Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Sigara İçme Yasağına İlişkin Yüksek Yargı Kararları

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]


SİGARA İÇME YASAĞINA İLİŞKİN YÜKSEK YARGI KARARLARI
Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü

Giriş

Tütün kullanımı, çok yaygın bir bağımlılık çeşidi olmasının yanı sıra, tütün ve dumanında bulunan maddelerin insan sağlığı üzerine yaptığı olumsuz etkiler nedeniyle dünyanın ve ülkemizin en önemli ve önlenebilir halk sağlığı sorunlarından biridir.

Tütün kullanımının giderek artmasına, dünya çapında insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlara ulaşmasına ve tütün şirketleri tarafından pazar oluşturma stratejilerine karşı geliştirilen ve bu konudaki ilk uluslararası anlaşma özelliğini taşıyan "Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi", 21 Mayıs 2003 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü’nün 56. Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilmiştir. Mezkûr Sözleşme, 5261 sayılı Kanun ile ülkemiz tarafından da kabul edilmiş ve 30 Kasım 2004 tarihli ve 25656 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşmenin 8.maddesine göre; “Her bir Taraf, kapalı iş yerlerinde, toplu taşıma araçlarında, kapalı kamu alanlarında ve gerektiğinde, kamuya açık diğer yerlerde tütün dumanına maruz kalmayı engellemek için, ulusal yasalarla belirlenen mevcut resmi yetki alanlarında, etkin yasal, icrai, idari ve/veya diğer önlemleri alacak ve uygulayacak ve bu önlemlerin, yetkisine giren diğer düzeylerde de kabulü ve uygulanmasını etkin bir şekilde teşvik edecektir.” 19.maddesinde ise “. Taraflar, tütün kontrolü amacıyla, gerekirse tazminatı da içeren cezai veya hukuki sorumlulukları düzenleyecek yasaları çıkarmayı veya mevcut yasaları geliştirmeyi göz önünde bulunduracaklardır.”yükümlülüğü düzenlenmiştir. Bu sözleşme çerçevesinde “Ulusal Tütün Kontrol Programı” oluşturularak Başbakanlığın 2006/29 sayılı genelgesi ile 7.10.2006 tarih ve 26312 sayılı Resmi gazetede yayınlanmıştır. Programda “ 2006 yılı sonuna kadar kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketiminin tamamen engellenmesi” hedefi ancak 2008 yılında yapılan yasa değişikliği ile gerçekleştirilmiştir.

Yeni adıyla 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunda 5727 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile sigara içme yasağının alanı oldukça genişletildi.Sigara içme yasağının genişletilmesini savunanlar olduğu gibi sigara içme özgürlüğünü savunanlar da bulunmaktadır.[1] Nitekim kahvehanede sigara içilmesini yasaklayan maddenin anayasaya aykırılığı iddia edilmiş ancak Anayasa Mahkemesi bu yasağın Anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.

1-Anayasa Mahkemesinin 06.01.2011 Tarih ve 2010/58 Esas ve 2011/8 Karar sayılı Kararı[2]

İptal edilmesini isteyenlerin gerekçesi:

“Toplum hayatımızda beş yüz yıla yakın geçmişi bulunan kahvehanelerde, dinlenilip, çay, kahve gibi içeceklerin yanı sıra tütün ürünleri de geçmişten bu yana tüketilmektedir. Dolayısıyla tütün ürünleri tüketimi ile ilgili yapılacak yasal düzenlemelerde de, kahvehanelerin bu özellikleri ve nitelikleri mümkün olduğunca korunarak anılan iş yerlerinin işlevlerini sürdürebilmeleri sağlanmalıdır.

5727 sayılı Yasanın 3/1-d maddesinde ise, toplum hayatı içerisinde geçmişten bu yana ortaya çıkan özellikleri ve nitelikleri göz ardı edilerek, kapalı mekanlardan oluşan kahvehanelerde tütün ürünlerinin tüketimi bütünüyle yasaklanmıştır. Kahvehaneler açısından tütün ürünlerinin tüketildiği/tüketilmediği bölüm ayrımına gidilmesi; kahvehanelerin büyüklüklerine göre yasak uygulaması ya da başka ayırt edici özellikler belirlenmesi suretiyle çalışma özgürlüğü ve kişi özgürlüğünün özüne dokunulmaksızın ölçülülük ilkesine uygun biçimde sınırlandırma getirilmesi mümkündür.”

