Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İpoteğin Sona Ermesinde Yeni Paradigmalar: Terkin Ve Bağımsız Sona Erme Kuramları

Yazan : Cüneyt Urfalıer [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Bu çalışma, ipoteğin sona erme nedenlerini alacağa bağlı ve alacaktan bağımsız olmak üzere iki başlık altında incelemektedir. İpoteğin alacağa bağlı olarak sona ermesi, alacağın ödenmesi, feragat edilmesi gibi durumlarda mümkün olur ve tapu sicilinden terkin gerektirir. Alacaktan bağımsız sona erme ise iki şekilde gerçekleşebilir: Terkinle sona erme: Alacak sona ermese bile alacaklı ipoteğin terkinini isteyebilir veya malik dava yoluyla terkin kararı aldırabilir. Terkinsiz sona erme: Taşınmazın tamamen yok olması, kamulaştırma, belirli sürenin dolması ya da cebri icra ile satılması gibi durumlarda ipotek otomatik olarak sona erer. Sonuç olarak, ipoteğin sona ermesi yalnızca alacağın ödenmesiyle sınırlı olmayıp, çeşitli hukuki ve fiili durumlarla da mümkün olabilmektedir.



İPOTEĞİN SONA ERMESİNDE YENİ PARADİGMALAR:
TERKİN VE BAĞIMSIZ SONA ERME KURAMLARI
























İÇİNDEKİLER 1
KISALTMALAR CETVELİ 2
GİRİŞ 3
I- GENEL OLARAK İPOTEK 4
II- İPOTEĞİN SONA ERME NEDENLERİ 5
1- İPOTEĞİN ALACAĞA BAĞLI OLARAK SONA ERMESİ 5
2- İPOTEĞİN ALACAKTAN BAĞIMSIZ OLARAK SONA ERMESİ 7
A- TERKİNLE SONA ERME 7
B- TERKİNE BAĞLI OLMAKSIZIN SONA ERME 8
a- İPOTEKLİ TAŞINMAZIN TAMAMEN YOK OLMASI 8
b- KAMULAŞTIRMA 9
c- SÜRENİN DOLMASI 9
d- TAŞINMAZIN CEBRİ İCRA YOLUYLA SATILMASI 10
SONUÇ 12
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………..13


KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser
a.g.m. : Adı geçen makale
c. : Cilt
E. E : Esas
E.T. : Erişim Tarihi
HD. : Hukuk Dairesi
İİK. : İcra İflas Kanunu
K. : Karar
m. M : Madde
S. : Sayfa
TMK. : Türk Medeni Kanunu
Yarg. : Yargıtay
Y. : Yıl




GİRİŞ

Bu çalışmada ipoteğin sona erme nedenleri ele alınmış, bu kapsamda genel hatlarıyla ipoteğe değinilmiş, daha sonra ipoteğin alacağa bağlı olarak ve alacaktan bağımsız sona ermesi şeklinde ikili bir ayrım yapılarak ipoteğin sona erme nedenleri doktrindeki görüşler ve Yargıtay kararları çerçevesinde irdelenmiştir. Özellikle ipoteğin alacaktan bağımsız olarak sona erme nedenleri terkinle sona erme ve terkine bağlı olmaksızın sona erme şeklinde bir ayrıma tabi tutularak incelenmiştir.


I. GENEL OLARAK İPOTEK

İpotek, bir kişisel alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Diğer mutlak haklar gibi ipotek de herkese karşı ileri sürülebilir ve rehinli alacaklıya karşı öncelikle alacağını alma hakkı verir. TMK. m. 881 hükmüne göre: “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” Böylece şarta bağlı veya şartsız, belirli veya belirsiz, her türlü alacağın hatta ileride doğacak veya doğması yalnız imkân dâhilinde olan alacakların dahi ipotekle teminat altına alınabileceği kabul edilmiştir.

Teminat altına alınacak alacağın mutlaka bir para alacağı olması gerekmez. Bir yapma veya yapmama edimi, para dışında bir verme edimi ipotekle teminat altına alınabilir. Fakat teminat miktarının Türk parası1 olarak gösterilmesi şarttır.2 İpoteğin ekonomik görevi, kişisel borcun teminat altına alınmasıdır. Dolayısıyla ipotek, teminat altına aldığı alacağa bağlı bir haktır. Bu bağlılık bazen mutlak, bazen daha esnektir.3
Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek bir anapara ipoteğidir. İlerde doğacak ve doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise, azami meblağ ipoteğidir.

