DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE SERBEST BÖLGELER REJİMİNE KISA BİR BAKIŞ
Genellikle gelişmekte olan ülkelerin tercihi olan serbest bölgeler ; bir ülke için tarihi , politik ve ekonomik açıdan çok zor olan yeni bir ekonomik sistem oluşturma işlevini , serbest piyasa ekonomisinin , serbest bölgelerde deneysel olarak uygulanarak daha sonra bütün ülkede aynı sistemin uygulanmasını sağlarlar. Serbest bölgelerin kurulduğu yörelerde var olmayan ticareti arttırmadığı , varolan sanayiyi mevcut avantajları ile desteklediği-gelişmesini sağladığı böylelikle artan üretimin dış ticarete yönelerek müteşebbislerin dünyaya açılmasını temin ettiği bir gerçektir. Bu nedenle serbest bölgeler bir amaç değil sağladığı teşvik ve avantajlar ile ticaretin artmasına olanak sağlayan bir araçtır.
Bu açıdan bakarsak serbest bölgeleri kurulmuş oldukları ülkenin milli sınırları içerisinde olmakla beraber, gümrük hattı dışında sayılan , ülkelerinde geçerli olan dış ticaret ile diğer mali ve iktisadi alanlara yönelik devlet düzenlemelerinin ortadan kaldırıldığı veya kısmen uygulandığı , ihracatın arttırılması ve ithalatın ucuzlatılması amacıyla ülkenin diğer kesimlerine kıyasla bazı sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin sağlandığı kara yada kara ve su alanı olarak tanımlamak mümkündür.
Serbest bölgelerin tarihi gelişimine kısaca bir göz atacak olursak; Dünya ’da ilk serbest bölge ilk serbest liman olarak 1547 tarihinde Livorno ’da kurulmuştur. Marsilya’da kurulan serbest bölge 1669 ile 1817 yılları arasında faaliyet göstermiş , 1704’te Cebelitarık serbest bölgesi kurulmuştur. Ülkemizde ilk serbest bölge uygulamalarının ise halen Romanya sınırları içerisinde bulunan Tuna nehri kıyısındaki Sulina Limanında, limana giren malların , ihraç edildiği takdirde vergiden muaf tutulmasına imkân veren 1870 tarihli kanunla başlamış olduğu kabul edilir.(Sulina Limanı halen serbest bölge olarak kullanılmaktadır.)
Cumhuriyetin ilânından sonra ilk serbest bölge 22.06.1927 tarihinde Serbest Mıntıka Kanunu paralelinde İstanbul-Tophane ’de kurulmuş , bu serbest bölgede Ford Motors Corp. kısa bir süre faaliyette bulunmuştur. 1946 yılında İstanbul-Eminönü ’de Denizcilik Bankasınca açılan antrepodan istenilen sonuç elde edilememiştir. 21.12.1953 tarihinde 6209 sayılı Serbest Bölge Kanunu ve Tüzüğü çıkarılmıştır. 1957 yılında İskenderun Limanına TCDD tarafından 4600 m2’lik bir serbest bölge açılmış fakat buradan da istenilen sonuç elde edilememiştir.
1980 sonrası serbest bölge kurulmasına , yeni ekonomik sisteminde katkısı ile yeniden hız verilmiş ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu 15.06.1985 tarih ve 17785 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve zaman içinde ülkemizde birçok serbest bölge kullanıma açılmıştır.
Dünya ’da ise 450’nin üzerinde serbest bölge uygulaması vardır ve ticaret hacimleri 750 milyar Amerikan Dolarına , istihdam ettirdiği kişi sayısı 8 milyon ’a ulaşmıştır.
Soner YAVAŞ
UÜ SBE Maliye Bölümü YL Öğrencisi
I - Serbest Bölgelerin Fonksiyonlarına ve Yapılan Ekonomik Faaliyete Göre Sınıflandırılması :Serbest bölgeler bulundukları ülkenin ekonomik yapısına ve kuruluş amaçlarına göre çeşitli şekiller alabilirler. Hemen hemen her ülke ayrı bir serbest bölge tipi sergilemektedir. Bu farklılığın nedenleri ülkelerin ekonomik-coğrafik yapıları , ülkelerin beklentilerinin farklı oluşu , hukuki yapıların farklılığı gibi sebeplerdir. Bu serbest bölge tipleri kısaca şyle açıklanabilir;
A- Serbest Ticaret Bölgesi (Free Trade Zone) : Serbest ticaret bölgeleri genellikle bir liman civarında ve sınırları belirlenmiş bir alanda ticari faaliyetleri kolaylaştırmak amacı ile kurulmaktadırlar. Buralardan dünyanın çeşitli ülkeleri ile serbest bir şekilde ticaret yapılabilmektedir. Bu işlemler sırasında gümrük vergisi ödenmemekte , mallar burada belli süreler dahilinde depolanabilmektedirler. Bu bölgelerde yapılacak işlemler depolama , yeniden ambalajlama , hafif montaj , sınıflama ve gemilere gümrük vergisi ödemeden yeni yükleme olarak tanımlanabilir. Serbest Ticaret Bölgeleri Açık Serbest Bölgeler ve Kapalı Serbest Bölgeler olarak ikiye ayrılabilir ;
- Açık Serbest Bölgeler (Open Free Zones) : Her türlü ticari ve sınai faaliyetin yapılabildiği ve ülkeye ait mevzuatın uygulanmadığı , oldukça liberâl yapılı serbest bölgelerdir.
- Kapalı Serbest Bölgeler ( Closed Free Zones) : Yapılabilecek faaliyetlerin sınırlı olduğu ve ülke mevzuatının sadece bir bölümünden bağışık bölgelerdir.
