![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Bilgi [MK. 194]
![]() ![]() (Şerh No: 156 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-01-2010 22:42)
Başkası ile evli olan davacının,davalı ile karı-koca gibi yaşaması yasanın öngördüğü koşullara uygun olmayıp,dava konusu eşyaların haksız ve ahlaka aykırı bir amaç için davalıya verildiğinin kabulü gerekir ve BK.nun 65. maddesi hükmünce istirdatı mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 3174 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-01-2010 22:04)
Boşanmadan sonra açılacak mal rejimine ilişkin davalarda zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'ndaki genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl değil, 1 yıldır.
![]() (Şerh No: 3247 - Ekleyen: Av.Hacer YETKİN - Tarih : 11-01-2010 18:42)
Kamu alacağının hacze iştirak ile garameten pay almasının koşulları 6183 sayılı AATUHK 21 maddesinde düzenlenmiştir. Bu nedenle kamu borçlusu aleyhine yapılan takiplerde haczedilen menkul veya gayrimenkul satışından önce alacaklı kamu idaresi tarafından da haciz tatbik edilmesi durumunda garameten pay alabilecektir.(satışa konu varlığın aynından doğan kamu alacakları birinci sırada ve tamamen pay alır ) Ancak, tabşke konu kamu alacağı bütçeye gelir kaydedilen vergi resim ve harçlardan sayılmalıd...
![]() (Şerh No: 3248 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 11-01-2010 18:25)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 74]
![]() ![]() (Şerh No: 3246 - Türkçeleştiren: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 11-01-2010 16:00)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 75]
![]() ![]() (Şerh No: 3245 - Türkçeleştiren: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 11-01-2010 15:57)
Boşanma veya evliliğin feshi durmlarında çocuğun velayeti anneye bırakılmış bile olsa,Soyadı Kanunu ve MK madde 321 gereği babanın soyadını alır.Çocuk babanın soyadını, ergin olup soyadı değişikliği isteminde bulunacağı zamana kadar taşımak zorundadır.
![]() (Şerh No: 3221 - Ekleyen: Av.Hilal TOSUN - Tarih : 11-01-2010 14:59)
Fatura, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK.nun 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan (VUK.230'a göre) satılan malın cinsi, veya yapılan işin adedi, türü bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturadaki gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzen...
![]() (Şerh No: 3230 - Ekleyen: Zehra ÇAKMAK - Tarih : 11-01-2010 14:22)
Bilgi [İİK. 265]
![]() Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabının 898 sayfasında da belirtildiği üzere; “Mahkemenin ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne (ihtiyati haczin kaldırılmasına)karar verilmesi üzerine, borçlunun malları üzerine konulmuş olan ihtiyati hacizler kalkar; misaller: ‘Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1999/2699 D.İş. sayılı 15.11.1999 tarihli kararından itiraz üzerine verilen kararın hüküm bölümünün A/1 bölümünde “ihtiyati haczin kaldırılmasına” şeklinde karar verildiğine ve İTİ... ![]() (Şerh No: 3238 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-01-2010 11:39)
Delil listesinin 4.bendinde Ticaret Kanunu açısından ticari şirket sayılan davalı Ç_____ Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif defter ve kayıtlarına dayanıldığına göre, mahkemece yapılması gereken iş; davalıya Türk Ticaret Kanunu'nun 80 ve HUMK.nun 326. maddeleri uyarınca yöntemine uygun çıkartılacak davetiye ile ticari defterlerinin ibrazını emretmek, ibraz edilirse bu defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, aksi takdirde Türk Ticaret Kanununun 83/2. maddesince işlem yapılarak s...
![]() (Şerh No: 3240 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:34)
İhtiyati hacze itiraz edilmiş ve bu istem reddedilmişse reddedilen kararın temyizi, ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.
![]() (Şerh No: 3239 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-01-2010 11:29)
Senedin tanzim tarihinin vade tarihi olamayacağı kuşkusuzdur. Olayda tartışmasız olan 22.11.1982 tanzim tarihi hululü vade tarihi yanında ayrıca yer alan vade sütununda gösterilmiş olması mükerrer vade tarihi değil, senet tanzim tarihinin tekrarı olduğu kabul edilerek, senedin geçerli olduğuna hükmedilmelidir.
