1-) Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Kurumu Nedir?
10/07/1987 tarihi 285 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” 14 Temmuz 1987 tarihli 19517 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, hukuk sistemimiz ve yürütme erkinde şimdiye kadar olmayan “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği” kurumu kurulmuştur.
- 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği” başlıklı 1. maddesinde “Anayasanın 121 inci maddesi ile Olağanüstü Hal Kanununun 3 üncü maddesinin (b) bendinde belirtilen hususlarla sınırlı olarak Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli ve Van İl’lerini kapsamak üzere Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ihdas edilmiştir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- Anayasa’nın 121. Maddesinde “Anayasanın 119 ve 120’nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilanına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır” şeklinde hüküm altına alınmıştı. Ancak “Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme” başlıklı 1982 Anayasa’sının 121 maddesi 21/1/2017-6771/16 md. mülga olmuştur.
- 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun “Olağanüstü halin ilanı” başlıklı 3’üncü maddesinin (b) bendinde “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra; Yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Olağanüstü hâl kararı Resmî Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir. Cumhurbaşkanının istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince ilanından sonra; süreyi uzatmaya, kapsamını değiştirmeye veya olağanüstü hali kaldırmaya ilişkin hususlarda da karar almadan önce Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü alır. Olağanüstü hal kararının hangi sebeplerle alındığı, bölgesi ve süresi, Türkiye radyo ve televizyonuyla ve Cumhurbaşkanınca gerekli görülen hallerde diğer araçlarla ilan edilir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Teşkilat” başlıklı 3. Maddesinde “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ihdas edilen İl'lerde Olağanüstü Hal Bölge Valisi ihtiyaca göre gerekli teşkilatı kurmaya ve hizmetin gerektirdiği bina, tesis, araç, gereç, personel ve diğer her türlü hizmeti kamu kurum ve kuruluşlarından sağlamaya yetkilidir. Bu konudaki talepleri ilgili kuruluşlar derhal yerine getirmekle yükümlüdür. Mahallinden temini mümkün olmayan araç, gereç, personel ve mali destek talepleri İçişleri Bakanı aracılığı ile ilgili kuruluşların Merkez Teşkilatınca sağlanır. Bakan gerektiğinde bu konuda bakanlık müsteşarını veya müsteşar yardımcılarını görevlendirebilir. Bu amaçla gerek Olağanüstü Hal Bölge Valisinin, gerekse diğer kuruluşların yapacakları her türlü harcamalar 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 832 sayılı Sayıştay Kanununa tabi olmadığı gibi her türlü vergi, resim, harç ve katma değer vergisinden de muaftır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Görev ve yetkiler” başlıklı 4. maddesinde “Bu maddede adı geçen iller arasına18/5/1990 tarih ve 426 sayılı KHK ile Batman ve Şırnak İlleri dahil edilmiştir. (Bkz.: Bu KHK'nin sonundaki "İşlenemeyen Hükümler Kısmı") 348 Ayrıca gerektiği hallerde aşağıda yazılı ilave yetkileri de kullanır. a. Bölgedeki İl'ler arasında koordinasyonu ve iş birliğini sağlar. Özel ve genel kolluk kuvvetleri Olağanüstü Hal Bölge Valisinin emir ve komutası altındadır. Vali bunlardan hangilerinin il valilerinin kontrolunda, hangilerinin doğrudan kendi kontrolunda olacağını tespit eder. Olağanüstü Hal Bölge Valisi, bölgesi içinde özel ve genel kolluk kuvvetlerinin yerlerini sürekli veya geçici olarak değiştirebilir. Olağanüstü Hal Bölge Valisi, Jandarma Asayiş Komutanlığına, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesi doğrultusunda görev verir. (Ek: 10/7/1987 - KHK-286/1 md.) Olağanüstü Hal Bölge Valisine karşı sorumlu Jandarma Asayiş Komutanlığı emrine giren veya harekât komutasına verilen diğer kuvvet birlikleri (Jandarma sınır birlikleri dahil) emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin sağlanmasında genel kolluk kuvvetlerinin sahip olduğu kanuni yetkileri haizdirler. Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin görev alanında bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak kaydı ile, Olağanüstü Hal Bölge Valisine karşı sorumludur. Görev alanına giren il'lerde, askeri birliklerce Olağanüstü Hal Bölge Valilerine sağlanacak yardım ve desteğin şekli ve miktarı önceden planlanır. Valinin bu yardım ve destek talepleri mahalli komutanlarca zamanında yerine getirilir. (Değişik : 9/4/1990 - KHK - 413/6 md.; Mülga: 9/5/1990 - KHK 424/2 md.; Yeniden düzenleme 9/5/1990 - KHK - 425/4 md.) Olağanüstü Hal Bölge Valisi, görev alanı içindeki illerde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzeni bakımından çalışmalarında sakınca görülen veya hizmetlerinden yararlanılamayan kamu personelinin yer değiştirmesini veya görev alanı dışında geçici veya sürekli görevlendirilmesini ilgili kurum veya kuruluşlardan isteyebilir. Bu istekler derhal yerine getirilir. Bu personel hakkında kendi özel kanunlarındaki hükümler uygulanır. Olağanüstü Hal Bölge Valisi güvenlik yönünden gerekli düzenlemeleri yapabilmek için geçici veya sürekli olarak görev alanı içinde bulunan köy, mezra, kom ve benzeri yerleşim birimlerini boşalttırabilir, yerlerini değiştirebilir, birleştirebilir ve bu maksatla gereken kamulaştırma ve diğer işlemleri re'sen ve ivedilikle yapabilir. (Ek alt bent: 9/4/1990 - KHK-413/7 md.; Mülga : 9/5/1990-KHK-424/12 md.) (Ek alt bent: 9/4/1990 - KHK-413/7 md.; Mülga : 9/5/1990-KHK-424/12 md.) (Ek alt bent: 13/4/1990 - KHK-421/4 md.; Mülga : 9/5/1990-KHK-424/12 md.) (Ek alt bent: 9/4/1990 - KHK-413/7 md.; Mülga : 9/5/1990-KHK-424/12 md.) Olağanüstü Hal Bölge Valisinin emrinde bulunan güvenlik kuvvetleri hakkında bu görevlerinden ötürü Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna göre işlem yapılır. Olağanüstü Hal Bölge Valisi, emrindeki kuvvetleri gereğinde mücavir İl'lerde harekatın takibi maksadıyla görevlendirebilir. Gerekli tedbirlerin alınmasını mücavir İl Valilerinden isteyebilir, bu istekler ilgili Valiler tarafından derhal yerine getirilir. Mücavir İl'ler Olağanüstü Hal Bölge Valisinin talebi, İçişleri Bakanının teklifi, Başbakanın onayı ile belirlenir. 349 k. (Mülga: 30/10/1989-KHK-387/1. md.; aynen kabul: 18/1/1990-3601/1 md.)(1) (Ek :23/2/1988-KHK-313/1 md.) Olağanüstü Hal Bölge Valisi, bölge kapsamındaki illerde sıkıyönetim askeri mahkemelerince tutuklanan sivil kişilerin sivil tutukevlerinde muhafaza edilmelerine karar verebilir. Bu suretle muhafaza edilen sivil tutuklular hakkında sivil tutukevleriyle ilgili hükümler uygulanır. Olağanüstü Hal Bölge Valisi bu yetkilerden gerekli gördüklerini görev alanındaki İl'lerin Valilerine ve Jandarma Asayiş Komutanına devredebilir. İçişleri Bakanı bu yetkilerden gerekli gördüklerini re'sen kullanabileceği gibi bölgede görevli sorumlular hakkında usulüne göre soruşturma açmak, açtırmak ve görevden uzaklaştırmak yetkisine de sahiptir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
- 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “İhtilafların çözümü” başlıklı 6. maddesinde “Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin görev alanında, adli ve idari yargı ile askeri mevzuata ilişkin hususlar hariç olmak üzere, yetki ve görevlerin kullanılmasından doğacak ihtilafları çözümlemeye ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanması ile ilgili her türlü idari düzenlemeleri yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Dava açılması” başlıklı 7. Maddesi Değişik : 9/4/1990-KHK- 413/9 md.; Mülga: 9/5/1990-KHK-424/12 md.; Yeniden düzenleme: 9/5/1990-KHK-425/4 md.;İptal: Ana. Mah.’nin 22/5/2003 tarihli ve E.2003/28, K.2003/42 sayılı Kararıyla iptal edilmiştir.
