir. Eş deyişle bonoyu tanzim eden kendisini lehdar göstermişse senet, bono vasfında kabul edilemez. Ayrıca lehdar hanesinde bir düzeltme söz konusu ise bu düzeltmenin keşideci tarafından paraf ve/veya imzalanması gereklidir. Aksi halde bu düzeltme de geçerli değildir.
![]() (Şerh No: 1067 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2009 13:09)
Bilgi [İİK. 71]
![]() ![]() (Şerh No: 920 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 20-11-2009 11:34)
Bilgi [TCK. 5]
![]() MADDE 5.– Özel ceza kanunlarında ve ceza içeren kanunlarda suç tanımlarına yer verilmesinin yanı sıra, çoğu zaman örneğin teşebbüs, iştirak ve içtima gibi konularda da bu Kanunda benimsenen ilkelerle çelişen hükümlere yer verilmektedir. Böylece, ceza kanununda benimsenen genel kurallara aykırı uygulamaların yolu açılmakta ve temel ilkeler dolanılmaktadır. Tüm bu sakıncaların önüne geçebilmek bakımından, ayrıca hukuk uygulamasında birliği sağlamak ve hukuk güvenliğini sağlamak için; diğer kanunla... ![]() (Şerh No: 921 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:24)
Bilgi [TCK. 4]
![]() MADDE 4 – Tasarıda, kişinin bir fiilin hukuk düzenince yasaklandığına ilişkin kaçınılamayacak hatası dikkate alınmamaktaydı. Anayasamızda güvence altına alınan kusur ilkesiyle açık biçimde çelişen bu durumun düzeltilmesi zorunluluğu nedeniyle maddeye ikinci fıkra eklenmiştir. Bu hükümle, kişinin işlediği fiilden dolayı kusurlu ve sorumlu tutulabilmesi için, bu fiilin bir haksızlık oluşturduğunu bilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna göre, kişi, işlediği fiilin hukuken kabul görmez bir davran... ![]() (Şerh No: 864 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 20-11-2009 11:23)
Bilgi [TCK. 3]
![]() MADDE 3.– Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir. Yine bireylerin hukuka olan güvenlerinin pekişmesi ve cezanın caydırıcılık etkisinin doğru biçimde gösterilebilmesi için de ceza hukukunun temel il... ![]() (Şerh No: 773 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:22)
Bilgi [TCK. 2]
![]() MADDE 2.– Kanunun amacına ilişkin maddesinde ifade edilen kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için, hangi fiillerin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aynı şekilde, suç işlenmesi dolayısıyla verilecek ceza ve tedbirlerle, cezaya mahkûmiyetin hukukî sonuçları ve bu yaptırımların süre ve miktarlarının da kanunla düzenlenmesi zorunludur. Anayasamızda da ifade edilen ve evrensel nitelikteki “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin gereği olarak su... ![]() (Şerh No: 772 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:21)
Bilgi [TCK. 1]
![]() MADDE 1.– Ceza kanunları bireyin hak ve özgürlüklerine derin biçimde müdahale eden yaptırımları içermektedir. Bu nedenledir ki bir ülkedeki ceza kanununa hâkim felsefe, değer ve ilkeler, o ülkedeki siyasî rejimin niteliğini gösterir. Nitekim tarihte ve günümüzde totaliter devletler, ideolojilerini benimsetmek ve rejimi ayakta tutmak için ceza kanunları yoluyla kişi hak özgürlüklerini ya geniş biçimde sınırlandırmışlar ya da ortadan kaldırmışlardır. Demokratik hukuk devletleri ise ceza kanunların... ![]() (Şerh No: 81 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:20)
Bilgi [TCK. 50]
![]() MADDE 50.– Belli bir süreyle hapis cezasına mahkûm olmak, cezanın uyarı fonksiyonunu ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kişi, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlakî eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. Ayrıca, kısa süreli hapis cezalarının infaz kurumunda çektirilmesinin doğurduğu sakıncalar nedeniyle, kısa süreli hapis ... ![]() (Şerh No: 1065 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:17)
Bilgi [TCK. 48]
![]() MADDE 48.– Maddeyle, müebbet hapis cezası ayrı bir ceza olarak getirilmekte ve tanımlanmaktadır. Hapis cezasının bir infaz rejimi olan koşullu salıvermenin ilgili kanun ve tüzükte düzenlenmesi gerektiği düşüncesiyle, Tasarının bu hükme karşılık gelen 61 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki koşullu salıvermeye ilişkin hüküm metinden çıkarılmıştır. ![]() (Şerh No: 1064 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:13)
Bilgi [TCK. 47]
![]() MADDE 47.– Hukuk sistemimizde ölüm cezası kaldırılmıştır. Bunun yerine, sıkı güvenlik rejimine göre çektirilecek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kabul edilmiştir. Sıkı güvenlik rejiminin içeriğinin neler olacağı cezaların infazına ilişkin kanun ve tüzükte gösterilecektir. Bir cezanın ne suretle infaz edileceğinin ilgili kanun ve tüzükte düzenlenmesi gerektiği düşüncesiyle, Tasarının bu hükme karşılık gelen 60 ıncı maddesindeki bu cezanın infazına ilişkin hükümler metinden çıkarılmıştır. ![]() (Şerh No: 1063 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:08)
Bilgi [TCK. 46]
![]() MADDE 46.– Tasarıdaki hapis cezasıyla ilgili ayırım korunmuştur. Ancak, dil ve ifade bütünlüğünü sağlayabilmek için, madde metni yeniden formüle edilmiştir. Kabahatlerin Tasarıdan çıkarılması nedeniyle “hafif hapis cezası”na metinde yer verilmemiştir. ![]() (Şerh No: 1062 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:06)
Bilgi [TCK. 45]
![]() Kabahatlerin ceza kanunundan çıkarılmasının kabul edilmesi, tasarıda benimsenen yaptırım sistem ve türlerinin değişmesini sonuçlamıştır. Suç karşılığı olarak uygulanabilecek yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri olarak belirlenmiştir. Ceza olarak ise sadece hapis ve adli para cezası uygulanacaktır. Böylece cezalar bakımından sade, basit ve uygulanması kolay bir sistem oluşturulmuştur. Bir suç karşılığında kanunda ceza olarak sadece hapis cezası öngörülebileceği gibi, hapis cezası adli pa... ![]() (Şerh No: 967 - Ekleyen: Av.Neslihan MEMİŞOĞLU - Tarih : 20-11-2009 11:02)