![]() (Şerh No: 3229 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:05)
Yönetim kurulu üyeleri ortaklık ana sözleşmesi ve yasanın kendilerine yüklediği görevlerin kasden ve ihmalen yapılmamış olmasından müteselsilen sorumludurlar. Ayrıca, ortaklık işlemlerinin bir kısmını tevdi ettikleri kimselerin vazifelerinin gereği gibi ifa edip etmediklerini, yönetim kurulu, kontrol ve nezaretle yükümlüdür. Dolayısıyla, kasıt veya ihmalleri sonucu verilen zarardan şirkete karşı tüm yönetim kurulu üyeleri sorumlu olurlar.
![]() (Şerh No: 3235 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 11-01-2010 10:30)
The lessee who could not use the property in whole or in part as a result of its default or extra ordinary situation occurred on its side, shall be liable for all of its contractual obligations, provided that the lessor keeps the property available for proper usage under the contract and the lessee shall be liable to pay all amount of rental.
In this respect the lessor shall oblige to set off the costs which are saved and the benefits arisen from different usage of the property.
Either of the party may terminate the contract upon the occurrence of events which hinder the performance of the contract in any way.
![]() (Şerh No: 3236 - Çeviren: Stj.Av.Elvan Zeynep BİLAL - Tarih : 11-01-2010 09:45)
(Şerh No: 3231 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 23:09)
Bilgi [ÇekK. 5]
![]() Yasanın karşılıksız çek keşidesi halinde ceza yaptırımını düzenleyen bu maddesi ile "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında" karşılıksız kalan çek için cezalandırma yoluna gidilmiş olmakla; yasanın yürürlüğe girmesinden önce "karşılıksız çek keşide etmek" suçundan hakkında "soruşturma yürütülen", "koğuşturması devam eden" veya "hüküm giymiş olanlar" bakımından SUÇ KONUSU ÇEK ÜZERİNDE YAZILI KEŞİDE TARİHİNDEN ÖNCE İBRAZ EDİLMİŞ İSE YASANIN BU MADDESİ ... ![]() (Şerh No: 3234 - Ekleyen: Av.Gürsan ATAR - Tarih : 10-01-2010 22:43)
Tereke hakimliğince muhafaza altına alınmış çekle ilgili ibraz süresi çekin mirasçılara teslimi tarihinde başlar.
![]() (Şerh No: 3227 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 10-01-2010 18:40)
Bilgi [K.İhale.Söz.K. 13]
![]() 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 13. maddesinde yükleniciye kesin teminatın iadesi konusu: yapım işlerinde geçici kabul tutanağının onaylanması ile yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan -İlişiksizlik Belgesi- getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanması ile kalanı iade edilecektir ve yapım işleri dışı işlerde ise şayet iş için garanti süresi öngörülmüşse İlişiksizlik Belgesinin getirilmesi ile yarısı ve garanti süresi dolduğunda kalanı iade edilecektir düzenlemesi mevcutken; 5... ![]() (Şerh No: 3226 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 18:33)
Maddede ihaleden yasaklama kararı verme yetkisine sınır getirilmiştir. Buna göre "katılma yasakları, sözleşmeyi uygulayan bakanlık veya ilgili veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir." Bu düzenleme uyarınca ve Yükseköğretim Kanununun ilgili maddeleri gereği üniversiteler yönün...
![]() (Şerh No: 3224 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 16:55)
Kanunun 20. maddesine göre yüklenici, ihale ile aldığı işi, ihale sözleşmesi ve eklerine uygun olarak ve/veya süresinde bitiremezse ihale dokümanında belirlenen gecikme cezası uygulanmak üzere İdarenin en az 10 GÜNLÜK (20.11.2008 değişikliği öncesi 20 GÜN) ihtarına rağmen durumun devam etmesi halinde idare sözleşmeyi feshedebilir. İhale dokümanlarında da Kanun maddelerine uygun düzenlemeler bulunmaktadır. İhaleyi yapan idare, ihale sözleşmesinde belirlenen sürenin bitmesine rağmen malın teslimi ...