Anayasa Mahkemesinin gerekçesi;

Tütün ve tütün ürünlerinin kapalı alanlarda kullanılmasının yalnız kullananlara değil, aynı ortamda bulunan diğer kişilere de sağlık açısından zarar verdiği bilinmektedir. Temel hak ve özgürlük kavramı içerisinde öncelikle kişilerin yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürme haklarının bulunduğunun kabulü gerekir. Bu açıdan kapalı ortamlarda tütün ve tütün ürünlerini tüketen kişilerin, aynı ortamda bulunan diğer kişilerin sağlıklı yaşam hakkına karşı ödev ve sorumlulukları bulunmaktadır.

Devlete, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için gerekli şartları hazırlama, kişilerin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi de verilmiştir. Yasa koyucu, Devlete verilen bu görevin gereği olarak, kişilerin sağlıklı bir şekilde yaşam sürdürmelerini sağlamak amacıyla gerekli gördüğü yasal önlemleri alabilir.

İtiraz konusu ibare ile kahvehane gibi işletmelerin kapalı alanlarında tütün ve tütün ürünlerinin tüketilmesinin yasaklanması suretiyle kişilerin yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Diğer taraftan kişilerin yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmelerini sağlamak amacıyla, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunan tütün ve tütün mamüllerinin kullanımının benzeri çağdaş ülkelerde de rastlanan biçimde kişilerin toplu olarak bulundukları kapalı alanlarda kullanımının yasaklanması, Anayasa’nın 17. ve 56. maddeleriyle Devlete yüklenen pozitif yükümlülüğün bir yansıması olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte Devlet, Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi”ne göre üzerine düşen yükümlülüğünü de yerine getirmektedir.

Öte yandan, Anayasa’nın 48. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” denilmiştir.

Çalışma özgürlüğü herkesin dilediği mesleği seçmede özgür olmasını ve zorla çalıştırılmamayı ifade eder. Birey bu özgürlüğünü kullanarak dilediği alanı ve işi seçebilir. Çalışma hakkı ise bireyin özgür iradesiyle seçtiği mesleği veya işi icra etmesi, devletin de çalışmak isteyenlere iş temin etmek için gereken tedbirleri alması olarak tanımlanabilir. Dava konusu kuralla kahvehanelerin kapalı alanlarında tütün ve tütün ürünlerinin tüketilmesinin yasaklanması, Devletin yukarıda belirtilen pozitif yükümlülüklerinin bir sonucu olup kişilerin özel teşebbüs kurma haklarını zedeleyen bir yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 12., 13., 17., 48., ve 56. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.” Oyçokluğuyla da olsa bu yasağın Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi 13.04.1999 tarih ve 1998/24 Esas ve 1999/9 Karar sayılı Kararıyla da;

“Tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alametler kullanılarak her ne suretle olursa olsun, reklam ve tanıtımının yasaklanmasının Anayasa’nın 48. maddesinde öngörülen özel teşebbüslerin çalışma özgürlüğünün sınırlandırılması sonucunu doğurduğu açıktır. Ancak, yasanın gerekçesinden sigaranın insan sağlığı, çevre ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri gözetilerek bu sınırlamanın yapıldığı anlaşılmaktadır.Tütün ve tütün mamullerinin reklamı, bunların kullanılmasını teşvik ve özendirerek toplum sağlığını olumsuz yönde etkilediğinden itiraz konusu kuralla getirilen sınırlamaların benzerine çağdaş ülkelerde de rastlanmaktadır. Anayasa’nın 48. maddesinde özel teşebbüslerin sosyal amaçlara uygun olarak çalışmasını sağlayacak önlemeleri almak devlete görev olarak verilmiş, 13. maddesinde de, temel hak ve özgürlüklerin, genel sağlığın korunması amacıyla da sınırlandırılabileceği öngörülmüştür.

Bu nedenle, yapılan sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine ters düşmediği gibi öngörüldüğü amaç dışında da kullanılmadığından Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir. “görüşüne varmıştır.