Şirket ortakları, yönetim kurulu üyesinin eylemi dolayısıyla zarar gördüklerini iddia etmişlerdir. Bu itibarla, T.T.K.nun 341. maddesi uygulanmaksızın koşullarının oluşması halinde ortakların yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açabilmeleri mümkün görüldüğünden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
![]() (Şerh No: 1059 - Ekleyen: Av.Mehmet Fahri AYDEN - Tarih : 20-11-2009 11:02)
Bilgi [TCK. 44]
![]() MADDE 44.– Madde metninde, farklı neviden fikri içtima düzenlenmiştir. Kişi, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşumuna neden olabilir; ancak non bis in idem kuralı gereğince bu fiilden dolayı ancak bir defa cezalandırılabilir. Gerçekleştirdiği fiilin birden fazla farklı suçun oluşumuna neden olması durumunda, failin bu suçlardan en ağır cezayı gerektiren suç nedeniyle cezalandırılması yoluna gidilmelidir. Böylece, bir fiilden dolayı kişinin birden fazla cezalandırılmasının önün... ![]() (Şerh No: 1061 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 11:00)
Esnaflar, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunamazlar. Bu yetki TTK.nun 68/son madde hükmüne göre sadece tacirler için tanınmış olup, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunan esnafın TTK.14. madde kapsamında tacir sayılıp sayılmayacağının araştırılması, tacir sayılabilecek durumda ise talebinin kabulü, aksi halde reddi gerekir.
![]() (Şerh No: 1060 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 20-11-2009 10:53)
Bilgi [AATHK. 51]
![]() 19 Kasım 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27411 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2009/15565 Ekli “Kamu Alacakları İçin Uygulanan Gecikme Zammı Oranının Yeniden Belirlenmesine İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 28/10/2009 tarihli ve 101747 sayılı yazısı üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 2/11/2009 tarihinde kararlaştırılmıştır. KAMU ALACAKLARI İ... ![]() (Şerh No: 1058 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 20-11-2009 04:16)
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 256. maddesinde yer alan "Müstesna hallerde, iki tarafın muvafakatları ve hakimin tensibiyle, tayin olunacak müddet zarfında cevaplarını tahriren beyan etmek üzere şahide bir sual varakası gönderilebilir" hükmünü bu çerçevede yorumlamak ve burada yer alan "Müstesna halleri" şahidin hukuki yardım alma imkanı bulunmayan ülkede oturması gibi hallerle sınırlamak doğru olacaktır.
![]() (Şerh No: 1057 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 03:16)
Bilgi [CMK. 135]
![]() Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı Ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 14/01/2007 Resmi Gazete Sayısı : 26434 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve tek... ![]() (Şerh No: 1056 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:34)
Bilgi [CMK. 73]
![]() Sahte Madenî Paraların Ve Sikkelerin İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından Resmi Gazete Tarihi : 09/05/2006 Resmi Gazete Sayısı : 26163 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, sahtecilik suçlarından dolayı el konulan madenî paralar ve sikkelerin ve bunlara ilişkin bilgilerin oluşturulan sistemde izlenmesi ve değerlendirilmesinde uyulacak usul ve esasları d... ![]() (Şerh No: 1055 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:27)
Bilgi [CMK. 73]
![]() Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 09/08/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25901 BİRİNCİ BÖLÜM :Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç Madde 1 - Bu Yönetmeliğin amacı, sahtecilik suçlarından dolayı el konulan banknotlar ve bunlara ilişkin bilgilerin oluşturulan sistemde izlenmesi ve değerlendirilmesinde uyulacak usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam Madde 2 - Bu Yönetmelik... ![]() (Şerh No: 1054 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:26)
Bilgi [CMK. 64]
![]() Ceza Muhakemesi Kanununa Göre İl Adlî Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25832 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam Madde 1 - Bu Yönetmelik, her yıl için il adlî yargı adalet komisyonları tarafından düzenlenecek olan bilirkişi listelerinin hazırlanmasında, uzmanlık alanlarının belirlenmesini, başvurabilecek olanların nitelikl... ![]() (Şerh No: 1053 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:22)
Bilgi [CMK. 82]
![]() Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik Adalet Bakanlığından: Resmi Gazete Tarihi : 01/06/2005 Resmi Gazete Sayısı : 25832 BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam Madde 1 - Bu Yönetmelik; bir suça ilişkin iz, eser, emare ve delillerin elde edilmesi; ayrıca, maddî gerçeğin ortaya çıkartılması bakımından şüpheli, sanık, mağdur ve diğer kişilerin beden muayenelerinin yapılması, tıbbî incelemele... ![]() (Şerh No: 1052 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:19)
Bilgi [TCK. 41]
![]() MADDE 41.– Maddede, iştirak hâlinde işlenen bir suçta suç ortaklarından birinin gönüllü vazgeçmesinin ceza sorumluluğu üzerindeki etkisi düzenlenmiştir. İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme ile ilgili olarak bazı durumlarla karşı karşıya gelinebilmektedir. Gönüllü vazgeçen suç ortağı, suçun işlenmemesi için elinden gelen bütün gayreti göstermiş ve fakat, suç başka bir nedenle işlenememiş olabilir. Bu durumda dahi, gönüllü vazgeçen suç ortağını gönüllü vazgeçme hükümlerinden yara... ![]() (Şerh No: 1051 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:09)
