Yaz aylarının gelmesiyle birlikte bazen bölgesel bazen ise yaşadığımız kent genelinde sık sık elektrik kesintileri yaşanmaktadır. Bu elektrik kesintilerinin gün içerisinde sık aralıklarla gerçekleşmesi ve elektrik şebekesinin gerilimindeki düzensizlik ve aşırı yükselmeler olması halinde ev ve işyerlerinde kullanılan elektrikli cihaz ve makinelerin zarar görmesi veya bozulması ihtimal dahilindedir. Bunun yanı sıra sık sık elektrik kesintileri yaşanması ve halk arasında voltaj düşüp-yükselmesi olarak bilinen elektrik şebeke geriliminde düzensizliklerden ötürü çeşitli zararlara yol açabilir.
İşte bazıları:
Elektronik Cihaz Zararları: Elektrik kesintileri sırasında ani voltaj dalgalanmaları, elektronik cihazların bozulmasına veya tamamen çalışmaz hale gelmesine neden olabilir.
Veri Kaybı: Elektrik kesintisi sırasında çalışan bilgisayarlar ve veri depolama cihazları, kaydedilmemiş verilerin kaybına ve bazen donanım hasarına yol açabilir.
İş Kaybı ve Üretim Kesintisi: İş yerlerinde elektrik kesintisi, üretim süreçlerinin durmasına, işlerin aksamasına ve dolayısıyla mali kayıplara neden olabilir.
Güvenlik Sorunları: Elektrik kesintisi, güvenlik kameraları, alarm sistemleri ve aydınlatma sistemlerinin çalışmamasına yol açarak güvenlik açıkları yaratabilir.
Gıda Güvenliği: Uzun süreli elektrik kesintileri, buzdolabı ve derin dondurucularda saklanan gıdaların bozulmasına neden olabilir.
Sağlık Riski: Elektrik kesintisi, hastanelerde ve sağlık merkezlerinde yaşam destek üniteleri ve diğer hayati tıbbi cihazların çalışmasını etkileyebilir.
İletişim Kesintisi: Elektrik kesintisi, telefon şebekeleri ve internet hizmetlerini de kesintiye uğratarak iletişim sorunlarına yol açabilir.
Bu zarar kalemleri örnek kabilinden olup, bu tür elektrik kesintileri ve elektrik şebeke geriliminde düzensizliklerden ötürü bu sayılanlar dışında da başka maddi ve manevi zararların oluşması ihtimal dahilindedir.
Bilindiği gibi şahıs ve tüzel kişilerin elektik hizmetinden faydalanması; elektrik dağıtım şirketi ile kullanıcı olan muhatap/tüketici arasında imzalanan abonelik sözleşmesinden kaynaklanan bir hukuki ilişkidir. Bu kapsamdaki bir abonelik sözleşmesi 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Abonelik sözleşmeleri” başlıklı 52. maddesinde tarif edilmiştir. Buna göre “Abonelik sözleşmesi, tüketicinin, belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan sözleşmelerdir” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Yine aynı maddenin son fıkrasında ise “Sözleşmenin zorunlu içeriği, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 172. maddesinde “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Anayasamızın bu maddesi kapsamında Devletimiz; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği gibi ilgili mevzuatta tüketicinin korunması ile ilgili tedbirler almıştır.
Sık sık elektrik kesintileri yaşanması ve/veya elektrik şebeke geriliminde düzensizlikler oluşması, söz konusu elektrik dağıtım hizmetinin ayıplı olduğunun göstergesidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Ayıplı hizmet” başlıklı 13. maddesinde “(1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. (2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır” şeklinde hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince dağıtım şirketinin bu şekilde verdiği hizmetin ayıplı hizmet olduğu aşikârdır.
14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde “(1) Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda yukarıda “abonelik sözleşmesi” olarak arz ettiğimiz dağıtım şirketi ve tüketici arasındaki hukuki ilişkiyi ise “Bağlantı Anlaşması” olarak tanımlamış bu anlaşmanın ise “Bir üretim şirketi, dağıtım şirketi ya da tüketicinin iletim sistemine ya da dağıtım sistemine bağlantı yapması için yapılan genel ve özel hükümleri içeren anlaşmayı” ifade ettiğini hüküm altına almıştır.
14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi” başlıklı 17. Maddesinin 8. Fıkrasında “Elektrik enerjisinin kalitesizliğinden veya kesintilerinden kaynaklanan zarar ve hasarların ilgililerinden tazminine ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Kurumdan kastedilen; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumudur. Bu kurumda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlıdır.
Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Hizmet kalitesi sorumluluğu” başlıklı 4. maddesinde “Dağıtım şirketi, dağıtım lisansında belirlenen bölgede bulunan kullanıcılara sunduğu hizmetin kalitesinden ve görevli tedarik şirketi perakende satış faaliyetine ilişkin ticari kaliteden sorumludur” şeklinde ayıplı hizmetteki sorumluluk hükme bağlanmıştır.
Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Hizmet kalitesinin sınıflandırması” başlıklı 5. maddesinde “Dağıtım sisteminde sunulan hizmetin kalitesi; a) Tedarik sürekliliği kalitesi, b) Ticari kalite, c) Teknik kalite olmak üzere, Kurum tarafından üç ana başlık altında izlenir” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Böylece hizmet kalitesi kavramı üç ana başlık altında toplanmış olup, bu üç ana başlığa aykırı hizmet “ayıplı hizmet” olarak nitelendirilebilecektir. Dağıtım şirketi tedarikte sürekliği sağlaması yani sık sık elektrik kesintisine gitmekten kaçınmak yükümlülüğü vardır.
Ayrıca sağladığı elektrik ise ticari ve teknik olarak kaliteli ve standart sınırlar dahilinde olması gerekmektedir. Bu kriterlere uymayan elektrik hizmeti “ayıplı hizmet” olarak nitelendirilecek ve bu nedenle doğacak zararlardan da dağıtım şirketinin sorumluluğuna gidilebilecektir.
Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Tedarik sürekliliği kalitesi” başlıklı 7. maddesinde “Tedarik sürekliliği kalitesi, dağıtım sistemi kullanıcılarına ekonomik olarak kabul edilebilir maliyetlerle ve mümkün olan asgari kesinti süresi ve sıklığı ile elektrik enerjisi sunabilme kapasitesidir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Tedarikte süreklilik kalitesinin bozulması yani sık sık elektrik kesintisi yaşanılması halinde doğacak zarar ve ziyandan sorumluluk ise Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Kullanıcılara ödenecek tazminatın hesaplanması ve ödenmesi” başlıklı 16. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu maddenin son fıkrasında ise sık sık elektrik kesintisinden dolayı doğan zarar dışında “sürekli kesinti tazminatı” başlığında bir tazminatın da tüketiciye ödenmesini hüküm altına almıştır. 16. Maddenin son fıkrası “Bu madde kapsamındaki yıllık tazminat uygulamasına ilave olarak, bildirimli veya bildirimsiz 12 saati aşan kesintiler için; kesintiden etkilenen her bir kullanıcıya dağıtım şirketi tarafından uzun süreli kesinti tazminatı ödenir. Bu kapsamdaki tazminat ödemeleri, ticari kalite tazminatları dahilinde yapılır. Dağıtım şirketleri tarafından ödenecek uzun süreli kesinti tazminatlarının aylık toplamının üst limiti ilgili yılın gelir tavanı tutarının yüzde biridir. Aylık olarak hesaplanan tutarın bu limiti geçmesi halinde, her bir kullanıcıya ödenecek tazminatlar oransal olarak azaltılarak bu limite eşitlenir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Ticari kalite göstergeleri ve yapılacak işlemler ise Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin 19 vd. maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Teknik kalite göstergeleri ve yapılacak işlemler ise Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin 21 vd. maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda arz edilen elektrik tedariğindeki süreklilik kalitesine uyulmaması, ticari ve teknik kalitenin altında elektrik dağıtımı yapılması nedeniyle, doğacak zarar ve ziyanın nasıl ödeneceği ise Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin “Kullanıcı zararının tazmini” başlıklı 26. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Buna göre; “(1) Kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 (on) iş günü içerisinde talepte bulunulabilir.
(2) Zararın tazmin edilebilmesi için hasarın niteliği, kullanıcı tesisinin durumu, dağıtım şebekesinde meydana gelen kesinti, arıza, dalgalanma gibi hususlarda dağıtım şirketi tarafından yapılacak/yaptırılacak inceleme ve değerlendirme neticesinde söz konusu hasarın dağıtım şebekesinden kaynaklandığının tespit edilmesi gereklidir. Dağıtım şirketi zararın tazminine ilişkin başvurunun yapıldığı tarihinden itibaren 10 (on) iş günü içerisinde; inceleme ve değerlendirme neticesinde başvurunun haklı bulunup bulunmadığını, haklı bulunmuş ise zararın tazmin edilmesine ilişkin olarak yapılacak işlemleri kullanıcıya bildirir. Başvurunun haklı bulunmadığı durumlarda kullanıcıya yapılan bildirimde dayanakları ile birlikte gerekçelere yer verilir.
(3) Dağıtım şirketi teçhizatın tamir işini üstlenebilir ya da teçhizatın tamir masraflarını üstlenerek kullanıcı tarafından tamir ettirilmesini tercih edebilir.
Dağıtım şirketi, tamiratı kullanıcıya bırakması durumunda kullanıcıyı anlaşacağı servise/servislere yönlendirebilir. Dağıtım şirketi kullanıcının tamiri yapılan teçhizatta bulunan garanti haklarını koruyacak şekilde hareket etmekle yükümlüdür.
(4) Dağıtım şirketi tarafından yapılacak tamirat, duruma göre teçhizat yerinde iken veya başka bir yere götürülerek, kullanıcının başvurusunun haklı bulunmasından itibaren en geç 10 (on) iş günü içerisinde gerçekleştirilir.
(5) Tamir masrafının karşılanmasının tercih edilmiş olması halinde, kullanıcı tarafından tamir masrafına ilişkin faturanın ibrazından itibaren 3 (üç) iş günü içerisinde, kullanıcının istediği şekilde (nakden, banka/PTT vb. aracılığıyla) ilgili tutar ödenir veya nakden ödeme alabileceği kullanıcıya bildirilir.
(6) Hasar gören teçhizatın makul gerekçeler ile kısa sürede çalışır hale getirilmesi gerektiği durumlarda; kullanıcının bu yöndeki talebi üzerine, dağıtım şirketi tarafından inceleme ve değerlendirme hemen sonuçlandırılır ya da dağıtım şirketi tarafından kullanıcıya tamiri gerçekleştirmesine muvafakat ettiği servis/servisler bildirilir. Ortaya çıkan tamir bedeli, değerlendirme süreci neticesinde başvurunun haklı bulunması durumunda dağıtım şirketi tarafından bu madde hükümleri çerçevesinde kullanıcıya ödenir.
(7) Hasar gören teçhizatın tamir edilememesi durumunda dağıtım şirketi tarafından tespit edilecek/ettirilecek rayiç bedel veya dağıtım şirketinin uygun görmesi halinde kullanıcının talep ettiği bedel kullanıcıya ödenir.
(8) Kullanıcı, zararının tazmini hususunda dağıtım şirketi tarafından yapılan işlemlere ilişkin şikâyetlerini Kuruma iletir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda arz ve izah edilen şekilde, doğmuş zararlar, dağıtım şirketinden tahsil edilemez ise bu konuda hukuki yollara başvurmak zorunluluğu doğacaktır. Yukarıda arz edilen ilgili mevzuat ve bu mevzuatın ilgili hükümleri çerçevesinde doğan zararın miktarı ile bağlı olarak, Tüketici Hakem Heyetlerine ya da Tüketici Mahkemelerine başvurulabilir. Ancak bu başvurunun yapılmasından önce dağıtım şirketine yazılı bir başvuru ve talepte bulunmanın hukuki bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Dağıtım şirketine yapılan bu başvuru ve talep sonuçsuz kalırsa makul süreler içerisinde, doğan zararın tazmini için maalesef hukuki yollara başvurmaktan başka çare kalmamaktadır.
Naçizane yazımı, şimdiye kadar zaman ve emek ayırıp, sabır ile okuduğunuz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.
Saygılarımla…
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Elektrik Kesintileri Ve Elektrik Şebekesinin Gerilimindeki Düzensizlik Ve Aşırı Yükselme Nedeniyle Oluşan Zarar Ziyanın Tazmini Konusunun Hukuki Değerlendirilmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Erdinç Laflı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|