Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Ahim Başvurularının Türkiye'de Komisyon Tarafından Karara Bağlanmasına İlişkin Düzenleme Nasıl Olacak?

Yazan : Av.Gürsel Kasım [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Avrupa İnsan Mahkemesine uzun yargılama süreleri nedeniyle yapılan başvuruların önüne geçmek amacıyla Türkiye'de komisyon kurulacak.Hazırlanan Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığı'na sunuldu.Usul,yöntem ve sonuçlarını anlattım.Ülkemize hayırlı olmasını dilerim.
Yazarın Notu
İlk kez

AİHM BAŞVURULARININ TÜKİYE’DE KOMİSYON TARAFINDANKARARA BAĞLANMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME NASIL OLACAK?
Türkiye’deki uzun tutukluluk süreleri, yıllarca süren davalar, eksik soruşturmalar… Türk vatandaşlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) hak arama yoluna gitmesine neden oluyor. Uzun yargılamalar nedeniyle mağdur olmaları sonucu başvuranlar çok sayıda… Avrupa İnsan Hakları mahkemesi de yakında bizim mahkemelerimize benzeyecek bu gidişle...Yoğun bir iş yükü ile karşı karşıya. Türkiye’den gelen davaların çokluğu en büyük sorunu. Bu yüzden AİHM ve Adalet Bakanlığı, uzun süren davalardan mağdur olanların AİHM’ye başvurmasından önce Türkiye’de oluşturulacak bir ‘özel komisyon’a gidilmesinin yolunu açan bir anlaşmayı yakında hayata geçirecekler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Mart 2012 tarihinde, Türk hükümetinin bilgisine iletilmemiş şikayet başvuruları için Ankara’nın öncelikle gerekli yasal düzenleme yaparak bir etkili iç hukuk yolu oluşturmasını beklemeye karar vermişti. Böylece Bireysel başvuru’dan (Anayasa şikayeti) sonra, ikinci çözüm önerisi de yeni Tasarı ile birlikte gündeme geldi.
Birincisi;
Herkesinbildiği gibi, Anayasa Mahkemesi 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren Bireysel başvuruya(Anayasa şikayeti) bakacak. Vatandaşların bireysel başvurularını kabul etmeye başlayacak.
İkincisi;
Yeni bir oluşum. Uzun süredir Türkiye ile Avrupa Konseyi ve Avrupa insan hakları Mahkemesi arasında, Türkiye aleyhine açılan davaların nasıl azaltılabileceği yönünde görüşmeler ve bir takım çalışmalar yapılmaktaydı.
Bu bağlamda yaklaşık 3 bin dosyayı 1 yıllığına dondurma kararı alan AİHM, Türkiye’ye bu dosyaları çözerek tarafları tatmin etmesi için1 yıllık süre tanıdı. Mahkeme’nin böyle bir karar almasında, Adalet Bakanlığı’nın, dosyaların eritilmesine yönelik yeni bir iç hukuk yolu oluşturulacağı yönündeki açıklaması en büyük etkendi. Karar gereği Türkiye bu dosyalar üzerinde çalışacak bir komisyon kuracak. Öncelikle AİHM’sinin belirlediği örnek(Pilot) dosyayı sonuçlandıracak. Örnek seçilen “Ümmühan Kaplan” davasında ortaya çıkacak sonuç, hem usul hem esas bakımından AİHM’de uygun bulunursa, komisyon AİHM’ tarafından “iç hukuk yolu” olarak kabul edilecek. AİHM, ödenen tazminata ve komisyonun yapısına, çalışma hızına bakıp kurulan iç hukuk yolunun etkinliğini değerlendirerek adil bulması halinde, beklettiği başvurular hakkında düşme kararı vererek, önündeki dosyaları Türkiye’ye gönderecek. Sonrasında ise; komisyonda ele alınmayan dava dosyalarını kabul etmeyecek. Böylece hem AİHM'nin dosya yükü azalacak, hem de Türkiye davaları kendi içinde çözme imkânına kavuşacak.Türkiye, uzun yargılamalar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM)gidecek davalar için bir nevi “süzgeç” yöntemi uygulayacak.
Bunun üzerine Adalet Bakanlığı bir kanun Tasarısı hazırladı. AİHM'e yapılmış başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi amacıyla hazırlanan tasarıya göre, ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı, mahkeme kararlarının geç veya kısmen icra edildiği ya da icra edilmediği iddiasıyla AİHM’e yapılmış başvurular komisyon tarafından sonuçlandırılmasını kabul etti. Komisyon, AİHM içtihatlarını ve AİHM’nin verdiği tazminat miktarlarını emsal alarak karar verecek..
AMAÇ
Amaç; Avrupa İnsan Hakları mahkemesine giden dava dosyasını azaltmak.
Tasarının genel gerekçesinde amaç şöyle açıklanmış; Son yıllarda hızla sürdürülen yargı reformu çalışmalarına rağmen,çeşitli sebeplerle yargılama sürelerinin bazen uzayabildiği ve makul sürelerin dışına taşabildiği açıklaması yapılmış.. Bu nedenle AİHM'e yapılan başvurularda sonucu Türkiye aleyhine verilmiş çok sayıda ihlal kararı bulunduğu vurgulanan genel gerekçede, AİHM verilerine göre geçen yılsonu itibarıyla, Türkiye aleyhine AİHM önünde toplam derdest başvuru sayısının 15bin 940 olduğu, bunlardan yaklaşık 2500’ü uzun yargılama iddiasını içerdiği açıklanmış.Bu sayının 2012 yılı sonuna kadar 3500'ü bulabileceğinin tahmin edildiği belirtildikten sonra;
''İnsan haklarına saygı ve insan hakları konusunda ortaya çıkan aksaklıkları kendi iç hukukumuzda çözüme bağlama ilkeleri ile Ümmühan Kaplan kararının gereğinin yerine getirilebilmesi için, bu Kanun Tasarısı hazırlanmıştır. Tasarının amacı, AİHM'e yapılmış başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözüme kavuşturulmasıdır. Gerçekten de ülkemiz uygulama da başarılı olursa, adaletli kararlar verilirse vatandaşlarımız kısa sürede olumlu sonuçlar alabilirler.Yargı açısından da faydalı bir uygulama olur.
KOMİSYONUN OLUŞUMU
Komisyonda, Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcileri yer alacak. Komisyon, Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Adalet Bakanlığı’nın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hakim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından atanacak bir kişi olmak üzere toplam beş kişiden oluşacak. Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilecek. Komisyon üye sayısının salt çoğunluğu ile toplanacak ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verecek.
Komisyon ile ilgili ilk sorun hemen kendini gösterdi.
Komisyona üye seçimi? Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcileri… Komisyonda görev yapanları atayan Adalet Bakanlığı, Kamu gücünü temsil ediyor. Adalet Bakanlığı AİHM’de devlet adına savunma yapıyor. Komisyonda Bakanlık tarafından seçilen kişiler bireyin haklarını gözeterek nasıl karar verebilecek? Komisyonun sekretarya hizmetleri Adalet Bakanlığı’nca yürütülecek. Kamu kurum ve kuruluşları ile yargı mercileri, Komisyonun görevi kapsamında ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi ve belgeyi gecikmeksizin komisyona göndermek zorunda olacak.
Kendin pişir, kendin ye misali… Türkiye'de elde edemediğimiz Adaleti Avrupa’da arama umuduna elveda diyebiliriz. Devlet isterse AİHM'e başvurabilirsiniz? İstemezse sonuç alamazsınız? Vatandaşlarımız için umut olacak uygulamada Komisyon üyelerinin bağımsızlığını sağlayacak önlemlerin alınması daha doğru olacaktır.
Komisyonun uygulamasının AİHM’ni ikna etmesi gerektiğine göre; Komisyonun bağımsızlık ve tarafsızlığı çok önem taşıyor.
BAŞVURMA - KOMİSYONUNÇALIŞMA SÜRECİ - SONUÇLARI
Öncelikle;
1- AİHM’ye uzun yargılama nedeniyle başvuru yapmış olan başvuru sahibi vatandaşlar, AİHM’den gelen resmi kabul mektubuyla, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak 5 kişilik komisyona başvuracak. Komisyona müracaat, AİHM’ne başvuru tarihini ve numarasını gösteren resmi kayıt kabul mektubu, başvuru formu ve diğer ilgili bilgi ve belgelerle birlikte, müracaat edenin kimlik bilgilerini içeren imzalı bir dilekçeyle yapılacak.
Başvurular,bu tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılabilecek. Bu süre içinde müracaatta bulunmayanlar, AİHM’n münhasıran iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararının kendilerine tebliğinden itibaren bir ay içinde de komisyona müracaat edebilecek.
Müracaatın,Cumhuriyet Başsavcılıkları aracılığıyla da yapılması mümkün olacak. Cumhuriyet Başsavcılığı, müracaat evrakını derhal Komisyona gönderecek.Bu durumda Cumhuriyet başsavcılığına yapılan müracaat tarihi esas alınacak. Yapılacak müracaatlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulacak.
2-Uzun yargılama sürecinden mağdur olduğunu düşünen bireyler, AİHM’ne başvurmadan önce oluşturulacak olan bu komisyona başvuracak. AİHM ise bu türlü davaları, özel komisyonda ele alınmadan önce kabul etmeyecek.
3- Taslağa göre, idari nitelikteki soruşturmalardan kaynaklanan başvurular hakkında bu kanun hükümleri uygulanmayacak.
Komisyon, en geç 9 ayda kararını verecek. Komisyon; müracaat konusu başvurunun, AİHM tarafından öngörülen iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu dışındaki diğer kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığını, Komisyona süresinde müracaat edilmediğini, müracaat edenin hukuki menfaati olmadığını, müracaatın belirtilen madde kapsamına girmediğini tespitederse müracaatı reddedebilecek.
Başvurucu komisyonun kararından memnun kalmadığı taktirde, Komisyon aracılığıyla tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz edilebilecek. Komisyon kararları Bölge İdare Mahkemesi’nin yargısal denetimine tabi olacak. Bölge İdare Mahkemesi de en geç 3 ay içerisinde karar vermek zorunda.
Ödenmesine karar verilen tazminat, kararının kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde Maliye Bakanlığı tarafından ödenecek. Üç ay içinde ödeme yapılmaması halinde tazminat kanuni faiziyle birlikte ödenecek. Bu ödeme her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olacak.
Uyuşmazlığın tüm aşamalarının en fazla bir yıl içerisinde sonuçlandırılması hedefleniyor. Ancak dava denizinde boğulan yargı,bu davalara öncelik vermedikçe süre sorunu çıkabilir. Uzlaşmaya dayalı bir sistem… Ülkemizde uzlaşma kültüründen her geçen gün uzaklaşıldığı düşünüldüğünde, komisyonun başarılı olma şansı nasıl olacak? Süreler kısa,ülkemizde komisyonlar işlerini geç yapan oluşumlar… Hadi hayırlısı… Uygulamanın başarılı olması vatandaşlarımız için çok önemli. Zararlarını daha kısa sürede tazmin edebilecekler. Komisyonun kararları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin6.ncı maddesini oluşturan adil yargılanma hakkı ile uyumlu olacak. Komisyon, AİHM kararları ve AİHS çerçevesinde tazminat miktarı belirleyerek kişilere ödenmesine karar verebilecek. Yargı ücretlerinin, şikayetleri haklı temele dayanan davacılar üzerinde aşırı yük oluşturmaması ve Tazminatların AİHM tarafından benzer davalarda hükmedilen tazminat oranlarından düşük olmaması gerekiyor.
Kanun,5 Mayıs 2012 itibarıyla AİHM nezdinde kaydedilmiş başvurular hakkında uygulanacak. Bu süre Adalet Bakanlığının teklifi üzerine,Bakanlar kurulu tarafından uzatılabilecek.
Bu kadar iş yükü ile baş etmesi kolay görünmüyor. Komisyonun yaptığı çalışma sonucunda ortaya koyduğu performans AİHM tarafından kendi kriterlerine uygun kabul edilirse, bu yöntem etkin bir iç hukuk yolu olarak değerlendirilecek. Ayrıca ülkemiz zor bir sınavın altından başarı ile kalkmış olacak.
ÖRNEK (PİLOT) DAVA
Komisyon, AİHM’yi ikna etmek için önce örnek(pilot) davayı sonuçlandıracak. AİHM, sistemin doğru işleyip işlemediğini değerlendirecek. Komisyon, pilot davayı uzlaşmayla sonuçlandırırsa, bekletilen tüm dosyalar, “Sorunu uzlaşarak çözün” diyerek Türkiye’ye iade edilecek
AİHM, Ümmühan Kaplan’ın uzun yargılama iddiası ile yaptığı başvurusunu pilot dava seçerek, 20 Mart 2012'de karara bağladı AİHM kararına göre, Antalya’da oturan Ümmühan Kaplan’ın babası, 1970 tarihinde kadastro çalışmaları esnasında Çenger veYaçıdibi köylerinde bulunan bazı arazilerin kendi adına tescil edilmesi talebiyle kadastro mahkemesinde dava açtı. Keşifler, bilirkişi raporları,tanıkların dinlenmesi gibi işlemlerin uzun yıllar sürdüğü davada, 1990 yılında kadastro mahkemesi başka bir davayla bu davanın birleştirilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca ihtilafa konu taşınmazların bazılarının Ümmühan Kaplan’ın babasına miras yoluyla intikal ettiğine karar verdi. Kararın temyiz incelemesinde Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan aynı konuya ilişkin başka dava olduğu gerekçesiyle karar Temyiz incelemesi sonucunda bozuldu. Kaplan, 1995 tarihinde babasının ölümü üzerine, davayı takip etmeye başladı. 1995 ve 2007 arasında dava, Kadastro Mahkemesi tarafından incelenmeye devam etti ve birçok bilirkişi incelemesi yapıldı. Dava, Kadastro Mahkemesi’nde devam ederken Ümmühan Kaplan, 2007’de AİHM’ye başvurdu.

AİHM,yargılama süresini, 1970’den beri, yani 42 yıldır değil, Türkiye’nin AİHM’in yargı yetkisini tanıdığı 1987’den itibaren hesapladı ve yargılamanın 25 yıldır sürmesini mahkumiyet gerekçesi yaptı.AİHM kararında Kaplan’ın babasının 1970 yılında açtığı davanın bitirilmemesi nedeniyle. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin makul sürede yargılama ile ilgili6.maddesini ve etkili başvuru hakkıyla ilgili 13.maddesini ihlal ettiği sonucuna vardı. Mahkeme Türkiye aleyhine 15,600 Euro “manevi tazminata” da hükmetti.
AİHM, uzun yargılamadan kaynaklı ihlalin, Türkiye’de var olan yapısal problemden kaynaklandığı ve 31 Aralık 2011 tarihinden itibaren, uzun yargılama nedeniyle yapılan 2 bin 373 başvurunun Türk Hükümeti’ne tebliğ edilmediği, 330’ununtebliğ edildiği belirtildi. Bu ne demek? AİHM, 330 dava hakkında karar verecek.
Türkiye’nin uygulama da başarı sağlarsa diğer başvurular da ülkemiz tarafından sonuçlandırılacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararın da, 23 Eylül 2012tarihinde fiilen yürürlüğe girecek olan Anayasal(Bireysel) başvuru hakkı ile birlikte Adalet Bakanı’nın bu husustaki yapısal sorunların giderileceğine dair taahhütlerinin not edildiği belirtilerek AİHM önünde bekleyen başvurular ile 22Eylül 2012 tarihine kadar yapılacak olan başvuruların AİHM tarafından görüşülmeden ilgili komisyona gönderileceği kaydedildi. Kararda Türkiye’nin bu komisyonda başvuruları 1 yıl içinde bitirmesi gerektiği de ifade edildi. Buna göre Türkiye, 2 bin 373 davada Ümmühan Kaplan davasında verilen miktarı emsal olarak alarak tazminat tutarlarını belirleyecek
Kararda ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi kapsamında uzun yargılamaya ilişkin ihlallerin Türkiye'de uzun yıllardır devam ettiğini ve konunun iç hukuk düzeninde yapısal ve sistematik bir problem oluşturduğunu, bu konuya ilişkin önündeki çok sayıda davanın askıda olduğunu, bu sebeple pilot karar prosedürünü uygulayacağını belirtti. Pilot dava neden önemli? Ümmühan Kaplan davasında komisyonun karar alırken uygulayacağı yöntem ve kararın içeriği AİHM tarafından denetlenecek. AİHM bu yöntemi “etkili bir iç hukuk yolu” olarak görürse “uzun yargılama” nedeniyle Türkiye aleyhine AİHM’de açılmış bulunan 3 bin civarındaki dava komisyona gönderilecek. Böylece uzun yargılama nedeniyle AİHM’e doğrudan başvuru yolu kapanacak. Davanın sağlıklı sonuçlandırıldığı kanaati oluşursa,uzun yargı sürecine yönelik davalar için Türkiye’de oluşturulacak komisyon AİHS tarafından etkin iç hukuk yolu olarak kabul edilecek.
BAKANLAR KURULUNUN KOMİSYONA YETKİ VERMESİ
Hazırlanan kanun Tasarısı ile uzun yargılamalara ilişkin düzenlemenin yanı sıra, Bakanlar Kurulu'nun vereceği yetkiyle komisyon farklı ihtilaflara da bakabilecek. Böylece, AİHM’de Türkiye aleyhine açılmış mülkiyet hakkı ihlalleriyle ilgili dosyalar da komisyon gündemine gelebilecek. Bunların en önemlileri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek protokolün 1.maddesinde yer alan mülkiyet hakkına yönelik müdahaleler.AHİM’in yerleşik içtihatları kamulaştırma, orman, kıyı kenar kapsamı içindeki taşınmazlara ait olan iyi niyetle ve devlet güvencesi ile yapılan tasarruflardır.
Bu tür davalarda kişinin mal varlığından yoksun bırakılması sonucu doğduğundan kamu yararı ile bireyin yoksunluğu arasında “adil denge” ve “orantılılık” ilişkisi olmalıdır. Bedelin vaktinde ödenmemesi ya da az ödenmesi en çok karşılaşılan konulardır. AİHM, toplumun çıkarı ile bireyin mülkiyet hakkı arasında, kamu yararı amacıyla yasal olarak gerçekleştirilen işlemlerin tüm yükünün kişilere bırakılmasını orantısızlık olarak değerlendirmekte ve dolayısıyla sözleşmeye aykırı kabul etmektedir. Mülkiyetin yitirilmesi sonucunu doğuran müdahale, istisnai koşullar dışında malın değeriyle orantılı bir tazminat ödenmesini gerektirmektedir
Komisyonun kamu yararı ile bireyin temel haklarının korunması arasındaki adil dengeyi sağlaması gerekmektedir. Oluşturulan Bireysel başvuru (Anayasa Şikayeti) ve Komisyon çalışmaları ile sorunun çözülmesi hepimizin isteği. Anayasa Mahkemesinin nasıl bir çalışma yapacağı belirsiz.Türkiye’de kurulan komisyonların da bugüne kadar ki uygulamaları düşünüldüğünde hukuk karmaşası ile karşı karşıya kalabiliriz.
Adalet Bakanlığı’nın AİHM istatistiklerini yayımlamasıyla Türkiye’nin AİHM mahkumiyetleri sıralamasında ilk sırada yer aldığının açığa çıkmasının ardından, bir başka liderliği daha elinde bulundurduğu anlaşıldı. AİHM’nin sitesinde yer alan bilgiye göre Türkiye, bugüne kadar mahkum olduğu 2.404davadan 1759’unun gereğini yerine getirmemiş. Bu davalarda, AİHM’nin istediği mevzuat değişikliği, etkili soruşturma, hızlı yargılama gibi talepler yerine getirilmediğinden, dosyalar Bakanlar Komitesi tarafından takip ediliyor. Avrupa’nsan hakları karnemizde son durum bu.
Hukukta pek çok temel yasa değişti. Kanun koyucu süre kaygısıyla yasa yaparken ilgili yasalarla çelişkileri gidermeye yeterince özen gösteremedi. Demokrasi için yapıldığı ve yapılması gerektiğinin ileri sürüldüğü pek çok değişim geçirildi. Sonuçta görüldü ki uygulayıcılar hata yaptığı sürece yasalar değişse de, hayat değişmiyor.Gelenekleri, sistemleri oturmuş toplumlarda yasalarla oynanmaz. Yasalar ve hukuk toplum için vardır ve gereklidir.
Hukukun üstünlüğü ilkesinin yer almadığı devlet modelinde, keyfilik vardır. Hukukun üstünlüğü, kişilerin can, mal güvenliği ile temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alır. Devletin tüm çalışmalarında bu ilkeye uygun davranması gerekir. Aksi halde Devlet vatandaşları ile davalı olur.
AİHM önüne ne denli az gidilirse, o denli hukuk içerisinde kalınmış demektir.Bireyleri mağdur etmeyen, haklarını gözeten Devlete de güven ve saygı duyulur;hem içerde, hem de dışarda.
Bu nedenle hazırlanan tasarının en kısa sürede hayata geçirilmesini çok önemsiyorum
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Ahim Başvurularının Türkiye'de Komisyon Tarafından Karara Bağlanmasına İlişkin Düzenleme Nasıl Olacak?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Gürsel Kasım'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
21-05-2012 - 19:23
(4360 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 8 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 8 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
9168
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 4 saat 47 dakika 34 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,10 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 19030, Kelime Sayısı : 2148, Boyut : 18,58 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1475
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04172611 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.