Bilgi [TCK. 40]
![]() MADDE 40.– Bağlılık kuralı, suç ortaklarından bazılarında faillik için aranan şartların bulunmaması hâlinde, bu kişilerin işlenen suçtan sorumluluğunu sağlamaktadır. Böylece; suçun işlenişinde hâkimiyet kuramadığı veya özel faillik niteliğini taşımadığı için fail olarak sorumlu tutulamayan bir suç ortağı, bağlılık kuralı sayesinde, gerçekleşen suçtan sorumlu tutulabilmektedir. Bağlılık kuralının gereği olarak, diğer suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilmesi için... ![]() (Şerh No: 1050 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 20-11-2009 02:07)
Bilgi [556.S.KHK. 61]
![]() Ceza davasının açılabilmesi için madde metninde sayılan tecavüz teşkil eden fiillerin varlığı aranmaktadır.Ancak ıztırar hali,mağdurun rızası,kanunun verdiği yetkinin kullanılması vb. gibi hukuka uygunluk hallerinin olması durumunda tecavüz fiili gerçekleşmez. ![]() (Şerh No: 1049 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:58)
Bilgi [TCK. 38]
![]() MADDE 38.– Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. İzlenen suç politikasının gereği olarak, azmettirenin suçun kanundaki cezası ile cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezasının belli bir oranda artırılması uygun görülmüştür. Ancak, çocukların suça azmettirilmesi hâlin... ![]() (Şerh No: 1048 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:56)
Bilgi [556.S.KHK. 41]
![]() Yenilenmeyen marka ,haczedilemez, devredilemez, lisans verilemez, intifa hakkına konu olamaz ve iflas masasına giremez. ![]() (Şerh No: 1047 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:52)
Türkçe [TebK. 30]
![]() ![]() (Şerh No: 1046 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:49)
Bilgi [556.S.KHK. 13]
![]() Marka hakkının tükenmesi, sadece ticaret markalarında uygulanır.Hizmet markalarında uygulanmaz. ![]() (Şerh No: 1045 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:47)
Bilgi [TCK. 37]
![]() MADDE 37.– 765 sayılı Türk Ceza Kanununda “aslî” ve “fer'î iştirak” ayırımı kabul edilmiştir. “Asli iştirak”, “aslî maddî iştirak” ve “aslî manevî iştirak” olarak ikiye ayrılmıştır. Bu ayırımda "fiili irtikap etme" ve "doğrudan doğruya beraber işleme", “aslî maddî iştirak” şekilleri olarak öngörülmüştür. Buna karşılık azmettirme, “aslî manevî fail” olmayı gerektirmektedir. Tek tek sayılmak suretiyle belirlenen "fer'î iştirak" hâllerinde ise, cezanın indirilmesi gerekirken, "zorunlu fer’i iştirak... ![]() (Şerh No: 1044 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:44)
Türkçe [TebK. 29]
![]() ![]() (Şerh No: 1043 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:40)
Bilgi [TCK. 35]
![]() MADDE 35.– Suça teşebbüste fail suçu tamamlamak amacıyla hareket etmesine rağmen, elinde olmayan nedenlerden dolayı bunu gerçekleştirememektedir. Bu durumda ise kişiye tamamlanmış suça oranla daha az bir ceza verilmektedir. Ancak teşebbüs hâlinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, cezanın belirlenmesinde “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayrımının esas alınmasıdır. Çünkü, “eksik teşebbüs” – “tam teşebbüs” ayırımında her olaya uygulanabilen ve duraksamaya yer bırakmayan objektif bir ölçüt b... ![]() (Şerh No: 1042 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:35)
Bilgi [556.S.KHK. 19]
![]() Markanın haczi, yenileme ve benzeri ücretlerin yatırılmaması sebebi ile marka hakkının sona ermesine engel olmaz.Markanın haczi, devrine engel değildir. ( Yönt.m.21) ![]() (Şerh No: 1041 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 19-11-2009 23:35)
Türkçe [TebK. 28]
![]() ![]() (Şerh No: 1040 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:34)
Bilgi [TCK. 34]
![]() MADDE 34.– Kişi, gerçekleştirdiği davranışın hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir nedenin etkisine bilinci olmaksızın veya iradesi dışında girmiş olabilir. Örneğin, kimyasal madde üretiminin yapıldığı bir tesiste çalışan kişiler, kimyasal maddelerden yayılan kokunun etkisinde kalarak, geçici bir süre algılama ve irade yeteneğini tümüyle yitirmiş olabilir. Bu gibi durumunda, kusur yeteneğinin olduğundan söz edilemez. Yine yatağında bebeği... ![]() (Şerh No: 1039 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:31)
Türkçe [TebK. 26]
![]() ![]() (Şerh No: 1037 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:21)
Bilgi [TCK. 32]
![]() MADDE 32.– Kusur yeteneğini etkileyen bir neden olan akıl hastalığının varlığı durumunda, kişi işlemiş bulunduğu fiilin anlam ve sonuçlarını algılayamamakta veya işlediği fiille ilgili olarak irade yeteneği önemli ölçüde etkilenmektedir. Kişi bu durumda kusurlu olamayacağından, hakkında cezaya hükmedilemeyecektir. Ancak, fiili hukuka aykırı niteliğe sahip olduğundan, kişi hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine başvurulacaktır. Ayrıca işaret etmek gerekir ki, akıl hastalığı kişini... ![]() (Şerh No: 1036 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:19)
Bilgi [TCK. 31]
![]() MADDE 31.– Kişinin, fiziksel gelişimine paralel olarak, toplumun değer yargılarını, bunların anlam ve içeriğini algılama yeteneği gelişmektedir. Yine bu gelişim sürecinde algılama yeteneğinin yanı sıra, ayrıca toplumdaki ölçü davranış kurallarının gerekleri doğrultusunda hareketlerini yönlendirebilme (irade) yeteneği de gelişmektedir. Suç oluşturan fiili işlediği sırada henüz oniki yaşını bitirmemiş olan çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Fiili işlediği sırada henüz oniki yaşını biti... ![]() (Şerh No: 1035 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:14)
Türkçe [TebK. 25/a]
![]() ![]() (Şerh No: 1034 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 23:12)
