Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Belediye Sınırları İçinde Kalan Meralara Yapılan Müdahaleler Neden Suç Kapsamından Çıkarıldı?

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]



BELEDİYE SINIRLARI İÇİNDE KALAN MERALARA YAPILAN MÜDAHALELER NEDEN SUÇ KAPSAMINDAN ÇIKARILDI?

Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü

(Beklenen Mahalli İdareler Dergisinin Temmuz 2012 S.215 s.12-16 da yayınlanmıştır.)

Giriş

5393 sayılı Belediye Kanunun 5.maddesine göre belediye kurulurken;

a) Eskiden beri o yerleşim yerine ait sayılan tarla, bağ, bahçe, çayır, mera, otlak, yaylak, zeytinlik, palamutluk, fundalık gibi yerler ile kumsal ve plajlar belediye sınırı içine alınır.

c) Belediyenin sınırları içinde kalan ve eskiden beri komşu belde veya köy halkı tarafından yararlanılan yayla, çayır, mera, koru, kaynak ve mesirelik gibi yerlerden geleneksel yararlanma hakları devam eder. Bu haklar için sınır kağıdına şerh konulur.
Biz bunlara belediye sınırları içinde kalan meralar olarak adlandıracağız. Bir de Köy tüzel kişiliğine ait ve orta malı sayılan meralar bulunmaktadır.Buna da kısaca Köy merası denilecektir.

Köyün orta mallarının neler olduğu3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B. maddesinde ; “Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri[1] gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.” Denilmek suretiyle ortaya konmuştur.

Görüldüğü gibi, köy orta malları, mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri olarak söylenebilir ve bu taşınmazlar özel mülkiyete konu olmazlar, özel siciline yazılır. [2]

Bu çalışmada belediye sınırları içinde kalan meralar ile köy meralarının Tük ceza kanunun 154.maddesindeki Hakkı olmayan yere tecavüz suçu açısında aynı korumaya sahip olup olmadığı ortaya konulacaktır. Sorunun tespitinden sonra çözüm önerileri sunulacaktır.

a-Mera nedir?

4342 sayılı Mera Kanunun[3] 3.maddesinde şöyle tarif edilmektedir;
c) Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yeri,
d) Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,
e) Yaylak: Çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,
f) Kışlak: Hayvanların kış mevsiminde barındırılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri,
m) Otlak: Mera ile aynı niteliklere sahip yeri,dir.Otlaklar kendiliğinden bol miktarda ot biten,hayvanları otlatmaya elverişli sulak yerlerdir.

Mecelle’nin 1271.maddesinde “odunundan ve otundan faydalanmak üzere muayyen bir köy veya kasaba ahalisine terk edilen baltalık,mera,yaylak ve kışlak gibi yerler ferdi tasarrufa ve dolaysıyla alışverişe konu olamazlar” hükmü yer almaktaydı.[4]

b-Türk Ceza Kanunu ile getirilen koruma nedir?

Köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak[5] gibi taşınmaz mallar veya eklentilerinin malikmiş gibi tamamen veya kısmen tecavüz edilmesi halinde hak sahibini işgalciye karşı korumayı ön gören bir düzenleme Hakkı olmayan yere tecavüz suçunu düzenleyen,5237 sayılı TCK’nin 154’üncü maddesinde yer almaktadır.[6]
TCK’nin 154. maddesinin ikinci fıkrasında köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri[7], yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

c- Meraya karşı yapılan hangi eylemler bu suç kapsamına girer?

Bir hakka dayanmaksızın köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan meranın kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp ekenlerin cezalandırılmasını ön görmektedir.

Bu fıkrada bahsedilen zapt etmek kavramından anlaşılması gereken husus taşınmazın semerelerinden faydalanmaksızın başkalarının faydalanmalarına engel olmak, “tasarruf etmek” kavramı oldukça uzun süreli olarak taşınmazın semerelerinden faydalanmak ve kullanmaktır. Kanunda sürüp ekenler denildiği için meranın sadece sürülmesi yetmez aynı zamanda ekilmesi de gerekir. Bu kapsamda Yargıtay verdiği bir kararda köy merasından ot biçmekten ibaret eylemlerin, meranın aynına yönelik tecavüz ve sahiplenme kastının bulunmaması nedeniyle hakkı olmayan yere tecavüz suçunun oluşmayacağına karar vermiştir.[8]

İlgili fıkrada bu taşınmazlar örneklendirildikten sonra “gibi” kavramı kullanılmak suretiyle bunların olarak belirtildiğinden köy boşlukları, köy mezraları, dere yatakları, hayvanların toplanma yeri ve köye ait arsalar da bu fıkra kapsamında değerlendirilebilir.[9]

Ayrıca Yargıtay’ın 4342 sayılı Mera Yasasının 19. ve 442 sayılı Köy Yasasının 36/1 maddeleri uyarınca köye ait mera ve yaylakları koruma görevi bulunan sanık köy muhtarının, köye ait Yaylayı İl Mera Komisyonu izni olmaksızın göçerlerin kullanımına tahsis etme eylemi görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturur. (Yargıtay 4. CD E. 2004/15749 K. 2006/9274 T. 11.4.2006) içtihadını dikkate alarak köy muhtarlarının köyün orta mallarının korunması için her türlü tedbiri alması ve gerekli yasal işlemleri başlatması gerekir.

d-Belediye sınırları içinde kalan meralara yönelik bu eylemler yapıldığında yapan kişi TCK ‘nın 154.maddesinin 2.fıkrasına göre ceza alır mı?

154.madenin 2.Fıkrasında meraya yapılan müdahalelerde suçun oluşması için bu yerlerin yalnızca “köy tüzel kişiliğine ait olan” veya “öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yerlerden” olması gerekir.

Dolayısıyla belediye sınırları içerisinde kalan bu tarz mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlere yapılan tecavüzler bakımından TCK’nin 154/2’nci maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

e-Belediye sınırları içinde kalan meralara yönelik eylemler için TCK’nın 154. maddesinin 1.fıkrasına göre ceza verilebilir mi?

Hakkı olmayan yere tecavüz suçunun düzenleyen 154.maddenin 1.fıkrasının ilk hali şöyleydi;

Hakkı olmayan yere tecavüz(mülga)
MADDE 154. - (1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.[10]

Daha sonra ise 25.2.2009 tarihinde 5841 sayılı yasayla bu fıkra kapsamından “kamuya ait taşınmazlar” çıkarılmıştır. Yeni hali şöyledir;

MADDE 154 - (1) Bir hakka dayanmaksızın kamuya veya özel kişilere ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.(Değişik birinci fıkra: 5841 - 25.2.2009 / m.1) (1) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.

Bu değişikliğin gerekçesi teklif metninde şöyle belirtilmiştir;[11]

Mülkiyet hakkı; kişilerin hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olmasıdır. Taşınmaz üzerindeki en geniş yetkileri veren ayni hak olan mülkiyet hakkının korunması, hukuk düzeninin Vazgeçilmezleri arasında yer alır. Bu sebeple ceza kanunları ve bu arada Türk Ceza Kanunu, mülkiyet hakkına yönelik tecavüzleri cezalandırmaktadır.

Bu çerçevede hakkı olmayan yere tecavüz, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154 üncü maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Ancak, 154 üncü maddede yapılan düzenleme ile özel mülkiyete konu olmayan ve kamu tarafından her zaman korunması mümkün ve gerekli olan taşınmazlar da kapsama alınmıştır.Oysa ki, kamuya ait olan veya kamunun hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların korunması,idare tarafından, kamu gücünün kullanımı ile her zaman mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, kamuya ait taşınmazların ceza hukuku kapsamında korunmasına yönelik hükümler, ilgili kanunlarında yer almaktadır. Şöyle ki; ormanlar bakımından 6831 sayılı Orman Kanununda, kıyılar bakımından 3621 sayılı Kıyı Kanununda, köylünün ortak yararlanmasına ayrılmış, mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallar bakımından Türk Ceza Kanununun 154 üncü maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında özel düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemeler karşısında kamuya ait taşınmazlar bakımından genel bir ceza hükmünün getirilmiş olması, uygulamada tereddüt ve farklılıklara sebep olduğu gibi yukarıda değinilen idarenin sahip olduğu, aldığı karar ve tedbirleri kolluk gücüyle doğrudan uygulama imkanı karşısında gereksiz bulunmaktadır.

Buna karşılık özel mülkiyete veya özel mülkiyet hakkından kaynaklanan haklara yönelik bir saldırı durumunda bunun "hakkı olmayan yerlere tecavüz" suçu olarak cezalandırılması suretiyle,taşınmazların korunması da zorunlu bulunmaktadır. Bu zorunluluktan hareketle yapılan değişiklikle, bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz malın veya eklentilerinin kısmen veya tamamen işgal edilmesi, taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması yahut herhangi bir suretle hak sahibinin malından kısmen veya tamamen yararlanmasına engel olunması fiilleri şikayet üzerine cezalandırılan bir suç olarak düzenlenmektedir.”

Görüldüğü üzere zaten kamu malını konumuzla ilgili olarak belediye sınırları içinde kalan meraları yeterince koruyan kanunlar olduğu için bu koruma gereksizdir diyerek koruma kaldırılmıştır.

Nitekim Yargıtay “Belediye teşkilatı bulunan yerlerdeki kamuya ait taşınmazlara tecavüzün, Türk Ceza Kanununun 154. maddesindeki suçu oluşturmayacağı, koşulların varlığı halinde 3091 sayılı Yasaya aykırılıktan söz edilebileceği gözetilerek, suça konu yerin belediye sınırları içerisinde olup olmadığı kesin biçimde saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararlarını bozmaktadır.(Yargıtay 8. CD. E. 2009/3185 K. 2011/4740 T. 13.6.2011)


e-Belediye Sınırları içindeki mera ile köy merası aynı nitelikte değil midir? Yasa koyucunun köy merası için suç ve ceza ihdas ederken belediye sınırları içinde kalan meralar için suç ve ceza öngörmemesi Anayasaya aykırı olmaz mı?

Anayasa Mahkemesinin 17.04.2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2000/83 esas ve 2004/26 karar sayılı Mülga Türk Ceza Kanunun 513.maddesinin 2.fıkrasıyla ilgili verdiği kararında belirttiği üzere idari yapılanma ve buna dayalı olarak aldıkları hizmet bakımından köylerde yaşayanlarla, belediyenin bulunduğu yerlerde yaşayanların aynı hukuksal konuma sahip olmadıkları bu bağlamda belediye sınırları içerisinde yer alan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerler ile köy sınırları içerisinde yer alan köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmazların aynı nitelikte olamaz.

Belediye sınırları içerisinde yer alan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerler normal kamu arazisi olarak değerlendirilmektedir.[12]

Anayasa Mahkemesi ne yazık ki Anayasa'nın "Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması" başlıklı 45. maddesinde, "Devlet tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek için gereken tedbirleri alır" hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen bu tedbirlerin türü ile uygulanma yöntemi yasa koyucunun takdirine bırakılmıştır diyerek yasa koyucunun köy merası için ayrı koruma belediye sınırları içindeki meralara farklı bir koruma getirebileceğine ve bununda anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir.

Sonuç olarak; Bu düzenleme ile başka yasalarla yeterice korunduğundan belediye taşınmazları açısında bu suçun oluşmayacağı düzenlenerek belediye taşınmazlarının koruma yollarından biri kapanmış olması bizce doğru olmamıştır.İster belediye ister köy isterse hazine taşınmazları olsun bunların korunması için daha çok etkili yolların getirilmesi gerekirken mevcut korumaların kaldırılması veya zayıflatılması doğru bir tercih değildir.Bir an önce belediye sınırlarındaki meralara ve diğer taşınmazlara koruma getiren ve kaldırılan düzenlemenin tekrar yürürlüğe konulması gerektiğini düşünüyoruz.


[1] Pazar ve panayır kurulması için bir köy halkının istifadesine tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılmakta olan yerlerdir. Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.111)

[2] S.Özlem OSMANAĞAOĞLU,” Köyde kamu malları üzerine “http://www.artvinkadastro.gov.tr/userfiles/file/Makale_11.pdf

[3] RG: 28 Şubat 1998 - Sayı: 23272)

[4] Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.22

[5] Köy ve kasaba hayvanlarının sulandığı yere Suvat(sulak);hayvanların sulandıktan sonra veya önce dinlendikleri yerlere eyrek yerleri denir.( Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.104)

[6] Ali Parlar; Muzaffer Hatipoğlu; (2007), Asliye Ceza Davaları, Ankara, s. 430

[7] Köy halkının harman yapması için kamu hizmetine tahsis edilmiş olan veya kadimdenberi bu amaçla kullanıla gelen yerlere harman yeri denir. (Prof.Dr.Halil CİN,Türk Hukukunda Mera,Yaylak ve Kışlaklar,Turhan Kitapevi,Ankara-1980 s.110)

[8] Yargıtay 8.CD 24.01.2007 T. E.2004/4784, K.2007/412

[9] Ali Parlar; Muzaffer Hatipoğlu; s. 433

[10] Bkz.Resmi Gazete 12 Ekim 2004 –sayı :25611


[11] http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss272.pdf

[12] Yargıtay 8.CD 01.01.2004 T. E.2002/9019, K.2004/546 (Kazancı mevzuat programından alınmıştır.)
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Belediye Sınırları İçinde Kalan Meralara Yapılan Müdahaleler Neden Suç Kapsamından Çıkarıldı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
06-08-2012 - 11:31
(4283 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
24587
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 16 saat 9 dakika 21 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,74 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 24894, Kelime Sayısı : 2260, Boyut : 24,31 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 13 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1506
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,08240390 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.