Özetle Olağanüstü Hâl Bölge Valiliği, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki öncesinde sekiz ilde başlayan ve bu illerde terörle mücadele ederek güvenliği sağlamak amacıyla 19 Temmuz 1987 tarihinde göreve başlayan bölge valiliğidir. 1987'de 285 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli, Van, Şırnak ve Batman'da Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kurulmuştur. Bu valiliğin kurulmasıyla birlikte bu illerde olağanüstü hâl uygulanmaya başlandı. Valiliğin merkezi Diyarbakır'da yer almaktaydı. 1982 Anayasasında temelleri atılan ve 1983'te yasalaşan OHAL kanunu, 1987 yılından 2002 yılına kadar toplam 15 yıl boyunca, süresi 46 kez Meclis kararıyla uzatılarak doğu ve güneydoğu illerinde uygulanmıştır. 30 Temmuz 2002 de toplanan Bakanlar kurulunun almış olduğu bir kanun hükmünde kararname ile olağanüstü hâl uygulamasının 30 Kasım 2002 tarihinde kaldırılması kararlaştırılarak, anılan tarih itibarıyla kaldırıldı.
2-) Yerel Yönetimlerde Kayyumluk Kurumu Nedir?
Maalesef Ülkemiz onlarca yılını, adlarını zikretmek istemediğim, birçok terör örgütü ile mücadele ederek geçirmiştir. Gerek Millî Savunma Bakanlığımız gerekse İçişleri Bakanlığımızın terör örgütleriyle etkin mücadelesi devam etmekte iken, maalesef 15 Temmuz 2016 yılında Ülkemizde hain darbe teşebbüsü meydana gelmiştir. Gerçekleşen darbe teşebbüsü sonrası ülke genelinde idari düzeyde yani yürütme organının görev ve yetkileri konusunda çok büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Bu çerçevede 2017 yılında yapılan referandum sonucunda “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilerek Türkiye’de yerel yönetimleri de ilgilendiren önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. 1 Eylül 2016 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 674 sayılı KHK ile hem belediyelerde hem de İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanununda çeşitli düzenlemeler yapılmış; bu düzenlemeler ile belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyeliklerine Belediyelere Kayyum Atanması Uygulaması Üzerine Bir Değerlendirme görevlendirme yapılması ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) güçlendirilmesi öngörülmüştür.