Bilgi [TCK. 30]
![]() MADDE 30.– Madde metninde çeşitli hata hâlleri düzenlenmiştir. Birinci fıkrada suçun maddî unsurlarında hataya ilişkin hükme yer verilmiştir. Kast, suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise, maddî unsurlarda hata olarak adlandırılır. Böyle bir hata kastın varlığına engel olur. Örneğin, kişi vestiyerden kendisininki zannederek başkasının paltosunu alır. Keza, kişi gec... ![]() (Şerh No: 1033 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 19-11-2009 23:04)
The original of the present Convention, of which the Arabic, Chinese, English, French, Russian and Spanish texts are equally authentic, shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1031 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:59)
The Secretary-General of the United Nations is designated as the depositary of the present Convention.
![]() (Şerh No: 1030 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:59)
A State Party may denounce the present Convention by written notification to the Secretary-General of the United Nations. Denunciation becomes effective one year after the date of receipt of the notification by the Secretary-General
![]() (Şerh No: 1029 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:58)
1. The Secretary-General of the United Nations shall receive and circulate to all States the text of reservations made by States at the time of ratification or accession.
2. A reservation incompatible with the object and purpose of the present Convention shall not be permitted.
3. Reservations may be withdrawn at any time by notification to that effect addressed to the Secretary-General of the United Nations, who shall then inform all States. Such notification shall take effect on the date on which it is received by the Secretary-General.
![]() (Şerh No: 1028 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:57)
1. Any State Party may propose an amendment and file it with the Secretary-General of the United Nations. The Secretary-General shall thereupon communicate the proposed amendment to States Parties, with a request that they indicate whether they favour a conference of States Parties for the purpose of considering and voting upon the proposals. In the event that, within four months from the date of such communication, at least one third of the States Parties favour such a conference, the Secretary-General shall convene the conference under the auspices of the United Nations. Any amendment adopted by a majority of States Parties present and voting at the conference shall be submitted to the General Assembly for approval.
2. An amendment adopted in accordance with paragraph 1 of the present article shall enter into force when it has been approved by the General Assembly of the United Nations and accepted by a two-thirds majority of States Parties.
3.When an amendment enters into force, it shall be binding on those States Parties which have accepted it, other States Parties still being bound by the provisions of the present Convention and any earlier amendments which they have accepted.
![]() (Şerh No: 1027 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:56)
1. The present Convention shall enter into force on the thirtieth day following the date of deposit with the Secretary-General of the United Nations of the twentieth instrument of ratification or accession.
2. For each State ratifying or acceding to the Convention after the deposit of the twentieth instrument of ratification or accession, the Convention shall enter into force on the thirtieth day after the deposit by such State of its instrument of ratification or accession.
![]() (Şerh No: 1026 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 13:55)
The present Convention shall remain open for accession by any State. The instruments of accession shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1024 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:04)
The present Convention is subject to ratification. Instruments of ratification shall be deposited with the Secretary-General of the United Nations.
![]() (Şerh No: 1023 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:04)
In order to foster the effective implementation of the Convention and to encourage international co-operation in the field covered by the Convention:
a. The specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other United Nations organs shall be entitled to be represented at the consideration of the implementation of such provisions of the present Convention as fall within the scope of their mandate. The Committee may invite the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other competent bodies as it may consider appropriate to provide expert advice on the implementation of the Convention in areas falling within the scope of their respective mandates. The Committee may invite the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other United Nations organs to submit reports on the implementation of the Convention in areas falling within the scope of their activities;
b. The Committee shall transmit, as it may consider appropriate, to the specialised agencies, the United Nations Children’s Fund and other competent bodies, any reports from States Parties that contain a request, or indicate a need, for technical advice or assistance, along with the Committee’s observations and suggestions, if any, on these requests or indications;
c. The Committee may recommend to the General Assembly to request the Secretary-General to undertake on its behalf studies on specific issues relating to the rights of the child;
d. The Committee may ma...