Yasağın Anayasaya aykırı olduğu yönünde oy kullananların gerekçesi;

“ Sigara içeni “ötekileştirmek” ve kötülemek, sigara içenler için yaşamı zorlaştırmak, bu kitlenin arasına her yıl milyonların eklenmesine engel olamamaktadır.
Sigara kullanımı, genel özgürlükler alanı içinde yer almaktadır. Kişinin, başkalarına ve topluma zarar vermemek şartıyla kendisi için zararlı olsa bile bazı şeyleri yapmak, tasarruflarda bulunmak hakkı olarak tanımlanabilecek bu genel özgürlük alanına devletin müdahalesi, demokratik toplumlarda söz konusu olamaz.

Devletin, kişiyi kendisi için zararlı olacak şeylerden koruma amacıyla da olsa, yediği ve içtiğiyle uğraşması, bunlara müdahale etmesi, temel hak ve özgürlükler anlayışıyla bağdaşmaz. Devlet kuşkusuz, toplum ve kişi sağlığı için zararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlanan belli maddelerin kullanımını Anayasa’ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla yasaklayabilir veya sınırlandırabilir. Örneğin devlet, uyuşturucu maddeleri yasaklamak ve bunlarla her türlü yasal yolla mücadele etmek görev ve yükümlülüğü altında ise de, sırf şişmanlatıcı olduğu veya kalp ve damar hastalıklarına yol açacakları gerekçesiyle kişilerin yeme-içme alışkanlıklarına müdahale edemez. Diğer bir ifadeyle devlet zararlı olan bir maddenin üretimini, imalini ve satışını yasaklayabilir; ancak bir maddenin üretimi, satışı ve ticareti yasak değilse kişilerin bu maddeyi kullanmalarına ancak zorunlu olduğu yerde ve ölçülülük ilkesine göre sınırlama getirebilir. Tütün kullanımına yönelik sınırlamalar da bu kapsamdadır.

Birleşmiş Milletler çerçevesinde Dünya Sağlık Örgütü eşgüdümünde uzun müzakereler sonucunda akdedilen 38 maddeden oluşan Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi sigara üretimini değil tüketimini azaltarak tütünün zararlarını kontrol etmek stratejisi üzerine kurulmuş olup, global sermayenin büyük bir kar aracı olan sigara endüstrisini karşısına almaksızın, sadece Sözleşme’ye taraf devletlerin sigara reklamı, perakende satışı vb. konusunda alınabilecekleri önlemler üzerinde yoğunlaşmıştır. Dünyada tütün üretiminin tedricen azaltılarak kaldırılması ve sigara sanayilerin zamanla başka alanlara yönlendirilerek sigara üretimine son verilmesi gibi kökten bir çözümü öngörmeyen, böyle bir hedefe yönelik hukuken bağlayıcı taahhütler içermeyen Sözleşme, sigara tüketimini azaltmak bahanesiyle, taraf devletlerin hükümetlerini yüksek vergilendirme politikalarına teşvik eden hükümler de içermektedir.

Sigara içiminin iş yerlerinde -haklı olarak- yasaklanmasına ilaveten kahvehanelerde de yasak olması halinde sigara bağımlıları aynı miktarda nikotin ihtiyacını karşılayabilmek için sigarayı evlerinde veya açık alanlarda daha çok içecek, ailelerine ve çocuklarına kötü örnek olacaklardır. Bunun yerine sigara bağımlılarının biraz dinlenmek ve eğlenmek için gidecekleri kahvehanelerin özel olarak ayrılmış bölümlerinde veya sadece sigara içenlere hizmet verecek kahvehanelerde bu ihtiyacı gidermeleri, açık alanda veya evlerinde gençlere örnek olacak şekilde sigara içmelerinden çok daha uygundur. Bu nedenle, kahvehanelere sigara yasağı getirilmesi, sanıldığının aksine, tütünle mücadelede amaca uygun bir yöntem değildir.

Sigara içmeyen kişilere zarar vermeksizin, sadece sigara içenlerin devam edeceği, personeli de sigara içenlerden oluşacak kahvehaneler açılması veya kahvehanelerin belli bölümlerinin sigara içenlere ayrılması halinde sigara bağımlılarının sigara içmeyenlere zarar vermeden bu konudaki özgürlükten yararlanmaları mümkün olabilecektir. Ancak iptali istenen kuralla, buna da fırsat verilmeyip sigara kullanımının tümüyle yasaklanması, bu maddenin üretiminin, toptan ve perakende satışının devlet eli ve katkısıyla yapıldığı gözetildiğinde, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen demokratik hukuk devleti ilkesi ile çelişen ve Anayasa’nın 12. maddesinde çerçevesi en geniş biçimde çizilen özgürlük alanın ölçüsüzce kısıtlayan bir müdahaledir.

Bu nedenle toptancı bir yaklaşımla kahvehanelere getirilen sigara yasağı, sadece sigara içenlere mahsus kahvehaneler açılmasına olanak vermediğinden, Anayasa’nın 2., 12. ve 13. maddelerine aykırıdır. “gerekçelerine dayanmışlardır.

2- Askerî Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 06 Haziran 2011 Tarihli 2011/1 Esas 2011/1 Karar Sayılı Kararı[3]

Konusu ; Birlik komutanlığınca,kışla içerisindeki kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında sigara içilmesinin yasaklanmasına ilişkin tebliğ edilmiş emirlere rağmen, anılan yerlerde sigara içtikleri tespit edilen sanıkların eylemlerinin, ASCK’nın 87/1’inci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunu mu oluşturacağı yoksa 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna muhalefet ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 39’uncu maddesinde düzenlenmiş olup idari para cezasını gerektiren “Tütün mamulü tüketmek” kabahatini oluşturacağıdır.

Kararda öncelikle sigara içme yasağının amacı ele alınarak yasağın amacının tütün ve tütün ürünlerinin zararlarından kişileri ve gelecek nesilleri korumak, konusunun; genel sağlık, yasağa aykırı hareketin yaptırımının ise idari para cezası olduğu belirtilmiştir.Kararın muhalefet şerhinde de Kışla içerisindeki kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında (Koğuş, yemekhane, dershane, hizmet binası, erbaş-er gazinosu, cephanelik, silahlık, malzemelik, askerî araç, garaj, kapalı otopark, benzinlik vb.) sigara içilmesinin yasaklanmasına yönelik emirlerin, koğuşlarda bulunan yatak, nevresim, battaniye, kıyafet gibi malzemenin niteliği ve çok sayıda asker kişi tarafından topluca kullanılıyor olması, keza silahlık, malzemelik, cephanelik, garaj gibi yerlerde muhafaza edilen malzemenin niteliği (Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı) dikkate alındığında, disiplin, güvenlik, yangın ve sabotajdan korunma gibi, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un düzenleniş amacını aşan, can ve mal güvenliğinin sağlanması gibi daha geniş bir alanı düzenlediği, koruduğu hukuki menfaatin de farklı olduğu gerekçesi savunulmuştur.
Bilindiği üzere, emre itaatsizlikte ısrar suçunun düzenlendiği ASCK’nın 87/1’inci maddesinin ilk cümlesi, “Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler ... cezalandırılırlar.” hükmünü içermektedir. Buna göre, emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşabilmesi için, ilk olarak “hizmete ilişkin bir emrin” varlığı gereklidir. Her kademedeki amirin, disiplini sağlamak, hizmetin düzgün, verimli ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesini temin maksadıyla, konusu suç oluşturmayan, kanun veya diğer hukuk kurallarıyla düzenlenmemiş konularda düzenleme yapıp emir vermeye yetkili olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. Ancak amirin bu yetkisine dayanarak yaptığı her düzenlemenin ve verdiği her emrin, askerî hizmete ilişkin bir emir olduğu söylenemeyeceğinden, bu şekildeki düzenleme ve emirlere aykırı her davranışın ASCK’nın 87/1’inci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturduğunun kabulü de mümkün değildir.

4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasında, hiçbir ayrım yapılmaksızın kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye idari para cezası verileceğinin düzenlenmiş olması karşısında, koğuşta, birlik yemekhanesinde Sivil eşya deposu, tim malzeme deposu, hizmet binası, erbaş-er gazinosu, garaj ve askerî araç vb. kapalı alanların tümünde sigara içilmesi halinde sigara için kişiyi 39.maddeye göre idari para cezası verilecektir.

Kanunlar tarafından düzenlenmiş kuralların ihlali hâlinde yapılacak işlemler ve bunların sonuçları yine kanunlarda gösterilmiş olup, hangi amaçla olursa olsun, aynı kuralların hizmete ilişkin emir haline getirilip emre itaatsizlik suçlarının konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bütün bu nedenlerle, birlik komutanlığınca olaydan önce tebliğ edilmiş olan, kışla içerisindeki kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında sigara içilmesinin yasaklanmasına ilişkin emirlere rağmen, anılan yerlerde sigara içtikleri tespit edilen sanıkların eylemlerinin, ASCK’nın 87/1’inci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunu değil, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna muhalefet ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 39’uncu maddesinde düzenlenmiş olup idari para cezasını gerektiren “Tütün mamulü tüketmek” kabahatini oluşturacağı sonucuna varıldığından, içtihatların bu yönde birleştirilmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

Karara karşı oy yazanların bir gerekçesi de” askerî disiplinin temini maksadıyla kışla içerisindeki açık alanlarda (İçtima, eğitim, spor vb. alanları) sigara içilmesinin yasak olduğu yönünde verilen emirlere uymayan asker kişilerin eylemlerinin, ASCK’nın 87/1’inci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturmasına karşılık, yine kışla hudutları içerisinde yer alan ve daha fazla tehlikelilik arz eden kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında sigara içilmesi eylemlerinin, yaptırımı yalnızca idari para cezasını gerektiren “Tütün mamulü tüketmek” kabahati niteliğinde kabul edilmesinin de bir çelişki yaratacağıdır.”

Sonuç;

Sigara içmek 50 ayrı hastalığa neden olurken, sigara içmeden başkasının dumanını solumak kalp krizleri, ve çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Sigaranın kapalı ortamlarda yasaklandığı ülkelerde ilk altı ayda kalp krizleri % 60 oranında azalmıştır.[4] 2005 yılında dünyada sigaraya bağlı hastalıklardan yaklaşık 5 milyon kişi, ülkemizde ise 100.000 kişi hayatını kaybederken, bu sayının 2030 yılına kadar her yıl dünyada 10 milyon kişiye, ülkemizde ise 240.000 kişiye yükseleceği tahmin edilmektedir.[5]Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre,sigara tiryakilerinin en fazla olduğu ülkeler arasında Türkiye 7.sıradadır.[6] Türkiye’de özellikle kadınlar arasında sigara içme sıklığı geçmiş yıllara göre artmaktadır. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre kadınların sigara içme oranı 1998 yılında % 18 iken, 2003 yılında % 28’e çıkmıştır.

Bütün bu veriler bu konuda önlem alınması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır ancak yasağın tütün üretimini kısıtlamak yerine tüketimini kısıtlamak olarak uygulanmasının doğru olmadığı görüşüne katılıyorum.Devlet bir yandan üretecek ancak sen içme diyecek bunu yapsın ancak kendisinde üretmeyi azaltsın.Kahvehaneyle ilgili olarak sigara içilen bölümün olması veya sigara içilen ve içilmeyen kahvehane ayırımına gidilmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum.Anayasa Mahkemesi kararı bu konuda yasal düzenleme yapılmasına engel değildir.

Askerî disiplini sağlamak amacıyla kışla içerisindeki açık alanlarda (İçtima, eğitim, spor vb. alanları) sigara içilmesinin yasak olduğu yönünde verilen emirlere uymayan asker kişilerin eylemlerinin, ASCK’nın 87/1’inci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturmasına karşılık, yine kışla hudutları içerisinde yer alan ve daha fazla tehlikelilik arz eden kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında sigara içilmesi eylemlerinin, yaptırımı yalnızca idari para cezasını gerektiren “Tütün mamulü tüketmek” kabahati niteliğinde kabul edilmesinin yaratacağı çelişki dikkate alınarak bu konuda düzenleme yapılması gerekmektedir.


Yararlanılan kaynaklar;

1-YALÇIN,İsmail,Tüm Yönleriyle Kabahatler Hukuku,Seçkin yayıncılık,Ankara,2007

2-KARAGÜLMEZ,Ali,Suç olmaktan Çıkarma-İdari Para Cezaları-Açıklamalı Kabahatleri Kanunu, Seçkin yayıncılık,Ankara,2005
3-ERBAŞ,Bahattin,”Sigara,Sigaranın (Tütün Ürünlerinin)Yasak olduğu yerler ile istisnaları ve ilgili cezalar” Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi Nisan 2008 C.13 S.4 s.31-36
4-Prof.Dr.Nazmi Bilir,”Sigarayı bırakma metodları,önemi ve ülkemizdeki durum” http://ssuk.org.tr/admin/uploaded/sigarayi.pdf
4-www.tapdk.gov.tr/
5-www.dumansizhavasahasi.org.tr/





[1] Geniş açıklama için bkz.:Kemal Gözler, “Sigara İçme Özgürlüğü ve Sınırları: Özgürlüklerin Sınırlandırılması Problemi Açısından Sigara Yasağı”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl 47, Sayı 1, Ocak 1990, s.31-67. (www.anayasa.gen.tr/sigara.htm. Erişim : 26/02/2008).
“Sigara kötü bir şey, bunu kabul ediyorum ama alışkanlık! Ben de bırakmak isterim, günün birinde belki bırakırım ama bunun devlet eliyle insanlara bu kadar sert bir şekilde empoze edilmesine karşıyım. Diyorum ki bu insan haklarına müdahaledir! Eğer sigara içmeyenlerin hakkı varsa sigara içenlerin de hakkı var. Mesela otobüslerde, taşıtlarda içilmemesinden yanayım ben de. Sigara içen biri olarak, sigara kokusu sinmiş bir taksiye binmek istemiyorum, rahatsız oluyorum. Ama sigara odalarını bile kaldır, açık havada bile yasakla, maçta bile yasakla, bu nedir? Eğer bu kadar ciddi bir tehlikeyse, sigara üretimini yasaklarsın. Sigara kartellerine güçleri yetmiyor, halka yapıyorlar yapacaklarını...”
(Yazar Pınar Kür’le yapılan röportajdan) (http://www.moralhaber.net/40461_Kur:--Sigara-karsitlari-terorist,-paranoyak-.htm)

“Suç” kapsamına girmediği halde, bazı insanların sigara içme özgürlüğünün sınırlanması gerekir. Çünkü bu eylem, başka bazı insanların sigara içmeme özgürlüğünü ihlal ediyor, sağlıkları için tehlike oluşturuyor.” Zülfü LİVANELİ ,Sigara Yasağı, Vatan, 21.05.2008,


[2] Resmi Gazete:26.02.2011 -27858


[3] Resmi Gazete:14.07.2011-27994

[4] http://www.ssuk.org.tr/belgeler/ssuk_basin28.06.2008.doc

[5] 7.10.2006 tarih ve 26312 sayılı Resmi gazete Başbakanlığın Ulusal Tütün Kontrol Programına ilişkin 2006/29 sayılı genelgesi (Programın temel hedefi, 2010 yılına kadar ülkemizde 15 yaş üzerinde sigara içmeyenlerin oranını % 80'in üzerine çıkarmak, 15 yaş altında ise % 100'e yakın olmasını sağlamaktır.)

[6]Türkiye’de 45 milyon kişi sigara içmemektedir. Sigara içmeyenlerin zehirli sigara dumanına zorla maruz bırakılması bir insanlık suçudur.( http://www.ssuk.org.tr/belgeler/ssuk_basin28.06.2008.doc)
http://www.havanikoru.org.tr/Docs_Mevzuata_iliskin_Belgeler/Ulusal_Tutun_Kontrol_Programi_ve_Eylem_Plani.pdf Erişim tarihi.:08.08.2008
“Dünyada en çok sigara içilen 10 ülke arasında Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya, ABD, Japonya, Brezilya, Bengaldeş, Almanya’yla birlikte ülkemiz de var.” Mustafa SÜTLAŞ,Sigara, Hekimler ve Medya, Bizim Gazete, 05.06.2008,
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Sigara İçme Yasağına İlişkin Yüksek Yargı Kararları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
27-07-2012 - 11:48
(4292 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 4 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 4 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
13692
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 13 saat 49 dakika 25 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,19 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 33903, Kelime Sayısı : 3121, Boyut : 33,11 Kb.
* 5 kez yazdırıldı.
* 5 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1502
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,08277011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.