![]() (Şerh No: 3222 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 12:35)
Bilgi [HastaYön. 24]
![]() Yönetmeliğin hastanın rızasının alınmasını düzenleyen 24. maddesine göre hasta küçük ya da kısıtlı ise rıza veli ya da vasiden alınacaktır. Kanımca bu düzenleme eksik ve yanlıştır. Hasta ayırt etme gücüne sahip bir küçük ya da kısıtlı ise rızanın kendisinden alınması kural olmalı, ancak çok ciddi müdahaleler bakımından ayırt etme gücüne sahip küçük ya da kısıtlının rızası yanında veli ya da vasinin rızası aranmalıdır. Çünkü kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan biri de vücut bütünlüğüne dokunulması... ![]() (Şerh No: 3195 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 10-01-2010 10:44)
6183 sayılı AATUHK 48 maddesinde düzenlenen tecil ve taksitlendirmeye ilişkin hüküm her hangi bir vergi türü ayırımı yapmaksızın maddede belirtilen şartların varlığı halinde vergi borcunun tecil ve taksitlendirilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenlemedir, Maliye bakanlığı'nın 2003/1 sayılı tahsilat iç genelgesi ile bazı vergi türlerinin bu madde kapsamında tutulamayacağına ilişkin tutumu anılan kanunun 48 maddesindeki dzeünemeye aykırı olup hiç bi hukuki geçerliliği bulunmamaktadır.
![]() (Şerh No: 3220 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 10-01-2010 02:03)
Bilgi [İİK. 5]
![]() İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlayan bir düzenlemedir. İlgililer kavramına icra takibinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun yanında, zarara uğrayan üçüncü kişiler de girerler. Madde lafzından açıkça anlaşılacağı üzere İİK 5.madde kusur sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu sorumluluğun gerçekleşmesi için, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri ile alakalı olarak olumlu ya da olumsuz bir eylem... ![]() (Şerh No: 3213 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 10-01-2010 00:32)
Türkçe [EskiBK. 1]
![]() ![]() (Şerh No: 3218 - Türkçeleştiren: Mücevher ÖZKAN - Tarih : 09-01-2010 23:38)
Bilgi [MK. 873]
![]() MK. 873. maddesi, borç vadesinde ödenmezse taşınmaz rehininin, rehin verilene malik olmasını düzenleyen her şartın geçersiz olduğunu ifade etmektedir.Buna rehinli taşınmaza sahip olamama şartı, "lex commissoria" yasağı denmektedir.Lex commissoria yasağı latince bir kavram olup, Roma hukukunda aynı yasak mevcuttu. ![]() (Şerh No: 3217 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-01-2010 22:57)
Çek, çek borçlusunun elinde ise bu durum, çek bedelinin ödenerek hamilinden geri alındığını gösterir. Bu durumun aksini iddia eden taraf, iddiasını ispatla mükelleftir.
![]() (Şerh No: 3216 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 22:32)
Bilgi [556.S.KHK. 70]
![]() ![]() (Şerh No: 129 - Ekleyen: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 09-01-2010 21:59)
Bonoda vade tarihi olarak yazılan tarih dışında ayrıca arkasında vadeye dair başka bir tarih bulunursa bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden; işbu senet hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamaz.
![]() (Şerh No: 3214 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 21:27)
Küçük yaştaki çocuğun vermiş olduğu zarar nedeni ile aile başkanı aleyhine açılmış olan tazminat davalarında görevli mahkeme 4787 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleridir.
![]() (Şerh No: 3183 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 20:06)
Babalık davası ile birlikte açılan manevi tazminat davalarında görevli mahkeme talep miktarına göre genel mahkemelerdir.
![]() (Şerh No: 3184 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 20:05)
1163 Sayılı Yasanın 98.maddesinin yollaması ile Türk Ticaret Yasasının 321/3. maddesine göre ananonim şirket adına düzenlenecek belgenin geçerli olması için sözleşmede aksine hüküm olmadıkça temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının olması yeterlidir.
![]() (Şerh No: 3205 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 09-01-2010 20:03)
Ortaklıktan çıkarma kararı Yönetim Kurulu'nca alınmışsa,bu kararın iptali için öngörülen üç aylık dava açma süresinin sona erdiği tarihte ortaklık ilişkisi sona erecek olup, davacı alacağı, bu tarihten sonra hapılan ilk genel kuruldan bir ay sonra istenebilir hale gelecek ve aynı zamanda davalı kooperatifin direnimi söz konusu olacaktır. Bu durumda, mahkemece ortaklıktan çıkarma kararının hangi tarihte kesinleştiği duraksamasız belirlenmek, bu yıla ilişkin bilançonun görüşüldüğü genel kurulun ha...
![]() (Şerh No: 3208 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 09-01-2010 20:02)
Her ne kadar dava dilekçesinde davacı adresinin yazılı bulunması zorunlu ise de bu kuralın amacı usulüne uygun tebliğ yapılabilmesini sağlamak olduğundan; sunulan dava dilekçesi ekindeki vekaletnamede davacı adresi açıkça belli ise dava dilekçesinde kanuni noksanlık olduğundan bahsedilemez.
