Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Evlilik Birliginin Bosanma Disindaki Sona Erme Sebeplerine Genel Bakis

Yazan : Tugce Oral [Yazarla İletişim]

1. EVLILIK BIRLIGININ BOSANMA DISINDAKI SEBEPLERINE GENEL BAKIS
1.1 Eslerden Birinin Ölümü Gaipligi Veya Cinsiyet Degistirmesi
1.1.1 Eslerden Birinin Ölümü
Evlenme, ayri cinsten iki kisinin, tam ve sürekli bi hayat arkadasligi kurmak üzere birlesmeleri amaciyla yapilan bir sözlesmedir. Eslerden birinin vefati halinde iki es arasinda bulunan evlilik iliskisi son bulmus olur.
Taraflardan birinin ölümü halinde evliligin son bulmasi icin ayrica bir karara gerek duyulmamaktadir. Evlilik iliskisi kendiliginden son bulacaktir.

1.1.2. Eslerden Birinin Gaipligi
Gaiplik müessesesinin bosanmayi sona erdiren sebeplerden oldugu, Türk Medeni Kanununun 131. maddesinden anlasilmaktadir:
“Gaipligine karar verilen kisinin esi, mahkemece evliligin feshine karar verilmedikce yeniden evlenemez.
Kaybolanin esi evliligin feshini, gaiplik basvurusuyla birlikte veya ayrica acacagi bir dava ile isteyebilir.
Ayri bir dava ile evliligin feshi, davacinin yerlesim yeri mahkemesinden istenir.”
Yukarida alintilanan maddeden de anlasilacagi üzere, eslerden birinin gaipligine karar verilmis olmasi, otomatikman evliligin feshi sonucunu dogurmaz, bunun icin ayrica bir mahkeme kararina ihtiyac duyulacaktir.
Gaiplik sebebiyle evliligin feshedilebilmesi icin öncelikle gaiplik kurumunun kosullari gerceklesmis olmasi gerekmektedir. Gaiplik kararinin tanimi, TMK’nin 32. maddesinin 1. fikrasinda yapilmistir:
“Ölüm tehlikesi icinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alinamayan bir kimsenin ölümü hakkinda kuvvetli olasilik varsa, haklari bu ölüme bagli olanlarin basvurusu üzerine mahkeme bu kisinin gaipligine karar verebilir.”
Gaiplik kararinin nasil verilecegi de TMK’nin 33. maddesinde ele alinmistir:
“Gaiplik karanin istenebilmesi icin, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yil veya son haber tarihinin üzerinden en az bes yil gecmis olmasi gerekir.
Mahkeme, gaipligine karar verilecek ki?i hakk?nda bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapilan ilânla çagirir.
Bu süre, ilk ilânin yapildigi günden baslayarak en az alti aydir.”
Yukarida belirtilen hükümden de anlasilacagi üzere, ölüm tehlikesi icinde kaybolma veya uzun süre haber alinamama olgularinin ispati herhangi bir sekle bagli tutulmamistir. Dolayisiyla bu konuda hakime bir takdir yetkisi taninmis ve hakimde, gaiplik hususunda tam bir kanaat olusmasina elverisli olah her türlü takdiri delil ve özel hüküm sebepleri, ispat vasitasi olarak kabul edilecektir.
Gaiplik karari, bir kisinin öldügünün tespiti anlamina gelmemektedir. Gaiplik karari gaibin ölümüne karine teskil eder ve davaciyi ölüm olayini ayrica ispat etmekten kurtarir. Buna ragmen, gaiplik karari, sonucunda gaiplik karari ölüm kütügüne kaydolunur ve ölüme bagli haklar diger kisiler tarafindan kullanilabilir. Dolayisiyla gaiplik karari, kural olarak, kisiligin ölümle sonuclanmasina esdeger bir hüküm dogurur.
Ancak yukarida kural olarak belirttigimiz, durum, evlilik iliskisi icin gecerli degildir. Gaiplik kararinin dogurdugu ölüme esdeger sonuclarin arasinda evlilik iliskisi yoktur. Bir baska anlatimla, gaiplik kararina ragmen, sag kalan esin evliligi devam eder. Bu sebeple evlilik birliginin feshedilmesi icin mahkeme kararina ihtiyac vardir ve bunu talep etme yetkisi, sag kalan estedir.
Bu noktada bir Yargitay kararina yer verilmesi uygun olacaktir:
“Eslerden birinin gaipligine iliskin hükümde, mahkemece ayrica evliigin feshine karar verilmedikce digeri evlenemez. Sirf gaiplik karari evlilik bagini ortadan kaldirmaz. Esin gaipligine 31.12.1982 tarihinde hükmedilmis olup, davaci 12.07.1985’te fesih icin dava acmistir.
Evliligin feshi gaiplik davasi ile birlikte istenebilecegi gibi gaiplik kararindan sonra bagimsiz bir dava ile de istenebilir. Öyle ise, istek dogrultusunda inceleme yapilarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gaip ölmüs farz olunarak gaiple birlikte evlilik birliginin ortadan kalkacagindan söz edilerek, istegin reddi usul ve kanuna aykiridir.”1
Görüldügü gibi, gaipligine karar verilen kisinin esinin üc secengi bulunmaktadir:
-Gaiplik basvurusuyla birlikte evliligin feshini de istemek
-Gaiplik kararinin ardindan ayri bir dava acmak suretiyle evliligin feshini istemek
-Mevcut evlilik iliskisini sürdürmek
Gaiplik kararinin ardindan, evliligin feshinin istenebilmesi icin baskaca bir ispat sarti aranmamistir, kisinin gaipliginin ispat edilmesi yeterlidir.

