Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İhalenin Feshi

Yazan : Muhammed Uçar [Yazarla İletişim]
Muhammed Uçar

İHALENİN FESHİ (M.134)

Cebri icra yolu ile yapılan açık artırma ile satış, adi bir satış sözleşmesi değil bir cebri icra işlemidir. İhale ile ortaya çıkan hukuki sonuçlar baştan itibaren kalkacağından aslında bir fesih değil, iptal söz konusudur. İhalenin feshi için genel mahkemede dava açılamaz; ihalenin feshi yalnızca icra mahkemesinden istenebilir. İhalenin feshi sebeplerini ana hatları ile şöyle sıralayabiliriz:
• İhaleye hazırlık döneminden kaynaklanan sebepler
• İhalenin yapılmasından kaynaklanan sebepler
• İhaleye fesat karıştırılması
• Alıcının hataya düşmesi

İhalenin Feshi Usulü

İhalenin feshi, şikâyet yolu ile yanlıca İcra Mahkemesinden istenebilir. İhalenin feshi için icra mahkemesi yerine genel mahkemeye ya da yetkisiz icra mahkemesine başvurulursa, icra mahkemesi ya da mahkeme, dosya üzerinden inceleme yaparak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verir ve bu karar kesindir (m. 134/4). Yetkili mahkeme ise icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesidir. İhalenin feshini isteme süresi 7 gündür. İlgililerin, ihalenin yapılmasına kadar olan işlemlerdeki yolsuzlukları en geç ihale günü öğrenmiş oldukları varsayılır(m134/2). Böylece, ihalenin feshini isteme hakkı süresi, ihale tarihinden itibaren başlar ve ihalenin kesinleşip kesinleşmediği bu süreye göre belirlenir. Ancak; bazı istisnai hallerde şikayet süresi öğrenme tarihinden itibaren başlar. Şu hallerde şikayet süresi öğrenme tarihinden itibaren başlar:

a) Kendisine satış ilanı tebliği gereken birine satış ilanının tebliğ edilmemiş olması
b) Satılan taşınmazlardaki esaslı nitelikteki hatanın sonradan öğrenilmesi
c) Artırmaya fesat karıştırıldığının sonradan öğrenilmesi

Yukarıda belirtilen 3 halde de şikâyet süresi öğrenme tarihinden itibaren başlar. Ancak; burada dikkat edilecek husus, bu 3 hal gerçekleşse bile ihale tarihinden itibaren 1 yıl geçmişse, artık ihalenin feshi istenemez.

İhalenin feshi davasını kanunda sınırlı olarak sayılan kişiler açabilir; alacaklı, borçlu, tapu sicilinde ilgililer ve pey sürmek koşulu ile ihaleye katılanlar ihalenin feshini isteyebilirler. İhalenin feshini isteyenlerin ayrıca yurt içinde adres göstermesi ve kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmiş olması gerekir. İhalenin feshine sebep olan kişi kendi kusuruna dayanamayacağından, ihalenin feshini isteyemez.

İhalenin feshi şikâyet yolu ile istendiğinden ve şikayet bir dava yolu olmadığından ihalenin feshinde genel bir davadaki gibi davacı-davalı kavramları yoktur. İhale ile ilgili olanların tümüne “ilgililer” denir. Bu nedenle ihalenin feshini isteyen tarafın ihalenin feshi talebinde, bütün ilgilileri karşı taraf olarak göstermesi gerekir. Ancak; ihalenin feshi talebinde diğer ilgililerin hepsinin karşı taraf olarak gösterilmemesi, ihalenin feshi talebinin reddini gerektirmez. İcra mahkemesi, diğer ilgilileri de duruşmaya davet ederek onlara da savunma imkânı verir.




İhalenin Feshinde Yargılama Usulü

İcra Mahkemesinin ihalenin feshi talebi hakkındaki kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğinden, İcra Mahkemesi ihalenin feshi talebini duruşmalı olarak inceler ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir(m.134/2). İcra Mahkemesi fesih talebinden itibaren 20 gün içinde karar vermesi gerekir.

İcra Mahkemesi, ihalenin feshi talebini incelerken sınırlı yetkili değildir. Burada anlatılmak istenen ise şudur; İcra Mahkemesi ihalenin feshinin gerekip gerekmediğini her türlü delile dayanarak inceleyebilir. İcra Mahkemesi bu konuda tarafların ikrarı ile de bağlı değildir; ikrara rağmen fesih sebebinin olup olmadığını araştırmalıdır. İcra Mahkemesi gerekirse tanıkta dinleyebilir.

İhalenin feshi talebinden önce taşınmaz alıcı adına tescil edilmişse(m.134/7), İcra Mahkemesi taşınmazın alıcı tarafından elinden çıkarılmasını önlemek için ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İhalenin feshi talep edilmiş olsa bile taşınmazı satın alan, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, satış bedelini derhal veya 130. maddeye göre verilen on günlük süre içinde nakden ödemek zorundadır. Ancak ihale kesinleşmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez; şikâyetle ilgili verilecek karar kesinleşinceye kadar para bankalarda nemalandırılır. İhalenin feshine ilişkin şikâyetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir(m. 134/V-VI).

İcra Mahkemesi, ihalenin feshi talebini yerinde bulmazsa, ihalenin feshi talebini reddeder. Ancak bu ret kararı kesinleştikten sonra, ihale bedeli alacaklılara ödenebilir ve taşınmazın alıcı adına tescili için tapu idaresine yazı yazılabilir(m.134/6, m.134/9). İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde İcra Mahkemesi davacıyı feshi istenen ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına mahkum eder. Ancak, işin esasına girilmeden reddedilmesi durumunda para cezasına hükmedilmez.

İcra Mahkemesi, ihalenin feshi talebini yerinde bulursa, ihalenin feshine karar verir. Taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin ihalenin feshi veya fesih talebinin reddi hakkındaki İcra Mahkemesi kararları temyiz edilebilir.

İhalenin Feshinin Sonuçları

İcra Mahkemesi ihalenin feshine karar verir ve bu karar kesinleşirse, bununla alıcının ihale ile iktisap etmiş olduğu mülkiyet hakkı son bulur. Tapuya alıcı adına tescil yapılmışsa, bu tescil iptal edilir ve taşınmaz tekrar borçlunun mülkiyetine döner. Bu halede, alıcının ödemiş olduğu ihale bedeli nemalarıyla birlikte hak sahibine(alıcıya) ödenir. İhalenin feshi kararının kesinleşmesinden sonra, taşınmaz veya taşınır mal, satış talebi üzerine, icra dairesi tarafından tekrardan satışa çıkartılır.

İhalenin feshine karar verilmeden, üçüncü kişiler o taşınmaz üzerinde iyi niyetle bir hak iktisap etmişlerse, ihalenin feshi bu iktisapları etkilemez.

KAYNAKÇA: Kuru, Aslan, Baki İcra ve İflas Hukuku Ders kitabı, Yargıtay kararları…

Antalya Barosu
Av. Muhammed Uçar

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/5690 K. 2012/7584
T. 13.3.2012
• İHALENİN FESHİ ( Taşınmaz Satışlarında Satış İlanının Bir Örneğinin Borçluya Tebliğ Edileceği - Tebliğ Edilmemiş Olmasının ya da Usulsüz Tebliğ Edilmiş Olmasının İhalenin Feshi Sebebi Oluşu )
• TAŞINMAZ SATIŞLARI ( Taşınmaz Satışlarında Satış İlanının Bir Örneğinin Borçluya Tebliğ Edilmesi Gerektiği )
• TEBLİGAT ( Tebligat Evrakı Üzerinde Tebliğ Memurunun Adı ve Soyadının Yazılı Olmadığı - Usulsüz Tebligat Oluşu )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( 7201 Sayılı Kanunun 21. Maddesine Göre Tebliğ edildiği - Ancak Tebliğ Evrakında Muhtarın İmzasının Bulunmadığı )
• SATIŞ İLANININ BORÇLUYA GÖNDERİLMESİ ( Tebliğ Edilmemiş Olmasının ya da Usulsüz Tebliğ Edilmiş Olmasının İhalenin Feshi Sebebi Oluşu )
ÖZET : Kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Somut satış ilanının borçluya 7201 Sayılı kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak tebliğ evrakında muhtarın imzasının bulunmadığı görülmüştür. Bu sebeple anılan tebliğ işlemi usulsüzdür.
Öte yandan, tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzasıyla tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının tebliğ evrakında bulunması gerekmektedir. Diğer borçluya gönderilen satış ilanına dair tebligat evrakının incelenmesinde tebliğ memurunun adı ve soyadının yazılı olmadığı belirlenmiş olmakla, adı geçen borçluya yapılan satış ilan tebliğ işlemi de usulsüzdür. Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, açıklanan sebeplerle borçluların şikayetinin kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği düşünüldü :
KARAR : Borçlu şirkete satış ilanının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edilmek istenildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Hükmi şahıslar adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırması gerekli değildir. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
Somut satış ilanının borçlu E... Ltd. Şti.ne 7201 Sayılı kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak tebliğ evrakında muhtarın imzasının bulunmadığı görülmüştür. Bu sebeple anılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı kanunun 21. maddesine aykırı olduğundan, usulsüzdür.
Öte yandan. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 23. maddesinin 19.03.2003 gün ve 4829 Sayılı Kanunla yapılan değişik 8. bendi gereğince "tebliğ evrakı kime tebliğ edilmişse onun imzasıyla tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının" tebliğ evrakında bulunması gerekmektedir ( HGK. nun 08.10.2008 tarih ve 2008/12-536 E. - 2008/574 K. sayılı kararı ). Diğer borçlu M. B.`a gönderilen satış ilanına dair tebligat evrakının incelenmesinde tebliğ memurunun adı ve soyadının yazılı olmadığı belirlenmiş olmakla, adı geçen borçluya yapılan satış ilan tebliğ işlemi de usulsüzdür.
İ.İ.K.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, açıklanan sebeplerle borçluların şikayetinin kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Av. Muhammed Uçar
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İhalenin Feshi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Muhammed Uçar'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-06-2014 - 13:42
(3610 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 15 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 15 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
56695
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 42 dakika 54 saniye önce.
* Ortalama Günde 15,70 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 11610, Kelime Sayısı : 1614, Boyut : 11,34 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* 6 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1786
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04117990 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.