![]() (Şerh No: 3212 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 19:32)
Mahkemece yargılamanın bitirildiği 30/3/2001 günlü duruşma tutanağına geçirilen kısa kararda 286 ve 840 sayılı parsellere ilişkin dava kabul edildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu parsellere ilişkin bir hüküm kurulmadığı, yine aynı oturumda yazılan kısa kararda 685 sayılı parsel hakkında bir hükme yer verilmediği halde sonradan yazılan gerekçeli kararda bu parsele ilişkin davanın husumet noktasından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çe...
![]() (Şerh No: 3173 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 09-01-2010 18:54)
Noterde düzenlenmiş tahliye taahhüdü, kendisine karşı aynı kuvvet ve mahiyette bir belge ibraz edilemediği sürece geçerliliğini korur. sürenin uzatıldığına ilişkin yeni adi kira sözleşmesi, aynı kuvvet ve mahiyette bir belge olmadığı için, taahhüdü geçersiz kılamaz.
![]() (Şerh No: 3211 - Ekleyen: Av.Evrim BARDAKÇIOĞLU ÖZDEMİR - Tarih : 09-01-2010 18:20)
Tahliye taahhüdü tanzim tarihinin kontrat tarihinden önce olması, tek başına tahliye talebinin reddini gerektirmez. Tahliye taahhüdünün verildiği tarihte kira ilişkisinin devam ediyor olması bu anlamda yeterlidir.
![]() (Şerh No: 3210 - Ekleyen: Av.Evrim BARDAKÇIOĞLU ÖZDEMİR - Tarih : 09-01-2010 18:17)
Bilgi [İşK. 34]
![]() Bu maddeyle, ücretin, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi halinde, işçiler, iş bırakma yoluyla, işverene bir yaptırım uygulayabilme imkânına kavuşmuşlardır. Ancak yasal bir hakkın kullanmasına rağmen, çalışılmayan günlerin ücreti işverenden talep edilemeyecektir. Doktrinde, “iş bırakma nedeniyle çalışılmayan günlerin ücretine hak kazanılıp kazanılamayacağına” dair farklı görüşler yer almakta ise de, ağırlıklı görüş, "işçinin bu maddeye göre iş bırakma hakkını kullanması hali... ![]() (Şerh No: 3207 - Ekleyen: Av.Derya DEMİR - Tarih : 09-01-2010 17:03)
Davacı işçinin ücreti, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir sebebe dayanılmaksızın ödenmediği takdirde, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Fakat işçi, işi kendi iradesiyle bıraktığı için ve yasanın tasarı metninde yer alıp da yasa metninde, “çalışılmayan günlerin ücreti işçiye ödenir” şeklinde bir hükme yer verilmediğinden, Yasama organının amacının da bu yönde olduğu düşünülmeli bu nedenle de, işçi çalışmadığı günlerin ücretini işverenden talep edememelidir.
![]() (Şerh No: 3209 - Ekleyen: Av.Derya DEMİR - Tarih : 09-01-2010 16:46)
Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, buna göre yaşantısına yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı alandır. Bu alan ile ilgili olarak bir eşin tek başına hukuki işlem yapması, diğer eşin yararlarını zedeler. Bu nedenle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramaz....