Bunun için tapu kütüğünde ipoteğin hangi miktara kadar teminat teşkil edeceği gösterilecektir. Azami meblağ ipoteği TMK. m. 882/II uyarınca, tescil edildiği sıra ve teminat miktarını, teminat altına aldığı alacaktaki değişiklikten etkilenmeden korur.4İpoteğin diğer taşınmaz rehinlerinden farklı olarak taşınmazın değerini tedavül ettirme gibi bir amacı yoktur. Çünkü alacağın hukuksal durumundaki değişiklikler ipoteği etkiler. Taşınmaz maliki, alacağın hukuksal durumunda meydana gelen değişiklikleri herkese karşı ileri sürebilir. Bu ise ipoteğin tedavül etme kabiliyetini ortadan kaldırır. Bu nedenle ipotek kıymetli evraka bağlanamaz.5

II. İPOTEĞİN SONA ERME NEDENLERİ
İpoteğin sona ermesi Türk Medeni Kanununun 883. maddesinde “ipoteğin terkinini isteme” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir.” Alacak sona erdiğinde, alacağa bağlı olan ipotek hakkı da sona ereceğinden malik alacaklıdan ipoteği terkin etmesini isteyebilecektir.

Taşınmaz rehnine ilişkin hükümler ipotek hakkında da uygulanacağından, taşınmaz rehininin sona ermesini düzenleyen Medeni Kanunun 858.maddesi de ele alınacaktır. TMK. m. 858 'e göre, “ Taşınmaz rehni, tescilin terkini veya taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona erer. Kamulaştırmaya ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” Bu madde hükmü ile ipotekle teminat altına alınan alacağın ödenmesinin yanı sıra, tescilin terkin edilmesi, taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırma hallerinde de ipoteğin sona ereceği kabul edilmektedir.

Kanunda bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte, doktrinde, ipoteğin belli bir süre için kurulmuş olması halinde, kararlaştırılan bu sürenin dolmasıyla ipoteğin sona ereceği kabul edilmektedir. Kanundan doğan ipotek haklarında, ipotek kurulmasına neden olan kanuni sebebin ortadan kalkmasıyla ipotek hakkı da sona erecektir.

Ayrıca, ipotekle teminat altına alınmış alacağın ödenmemesi halinde, alacaklının talep ve başvurusu ile alacağını temin etmek amacı ile ipotekli taşınmazın icra organları vasıtasıyla paraya çevrilmesi ve satılması halinde de ipotek doğal olarak sona erecektir.
Hangi hallerde ipoteğin sone ereceği konumuzda ayrıntılı olarak incelenecektir.

1) İPOTEĞİN ALACAĞA BAĞLI OLARAK SONA ERMESİ
Rehinle sağlanan alacağın ortadan kalkması, alacağın ödenmesi rehnin sona ermesinin gerektirir. Çünkü rehin fer’i bir hak niteliği taşır.6TMK. m. 883 gereğince “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir.” Buna göre maddeyle alacak hakkının ortadan kalkması, alacağın ödenmesi veya rehin hakkından feragat edilmesiyle, rehnin de otomatik olarak sona ermesine yol açması kabul olunmamış, alacak sona ermiş ise, alacaklıya ipoteğin terkinini talep hakkı verilmiştir. Bu sebeple mevcut bir ipotek ancak alacağın sona ermesi ve ipoteğin tapu kütüğünden terkini ile ortadan kalkmaktadır. Terkinin bu durumlarda yenilik doğuran mahiyeti vardır.7

İpotekli taşınmazın maliki, alacak sona erince, ipoteğin terkinini alacaklıdan isteyebilir. Eğer alacaklı terkin talebinde bulunmaktan kaçınırsa, malik terkin yönünde karar verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkemenin kararı kurucu niteliktedir. Daha sonra bu hükme dayanarak terkini yaptırır. TMK. m. 883’teki dava, TMK. m. 1025 anlamında, tapu kaydının düzeltilmesine yönelik bir davadır.8