B- Serbest Üretim Bölgesi (Free Production Zones) : Bu tip serbest bölgeler , sınai üretimi ve sınai mal ihracatını arttırmak amacı ile kurulmaktadırlar. Bu bölgelerde genellikle hafif sanayi ürünlerinin emek yoğun parçaları üretilmekte veya emek yoğun montaj işleri yapılmaktadır.
C- İkiz Fabrikalar (Maquiladora) : KOBİ ’ler (Uluslar arası standartlara göre çalışan sayısı 500’ün altında olan işletmeler KOBİ olarak kabul edilmektedir ve Maquiladora ’lar da ortalama çalışan sayısı 374 kişidir) büyük ölçekli işletmelere nazaran uluslar arası ticarete daha az entegre olmuş durumdadırlar. Bu durumun istisnası olan bu tip bölgeler , komşu ülkelerin mukayeseli üstünlüklerinden yararlanılması amacıyla kurulup daha çok ikili ticaretin canlandırılması biçiminde yararlar sağlamaktadırlar. ABD-Meksika sınırında kurulan Maquıladora ‘larda ABD’de yapılmış malların parçaları gümrüksüz olarak Meksika tarafına geçirilmekte , Meksika’da ki ucuz işçilikten faydalanılarak bu mallar monte edilip tekrar ABD tarafına geçirilmekte ve gümrükten sadece işçiliğin katma değeri ithalat vergisi olarak alınmaktadır.
D- Serbest Limanlar (Free Ports) : Ülkenin belli bir limanının ithalât , ihracat , transit ticaret , taşımacılık ve re-export açısından serbest hale getirilmesiyle kurulan serbest bölgelerdir. Özellikle sanayileşmiş Avrupa ülkelerinde uygulamaları daha yoğundur.
E- Yatırım Bölgeleri (Enterprise Zones) : Ülkelerin, nispeten geri kalmış bölgelerini kalkındırmak için kendi yatırımcılarına birtakım özel teşvikler sağlayarak kurdukları bölgelerdir. Buralarda uygulanan teşvikler sadece yerli yatırımcılar içindir. İlk uygulaması 1977 yılında İngiltere’de denenmiş ve Serbest Çevreler (Free Perimeters) olarak adlandırılmışlardır.
F- Serbest Bankacılık Alanları veya Kıyı Bankacılığı (Free Banking Zones or Off-Shore Banking) : Serbest bankacılık bölgeleri , uluslararası piyasalarda dolaşan yabancı sermayeyi çekebilmek için yaratılan bölgelerdir. Bu bölgelerde genellikle döviz kontrolleri , kredi kontrolleri , munzam karşılık oranları ya gevşetilmekte ya da tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Vergiler konusunda da bankalara türlü avantajlar sağlanmaktadır. Kıyı bankacılığı için belli bir alan ayrılmasına gerek yoktur , mevzuatı düzenleyerekte kıyı bankacılığı yapmak mümkündür.
II - Serbest Bölgelerin Ülke Ekonomisine ve İşletmelere Yararları ve Zararları Olabilecek Hususlar : Serbest Bölgeler bilindiği gibi bulundukları ülkenin uluslararası pazar payını genişletmek, diğer bir anlatımla daha çok ve istikrarlı ihracat yapabilmek amacı ile kurulurlar. Serbest bölgelerin faaliyetlerinden elde edilebilecek yararlar şöyle özetlenebilir ;
A- İthalât Açısından Beklenen Yararlar
- Zaman Bakımından : Serbest bölgeler ithalatın doğrudan ve zamanında yapılmasını sağlarlar. Yurtiçinde yerli üretim için kullanılacak hammadde ve ara mallar daha önceden serbest bölgeye getirilir ve yerli yatırımcılar fazla zaman kaybetmeden ithâl girdileri kolayca temin edebilirler.
- Stok ve Stoklama Maliyeti Bakımından : Serbest bölge ile doğrudan yada dolaylı olarak ilişkileri olan işletmeler Dünyanın diğer bir ucundan temin edebilecekleri bir malı serbest bölgelerden her an temin edebileceklerinden dolayı fazla stok yapmalarına gerek kalmamaktadır.
- İthalât Vergileri Bakımından : Serbest bölgeler ile doğrudan yada dolaylı olarak ilişkili olan işletmeler üretimleri için gerekli olan kadar malı serbest bölgelerden yurtiçine ithâl edebileceklerinden dolayı serbest bölge olmayan durumlarda yapacakları ithalatın gümrük vergisini birden ödemek yerine parça parça karşılarlar.
B- İhracat Açısından Beklenen Yararlar :
- Rekabet Üstünlüğü : Serbest bölgelerde üretilerek dünya pazarlarına satılan mallar , girdilerinin bölgeye girişinin ithalât sayılmadığından ve dolayısı ile bir vergi ödenmediğinden dolayı uluslararası piyasalarda fiyat avantajına sahiptirler.
- Zamanlama : Serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalar , dünya pazarlarına satmayı plânladıkları malları önce serbest bölgelere ihraç ederler daha sonra talep geldiği anda yurtdışına yollayabilirler ve manevra kabiliyetleri genişler.
C- Yabancı Sermaye Girişi : Yabancı sermaye açısından bakmak gerekirse yatırımcılar , yatırım yapılacak ülkede oluşabilecek politik çalkantılar ve bürokratik işlemlerden dolayı yatırım yapmaktan kaçınabilirler . Serbest bölgeler bu durumları asgariye indirdiğinden yabancı sermaye akışı açısından da olumlu etkileri vardır.
D- İstihdam Sorununa Çözüm : Küçük yada fonksiyonel çaplı bir serbest bölgenin direkt olarak işsizlik sorununu halletmesi genellikle serbest bölgelerin kurulmuş olduğu büyük kentlerde hayalden başka bir şey olamaz. Fakat dolaylı yoldan serbest bölgelerin getirileri ihracatı arttırmak ve paralelinde üretimin artması olarak yorumlanabildiğinden işsizliği elbette ki kısmen indirebileceği söylenebilir.