![]() (Şerh No: 3203 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 09-01-2010 15:57)
(Şerh No: 3206 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 15:40)
Dava, İİK'nın 272. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamından borçlunun, taşınmazlarını anılan yasanın 278. maddesinde belirtilen akrabalarına sattığı anlaşılmaktadır. Yasada belirtilen akrabalar arasındaki satışlar; bağış niteliğinde sayılmaktadır. Tasarrufun iptali davası yönünden bağış sayılan tasarruflar batıdır. Bu durum karşısında, davanın diğer koşulları araştırılarak sonuca göre karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 3201 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 09-01-2010 14:48)
Türkçe [MülgaHUMK. 28]
![]() ![]() (Şerh No: 3199 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 09-01-2010 14:46)
Türkçe [MülgaHUMK. 29]
![]() ![]() (Şerh No: 3200 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 09-01-2010 14:29)
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu diğerinin maddi desteğini yitiren eş lehine, ağır veya eşit kusurlu olmadığı hallerde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 3197 - Ekleyen: Av.Kamil Nadir SARILKAN - Tarih : 09-01-2010 13:37)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 20]
![]() ![]() (Şerh No: 3194 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:20)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 19]
![]() ![]() (Şerh No: 3193 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:15)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 18]
![]() ![]() (Şerh No: 3192 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:14)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 17]
![]() ![]() (Şerh No: 3191 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:11)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 16]
![]() ![]() (Şerh No: 3190 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:07)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 15]
![]() ![]() (Şerh No: 3189 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:05)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 14]
![]() ![]() (Şerh No: 3188 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:59)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 13]
![]() ![]() (Şerh No: 3187 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:52)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 12]
![]() ![]() (Şerh No: 3186 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:49)
Türkçe [GelirVK. Geçici Madde 11]
![]() ![]() (Şerh No: 3185 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:32)
Amaç, aile konutunun ve bu konutla ilgili kanuni hakları koruma altına almaktır. Bu koruma, evlilik birliği devam ettiğine göre 4721 sayılı Kanunun yürürlüğe girişi 01.01.2002'den önceki edinilmiş aile konutları için de geçerlidir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesi istenilmemiş olsa bile işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi hükmü ile...
![]() (Şerh No: 3182 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 09-01-2010 00:23)
Davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle korunması ( m. 198 ) mümkündür. Bu gibi durumlarda, diğer eş için ağır neticeler doğuran; onun tasarruf selahiyetini sınırlayan yahut "kısıtlı" durumuna sokan bir önleme başvurulmamalıdır.
![]() (Şerh No: 3181 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 09-01-2010 00:07)
Tanık beyanlarından tarafların halen aynı evde birlikte oturmaya devam ettikleri ancak davalının ailenin geçimine katkıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebi haklıdır ( TMK. 196 ). Bu nedenle davalının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
![]() (Şerh No: 3180 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 08-01-2010 23:53)
Ayrı yaşama hakkı bulunan eşin çalışıyor olması, maaşının ve malvarlığının bulunması tedbir nafakasına hükmedilmesine engel değildir. Halen evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, ayrı yaşamaya haksız olarak sebebiyet veren eş tedbiren nafaka vermekle yükümlüdür. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir
![]() (Şerh No: 3179 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 08-01-2010 23:44)
Aile birliği devam ettiği sürece davalının kendine ait bir evin bulunması, aile konutu olan davacıya ait taşınmazdan davalının yararlanma hakkını ortadan kaldırmaz
![]() (Şerh No: 3178 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 08-01-2010 23:40)
toplanan delillerden kocanın, haklı bir sebep olmaksızın davacıyla birlikte yaşamaktan kaçındığı ve onu Türkiye'ye gönderdiği bu yüzden tarafların 2 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmıştır. Buna dayanılarak hükmedilen nafakanın koşullar değiştiğinde veya gerektirici sebebin sona ermesi halinde istem üzerine kaldırılabileceği ( TMK. md. 200 )gözetilmeden nafakanın kararın kesinleşmesiyle sona ermesi sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
![]() (Şerh No: 3177 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 08-01-2010 23:30)
Yetkisiz temsile dayalı menfi tespit isteminde,davacı şirketin,yetkisiz temsilcinin temsiline tahammül gösterip göstermediğinin araştırılması gerekir.Bir başka ifadeyle davacının yetkisiz temsilcinin kendi adına imza atmasına ses çıkarmayıp,yetkisiz temsil imzasının sonuçlarını yüklendiği durumlarda sorumluluğu vardır. Öte yandan takibe konu çeki ciro yoluyla devralan davalı, çekteki keşideci imzasının sıhhatını bilebilme olanağı bulunmadığından kötüniyetli kabul edilemeyeceğinden tazminata hükm...
![]() (Şerh No: 3172 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 21:26)
TTK.'nun 730/3. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 589. maddesi hükmünce, ciranta kendi imzasını inkar etmediği müddetçe çek bedelini ödemekle yükümlü olup, keşideci imzasının geçerli olmadığı yolundaki itirazı dinlenemez. Keşideci imzası sahte bile olsa ciranta olan borçlu kendi imzasından sorumludur.
![]() (Şerh No: 3171 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 20:23)
Kredinin işlediği süre içinde,faiz oranının kredi müşterisine ihbar edilmeksizin artırılabileceğine dair hakka dayanılarak,faiz oranının artırıldığı tarihten önceki süreye de artan faiz oranının uygulanması ve KREDİ BORÇLUSUNA İHBAR EDİLMEKSİZİN UYGULANAN YENİ FAİZ ORANLARINA GÖRE OLUŞAN BORÇ TUTARINA KREDİ BORÇLUSUNUN TAHAMMÜL ETMESİNİN İSTENMESİ OBJEKTİF İYİ NİYET KURALLARINA AYKIRIDIR.