674 sayılı KHK kapsamında, 5393 sayılı Belediye Kanunun 45. ve 57. maddelerine ek yapılmış ve ilgili kanuna geçici bir madde (9. madde) eklenmiştir.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye başkanlığının boşalması hâlinde yapılacak işlemler” başlıklı 45. maddesinin Ek fıkrasıyla “Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46 ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir. Görevlendirilecek kişinin seçilme yeterliğine sahip olması şarttır. Görevden uzaklaştırılan veya tutuklanan belediye meclisi üyesinin istifa etmesi halinde de bu fıkra hükümleri uygulanır. Bu fıkra gereğince belediye başkanı veya başkan vekili görevlendirilen belediyelerde bütçe ve muhasebe iş ve işlemleri valilik onayı ile defterdarlığa veya mal müdürlüğüne gördürülebilir. Bu belediyelerde belediye meclisi, başkanın çağrısı olmadıkça toplanamaz. Meclisin, encümenin ve komisyonların görev ve yetkileri 31 inci maddede belirtilen encümen üyeleri tarafından yürütülür. Belediye başkanı veya başkan vekili belediye meclis üyeleri arasından ve gizli oyla seçilir. İlk iki oylamada üye tam sayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, belediye başkanı veya başkan vekili seçilmiş olur. Oyların eşitliği durumunda kur'a çekilir. Birinci fıkranın (b) bendi uyarınca başkan vekili seçildikten sonra belediye başkanlığının (a) bendinde belirtilen nedenlerle boşalması durumunda bu maddeye göre belediye başkanı seçilir. Yeni seçilen belediye başkanının görev süresi, yerine seçildiği başkanın görev süresi ile sınırlıdır. Başkan vekili, yeni başkan seçilinceye veya görevden uzaklaştırılmış ya da tutuklanmış olan başkan göreve dönünceye kadar görev yapar. Belediye başkanı veya başkan vekili seçilinceye kadar belediye başkanlığı görevi, meclis birinci başkan vekili, bulunmaması durumunda ikinci başkan vekili, onun da bulunmaması durumunda vali tarafından görevlendirilecek bir kamu görevlisi tarafından yürütülür. Belediye başkanı veya başkan vekili seçimi en geç on beş gün içinde tamamlanmadığı takdirde belediye meclisinin feshine ilişkin hükümler uygulanır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Hizmetlerde aksama” başlıklı 57. maddesinin Ek fıkrasıyla “Ancak belediye veya bağlı idarelerde; hizmetlerin aksatılmasının terör veya şiddet olaylarıyla mücadeleyi olumsuz etkilediğinin veya etkileyeceğinin valilik tarafından belirlenmesi halinde, valilik söz konusu hizmeti Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, il özel idaresi veya kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla yapar veya yaptırır. Valiliğin talebi üzerine, yapılan veya yapılacak harcamalar karşılığı tutarlar, Maliye Bakanlığı veya İller Bankası Anonim Şirketince ilgili idare payından kesilerek ilgili kurum ve kuruluşa gönderilir. Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idarelerine aktarılan tutarlar bu idarelerin bütçeleriyle ilişkilendirilir. Bu fıkra kapsamındaki ihtiyaçlar; parasal ve bütçe sınırlamasına tabi olmaksızın 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesinde belirtilen usule göre temin edilir. Belediye ve bağlı idare imkânlarının terör veya şiddet olaylarına dolaylı ya da doğrudan destek sağlamak amacıyla kullanıldığının valilik tarafından belirlenmesi durumunda, terör ve şiddet olaylarına destek olmak amacıyla kullanılan belediye veya bağlı idare taşınırlarına mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından el konulur. Bu fıkra kapsamında sorumluluğu tespit edilen belediye veya bağlı idare personelinin vali veya kaymakam tarafından görevden uzaklaştırılması halinde göreve iade işlemi ancak uzaklaştırma işlemini yapan makam tarafından yapılır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun Geçici Madde 9- (Ek: 15/8/2016-KHK-674/40 md.; Aynen Kabul: 10/11/2016-6758/36 md.) ”Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları kapsamında haklarında yürütülen soruşturma veya kovuşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkan vekili ve meclis üyelerinin yerine 45 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre işlem yapılmış olsa bile onbeş gün içerisinde 46 ncı maddedeki yetkili makamlarca 45 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen usule göre görevlendirme yapılır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Buna göre vesayet makamına, görevden alınan belediye başkanları ve meclis üyeleri yerine atama yapabilme yetkisi verilmiştir. Belediye Kanunun 45., 57. ve geçici 9. maddesi ile yapılan değişikliklerle; “Belediye başkanı, başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması, tutuklanması, kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından belediye başkanı, başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilebilir. Görevlendirilecek kişide seçilme ehliyetine sahip olma dışında herhangi bir kriter aranmaz
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesine göre; görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesine göre; terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları kapsamında haklarında yürütülen soruşturma veya kovuşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkan vekili ve meclis üyeleri için geriye dönükte uygulanabilir. 15 gün içerisinde soruşturma veya kovuşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı yerine görevlendirme yapılabilir.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun geçici madde 9’a göre ise kayyum atanan belediyelerde “bütçe ve muhasebe iş ve işlemleri valilik onayı ile defterdarlığa veya mal müdürlüğüne gördürülür. Bu belediyelerde belediye meclisi, başkanın çağrısı olmadıkça toplanamaz. Meclisin, encümenin ve komisyonların görev ve yetkileri encümen üyeleri tarafından yürütülür.