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, alacağın ödeneceğinden söz edilerek ipoteğin kaldırılması için mahkemede dava açılabileceğini, kararlarında belirtmiştir. Dairenin 7.11.1975 tarih, 4490 E. 4925 K. sayılı ilamına göre, “Dava, vadesi gelmemiş ipotek alacağının ödeneceğinden bahisle tapudaki ipotek kaydının kaldırılması isteğinden ibarettir. Bu gibi halde borçlu, ister İİK. m. 153 uyarınca icra memurluğuna başvurur, isterse genel hükümlere göre hukuk mahkemesinde dava açabilir. Bu iki yoldan birini seçmek borçlunun hakkıdır. ”9

Diğer taraftan doğmuş ve doğacak borçlar için ipotek kurulmasında duraksama söz konusu değildir. Ne var ki bu olasılıkta borçlu borcunun sona ermesi durumunda ipoteğin terkinini alacaklıdan isteyebilir. Gerçekten ileride doğacak bir alacak için kurulan bir ipotek, salt biçimsel olarak varlık taşır. Bu bağlamda, eğer alacağın doğması olanağı ortadan kalkarsa, ipotek, maddesel değerden yoksun kalır. O nedenle malik, ipoteğin terkinini isteyebilir. İpoteğin “ileride doğacak borçlar” için de kurulması, böyle bir istemin ileri sürülmesini engelleyemez.10

Alacağın ortadan kalkmasıyla birlikte ipotek hakkı da son bulur. Fakat tapu kütüğünden terkin edilinceye kadar şekli varlığını sürdürür. Borçlu, sadece şeklen var olan böyle bir ipotekle başka bir borcuna güvence vermek isterse, yeni bir rehin sözleşmesi yapmak ve bu sözleşmenin eskisinin yerine tescilini istemek zorundadır.11

İpotekle teminat altına alınan alacağın kısmen ödenmesi halinde alacaklının ipoteğin kısmen silinmesini sağlama ya da talep etme yükümlülüğü yoktur. Alacak tamamen ödenmeden alacaklı ipoteğin terkinini talep etmeye zorlanamaz.

İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi taşınmaz malikine maddede yer alan şartlarda icra dairesine müracaat ederek ipoteğin kaldırılmasını talep etme hakkı vermiştir.
Bu hükme göre ; “ İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder.” Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamıyla yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir.
2) İPOTEĞİN ALACAKTAN BAĞIMSIZ OLARAK SONA ERMESİ
A) TERKİNLE SONA ERME
Kamuya açıklık ilkesi taşınmaz rehninin sona ermesinde de hâkimdir. Tapu sicilinde bir tescil olduğu sürece, tescil edilmiş rehin hakkının mevcudiyeti karine olarak kabul edilir.12

TMK. m. 858/I’e göre, taşınmaz rehni, kaydın terkini ve taşınmazın tamamen yok olması ile sona erer. Maddenin yorumundan anlaşılacağı üzere ipotek hakkı, taşıdığı öneme binaen kural olarak sicil dışı kazanılamayacağı gibi sicil dışı sona ermesi de mümkün değildir. Şu halde rehin hakkı, fer’i bir hak olma özelliğinden hareketle alacak hakkının herhangi bir sebeple ortadan kalkmasına rağmen sona ermiş sayılmaz. Rehin terkin edilmedikçe tapu kütüğü itibariyle şeklen de olsa varlığını sürdürür.

Terkin talebinde bulunma yetkisi, rehinli alacaklıya aittir. Alacak sona erdiği halde veya alacaklının terkin taahhüdüne rağmen, alacaklı terkin talebinde bulunmaz ise malik ipoteğin fekki davası ile mahkemeye başvurarak, alacaklıyı terkin beyanında bulunmaya mahkûm ettirebilir. Mahkemenin kararı, alacaklının terkin beyanı yerine geçer ve malik bununla tapu memuruna müracaat ile taşınmaz rehninin terkinini sağlayabilir.13