![]() (Şerh No: 3169 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 19:00)
İtiraz konusu belge adi senet olsa dahi,borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde altındaki imzayı "ayrıca ve açıkça" reddetmediği taktirde,
bu takip yönünden adi senetteki imzasını kabul etmiş sayılır. Bu durumda alacaklı,İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan ve kendisine itirazın kaldırılması olanağını sağlayan bu belge ile mercie başvurup, borçlunun itirazının kaldırılmasını istemekle haklıdır.
![]() (Şerh No: 3162 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 15:13)
Bilgi [MK. 746]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 670 inci maddesini karşılamaktadır. Madde kaynak Kanunun 693 üncü maddesine uygun olarak kenar başlığıyla birlikte yeniden kaleme alınmış ve üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. ![]() (Şerh No: 3168 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 15:10)
Bilgi [MK. 745]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 669 uncu maddesini karşılamaktadır. Madde İsviçre aslı olan 692 inci maddeye uygun olarak iki fıkra hâline getirilmiş, kenar başlığı ile birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında öngörülen hâllerde, mecra geçirilecek taşınmazın kamulaştırılması söz konusu değildir. Burada gerçek kişiler lehine kurulan mecralarda, satın alınmasını isteme hakkı düzenlenmiştir. Maddede bu hak "olağanüstü durumların varlığına" bağlanmı... ![]() (Şerh No: 3167 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 15:08)
Bilgi [MK. 744]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 668 inci maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki maddenin birinci fıkrası yine birinci fıkra, ikinci fıkrası ise üçüncü fıkra olarak arılaştırılmak suretiyle düzenlenmiştir. Maddeye eklenen ikinci fıkra ile de mecra geçirilmesinin kamulaştırma kuralları uygulanmak suretiyle yapılması hâlinde, bu kanunun mecralara ilişkin komşuluk hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. ![]() (Şerh No: 3166 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 15:05)
Bilgi [MK. 743]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 667 inci maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki maddenin "Kurutma" şeklindeki kenar başlığı İsviçre aslına uygun olarak "Fazla suyun akıtılması" şeklinde değiştirilmiştir. Madde, İsviçre aslı olan 690 ıncı maddede olduğu gibi iki fıkra hâline getirilmiş, ayrıca maddeye bir üçüncü fıkra eklenmiştir. İlk iki fıkra yürürlükteki metinden arılaştırılmak suretiyle kaleme alınmıştır. Bu fıkralar kaleme alınırken, bu hükümler bataklıklarla sınırlı olmayacak şekilde d... ![]() (Şerh No: 3165 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 15:03)
Bilgi [MK. 742]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 666 ıncı maddesini karşılamaktadır. Madde İsviçre aslı olan 689 uncu maddeye uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiştir. Maddenin kenar başlığı da içeriğine uygun olarak ve artık dilimize yerleşmiş daha uygun sözcüklerle ifade edilerek "Kendi kendine akan suların cereyanı" yerine "Doğal olarak akan su" şeklinde değiştirilmiştir. ![]() (Şerh No: 3164 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 15:00)
Bilgi [MK. 741]
![]() Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 665 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlığı İsviçre aslında "Kantonal kurallar" seklindedir. Bunun yerine maddenin içeriğine uygun bir kavram olarak "Özel kurallar" seklinde değiştirilmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. Arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. ![]() (Şerh No: 3163 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2010 14:57)
Bilgi [Av.K. 3]
![]() Anayasa Mahkemesinin avukatlık sınavını Avukatlık Kanunu'ndan çıkaran 5558 sayılı Kanun'u iptal etmesine ilişkin 2007/16 ve 2009/147 sayılı kararı 08.01.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. ![]() (Şerh No: 3161 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 08-01-2010 11:37)
Avukatlık sınavını öngören Avukatlık Kanunu'nun 3. maddesinin d) bendini yürürlükten kaldıran 28.11.2006 tarihli 5558 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olması nedeni ile iptaline karar verilmiştir.
