Üyemizin Notu:
İcra ve İflas Kanunu'nun 5. maddesi, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri sırasında ilgililere vermiş oldukları zararların tazminini amaçlayan bir düzenlemedir. İlgililer kavramına icra takibinin tarafları olan alacaklı ve borçlunun yanında, zarara uğrayan üçüncü kişiler de girerler. Madde lafzından açıkça anlaşılacağı üzere İİK 5.madde kusur sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu sorumluluğun gerçekleşmesi için, İcra ve İflas Daireleri'nin görevleri ile alakalı olarak olumlu ya da olumsuz bir eylem ya da işleminin mevcut olması ve bu işlemi gerçekleştiren memur tarafından kusurlu olarak icra edilmesi gerekir. Madde lafzi olarak yorumlandığında tazminat sorumluluğunun oluşması için dört şartın varlığı gerekmektedir. Bu şartlar sırasıyla;
- İcra ya da İflas Dairesi'nde çalışan memurlar tarafından görevleri sırasında gerçekleştirilen olumlu ya da olumsuz bir işlemin mevcut olması,
- Yapılan olumlu ya da olumsuz işlemin hukuka aykırı olması,
- Hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen işlemin takibin tarafları ya da üçüncü kişiler nezdinde zarar meydana getirmesi,
- Meydana gelen zarar ile yapılan işlem arasında illiyet bağının bulunması.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre illiyet bağının tespitinde kullanılan kıstas şu yöntemle saptanır: İşlemi yapan memur tarafından o eylem ya da işlem yapılmasaydı zarar meydana gelmeyecekti denilebiliyorsa, olayda yapılan işlemin kusurlu olarak tatbik edildiği sonucuna varılır. Yapılan işlem nedeniyle açılacak olan tazminat davasında, davalı olarak Adalet Bakanlığı gösterilir. Davanın sonunda verilen hüküm gereği idare tazminat ödemeye mahkum edilmişse, kusuru ile zarara sebebiyet veren memura Adalet Bakanlığı rücu edebilir. Bu dava İİK 5.maddesinin açık hükmü gereği İdare Mahkemeleri'nde değil, Adliye Mahkemeleri'nde açılır.
|