E- Transit Ticaret : Uluslararası ulaştırma ağları üzerinde kurulacak serbest bölgeler daha önce o ülkeye uğramayan transit taşımacılık araçlarını o ülkeye yönlendirebilir. Bu da taşımacılık gelirlerinin artmasına yol açar.
F- Döviz Kazancını Arttırarak Ödemeler Dengesi Açığını Kapatmak : Az gelişmiş ülkeler genellikle döviz giderleri döviz gelirlerinden daha fazla olduğundan bu ülkeler gelişmelerini sürdürebilmeleri ve yatırım yapabilmeleri için döviz girdilerini arttırmak zorundadırlar. Her türlü işlemin döviz üstünden yapıldığı serbest bölgelerin kurulması ve nispeten de olsa ihracatın artması buna bir ölçüde yardımcı olabilecektir.
G- Teknoloji Transferi : Üretime dönük serbest bölgelerde yabancı yatırımın artması ile birlikte yabancı yatırımın kendi teknolojisini de getirmesinden ve genellikle çalışanlarının yerli işgücü olmasından dolayı hem teknoloji transferi gerçekleşmiş olacak hem de bunlar için nitelikli işgücü yetişmiş olacaktır.
H- Yeni Politikaların Denenmesi : Gelişmekte olan ülkeler çeşitli iktisadi ve mali politikalarını bu pilot bölgeler üzerinde deneyerek aksayan yönleri görebilir ve daha sonra daha geniş alanlarda daha az risk ile deneme imkânına sahip olabilirler.
Yukarıda da özetlediğimiz gibi serbest bölgelerin ülke ekonomilerine katkıları azımsanamayacak ölçüdedir fakat uygulamadaki serbest bölgeler rejiminin zararlı yanları da yok değildir. Uygulamadaki serbest bölgeler rejiminin muhtemel zararlarını kısaca şöyle özetleyebiliriz ;
A- Bölgenin Maliyeti ve Hasılatı : Uluslararası standartlara uygun bir serbest bölge kurulması için yapılması gereken alt yapı harcamaları , bölgenin çok gelişmiş ve değerli bir alana kurulması gerektiğinden ve depo , antrepo , iskele , terminâl , güvenlik v.b. yatırımların maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
B- Serbest Bölgelerin İthalât Baskısı Yaratması : Serbest bölgeler ithalât arttırıcı baskı yaratabilir. Özellikle gelişmiş ülkelerde yer alan serbest bölgeler üretim açısından ucuz olan dünya girdilerini kullanmayı tercih etmektedirler . İleride ihracatı arttırıcı bir ithalât olsa dahi ithalâtı arttırıcı bir etki sergilenebilmektedir.
C- Yerli Firmalara Dış Pazarda Rakip Yaratma : Serbest bölgelerde yatırım yapan yabancı kaynaklı işletmeler o ülkeye ithalât yapıyorlarsa nakliye giderlerinden kısmış olacaklar ve iç pazarda aynı şekilde üretim yapan diğer firmalara fiyat düzeyinde rakip duruma gelebileceklerdir.
D- Çevre Kirliliği : Serbest bölgeler genellikle deniz kıyılarında kurulduğundan ve limanlara sahip olduklarından dolayı birtakım çevre kirliliklerine sebep olabilirler.
E- Yasa Dışı Faaliyetleri Arttırma : Serbest bölgeler kaçakçılık ve benzeri zararlı faaliyetleri çalışanlarında istismarı ile destekleyebilirler.
F- Çalışma Hayatı : Gelişmekte olan ülkelerin serbest bölgelerinde işçi ücretleri düşük , çalışma saatleri uzun ve sendikâl haklar hemen hemen yok gibidir. Bu ülkelerdeki bol ve ucuz işgücü görülen prodüktivite artışlarının ücretlere yansıtılmamasından dolayı oluşmaktadır ve gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarına nazaran çok düşük ücretler ile çalışmaktadırlar. Örneğin Sri Lanka ’lı bir işçi Almanya’ da ki bir işçinin 1/37 ‘si oranında daha az bir ücretle çalışmaktadır. Serbest bölgelerde çalışanların ortalama %70 ‘ini kadınlar oluşturmaktadır ( Sri Lanka %72 , Kore %80 , Meksika %70) , bunun nedeni kadın işçilerin erkek işçilere nazaran yarı ücretle çalışmalarıdır. Ücretlerin düşük olması ücretlilerin haklarını savunan sendikal hakların ellerinden alınmasından kaynaklanmaktadır.
G- Serbest Bölgelerin Genellikle Serbest Ticaret Bölgesi Olarak Kalması : Ülkemizin ticaret hacmi en yüksek serbest bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesinde, alınan faaliyet ruhsatları incelendiğinde alınan ruhsatların sadece %9 ’unun üretim için alındığı %91 ’lik kısmının ticari amaçlara hizmet ettiği görülmektedir.
III - Serbest Bölgelerde Sağlanan Teşvikler ve Avantajlar: Serbest bölge uygulamalarının başarısı bazı teşvik ve özel düzenlemelerin varlığına bağlıdır. Serbest bölgelerin başarısı oraya çekilen yabancı sermayenin miktarı ile ölçülmektedir. Serbest bölgelerin kurulmasında yabancı sermaye dışında beklentilerde olabilir , bölgeyi yerli yatırımcıya çekici hale getirmek gibi . Tüm bu farklarına rağmen serbest bölgelerin girişimcilere sağladığı kolaylıklarda bazı ortak noktalar tespit edilebilir.
A- Vergi Muafiyetleri : Serbest bölgelere yapılacak yatırımları teşvik için uygulanabilecek en önemli teşvik vergi muafiyetleridir. Örnek vermek gerekirse ; Mısır serbest bölgesindeki gelirler hiçbir şekilde vergilendirilmemekte , Hindistan ‘da ise 10 yıl süre ile kârın %20 ’si vergi dışı bırakılmaktadır.
B- Gümrük Vergisi Muafiyeti : Serbest bölgelerde yerli ve yabancı yatırımcıya tanınan en büyük muafiyetlerden biriside ithalattan alınan gümrük vergisinin alınmamasıdır.
C- Hızlandırılmış Amortisman : Bu yöntem serbest bölgelerde kurumlar ve gelir vergisi yönünden kısmen muafiyet tanınan bölgelerde uygulanır. Hızlandırılmış amortisman uygulamasına yer veren ülkelerin başında Lübnan gelmektedir. Bu ülkenin serbest bölgelerinde vergi muafiyeti tanınmamış, işletmelere hızlandırılmış amortisman uygulama imkânı tanınmıştır.
D- Ucuz İhracat Kredileri : İhracat amaçlı kurulmuş olan serbest bölgelerde, bölgeler işletmelere ucuz ihracat kredileri vermekte hatta bu kredi zaman zaman ihracata prim veren bir sisteme dönüşmektedir. Bu uygulamaları Liberya , Hindistan ve Mauritius serbest bölgelerinde görmek mümkündür.
E- Ucuz İşçi Ücretleri , Grev ve Lokavt : Serbest bölgelerin istikrar içerisinde faaliyette bulunabilmeleri için gerekli teşviklerin en önemlilerinden biriside bu bölgelerde işçi ücretlerinin düşük tutulmasıdır. Gelişmekte olan ülkelerin serbest üretim bölgelerinde , ülkelerinde uygulanmakta olan sosyal güvenlik mevzuatı , asgari ücret ve grev-lokavt hakları gibi uygulamalar geçerli olmadığından dolayı serbest bölge çalışanlarının ücretleri hem başka ülkedeki meslektaşlarından hem de yurtiçinde benzer işi yapan çalışanların ücretlerinden daha düşük bir durumdadır.
F- Kâr Transfer Garantisi : Serbest bölgelerin çok uluslu şirketlere sunduğu önemli teşviklerden biriside güvence konusudur. Yabancı ülkelerin yatırım yaptığı serbest bölgelere göz atmak gerekirse bu şirketler genellikle çeşitli şekillerde siyasi istikrarını sağlamış ülkelere yatırım yapmaktadırlar. Ev sahibi ülkeler çok uluslu şirketlerin varlığını ve bu şirketlerin kârlarının vergisiz transferini garantilemektedirler.
G- Bürokrasinin Azaltılması : Serbest bölgelerin avantajlarından bir diğeri de bürokrasinin minimuma indirgenmesidir. Şüphesiz ki bunun nedeni her ne kadar yatırımcıyı bölgeye çekmek gibi görünse de bunun asıl nedeni bölgelerin genelde özel işletmeler tarafından hizmet esasına göre yönetilmesidir. İdari ve bürokratik engellerin , Türkiye’ye yabancı sermaye girişini önlemedeki payı %29.3 ’dür.
IV - Türkiye’de Serbest Bölgelerde Kullanıcı Firmalara Sağlanan Bazı Teşvik ve Avantajlar: Serbest bölgeleri serbest bölge yapan teşvik ve diğer avantajlarıdır. Türkiye’de ki serbest bölgelerde kullanıcı firmalarca yararlanılan teşvik ve avantajların en önemlisi bu firmaların vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükellefiyetlerine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmaması ve bölgedeki faaliyetleri nedeniyle elde ettikleri gelirlerle ilgili olarak; Gelir, Kurumlar ve KDV dahil bütün vergilerden muaf olmalarıdır. Diğer bazı avantajları da kısaca şöyle özetlemek mümkündür ;
- Serbest bölgelerde serbest bölge faaliyetlerinden elde edilen kazanç ve gelirler hiçbir izne ve vergiye tabi olmaksızın yurtdışına veya Türkiye'ye transfer edilebilir
- Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek ve tüzel kişilerin, Serbest Bölgelerdeki faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazanç ve iratlar, kambiyo mevzuatına uygun olarak, Türkiye'ye getirilmesi halinde de gelir ve kurumlar vergisinden muaftır
- Serbest Bölgeler gümrük hattı dışında sayıldığından, Serbest Bölgeler ile Türkiye'nin diğer yerleri arasında yapılan ticarette Dış Ticaret Rejimi uygulanır. Başka bir deyişle, Türkiye'den serbest bölgeye satılan mallar ihracat rejimine, serbest bölgeden Türkiye'ye satılan mallar ithalat rejimine tabi olup, serbest bölge kullanıcıları Türkiye'den ihraç fiyatına (KDV 'siz) mal satın alabilirler. Diğer taraftan , serbest bölge ile diğer ülkeler ve diğer serbest bölgeler arasında dış ticaret rejimi hükümleri uygulanmaz , Serbest bölgeye getirilen Türkiye veya AB menşeli ya da buralarda serbest dolaşımda bulunan malların, serbest dolaşımda bulunma statüsü değişmediğinden, Türkiye 'ye veya AB üyesi ülkelere girişinde gümrük vergisi ödenmez. Ayrıca , üçüncü ülke menşeli malların serbest bölgeye girişinde ve bu malların Türkiye veya AB üyesi ülkeler dışındaki üçüncü ülkelere gönderilmesi halinde de gümrük vergisi ödenmez. Ancak , serbest bölgeden Türkiye'ye veya AB ülkelerine gönderilen serbest dolaşım durumunda olmayan üçüncü ülke menşeli mallar için Ortak Gümrük Tarifesinde belirtilen oran üzerinden gümrük vergisi ödenir
- Serbest bölgede sağlanan teşvik ve avantajlardan yerli ve yabancı bütün firmalar eşit olarak yararlanır
- Mallar serbest bölgede zaman sınırlaması olmaksızın kalabilir
- Bir serbest bölgenin faaliyete geçmesinden itibaren 10 yıl süreyle grev ve lokavt uygulanmaz
- 99 yıla kadar süreli faaliyet ruhsatı verilebilir. [Faaliyet ruhsatı ücreti bütün Serbest Bölgeler için 5.000 (beşbin) ABD Dolarıdır. Genel Müdürlükçe yapılan değerlendirmeler sonucu uygun yatırımlara verilen faaliyet ruhsatları için; 49 yıl olana 100.000 (Yüzbin) ABD Doları, 99 yıl olana 250.000 (İkiyüzellibin) ABD Doları ruhsat ücreti ödenir. Faaliyet ruhsatının devri mümkün değildir.]
- Başvuru ve faaliyet süresince her türlü bürokrasi en aza indirilmiştir.
- Serbest Bölgeler Özel Sektör şirketlerince işletilmektedir
- Serbest Bölgelerin alt yapısı gelişmiş ülkelerdeki benzerleri ile aynı standarttadır. Açık ve kapalı alan kiraları diğer ülkelere göre düşüktür , bazı ülkelerdeki serbest bölgelerde malların serbest bölgede kalış süresine ilişkin kısıtlayıcı süreler bulunmasına rağmen, ülkemizdeki serbest bölgelerde malların kalış sürelerine ilişkin genel olarak herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Genellikle depo dışı malların bekletildiği yerler olan açık alanlar ise serbest bölge içerisinde tahsis edilen özel alanlar olup, bölge işleticisi/kurucusu bu alanları stoklama için uygun hale getirerek kullanmak isteyen firmalara kiralayabilir. Açık stok sahalarından yararlanabilmek için Serbest Bölge Müdürlüğü'nden "Açık Alan Kullanma Ruhsatı" alınması gerekir. Açık alanda en fazla 5 yıl süreyle stoklama yapılabilmektedir.
V - Vergi Kanunları İle İlgili Düzenlemeler : İşletmeler Kanuni defterler dışında Mal Giriş-Çıkış, Stok, Envanter defteri adı altında alım ve satımların takip edildiği bir defter tutmak ve onaylatmak,bölge içinde düzenlenen faturaların , örnekleri ve bilgilerini 3 ayda bir Serbest Bölge Müdürlüğüne bilgi formu ile birlikte vermek zorundadırlar. Serbest bölgelere giriş ve çıkış noktalarında Gümrük Kanunu ile ilgili mevzuat hükümleri uygulanmakla beraber, bölgeye giren ve bölgeden çıkan mallar için gümrük vergisi, resim, harç ve diğer mali yükümlülükler uygulanmaz. (Sadece Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu alınır. Bu fon, Bölgeye Türkiye’den getirilen mallar hariç olmak üzere Bölgeye getirilen malların CİF değerleri,Bölgeden çıkarılan malların FOB değerleri üzerinden peşin olmak üzere Binde 5 oranındadır.)Türkiye’den Serbest Bölgeye satılan mallar ihraç malı sayıldığı için KDV söz konusu değildir. Serbest Bölgeden Türkiye’ye satılan mallarda ise KDV ödenir. Yurt dışından Serbest Bölgeye mal girişinde Gümrük Vergisi yoktur. Ancak Serbest Bölgeden Türkiye’ye satılan mallarda (AB ülkelerinden gelmemesi durumunda) Gümrük Vergisi ödenir. Toplam fatura bedeli 500 ABD dolarının altında kalmak üzere Bölge müdürlüğünün onayı ile bölgeye getirilen Türkiye mahreçli mallar ihracat işlemine tabi tutulmayabilir. Serbest bölgede düzenlenen faturaların üzerine “Kurumlar Vergisinden Muaftır” ibaresinin yazılması gerekir.
Serbest bölgelerde fiilen faaliyette bulunan hizmet erbabına yapılan ücret ödemelerine istisna uygulanırken , ödemenin esas alınması gerekir. Türkiye sınırları içerisinde (serbest bölgeler hariç) faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişiler serbest bölgedeki faaliyetleri nedeni ile bu bölgelerde fiilen çalışanlara yapılan ücret ödemeleri istisna kapsamındadır (31.12.2008 tarihine yada ruhsat bitimi tarihine kadar). Ancak bu bölgelerde çalışanların ücretlerinin vergiden istisna edilmesinde ikinci şart ödemelerin bu bölgelerde yapılmasıdır. Ödeme serbest bölge dışında yada posta-banka yolu ile havale şeklinde yapılırsa ödemenin Türkiye’de yapılması nedeni ile söz konusu istisna uygulanmayacaktır. Ayrıca bu şekilde yapılan ödemelerin ödemenin yapıldığı yerin vergi dairesine stopajının yatırılması gerekmektedir. Serbest bölgelerde çalıştırılan işçilere ait ücret bordrolarındaki paranın işçiler tarafından alındığına dair işçiler tarafından bordroya atılan imzanın-bordronun serbest bölge sınırları içerisinde düzenlenmesi halinde işçilerin ücretlerinden damga vergisi tevkifatı yapılmamaktadır.
Dahilde ve hariçte işleme rejimlerinden Serbest Bölgelerle yapılacak ticarete ilişkin gerekli düzenlemelere yer verilmiştir. Dahilde işleme rejimi çerçevesinde Türkiye'de üretilen işlem görmüş ürünün Serbest Bölgeye ihraç edilen dahilde işleme rejimi kapsamındaki işlem görmüş ürünler buradan üçüncü ülkelere herhangi bir şarta bağlı olmadan sevk edilebilir. Ancak söz konusu ürünün Serbest Bölgeden AB üyesi ülkelere sevk edilmesi halinde, ürünün bünyesine giren ticaret politikası önlemine tabi olmayan ithalatçısının söz konusu mallarla ilgili olarak ithal lisansının (kota hakkının) bulunması gerekir. Aksi takdirde, bu mallardan üretilen ürünlerin üçüncü ülkelere sevki ya da imhası gerekir. Bunun mümkün olmaması halinde ise kotasız ithal edildiği tespit edilen mal bedeli kadar meblağ, Hazineye irat kaydedilmek üzere ilgili firmadan 6183 sayılı Kanun çerçevesinde tahsil edilir. Hariçte işleme rejiminde ise; serbest dolaşımdaki malların AB üyesi ülkeler dışındaki üçüncü ülkelerde veya Serbest Bölgelerde hariçte işleme rejimi kapsamında işleme tabi tutulmak suretiyle, daha ileri derecede işlem görmüş bir ürün elde etmek üzere Türkiye'den geçici olarak ihraç edilmesi ve bu faaliyetler sonucunda elde edilen ürünlerin gümrük vergilerinden tam veya kısmi muafiyet uygulanmak suretiyle tekrar serbest dolaşıma girmesine imkan sağlanmıştır. Hariçte işleme rejimi çerçevesinde daha ileri derecede işlenmek, tamir edilmek veya yenilenmek üzere Serbest Bölgelere gönderilen ve buradaki işleme faaliyetinde yalnızca serbest dolaşımda olan girdiler kullanılan mallar ile Serbest Bölgede yalnızca işçiliğe tabi tutulan mallar Türkiye'ye gümrük vergisinden muaf olarak ithal edilir. Serbest Bölgedeki işleme faaliyetinde üçüncü ülke menşeli girdiler kullanılarak üretilen ürünlerin Türkiye'ye ithalinde ise, kullanılan üçüncü ülke menşeli girdilerin ortak gümrük tarifesinde belirtilen ürün üzerinden gümrük vergisi ödenir ve böylece söz konusu malların tekrar serbest dolaşıma girmesi sağlanır.
Serbest bölgelerde yapılan yeni bir düzenleme ile tüm mükelleflerin kazanç dahi olmasa muntazam olarak geçici vergi, gelir veya kurumlar vergisi, katma değer vergisi beyannameleri ile stopaj gerektiren işlem yaptıkları aylar için muhtasar beyannamesi vermeleri gerekmektedir. Ancak bu mükellefler söz konusu beyannamelerde gerekli istisnaları ve genel nitelikli diğer istisnaları uygulayacaklarından dolayı tahakkukları düşük düzeyde olacaktır. Amaç serbest bölgelerdeki ticareti kontrol altında tutmaktır. Kısaca yeni düzenleme ile muafiyet uygulamasından istisna uygulamasına geçilmiştir. Fakat imalat faaliyetinde bulunan mükelleflere ayrı bir uygulama getirilmiştir. Bu mükellefler Türkiye’nin AB ‘ye üyeliğinin gerçekleştiği vergilendirme dönemi sonuna kadar gelir ve kurumlar vergilerinden müstesna edilmişlerdir. Üretilen malın yurtiçine yada yurtdışına satılması bu durumu değiştirmeyecek, bu mükellefler imalattan dolayı elde ettikleri gelirlerini beyannamelerinde istisnalar kısmında gösterip vergi matrahlarından düşebileceklerdir. 06.02.2004 tarihinden sonra faaliyet belgesi alan imalatçı olmayan kullanıcılar ise bu istisna kapsamına girmediklerinden dolayı gelirleri genel esaslara göre beyan edilerek vergilendirilecektir.
Serbest bölgede çalışan firmaların Yevmiye,Kebir,Envanter,ve karar defterleri ile Serbest Bölge Müdürlüğünce istenen diğer defter ve belgeleri onaylatmak kayıt altına almak ve saklamak mecburiyetleri vardır.
VI - Ticaret Kanunu İle İlgili Düzenlemeler: Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak işletmelerini ticaret siciline kaydettirmiş tacir sıfatını haiz yerli gerçek veya tüzel kişiler ve yurtdışında yerleşik gerçek veya tüzel kişiler ile Türkiye de yerleşik kişilerce serbest bölgeyi adres göstererek münhasıran serbest bölgede faaliyet göstermek üzere yapılacak müracaatların değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulacak esaslar dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 98/4 sayılı genelgesi ile belirlenmiştir. Söz konusu genelge uyarınca,münhasıran serbest bölgede faaliyet göstermek üzere serbest bölge adresli şirket kurmak isteyen Türkiye’de yerleşik kişilerin öncelikle kurulacak şirkete ait ana sözleşme taslağı ile birlikte Müsteşarlığa müracaatı gerekmektedir. Ana sözleşme taslağının incelenmesi sonucunda müracaatı uygun bulunanlara,gerekli işlemleri tamamladıktan ve ana sözleşmelerini Ticaret Siciline tescil ettirerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlattıktan sonra Serbest Bölge Faaliyet Ruhsatı verilmektedir. Şirket kuruluşuna ait Damga Vergisi üç ay içinde ödenmek zorundadır. Ayrıca merkez adreslerini serbest bölgeye taşımak isteyen serbest bölge kullanıcıları da başvurularını,şirket yetkili organının bu konuda aldığı kararı ibraz etmek suretiyle Müsteşarlığa yapmakta ve yapılan değerlendirme sonucunda talebi uygun görülen firmalar tarafından ana sözleşme değişikliğine gidilmektedir. Bu kapsamda serbest bölge adresli şirket kurma ve şirket merkezini serbest bölgeye taşıma konusundaki işlemlerin sağlıklı olarak yürütülmesi için Müsteşarlığın uygunluk görüş yazısı ile eki olan ve Müsteşarlığın mührünü taşıyan ve üzerinde değişiklik yapılan şirket ana sözleşme taslağının aranacağının bilinmesi gerekir. Serbest Bölge adresli Şirket Ana Sözleşmesi hazırlanırken aşağıda yazılı konu başlıklarında gerekli düzenlemelerin yapılması şarttır ;
-AMAÇ VE KONU ; Serbest bölgede kurulacak bir firma tarafından hazırlanacak Şirket Ana Sözleşmesinin “Unvan”,”Amaç ve Konu” ve diğer ilgili başlıkları altında yer alacak hükümlerde “İthalat” ve “İhracat” sözcükleri yerine “Alım-satım” ifadesinin kullanılması gerekmektedir. Amaç ve Konu başlığı altında şirketin iştigal konuları sıralanırken bir yandan müracaat edilen serbest bölgenin özelliklerinin göz önünde tutulması diğer yandan 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 32.maddesinde sayılan serbest bölgeye sokulması yasak olan malların alım ve satımına yer verilmemesine gereken dikkatin gösterilmesi gerekmektedir.
-ŞİRKETİN MERKEZİ;“Şirketin Merkezi” başlıklı maddenin,”Şirketin merkezi,Bursa ili,Gemlik ilçesindedir. Adresi,Bursa Serbest Bölgesi,Hisar mevki, Liman yolu Gemlik-BURSA" dır. Adres değişikliğinde yeni adres Ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ettirilir ve ayrıca Dış Ticaret Müsteşarlığına (Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü) bildirilir. Şirket Türkiye’nin başka bir yerinde aynı ticari unvanı ile (serbest bölge hariç) ticari faaliyette bulunamaz ve şube açamaz. Ancak Dış Ticaret Müsteşarlığından (Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü) izin almak kaydıyla başka bir serbest bölgede şube açabilir” şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.
-ŞİRKETİN SÜRESİ;“Şirketin Süresi” başlıklı madde “Şirketin süresi .en az faaliyet ruhsatı süresi kadardır” şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir.
-ŞİRKETİN SERMAYESİ;Ana sözleşmede taahhüt edilen şirket sermayesinin tamamının dolar olarak şirketin kurulmasından (tescili) hemen sonra, serbest bölgede faaliyet gösteren bankada açılacak bir hesaba yatırılması gerekmektedir.
-ANA SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİKLERİ;Şirket Ana Sözleşme taslağına,“Ana Sözleşme Değişiklikleri:Şirket bu ana sözleşme üzerine unvan,amaç ve konu,merkez,süre başlıklarında yapmak istediği her türlü değişiklik için şirket yetkili organlarınca karar alınmasını müteakip,bu kararları Ticaret sicilinde tescil ettirmeden önce Dış Ticaret Müsteşarlığının(Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü) onayını alır.
VII - Sosyal Güvenlik Kanunları İle İlgili Düzenlemeler : Serbest bölge sınırları içerisinde, yabancı uyruklu çalışanlarda dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümleri uygulanır. Özellikle yabancı uyruklu çalışanlar için ülkemiz ile diğer ülkeler arasında yapılmış olan sosyal güvenlik sözleşmeleri varsa, bu sözleşme hükümleri tatbik edilmektedir. Sosyal güvenlik kurumlarına sigorta primleri döviz veya Türk Lirası olarak ödenebilir. Çalışanların iş kazası, meslek hastalıkları, işsizlik primleri v.b. gibi sağlık ve sosyal sorunları ile ilgili konularda serbest bölge işletici kurumları gerekli önlemleri ve düzenlemeleri yapmak zorundadırlar. Serbest bölgelerin faaliyete geçmesinden itibaren 10 yıl süre ile grev ve lokavt uygulanmaz. Serbest Bölge Uygulama Yönetmeliğine göre,çalışan personele 3 nüsha İŞ SÖZLEŞMESİ yapılacaktır. Çalışanlara ücretleri orada ve döviz olarak ödenmek zorundadır. EK1 ve EK2 gibi İş Hukuku belgeleri yurtiçinde olduğu gibi düzenlenecek ve süresinde ilgili kurumlara verilecektir. Sosyal Sigortalar Kurumuna verilmesi gereken işyeri açılış ve işçi giriş bildirgeleri de yasal sürelerde ilgili kuruma verilecektir. İş Kanunu hükümlerinin,serbest bölgede aynen uygulanması zorunludur. Ayrıca diğer düzenlemelerde şöyledir ; serbest bölgelerde iş akdi son bulan işçilerin aynı gün serbest bölge müdürlüklerine bildirimi şarttır , gece çalışmaları için Serbest Bölge Müdürlüğü’nden izin alınması yeterlidir ayrıca Bölge Çalışma Müdürlüklerinden izin alınmasına gerek yoktur , işçilerin giriş izin belgesi alma zorunluluğu vardır.
Sonuç ve Değerlendirme : Serbest bölgeler rejimine genel olarak bakmak gerekirse uluslar arası ticareti ve istihdamı arttırmak, ekonomik gelişimi hızlandırmak gibi amaçlar ile kurulan serbest bölgeler bugün itibariyle zengin ülkelerdeki uluslararası firmaların işçilik giderlerini kısmak için kullanılan , gelişmekte olan ülkelerde ise kaçakçılık , hayali ihracat ve kanun dışı faaliyetlerin körüklendiği yerler olarak görülmektedir. En yakınımızda olan Serbest Bölge tam olarak incelenirse Kanuna uymayan çok çeşitli yönlerini görebiliriz. Bu Serbest Bölgenin ne girişinde bir kontrol yapıldığı nede giriş çıkış yapılan mallarda tam anlamı ile bir kontrolün olmadığı kolayca görülebilir.