![]() (Şerh No: 3159 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 08-01-2010 11:25)
ÇEK SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN BİR YÜKÜMLÜLÜK DEĞİLDİR
İtiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilmesi için, ilişkinin yalnızca sözleşmeden doğması ve borcun yerine getirilememesi gerekmektedir.Çek ilişkisi bizzat sözleşme olmadığı gibi, çekin temelinde her zaman bir sözleşme bulunması da zorunlu değildir. Temelde bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu durumlarda ise, çekte bu ilişkiden bağımsız ve sözleşme olarak nitelendirilemeyecek bir kambiyo t...
![]() (Şerh No: 3125 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-01-2010 09:22)
Bilgi [İİK. 4]
![]() İİK 4.madde icra mahkemelerinin amaç ve görevlerini düzenleyen bir hükümdür.Kanun lafzına göre yorumlandığı zaman;icra mahkemeleri ile icra müdürlükleri arasında vesayet ilişkisi ya da bir denetim ve gözetim ilişkisinin olduğu anlaşılır.Bazı yerlerde iş yükünün fazla olmasından dolayı icra mahkemelerinin birden fazla dairesi kurulabilir.Birden fazla icra mahkemesi bulunan yerlerde;bu daireler sıra ile numaralandırılarak o yerde görev yapan bir icra dairesine bağlanır.İcra mahkemeleri ile icra da... ![]() (Şerh No: 3156 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 08-01-2010 09:13)
Türkçe [FaizK. 4/a]
![]() ![]() (Şerh No: 2132 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 08-01-2010 00:01)
TTK.724 ÜZERİNDEN KUSURSUZ SORUMLULUK UYGULAMASI
TTK. 724. maddesi olayda kusuru olsun ya da olmasın sahte veya tahrif edilmiş bir çekin ödenmiş olmasından dolayı muhatap bankayı sorumlu tutmuştur. BK. 51. madde hükmünce, böyle bir zarardan hem banka, hem de tahrifat yapan çek hamili sorumludur. Keşidecinin bunlardan herhangi birisini dava etmeye hakkı olup, davalı banka zararı ödediği takdirde sahteciliği yapan çek hamiline rücu edebilir.
![]() (Şerh No: 3124 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 07-01-2010 22:59)
818 S.K. 104.maddesi hükmü gereği faize faiz yürütülemez. Bu kurala 3095 S.K. m.3 te "Ticaret Kanunu hükümleri mahfuz kalmak suretiyle" düzenlemesi ile tanınan istisna mucibince TTK m.8 e göre "ödünç para verme işleri, bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri"için mürekkep faiz uygulaması yapılabileceği öngörülmüştür. Lakin Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği yetkisi dahilinde yayınladığı Genelge ile faiz konusunda özel bir düzenleme yapmışsa işbu "Genelge"ye öncelik tan...
![]() (Şerh No: 3158 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 22:58)
Şirketlerin birleşmesi halinde birleşen eski şirketin tüzel kişiliği sona ereceğinden taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Tüzel kişiliğin son bulması ile eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulduğundan eski şirkete karşı yapılıp kesinleşen icra takibinin iptali gerekir. Böyle durumlarda TTK m.152 ile farklılık olması sebebiyle işbu madde hükmü uygulanamaz.
![]() (Şerh No: 3155 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 22:04)
Bilgi [CMK. 325]
![]() (2) Cezanın ertelenmesi halinde de birinci fıkra hükmü uygulanır. ![]() (Şerh No: 3154 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:23)
Taraflar arasındaki sözleşmede imzası bulunan şirketi, tüm aktif ve pasifleriyle devralan yeni şirket, sözleşmenin diğer tarafına karşı "halefiyet prensibi" gereği sorumludur.