1.1.3 Eslerden Birinin Cinsiyet Degistirmesi
Evlenmenin kurucu unsurlarindan biri de, ayri cinsten kisiler arasinda yapilmis olmasidir. Ayni cinsten kisiler arasindaki evlilik yok hükmündedir. Fakat eslerin evlilik birliginin kurulmasindan sonra cinsiyetini degistirmesi halinde evliligin akibetinin ne olacagi hususunda kanunda açik bir düzenleme mevcut degildir. Söyle ki; aslinda TMK. md. 40’a göre; cinsiyet degistirme ameliyatlarina izin verilmesi için evli olmamak gerektiginden evli bir kimsenin kurallara uygun olarak cinsiyetini degistirmesi söz konusu olamaz. Buna ragmen, evli olan bir kimse TMK. md. 40 ‘a aykiri olmasina ragmen, de facto olarak cinsiyetini degistirmis olabilir. Bu durumda o kisinin sirf evli oldugu için hukuken onun cinsiyetini degistirmedigini kabul etmek ve onu hala eski cinsiyetinde varsaymak, kamu düzenine aykiri olur. Burada butlan sebepleri kanunda numerus clausus olarak sayildigi için, butlana gidilemez. Bu durumda evliligin “yok” hale gelecegini kabul etmek daha uygun olacak2, evlilik birligi kendiliginden hükümsüz hale gelecektir.3
1.2 Evlenmenin Hükümsüzlügü
Hükümsüzlük deyimi, bir hukuki islemin yapildigi andan itibaren hicbir hukuki sonuc dogurmayacagi veya bastan beri dorugmakta oldugu hüküm ve sonuclarin sonradan ortadan kaldirilabilecegi anlamina gelmektedir.4
Asagida evlenmenin hükümsüzlügü hallerinden evlenmenin yoklugu, mutlak butlani ve nisbi butlani incelenemcektir.

1.2.1 Evlenmenin Yoklugu
Kanunda özel olarak evlenmenin butlani halleri arasinda sayilmamis olmasina ragmen, evlenmenin kurucu unsurlarinin bulunmadigi hallerde evlenme hükümsüz olacaktir. Bu durumlarda evliligin yoklugundan söz edilecektir.
Evliligin yok hükmünde olmasi durumunda, evlilik hic olmamistir ve dolayisiyla evliligin dogurdugu sonuclar da meydana gelmemistir. Bu hallerde evliligin yoklugu iddiasi icin ayrica bir dava acilmasina gerek duyulmamaktadir; ancak somut durumun evliligin yoklugu hallerine girip girmedigi cekismeliyse bu durumda dava acilir ve dava sonucunda verilen karar bir tespit karari olacaktir. Yokluk yaptirimiyla sakat olan evlenme, karar tarihinden itibaren degil, bastan itibaren gecersizdir, hic dogmamistir.
Bunun yaninda hakim, acilmis herhangi bir davada yokluk yaptiriminin uygulanmasi gereken durumu bir sekilde fark ederse, bunu re’sen dikkate almak zorundadir. Acilmis olan bir bosanma davasinda evliligin yok hükmünde oldugunu gören bir hakim, bosanma karari veremez. Zira, olmamis bir evlilik icin bosanma karari verilemez.
Her ilgili yoklugun tespiti icin her zaman tespit davasi acabilir, zira bu hallerde kamu düzenine aykirilik söz konusudur.
Evlenme, su üc durumda yok sayilacaktir:
1. Evlenmenin ayri cinsten iki kisi arasinda yapilamamis olmasi
2. Evlenmenin resmi memur önünde yapilmamis olmasi
3. Evlenmek üzere nisanlilardan birinin olumlu iradesini aciklamamis olmasi

1.2.1.1 Evlenmenin ayri cinsten iki kisi arasinda yapilmamis olmasi
Yukarida da ele alindigi gibi, bir cok hukuk düzeni gibi, Türk Hukukunda da ayni cinsten iki kisinin evlenmesi mümkün degildir. Evlilik yalnizca bir bayan ve bir erkek arasinda yapilabilir. Ancak dikkatsizlik sonucu ayni cinsten iki kisi arasinda yapilan evliligin söz konusu olmasi durumunda, bu evlilik yok hükmündedir. Evliligin yok hükmünde olmasi sebebiyle de evliligin dogurdugu hüküm ve sonuclardan hicbiri meydana gelmeyecektir.

1.2.1.2. Evliligin Resmi Memur Önünde Yapilmamis Olmasi
TMK 141. maddesine göre,
“Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ay?rt etme gücüne sahip ergin iki tanigin önünde açik olarak yapilir. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacagi diger yerlerde de yapilabilir.”
Evlenmenin resmi memur önünde yapilmasi, kamu düzeni icin önem arz etmektedir. Evlenmenin resmi memur önünde yapilmamis olmasi, evliligin sekil sartlarindan birinin gerceklestirilmemis olmasi durumunu beraberinde getirir. Bu surette yapilan evlilikler yok hükmündedir.
Burada bir noktaya aciklik getirilmesi uygun olacaktir: Evlenmenin resmi memur önünde yapilmamis olmasi evliligi yok hükmüne sokacak olmasina ragmen, irade beyanlarinin iki tanik huzurunda aciklanmamis olmasi, baska bir ifadeyle evlilik töreni esnasinda iki tanigin hazir bulunmamasi, evliligi yoklukla sakatlamayacaktir.5 Bu durumun nedeni, az önce de belirttigimiz gibi, evliligin resmi bir memur önünde yapilmasini düzenleyen normun kamu düzenini saglamaya yönelik bir norm olmasina karsin, evlilik töreninin iki tanik önünde yapilmasini öngören kuralin kamu düzenini saglama amacini tasimamasidir.

1.2.1.3 Nisanlilardan Birinin Evlenmek üzere Iradesini Aciklamamis Olmasi
Türk Medeni Kanununun törenin sekli baslikli 142. maddesi su sekildedir:
“Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, taraflarin olumlu sözlü cevaplarini verdikleri anda olusur. Memur, evlenmenin taraflarin karsilikli rizasi ile kanuna uygun olarak yapilmis oldugunu açiklar.”
Evlenme akdi yapilirken her iki tarafin da hazir bulunmasi gerekmekte olup iradeler karsilikli ve birbirine uygun açiklanmalidir. Ayrica sunu da belirtmek gerekir ki; evlenmenin kisiye siki sikiya bagli bir hak olmasi sebebiyle temsilci vasitasiyla irade açiklamasinda bulunulamaz.
Aksi bir tutumda, evlilik yok hükmünde olacaktir.

1.2.2 Evlenmenin Butlani
Evlenmenin Butlani, evlenmenin yoklugu hallerinden farklidir. Evlenmenin yoklugunda, evlenme hic meydana gelmemisken, evliligin butlaninda evlilik seklen meydana gelmis olmakla beraber, bazi noksanliklardan dolayi sonradan ortadan kaldirilabilinecek bir evlenme mevcuttur.

1.2.2.1 Evliligin Mutlak Butlani
Evliligin mutlak butlani, TMK’nin 145. maddesinde hüküm altina alinmistir. Bu hükme göre,
“Asagidaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batildir:
1. Eslerden birinin evlenme sirasinda evli bulunmasi,
2. Eslerden birinin evlenme ssrassnda sürekli bir sebeple aysrt etme gücünden yoksun bulunmasi,
3. Eslerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akil hastaligi bulunmasi,
4. Esler arasinda evlenmeye engel olacak derecede hisimligin bulunmasi.”

1.2.2.1.1 Mutlak Butlan Sebepleri
1.2.2.1.1.1 Mevcut Evlilik
Tüm cagdas hukuk sistemlerinde oldugu gibi, Türk hukukunda da Islam Hukukunun aksine cok eslilik -poligami- reddedilmis, ve medeni kanunun kabulünden(1926) bu yana, tek eslilik prensibi benimsenmistir.
Dolayisiyla, evlenecek kisinin evlilik aninda evli olmamasi, daha önce evli idiyse de önceki evliligin sona ermis olmasi gerekmektedir. Zira bu husus, TMK’nin 130. maddesinde de ele alinmistir:
“Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliginin sona ermis oldugunu ispat etmek zorundadir.”
Medeni Kanunun 137. maddesinde taraflarin evlenmesinde yasal bir engel bulunmasi halinde, evlendirme memurunun evlenme basvurusunu reddetmekle yükümlü oldugu belirtilmektedir. Bu yasal engellerden biri de evlenmek isteyen taraflardan birinin evli olmasidir. Ancak, bir sekilde, önceki evlilige ragmen evlilik islemleri yapilmis ve tamamlanmis ise, ortada mutlak butlanla batil bir evlilik var demektir. Ikinci evliligin yapildigi esin bunu bilmesi ya da bilmemesi, somut durumu degistirmez. Zira, ikinci evlilik yasagi, kamu düzeni düsüncesiyle hüküm altina alinmis bir normdur.
Ancak iki durumun birlesmesi halinde, ikinci evliligin korunmasi, doktrinde kabul görmüstür.6 Bu ikii durum sunlardir:
- Ilk evliligin ölüm, butlan, bosanma, gaiplik gibi nedenlerle ortadan kalmasi
- Ikinci evlilikteki esin iyiniyetli olmasi; baska bir anlatimla önceki evliligi bilmemesi ve bilecek durumda olmamasi.
Bu görüs ayrica Yargitay tarafindan da benimsenmistir. Zira Yargitayin bir kararinda,
“Evli iken yine evlenen bir kimsenin bu evlenmesi iptal edilmeden önce ölüm veya baska sebeplerle önceki evlenme ortadan kalkmis olur ve yeni evlenmede de diger taraf iyiniyet sahibi bulunursabutlana hükmolunamaz.”7
hükmü yer almistir.
Bu görüsün isabetli olmadigini bizce de savunmak mümkün degildir. Sonucta önceki evlilik hukuken ortadan kalktigina göre, ikinci evliligin iptaline gitmek, kurumsal bir yarar getirmeyecek ve usul ekonomisi ilkesine de aykiri olacaktir.
Önceki evliligi bosanma ile sona erdiren karara karsi yargilamanin yenilenmesi yoluna gidilip, kararin iptal edilmesi durumunda, ikinci evliligin gecerli olup olmayacagi tartismalidir. Ögretide ikinci evliligi gecerli saymanin daha adil olacagi konusunda neredeyse görüs birligi vardir.8 Yargitay ise bu konuda, ikinci esin niyetine bakilmaksizin, ikinci evliligin kaldirilacagi görüsüne eski bir kararinda yer vermistir.9
Bosanma karari, yenilik doguran bir ilamdir. Insai niteliktedir ve herkese karsi ileri sürülebilir. Lehinde bu karar verilmis olan bir kisinin yeni bir evlilik yapmasi mümkündür. Bu asamadan sonra yapilan evliligin, bosanma kararinin yargilamanin yenilenmesi yoluyla ortadan kaldirilmasi sebebiyle gecersiz oldugunu kabul etmek, adalet ve kesin hüküm kurumlarina olan inanci ve güveni zedeleyecektir.
Yargitay’in “mevcut evlilik” konusuna iliskin verdigi bir kac kararindan örnek verilmesi gerekirse,
“4721 sayili Medeni Kanunun 147/son maddei evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliligi mutlak butlak butlan karari verilmeden önce sona ermisse ve ikinci evlenmede diger es iyi niyetli ise bu evlenmenin butlanina karar verilemeyecegi hükme baglanmistir. Davalilardan Fazil, ilk esi Ayten’den Köln Mahkemesinin 17.03.1999 tarihli karari ile bosanmis, bu kararin Bakirköy 5. Asliye Hukuk Makkemesinin 18.10.2001 günlü karari ile tenfizine karar verilmis ve bu karar 21.12.2001 de kesinlesmistir. Fazil’in ilk evliligi bu kararla sona ermistir. Davalilardan Harika’nin ikinci evliligin yapilmasinda kötü niyetli oldugu da ispat edilememistir. Gerceklesen bu durum karsisinda davanin redd gerekirken yazili sekilde iptal karari verilmesi usul ve yasaya aykiridir.”10

1.2.2.1.1.2 Temyiz Kudretinden Sürekli Yoksunluk
TMK’nunun “ayirt etme gücü” basligini tasiyan 13. Maddesi su sekildedir:
“Yasinin küçüklügü yüzünden veya akil hastaligi, akil zayifligi, sarhosluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneginden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayirt etme gücüne sahiptir.”
Kanunun benimsemis oldugu tanima göre, ayirt etme gücü, kisinin akla uygun davranma yetenegidir. Akla uygun, makul davranma ise, ögretide genel olarak kabul gören görüse göre, kisinin fiil ve hareketlerinin saiklerini ve sonuclarini dogru oalrak kavrayabilmesini ve buna uygun davranmasini ifade eder.11
Aile Hukuku yönünden TMK’nin 125. maddesinde ayirt etme gücüne iliskin düzenlemeye yer verilmistir.
“Ayirt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez.”
Yasa, bu konuda kesin bir düzenleme yapmistir. Ancak ayirt etme gücünden yoksunluk konusunda yasanin aradigi husus, temyiz kudretinden sürekli yoksunluktur. Bir baska anlatimla, temyiz kudretinden yoksunluk, sürekli bir nedene dayanmalidir. Bu sebep, akil hastaligi olabilecegi gibi, baska bir hastalik veya patolojik durum olabilir. Zira akil hastaligi ve temyiz kudreti farkli kavramlardir. Her akil hastaligi türünün ayurt etme gücünü ortadan kaldiracagi söylenemez.
Dolayisiyla ayirt etme gücünden yoksunluk dolayisiyla acilacak olan iptal davasinda ispat edilmesi gereken husus, davalinin evlenme sirasinda sürekli bir sebebe dayanan temyiz kudretinden yoksun bulunup bulunmadigidir.
Eslerden birinin evlenme sirasinda temyiz kudretinden gecici bir sebeple yoksun bulunmasi mutlak butlan sebebi degil, ilerleyen satirlarda deginilecegi gibi nisbi butlan sebebidir.

1.2.2.1.1.3 Yasak Derecede Hisimlik
Hisimlik acisindan evlenme engelleri TMK’nin 129. Maddesinde hüküm altina alinmistir. Hüküm,
“Asagidaki kimseler arasinda evlenme yasaktir:
1. Üstsoy ile altsoy arasinda; kardesler arasinda; amca, dayi, hala ve teyze ile yegenleri arasinda,
2. Kayin hisimligi meydana getirmis olan evlilik sona ermis olsa bile, eslerden biri ile diserinin üstsoyu veya altsoyu arasinda,
3. Evlât edinen ile evlâtligin veya bunlardan biri ile digerinin altsoyu ve esi arasinda.”
Seklindedir.
Maddede gecen kisiler arasinda yapilan evlilikler, mutlak butlan ile batildir.

1.2.2.1.1.4. Akil Hastaligi
Türk Medeni Kanununda her türlü akil hastaligi evlanme engeli sayilmamistir. Evlenme engeli teskil edecek akil hastaligindan maksat, temyiz kudretini sürekli olarak kaldiran; genetik acidan da gelecek neslin akil ve fizik sagligini tehdit eden hastaliklardir. Akil hastaliginin bir cok türü ve siddeti bulunmaktadir. Ancak hangi akil hastaliginin evlenme engeli sayilacagi psikiyatri alaninda uzman hekimler tarafindan hazirlanacak resmi saglik kurulu raporuyla belirlenecektir.
Zira bu husus TMK m. 133’te belirtilmistir:
“Akil hastalari, evlenmelerinde tibbî sakinca bulunmadigi resmî saglik kurulu raporuyla anlasilmadikça evlenemezler.”
Anilan sebepten ötürü saglikli es, Cumhuriyet savcisi veya iliskisi bulunan sahis, davalida akil hastaliginin bulundugunu, bu akil hastaliginin evlenmeye engel teskil edecek nitelikte oldugunu ve bu hastaligin evlenme tarihinde de mevcut oldugunu ispat etmekle yükümlüdür. Bunun ispatinda da davalinin gerektiginde tam tesekküllü resmi bir saglik kurulusuna sevki saglanmalidir.
Tüm aciklamalar yaninda ayrica belirtilmelidir ki, Yargitay, akil hastaligina dayanilarak acilan davada evliligin feshi yerine bosanmaya karar verilmesini bozma sebebi saymistir:
“Medeni Kanunun 112/2. Maddesi; kari kocadan biri evlenme merasiminin icrasi sirasinda bir akil hastaligi veya daimi bir sebep neticesi mümeyyiz degilse evlenmenin butlanini isteyebilecegini hükme baglamistir. Taraflar, 9.5.2000’de evlenmis, dava ise 30.6.2000’de acilmistir. Davaci, esin akil hastasi oldugunu ileri sürerek bosanmaya karar verilmesini istemistir. Olaylari aciklamak taraflara, onun hukuki nitelendirilmesi ise hakime ait bulunmaktadir. Davalinin akil hastasi oldugunu ve tedavisinin mükün olmadigi Karabük Devlet Hastanesinin 15.9.2000 ve Bakirköy Ruh ve Sinir Hastanesinin 2.11.2000 günlü raporalari ile sabittir. Mahkemece delillerin bu cercevede degerlendirilip evliligin feshine karar verilmesi gerekirken yazili sekilde bosanmaya hükmedilmesi usul ve yasaya aykiridir.
Sonuc: Yargitay Cumhur?yet Bassavciliginin Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanununun 427/6. Maddesine dayali kanun yararina bozma isteginin aciklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmaamk üzere bozulmasina, oybirligiyle karar verildi”12

1.2.2.1.2 Mutlak Butlan Davasi
Mutlak butlan sebeplerinden birinin somut olayda mevcut olmasi, evliligi kendiliginden hükümsüz kilmayacak, mutlaka taraflardan birinin, mevcut evliligi sonlandirmak amaciyla dava acmasi ve mahkemenin de iptal karari vermesi gerekecektir.
Mutlak butlan davasinda dava acabilecek kisiler veya makamlar, yani davali sifati tasiyabilecekler, es, Cumhuriyet Savcisi veya diger ilgili kisilerdir.
Zira bu durum TMK’nin 146. maddesinde
“Mutlak butlan davasi, Cumhuriyet savcisi tarafindan re'sen açilir.
Bu dava, ilgisi olan herkes tarafindan da açilabilir.”
ibaresiyle hüküm altina alinmistir.
Söz konusu maddede gecen “ilgililer” ibaresinden anlasilmasi gereken, kisinin mirascilari, yasal temsilcisi gibi evliligin iptaliyle maddi veya manevi acidan bir ilgisi bulunan kisilerdir.
Burada deginilmesi gereken önemli bir nokta, yukarida belirtilen kisilerden Cumhuriyet Savcisinin dava acma hakki belli durumlarda sinirlandirilmaktadir: Evliligin bosanma, gaiplik ya da ölüm sebebiyle ortadan kalkmasi halinde Cumhuriyet Savcisinin butlan davasi acma imkani ortadan kalkmaktadir.
Unutulmamasi gerekir ki, evliligin iptali davasinin Cumhuriyet Savcisi veya ilgililer tarafindan acilmasi durumunda, davali sifatina her iki es de sahip olur.
Mutlak butlan davasinin acilmasi icin kanunda herhangi bir süre bulunmamaktadir. Dolayisiyla bu davalar her zaman acilabilir. Bu konudaki Yargitay kararlarinda örnekler verecek olursak,
“Evli olan kari veya kocanin baskasiyla evlenmesi batildir. Bu gibi davalarda zamanasimi söz konusu olamaz.”13
“Evlilik akdinin mutlak butlanla iptali istemi herhangi bir süreye bagli degildir. O halde mahkemece yapilacak is, taraf delillerini sormak, taraf delillerini toplama sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden davanin süreden reddi bozmayi gerektirmistir.”14

1.2.2.2 Nisbi Butlan
Nisbi butlan da mutlak butlan gibi evliligin ortadan kalkmasi sonucunu dogurur Ancak mutlak butlandan farkli olarak, nisbi butlan iddiasi ilgili olan herkes tarafindan ileri sürülemeyecek, yalnizca esler tarafindan ve asagida incelenecegi gibi, bir durumda da yasal temsilciler tarafindan ileri sürülebilecektir.

1.2.2.2.1 Nisbi Butlan Sebepleri
Bir sözlesme olan evlenme muamelesi, iki kisinin birbiriyle evlenmek arzu ve iradelerini gösteren, birbirine uygun olan bu isteklerini evlenme memuru önünde acik bicimde beyan etmeleriyle olusan bir hukuki islemdir. Bilindigi gibi sözlesme, Borclar Hukukunun genel felsefesi icinde degerlendirilmesi gereken bir müessesedir. Ancak, akdin hükümsüzlügü ve sona ermesi bakimindan, durum farklidir. Evlenme akdi, gerek Türk Hukukunda, gerekse diger hukuk sistemlerinde özel niteligi ve dogurdugu hukuki sonuclar bakimindan diger sözlesmelerden ayri tutulan ve bu nedenle özel hükümler derpis edilen bir hukuki islem bicimidir. Evlenmenin nisbi butlani acisindan da durum aynidir, Borclar Kanununun nisbi butlana iliskin hükümleri burada uygulanmaz.

1.2.2.2.1.1 Temyiz Kudretinden Gecici Yoksunluk
Evlenme sirasinda eslerden birinin sürekli sebebe dayanan ayirtetme gücünden yoksun olmasi mutlak butlan sebebi teskil ederken; gecici sebeple, ayirt etme gücünden yoksun bulunmasi nisbi butlan sebebi olmaktadir. Gecici sebeple ayir etme gücünden yoksun olmaya, evlilik töreni esnasinda agir sarhosluk, uyusturucu madde kullanilomis olmasi, ates nöbeti gibi örnekler verilebilecektir.15
Nisbi butlan sebebiyle evliligin iptalini talep etme hakki, evlenme sirasinda ayirt etme gücünü gecici olarak kaybeden ese taninmistir. Diger esin ya da ilgilillerin bu konuda dava acma hakki yoktur.
Dava acmaya hakki bulunan es, bu davayi acmak zorunda veya yükümlülügü altinda degildir. Bu, ona tahsis edilmis bir haktir. Dilerse bu hakkini kullanabilecek; dilerse de evliligi sürdürebilecektir.
Davacinin evlenme töreni esnasinda gecici bir sebeple temyiz kudretinden yoksun oldugunu ispatlamasi gerekecektir. Ayirt etme gücünden yoksunlugun sebebi tibbi nedene dayaniyorsa, bunun resmi saglik kurulu veya muteber görülecek bir tubbi rapor ile kanitlanmasi; diger durumlarda ise tanik beyanlari ve diger takdiri ispat vasitalariyla ispatlanmasi mümkündür.

1.2.2.2.1.2. Irade Bozuklugu Halleri
Evlenmedeki irade bozuklugu halleri, yani kisilerin iradeleri ve irade aciklamalari arasinda hata, hile ve ikrah yüzünden meydana gelen uyumsuzluk evliligin iptali sebebidir.

1.2.2.2.1.2.1 Hata
1.2.2.2.1.2.1.1 Evlenme Akdini Yapmakta Yanilma
Evlilik Akdini yapmakta yanilma medeni kanunun 149. maddesinin 1. cümlesinde:
“Asagidaki durumlarda eslerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Evlenmeyi hiç istemedigi veya evlendigi kisiyle evlenmeyi düsünmedigi hâlde yanilarak bu evlenmeye razi olmussa,
...”
hükmü ile düzenlenmistir.
Bu maddeye göre, evlenme akdinin yapilmasi sirasindaki hata, bir nisbi butlan sebebidir.
Normal sartlar altinda, böyle bir durum uygulamada hic vuku bulmayacak, yasanmasi mümkün olmayacaktir. Hindistanda oturan bir Ingiliz kadinin dinini degistirip Hindu olmak istemesi üzerine din degistirme töreninde söz konusu dine mensup bir Hintli ile evlendirilmesi, bu konuda yasanmis bir örnektir. Bu kadinin sonradan actigi davada söz konusu durum, mahkeme tarafindan evlilik akdini yapmakta yanilma olarak nitelendirilmistir.16

1.2.2.2.1.2.1.2 Sahista Hata
Sahista hata durumunda, kiside evlenme iradesi mevcut olmakla beraber, evliligin yapildigi kiside hata mevcuttur. Söz konusu durum da evlilik aksdini yapmakta hata gibi uygulamada az görülmektedir; ancak bu duruma rastlamak daha kolaydir. Söz konusu duruma, internet ortaminda tanisip evlenmeye karar veren kisilerden birinin yerine baskasinin gecmesi suretiyle yapilan evlilik örnek olarak gösterilebilir.

1.2.2.2.1.2.1.3 Nitelikte Hata
Borclar hukuku kapsaminda her hata türü bir hükümsüzlük sebebi sayilmadigi gibi, aile hukukunda da esin niteligi konsunda her yanilma bir nisbi butlan sebebi sayilmayacaktir.
Nitelikte evliligin iptalini gerektirecek siddette yanilma TMK 149/2. maddede su sekilde hüküm altina alinmistir:
“Asagidaki durumlarda eslerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
...
Esinde bulunmamasi onunla birlikte yasamayi kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanilarak evlenmisse”
Söz konusu hükümden de anlasilacagi gibi, nitelikte hatanin bir nisbi butlan sebebi sayilabilmesi icin, bu hatanin öncelikle esin niteligine iliskin olmasi gerekmektedir. Ücüncü kisiler, örnegin esin ailesinden birisi hakkindaki yanilma, nisbi butlan sebebi olmayacaktir. Ayrica, diger esin nitelikleri konusunda düsülen hata, esin sayginligi, namusu, ahlaki ile ilgili olmalidir. Bir nitelikte yanilmanin nisbi butlan sebebi sayilabilmesi icin en önemli sart ise, bu hatanin esasli hata olmasidir. Bir hatanin esasli hata teskil edip etmedigi konusundaki ölcüt, yanilan tarafin, gercek durumu bilmesi halinde ayni sekilde davranip davranmayacagidir. Örnegin kadinin randevu evinde calistiginin bilinmemesi, kocanin cinsel iktidarsizligi17, esin sara hastasi olmasi18, cocuk yapabilme kabiliyetinin bulunmamasi19 gibi.
Yargitay kararlarindan birkacina metni ile birlikte örnek verilmesi de uygun olacaktir:
“Müstereken tanzim olunan ve taraflarin imzalari bulunan evlenme beyannamesinde davalinin seyyar satici oldugu yazilidir. Seyyar saticiligin büyük ticaret olarak kabulü de mümkün degildir. Davacinin aksam kurslarindan mezuniyetine ait vesikalar, tarafin sosyal durumlari hakkinda neticeye etkili olacak sekilde bir fark olamaz, Medeni Yasanin ... hükümlerine müsteniden ittihaz olunan fesih karari bu itibarla usul ve yasaya aykiri ve davalinin temyiz itirazlari varit bulunmakla kabulüyle kararin aciklanan sebeplerden bozulmasina... karar verilmistir”20
“... mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararina bozulmasi Adalet Bakanliginin yazisi üzerine Yargitay Cumhuriyet Bassavciligi tarafindan istenilmis olup...
Davaci ile davali Halil Metin arasinda fiili evlilik ve örflere göre dügün yapilmadigi halde, yurt disina gidebilmek icin resmi nikah yapildigini ileri sürerek evliligin iptaline karar verilmesini talep ettigi, mahkemece davanin kabulüne karar verildigi ve kararin temyiz edilmeksizin kesinlestigi anlasilmistir.
Evlenmenin butlani sebepleri Medeni Kanunun... maddelerinde tahdidi olarak belirtilmistir. Bu maddelerde belirtilen hususlar disinda bir butlan nedeni söz konusu olamaz. Evlenme akdinden sonra kari kocanin bir araya gelmemesi, Medeni Kanunla bir butlan sebebi olarak düzenlenmedigi gibi, acilan davada diger butlan sebepleri de ileri sürülmemistir.
Bu itibarla davanin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykiri bulunmustur.”21

1.2.2.2.1.2.2 Hile
1.2.2.2.1.2.2.1 Genel Olarak
Hilenin aile hukuku acisindan tanimlanmasi gerekirse, taraflardan birinin diger taraf ya da ücüncü kisilerin kasten sarfettikleri sözlere veya yaptiklari davranislara inanmasi sonucu evlilik akdini yapmasi seklinde bir tanim vermek uygun olacaktir.
Nisbi butlan sebeplerinden hile, Türk Medeni Kanununun 150. maddesinde hüküm altina alinmistir:
“Asagidaki durumlarda eslerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Esinin namus ve onuru hakkinda dogrudan dogruya onun tarafindan veya onun bilgisi altinda bir baskasi tarafindan aldatilarak evlenmeye razi olmussa,
2. Davacinin veya altsoyunun sagligi için asiri tehlike olusturan bir hastalik kendisinden gizlenmisse.”

1.2.2.2.1.2.2.2 Esin Namus ve Onuru Hakkinda Hile
Bir cok Avrupa toplumundan farkli olarak, namus ve seref kavramlari Türk toplumu icin cok yüce ve önemli degerlerdir. Namuslu ve serefli bir insanin, toplumdaki herkese örnek olacak kadar iyi bir gecmisi ve saygideger bir pozisyonu vardir. Türk toplumunda ahlaki olarak bu kadar önem tasiyan bu degerler, hukuk düzeni tarafindan da koruma altina alinmistir.
Evlendigi esinin kisiligi, gecmisi ve yasam tarzi konularinda aldatilmis kisinin, söz konusu evliligin iptalini talep etme hakki vardir.
Esin namus ve onuru hakkinda hile sebebiyle iptal davasi acilabilmesine iliskin örnekler su sekilde siralanabilir: Kadin randevu evinde calismis olmasina ragmen, karsi tarafa kendini tam aksi sekilde tanitmis olabilir. Yine ayni sekilde, dolandiricilik, insan ticareti, uyusturucu madde imal ve ticareti gibi suclardan mühkum olmus bir erkegin, karsisindaki kisiye kendisinin cok onurlu bir gecmise sahip oldugunu belirtecek aciklamalarda ve davranislarda bulunmasi.
Bu konuda davaci sifatini tasiyan kisi, aldatilan estir ve kendisinin aldatildigini her türlü delille ispat edebilecektir.