Yargıtay 14. HD. 29.6.2006 tarih 2006/6078 E. 2006/7741 K. sayılı ilamında,14 “Dava, ipoteğin terkini istemiyle açılmıştır. Davacı yapılan üç milyar lira nakdi yardımı ödediğini ipoteklerin bu yüzden terkini gerekeceğini davalıya ihtar etmiş, davalı ise bu ihtara cevabı ihtarında davacıdan protokol hükümleri çerçevesinde cezai şart ve diğer alacakları bulunduğunu davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini ihlal sebebiyle de tazminat ödemesi gerektiğini bildirmiştir. Gerçekten davalı şirketin protokol uyarınca sözleşmenin tarafı ve ipotek borçlusu olan davacıdan bir alacağı varsa ipoteğin terkini istemiyle açılan bu davanın reddi gerekecektir. O yüzden mahkemece taraflardan bu konudaki delilleri istenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, yaptırılacak bu inceleme sonucu teminat kapsamında davalı şirketin bir alacağı olduğu saptanırsa dava şimdiki gibi reddedilmeli, fakat borçlunun sözleşme uyarınca borçlarını ödediği belirlenirse veya kalan bir miktar borç olduğu saptanmış olsa bile davacı bu miktarı davalıya ödenmek üzere depo edeceğini beyan ederse alacağın kalanı depo ettirilerek ipoteğin terkini hüküm altına alınmalıdır. ”

Geçerli bir terkine muvafakat beyanına dayanmayan terkin, taşınmaz rehnini sona erdirmez. Alacaklı TMK. m. 1025’e göre tapu kütüğünün düzeltilmesi davasıyla yolsuz terkini düzelttirir. Ancak bu arada TMK m. 1023 gereği iyi niyetli üçüncü kişilerin iktisapları korunur.15

Alacaklının ipoteğin terkini istemesi için alacağın ödenmesi gerekmez. Alacağını tahsil etmeden de alacaklının tapu memuruna yapacağı yazılı başvuru ile ipotek hakkından vazgeçmek sureti ile ipoteğin terkinini isteyebilir. Alacaklının başvurusu üzerine yapılan terkin, kurucu niteliktedir. Terkin ile rehin sona erer.16

B) TERKİNE BAĞLI OLMAKSIZIN SONA ERME
a) İpotekli Taşınmazın Tamamen Yok Olması
Gayrimenkulün tamamen yok olması; deprem neticesi göçerek yok olma, deniz sularının istilası, volkan lavlarının istifadesi imkânsız derecede kaplayarak onu gözden kaybetmesi bu hususa birer misal teşkil ederler.17

Türk Medeni Kanunu ipotekli taşınmazın tamamen yok olması halinde ipoteğin sicil dışı sona ereceğini kabul etmiştir. Esasen bu halde taşınmaz üzerindeki bütün ayni haklar sona erer. Taşınmazın yok olmasıyla birlikte tapu kütüğündeki tescil gerek maddi, gerek şekli açıdan hukuki değerini kaybetmiştir. Bu tescile güvenin korunması söz konusu olmaz. Terkin tamamen açıklayıcıdır.18
İpotekli taşınmazın yok olması durumunda tazminat ve sigorta bedeli ödenmesi söz konusu olursa rehin hakkı tazminat ve sigorta bedeli üzerinden devam eder. Taşınmazın kısmen telef olması halinde ipotek hakkı kalan kısım üzerinden varlığını sürdürür.19

b) Kamulaştırma

İpotekli taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmaz üzerindeki bütün ayni haklar gibi ipotek de kendiliğinden sona erer. Kamulaştırma ile taşınmazın mülkiyeti üzerindeki bütün ayni ve şahsi haklar idareye intikal eder. İdare, yaptığı kamulaştırma nedeni ile mülkiyet hakkının karşılığı olarak taşınmaz sahibine kamulaştırma bedeli ödemekle yükümlüdür. Ancak, taşınmaz üzerinde rehin hakkının olması halinde rehin hakkı kamulaştırma bedeli üzerine devam eder.20

Yargıtay 18. HD. 08.4.2004 tarih 2004/1803 E. 2004/2822 K. sayılı ilamında21 “İpotek alacaklısı olan davacı, kamulaştırma bedelinin artırılmasını talep etmiştir. Ayni bir hak olan ipotek hakkı, taşınmaz malın değeri üzerinde alacaklısına mutlak hak sağlar, ipotek alacaklıları 2942 sayılı Kanunun 14. maddesinde yer alan "ilgililer"dendir. Bu nedenle kamulaştırma bedeline itiraz ve dava hakkına sahiptir. Yerel mahkemenin aksi kanaat ile davayı reddetmesi hatalıdır.”

TMK. M. 858/II’ye göre, kamulaştırma halinde rehin hakkının sona ermesi, özel kanuna bağlıdır. Taşınmazların kamulaştırılması 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa tabidir. İpotek kamulaştırma ile sona ererse de, asıl olan ipoteğin teminat hükmü yerine geçen değer (kamulaştırma bedeli) üzerinde devam etmesidir. Kamulaştıran idare, kamulaştırma bedelini, alacaklının rızası olmaksızın taşınmaz malikine ödeyemez. Bedel kendisine ödenmeyen ipotekli alacaklı, kamulaştırma bedeline istihkaka davası açabilir.22


c) Sürenin Dolması
Kanunda bu konuda özel bir düzenleme olmamakla birlikte, doktrinde23 ipoteğin belli bir süre için kurulmuş olması halinde sürenin dolmasıyla birlikte ipoteğin de sona ereceği ileri sürülmektedir. Bu görüşe göre, yapılan terkin bildirici etkiye sahip olur. Ancak ipoteğin ilişkin olduğu borcun ödenmesi vadeye bağlanmış ve vade bu süreyi aşmakta ise sürenin dolmasına rağmen ipotek devam eder.24 Buna karşılık uygulamada alacak henüz devam ederken ipotek için kararlaştırılmış sürenin dolması halinde, sırf sürenin dolmuş bulunması nedeni ile terkin istenemeyeceği kabul edilmektedir.

Yargıtay 12. HD 10.10.2005 tarih 2005/15879 E. 2005/19438 K. sayılı kararında25 “Kesin borç ( karz ) ipoteğinde alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebilir. Bundan sonra TMK. nun 883 ve İİK. nun 153.maddeleri gereğince borçlu ipoteğin silinmesi için icra dairesine doğrudan başvurabilecektir. Somut olayda, akit tablosunda yer alan bir yıllık süre, faiz ödenmeden geçecek zamanı ifade etmekte olup, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar anapara ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir.”

Yargıtay 12. HD. 21.4.2005 tarih 2005/4803 E. 2005/8569 K. sayılı ilamında26 “İpoteğin belirli bir süre için kurulmuş olması; bu sürenin sonunda ipoteğin re'sen fekkini gerektirmeyeceğinden ve tapu kaydında müşteki ipotek alacaklısının ipoteği de halen tescilli olduğundan İİK. nun 134. maddesinde açıklanan ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olduğu nazara alınarak icra mahkemesince şikâyetin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde ipotekte belirlenen sürenin dolması nedeniyle ipoteğin ortadan kalktığından bahisle istemin incelemesiz reddi isabetsizdir.” şeklinde karar vermiştir.

Yargıtay 19. HD. 24.11.2000 tarih 2000/5576 E. 2000/8067 K. sayılı ilamında27 “Dava ipoteğin fekki davasıdır. Dava konusu ipotek, altı ay süreli olarak verilmişse de ipoteğin fekki için bu sürede davacı şirketin borcunun olmaması gerekir. Bu nedenle mahkemece davacı şirketin davalıya ipotek süresi içinde borcu bulunup bulunmadığının tespiti yönünden uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekir.”

c) Taşınmazın Cebri İcra Yolu İle Satılması

İpotek, alacaklıya ipoteğe konu olan taşınmazın değeri üzerinden ayni güvence sağlar. Alacaklı bu güvenceye dayanarak, alacağının ödenmemesi halinde ipotekli taşınmazı sattırarak alacağını bu satım bedelinden alır. TMK. m. 873, “Borç ödenmezse alacaklı, alacağını rehinli taşınmazın satış bedelinden elde etme hakkına sahiptir.” hükmü ile alacaklının sahip olduğu bu hakkı düzenlemiştir.

Kural olarak paraya çevirme, İcra ve İflas Kanununun 145 – 154 maddeleri arasında düzenlenen rehnin paraya çevrilmesi hakkındaki hükümlerine göre yapılır. Alacaklının bu hükümlere başvurmadan taşınmazı bizzat sattırma yetkisi bulunmamaktadır.28 Alacaklı, taşınmazın paraya çevrilmesini resmi makamlar aracılığıyla gerçekleştirmek zorundadır.29

Tarafların alacağın muaccel olmasından önce, ipotek sözleşmesine, alacak ödenmediği takdirde, ipotek konusu taşınmazın mülkiyetinin kendiliğinden alacaklıya geçmesini öngören bir hüküm koymaları halinde böyle bir anlaşma baştan itibaren geçersiz sayılır. Doktrinde “ lex commissoria yasağı (mürtehini temellük yasağı)”, olarak adlandırılan bu husus TMK. m. 873/II 'de “Borcun ödenmemesi halinde rehinli taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir.” şeklinde açıkça ifade edilmiştir. Bu hükmün konulma amacı, taşınmazın değerinin rehinli alacak değerinden fazla olduğu durumlarda, kredi ihtiyacında olan ve sıkıntıda olan borçlu karşısında alacaklının aşırı yarar sağlamasını engellemektir.

Alacak muaccel olduktan sonra tarafların, ipoteğe konu olan taşınmazın mülkiyetini alacaklıya devri konusunda anlaşmaları ya da direk taşınmazın alacaklı adına devri mümkündür. Mülkiyetin devri somut olayın özelliklerine göre '”ifa yerine edim” veya “ ifa uğruna edim” olarak değerlendirilebilir. Bu halde “lex commissoria yasağına” bir aykırılık söz konusu olmaz. Borçlu, taşınmazın paraya çevrilmesine katlanmak veya mülkiyetinin alacaklıya devri arasında bir tercih yapabilir.30

İpotekli taşınmaz üzerinde kesin veya ihtiyati haciz konulmuş ise veya borçlu iflas etmişse, tarafların taşınmazın alacaklı tarafından paraya çevrilebileceğini kararlaştırmaları mümkün olmaz. Diğer hak sahiplerinin korunması açısından paraya çevirme icra ve iflas dairesi tarafından yapılmalıdır.31

Eğer özdeş bir alacak için birkaç taşınmaz üzerinde rehin kurulmuşsa, alacaklı, bunların tümünün birden satılmasını istemek zorundadır. Ne var ki icra memuru satılması gerekli olanları satar.32


SONUÇ

Hazırlanan çalışma çerçevesinde ipoteğin sona erme nedenleri ele alınmıştır. Bu kapsamda öncelikle genel hatlarıyla kavramına değinilmiş olup, daha sonra ipoteğin sona erme nedenleri incelenmiştir. Öncelikle ipoteğin alacağa bağlı olarak ve alacaktan bağımsız olarak sona ermesi şeklinde ikili bir ayrım yapma yoluna gidilmiş ve alacağın ödenmesiyle ipoteğin sona ereceği açıklandıktan sonra alacak tahsil edilmeden hangi şekillerde ipoteğin sona ereceği ele alınmıştır. Alacaktan bağımsız olarak ipoteğin sona ermesi hali terkinle ve terkine bağlı olmaksızın sona erme halleri şeklinde yine bir ikili ayrımla değerlendirilmiş ve bu çerçevede ipoteğin sona erme nedenleri olarak kamulaştırma, taşınmazın yok olması, sürenin dolması ve cebri icra yoluyla taşınmazın satılması konuları açıklanmıştır.


KAYNAKÇA
AKİPEK, G. Jale, Türk Eşya Hukuku (Ayni Haklar) 3. Kitap, Mahdut Ayni Haklar (Menkul Rehni Hariç), Ankara, 1974.
AKİPEK, Jale/AKINTÜRK, Turgut, Eşya Hukuku, İstanbul, 2009.
AKTEPE, Sezin, “İpoteğin Alacağa Bağlı Hak Olması ve Diğer Özellikleri”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Y: 6, S: 12 Güz 2007/2.
AYAN, Mehmet, Eşya Hukuku, c. 3, Konya, 2004.
ERTAŞ, Şeref, Yeni Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Eşya Hukuku, Ankara, 2006.
ESENER, Turhan/GÜVEN, Kudret, Eşya Hukuku, Ankara, 2008.
KARAHASAN, Mustafa Reşit, Yeni Türk Medeni Kanunu Eşya Hukuku, c. 2, İstanbul, 2002.
KILIÇ, Halil, Son Değişikliklerle Gayrimenkul Davaları, c. 1, Ankara, 2006.
KÖPRÜLÜ, Bülent/KANETİ, Selim, Sınırlı Ayni Haklar, İstanbul, 1982–1983.
KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder; İcra ve İflas Hukuku; Ankara; 2008.
OĞUZMAN, Kemal/SELİÇİ, Özer/ ÖZDEMİR, Saibe, Eşya Hukuku, İstanbul, 2006.
ÖĞÜTÇÜ, A. Tahir/DOĞRUSÖZ, M. Edip, Rehin Hukuku, Ankara, 1982.
TEKİNAY, Selahattin Sulhi, Menkul Mülkiyeti ve Sınırlı Ayni Haklar (Eşya Hukuku II/3), İstanbul, 1994.
UYAR, Talih, Türk Medeni Kanunu Gerekçeli İçtihatlı Eşya Hukuku, c. 4, Ankara, 2003.
Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası, www.kazancı.com.

1TMK. m. 851/II’de belirtilen şartlarla bir yabancı para alacağı için, miktarı Türk parası olarak gösterilmeden ipotek kurulabilir (OĞUZMAN, Kemal/SELİÇİ, Özer/ ÖZDEMİR, Saibe, Eşya Hukuku, İstanbul, 2006, s. 742’den naklen).
2OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e., s. 742.; TEKİNAY, Selahattin Sulhi, Menkul Mülkiyeti ve Sınırlı Ayni Haklar (Eşya Hukuku II/3), İstanbul, 1994; AKTEPE, Sezin, “İpoteğin Alacağa Bağlı Hak Olması ve Diğer Özellikleri”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Y: 6, S: 12 Güz 2007/2, s. 178.
3OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e., s. 742.
4KÖPRÜLÜ, Bülent/KANETİ, Selim, Sınırlı Ayni Haklar, İstanbul, 1982-1983, s. 376-377-378; TEKİNAY, a.g.e., s. 106-107; OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e., s. 742.
5AKTEPE, a.g.m., s. 179. İpoteğin kıymetli evraka bağlanamamasına rağmen TMK. m. 882/II uyarınca, ipoteğin kurulmasından sonra talebe bağlı olarak tapu sicil memurunun verdiği “ipotek belgesi”nin niteliği nedir? Anılan madde hükmünde de açıkça ifade edildiği gibi, bu belge kıymetli evrak niteliği taşımaz. İpotek belgesi, sadece rehinli alacaklı lehine bir ipotek tescil edilmiş olduğunu doğrulayan bir ispat vasıtasıdır. Yani ayni hakkın varlığına delil teşkil eder. Ancak, alacakla bir ilgisi yoktur. Alacağın varlığı ya da miktarına ilişkin bir delil niteliğinde değildir. (AKTEPE, a.g.m., s. 179-180).
6 KARAHASAN, Mustafa Reşit, Yeni Türk Medeni Kanunu Eşya Hukuku, c. 2, İstanbul, 2002, s. 220.
7 UYAR, Talih, Türk Medeni Kanunu Gerekçeli İçtihatlı Eşya Hukuku, c. 4, Ankara, 2003, s. 4061; AKİPEK, G. Jale, Türk Eşya Hukuku (Ayni Haklar) 3. Kitap, Mahdut Ayni Haklar (Menkul Rehni Hariç), Ankara, 1974, s. 202; AKİPEK, Jale/AKINTÜRK, Turgut, Eşya Hukuku, İstanbul, 2009, s. 766; ERTAŞ, Şeref, Yeni Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Eşya Hukuku, Ankara, 2006, s. 516; ESENER, Turhan/GÜVEN, Kudret, Eşya Hukuku, Ankara, 2008, s. 462; ÖĞÜTÇÜ, A. Tahir/DOĞRUSÖZ, M. Edip, Rehin Hukuku, Ankara, 1982, s. 177.
8 AYAN, Mehmet, Eşya Hukuku, c. 3, Konya, 2004, s. 148; AKİPEK /AKINTÜRK, a.g.e., s. 767; ERTAŞ, a.g.e., s.516-517; ESENER /GÜVEN, a.g.e., s.462-463; KÖPRÜLÜ /KANETİ, a.g.e., s. 345. Yarg. 19. HD. E. 2004/13040 K. 2005/1128 T. 14.2.2005 sayılı karar da, davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında "…" marka klima cihazlarının Türkiye’de pazarlanması için adi ortaklık kurduğunu, ancak ortaklığın istenilen şekilde çalışmaması üzerine tarafların ortaklığı 23.3.2001 ve 24.3.2001 tarihli mutabakat çerçevesinde sona erdirdiğini, varılan mutabakata göre müvekkili şirketin davalıya 250.000 USA Doları borçlu olduğunu, borcun tasfiyesi için dört adet bono verildiğini ve ayrıca 150.000.000.000.-TL. tutarında ipoteğin de teminat olarak tesis edildiğini, bonoların ödenerek borcun sona erdirilmiş olmasına rağmen teminat ipoteğinin kaldırılmadığını iddia ederek, ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında tesis olan ipoteğin davacılara verilen borç para karşılığı olduğunu, adi ortaklık ile ilgisi bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık dışında başka akdi ilişki bulunmadığı ve ipoteğin 23.3.2001ve 24.3.2001 tarihli mutabakat çerçevesinde tesis olunduğu, borcun ödenmiş olması nedeniyle teminat vasfının sona erdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Yargıtay tarafından onanmıştır.