İlgili mevzuat gereği belediye ve bağlı idare imkânlarının terör veya şiddet olaylarına dolaylı ya da doğrudan destek sağlamak amacıyla kullanıldığının valilik tarafından belirlenmesi durumunda, belediye veya bağlı idare taşınırlarına valilik veya kaymakamlık tarafından el konulur. Bu kapsamında sorumluluğu tespit edilen belediye veya bağlı idare personelinin vali veya kaymakam tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Göreve iade işlemi de aynı makam tarafından yapılır.
Diğer taraftan, şimdiye kadar kayyum atanan belediyeler ile ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının; “terör veya terör örgütlerine yardım etmek ve destekte bulunmak, kamu hizmetlerini engellemeye çalışmak ve bu hizmetleri aksatmak, terör veya şiddet olaylarıyla mücadeleyi olumsuz etkileyen harekette bulunmak, terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına saldırıda bulunmak, kamu malına zarar vermek, silahlı örgüt kurmak ve yönetmek, terör örgütüne adam kazandırmak, demokratik özerklik talep etmek ve bu talebi destekleyen açıklamalarda bulunmak, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik teşebbüste bulunmak, kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenleme, suçu ve suçluyu övmek, belediyenin araçlarını, ekipmanlarını ve imkânlarını terör örgütünün eylemlerinde kullandırmak, kanuna aykırı olarak ateşli silah bulundurmak, belediyelere halka hizmet için gönderilen paraları terör örgütüne aktararak teröre maddi destek sağlamak, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak veya nakletmek, yüksek miktarlı, sistematik, örgütün sevk ve idaresini sağlayacak, eylem kapasitesini artıracak, örgütün mali kaynağı olacak şekilde, terör örgütüne finans sağlamak ve İç savaş çağrısında bulunmak” gibi gerekçeler ile görevlerinden uzaklaştırılmalarına karar verilmiştir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesine göre kamu görevlisi, “kamusal faaliyet yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Buradan hareketle belediye başkanları ve meclis üyelerinin de birer kamu görevlisidir. Kamu görevlilerinin hukuki durumları ve yapacağı işlemler, Devlet Memurları Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi çeşitli hukuki düzenlemelerle belirli kurallara ve yaptırımlara bağlanmıştır. Hukuk devletinde, seçimle işbaşına gelen belediye başkanları ve meclis üyeleri, görevlerini kanunlara ve nizamlara uygun şekilde yapmak zorundadır. Bir kişinin atama yoluyla değil seçimle işbaşına gelmesi, kimseye olmadığı gibi seçilene suç işleme hak ve yetkisi vermemektedir.
Kamu görevlileri yönettikleri kaynakları ve araçları ancak kamu yararı için kullanılabilir. Bu açıdan hukuk kurallarının dışına çıkıldığı durumlarda, kamu görevlilerinin seçilmiş dahi olsalar görevlerinden uzaklaştırılmaları normal bir uygulama olarak görülmelidir.