![]() (Şerh No: 1021 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:02)
1. States Parties undertake to submit to the Committee, through the Secretary-General of the United Nations, reports on the measures they have adopted which give effect to the rights recognised herein and on the progress made on the enjoyment of those rights:
a. Within two years of the entry into force of the Convention for the State Party concerned;
b. Thereafter every five years.
2. Reports made under the present article shall indicate factors and difficulties, if any, affecting the degree of fulfilment of the obligations under the present Convention. Reports shall also contain sufficient information to provide the Committee with a comprehensive understanding of the implementation of the Convention in the country concerned.
3. A State Party which has submitted a comprehensive initial report to the Committee need not, in its subsequent reports submitted in accordance with paragraph 1 (b) of the present article, repeat basic information previously provided.
4. The Committee may request from States Parties further information relevant to the implementation of the Convention.
5. The Committee shall submit to the General Assembly, through the Economic and Social Council, every two years, reports on its activities.
6. States Parties shall make their reports widely available to the public in their own countries.
![]() (Şerh No: 1020 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 12:01)
1. For the purpose of examining the progress made by States Parties in achieving the realisation of the obligations undertaken in the present Convention, there shall be established a Committee on the Rights of the Child, which shall carry out the functions hereinafter provided.
2. The Committee shall consist of ten experts of high moral standing and recognised competence in the field covered by this Convention. The members of the Committee shall be elected by States Parties from among their nationals and shall serve in their personal capacity, consideration being given to equitable geographical distribution, as well as to the principal legal systems.
3. The members of the Committee shall be elected by secret ballot from a list of persons nominated by States Parties. Each State Party may nominate one person from among its own nationals.
4. The initial election to the Committee shall be held no later than six months after the date of the entry into force of the present Convention and thereafter every second year. At least four months before the date of each election, the Secretary-General of the United Nations shall address a letter to States Parties inviting them to submit their nominations within two months. The Secretary-General shall subsequently prepare a list in alphabetical order of all persons thus nominated, indicating States Parties which have nominated them and shall submit it to the States Parties to the present Convention.
5. The elections shall be held...
![]() (Şerh No: 1019 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:59)
States Parties undertake to make the principles and provisions of the Convention widely known, by appropriate and active means, to adults and children alike.
![]() (Şerh No: 1018 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:56)
Nothing in the present Convention shall affect any provisions which are more conducive to the realisation of the rights of the child and which may be contained in:
1.The law of a State party; or
2.International law in force for that State.
![]() (Şerh No: 1017 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:55)
1. States Parties recognize the right of every child alleged as, accused of, or recognised as having infringed the penal law to be treated in a manner consistent with the promotion of the child’s sense of dignity and worth, which reinforces the child’s respect for the human rights and fundamental freedoms of others and which takes into account the child’s age and the desirability of promoting the child’s reintegration and the child’s assuming a constructive role in society.
2. To this end and having regard to the relevant provisions of international instruments, States Parties shall, in particular, ensure that:
a) No child shall be alleged as, be accused of, or recognised as having infringed the penal law by reason of acts or omissions that were not prohibited by national or international law at the time they were committed;
b) Every child alleged as or accused of having infringed the penal law has at least the following guarantees:
ba. To be presumed innocent until proven guilty according to law;
bb. To be informed promptly and directly of the charges against him or her, and, if appropriate, through his or her parents or legal guardians and to have legal or other appropriate assistance in the preparation and presentation of his or her defence;
bc. To have the matter determined without delay by a competent, independent and impartial authority or judicial body in a fair hearing according to law, in the presence of legal or other appropriate assistance and, ...
![]() (Şerh No: 1016 - Çeviren: Av.Elvan AKKAYA - Tarih : 19-11-2009 11:54)
Türkçe [TebK. 24]
![]() ![]() (Şerh No: 1014 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:26)
Türkçe [TebK. 23]
![]() ![]() (Şerh No: 1012 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:18)
Türkçe [TebK. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 1009 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 19-11-2009 11:11)
Sonradan tescil edilen ticaret ünvanına bir takım ekler yapılmış olsa dahi, bu ekler iltibası engellemiyor ise ihlal var demektir. Bu anlamda özellikle vurgu kelimelerine dikkat edilmesi gerekir.
Ayrıca, önceki tescil sahibi tacir, ihlale sessiz kalmış ise uzunca bir süre sonra dava açmış ise açılan davada TMK m. 2 hükümlerinin de dikkate alınması gerekir.
![]() (Şerh No: 1004 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:51)
Ticaret ortaklıkların merkezleri farklı olsa yerde olsa ve logolarında farklılık bulunsa dahi, ünvanı itibariyle iltibasa neden olan ve sonradan tescil edilen ünvana ekler yapılması gerekir. Ancak önceki bir tarihte ünvanını tescil ettiren tacir uzunca bir süre ihlale sessiz kalmışsa, daha sonra açılan davanın TMK m. 2 kapsamında değerlendirilmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 1003 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:50)
Bir ünvanı daha önce kullanılmak suretiyle ticari işletme açan bir ortağın diğer ortağa nazaran öncelikli ve üstün bir hakkı bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 1000 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:21)
Tacirin soyadını ticaret ünvanında kullanması engellenemez. Ne var ki; bu durumun ilitibasa yer vermeyecek şekilde olması gerekir.