9 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; www.kazancı.com.
10 KARAHASAN; a.g.e.; s. 244.
11AKİPEK /AKINTÜRK, a.g.e., s. 766.
12 OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR; a.g.e.; s. 709;
13 ESENER/GÜVEN, a.g.e., s. 462; KÖPRÜLÜ /KANETİ, a.g.e., s. 346; ERTAŞ, a.g.e., s. 516; AYAN, a.g.e., s. 148; OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e., s.709; ÖĞÜTÇÜ /DOĞRUSÖZ, a.g.e., s. 178.
14 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; http://www.kazancı.com.
15 ERTAŞ, a.g.e., s. 516-517; AYAN, a.g.e., s. 148; KARAHASAN; a.g.e.; s. 220.
16 ESENER/GÜVEN, a.g.e., s. 462.
17 KILIÇ, Halil, Son Değişikliklerle Gayrimenkul Davaları, c. 1, Ankara, 2006, s. 155.
18 KÖPRÜLÜ /KANETİ, a.g.e., s. 347; OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e, s. 710; ERTAŞ, a.g.e., s. 512; AYAN, a.g.e., s. 147; TEKİNAY, a.g.e., s. 103.
19OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR, a.g.e, s. 710; ERTAŞ, a.g.e., s. 512; ÖĞÜTÇÜ /DOĞRUSÖZ, a.g.e., s. 178;
20 KÖPRÜLÜ /KANETİ, a.g.e., s. 346; AYAN, a.g.e., s. 168; ÖĞÜTÇÜ /DOĞRUSÖZ, a.g.e., s. 178; AKİPEK, a.g.e., s. 202; ERTAŞ, a.g.e., s. 517; TEKİNAY, a.g.e., s. 103.
21 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; www.kazancı.com.
22 ESENER/GÜVEN, a.g.e, s. 462.
23 KÖPRÜLÜ /KANETİ, a.g.e., s. 347; ESENER/GÜVEN, a.g.e., s. 463; ÖĞÜTÇÜ /DOĞRUSÖZ, a.g.e., s. 179; AKİPEK, a.g.e., s. 202; ERTAŞ, a.g.e., s. 517; AYAN, a.g.e., s. 148.
24 ERTAŞ, a.g.e., s. 517; ESENER/GÜVEN, a.g.e., s. 463.
25 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; http://www.kazancı.com.
26 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; http://www.kazancı.com.
27 Kazancı İçtihat ve Mevzuat Bilgi Bankası; http:// www.kazancı.com.
28 KARAHASAN; a.g.e.; s. 233; AYAN, a.g.e., s. 148.
29 KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder; İcra ve İflas Hukuku; Ankara; 2008; s. 421.
30 OĞUZMAN/SELİÇİ/ÖZDEMİR; a.g.e.; s. 710; KARAHASAN; a.g.e.; s. 233.
31 KURU/ARSLAN/YILMAZ; s. 422.
32 KARAHASAN; a.g.e.; s. 233.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İpoteğin Sona Ermesinde Yeni Paradigmalar: Terkin Ve Bağımsız Sona Erme Kuramları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cüneyt Urfalıer'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
05-07-2025 - 20:07
(21 saat önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
21
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 51 dakika 26 saniye önce.
* Ortalama Günde 21,00 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 26426, Kelime Sayısı : 3595, Boyut : 25,81 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2285
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04654408 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.