Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Büyükşehir Yasa Tasarısında “köylerin Durumu”

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]




BÜYÜKŞEHİR YASA TASARISINDA “KÖYLERİN DURUMU”

Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü



Ülkemizde İl Özel İdaresi,belediye ve köy olmak üzere 3 çeşit yerel yönetim birimi bulunmaktadır. Anayasa’nın 127.maddesinin 3.fıkrasında yer alan “büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirilebilir” şeklindeki düzenlemeye dayanarak Büyükşehir yasası çıkarılmıştır.


Belediye kelimesi,şehir,memleket manalarına gelen Arapça “beled” veya belde kelimelerinden gelir.Belediyeler, Büyükşehir,il,Büyükşehir ilçe,ilçe ve belde olarak 5 farklı statüye ayrılmıştır.

Nüfusumuzun % 83’ü belediye sınırları içerisinde,%17 ‘si belediye sınırları dışında yaşamaktadır. Belediye sınırları içerisinde yaşayanların %55’i Büyükşehir belediyesi,%45’i diğer belediye sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bu tasarıya göre 56 milyon kişi Büyükşehir belediye sınırlarında yaşamaya başlayacaktır.


TBMM’ye sevk edildiği günden, komisyonlarda görüşülünceye kadar takip ettiğimiz ve henüz kanunlaşmamış olan; “Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı “ esas alınarak köylerle ilgili maddeler üzerinde değerlendirme yapılmıştır.


Büyükşehir Belediyesi Olacak Yeni İller Hangileridir?
Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.Bu madde yerel seçimlerden sonra yürürlüğe girecektir.




Önceden Büyükşehir Olan Belediyelerinin Yapısında değişiklik Olacak mı?

Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları da bu kanunla il mülki sınırları olmaktadır. Bu nedenle bu illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılarak, köyler mahalle olarak, belediyeler ise mahalleleriyle birlikte bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılacaktır. İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan orman köylerinin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılacaktır.


Tüzel kişiliği sona erecek olan Köy üzel Kişilikleri Hakkında sayısal bilgi verir misiniz ?


Bu yasayla birlikte 29 Büyükşehir belediyesinde toplam 1.023 belde belediyesi,16.082 köy kaldırılmaktadır.(Bunlardan 9.652 tanesi orman köyüdür.)
Örneğin;Şanlıurfa ilinde 15 belde belediyesi ,1152 Köy , İl özel idaresi ve Şanlıurfa Katı Atık Yönetimi Belediyeler birliğini tüzel kişiliği yerel seçimlerle birlikte sona ermiş olacaktır.

Köylere yerel seçimlere kadar hangi kısıtlamalar getirilmektedir?


Tüzel kişiliği sona erecek olan köyler
· Personel sayısı ve bilgilerini
· Taşınır ve taşınmazlarını
· İş makineleri ve diğer taşıtları
· Alacak ve borçlarını katılacakları ilçe belediyesine eğer henüz ilçe belediyesi kurulmamış ise il belediyesine 1 ay içinde bildirirler.
· Bu bilgi ve belgeler ilgili belediyeler kurulduğunda devredileceğinden ayrı bir yerde muhafaza edilmelidir.
· Köyler taşınmaz tahsisi ve kiralanması,her türlü imar uygulaması(inşaat ruhsat hariç),iş makinesi ve diğer taşıtların satışı için katılacağı ilçe belediyesinden izin olacak eğer ilçe kurulmamış ise il belediyesinden izin alacak. Köyler gayrimenkullerini satmak ve borçlanma/kredi alma için içişleri bakanlığından izin almak zorunda kalacaklar.

Köyden mahalleye dönüşen yerlerle ilgili olarak Büyükşehir tip mimari projeler yapabilir mi?