![]() (Şerh No: 999 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 04:16)
(Şerh No: 998 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:58)
Usulüne uygun bir çağrıdan bahsedilebilmesi için davetin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 997 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:47)
Sicil memurluğu tarafından verilen karar üzerine gidilen itiraz incelemesinin evrak üzerinden yapılacağı düzenlenmiş ise de bu düzenleme, mahkemece itiraz dilekçesinin ilgili sicil memurluğuna tebliğine ve sicil memurluğundan bir cevap alınmasına engel değildir. İtiraz dilekçesinin ilgili sicil memurluğuna tebliğ edilmeden karar verilmiş olması eksik inceleme ile karar verilmiş olduğu anlamına gelir.
![]() (Şerh No: 996 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:40)
Sicil Memurluğunun kararına karşı gidilen itiraz üzerine verilen kararlar aleyhine ancak sicil memurluğu ve ilgililer temyiz yoluna başvurabilir. Azınlık grubu temyiz yoluna başvurabilecek ilgililerden değildir.
![]() (Şerh No: 995 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:34)
Bu madde kapsamında itiraza tabi bir karardan bahsedebilmek için, sicil memurluğunca, ilgilinin tescil talebi hakkında nihai bir karar verilmiş olmalıdır. Talep hakkında verilen nihai bir karar bulunmadıkça, itiraz yoluna başvurulamaz.
![]() (Şerh No: 994 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:28)
Bir ticari işletmenin şube olup olmadığının tespiti ve ticaret siciline şube olarak tescili için salt vergi mevzuatına göre yapılan araştırma yeterli değildir. Alanında uzman bir bilirkişi heyetince gerekli inceleme yapıldıktan sonra bir karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 993 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:20)
Bir ticari işletmenin şube olarak tescili için 5590 sayılı kanunda yer alan kriterlerin varlığı ayrıntılı bir şekilde araştırılmalı; yapılacak araştırma sonucu elde edilen veriler ışığında ticari işletmenin müşteri ile ticari ilişkiye girdiğinin ve ticari işletmenin kendi başına ticari işlemler yaptığının tespit edilmesi halinde, şube olarak ticaret siciline tescil edilmesi gerekir.
Ayrıca günümüz teknolojik gelişmeleri karşısında muhasebe işlemlerinin şubede veya merkezde tutulmasının ayırıcı ...
![]() (Şerh No: 991 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:15)
Bilgi [TTK. 35]
![]() KAYIT MECBURİYETİNDE OLANLAR: Madde 9 - (Değişik madde: 24/12/1981 - 2567/7 md.) Ticaret siciline kayıtlı tacir ve bu Kanuna göre sanayici sıfatını haiz tüm gerçek ve tüzelkişilerle şubeleri ve fabrikaları, bulundukları yerin bu Kanun gereğince mensup olacakları odalarına veya ajanlıklarına kaydolunmaya mecburdurlar. Sermayesinin tamamı Devlete ve özel idarelere veya belediyelere veya bunların ortaklığına ait olan iktisadi müesseselerle bunların şubeleri, özel... ![]() (Şerh No: 992 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:14)
Bir ticari işletmenin veya şubenin hakim kararı ile ticaret siciline tescili için gerekli tüm araştırmaların yapılmış olması ve bu anlamda özellikle tesisin kendi başına ticari işlem yapıp yapmadığının ticaret hukuku, işletme ve muhasebe alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti marifetiyle araştırılması gerekir.
![]() (Şerh No: 990 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 03:05)
TTK m. 35/2'ye göre süresi içinde tescil talebinde bulunmayan kimseye verilecek para cezası için sicil memurunun teklifi şarttır. Cumhuriyet savcısı tarafından davaname yolu ile açılan dava sonucu, para cezasına hükmedilemez.
![]() (Şerh No: 989 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 19-11-2009 02:59)
İş bölümü itirazı ilk itirazlardandır ( TTK.Md.5, HUMK.Md.187 vd ). İş bölümü itirazının yapılması ve mahkemenin bu itiraz üzerine vereceği kararın nihai karar olduğu, ancak diğer nihai kararlardan farklı olarak temyizinin de ancak esas hakkındaki hükümle birlikte mümkün olacağı kabul edilmekte ise de; iş bölümü itirazı olmaksızın hakim tarafından re'sen görevsizlik kararı verilmesi durumunda,bu kararın temyiz edilmesi mümkün ve geçerlidir. Bu konudaki 11.10.1976 gün ve 515 sayılı Yargıtay İçtih...