Serbest bölgeler gitgide önemini yitirmektedirler. Bunun nedeni ülkemizde şimdiye kadar tam vergi muafiyeti sağlanan serbest bölgelerin 5084 sayılı Kanunun 9. Maddesi ile 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununa eklenen geçici 3. Madde ile “Serbest bölgelerde faaliyette bulunan firmaların faaliyetleri dolayısı ile elde ettikleri kazançları faaliyet ruhsatları bitim tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisi bakımından müstesna edilmesi , ayrıca istihdam ettirdikleri personele ödedikleri ücretlerde 31.12.2008 tarihine kadar gelir vergisinden müstesna edilmiştir. Fakat faaliyet ruhsatlarının bitim tarihleri 31.12.2008 tarihinden önceki bir tarihe geliyorsa bu istisna o faaliyet ruhsatı bitimine kadar uygulanacaktır. Ayrıca kullanıcı firmaların 31.12.2008 tarihine kadar bu bölgelerde yaptıkları tüm işlemler her türlü vergi , resim ve harçtan müstesnadır” ibaresidir. Fakat serbest bölgelerden 06.02.2004 tarihinden sonra ruhsat almış olan imalatçı olmayan mükellefler faaliyetlerinden dolayı vergilendirilecektirler. Dikkat edilebileceği gibi 06.02.2004 tarihinden önce faaliyet ruhsatı almış olan mükelleflerin sürekli vergi muafiyeti 31.12.2008 tarihinden itibaren kısmi muafiyet durumuna düşecek AB ’ye girildikten sonraki vergilendirme dönemlerinde ise yurtiçindeki mükellefler ile aynı vergilendirme kıstaslarında olacaklardır. Sürekli vergi kaynağı arayan hükümetler için bu çok büyük bir kozdur. Bu vergi muafiyetlerinin 31.12.2008 tarihi gibi geç bir tarihe atılmasının temel nedeni ise gelişimini tamamlamış bir serbest bölgeden alınacak verginin, gelişmesini henüz sürdüren bir serbest bölgeden alınacak vergiden daha fazla olmasına bağlanabilir.
KAYNAKÇA
YAVAŞ, Recep ; Serbest Bölgeler-Özel Yazı.
AKÇA, Yüksel ; Serbest Bölgeler-Özel Yazı.
TÜZMEN, Kürşad; Türkiye’de Serbest Bölgeler, Yaklaşım Yayınları, Haziran 1996.
GÜNEY Enver , AKÇA Yüksel; Serbest Bölge ve Türkiye;’de Serbest Bölgeler, Yaklaşım Yayınları, Haziran 1997.
DURAN, Erkut; Serbest Bölgelerimizin Durumu ve Geleceği, Yaklaşım Yayınları, Mayıs 1998.
ORTAÇ, Rıfat; Serbest Bölgelerde Çalışan Hizmet Erbabına Ödenen Ücretlerin G.V.K. Karşısındaki Durumu, Yaklaşım Yayınları, Haziran 1998.
GÜRSOY, Murat Kutalmış; Serbest Bölge Uygulamalarından Alınacak Dersler, Yaklaşım Yayınları, Ağustos 1998.
YAT, Korkut; Serbest Bölgelerde Elde Edilen Gelirin Vergilendirilmesi, Vergi Dünyası, Kasım 1998.
KÖROĞLU, Ömer; Serbest Bölge, Yaklaşım Yayınları, Ocak 1999.
KÖROĞLU, Ömer; Serbest Bölge Türleri ve Ortak Özellikleri, Yaklaşım Yayınları, Şubat 1999.
KÖROĞLU, Ömer; Serbest Bölgelerin Ülke Ekonomilerine Etkileri, Yaklaşım Yayınları, Mart 1999.
KÖROĞLU, Ömer; Serbest Bölgelerin Ülke Ekonomisi Üzerindeki Olumsuz Etkileri, Yaklaşım Yayınları, Nisan 1999.
KÖROĞLU, Ömer; Serbest Bölgelerde Sağlanan Teşvikler, Yaklaşım Yayınları, Mayıs 1999.
ÖZEL, Salih; Serbest Bölgeler ve Vergi İlişkisi, Yaklaşım Yayınları, Ekim 1999.
EBİÇLİOĞLU, Fatih Kemal; Serbest Bölgelerde Elde Edilen Kazançlar, Vergi Dünyası, Aralık 1999.
HAMİTOĞULLARI, Umman; Yeni Gümrük Kanunu ve Serbest Bölgeler, Yaklaşım Yayınları, Mart 2000.
AYDIN, Selda; Serbest Bölgelerin Vergisel Boyutu, Yaklaşım Yayınları, Haziran 2000.
KORKMAZ, Rıza Mehmet; Serbest Bölgede Gümrük Denetimi, Yaklaşım Yayınları, Şubat 2001.
BEKTAŞ, Erol; Serbest Bölgelerde ÖTV Uygulaması, Vergi Dünyası, Ağustos 2002.
ORGAN, İbrahim; Avrupa Birliği ve Türkiye’de ki Serbest Bölge Uygulamalarının Karşılaştırılması, Vergi Dünyası, Ekim 2003.
ORGAN, İbrahim; Serbest Bölgelerde Gümrük Vergisi, Vergi Dünyası, Ekim 2003.
ORGAN, İbrahim; Serbest Bölgelerde G.V. ve K.V.K., Vergi Dünyası, Ekim 2003.
AKBULUT, Ali Rıza; Transfer Fiyatlandırılması Sorununda Bir Adım Daha Geri: Serbest Bölgelerde Faaliyet Gösteren Mükelleflerin Vergilendirilmesi, Vergi Dünyası, Mart 2004.
AYTEKİN, Zeki; Serbest Bölgeler Gerçeği ve Vergilendirme, Bursa Bilanço, Ağustos 2004.
GÜMÜŞ, Erhan; Türkiye’de Serbest Bölgeler ve 5084 Sayılı Kanun Sonrasında Serbest Bölgelerde Vergi Uygulamaları, Vergi Dünyası, Ağustos 2004.
T.C. Maliye Bakanlığı Kocaeli Defterdarlığı Vasıtalı ve Vasıtasız Vergiler Genel Müdürlüğü 01.03.2004 tarih B.07.4.DEF.041.11./190-ıı-ı no ’lu Özelgesi
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Serbest Bölgeler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Soner Yavaş'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|