- 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediye başkanı” başlıklı 37. maddesinde “Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye başkanı, ilgili kanunda gösterilen esas ve usûllere göre seçilir. Belediye başkanı, görevinin devamı süresince siyasî partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alamaz; profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve yönetiminde bulunamaz” şeklinde hükme bağlanmıştır. Burada da görüldüğü üzere belediyelerde “eş başkanlık” türü bir uygulama yasal mevzuat açısından mümkün değildir. Yetkili olunmadığı halde “belediye eş başkanı” adı altında yapılan iş ve işlemler hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanması uygulaması bugün siyasi yelpazede en çok tartışılan güncel konulardan biridir. 1982 Anayasasında ve yerel yönetimlerle ilgili yasalarda belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin olarak görevden uzaklaştırılmanın ne zaman sona ereceği konusunda herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Soruşturma ya da kovuşturmaya uğrayan belediye başkanlarının görev süreleri en çok beş yılla sınırlıdır. Ancak görevi ile ilgili bir suçtan dolayı geçici olarak uzaklaştırılan belediye başkanlarının soruşturmasının kesin hükümle sonuçlanması, çoğu zaman başkanların görev süresinin bitimine kadar devam etmektedir. Ancak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılmasında amirin takdiri başlıklı “144. madde de 140. ve 142. maddelerde 143. maddenin a, b, c fıkralarında yazılı olanlar hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbiri, devlet memurunun soruşturmaya konu olan fiillerinin, hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılabilir” denilmektedir. Yanı sıra 145. madde de “görevden uzaklaştırmalarda disiplin kovuşturmasında üç ay devam edildiği, bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memurun görevine başlatılacağı, ceza kovuşturmasında ise ilgilinin durumunun her iki ayda bir incelenerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verilmesi zorunluluğu” getirilmiştir. Belediye başkanlarının görevlerinden uzaklaştırılmasında da belirli bir sürenin dikkate alınması bu manada yararlı olabilmektedir.
İç İşleri Bakanlığı yetkisinde olan görevden uzaklaştırarak ilgili belediyeye kayyum atama tedbirinin süresi ve bu süre içerisinde yapılması gerekenler ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Demokrasi ve hukuk devleti anlayışına göre yerel yönetimlerde belediyelere, seçilmiş belediye başkanı yerine İç İşleri Bakanlığı tarafından “kayyum” atanması uygulaması eleştirilmektedir. Diğer taraftan uygulamayla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; demokrasi ve hukuk devleti anlayışında millet iradesinin yerel yönetimlere yansıması esas olmakla birlikte söz konusu belediyelerin terör örgütlerinin etkisi altına girdiği, seçimle iş başına gelip, milletin hür iradesinin suç işlemek için kullanılmasının meşru olmadığı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü işletmenin ise devletin görevi ve milletin beklentisi olduğu, dolayısıyla görevlendirme yapılan belediyelerde, kaynakların terör örgütlerine değil o yörede yaşayan vatandaşlara nitelikli hizmetler biçiminde sunulacağı vurgulanmıştır.
Yukarıda arz ve izah edildiği üzere seçilmeye engel derecede, hakkında kesinleşmiş bir cezanın varlığından söz edilmezken ve bu şekilde adaylık başvuruş kabul edilmişken, sonradan bu şahsın hakkında seçilmeye engel nitelikte suçlarla ilgili soruşturma olduğu iddiasıyla görevden el çektirilerek, ilgili belediyeye kayyum atanması kanaatimizde hukuki açıdan sakıncalıdır. 674 sayılı KHK ile belediyelere kayyum atanması uygulamasının istisnai hallerde başvurulan bir uygulama olarak benimsendiği görülmektedir. Her ne kadar kayyum atanması istisnai bir uygulama olarak benimsense de İçişleri Bakanına tanınan geçici görevden uzaklaştırma yetkisi nesnel kriterlere dayandırılmalı, belediye başkanına karşı iddia edilen suçlamalar önemli ve ciddi kanıtlara dayandırılmalı, belediyelerin özerkliğini zedeleyici, demokratik hukuk devletinin gereklerine aykırı olarak gerçekleştirilmemelidir. Geçiş sürecinde önemli görevler üstlenen kayyum uygulaması katı bir hiyerarşik sistem içinde kapalı kutu şeklinde duran bürokrasi algısının ortadan kaldırılmasını da sağlayacaktır.
Naçizane yazımı, şimdiye kadar zaman ve emek ayırıp, sabır ile okuduğunuz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.
Saygılarımla…
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Geçmişteki Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İle Günümüzdeki Kayyum Kurumu Arasındaki Hukuksal Değerlendirme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Erdinç Laflı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|