![]() (Şerh No: 150 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 18-11-2009 23:43)
Bilgi [MK. 74]
![]() Gerekçe; Maddeyle genel kurulun olağan toplanma koşulları düzenlenmiştir. Çağrı yönetim kurulunca yapılır. Olağan genel kurul toplantısının yapılma süresi en geç iki yılda bir olarak saptanmış, böylece yönetim kurulunun olağan toplantıya çağırma hak ve yetkisini kötüye kullanmasına karşı önlem alınmıştır. ![]() (Şerh No: 988 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:52)
Bilgi [MK. 73]
![]() Gerekçe; Madde, yürürlükteki Kanunun 57 nci maddesini karşılamakta olup, kayıtlı tüm üyelerden oluşan genel kurulun, derneğin en yetkili karar organı olduğunu hükme bağlamıştır. ![]() (Şerh No: 987 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:50)
Bilgi [MK. 72]
![]() Gerekçe; Madde derneğin zorunlu organlarının neler olduğunu düzenlemekte ve bunlar dışında da organlar oluşturabilme olanağını tanımaktadır. Zorunlu organların görev, yetki ve sorumluluklarının oluşturulacak bu organlara devri mümkün değildir. Zorunlu organlar dışındaki organların neler olabileceği açıklanmamış, böylece derneklere iç örgütlerini serbestçe belirleme olanağı tanınmıştır. ![]() (Şerh No: 986 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:47)
Sicil memurunun kanuni şartların mevcudiyetini araştırma yetkisi yalnızca emredici hükümlere aykırılık bulunup bulunmadığı ile sınırlıdır. İptale tabi bir husus nedeniyle sicil memurunun tescilden imtina etmesi mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 983 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 18-11-2009 22:46)
Bilgi [MK. 71]
![]() Gerekçe; Madde "Diğer yükümlülükler" kenar başlığı altında üyelerin manevî yükümlülüklerinin neler olduğunu düzenlemektedir. Bu yükümlülüklerin birer birer belirtilmesindeki güçlük göz önünde tutularak birinci fıkrada genel düzenlemeye yer verilmiş, ikinci fıkrada ise bu kapsamda değerlendirilebilecek bazı özel nitelikli yükümlülükler sayılmıştır. ![]() (Şerh No: 985 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:45)
Bilgi [MK. 70]
![]() Gerekçe; Madde yürürlükteki Kanunun 64 üncü maddesini karşılamakta olup, İsviçre Medenî Kanununun 71 inci maddesinin Fransızca ve Alınanca metnine uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. Madde, üyelik yükümlülüklerinden "ödenti verme borcu"nu hükme bağlamakta, bu borcun tüzükle düzenleneceğini, tüzükte hüküm bulunmaması hâlinde ise üyelerin dernek amacının gerçekleşmesi ve borçlarının karşılanması için zorunlu ödentilere eşit olarak katılacağını, dernekten çıkan veya çıkarılan üyenin, üyelikte bulu... ![]() (Şerh No: 984 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:43)
Bilgi [MK. 69]
![]() Gerekçe; Maddede üyelerin oy hakkı düzenlenmiştir. Eşitlik ilkesi gereği, her üyenin bir oy hakkına sahip olacağı tabiîdir. ![]() (Şerh No: 982 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:41)
Bilgi [MK. 66]
![]() Gerekçe; Madde yürürlükteki Kanunun 63 üncü maddesini karşılamaktadır. Maddede derneğe girme gibi dernekten çıkma da kişinin kendi iradesine bağlanmıştır. Dernekten çıkmak isteyen üyenin bu iradesini altı ay önceden yazılı olarak bildirmesi yeterlidir. Yazılı şekil geçerlilik koşuludur. ![]() (Şerh No: 979 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:38)
Bilgi [MK. 67]
![]() Gerekçe; Maddede kişinin dernekten çıkarılması konusu düzenlenmiştir. Çıkarılma sebeplerinin genelde dernek tüzüğünde gösterilmesi yaygın bir uygulamadır. Tüzükte bu konuda bir hüküm yoksa, üye ancak haklı sebeplere dayanılarak dernekten çıkarılabilir. Üçüncü fıkra ile bu gibi durumlarda üyelikten çıkarılan kimseye çıkarma kararına karşı itiraz hakkı tanınmıştır. ![]() (Şerh No: 980 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:37)
Bilgi [MK. 68]
![]() Gerekçe; Madde, Anayasanın 10 uncu maddesinde öngörülen eşitlik ilkesini tekrarlamaktadır. Buna göre, dernek üyeleri arasında herhangi bir ayırım yapılamayacağı ve dernek faaliyetlerine katılımda da üyelerin eşit haklara sahip olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca maddede, yürürlükteki Kanunun 66 ncı maddesinde olduğu gibi, demekten çıkan her üyenin, dernek malvarlığında hak iddia edemeyeceği hüküm altına alınmıştır. ![]() (Şerh No: 981 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 22:36)
Bilgi [Av.Rek.Yön. 12]
![]() Bu maddenin uygulanmasında uygulamada sorunlar vardır. Reklam yasağına ilişkin şikayetlerin çoğunu meslektaşın meslektaşı şikayeti oluşturuyor. Bunların çoğuna ise şahsileşmiş husumetler neden oluyor. Şikayet eden avukat baro tarafından "ihbar eden" şeklinde algılanıp, re'sen soruşturma açılması yerine; şikayet edene sanki doğrudan zarar görmüş gibi şikayetçi sıfatı ve hakları veriliyor. Bu da aslında olmaması gerektiği halde ihbar edenin itiraz yollarına başvurma hakkı elde etmesine yol açıyor.... ![]() (Şerh No: 978 - Ekleyen: Av.Şamil DEMİR - Tarih : 18-11-2009 22:16)
Bilgi [Av.Rek.Yön. 4]
![]() Reklam yasağı yönetmeliğindeki bu madde amacına uygun değildir. Maddenin yeri olsa olsa meslek kuralları olabilir. Reklam ile mesleğin yapıldığı büro şartlarının ilgisinin olmadığını düşünüyorum. ![]() (Şerh No: 977 - Ekleyen: Av.Şamil DEMİR - Tarih : 18-11-2009 22:02)
Daha önce sicile tescil edilen hususlardan birindeki değişiklik tescil edilmez ise değişiklikten önceki sicile güvenerek işlem yapan üçüncü kişilere karşı bu değişiklik ileri sürülemez.