İlçe belediyeleri veya ilçe belediyelerinin talep etmeleri halinde büyükşehir belediyeleri bu Kanuna göre tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüşen köylerde yapılacak ticari amaç taşımayan yapılar için yürürlükteki imar mevzuatı doğrultusunda yörenin geleneksel, kültürel ve mimari özelliklerine uygun tip mimari projeler yapar veya yaptırır. Tip mimari projenin uygulanacağı alan sınırını belirlemeye ilgili ilçe belediyesi yetkilidir. Tip mimari Projeler doğrultusunda ilgili belediyesince gerekli mühendislik projeleri yapılır ya da yaptırılır. Bu projeler ilgili belediyesince başvuru sahiplerine ücretsiz verilir ve uygulaması denetlenir. Yapılacak inşaatlarda tip projeler dışında özel proje uygulanmak istenmesi durumunda bu projeler yürürlükteki mevzuat uyarınca ilçe belediyesi tarafından onaylanır.

Tüzel kişiliği kaldırılan köylerin devam eden davaları ne olacak?

Tasarıda “il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur.” Ve “ tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” Şeklinde bir düzenleme vardır. Ancak tasfiye edilecek olan Belediye birliklerinin mahkemelerde süren davalarının ne olacağı konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.


Büyükşehir belediye sınırının il mülki sınırları olmasını TCK 184.madde açısından değerlendiriniz?



Tarsıya göre ;”Büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırlarıdır. İlçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırlarıdır.” Türk Ceza Kanununun “İmar Kirliliğine Neden Olma” başlıklı, 184. maddesine göre, (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır. (5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.(Ek fıkra: 5377 - 29.6.2005 / m.21) (6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmü bulunmaktadır. Bu durumda Belediye sınırları il mülki sınırları olunca tüm ilde bu madde uygulanacaktır.Başka bir deyişle köyde yapılan yapılar hakkında daha önce bu suç oluşmazken yerel seçimlerle birlikte köyler mahalleye dönüştüğünde artık yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi almak zorunda olacak aksi halde bu suçtan yargılanabilecekler.

Köy tüzel kişiliği kaldırıldığından meraya yapılan müdahalelerde TCK 154.maddesindeki suç oluşacak mı?


5393 sayılı Kanunun 12 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Mevzuatla orman köyleri ve orman köylüsüne tanınan hak, sorumluluk ve imtiyazlar orman köyü iken mahalleye dönüşen yerler için devam eder. İlçe belediyesine katılarak mahalleye dönüşen köy, köy bağlısı ve belediyelerce kullanılan mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden bu mahalle sakinleri ve varsa diğer hak sahipleri 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanmaya devam eder.”

Köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak[1] gibi taşınmaz mallar veya eklentilerinin malikmiş gibi tamamen veya kısmen tecavüz edilmesi halinde hak sahibini işgalciye karşı korumayı ön gören bir düzenleme Hakkı olmayan yere tecavüz suçunu düzenleyen,5237 sayılı TCK’nin 154’üncü maddesinde yer almaktadır.

TCK’nin 154. maddesinin ikinci fıkrasında köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri[2], yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

İlgili fıkrada bu taşınmazlar örneklendirildikten sonra “gibi” kavramı kullanılmak suretiyle bunların olarak belirtildiğinden köy boşlukları, köy mezraları, dere yatakları, hayvanların toplanma yeri ve köye ait arsalar da bu fıkra kapsamında değerlendirilebilir.[3]

154.madenin 2.Fıkrasında meraya yapılan müdahalelerde suçun oluşması için bu yerlerin yalnızca “köy tüzel kişiliğine ait olan” veya “öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yerlerden” olması gerekir.

Dolayısıyla belediye sınırları içerisinde kalan bu tarz mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlere yapılan tecavüzler bakımından TCK’nin 154/2’nci maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

a-Belediye sınırları içinde kalan meralara yönelik eylemler için TCK’nın 154. maddesinin 1.fıkrasına göre ceza verilebilir mi?
Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun düzenleyen 154.maddenin 1.fıkrasının ilk hali şöyleydi;
Hakkı olmayan yere tecavüz(mülga)
MADDE 154. - (1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.[4]

Daha sonra ise 25.2.2009 tarihinde 5841 sayılı yasayla bu fıkra kapsamından “kamuya ait taşınmazlar” çıkarılmıştır. Yeni hali şöyledir;

MADDE 154 - (1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.(Değişik birinci fıkra: 5841 - 25.2.2009 / m.1) (1) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.

Bu değişikliğin gerekçesi teklif metninde şöyle belirtilmiştir;[5]

Mülkiyet hakkı; kişilerin hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmasıdır. Taşınmaz üzerindeki en geniş yetkileri veren ayni hak olan mülkiyet hakkının korunması, hukuk düzeninin Vazgeçilmezleri arasında yer alır. Bu sebeple ceza kanunları ve bu arada Türk Ceza Kanunu, mülkiyet hakkına yönelik tecavüzleri cezalandırmaktadır.
Bu çerçevede hakkı olmayan yere tecavüz, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154 üncü mad-
desinde suç olarak düzenlenmiştir. Ancak, 154 üncü maddede yapılan düzenleme ile özel mülkiyete konu olmayan ve kamu tarafından her zaman korunması mümkün ve gerekli olan taşınmazlar da kapsama alınmıştır.Oysa ki, kamuya ait olan veya kamunun hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların korunması,idare tarafından, kamu gücünün kullanımı ile her zaman mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, kamuya ait taşınmazların ceza hukuku kapsamında korunmasına yönelik hükümler, ilgili kanunlarında yer almaktadır. Şöyle ki; ormanlar bakımından 6831 sayılı Orman Kanununda, kıyılar bakımından 3621 sayılı Kıyı Kanununda, köylünün ortak yararlanmasına ayrılmış, mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallar bakımından Türk Ceza Kanununun 154 üncü maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında özel düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler karşısında kamuya ait taşınmazlar bakımından genel bir ceza hükmünün getirilmiş olması, uygulamada tereddüt ve farklılıklara sebep olduğu gibi yukarıda değinilen idarenin sahip olduğu, aldığı karar ve tedbirleri kolluk gücüyle doğrudan uygulama imkanı karşısında gereksiz bulunmaktadır.
Buna karşılık özel mülkiyete veya özel mülkiyet hakkından kaynaklanan haklara yönelik bir saldırı durumunda bunun "hakkı olmayan yerlere tecavüz" suçu olarak cezalandırılması suretiyle,taşınmazların korunması da zorunlu bulunmaktadır. Bu zorunluluktan hareketle yapılan değişiklikle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması fiilleri şikayet üzerine cezalandırılan bir suç olarak düzenlenmektedir.”

Görüldüğü üzere zaten kamu malını konumuzla ilgili olarak belediye sınırları içinde kalan meraları yeterince koruyan kanunlar olduğu için bu koruma gereksizdir diyerek koruma kaldırılmıştır.

Nitekim Yargıtay “Belediye teşkilatı bulunan yerlerdeki kamuya ait taşınmazlara tecavüzün, Türk Ceza Kanununun 154. maddesindeki suçu oluşturmayacağı, koşulların varlığı halinde 3091 sayılı Yasaya aykırılıktan söz edilebileceği gözetilerek, suça konu yerin belediye sınırları içerisinde olup olmadığı kesin biçimde saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararlarını bozmaktadır.(Yargıtay 8. CD. E. 2009/3185 K. 2011/4740 T. 13.6.2011)

b-Belediye Sınırları içindeki mera ile köy merası aynı nitelikte değil midir? Yasa koyucunun köy merası için suç ve ceza ihdas ederken belediye sınırları içinde kalan meralar için suç ve ceza öngörmemesi Anayasaya aykırı olmaz mı?

Anayasa Mahkemesinin 17.04.2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2000/83 esas ve 2004/26 karar sayılı Mülga Türk Ceza Kanunun 513.maddesinin 2.fıkrasıyla ilgili verdiği kararında belirttiği üzere idari yapılanma ve buna dayalı olarak aldıkları hizmet bakımından köylerde yaşayanlarla, belediyenin bulunduğu yerlerde yaşayanların aynı hukuksal konuma sahip olmadıkları bu bağlamda belediye sınırları içerisinde yer alan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerler ile köy sınırları içerisinde yer alan köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmazların aynı nitelikte olamaz.

Belediye sınırları içerisinde yer alan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerler normal kamu arazisi olarak değerlendirilmektedir.[6]
Anayasa Mahkemesi ne yazık ki Anayasa'nın "Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. maddesinde, "Devlet tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek için gereken tedbirleri alır" hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen bu tedbirlerin türü ile uygulanma yöntemi yasa koyucunun takdirine bırakılmıştır diyerek yasa koyucunun köy merası için ayrı koruma belediye sınırları içindeki meralara farklı bir koruma getirebileceğine ve bununda anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir.

Büyükşehir olacak belediyeler seçime kadar il sınırları içerisinde yetkisine girecek köylere hizmet götürebilir mi?


Belediyeler belediye meclis kararıyla bu Kanunla sorumluluk alanlarına dâhil edilen yerleşim yerlerine yetkisi dâhilindeki her türlü yatırım ve hizmeti götürebilir.

Mahalleye dönüşen köylerden hemen vergi alınmaya başlanacak mı?


Bu Kanuna göre tüzel kişiliği kaldırılan köylerde, 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 246 ncı maddesi hükmü uygulanmaz ve 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken vergi, harç ve katılım payları 5 yıl süreyle alınmaz. 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı BüyükŞehir Belediyesi Kanununun geçici 2 nci maddesi ile köy tüzel kiŞiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen yerlerde de bu fıkra hükmü uygulanır.
Bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret 5 yıl süreyle en düşük tarifenin %25’ini geçmeyecek şekilde belirlenir. Bu tarife üzerinden su parası alınacaktır

Mahalleye dönüşen köylerin alt yapı hizmetleri için bütçeden en az ne kadar para ayrılacak ?


İstanbul ve Kocaeli hariç, büyükşehir, büyükşehir ilçe belediyeleri ve bağlı
idareler yatırım bütçelerinin en az %10’unu 10 yıl süre ile bu kanun kapsamında
belediye sınırlarına dâhil olan yerleşim yerlerinin altyapı hizmetleri için ayırır ve
kullanırlar.

Mahalleye dönüşen köylerdeki mevcut yapılar için belediyeden yapı ruhsatı/yapı kullanma izin belgesi alınacak mı?


Hayır. Çünkü kanunla “Mahalleye dönüşen köylerde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan ulusal adres bilgi sistemine kayıtlı konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile bu yerlerde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta, tanıtım ve teşhir büfeleri ve yerleşim yeri halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar usulüne göre ruhsatlandırılmış sayılmaktadır.


[1] Köy ve kasaba hayvanlarının sulandığı yere Suvat(sulak);hayvanların sulandıktan sonra veya önce dinlendikleri yerlere eyrek yerleri denir.( Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.104)

[2] Köy halkının harman yapması için kamu hizmetine tahsis edilmiş olan veya kadimdenberi bu amaçla kullanıla gelen yerlere harman yeri denir. (Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.110)

[3] Ali Parlar; Muzaffer Hatipoğlu; s. 433

[4] Bkz.Resmi Gazete 12 Ekim 2004 –sayı :25611


[5] http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss272.pdf

[6] Yargıtay 8.CD 01.01.2004 T. E.2002/9019, K.2004/546 (Kazancı mevzuat programından alınmıştır.)
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Büyükşehir Yasa Tasarısında “köylerin Durumu”" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
07-11-2012 - 15:12
(4189 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 7 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
68977
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 6 saat 34 dakika 17 saniye önce.
* Ortalama Günde 16,47 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 29380, Kelime Sayısı : 2824, Boyut : 28,69 Kb.
* 18 kez yazdırıldı.
* 12 kez indirildi.
* 15 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1541
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,08852291 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.