![]() (Şerh No: 3153 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-01-2010 21:20)
Bilgi [CMK. 254]
![]() (1) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tabi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır. (2) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir. ![]() (Şerh No: 3152 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:20)
Bilgi [CMK. 253]
![]() (1) Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hallerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar. (2) Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddi ve manevi zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanuni temsilcisine bildirilir. (3) Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya ... ![]() (Şerh No: 3151 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:18)
Bilgi [CMK. 247]
![]() (1) Hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir. (2) Kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkkararı verilemez. (3) Duruşma yapılan hallerde kaçak sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir avukat görevlendirilmesini ister. ![]() (Şerh No: 3150 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:17)
Bilgi [CMK. 239]
![]() (1) Mağdur veya suçtan zarar gören, davaya katıldığında, mahkemeden istemesi halinde baro tarafından bir avukat görevlendirilir. ![]() (Şerh No: 3149 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:15)
Bilgi [CMK. 234]
![]() 3. Vekili yoksa, baro tarafından kendisine bir avukat görevlendirilmesini isteme, b) Kovuşturma evresinde; 5. Vekili yoksa, baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, ![]() (Şerh No: 3148 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:13)
Bilgi [CMK. 231]
![]() (1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. (2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. (3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir. (4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir. ![]() (Şerh No: 3147 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:10)
Bilgi [CMK. 223]
![]() (3) Sanık hakkında; b) Yüklenen suçun zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi ![]() (Şerh No: 3146 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:08)
Bilgi [CMK. 206]
![]() (4) Katılan, yalnız kişisel haklarını ispat için gösterdiği delilden vazgeçebilir. ![]() (Şerh No: 3145 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:06)
Bilgi [CMK. 193]
![]() 5353 S.k. ile (2) Fıkra eklenmiştir. Bu değişiklikle 'hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı' ilkesine istisna getirilmiş ve sorgusu yapılmamış olan sanık hakkında 223. maddede sayılanlardan mahkumiyet dışındaki kararlardan birinin verilmesine olanak sağlanmıştır. ![]() (Şerh No: 3144 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 21:04)
Bilgi [CMK. 174]
![]() (1) Mahkeme, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren yedi gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra; iddianamenin 170 inci maddedeki unsurları içermediğini tespit ettiğinde, eksik ve hatalı noktaları belirterek iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verir. (2) Önödemeye tabi işlerde, ön ödeme usulü uygulanmaksızın kamu davası açılamaz. Aksi takdirde iddianame iade edilir. (3) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerin... ![]() (Şerh No: 3143 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:59)
Bilgi [CMK. 173]
![]() (3) Başkan, kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; istemde bulunan suçtan zarar göreni giderlere mahkeder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) Başkanın, kamu davasının açılmasına karar vermesi halinde; Cumhuriyet savcısı kamu davasını açar. ![]() (Şerh No: 3142 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:58)
Bilgi [CMK. 171]
![]() (1) Cezanın ortadan kaldırılmasını gerektiren şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde Cumhuriyet savcısı kamu davasını açmayabilir. ![]() (Şerh No: 3141 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:57)
Bilgi [CMK. 164]
![]() (1). Fıkrada geçen '3 üncü' ibaresi, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunundaki yeni düzenlemeye göre '4 üncü' şeklinde değiştirilmiştir. ![]() (Şerh No: 3140 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:55)
Bilgi [CMK. 153]
![]() (4) Müdafi, Cumhuriyet Savcılığınca iddianamenin mahkemeye verildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir. ![]() (Şerh No: 3139 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:50)
Bilgi [CMK. 151]
![]() Müdafi görevini yerine getirmediğinde yapılacak işlem MADDE 151. - (1) 150 nci madde hükmüne göre görevlendirilen müdafi, duruşmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, hakim veya mahkeme derhal başka bir müdafi görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapar. Bu durumda mahkeme oturuma ara verebileceği gibi oturumun ertelenmesine de karar verebilir. (2) Eğer yeni müdafi savunmasını hazırlamak için yeterli zaman olmadığını açıklarsa otu... ![]() (Şerh No: 3138 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:49)
Bilgi [CMK. 150]
![]() (1) Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. (2) Şüpheli veya sanık onsekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malolur ve bir müdafii de bulunmazsa istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. (3) Üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır. ![]() (Şerh No: 3137 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:47)
Bilgi [CMK. 146]
![]() (1) Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. (4) Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hakimin, mahkemenin veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır. (5) Zorla getirme, bunun için haklı görülecek bir zamanda başlar ve ... ![]() (Şerh No: 3136 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:45)
Bilgi [CMK. 143]
![]() (2) Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder. ![]() (Şerh No: 3135 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:42)
Bilgi [CMK. 142]
![]() (7) Mahkeme, istemde bulunanı, Cumhuriyet savcısını ve Hazine temsilcisini dinledikten sonra kararını verir. ![]() (Şerh No: 3134 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:40)
Bilgi [CMK. 140]
![]() (1). fıkranın (a) bendine 6. alt bent olarak 'Fuhuş' eklenmiştir. (3) Teknik araçlarla izleme kararı en çok dört haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. ![]() (Şerh No: 3133 - Ekleyen: Av.Oğuzhan TÜRK - Tarih : 07-01-2010 20:39)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |