Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [CezaİnfazK. 17] Madde gerekçesi
Madde, hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesini düzenlemektedir. Birinci fıkra, üç yıl ve daha az süreli hapis cezalarının derhâl infazının hükümlü veya ailesi için mahkûmiyetin amacı dışında ağır bir zarara neden olacağı anlaşılırsa, hükümlünün istemi üzerine infazın en fazla altı ay ertelenebileceğini belirtmektedir. Erteleme isteminin kabulü, bir güvence gösterilmesine veya başka bir koşula bağlanabilecektir.
(Şerh No: 3297 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:51)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 16] Madde gerekçesi
Madde, hapis cezalarının infazının ertelenme nedenlerini düzenlemektedir. Maddenin erteleme nedeni olarak gösterdiği hâller: Cezanın amacı dışında etki yaratabileceği veya cezanın infazı ile maksada ulaşılamayacağı anlaşılan hâllerdir. Maddenin birinci fıkrasına göre, hükümlünün akıl hastalığına tutulması hâlinde hapis cezasının infazı, hastalığın geçmesine kadar ertelenecek ve Türk Ceza Kanununun 57 nci maddesinde düzenlenen güvenlikli sağlık kuruluşunda koruma ve tedavi altına alınması düzen...
(Şerh No: 3296 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:51)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 13] Madde gerekçesi
Tasarı, hapis cezalarının amaç ve hedeflerini belirlemiş ve iyileştirmede bireyselleştirmeyi temel bir araç olarak öngörmüştür. Bu itibarla gerek kurumda düzen ve muhafaza, gerekse bireyselleştirme yolu ile iyileştirme sürecinin ilk aşamasını oluşturan işlem, hükümlünün gözlem yolu ile sınıflandırılmasıdır. Sınıflandırma sonucuna göre hükümlü hakkında uygulanacak infaz rejimi, gönderilmesi gereken infaz kurumu belirlenecektir. Madde, bu çok önemli işlevin, gözlem ve sınıflandırma merkezlerin...
(Şerh No: 3295 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:51)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 15] Madde gerekçesi
Maddede, çocuklara özgü hapis cezalarının infaz edileceği kurumlar, çocuk eğitimevleri olarak adlandırılmıştır. Bu kurumlar çocukların temel gereksinimlerini karşılayabilecekleri, sahip oldukları yetenekleri eksiksiz biçimde kullanabilmelerini sağlayacak bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanabilecekleri yerlerdir. Kurumlarda çocuklara verilen cezaların infazı, Türk Ceza Kanunu, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve konu ile ilgili uluslararası belgeler ile çağdaş eğitim anlayışına uygun olarak sağl...
(Şerh No: 3294 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:50)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 14] Madde gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında açık ceza infaz kurumları tanımlanmaktadır. Bu kurumlar firara karşı engeller ve dış güvenlik personeli bulunmayan, güvenliğin kurum personelinin gözetimi ve denetimi ile sağlandığı tesislerdir. Ancak bu tesislerin iyileştirilme işlevi bakımından temel özelliği hükümlülerin çalışmalarına ve meslek edinmelerine, diğer işlevlere göre öncelik verilmesidir. Böylece çağdaş ceza infaz sistemlerine uygun olarak, hapis cezalarının infazı bakımından, hükümlünün suçluluk nedeni...
(Şerh No: 3293 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:50)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 12] Madde gerekçesi
Çağdaş ceza infaz sistemlerinde kadın ve erkek genç hükümlüler yetişkinlerden ayrı barındırılmakta ve yaşlarına uygun özel iyileştirme yöntemlerine tâbi tutulmaktadırlar. Bunun nedeni bu suçlu grubunun diğer yaşlı hükümlülerle biraraya konulduklarında çeşitli ciddi sakıncaların ortaya çıktığının gözlemlenmesidir. Hâlen yürürlükte bulunan “Müşahede ve Sınıflandırma Merkezine Dair Yönetmelik” hükümlerine göre onsekiz-yirmi yaş grubunda bulunan hükümlüler diğerlerinden ayrılmaktadırlar. Bu grupta...
(Şerh No: 3292 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:50)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 11] Madde gerekçesi
Madde, çocuklara özgü hapis cezaları ile çocuk eğitim evlerinden disiplin veya diğer nedenlerle ve kanun hükümlerine dayalı olarak kapalı infaz kurumlarına nakline karar verilen, çocukların barındırıldıkları, firara karşı engelleri olan iç ve dış güvenlik personeli bulunan eğitim ve öğretim esasına dayalı tesislerdir. Bu kurumlarda, maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere Oniki-onsekiz yaş grubu çocuklar cinsiyetleri ve fizikî gelişim durumları göz önüne alınarak bu kurumların ayrı ayrı b...
(Şerh No: 3291 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:49)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 10] Madde gerekçesi
Ülkemizde varolan ceza infaz kurumları, erkek hükümlü ve tutukluların gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak yapıldığından, kadın hükümlü ve tutuklular ceza infaz kurumlarında sunulan birçok hizmetten yararlanamamakta ve kısıtlı bir ortamda yaşamaktadırlar. Madde ile kadınların gereksinimine cevap verebilecek kapalı cezaevlerinin tanımı yapılmakta, koşulları belirtilmektedir. Ayrıca, uluslararası infaz mevzuatında yer alan (Mahpusların Tâbi Tutulacağı Asgarî İnsanî Muameleler Hakkında Esasl...
(Şerh No: 3290 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:46)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 9] Madde gerekçesi
Madde, kapalı ceza infaz kurumlarının bir türünü tanımlamaktadır. Maddenin birinci fıkrası tanımı, esasta 8 inci maddede yer alan kapalı ceza infaz kurumları gibi yapmaktadır. Ancak yüksek güvenlikli infaz kurumlarında odalarda bir veya üç hükümlü bulundurulur. Bu kurumların diğer bir özelliği kurumlarda, toplumsal değil fakat bireysel ve grup hâlinde iyileştirme yöntemlerinin uygulanmasıdır. Maddenin ikinci fıkrasının bentlerinde bu kurumlara hangi tür, kategorideki hükümlülerin gönderile...
(Şerh No: 3289 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:46)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 8] Madde gerekçesi
Madde, kapalı ceza infaz kurumlarını tanımlamaktadır; maddeye göre özellikle kaçmayı önlemenin vurgulandığı bu kurumların nitelikleri şunlardır; a) Kurumlar firara karşı teknik, mekanik, elektronik veya fizikî engellerle donatılmıştır. b) Kurumun oda ve tüm koridor kapıları kapalı tutulur. c) Hükümlüler aynı oda içinde bulunanlarla temas eder ve aynı yerde yaşarlar; ancak mevzuatın belirttiği hâllerde oda dışındaki diğer hükümlülerle ve dış çevre ile temas edebilirler, d) Kurumlarda iç ve ...
(Şerh No: 3288 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:46)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 7] Madde gerekçesi
Maddede, hapis cezasının insan onuruna saygının korunmasını sağlayan koşullar altında çektirilmesi ilkesinin yaşama geçirilebilmesi ve hükümlünün yeniden toplumla bütünleşmesini, toplumun üretken, kanunlara saygılı, sorumluluk taşıyan bir birey niteliğini kazanmasını gerçekleştirme amacına ulaşılabilmesi için gerekli başarı ölçütü gösterilmiştir. Burada hapis cezalarının infazında iyileştirmenin ölçütünün, hükümlünün gösterdiği pişmanlık ve bu süreçte uygulanan programlara uyum hususundaki gayre...
(Şerh No: 3287 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:45)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 6] Madde gerekçesi
Hapis cezalarının infazında, mutlaka uyulması gerekli ilkeler, başta hükümlünün kurumda muhafazası ve kaçmasının önlenmesi, kurumda mutlaka düzenin korunması, kurumdaki yaşamın hükümlünün iyileştirilmesi hedefi ile bağımlı olması ve her hâlde kurum yaşamında adaletin egemen kılınmasıdır. İşte madde bu dört ilkenin hayata geçirilmesi yönünden infaz rejiminde izlenmesi gerekli amaçları ve uyulması zorunlu ilkeleri yedi bent hâlinde belirtmektedir. Bu bentlerde belirtilen infaz amaç ve ilkeleri öze...
(Şerh No: 3286 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:43)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 5] Madde gerekçesi
Madde ile infazın dayanakları ve hangi merci tarafından yerine getirileceği açıklanmaktadır. Mahkeme kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmü Cumhuriyet savcısına gönderecektir. Cumhuriyet savcısı cezanın infazını izlemekle görevlidir. Demek oluyor ki, Cumhuriyet savcısı, söz gelimi hapis cezasının mevzuata uygun olarak infaz edilmesini denetlemekle yükümlüdür.
(Şerh No: 3285 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:43)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 4] Madde gerekçesi
Madde mahkûmiyet hükümlerinin infaz koşulunu belirtmektedir. Bir mahkûmiyet kararının infazına başlanabilmesi için onun kesinleşmiş olması gerekmektedir. Kesinleşmeyen kararların değişebilmesi ihtimaline karşılık infaz edilen cezanın meydana getirdiği zararın karşılanmasına olanak bulunmadığından, kesinleşme koşulunun kabul edilmesi yerinde ve insan haklarının gereği olan bir ilkedir.
(Şerh No: 3284 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:42)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 3] Madde gerekçesi
Madde genel olarak cezaların infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç ve hedefleri belirtmek üzere düzenlenmiştir. Maddede, infazda temel amacın suçluyu infaz yolu ile ayrıca cezalandırmak veya ondan öcalmak olmadığı açıklanmaktadır. Böyle olunca toplumu suça ve suçluya karşı korumak, hükümlüyü yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirerek sosyalleştirmek ve buna teşvik etmek, pişmanlık göstermesini sağlamak üretken, hukuka ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaş...
(Şerh No: 3283 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:42)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 2] Madde gerekçesi
Madde ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14 üncü maddesinde, diğer milletlerarası sözleşme ve hak bildirilerinde ve Anayasamızın 10 uncu maddesinde öngörülen “insanlar arasında cins, ırk, renk, din, mezhep, milliyet, siyasal ve fikrî kanaat, millî ve sosyal köken, bir azınlığa mensup olma, servet, doğum ve benzeri nedenlerle ayırım yapılmayacağı”na ilişkin ilkenin, hükümlüler yönünden de aynen geçerli olduğu açıklanmaktadır. Anayasamızda kısaca “kanun önünde eşitlik” olarak da anılan bu il...
(Şerh No: 3282 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:41)

 Bilgi  [CezaİnfazK. 1] Madde gerekçesi
Madde, ilke olarak Kanunun kapsam ve amacını göstermektedir.
(Şerh No: 3281 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 12-01-2010 19:40)

Dava,3.kişinin istihkak iddiasına ilişkindir.Davacı ihtilaf konusu taşınmazı,mülkiyeti muhafazalı olarak borçluya sattığını, mülkiyetin henüz borçluya geçmediğini iddia ederek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılan bir mal,ancak bakiye borç ödenip, mülkiyetin geçmesi sağlandıktan sonra haczedilebilir.Somut olayda satış bedelinin ödendiği iddia ve ispat edilemediğine göre davanın kabulü gerekmektedir.
(Şerh No: 3279 - Ekleyen: Av.Ülkü UÇKUN - Tarih : 12-01-2010 17:18)

 Bilgi  [AnaY. 139] meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler
Anayasa madde 139'un 2.fıkrasında meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler derken yasa koyucu bu maddede,uygun olmadığına karar verilmeyi açmamıştır ve neye kime göre meslekte kalmaları uygun görülmeyen sorusu muallakta kalmıştır.Hakimler Savcılar Yüksek Kurumunun kararlarına karşı yargı yoluna gidilemeyeceği ve bu kurumun kararlarının kesin olması hukuk devleti açısından sakınca doğurmaktadır.
(Şerh No: 3280 - Ekleyen: Simge İNCE - Tarih : 12-01-2010 17:09)

Kişisel ilişkinin belirlenmesinde,velayeti kendisine bırakılmayan çocuk ile ana ve babadan her birinin, kişisel ilişkisinin kurulmasına ilişkin kararda ,kişisel ilişki yerinin belli bir alanla sınırlandırılmaması gerekir.
(Şerh No: 3276 - Ekleyen: Av.Hilal TOSUN - Tarih : 12-01-2010 16:50)

Kooperatife yeni giren ortakların sorumluluğu 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 35. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, kooperatif ortaklığını devralan kişi o ortaklığı tüm hak ve vecibeleri ile devralmış olduğundan, varsa eski borçlardan dahi sorumludur. Devreden ile devralan üye arasında eski borçların devreden ortağa ait olduğu yolunda anlaşma yapılması halinde bu hüküm ikisi arasında geçerli olup, kooperatifi bağlamaz.
(Şerh No: 3277 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 12-01-2010 15:17)

 Bilgi  [KooperatifK. 35] Madde metnindeki "durumu bilerek yeni giren ortak" sözcükleri farklı yorumlamaya oldukça açık, bu nedenle de uygulamada duraksamaya çok yol açan bir ifadedir
Ortaklık payını devren alan ortak, bence , kooperatifin "ortakları şahsen sorumlu veya ek ödemelerle yükümlü bir kooperatif " olduğundan önce "girişinden önce kooperatif ortaklarının parasal sorumluluklarının ne miktarda doğmuş" olduğunu" bilmelidir. Düzenleme bu sonuca yönelik olmalıdır. Halihazırda maddenin yorumlanmasında, kooperatife yeni giren ortağı da eski ortaklar gibi tüm borçlardan sorumlu tutmak en isabetli yaklaşım olur.
(Şerh No: 3275 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 12-01-2010 14:37)

Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu arasında, süresiz ve borçlu cari hesabı şeklinde işleyen bir kredi ilişkisi kurulmuş; davalı şirket de, bu ilişkinin kurulduğu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış bulunmakla, kullandırılan kredilerden doğan borçlardan dolayı kefil sıfatıyla kural olarak sorumlu olsa da, borçlu cari hesabı şeklinde süresiz olarak işleyen kredi ilişkisinin herhangi bir döneminde kefil, borçlu lehine kullandırılacak yeni krediler bakımından sorumluluğu kabul e...
(Şerh No: 3257 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 12-01-2010 14:21)

 Bilgi  [MK. 761] MK. 761 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 683 üncü maddesini karşılamaktadır. Madde, İsviçre aslı olan 710 uncu maddeye uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiştir, kaynak Kanundaki hükümler göz önünde tutularak, madde kenar başlığıyla birlikte yeniden kaleme alınmıştır.
(Şerh No: 3274 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 14:19)

Davalı kefilin, kredi borçlusunun ödeme gücüne olan güven duygusunu kaybettiği, o nedenle, 19.6.1992 günlü ihtarnameyi göndererek, o tarih itibariyle mevcut borç bakiyesinin kendisine bildirilmesini istediği, ayrıca, tebliğ tarihinden sonra borçluya kullandırılacak kredilerden dolayı sorumluluk kabul etmeyeceğini bildirdiği; davacı bankanın, kendisine 23.6.1992 günü tebliğ edilen bu ihtarnamedeki, kefaletten vazgeçmeye ilişkin söz konusu irade beyanına yönelik herhangi bir cevap vermediği, borç ...
(Şerh No: 3273 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 12-01-2010 14:19)

 Bilgi  [MK. 760] MK. 760 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşılayan bir hüküm yoktur. Buna karşılık kaynak Kanunun 709 uncu maddesinde bu konuyla ilgili olarak özel mülkiyete tâbi kuyu, kaynak ve göllere yer verilmiştir. Ülkemizde kuyu, kaynak, göl ya da dereler özel mülkiyete konu olmadığından, maddede İsviçreden farklı olarak "özel mülkiyete tâbi arazide bulunan kaynak, kuyu veya dereler" ifadesi kullanılmıştır. Maddede ayrıca özel mülkiyete tâbi arazide bulunan kaynak, kuyu veya derelerden komşuların ve diğe...
(Şerh No: 3272 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 14:16)

 Bilgi  [MK. 759] MK. 759 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 682 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin "Müşterek kaynaklar" şeklindeki kenar başlığı, "Aynı yataktan beslenen kaynaklar" olarak değiştirilmiştir. Madde İsviçre aslı olan 708 inci maddeye uygun olarak uç fıkra hâline getirilmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. Ancak maddenin son fıkrasının son cümlesinde yürürlükteki metinde "tazminat" deyimi isabetli bulunmamış, burada gerçek bir tazminat değil "denkleştirme bedeli" olduğu düşüncesinden hareketle "tazminat"...
(Şerh No: 3271 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 14:14)

 Bilgi  [MK. 758] MK. 758 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 681 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin, "Kaynakların evvelki halinin iadesi" seklindeki kenar başlığı "Eski duruma getirme" olarak değiştirilmiştir. Madde, kaynak Kanunun 707 inci maddesinde olduğu gibi iki fıkra halinde düzenlenmiştir. Birinci fıkraya "kullanma suyu"da eklenmiştir. Maddede hüküm değişikliği yapılmamıştır.
(Şerh No: 3270 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 14:11)

 Bilgi  [MK. 757] MK. 757 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 680 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin aslı olan İsviçre Medenî Kanununun 706 ıncı maddesinin Almanca metni esas alınarak, kuyuları da kapsayacak şekilde kaleme alınmıştır. Maddenin, kaynak Kanunun Almanca konu başlığı "kaynakların kesilmesi" seklinde ise de, maddenin içeriğine uygun olarak konu başlığı "Kaynaklara zarar verilmesi" şeklinde düzenlenmiştir.
(Şerh No: 3269 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:52)

 Bilgi  [MK. 756] MK. 756 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 679 uncu maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki maddenin birinci fıkrasındaki ikinci cümle yeni bir fıkra haline getirilmek suretiyle madde dört fıkra olarak düzenlenmiştir. "Kaynaklar" şeklindeki konu başlığı, "Kaynak ve yeraltı suları" olarak değiştirilmiş, madde arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrası 138 sayılı Kanun ile değiştirilip, yeraltı sularının kamu yararına ait oldukları kabul edilmiş idi. Ancak...
(Şerh No: 3268 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:50)

 Bilgi  [MK. 755] MK. 755 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 678 inci maddesini karşılamaktadır. Madde, kenar başlığı ile birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Birinci fıkranın son cümlesi yeni bir hüküm olup, bu yönde alınan kararların tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterilmesi suretiyle, aleniyetin sağlanması istenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasıyla özel kanun hükümleri saklı tutulmuştur.
(Şerh No: 3267 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:46)

 Bilgi  [MK. 754] MK. 754 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunda bu maddeyi karşılayan bir madde bulunmamaktadır. Madde İsviçre Medeni Kanununun 702 inci maddesinden alınmıştır. Bu maddede sözü edilen konular için özel kanunlar yapılması zorunludur; eski eserlere ilişkin olarak bazı kanunlarımız vardır. Kamu yararını doğrudan doğruya ilgilendiren bu gibi konuların daha esaslı ve ayrıntılı bir biçimde düzenlemesi gerektiğinden, bunlara temel olmak üzere madde düzenlenmiştir. İsviçre Medenî Kanununun bu maddeyi karşılayan 702 in...
(Şerh No: 3266 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:43)

 Bilgi  [MK. 753] MK. 753 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 677 inci maddesini karşılamaktadır. İsviçre aslı olan 701 inci maddede olduğu gibi, madde iki fıkra hâline getirilmiştir, ikinci fıkrada tazminat yerine "denkleştirme bedeli" ifadesine yer verilmiştir. Çünkü burada da zarar verenle malik arasındaki fedakârlığın denkleştirilmesi söz konusu olduğundan, istenen tazminat değil, denkleştirme bedelidir.
(Şerh No: 3265 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:41)

 Bilgi  [MK. 752] MK. 752 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 676 ıncı maddesini karşılamaktadır. Madde İsviçre aslı olan 700 üncü maddeye uygun olarak iki fıkra haline getirilmiş, kenar başlığıyla birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur. Maddenin ikinci fıkrasında, yürürlükteki metinden farklı olarak tazminat yerine "zararın denkleştirilmesi" ifadesine yer verilmiştir. Gerçekten de bu fıkrada söz konusu olan bir tazminat değildir. Zira tazminat doğan bir zararın giderilmesin...
(Şerh No: 3264 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:39)

 Bilgi  [MK. 751] MK. 751 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 675 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin konu ve kenar başlıkları içeriğine uygun olarak yeniden düzenlenmiş, madde metni arılaştırılmak suretiyle kaleme alınmıştır. Madde İsviçre aslı olan 699 uncu madde gibi iki fıkra haline getirilmiştir. Yürürlükteki maddenin birinci fıkrasında yer alan "Kanunen men edilmedikçe" ifadesi yerine maddede kaynak kanuna uygun olarak "Yetkili makamlar tamundan bitki örtüsünü korumak amacıyla yasaklanmadıkça" ifadesi kullanıl...
(Şerh No: 3263 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:35)

 Bilgi  [MK. 750] MK. 750 Madde Gerekçesi
Gerekçesi; Yürürlükteki Kanunun 674 üncü maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlığı İsviçre aslı olan 698 inci maddede "Giderlere katılma yükümlülüğü" seklindedir. 1984 tarihli Öntasarının 669 uncu maddesinde de aynı kenar başlığı kullanılmaktadır. Oysa bu madde sadece giderlere değil, diğer bir işin yapılmasına katılmayı da düzenlemektedir. Bu nedenle kenar başlık hem giderlere hem de diğer işlere katılmayı kapsayacak şekilde, sadece "Katılma yükümlülüğü" şeklinde kaleme alınmıştır, ö...
(Şerh No: 3262 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:32)

 Bilgi  [MK. 749] MK. 749 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 673 üncü maddesini karşılamaktadır. Yürürlükteki Kanunda maddenin kenar başlığı "Hail" şeklindedir. 1971 tarihli Tasanda bu madde, için kullanılan "Sınırlık" ifadesi isabetli bulunduğundan, bu ifadeden esinlenerek maddenin kenar başlığı "Sınırlıklar" olarak düzenlenmiştir. Madde İsviçre aslı olan 697 inci maddeye uygun olarak iki fıkra hâline getirilmiştir. Birinci fıkrada sanırlıklar üzerinde paylı mülkiyete ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu saklı tutula...
(Şerh No: 3261 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:28)

 Bilgi  [MK. 748] MK. 748 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Maddenin birinci ve ikinci fıkrasını karşılayan hükümler yürürlükteki kanunumuzda mevcut değildir. Bu fıkralarda, İsviçre Medenî Kanununun 695 inci maddesi göz önünde tutularak zorunlu geçit dışında kalan geçici nitelikte geçitler ile kırsal alanlarda ihtiyaç duyulan diğer geçitlerin özel kanun hükümleri ile düzenleneceği, özel kanun hükmü yoksa yerel âdetin uygulanacağı belirtilmiştir. 1984 tarihli öntasarıdan alınan maddenin birinci fıkrasında sayılan örneklere, 1971 tarihli Tasarıda ...
(Şerh No: 3260 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:20)

 Bilgi  [MK. 747] MK. 747 Madde Grekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 671 inci maddesini karşılamaktadır. Madde kaynak Kanunun 694 üncü maddesine uygun olarak üç fıkra hâline getirilmiş, konu ve kenar başlıklarıyla birlikte arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Maddenin birinci fıkrasında sözü edilen "genel yol", umuma (genele) açık olan yolu ifade etmektedir. Toplu yapılanmalardaki özel yollardan ayırt etmek için genel yol kavramı kullanılmıştır. Maddede malikin ödemesi gereken karşılık bilinçli bir şekilde "tazmi...
(Şerh No: 3259 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-01-2010 13:17)

İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz ise de, bu durum nizalı yargı için geçerlidir. Dolayısıyla tarafların iradelerinin uygunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesinin mümkün olduğu durumlarda nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Bu itibarla Boşanma protokolü ile de alacaklıdan mal kaçırılabileceğinin dikkate alınması gerekir.
(Şerh No: 3253 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 12-01-2010 10:50)

 Bilgi  [İİK. 43] Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi
İflasa tabi hakiki ve hükmi şahıslar hakkında icra takiplerinin yalnız iflas yoluyla cereyanı kanunumuzun mehazı olan İsviçre Kanununun ahkamından ise de gerek mer'i kanunda ve gerek bu layiha ile iflasa tabi şahıslar hakkında yapılan icra takiplerinde haciz veya iflas yollarından herhangi birinin cereyanı alacaklının ihtiyarına bırakılmış ve bu suretle iflas muamelesinin alacaklı hakkında külfet ve masrafı ve borçlu içinde ağır neticeleri itibarıyla mecburi tarzın kabul edilmemesi iki taraf men...
(Şerh No: 3252 - Ekleyen: Av.Ömür Erol YAVUZ - Tarih : 11-01-2010 23:08)

Davacı yargılamanın son oturumunda tapu deliline de dayanmıştır. Kural olarak taraflar delillerini hasretmedikçe yargılamanın her safhasında yeni delil gösterebilirler. Usulün 75.maddesinin 3.bendinde hakimin davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere kendilerini dinleyeceği ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredeceği belirtilmiş, 244.maddesinde de yargılama bitinceye dek taraflardan herbirinin hakimin kabulüne bağlı olmak üzere yeni delil gösterme isteğ...
(Şerh No: 3244 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 23:07)

 Önerge  [CMK. 85] (1) Cumhuriyet Savcısı,kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmuş olan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırabilir. 250 nci Maddenin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar sözkonusu olduğunda, adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi yaptırmaya yetkilidir. (2) Müdafi de yer gösterme işlemi sırasında hazır bulunabilir. Ancak 250 nci Maddenin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar sözkonusu olduğunda müdafi hazır olmadan yer gösterme işlemine başlanamaz. (3) Yer gösterme işlemi, 169 uncu Maddeye uygun olarak tutanağa bağlanır.
(Şerh No: 3251 - Ekleyen: Av.Erkan ŞENSES - Tarih : 11-01-2010 22:53)

 Bilgi  [MK. 194] Gerekçe; Bu madde ile İsviçre Medenî Kanununun 169 uncu maddesine uygun olarak eşlerin hukukî işlemlerinde 193 üncü maddeyle kabul edilen genel kuralın bir istisnasına yer verilmiştir. Madde eşlerin aile konutlarıyla ilgili hukukî işlemlerde eşlerin serbestliği ilkesine istisna getirmiş ve böylece, aile konutu ile ilgili bazı hukukî işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kabul edilmiştir. Aile konutu eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği" acı...
(Şerh No: 156 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-01-2010 22:42)

Başkası ile evli olan davacının,davalı ile karı-koca gibi yaşaması yasanın öngördüğü koşullara uygun olmayıp,dava konusu eşyaların haksız ve ahlaka aykırı bir amaç için davalıya verildiğinin kabulü gerekir ve BK.nun 65. maddesi hükmünce istirdatı mümkün değildir.
(Şerh No: 3174 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-01-2010 22:04)

Boşanmadan sonra açılacak mal rejimine ilişkin davalarda zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'ndaki genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl değil, 1 yıldır.
(Şerh No: 3247 - Ekleyen: Av.Hacer YETKİN - Tarih : 11-01-2010 18:42)

Kamu alacağının hacze iştirak ile garameten pay almasının koşulları 6183 sayılı AATUHK 21 maddesinde düzenlenmiştir. Bu nedenle kamu borçlusu aleyhine yapılan takiplerde haczedilen menkul veya gayrimenkul satışından önce alacaklı kamu idaresi tarafından da haciz tatbik edilmesi durumunda garameten pay alabilecektir.(satışa konu varlığın aynından doğan kamu alacakları birinci sırada ve tamamen pay alır ) Ancak, tabşke konu kamu alacağı bütçeye gelir kaydedilen vergi resim ve harçlardan sayılmalıd...
(Şerh No: 3248 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 11-01-2010 18:25)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 74] (Ek madde: 04/06/2008 - 5766 S.K./8.mad) (1) 2/11/2007 tarihli ve 5706 sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun uyarınca kurulan Ajansa yapılan her türlü parasal ve varlıksal bağış ve yardımlar ile destekçilik harcamalarının tamamı; gelir vergisi açıklamasında bildirilecek gelirlerden, kurumlar vergisi açıklaması üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilir.
(Şerh No: 3246 - Türkçeleştiren: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 11-01-2010 16:00)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 75] 31/12/2013 tarihine kadar, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen araştırma-geliştirme ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden en az geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90'ı, diğerleri için yüzde 80'i verilecek özet açıklama üzerinden gerçekleşen vergiden indirilmek yoluyla silinir. Bu süre içerisinde, anılan maddenin bu maddeye aykırı olan hükmü uygulanmaz.
(Şerh No: 3245 - Türkçeleştiren: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 11-01-2010 15:57)

Boşanma veya evliliğin feshi durmlarında çocuğun velayeti anneye bırakılmış bile olsa,Soyadı Kanunu ve MK madde 321 gereği babanın soyadını alır.Çocuk babanın soyadını, ergin olup soyadı değişikliği isteminde bulunacağı zamana kadar taşımak zorundadır.
(Şerh No: 3221 - Ekleyen: Av.Hilal TOSUN - Tarih : 11-01-2010 14:59)

Fatura, sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK.nun 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan (VUK.230'a göre) satılan malın cinsi, veya yapılan işin adedi, türü bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Faturadaki gecikme halinde vade farkı alınacağına ilişkin kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmede düzen...
(Şerh No: 3230 - Ekleyen: Zehra ÇAKMAK - Tarih : 11-01-2010 14:22)

 Bilgi  [İİK. 265] İhtiyati haczin kaldırılması kararı verildiği takdirde kararın infazı için temyiz sonucunun beklenmesi gerekmez.
Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabının 898 sayfasında da belirtildiği üzere; “Mahkemenin ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne (ihtiyati haczin kaldırılmasına)karar verilmesi üzerine, borçlunun malları üzerine konulmuş olan ihtiyati hacizler kalkar; misaller: ‘Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1999/2699 D.İş. sayılı 15.11.1999 tarihli kararından itiraz üzerine verilen kararın hüküm bölümünün A/1 bölümünde “ihtiyati haczin kaldırılmasına” şeklinde karar verildiğine ve İTİ...
(Şerh No: 3238 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-01-2010 11:39)

Delil listesinin 4.bendinde Ticaret Kanunu açısından ticari şirket sayılan davalı Ç_____ Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif defter ve kayıtlarına dayanıldığına göre, mahkemece yapılması gereken iş; davalıya Türk Ticaret Kanunu'nun 80 ve HUMK.nun 326. maddeleri uyarınca yöntemine uygun çıkartılacak davetiye ile ticari defterlerinin ibrazını emretmek, ibraz edilirse bu defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, aksi takdirde Türk Ticaret Kanununun 83/2. maddesince işlem yapılarak s...
(Şerh No: 3240 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:34)

İhtiyati hacze itiraz edilmiş ve bu istem reddedilmişse reddedilen kararın temyizi, ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.
(Şerh No: 3239 - Ekleyen: Av.Nur Hayat BURAN - Tarih : 11-01-2010 11:29)

Senedin tanzim tarihinin vade tarihi olamayacağı kuşkusuzdur. Olayda tartışmasız olan 22.11.1982 tanzim tarihi hululü vade tarihi yanında ayrıca yer alan vade sütununda gösterilmiş olması mükerrer vade tarihi değil, senet tanzim tarihinin tekrarı olduğu kabul edilerek, senedin geçerli olduğuna hükmedilmelidir.
(Şerh No: 3229 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 11-01-2010 11:05)

Yönetim kurulu üyeleri ortaklık ana sözleşmesi ve yasanın kendilerine yüklediği görevlerin kasden ve ihmalen yapılmamış olmasından müteselsilen sorumludurlar. Ayrıca, ortaklık işlemlerinin bir kısmını tevdi ettikleri kimselerin vazifelerinin gereği gibi ifa edip etmediklerini, yönetim kurulu, kontrol ve nezaretle yükümlüdür. Dolayısıyla, kasıt veya ihmalleri sonucu verilen zarardan şirkete karşı tüm yönetim kurulu üyeleri sorumlu olurlar.
(Şerh No: 3235 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 11-01-2010 10:30)

The lessee who could not use the property in whole or in part as a result of its default or extra ordinary situation occurred on its side, shall be liable for all of its contractual obligations, provided that the lessor keeps the property available for proper usage under the contract and the lessee shall be liable to pay all amount of rental. In this respect the lessor shall oblige to set off the costs which are saved and the benefits arisen from different usage of the property. Either of the party may terminate the contract upon the occurrence of events which hinder the performance of the contract in any way.
(Şerh No: 3236 - Çeviren: Stj.Av.Elvan Zeynep BİLAL - Tarih : 11-01-2010 09:45)

Bonoda tanzim tarihi ile vade tarihinin aynı olması bono vasfına etkili değildir.
(Şerh No: 3231 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 23:09)

 Bilgi  [ÇekK. 5] KEŞİDE TARİHİNDEN ÖNCE İBRAZ EDİLEN ÇEKLER İÇİN AF.
Yasanın karşılıksız çek keşidesi halinde ceza yaptırımını düzenleyen bu maddesi ile "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında" karşılıksız kalan çek için cezalandırma yoluna gidilmiş olmakla; yasanın yürürlüğe girmesinden önce "karşılıksız çek keşide etmek" suçundan hakkında "soruşturma yürütülen", "koğuşturması devam eden" veya "hüküm giymiş olanlar" bakımından SUÇ KONUSU ÇEK ÜZERİNDE YAZILI KEŞİDE TARİHİNDEN ÖNCE İBRAZ EDİLMİŞ İSE YASANIN BU MADDESİ ...
(Şerh No: 3234 - Ekleyen: Av.Gürsan ATAR - Tarih : 10-01-2010 22:43)

Tereke hakimliğince muhafaza altına alınmış çekle ilgili ibraz süresi çekin mirasçılara teslimi tarihinde başlar.
(Şerh No: 3227 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 10-01-2010 18:40)

 Bilgi  [K.İhale.Söz.K. 13] Kesin Teminatın iadesi zamanı hakkında çelişki
4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 13. maddesinde yükleniciye kesin teminatın iadesi konusu: yapım işlerinde geçici kabul tutanağının onaylanması ile yarısı, Sosyal Sigortalar Kurumundan -İlişiksizlik Belgesi- getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanması ile kalanı iade edilecektir ve yapım işleri dışı işlerde ise şayet iş için garanti süresi öngörülmüşse İlişiksizlik Belgesinin getirilmesi ile yarısı ve garanti süresi dolduğunda kalanı iade edilecektir düzenlemesi mevcutken; 5...
(Şerh No: 3226 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 18:33)

Maddede ihaleden yasaklama kararı verme yetkisine sınır getirilmiştir. Buna göre "katılma yasakları, sözleşmeyi uygulayan bakanlık veya ilgili veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir." Bu düzenleme uyarınca ve Yükseköğretim Kanununun ilgili maddeleri gereği üniversiteler yönün...
(Şerh No: 3224 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 16:55)

Kanunun 20. maddesine göre yüklenici, ihale ile aldığı işi, ihale sözleşmesi ve eklerine uygun olarak ve/veya süresinde bitiremezse ihale dokümanında belirlenen gecikme cezası uygulanmak üzere İdarenin en az 10 GÜNLÜK (20.11.2008 değişikliği öncesi 20 GÜN) ihtarına rağmen durumun devam etmesi halinde idare sözleşmeyi feshedebilir. İhale dokümanlarında da Kanun maddelerine uygun düzenlemeler bulunmaktadır. İhaleyi yapan idare, ihale sözleşmesinde belirlenen sürenin bitmesine rağmen malın teslimi ...
(Şerh No: 3222 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2010 12:35)

 Bilgi  [HastaYön. 24] Tıbbi Müdahalede Küçük ya da Kısıtlı Hastanın Velisinin ya da Vasisinin Rızasının Alınması Konusunda Eleştiri
Yönetmeliğin hastanın rızasının alınmasını düzenleyen 24. maddesine göre hasta küçük ya da kısıtlı ise rıza veli ya da vasiden alınacaktır. Kanımca bu düzenleme eksik ve yanlıştır. Hasta ayırt etme gücüne sahip bir küçük ya da kısıtlı ise rızanın kendisinden alınması kural olmalı, ancak çok ciddi müdahaleler bakımından ayırt etme gücüne sahip küçük ya da kısıtlının rızası yanında veli ya da vasinin rızası aranmalıdır. Çünkü kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan biri de vücut bütünlüğüne dokunulması...
(Şerh No: 3195 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 10-01-2010 10:44)

6183 sayılı AATUHK 48 maddesinde düzenlenen tecil ve taksitlendirmeye ilişkin hüküm her hangi bir vergi türü ayırımı yapmaksızın maddede belirtilen şartların varlığı halinde vergi borcunun tecil ve taksitlendirilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenlemedir, Maliye bakanlığı'nın 2003/1 sayılı tahsilat iç genelgesi ile bazı vergi türlerinin bu madde kapsamında tutulamayacağına ilişkin tutumu anılan kanunun 48 maddesindeki dzeünemeye aykırı olup hiç bi hukuki geçerliliği bulunmamaktadır.
(Şerh No: 3220 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 10-01-2010 02:03)

 Bilgi  [İİK. 5] İİK 5.maddenin teorik ve uygulama yönünden tatbiki
İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlayan bir düzenlemedir. İlgililer kavramına icra takibinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun yanında, zarara uğrayan üçüncü kişiler de girerler. Madde lafzından açıkça anlaşılacağı üzere İİK 5.madde kusur sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu sorumluluğun gerçekleşmesi için, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri ile alakalı olarak olumlu ya da olumsuz bir eylem...
(Şerh No: 3213 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 10-01-2010 00:32)

 Türkçe  [EskiBK. 1] İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun olarak rızalarını açıkladıkları takdirde sözleşme tamam olur. Rıza açıklaması açıkça olabileceği gibi örtülü de olabilir.
(Şerh No: 3218 - Türkçeleştiren: Mücevher ÖZKAN - Tarih : 09-01-2010 23:38)

 Bilgi  [MK. 873] LEX COMMİSSORİA
MK. 873. maddesi, borç vadesinde ödenmezse taşınmaz rehininin, rehin verilene malik olmasını düzenleyen her şartın geçersiz olduğunu ifade etmektedir.Buna rehinli taşınmaza sahip olamama şartı, "lex commissoria" yasağı denmektedir.Lex commissoria yasağı latince bir kavram olup, Roma hukukunda aynı yasak mevcuttu.
(Şerh No: 3217 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-01-2010 22:57)

Çek, çek borçlusunun elinde ise bu durum, çek bedelinin ödenerek hamilinden geri alındığını gösterir. Bu durumun aksini iddia eden taraf, iddiasını ispatla mükelleftir.
(Şerh No: 3216 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 22:32)

 Bilgi  [556.S.KHK. 70] Hukuka aykırı olarak tanımlanan eylem ayrıca ceza kanunlarında süresi daha uzun bir zamanaşımına tabii ise hukuk davası için de uzamış zamanaşımı süresi uygulanmaktadır.
(Şerh No: 129 - Ekleyen: Av.Duygu IŞIK BEHREM - Tarih : 09-01-2010 21:59)

Bonoda vade tarihi olarak yazılan tarih dışında ayrıca arkasında vadeye dair başka bir tarih bulunursa bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden; işbu senet hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamaz.
(Şerh No: 3214 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 21:27)

Küçük yaştaki çocuğun vermiş olduğu zarar nedeni ile aile başkanı aleyhine açılmış olan tazminat davalarında görevli mahkeme 4787 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleridir.
(Şerh No: 3183 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 20:06)

Babalık davası ile birlikte açılan manevi tazminat davalarında görevli mahkeme talep miktarına göre genel mahkemelerdir.
(Şerh No: 3184 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 20:05)

1163 Sayılı Yasanın 98.maddesinin yollaması ile Türk Ticaret Yasasının 321/3. maddesine göre ananonim şirket adına düzenlenecek belgenin geçerli olması için sözleşmede aksine hüküm olmadıkça temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının olması yeterlidir.
(Şerh No: 3205 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 09-01-2010 20:03)

Ortaklıktan çıkarma kararı Yönetim Kurulu'nca alınmışsa,bu kararın iptali için öngörülen üç aylık dava açma süresinin sona erdiği tarihte ortaklık ilişkisi sona erecek olup, davacı alacağı, bu tarihten sonra hapılan ilk genel kuruldan bir ay sonra istenebilir hale gelecek ve aynı zamanda davalı kooperatifin direnimi söz konusu olacaktır. Bu durumda, mahkemece ortaklıktan çıkarma kararının hangi tarihte kesinleştiği duraksamasız belirlenmek, bu yıla ilişkin bilançonun görüşüldüğü genel kurulun ha...
(Şerh No: 3208 - Ekleyen: Av.Hanifi Sancar KARACA - Tarih : 09-01-2010 20:02)

Her ne kadar dava dilekçesinde davacı adresinin yazılı bulunması zorunlu ise de bu kuralın amacı usulüne uygun tebliğ yapılabilmesini sağlamak olduğundan; sunulan dava dilekçesi ekindeki vekaletnamede davacı adresi açıkça belli ise dava dilekçesinde kanuni noksanlık olduğundan bahsedilemez.
(Şerh No: 3212 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-01-2010 19:32)

Mahkemece yargılamanın bitirildiği 30/3/2001 günlü duruşma tutanağına geçirilen kısa kararda 286 ve 840 sayılı parsellere ilişkin dava kabul edildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu parsellere ilişkin bir hüküm kurulmadığı, yine aynı oturumda yazılan kısa kararda 685 sayılı parsel hakkında bir hükme yer verilmediği halde sonradan yazılan gerekçeli kararda bu parsele ilişkin davanın husumet noktasından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çe...
(Şerh No: 3173 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 09-01-2010 18:54)

Noterde düzenlenmiş tahliye taahhüdü, kendisine karşı aynı kuvvet ve mahiyette bir belge ibraz edilemediği sürece geçerliliğini korur. sürenin uzatıldığına ilişkin yeni adi kira sözleşmesi, aynı kuvvet ve mahiyette bir belge olmadığı için, taahhüdü geçersiz kılamaz.
(Şerh No: 3211 - Ekleyen: Av.Evrim BARDAKÇIOĞLU ÖZDEMİR - Tarih : 09-01-2010 18:20)

Tahliye taahhüdü tanzim tarihinin kontrat tarihinden önce olması, tek başına tahliye talebinin reddini gerektirmez. Tahliye taahhüdünün verildiği tarihte kira ilişkisinin devam ediyor olması bu anlamda yeterlidir.
(Şerh No: 3210 - Ekleyen: Av.Evrim BARDAKÇIOĞLU ÖZDEMİR - Tarih : 09-01-2010 18:17)

 Bilgi  [İşK. 34] Yasal bir hak olan iş bırakma hakkının uygulanması süresince ücrete hak kazanılmaması, yasayla tanınan iş bırakma hakkının kullanılamaz hale gelmesi sonucunu doğurmaktadır.
Bu maddeyle, ücretin, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi halinde, işçiler, iş bırakma yoluyla, işverene bir yaptırım uygulayabilme imkânına kavuşmuşlardır. Ancak yasal bir hakkın kullanmasına rağmen, çalışılmayan günlerin ücreti işverenden talep edilemeyecektir. Doktrinde, “iş bırakma nedeniyle çalışılmayan günlerin ücretine hak kazanılıp kazanılamayacağına” dair farklı görüşler yer almakta ise de, ağırlıklı görüş, "işçinin bu maddeye göre iş bırakma hakkını kullanması hali...
(Şerh No: 3207 - Ekleyen: Av.Derya DEMİR - Tarih : 09-01-2010 17:03)

Davacı işçinin ücreti, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir sebebe dayanılmaksızın ödenmediği takdirde, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Fakat işçi, işi kendi iradesiyle bıraktığı için ve yasanın tasarı metninde yer alıp da yasa metninde, “çalışılmayan günlerin ücreti işçiye ödenir” şeklinde bir hükme yer verilmediğinden, Yasama organının amacının da bu yönde olduğu düşünülmeli bu nedenle de, işçi çalışmadığı günlerin ücretini işverenden talep edememelidir.
(Şerh No: 3209 - Ekleyen: Av.Derya DEMİR - Tarih : 09-01-2010 16:46)

Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, buna göre yaşantısına yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı alandır. Bu alan ile ilgili olarak bir eşin tek başına hukuki işlem yapması, diğer eşin yararlarını zedeler. Bu nedenle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramaz....
(Şerh No: 3203 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 09-01-2010 15:57)

Tüketici tarafından konutun kiraya verilmesi tüketici mahkemelerinin görev alanını etkilemez.
(Şerh No: 3206 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 09-01-2010 15:40)

Dava, İİK'nın 272. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamından borçlunun, taşınmazlarını anılan yasanın 278. maddesinde belirtilen akrabalarına sattığı anlaşılmaktadır. Yasada belirtilen akrabalar arasındaki satışlar; bağış niteliğinde sayılmaktadır. Tasarrufun iptali davası yönünden bağış sayılan tasarruflar batıdır. Bu durum karşısında, davanın diğer koşulları araştırılarak sonuca göre karar verilmelidir.
(Şerh No: 3201 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 09-01-2010 14:48)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 28] Yargıç, aşağıdaki durumlarda davaya bakmaktan yasaklıdır; istenmese bile kendisi çekinmek zorundadır: 1.Kendisiyle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgisi bulunan davalarda, 2.Aralarında evlilik bağı ortadan kalksa bile eşinin davasında,kan veya dünür hısımlığı yöünüden altsoyunun ve üst soyunun davalarında üçüncü dereceye kadar(bu derece dahil)kan yönünden akrabalarının davalarında,kendisiyle dünür hısımlığı doğuran evlilik ortadan kalkmış olsa bile ikinci dereceye kadar(bu derece dahil)dünür hısımlarının veya civar hısımlarının ya da aralarında evlilik bağı bulunanın davasında, 3.Davanın taraflarından birinin vekili veya vasisi veya kayyımı sıfatıyla bulunduğu davalarda, 4.Yönetim kurulu üyesi olduğu derneğe, belediyeye veya diğer bir tüzelkişiye ait davalarda.
(Şerh No: 3199 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 09-01-2010 14:46)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 29] Aşağıdaki durumlarda yargıç bizzat kendi tarafından veya taraflardan biri tarafından reddedilebilir: 1.Davada iki taraftan birine öğüt vermiş veya yol göstermişse, 2.Davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye,yasaca gerekmediği halde(dava ile alakalı)fikrini açıklamışsa) 3.Davada tanık,bilirkişi,hakem veya yargıç sıfatıyla dinlenmiş veya bulunmuşsa, 4.Dava dördüncü dereceye kadar(bu derece dahil) civar hısımlığıyla ilgiliyse, 5.Dava sırasında taraflardan biriyle aralarında herhangi bir uyuşmazlık veya düşmanlık varsa, 6.Genel olarak yargıcın tarafsızlığından kuşku duymayı gerektiren önemli nedenler varsa.
(Şerh No: 3200 - Türkçeleştiren: Stj.Av.Aydın YILMA - Tarih : 09-01-2010 14:29)

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu diğerinin maddi desteğini yitiren eş lehine, ağır veya eşit kusurlu olmadığı hallerde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 3197 - Ekleyen: Av.Kamil Nadir SARILKAN - Tarih : 09-01-2010 13:37)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 20] (Ek madde: 31.12.1981-2574 s.y./33.m.) Yükümlülerin yinelenmiş 117. madde uyarınca 1981 takvim yılında önceden ödediği vergiler, 1981 takvim yılına ilişkin açıklama yazısı üzerinden hesaplanan gelir vergisinden düşülür. İndirilen tutarın hesaplanan gelir vergisinden fazla olması durumunda aradaki fark, 1982 takvim yılına ilişkin olarak ödenmesi gereken önden ödenen vergiden düşülür. Bu iki indirime karşın arta kalan bölüm var ise bu tutar, vergi kuruluşunca yükümlüye bildirilir ve yükümlünün bildirim gününden başlayarak bir yıl içinde başvurusu üzerine kendisine geri verilir.
(Şerh No: 3194 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:20)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 19] (Ek madde: 01.05.1981-2454 s.y./18.m.; yürürlükten kaldırılan madde: 26.12.1993-3946 s.y./38.m.)
(Şerh No: 3193 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:15)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 18] (Ek madde: 01.05.1981-2454 s.y./17.m.) 1980 yılı kazançlarına ilişkin olarak 1981 takvim yılı içinde kurumlar vergisi açıklama yazısı veren kurumların 1980 takvim yılında elde ettikleri katılım kazançları ayrıklığı kapsamındaki kazançları üzerinden, dağıtılsın ya da dağıtılmasın 33 1/3 oranında vergi kesintisi yapılır.
(Şerh No: 3192 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:14)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 17] (Ek madde: 01.05.1981-2454 s.y./16.m.) 1980 takvim yılı kazançlarını götürü gider temeline göre açıklayan çiftçilerden söz konusu yıldaki kazancı dört milyon lirayı aşmamış olanlar, 1981 yılında da götürü gider yönteminden yararlanır.
(Şerh No: 3191 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:11)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 16] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.) Gelir Vergisi Yasasının bu yasayla değiştirilen 31. maddesinde belirtilen genel indirim sınırları, ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak 01.01.1983 tarihinden başlayarak geçerli olmak üzere yeniden düzenlenir.
(Şerh No: 3190 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:07)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 15] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.; değişik madde: 31.12.1981-2574 s.y./32.m.) Gelir Vergisi Yasasının değişik 35. maddesinin B bendinde yer alan vergi karnesi temeli yürürlüğe girinceye dek 213 sayılı Vergi Yöntem Yasasının 2365 sayılı yasayla değiştirilen 247. maddesinin değişmeden önceki düzenlemeleri uyarınca aile durumu sorgu belgesi temeli uygulanan yerlerde bu belge ile indirimlerin uygulanması sürer.
(Şerh No: 3189 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 12:05)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 14] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.) 12 Eylül 1980'den önce yürürlüğe girmiş olup da şu anda uygulanan toplu iş sözleşmelerine bağlı olanların (toplu sözleşmelere uygun olarak ücreti artırılan kapsam dışı çalışanlar içinde) çıplak ücretlerinde Gelir Vergisi Yasasında yapılan değişiklikler dolayısıyla meydana gelecek artışlar, toplu iş sözleşmeleri sona erinceye kadar TC Merkez Bankası'nda açılacak bir hesapta toplanır. TC Merkez Bankası'nda toplanan bu tutar, Bakanlar Kurulunca belirlenecek yöntem ve temellere göre en geç 1982 parasal yılı sonuna kadar hak iyelerine ödenir. İşverenler birinci fıkrada belirtilen farkları en geç ilişkin olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar TC Merkez Bankası'ndaki hesaba yatırmak zorundadır. Ücret farklarını TC Merkez Bankası'ndaki hesaba zamanında yatırmayan işverenler ile ilgili olarak yatırılması gereken tutarın iki katına kadar para cezasına karar verilir. Süresinde ödenmeyen paralar ile ilgili olarak 6183 sayılı Kamu Alacaklarının Toplanma Yöntemine İlişkin Yasa uygulanır.
(Şerh No: 3188 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:59)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 13] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.) Çalışanların 1981 takvim yılının Ocak ve Şubat ayları çıplak ücretlerinde Gelir Vergisi Yasasında yapılan değişiklikler dolayısıyla meydana gelecek artışlar, 1981 parasal yılı içinde Bakanlar Kurulunun belirleyeceği tarihlerde belirlenecek yöntem ve temellere göre ödenir. Toplu iş sözleşmesi düzenine bağlı çalışanlar ile ilgili olarak geçici 14. madde uygulanır.
(Şerh No: 3187 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:52)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 12] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.; değişik madde: 31.12.1981-2574 s.y./31.m.) 1982, 1983 ve 1984 takvim yıllarına ilişkin gelirler, aşağıda yazılı vergi çizelgelerine göre vergilendirilir. A) 1982 takvim yılına ilişkin gelir vergisine bağlı gelirler; 1.000.000 liraya kadar % 39, 3.000.000 liranın 1.000.000 lirası için 390.000 lira, fazlası % 44, 5.000.000 liranın 3.000.000 lirası için 1.270.000 lira, fazlası % 49, 10.000.000 liranın 5.000.000 lirası için 2.250.000 lira, fazlası % 59, 15.000.000 liranın 10.000.000 lirası için 5.200.000 lira, fazlası % 69, 25.000.000 liranın 15.000.000 lirası için 8.650.000 lira, fazlası % 74, 25.000.000 liradan fazlasının 25.000.000 lirası için 16.050.000 lira, fazlası % 65 oranında vergilendirilir. B) (Değişik bent: 31.12.1982-2772 s.y./19.m.) 1983 takvim yılına ilişkin gelir vergisine bağlı gelirler; 1.000.000 liraya kadar % 36, 3.000.000 liranın 1.000.000 lirası için 360.000 lira, fazlası % 41, 5.000.000 liranın 3.000.000 lirası için 1.180.000 lira, fazlası % 49, 10.000.000 liranın 5.000.000 lirası için 2.160.000 lira, fazlası % 59, 15.000.000 liranın 10.000.000 lirası için 5.110.000 lira, fazlası % 69, 25.000.000 liranın 15.000.000 lirası için 8.560.000 lira, fazlası % 74, 25.000.000 liradan fazlasının 25.000.000 lirası için 15.960.000 lira, fazlası % 65 oranında vergilendirilir. C) 1984 takvim yılına ilişkin gelir vergisine bağlı gelirler; 1.000.000 liraya kadar % 30, 3.000.000...
(Şerh No: 3186 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:49)

 Türkçe  [GelirVK. Geçici Madde 11] (Ek madde: 24.12.1980-2361 s.y./86.m.; yürürlükten kaldırılan madde: 31.12.1981-2574 s.y./35.m.)
(Şerh No: 3185 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 09-01-2010 11:32)

Amaç, aile konutunun ve bu konutla ilgili kanuni hakları koruma altına almaktır. Bu koruma, evlilik birliği devam ettiğine göre 4721 sayılı Kanunun yürürlüğe girişi 01.01.2002'den önceki edinilmiş aile konutları için de geçerlidir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesi istenilmemiş olsa bile işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi hükmü ile...
(Şerh No: 3182 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 09-01-2010 00:23)

Davalı eşin düzenli ve haczi kabil geliri bulunmaktadır. Evlilik birliğinin nafakaya hükmedilmek suretiyle korunması ( m. 198 ) mümkündür. Bu gibi durumlarda, diğer eş için ağır neticeler doğuran; onun tasarruf selahiyetini sınırlayan yahut "kısıtlı" durumuna sokan bir önleme başvurulmamalıdır.
(Şerh No: 3181 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 09-01-2010 00:07)

Tanık beyanlarından tarafların halen aynı evde birlikte oturmaya devam ettikleri ancak davalının ailenin geçimine katkıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebi haklıdır ( TMK. 196 ). Bu nedenle davalının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
(Şerh No: 3180 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 08-01-2010 23:53)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,20325589 saniyede 9 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.