![]() (Şerh No: 976 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 18-11-2009 21:41)
Tescil edilen husus, kimin hukuki yararıyle doğrudan ilgili ise o şahıs ilgili sayılmak gerekir. Bu anlamda, davacı dışındaki diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından verilen ve davacının yönetim kurulundaki hakları ile doğrudan ilgili olan bir kararın iptali için davacının 30. madde kapsamında "ilgili" olduğunun kabulü gerekir.
![]() (Şerh No: 975 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 18-11-2009 21:34)
tescil için bir başvuru halinde sicil memuru tescili istenilen işlemin tescili icin Yasa ve Nizamnamenin öngördüğü tüm koşulların tam olarak yerine getirilip getirilmediğinin araştırılmalı tescil şartlarının yerine getirildiği anlaşıldıktan sonra tescil isteminin karara bağlanıp, gerekli tescil işleminin bu tarih itibariyle yapılması gerekir. Bu anlamda, tescil tarihinin başvuru tarihi olarak kabulü mükün değildir.
![]() (Şerh No: 974 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 18-11-2009 21:33)
Bilgi [TebK. 32]
![]() ![]() (Şerh No: 960 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 18-11-2009 21:02)
Bilgi [Av.K. 2]
![]() Bu maddede 2001 tarihinde yapılan değişiklik ile; Yargı Kurumları, Kamu Kurumları ile Kamusal Faaliyet Gösteren Özel Hukuk Tüzel Kişilerinin avukatlara yardımcı olması zorunluluğu getirilmiş ise de; maddedeki"...kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükmünden dolayı bir çok kurum uygulamada zorluk çıkarmaktadır. Nitekim hemen her kurumun kendince bir mevzuatı ve gizlilik prensibi vardır. Bilgi vermek istemediklerinde buna gerekçe oluşturabilecek bir mevzuat hükmü öne sürmektedirle... ![]() (Şerh No: 734 - Ekleyen: Av.Elkan ALBAYRAK - Tarih : 18-11-2009 19:55)
Bilgi [MK. 14]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 14 üncü maddesini karşılamaktadır. Maddenin konu başlığında "Medenî hakları kullanmağa ehliyetsizlik" deyimi yerine daha kısa ve Önceki maddelerle terim birliğini sağlayan "Fiil ehliyetsizliği" deyimi kullanılmıştır. Hüküm değişikliği yoktur. ![]() (Şerh No: 754 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-11-2009 19:41)
Kambiyo senetlerinde zamanaşımını kesen nedenler sınırlı sayıda olup maddede sayılan dört halden ibarettir.İcra hakimliği nezdinde borca ve imzaya yapılan itirazlar madde metninde sayılan dava açılması kapsamında değerlendirilemeyeceğinden zamanaşımı süresini kesmezler.
![]() (Şerh No: 886 - Ekleyen: Av.Onur ÖMEROĞLU - Tarih : 18-11-2009 19:32)
Davalı adına kayıtlı olan ticarethane, taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde alınmış olup, bu ticari işletme edinilmiş mallara katılma rejiminde davalının kişisel malıdır. Bu işletmenin 1.1.2002'den sonraki geliri ise edinilmiş maldır.
![]() (Şerh No: 969 - Ekleyen: Av.Kamil Nadir SARILKAN - Tarih : 18-11-2009 17:40)
Sanık, kullandığı aracın geçişine yasak olan bir yolda ve alkollü olarak araç kullanırken, Trafik kazası tespit tutanağında belirtildiği şekilde, kaza öncesinde fren yapmamış, çarpışmadan sonra aracının devrilmesiyle durabilmiştir ki bu da dikkatsiz ve özensiz olarak hız kurallarına uymadan araç kullandığını göstermektedir. Sanık, trafik kurallarına uymamakla kazanın meydana gelmesinde kusurludur. Mahkemenin dinlediği bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları, açıklanan bu hususları gözetmediğind...
![]() (Şerh No: 865 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 18-11-2009 16:48)
Sanık, dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına neden olmuştur. Sanığın davayı takip edemeyeceğini müvekkiline tebliğ ettirmemesi müvekkilinin mağduriyetine neden olduğu ve bu mağduriyetin göz önüne alınması gerekir.
(1136 S. K. m. 34, 41) (765 S. K. m. 230) (5237 S. K. m. 257)
![]() (Şerh No: 945 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 18-11-2009 16:46)
Sanık olan hakimin ilgi ve takibinin hukuki bilgi ve denetim kapsamından uzaklaştığına ve suç kastıyla hareket ettiğine yönelik ciddi bir kanıttan söz edebilmek mümkün değildir. üç bilirkişinin görevlendirildiği, bilirkişilerden biri olan tarafından ibraz edilen belgenin diğer iki bilirkişinin imzasını taşımadığından geçerli bir mütalaa niteliğinde olmadığı, ancak taslak sayılabileceği, bu nedenle de resmi belgede sahtecilik suçunun varlığından söz edilemeyeceği açıktır. Dava bilirkişi görüşle...
![]() (Şerh No: 944 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 18-11-2009 16:43)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |