Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Aile Hekimliği Kavramı Ve Pilot Kanun

Yazan : Murat Nokay [Yazarla İletişim]
avukat

Makale Özeti
aile hekimliği kavramı açıklandıktan sonra aile hekimliğinin uygulanması hakkında pilot kanun madde madde açıklanıyor

İnsanlık, tarih boyunca hastalıkların tedavisini bulmak ve tedavi sürecini hızlandırmak amacı ile tıp alanında çeşitli uzmanlık alanları belirlemiştir. Ancak nüfus artışında ki orantısız büyüme gibi toplum yaşamını etkileyen sebeplerle oluşan yeni hastalıkların önlenmesi amacı ile yani uzmanlık alanları belirlenmeye çalışılmıştır. Her ne kadar teknolojik gelişmeler bilim alanında bize bu konuda yardım etse de toplumun en küçük yapı taşı olan aile üzerine bir düzenleme yapılmakta gecikilmiştir.

Aile kavramının toplum üzerinde ki önemini fark eden devletler, sağlık kurumlarında bu konuda birimler kurarak hastalıkların çözümü konusunda ilk aşamada yapılabilecekleri görmeye çalışmış ve bu durumu hukuki açıdan düzenlemişlerdir.

Ülkemizde hukuki anlamda yeni sayılacak bir düzenleme olan aile hekimliği aslında belli bir süredir bazı üniversite ve araştırma kurumlarında faaliyette olan bir uzmanlık birimidir.

Biz ödevimiz de aile hekimliği konusunda bir açıklama yaptıktan sonra, Dünya ve Türkiye de ki uygulamaya yönelik tarihçesinden bahsedip, 09.12.2004 tarihinde resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren aile hekimliği pilot uygulaması hakkında kanunun maddelerini inceleyeceğiz.

II- AİLE HEKİMLİĞİ

A- Genel Olarak

Yurt dışında pek çok gelişmiş ülkede aile hekimliği adı altındabir sistem mevcuttur. Bu sistemin asıl amacı, birinci basamakta tedavi edilebilecek olan büyük bir hasta grubunun ikinci basamak ve üçüncü basamak kurumlarına gitmeden tanı ve tedavilerinin daha hızlı ve süratli yapılması, zaman ve işgücü kaybının önlenmesi ve eğitim hastanelerinin birinci basamak tedavi yükünün azaltılarak, asıl işlevleri olan öğrenci ve asistan eğitimi ile bilimsel faaliyetlerine, araştırma faaliyetlerine daha çok zaman ayırabilmeleri ve daha karmaşık olguları daha etkin bir biçimde tedavi edebilmelerine imkan vermek içindir.

Aile hekimleri, tıp doktorları arasında yapılan tıpta uzmanlık sınavına girerek, tıbbi İngilizce sınavı ile bu bölümü kazanan tıp doktorlarının; 9 ay süreli çocuk sağlığı hastalıkları, 9 ay süreli iç hastalıkları, 8 ay süreli kadın hastalıkları ve doğum, 6 ay süreli genel cerrahi, 4 ay süreli psikiyatri eğitimi alıp, tez çalışmalarını tamamlayarak girdikleri uzmanlık sınavı sonucunda Aile hekimliği uzmanı unvanını alırlar.[1]


Tıp fakültesi de dahil olmak üzere yaklaşık aile hekimliği eğitim süresi 10 yıldır. Avrupa birliği ülkelerinin tamamına yakını etkin bir biçimde uyguladıkları bu yöntemle sağlık problemlerini büyük ölçüde azaltmışlar, hastanelerde ve eğitim hastanelerinde oluşan kuyrukları büyük ölçüde ortadan kaldırmışlardır.

Ülkemizde de Avrupa Birliği Üyeliği kapsamında bu çalışmalar süratle yapılmakta olup, yakın gelecekte bu sistem devreye girecektir. Birinci basamak ve kısmen ikinci basamak hizmetleri böylece daha etkin bir şekilde verilebilecek ve ikinci ve üçüncü basamak olarak tanımlanabilecek olan hastaneler ve üniversite hastanelerinin de daha iyi ve kaliteli sağlık, sağlık eğitimi vermeleri sağlanabilecektir.

B- TANIM

Yukarıda da anlatılanlar ışığında, aile hekimi; yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, kişilere, ailelere ve kendine bağlı topluluğa kişisel, sürekli ve birinci basamak sağlık hizmeti veren, bu konuda uzmanlık eğitimi görmüş tıp doktorudur.


C- AMAÇLARI ve FAYDALARI

Aile hekimi, görevini muayenehanesinde, evlerde, bazen bir klinik ya da hastanede (sevk ettiği ve hastaneye yatırılan hastalarının takibinde) sürdürür. Erken tanı koymayı amaçlar, hastalık ve sağlık hakkındaki düşüncelerine fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörleri de dahil eder.