1.2.2.2.1.2.2.3 Tehlikeli bir Hastaligin Gizlenmesi
Yukarida da belirtildigi gibi, kanunkoyucu, tehlikeli bir hastaligin gizlenmesini bir nisbi butlan sebebi saymistir. Ancak bu hastaligin nisbi butlan sebebi sayilabilmesi icin, es ve altsoyun sagligi icin agir tehlike olusturan bir nitelikte olmasi ve bu durumun esten evlilik öncesinde gizlenmis olmasi gerekmektedir. Es ve altsoyun sagligi icin agir tehlike olusturan hastaliklara örnek olarak sara, AIDS, bel soguklugu, frengi gibi hastaliklar verilebilir. Yargitay’a göre, bir hastaligin nisbi butlan sebebi teskil edecek kadar tehlikeli olup olmadiginin, uzman tip kurumlarindan alinacak bir raporla belirlenmesi gerekmektedir.

1.2.2.2.1.2.3 Ikrah
Ikrah, tüm hukuki islemleri sakatladigi gibi, dogal olarak evlilik akdini de sakatlayan bir irade bozuklugu türü ve hukuka aykiri fiildir.
Ikrahin evlilik akdini nisbi butlanla sakatlayan ve bu nedenle iptal davasina konu olabilecek bir davranis oldugu Medeni Kanunumuzun 151. maddesinde,
“Kendisinin veya yakinlarindan birinin hayati, sagligi veya namus ve onuruna yönelik pek yakin ve agir bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razi edilmis es, evlenmenin iptalini dava edebilir.”
seklinde hüküm altina alinmistir.
Ikrardan dolayi evliligin nisbi butlanla batil olmasi talebiyle iptal davasi acilabilmesi icin, öncelikle kisinin kendisi veya yakinlarindan biri tehdit edilmis olmalidir. Buradaki yakinlik deyiminden kasit, yalnizca kan bagi dolayisiyla yakinlik degil, ayni zamanda manevi yakinliktir.
Ayrica bu kisilere yapilmis olan tehditler, bu kisilerin yasamina sagligina veya onuruna karsi yapilmis olmalidir, mala ve diger degerlere karsi yapilmis olan korkutma eylemleri, bu hükmün disinda kalmaktadir.
Bunun yaninda, yapilan tehdit, agir bir tehlike icermelidir. Agir bir tehlike iceren korkutmaya örnek olarak, öldürme, yaralama, irza gecme, iskence etme gibi eylemler gösterilebilir.
Maddede gecen bir diger ibare, korkutma eyleminin mevcut olmasi ya da pek yakin olmasidir. Bir kimsenin bir yakinini mahpus tutarak o kisiye derhal evlenme akdi yapmadigi takdirde o yakininin öldürülecegi biciminde yapilan tehditte pek yakin bir tehlike oldugu aciktir.22
Son olarak her durumda olmasi gerektigi gibi, karsi tarafla korku yaratan eylem ile evlenme akdinin yapilmasi arasinda bir illiyet baginin bulunmasi gerekmektedir. Buna dair bir Yargitay kararina göre, “Medeni yasanin... maddesi geregince evlenme akdinin iptali icin tehdit kosullarinin olustugunun ve akdin bu tehdit etkisi altinda yapildiginin kanitlanmasi gerekir.”23
Bu konuda bir diger Yargitay kararina yer verilmesi gerekirse:
“Olaydaki ölüm tehditinin ciddiyeti evvelemirde davacinin haline ve sübjektif durumuna göre takdir edilmek gerekir. Öte andan objektif bakimdan da babanin kizini öldürecegi tehditi imkansiz ve gayriciddi sayilamaz. Baba, kizi üzerinde en fazla nüfuz sahibi kimsedir. Onun kizi üzerindeki baskisinin ve bir zaman nisanlilik iliskisi devam ettiginden sonunda evlenmenin tahakkuk etmemesini namus davasi haline getirerek, namusunu temizlemek taassubu icinde kizini öldürmeye kalkisabileceginin göz önünde tutulmamasi isabetsizdir.”24

1.2.2.2.1.3 Yasal Temsilcinin Rizasinin Bulunmamasi
Yasal temsilcinin rizasinin bulunmmasi sebebiyle evlenmenin hükümsüzlügü, TMK’nin 153. maddesinde hüküm altina alinmistir:
“Küçük veya kisitli, yasal temsilcisinin izni olmadan evlenirse, izni alinmayan yasal temsilci evlenmenin iptalini dava edebilir.
Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz ya??n? doldurmak suretiyle ergin olur, k?s?tl? olmaktan ç?kar veya kar? gebe kal?rsa evlenmenin iptaline karar verilemez.”
Evlenme ehliyetleri ile ilgili olarak, kanunkoyucu yas konusuna iliskin düzenlemeyi 124. maddede yapmistir:
“Erkek veya kad?n onyedi yasini doldurmadikça evlenemez.
Ancak, hâkim olaganüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onalti yasini doldurmus olan erkek veya kadinin evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.”
Ayirtetme gücüne sahip olup, 18 yasini doldurmamis kücüklerin evlenebilmesi velisinin rizasina baglidir. Kücügün üzerinde istisnalar disinda ana ve babanin velayet hakki bulundugundan, söz konusu durumda her ikisinin de riza göstermesi gerekecektir.
Buna benzer olarak, yas sebebiyle vesayet altinda bulunan kücügün veya diger sebeplerle kisitlanan ergin kisinin evlenebilmesi de vasinin iznine baglidir.

1.2.2.2.2 Nisbi Butlan Davasi
Nisbi butlan basligi altinda ele alinan sebeplerden birinin varligi halinde, mutlak butlanda oldugu gibi, evlilik kendiliginden sona ermez, ancak nisbi butlan davasi acilmasi suretiyle iptal ettirilebilir.
Nisbi butlan davasinda davaci sifatini alabilecek kimseler, mutlak butlan davasindan farkli olarak, esler ve yasal temsilcinin rizasinin bulunmamasi sebebiyle acilan nisbi butlan davasinda ise yasal temsilciler ve eslerdir.
Nisbi butlan davasi icin TMK’nin 152. maddesinde bir süre öngörülmüstür:
“Iptal davasi açma hakki, iptal sebebinin ögrenildigi veya korkunun etkisinin ortadan kalktigi tarihten baslayarak alti ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden bes yil geçmekle düser.”

1.2.2.3 Evliligin Butlani Kararinin Hukuki Sonuclari
Mutlak ve nisbi butlan davalarinin acilmasindaki amac evliligin ortadan kaldirilmasi istegidir. Bu nedenle, butlan kararinin en dogal ve temel sonucu, evlilige son vermesidir. Bu kararin yokluk ile sakat olan durumlar icin verilen fesih kararindan farki, mevcut evliligin butlan kararinin kesinlesmesine kadar, gecerli bir evliligin tüm hüküm ve sonuclarini doguracak olamsidir. Dolayisiyla, butlan karari gelecege yönelik hükümler dogurur.
Butlan ile batil olan evlilik sürecinde dünyaya gelmis olan cocuklar, evlilik icinde dogmus sayilacaklardir.

1 Yargitay 2. HD 23.12.1985 tarih ve 10661/11009 sayili karari
2 Dural, Mustafa, Ö?üz, Tufan, Gümü?, Mustafa Alper, Türk Özel Hukuku Cilt III, Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, ?stanbul, 2010, s.74
3 Akintürk, Turgut, Medeni Hukuk, 31. Basi, Ocak 2003, Istanbul, s. 262
4 Akintürk, Turgut, Medeni Hukuk, 31. Basi, Ocak 2003, Istanbul, s. 263
5 Öztan, Aile Hukuku, 5. Bas?, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004, s. 429
6 Feyzioglu, Feyzi Necmettin, Aile Hukuku, 3. Baski, Istanbul, 1986, s. 108; Zevkliler, Aydin, Acabey, Mehmet Besir, Gökyayla, K. Emre, Medeni Hukuk, 6. Basi, Ankara, 2000,s. 847-848; Akintürk, Turgut, Medeni Hukuk, Genisletilmis 13. Baski, Ocak 2008, s. 265
7 Yargitay 2. HD 25.09.1973 tarih ve 4593/5254 sayili karari
88 Feyzioglu, Feyzi Necmettin, Aile Hukuku, 3. Baski, Istanbul, 1986, s. 115; Tekinay, Selahattin Sulhi, Türk Aile Hukuku, 7. Basi, Istanbul 1990, s. 115
9 Yargitay 2. HD 03.07.1975 tarih ve 4873/5979 sayili karari
10 Yargitay 2. HD 05.03.2002 tarih ve 2458/2905 sayili karari
11 Zevkliler, Aydin, Acabey, Mehmet Besir, Gökyayla, K. Emre, Medeni Hukuk, 6. Basi, Ankara, 2000, s. 225-226; Akipek. Jale, Akintürk, Turgut, Türk Medeni hukuku, c. 1, Baslangic Hükümleri- Kisiler Hukuku, 4. Basi, Istanbul, 2002, s. 303; Oguzman, Kemal, Selici, Özer, Oktay, Saibe, Kisiler Hukuku (Gercek ve Tüzel Kisiler), 7. Baski, Istanbul, 2002, s. 39-41; Arpaci, Abdülkadir, Kisiler Hukuku, 2. Basi, Istanbul, 2000, s. 21; Öztan, Bilge, Sahsin Hukuku, Hakiki Sahislar, 7. Basi, Ankara, 1997. S. 71
12 Yargitay 2. HD 29.11.2001 tarih ve 15644/16807 sayili karari
13 Yargitay 2. HD 17.01.1946 tarih ve 6735/250 sayili karari
14 Yargitay 2. HD 08.03.2002 tarih ve 2374 3227 sayili karari.
15 Tekinay, Selahattin Sulhi, Türk Aile Hukuku, 7. Basi, Istanbul 1990, s. 133; Oguzman, Kemal, Dural, Mustafa, Aile Hukuku, Istanbul, 1994, s.98; Feyzioglu, Feyzi Necmettin, Aile Hukuku, 3. Baski, Istanbul, 1986, s. 120; Öztan, Bilge, Ailöe Hukuku, 3. Basi, Ankara, 2000, s. 240
16 Jackson, Joseph, The law relating to the formation and annulment of marriage and allied matters in English domestic and private international law, London, 1951, s. 200;
17 Yargitay 2. HD 10.02.1969 tarih ve 614/783 sayili karari
18 Yargitay HGK 12.07.1950 tarih ve 2-152/40 sayili karari
19 Yargitay 2. HD 29.12.1986 tarih ve 3393/6257 sayili karari
20 Yargitay 2. HD 06.04.1962 tarih ve 2069/2120 sayili karari
21 Yargitay 2. HD 27.01.1997 tarih ve 416/993 sayili karari
22 Velidedeoglu, Hifzi Veldet, Türk Medeni Hukuku, Cilt 2, Aile Hukuku, 4. Basi, Istanbul, 1960, s.261
23 Yargitay 2. HD 11.05.1998 tarih ve 4582/5683 sayili karari
24 Yargitay 2. HD 13.03.1967 tarih ve 1369/1395 sayili karari
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Evlilik Birliginin Bosanma Disindaki Sona Erme Sebeplerine Genel Bakis" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Tugce Oral'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
16-09-2010 - 19:37
(4972 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 10 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 10 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
26697
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 7 saat 38 dakika 2 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,37 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 38966, Kelime Sayısı : 5812, Boyut : 38,05 Kb.
* 7 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1248
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05269289 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.