Kendisine bir hekim olarak getirilen tüm sağlık problemleri için bir ilk değerlendirme yapar. Kronik, tekrarlayıcı ya da terminal hastalığı olanların sürekli tedavisini üstlenir. Hastası ile uzun süreli bağlantı kurarak hastalığı hakkında mesleki açıdan kullanabileceği verileri toplar. Diğer medikal ve medikal olmayan branşlar ile koordinasyon içinde çalışır. Hastasını gerektiğinde birinci basamakta tedavi eder, sevk etmesi gereken durumları bilir, hastaneye sevk durumlarında geri bildirim yapılması gerekir. [2]

Aile hekimliği bir ekip hizmetidir ve birinci basamak ekibi ile (hemşire, ebe, diş hekimi, diyetisyen, fizyoterapist gibi) birlikte yürütülür. Bu ekibin sorumluluğu başvuran bireylerin daha sağlıklı yaşamaları için koruyucu, tedavi edici hizmetleri vermek, gerekli sağlık eğitimini yapmaktır.

Aile hekimi, anne karnındaki ceninden, en yaşlı bireyine kadar bütün aile fertlerinin sağlığından, ailenin sağlıkla ilgili sorunlarından ve hastalıklarından sorumludur. Sağlıklı bir toplumu oluşturacak en küçük toplumsal birimi yani aile fertlerini koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmeti sunar. Bireyin sağlıkla ilgili tüm sorunlarını ele alırken, fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörleri bir bütün halinde değerlendirerek çözüme ulaşır. Kişinin yaşadığı ortamı, aile ilişkilerini ve mevcut sorunların geçmişini bilir. Hizmet sunduğu toplumu her yönüyle tanır, aile, çevre ve iş ilişkilerini değerlendirir. Aile hekimi bunu, kendisine kayıtlı olan nüfusla uzun süre birlikte olarak sağlayabilir.

Aile hekimliği sistemini kurmuş batı ülkelerinde bir aile hekiminin bir hasta ile olan ilişkisinin ortalama süresi İngiltere'de 10–12 yıl, Danimarka'da 8–10 yıl, Avustralya'da 12–13 yıldır.[3] Aile hekimi kendisine kayıtlı kişilerin ilk başvurduğu hekimdir. Başvuruyu yapan kişinin, her türlü sağlık sorununu ele alır; birinci basamak sağlık hizmetini aşan sorunlar için yapacağı danışmanlık hizmetleriyle diğer uzman hekimlere, gerekiyorsa bir psikologa, bir diyetisyene ya da bir diş hekimine hastayı sevk ederek, koordinatör görevini üstlenir. Dolayısıyla kendisine kayıtlı kişilerin aynı zamanda sağlık danışmanı, bu konuda yol gösteren ve haklarını savunan kişi konumundadır.

Aile hekimi hastayı daha ileri bir merkeze ya da başka bir dal uzmanına sevk etmesi gerektiğinde, onun en doğru bilgilerle gitmesini sağlayarak, yüksek maliyetli ikinci basamak sağlık hizmetlerinin daha etkin biçimde kullanımını sağlayabilir.

Aile hekimi kayıtları sağlıkla ilgili araştırmalarda çok değerli bir veri kaynağıdır. Kişinin sağlık kayıtlarının bulunması eksiksiz bir koruyucu hekimlik uygulaması için zorunludur. Bu kayıtlar, toplumun sağlığının değerlendirilmesi için gerekli olan istatistikî bilgilerin elde edilebileceği en önemli kaynaktır.





Aile hekimleri tarafından verilen hizmet aşağıdaki özelliklerle nitelendirilebilir:

- Aile hekimliği hizmeti toplumun belli kesimleriyle sınırlı değildir; yaş, cins, sosyal sınıf, ırk ve din farkı gözetmeksizin herkes içindir. Aynı zamanda hiç bir yakınma ve sağlık sorunu dışlanmaksızın genel bir sağlık hizmeti yaklaşımıdır.

- Kolay ulaşılabilir olma özelliğini taşır. Bu ulaşılabilirlik hem bölgesel, hem kültürel anlamdadır.

- Bütünleştiricidir. Sağlığın geliştirilmesi, hastalıklardan korunma, tedavi edici ve rehabilite edici bakımı içerir.

- Süreklidir. Bireyin sağlığını tüm yaşamı boyunca değerlendiren sürekli bir sağlık hizmetidir. Kişinin hastalığını ya da mevcut sağlık durumunu özgeçmişine ait edindiği bilgiler doğrultusunda daha doğru değerlendirir.[4]

Aile hekimliği, bütün bu amaçlara ulaşabilmek için bir ekip çalışması gerektirir. Aile hekimleri iyi çalışan, çok disipline bir ekibin üyesi olmalıdır.

Aile hekimi bireylerin, ailelerin ve toplumun sağlık sorunlarını fiziksel, psikolojik ve sosyal yönleriyle ele alır. Bu nedenle aile hekimi tıbbi bilgisinin yanı sıra, sosyal ve kültürel çevreyle ilgili bilgilerle de donanmalıdır.

Aile hekimliği hizmeti, hastalık merkezli olmaktan çok birey merkezlidir. Aileye yöneliktir. Sorunlar aile temelinde ve kişinin sosyal çevresi göz önüne alınarak değerlendirilir. Topluma yöneliktir. Hastanın sorunları, toplum içinde, hastanın yaşadığı çevre göz önüne alınarak değerlendirilir. Aile hekimi, toplumun sağlık sorunlarından haberdar olmalı, diğer sektörlerin meslek grupları ve kuruluşlarıyla, gönüllü kuruluşlarla birlikte bölgesel sağlık sorunlarında olumlu değişiklikleri başlatmak için çalışmalıdırlar.

Aile hekimi bireylerin sağlık sorunlarının pek çoğunu çözebilir ancak gerekli durumlarda hastayı ilgili kuruma sevk eder. Sevkin gereği ve sonuçları aile hekimi tarafından hastaya açıklanır. Aile hekimi sağlık hizmetlerinin kullanımı konusunda hastanın danışmanıdır ve hastaya sunulan tüm sağlık hizmetinin koordinatörüdür. Aile hekimi, hastasının diğer sağlık hizmeti sunan birimlerle ilişkilerinde, hastanın savunucusu ve danışmanı durumundadır. Aile hekimi hastası ile yakın, sıcak ve güvene dayalı bir ilişki içerisindedir. Hasta aile hekimini tamamıyla güvenilir bulmalıdır ve aile hekimi hasta ile ilgili bilgilerin gizliliğini korumalıdır.

Bireylerin ve toplumun sağlığını korumak, sağlıklı yaşam sağlamak, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerine küçük nüfus birimlerine kadar ulaştırmak ve sürekliliğini sağlamak, çocukların, yaşlı insanların, kadınların, ileri yaş dönemi gibi grupların özel sağlık ihtiyaçlarını belirlemek, kronik hastalıkları ve bozuklukları önlemek, bölgedeki çevre koşullarını iyileştirmek, topluma sağlık eğitimi vermek, hastalara uygun bakım ve iyileştirme hizmetlerini gerçekleştirmek gibi pek çok hedef, aile hekimliği hizmetinin temel amaçlarıdır.[5]

Bütün bu özelliklerin dengeli değişimi aile hekimliğinin temel düşünce tarzını oluşturur.

D- TARİHÇE

Orta çağ toplumlarında her hangi bir bilimsel eğitime dayanmayan halk hekimliğinin yerini 18. yüzyılda bilimsel hekimliğin aldığını görüyoruz. 1900'lü yılların ilk başlarında pediatri, dahiliye gibi çeşitli branşlarda uzmanlaşma dönemi başlamıştır.[6]

Önceleri semptoma yönelik olan tedavi anlayışı ile "hasta yoktur, hastalık vardır" görüşüyle, kişilerin sadece hastalıkları üzerinde durulmuştur. Daha sonra her hastalığın kişiye göre değişebileceği görülünce insanın fizik ve sosyal çevresiyle bir bütün olduğu ve insanı bir bütün içinde değerlendirerek hastalıkların ve sağlığın bu bütün içinde ele alınması gereği ortaya çıkmıştır.[7]

Tüm aileye hizmet sunulması, genel bir bazda hastalıkların ele alınmasının gereği aile hekimliğinin bir uzmanlık dalı olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca günümüzde hastalıkların yapısındaki değişiklik ölüm nedenlerinin farklılaşması kronik hastalıkların oranlarındaki artış insanları sürekli izleyebilecek yeni bir hekim tipine ihtiyacı ortaya koymuştur. Bu durum, birinci basamakta mutlaka tıp fakültesini bitirdikten sonra ek eğitimli bir uzmanlık alanı oluşmasını ve hizmet vermesini gerektirmiştir.

1- Türkiye’de ki Gelişim

Ülkemizde aile hekimliğinin tarihçesi on iki yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Aile hekimliği uzmanlığının gelişimi ancak son yıllarda bir hız kazanmıştır. Gelişme sürecini tarihleriyle verecek olursak;

- 1983 te Aile hekimliği ayrı bir uzmanlık dalı olarak "Tababet Uzmanlık Tüzüğünde” yer aldı. Eğitim süresi pratisyenler için üç yıl; çocuk sağlığı ve hastalıkları ile iç hastalıkları uzmanları için bir yıl dört ay olarak belirlendi.

- 1984’ te, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde (Ankara) ilk aile hekimliği anabilim dalı kuruldu.


- 1985’ te, aile hekimliği uzmanlık eğitimine Sağlık Bakanlığı ve SSK' ya bağlı eğitim hastanelerinde başlandı.

- 1992 de, Gülhane Askeri Tıp Akademisinde aile hekimliği anabilim dalı kuruldu.
- 1993’ te, Yüksek Öğretim Kurumu 12547 sayılı kararı ile tıp fakültelerinde aile hekimliği anabilim dallarının kurulmasını uygun buldu.

- 1994 de İlk kez bir aile hekimi Osmangazi Üniversitesinde (Eskişehir) kendi alanında akademik kadroda görevlendirildi.
- 1995’ te Avrupa topluluğu üye ülkelerde birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışacak hekimlerin tıp eğitiminden sonra en az iki yıl eğitim görmelerini zorunlu hale getiren bir karar aldı.

- 1996 da, Avrupa topluluğu bu zorunlu eğitim süresini iki yıldan üç yıla çıkardı. İki aile hekimliği uzmanı Türkiye'nin ilk aile hekimliği doçentleri oldu.

- 2004 te, Aile hekimliği Pilot uygulamasına dair kanun çıkarıldı.

- Şu an Türkiye'de sadece 1200 aile hekimliği uzmanı var. Bu nedenle uzman veya pratisyen hekimlere de aile hekimi olma hakkı tanınıyor. Bu eğitim - öğretim yılı sonunda 60 aile hekimliği uzmanının mezun olması bekleniyor.[8]

Aile Hekimliğinin üniversitelerde yeterince tanınmaması, aile hekimliği
ile ilgili yasal düzenlemelerin gecikmesi, sağlık sisteminde merkeziyetçi yaklaşımdan vazgeçilememesi kadro temininde sıkıntı olması, bazı üniversitelerdeki öğretim üyelerinin aile hekimliği konusuna sıcak bakmamaları, aile hekimliğinin ayrı bir uzmanlık dalı olarak kabul edilmesinde karşılaşılan direnç, bu alandaki akademik gelişimde yaşanan en ciddi sorunlardır.

2005 itibari ile, Türkiye'de Aile Hekimliği Anabilim Dalı kurulmuş olan
tıp fakültelerinin sayısı 26 dır. Bunların birinde aile hekimliği profesörü; on üçünde aile hekimliği doçent ve yardımcı doçentleri ana bilim dalı başkanlığı görevini yürütmektedir. Diğerlerinde ise başka anabilim dallarının öğretim üyeleri asaleten veya vekaleten aile hekimliği anabilim dallarına başkanlık yapmaktadırlar. Aile Hekimliği Ana Bilim Dalının kurulmuş olduğu tıp fakültelerinin sadece on beşinde aile hekimliği uzmanlık eğitimi verilmektedir.

Ülkemizin Avrupa Birliği'ne girmesi durumunda pratisyen hekimlerin uzmanlık eğitimi almadan çalışamama durumu gündeme geleceğinden burada belirli bir süre için geçiş dönemi eğitimi ve takibinde de en az 3 yıllık uzmanlık eğitiminin şart olduğu gözden kaçmamalıdır.

2- Dünya da ki Gelişim

1974 yılında Hollanda Leuwenhorst' te yapılan İkinci Avrupa Aile
hekimleri Eğitimi Toplantısı'nda da aile hekiminin evrensel tanımı yapılarak kabul edilmiştir. Buna göre aile hekimi; "Yaş, cins ve hastalık ayrımı yapmaksızın, kişilere, ailelere ve kendine bağlı topluluğa kişisel, sürekli ve ilk basamak sağlık hizmeti veren uzmanlaşmış tıp doktorudur.[9]

Aile Hekimliği ve Genel Pratisyenlik terimleri, dünyada eş anlamlı olarak kullanılmaktadır ve birinci basamak sağlık hizmeti konusunda özgün uzmanlık eğitimi almış tıp doktorunu tanımlar. Ülkemizdeki pratisyen hekim terimi ise tıp fakültesinden sonra uzmanlık eğitimi almamış hekim için kullanılmaktadır.

Aile Hekimliği terimi sözü edilen bu ülkelerde Family Medicine veya
General Practice olarak geçmektedir. Amerika, Avrupa Birliği ülkeleri ve İsrail gibi pek çok ülkede Aile Hekimliği olarak tanımlanmaktadır.

Bu ülkelerin hepsinde ayrı özgün bir tıp disiplini ve uzmanlık dalı olarak yıllardır mevcuttur. Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde, tıp fakültelerinin bir departmanı (anabilim dalı) olarak da mezuniyet öncesi tıp eğitimine katkıda bulunulmakta, mezuniyet sonrası Aile Hekimliği eğitimi verilmekte, uzman ve akademisyenler yetiştirilmektedir.[10]

III- AİLE HEKİMLİĞİ PİLOT UYGULAMASI HAKKINDA KANUN’ UN İNCELENMESİ

Aile hekimliği uygulamasına geçiş süreci esaslarını belirleyen Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun 09.12.2004 tarih ve 25665 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlgili kanunun 8. maddesi uyarınca uygulama esaslarını belirleyen yönetmelik 06.07.2005 tarih ve 25867 sayılı Resmi Gazete'de, Aile Hekimliği Pilot Uygulaması kapsamında Sağlık Bakanlığınca çalıştırılan personele yapılacak ödemeler ve sözleşme şartları hakkındaki yönetmelik ise 12.08.2005 tarih ve25904 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Biz konumuz gereği ilgili kanun maddelerini açarak incelemeye çalışacağız.

Madde 1

“ Bu kanunun amacı, Sağlık Bakanlığının pilot olarak belirleyeceği illerde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi, kişisel sağlık kayıtlarının tutulması ve bu hizmetlere eşit erişimin sağlanması amacıyla aile hekimliği hizmetlerinin yürütülebilmesini teminen görevlendirilecek veya çalıştırılacak sağlık personelinin statüsü ve malî hakları ile hizmetin esaslarını düzenlemektedir. ” demektedir.

Kanunun açık lafzından da anlaşılacağı üzere m.1’ de, Sağlık Bakanlığı’ na pilot iller belirleme yetkisi verilmiş ve belirlenen bu illerde birinci basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve koruyucu sağlık hizmetlerine
( hastalığa ilişkin erken tanı koyma ve teşhis, hastalığı önleme ve tedavi şeklinin belirlenmesi, vs. ) ağırlık verilmesi, seçilen pilot il düzeyinde bir veri bankası kurma ve toplumda belli bir sağlık bilinci oluşturmaya, sağlık hakkının eşit dağıtılmasına yönelik olarak görevlendirilen personelin statüsü, mali hakları ve verilecek hizmetin esaslarını düzenleyen bir kanun olduğu belirtilmiştir.

Madde 2

“ Aile hekimi, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rahabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekanda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya sağlık bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir. Aile sağlığı elemanı; aile hekimi ile birlikte hizmet veren hemşire, ebe, sağlık memuru gibi sağlık elemanıdır.”

Kanunun 2. maddesinde bir tanımlama yapılmış ve aile hekiminin kim olduğunu, çalışma esaslarını, aile hekimliğini yapabilecek uzmanları ve aile hekimi ile birlikte hizmet verecek aile sağlığı elemanlarının kimler olduğunu anlatılmaktadır. Aile hekimliğini tanımlarken, İkinci Avrupa Aile hekimleri Eğitimi Toplantısı'nda yapılan tanımda "Yaş, cins ve hastalık ayrımı yapmaksızın, kişilere, ailelere ve kendine bağlı topluluğa kişisel, sürekli ve ilk basamak sağlık hizmeti veren uzmanlaşmış tıp doktoru” olduğunu belirtmiştik. Aslında kanunun da toplantıda yapılan tanımlamayı yaptığını görüyoruz. Anlatılanlar ışığında aile hekimliğinin bir birey işi değil bir ekip hizmeti olduğunu yalnızca uzman doktor ile sağlanamayacağını bu konuda hizmet veren hemşire, sağlık memuru gibi elemanlar ile beraber çalışılması gerektiğini bu maddenin lafzından da çıkarmamız mümkündür.

Bu kanun kapsamında sağlık elemanları, hasta kayıtlarını tutacak, hekim gözetiminde hastalara tavsiye edilen ilaçları uygulayacak ve pansuman yapacak olan kişilerdir.



Madde 3

“ Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye yetkilidir.

Aile sağlığı elemanları, aile hekimi tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen, kurumlarınca da muvafakatı verilen Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçilir ve bunlar sözleşmeli olarak çalıştırılır. Bu suretle eleman temin edilememesi halinde, Sağlık Bakanlığı, personelini bu hizmetler için görevlendirebilir. İhtiyaç duyulması halinde, Türkiye'de mesleğini icra etmeye yetkili ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (4), (5) ve (7) numaralı alt bentlerindeki şartları taşıyan kamu görevlisi olmayan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanları; Sağlık Bakanlığının önerisi, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine sözleşme yapılarak aile hekimliği uygulamalarını yürütmek üzere çalıştırılabilir.

Sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı elemanları kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişkileri devam eder. Bu personel, talepleri halinde eski görevlerine atanırlar ve sözleşmeli statüde geçen süreleri kazanılmış hak derece ve kademelerinde veya kıdemlerinde değerlendirilir. Sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta iken aile hekimi ve aile sağlığı elemanı statüsüne geçenlerden önceki sözleşmeli personel statüsüne dönmek isteyenler, eski kurumlarındaki boş pozisyonlara öncelikle atanırlar ve bu madde kapsamındaki çalışmaları hizmet sürelerinde dikkate alınır.

Kadroya bağlı olarak veya sözleşmeli personel pozisyonlarında görev yapan personelden Sağlık Bakanlığınca aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olarak görevlendirilenlere, 209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kuruluşları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz. Bunlara, aylıklarına ve ücretlerine ilaveten, çalıştıkları günler dikkate alınarak aşağıdaki fıkrada belirlenen miktarların yarısını aşmamak üzere tespit edilecek tutarda ödeme yapılır.

Sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını, aile sağlığı elemanı için (1,5) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutar, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren onbeş gün içerisinde ödenir.

Sözleşmeli olarak çalışmaya başlayanların, daha önce bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşlarıyla ilişkileri aynı şekilde devam ettirilir. Ancak, her türlü prim, kesenek ve kurum karşılıkları bu fıkrada belirtilen ücretlerden kesilerek ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna aktarılır. Bunlar önceki durumları çerçevesinde tedavi yardımlarından yararlanmaya devam ederler.

Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının durumları ve aile hekimliği uzmanlık eğitimi almış olup olmadıkları da dikkate alınmak suretiyle yapılacak ödeme tutarlarının tespitinde; çalıştığı bölgenin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi, aile sağlığı merkezi giderleri, tetkik ve sarf malzemesi giderleri, kayıtlı kişi sayısı ve bunların risk grupları, gezici sağlık hizmetleri ile aile hekimi tarafından karşılanmayan gider unsurları gibi kriterler esas alınır. Sağlık Bakanlığınca belirlenen standartlara göre, koruyucu hekimlik hizmetlerinin eksik uygulaması veya hasta sevk oranlarının yüksek olması halinde bu ödeme tutarından brüt ücretin % 20'sine kadar indirim yapılır. Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi ücreti, aile sağlığı merkezi giderleri, tetkik ve sarf malzemesi giderleri ve gezici sağlık hizmetleri ödemelerinden Damga Vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz.”
Bu madde de aile hekimi olarak çalışanların ve bu uzmanlık dalının diğer çalışanları olan sağlık elamanlarının sosyal statü ve mali hakları belirtilmiştir. Madde de belirtildiği üzere, bir hekim veya sağlık elemanının, aile hekimliği uzmanlık alanında çalışabilmesi için her şeyden önce bu konuda bir talepte bulunması ve sonra ise kurumunun veya Sağlık Bakanlığının muvafakatinin varlığı gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı, bu uzmanlık alanında çalışacak olan sağlık elemanlarını özel statülü sözleşmeli olarak çalıştıracaktır.

Aile sağlığı elemanları ise aile hekiminin belirlemesi ve kurumunun veya Bakanlığın muvafakati üzerine kamu kuruluşları personeli arasından seçilir.

Ancak ihtiyaç olması durumunda kamu görevlisi olmayıp da Türkiye de çalışmaya yetkili uzman tabip, tabip veya sağlık elemanlarının, Sağlık Bakanlığının önerisi Maliye Bakanlığının uygun görmesi üzerine bu konu da sözleşmeli olarak çalıştırılabileceklerini belirtmektedir.

Sağlık Bakanlığınca çıkarılan uygulama yönetmeliğine göre, aile hekimliği uzmanı, uzman veya pratisyen hekimler, sözleşmeli olarak aile hekimi olabilecektir. Sağlık Bakanlığı, başvuru sırası uyarınca söz konusu hekimlerle 1 yıllık sözleşme imzalayacak, bir aile hekiminin, 2 aydan uzun süre kayıtlı hasta sayısı 1000 rakamına ulaşamazsa sözleşmesi iptal edilecektir. Yerine aynı bölgede aile hekimliği görevini yürütmek üzere sırada bekleyen hekim atanacaktır.

Aile hekimine, kayıtlı hasta sayısına bakılmaksızın, aile hekimi uzmanı ise 2 bin YTL, uzman veya pratisyen hekim ise 1500 YTL. aylık brüt maaş ödenecek, bunun yanı sıra 1000 hastası üzerindeki her kayıtlı kişi başına 1 YTL. aylık brüt ödeme yapılacak. Hasta sayısı 4000' i aşan aile hekimine, bu rakamdan sonrası için fazla ödeme yapılmayacak ancak Sosyo-ekonomik gelişmişlik tazminatı da ödenecektir. Ayrıca kırsalda verdiği gezici sağlık hizmeti karşılığında aylık tavan ücretinin yüzde 40'ına kadar gelir elde edecektir. Aile sağlık elemanlarına 800 YTL. aylık brüt maaş verilecek. Bunun yanında 1000 hasta üzerindeki her kayıtlı kişi başına 40 YKr brüt ödeme yapılacaktır.


Aile hekimliği ve aile sağlığı elemanlarının statüsü ve çalışma esaslarının belirtildiği madde de aynı zamanda bu kişilerin ücretleri ve mali hakları anlamında da bir düzenleme yapılmıştır.

Madde de belirtildiği üzere, aile hekiminin ve aile sağlığı elemanlarının alacağı ücretin belirlenmesinde,
- çalıştığı bölgenin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi,
- aile sağlığı merkezi giderleri, tetkik ve sarf malzemesi giderleri,
- kayıtlı kişi sayısı ve bunların risk grupları,
- gezici sağlık hizmetleri ile aile hekimi tarafından karşılanmayan gider unsurları gibi kriterler esas alınır.

Ayrıca, koruyucu hekimlik hizmetlerinin eksik uygulaması veya hasta sevk oranlarının yüksek olması halinde bu ödeme tutarından brüt ücretin % 20'sine kadar indirim yapılabileceği ve bu hizmet yerine getirilirken yapılan sağlık giderlerinin de damga vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir.

Madde 4

“ Hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenler, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilebilir.”

Sağlık Bakanlığınca çıkarılan uygulamaya ilişkin yönetmelikte belirtildiği üzere, bir aile hekimi, özel muayenehanesinde veya aile sağlığı merkezlerinde hizmet verebilecek, aile sağlığı merkezlerinde her hekim için ayrı muayene odası ve gerekiyorsa laboratuvar odası bulunacaktır.


Madde 4’ te belirtildiği üzere, Hazine, Belediye ve İl özel İdaresine ait taşınmazların aile sağlığı merkezi olarak kullanılmak üzere yine bu kurumlarca aile hekimine kiraya verilebileceği belirtilmiştir. Uygulamasında sıkıntı yaşanabilecek bir düzenleme olarak görünen bu durumun Sağlık Bakanlığının da uygun bulma veya yönetme faaliyeti ile devreye girmesi sureti ile çözümlenebileceği daha muhtemeldir. Zira bu derece hassas bir konuda sağlık hizmetinin verileceği yerin belirlenmesi konusunun bir an önce çözümlenmesinin amaçlanması gerekirken bu durum soyut bırakılmıştır.

Madde 5

“ Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde kişilerin aile hekimine kaydı yapılır. Bakanlıkça belirlenen süre sonunda kişiler aile hekimlerini değiştirebilirler. Her bir aile hekimi için kayıtlı kişi sayısı; asgarî 1000, azamî 4000'dir. Aralıksız iki ayı aşmayan süreyle kayıtlı kişi sayısı 1000'den az olabilir.

Aile hekimliği hizmetleri ücretsizdir; acil haller hariç, haftada kırk saatten az olmamak kaydı ile ilgili aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresince onaylanan çalışma saatleri içinde yerine getirilir. Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde acil haller ve mücbir sebepler dışında, kişi hangi sosyal güvenlik kuruluşuna tâbi olursa olsun, aile hekiminin sevki olmaksızın sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat edenlerden katkı payı alınır. Alınacak katkı payı tutarı Sağlık, Maliye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarınca müştereken belirlenir. Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde, diğer kanunların aile hekimliği hizmetleri kapsamındaki hizmetlerin sunumu ile sevk ve müracaata ilişkin hükümleri uygulanmaz. Yabancılar hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.

Aile hekimlerinin şahsî kayıtları ilgili il ve ilçe sağlık idare birimlerinde tutulur. Aile hekimlerinin kullandığı basılı veya elektronik ortamda tutulan kayıtlar, kişilerin sağlık dosyaları ile raporlar, sevk belgesi ve reçete gibi belgeler resmî kayıt ve evrak niteliğindedir. Bu kayıt ve belgeler, hekimin ayrılması veya kişinin hekim değiştirmesi halinde eksiksiz olarak devredilir. İlgili mevzuatta birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmî tabiplerce düzenlenmesi öngörülen her türlü rapor, sevk evrakı, reçete ve sair belgeler, aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde aile hekimleri tarafından düzenlenir.”

Bu madde de çalışma esasları düzenlenmiştir. Sağlık Bakanlığınca hazırlanan uygulama yönetmeliklerine göre, 2006-2007 de ülke genelinde
yaygınlaştırılacak olan aile hekimliği uygulamasında herkes birinci basamak
Sağlık hizmetinden faydalanabilmek için aile hekimlerine kayıt olacak ve bu kayıtlarda İl sağlık Müdürlüklerince yapılacak ve oturulan bölge baz
alınacaktır.

İlk kayıtta bu şansı olmayan vatandaşlar, sisteme geçildikten sonra hekim değiştirebilecek. Herkes, bölge içinde kalmak suretiyle aile hekimini serbestçe seçebilecek. Büyükşehir sınırlarındaki ilçelerde, kişi isterse bulunduğu ilçe dışından aile hekimini seçebilecek. Gezici sağlık hizmet bölgesinde oturanlarsa başka bir hekime kayıt olamayacak.


Herkes aile hekimi kontrolü altında olacak, 2500 - 3000 kişiye bir aile hekimi düşecektir. Bir aile hekimi, sadece Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği çalışma bölgesinde hizmet verebilecek, her aile hekimi, yanında en az bir aile sağlığı elemanı çalıştıracak ve bu aile sağlığı elemanı, hemşire, ebe veya sağlık memuru olacaktır.

İlgili yönetmeliğe göre, acil haller dışında her konuda önce kayıtlı bulunulan hekime başvurulacaktır. Koruyucu, tanı, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri için artık hastanelere doğrudan başvurulamayacak, aile hekiminin tedavi edemediği ya da tanı koyamadığı hasta, hastanelere sevk edilecektir.

Madde 6

Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülkî idare ve sağlık idaresinin denetimine tâbidir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memurları gibi kabul edilir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdür.”

Bu madde, aile hekimleri ve aile sağlık elemanlarının Sağlık Bakanlığının denetimine tabi olduğunu, cezai anlamda ki sorumluluklarında Devlet memuru gibi sorumluluk şeklinin esas alındığını ve rüşvet ve yolsuzlukların önlenmesi açısından mal bildiriminde bulunmakla yükümlü olduğunu belirtmektedir.

Sağlık hizmeti verecek kişilerin hukuki ve cezai anlamda sorumlulukları önemli bir konudur. Bu düzenleme ile herkesin eşit şekilde sağlık hizmetinden faydalanabilmesi gibi sosyal haklar üzerine kurulu bir sistem üzerinden hizmet esası hedeflenmiştir. Aile hekimliği uygulamasında kayıt ve bölge esası dikkate alınacağı için bu sistemin uygulayıcıların ciddi bir denetim mekanizması ile denetlenmesi ve sistemin zararlı etkileri bu madde ile kırılmaya çalışılmıştır.

Madde 7

Kişilerin ağız ve diş sağlığını korumak ve bu hizmetlerin daha etkili ve verimli yürütülmesini sağlamak amacıyla, Sağlık Bakanlığınca tespit edilecek illerde pilot uygulama yapılır.

Bu hizmetler karşılığında yapılacak ödemelerin, hizmetten yararlananların ilgisine göre bağlı bulundukları kurum bütçelerinden veya sosyal güvenlik kuruluşlarından karşılanması ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Maliye, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları tarafından müştereken belirlenir.”

Bu maddeye göre, ağız ve diş sağlığı da birinci basamak sağlık hizmetlerinden sayılmıştır. Sosyal güvenlik reformu anlamında bir düzenlemenin sonucu olarak kanuna eklendiği ve genel toplum sağlığı ve sağlık bilincinin oluşturulması hedefleri üzerine bir düzenlemedir.

Madde 8

“ Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esasları; çalışılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralaması; aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin puanlama sistemi ve sayıları; aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fizikî ve teknik şartlar; meslek ilkeleri; iş tanımları; performans ve hizmet kalite standartları; hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şekli ve içeriği, kayıtların tutulması ile çalışma ve denetime ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarıyla yapılacak sözleşmede yer alacak hususlar ve bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde bunlara yapılacak ödeme tutarları ile bu ücretlerden indirim oran ve şartları, sözleşmenin feshini gerektiren nedenler, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Sağlık Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

Bu madde de, kanunun uygulamasını sağlama, aile hekimliğinin mesleki anlamda esas ve usullerini belirleme, verilen hizmetin bir sağlık hizmeti olduğundan kamu denetimine tabi olması bu sebeple hizmet verenlerin uyması gereken kuralların neler olduğunun ve bu kişilerle yapılacak sözleşmelerin şartlarının belirlenmesi, hizmetin veriliş şekli gibi konuların yönetmeliklerle belirleneceğini ve bu yönetmeliklerin Sağlık Bakanlığınca çıkarılacağı düzenlenmektedir.

Madde 9

Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. “

5258 sayılı Aile Hekimli pilot Uygulaması Hakkında Kanun, 24.11.2004 tarihinde kabul edilmiş ve 09.12.2004 tarihinde resmi gazete de yayımlanmıştır. Madde de yürürlük tarihinin yayım tarihi olduğu belirtilmiştir.

Madde 10

Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. ”
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Aile Hekimliği Kavramı Ve Pilot Kanun" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Murat Nokay'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
22-05-2006 - 22:14
(6549 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 3 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (67%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (33%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
11584
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 4 saat 24 dakika 11 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,77 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 43355, Kelime Sayısı : 4251, Boyut : 42,34 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 7 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 285
Yorumlar : 1
aile hekimliğinin uygulamaya geçmesi ile ülkenin önceliği olan koruyucu sağlık hizmetleri büyük yara alacak,herseyi bastan değiştirmektense mevcut sistemi etkin hale getirmek daha kolay bir yol. günc... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,13716102 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.