Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda Çatma

Yazan : Av. Hüsna Yıldırım [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda Çatmadan Doğan Zararlardan Donatanın Sorumlulukları

ÇATMADAN DOĞAN ZARARLARDAN
DONATANIN SORUMLULUKLARI






HÜSNA YILDIRIM
20104002020-2D




‘‘ Yeni Türk Ticaret Kanunumuzda Donatanın
Borç ve Sorumlulukları’’ Dersi Kapsamında
Hazırlanan Seminer Çalışması

Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Rayegan KENDER




T.C. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Hukuk Yüksek Lisans Programı
İstanbul, 2012




İÇİNDEKİLER
Sayfa
1) Çatma Kavramı………………………………………………………..1

2) Çatmanın Unsurları………………………………………………1
a) İki veya Daha Çok Geminin Çarpışması…………………………........................1
b) Gemilerden Birinin Diğerinin Hizmetinde Bulunmaması.................................2

3) Çatmanın Nevileri…………………………………………………2
A) Kusursuz Çatma…………………………………………………...2
B) Kusurlu Çatma………………………………………………………..4
a) Bir Tarafın Kusuru İle Çatma……………………4
b) Müşterek Kusurlu Çatma……………………………………5
C) Kıyasen veya Vasıtalı Çatma………………………7

4) Çatmadan Doğan Zararlar…………………………………7

5) Çatmadan Doğan Zararlardan Donatanın Sorumlulukları………...........................8
A) Kusurlu Çatmada Sorumluluk…………………………8
a)Tek Taraflı Kusurlu Çatmadan Doğan Zararlardan Donatanın Sorumlulukları……………………………………………………..........9
b)Müşterek Kusurlu Çatmadan Doğan Zararlardan Donatanın Sorumlulukları……………………………………………………………….....12
6) Çatmadan Doğan Zararların Tazmininde Zamanaşımı………….............................15
7) Yargıtay Kararı……………………………………………………16


KAYNAKLAR

• Algantürk Light, Didem: Denizde Çatma Hukuku, İstanbul 2011
• Kender, Rayegan/ Çetingil, Ergon: Deniz Ticareti Hukuku( Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları İle Birlikte), İstanbul 2009
• Çağa, Tahir/ Kender, Rayegan: Deniz Ticareti Hukuku II Navlun Sözleşmeleri, İstanbul 2004
• Kender, Rayegan: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası Prof. Dr. Türkan Rado’ya Armağan, C.LV, S.3 İsatanbul 1997
• Tekil, Fahiman: Deniz Hukuku Uluslararası Konvansiyonlar, İstanbul 1986
• Tekil, Fahiman: Deniz Hukuku, İstanbul 1998















1- Çatma Kavramı
Çatma, iki veya daha çok geminin doğrudan veya dolayısıyla çarpmasıdır. Çatma hükümleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1216-1221 maddeleri arasında düzenlenmiş olmakla birlikte, kanunda çatmanın açık bir tanımı yapılmamıştır. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ise 1286. maddesinde çatmayı, iki veya daha çok geminin çarpması olarak tanımlamıştır. Bu tanıma göre çatmanın iki unsurundan söz edilebilir:
a) Çarpışan vasıtalar gemi olmalıdır.
b) İki veya daha fazla gemi çarpışmış olmalıdır.

2- Çatmanın Unsurları

a) İki veya daha çok gemi arasında çatışma
Çatmanın varlığı için öncelikli koşul, iki veya daha çok geminin çatışmasıdır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 816. maddesi gemiyi tanımlamıştır.
‘ Tahsis edildiği gayeye uygun olarak kullanılması, denizde hareket etmesi imkanına bağlı bulunan ve pek küçük olmayan her türlü tekne gemi sayılır.’
Buna göre gemiye ait üç unsur bulunmaktadır:
Bir nesnenin gemi olarak kabul edilebilmesi için öncelikle tekne olması gerekir. Tekne ise, içi boş ve suda yüzebilen nesneleri ifade eder. Sal suda yüzebildiği halde içi boş olmadığı için gemi sayılmaz.
Teknenin gemi sayılabilmesi için diğer şart ise, teknenin denizde hareket edebilmesi, yüzme özelliğinin bulunması gerekmektedir. Hareketten maksat ise geminin seyrüsefer yapmasıdır.
Son olarak teknenin gemi sayılabilmesi için, pek küçük olmaması ve kendi kendine hareket edebilmesi gerekmektedir. Teknenin kendi kendine hareket edebilmesi şart olmayıp çekilme suretiyle de hareket etmesi yeterlidir. Bu sebeple mavna gemidir.1
6102 sayılı Yeni TTK. ise 931. maddesinde gemiyi,
‘ Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etme imkanı bulunmasa da, bu kanun bakımından gemi sayılır.’ şeklinde tanımlamaktadır.
Yeni kanun 931. maddesinde, TTK. 816. maddesinden farklı olarak tekne kavramı yerine araç kavramını kullanmış olmakla birlikte, kendiliğinden hareket
_________________
1 Kender/Çetingil, Deniz Ticareti Hukuku, 2009 İstanbul, s. 35



etme imkanına sahip olmasa dahi suda hareket edebilen bir aracın gemi olabileceği belirtilmiştir. Buna göre, şat, barj, layter, römorkor, römorkor tarafından çekilen mavna gemi sayılacaktır.2 Burada gemi olarak nitelendirilecek aracın kendiliğinden hareket kabiliyetine sahip olup olmamasına bakılmaksızın, aracın tahsis gayesinin suda hareket etmesini gerektirmesi belirtmiştir.
Çatmanın söz konusu olabilmesi için çarpışan veya birbirine zarar veren vasıtaların gemi olması gerekir. Bunlardan birinin gemi olmaması halinde çatma hükümleri uygulanmaz. Örneğin, bir geminin yalıya, rıhtıma, dubaya çarpması veya zarar vermesi halinde olduğu gibi.3
b) Gemilerden birinin diğerinin hizmetinde bulunmaması
İki veya daha fazla gemi arasındaki çatışma, biri diğerinin hizmetinde iken meydana gelmiş ise çatma hükümleri uygulanmaz. Çarpışan gemiler arasında bir hukuki ilişki bulunmamalıdır. Gemilerden biri diğerinin hizmetindeyse örneğin gemiler arasında römorkaj sözleşmesi varsa, bu gemilerin birbiriyle çarpışması durumunda, yine bir yolcu gemisiyle bu gemiye yolcu getiren gemi arasında bir çarpışma söz konusu olduğunda, çatma hükümleri uygulanmaz. Gemiler birbirinden bağımsız olmalıdır. Aksi halde çatma hükümleri yerine akdi sorumluluk hükümlerinin uygulanmasına gidilir.4

3- Çatmanın Nevileri
6762 sayılı TTK’nda , çatmadan doğan zararların tazmini amacıyla kusur esas alınarak çatma, kusurlu çatma ve kusursuz çatma olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Kusurlu çatmayı ise bir tarafın kusuru ve ortak(müşterek) kusurlu çatma olarak ikiye ayrılmıştır.
A) Kusursuz Çatma
6762 sayılı TTK. 1216. maddesi hükmüne göre, umulmayan hal ve mücbir kuvvet yüzünden meydana gelen veya neden ileri geldiği anlaşılamayan çatmalar, kusursuz çatma sayılır.
Umulmayan hal, alışılagelmiş dikkat ve özene rağmen önceden kestirilip önlenmesi mümkün olmayan olaylardır. Örneğin, liman yetkililerinin geçiş sırasında savaş halinde ışıklarını söndürerek seyrini emretmesi halinde, bu sebeple bir çatma meydana gelirse, bu hal duruma göre kusursuz çatma sayılır.5
_________________
2 Algantürk Lıght, Denizde Çatma Hukuku, İstanbul 2011, s.16
3 Kender/Çetingil, a.g.e. , s. 198
4 Kender/Çetingil, a.g.e. , s. 198
5 Kender/Çetingil, a.g.e. , s. 199



Şiddetli fırtına, kuvvetli sis gibi gemi dışında ortaya çıkan doğal olayların neden olduğu çatma ise mücbir kuvvet halidir. Sis, pus ve tipi gibi sebeplerle görme ve duyma engelleriyle fenerlerin görülmemesi, düdük ve kampanaların duyulmaması sonucu olan çatmalar da kusursuzdur.
Çatmanın nedeni her iki taraf bakımından ispat edilemiyorsa veya neden ileri geldiği anlaşılamaması halinde de yine kusursuz çatma söz konusu olacaktır. Burada kusurlunun kim olduğu bilinmemekte olup, sebep ile zarar arasında nedensellik ilişkisi kurulamadığından kusursuz çatmanın varlığı kabul edilir.
6102 sayılı Yeni TTK ise 1287. maddesinde, bu tanıma paralel bir tanım yapmakla birlikte, ilgili madde 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’nun 2. maddesi ile uyum sağlamaktadır. Yeni TTK’nun 1287. maddesine göre, çatmanın umulmayan bir hal veya mücbir sebep yüzünden veya neden ileri geldiği anlaşılamayan bir sebepten dolayı meydana gelmesi halinde kusursuz çatmadan söz edilecektir.
1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu6 kusursuz çatmayı 2. maddesinde,
‘ Eğer müsademe kazara vaki olur veya bir sebebi mücbirden neşet eder veyahut müsademenin sebepleri hakkında şüphe bulunur ise zararları buna uğramış olanlar çekerler.
Gerek gemiler, gerek bunlardan biri hadise anında demir üzerinde yattığı halde dahi bu hüküm ber’i kalır.’
şeklinde tanımlanmaktadır.
Yeni kanun anılan maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, maddenin 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu ile uyumlu hale gelmesi için, Yeni maddenin ikinci fıkrasında,
‘ Birinci fıkrada sayılan haller gemilerin hepsi veya onlardan biri, kaza anında demirdeyken meydana gelirse birinci fıkra hükmü uygulanır.’
demek suretiyle, birinci fıkrada belirtilen umulmayan hal veya mücbir sebepten veya neden ileri geldiği anlaşılamayan kusursuz çatma hallerinin hepsinin veya birinin, gemi demirdeyken meydana gelmesi halinde, yine kusursuz çatmadan söz edilecektir.
‘James River Transport Inc v Nasenbulk’ ismi ile anılan örnek bir davada, Japonya/Sesabo bölgesinde liman otoriteleri tarafından demir pozisyonuna alınan iki
_________________
6 Deniz Müsademelerine Mütedair Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkında Sözleşme, Brüksel ,23 Eylül 1910, Onay Tarihi 9 Haziran 1937, Kanun No:3226, RG. 23.6.1937, Tekil, Deniz Hukuku, Uluslar arası Konvansiyonlar, İstanbul 1986, s. 221



gemi arasında şiddetli fırtına etkisiyle demir taraması sonucunda çatma meydana gelmiştir. Amerikan mahkemesi, her iki geminin kusursuz olduğuna ve çatma nedeniyle herkesin uğradığı zarara katlanması gerektiğine karar vermiştir.
Yine ‘The Lousiana’ ismi ile anılan örnek bir davada, Lousiana isimli gemi şiddetli fırtına nedeniyle demirlerinin kapanması üzerine sürüklenerek Flushing isimli buharlı gemi ile çarpışmıştır. İngiliz mahkemesi, çatmanın umulmayan hal sonucu ortaya çıktığı ve Lousiana isimli geminin kusursuz olduğuna karar vermiş ise de, Temyiz mahkemesi şiddetli fırtına sebebiyle gerekli teknik tedbirlerin olmaması nedeniyle çatmanın tamamen Lousiana gemisinin kusurundan kaynaklandığına karar vermiştir.7
B) Kusurlu Çatma

a) Bir Tarafın Kusuru İle Çatma
6762 sayılı TTK’nun 1217. maddesine göre, çatmanın gemilerden birinin gemi adamlarının kusurundan ileri gelmesi halinde, bir tarafın kusuru ile çatmadan söz edilecektir.
Kusur, ihmali ve kasıtlı olmak üzere iki çeşittir. Kasıt, iradenin hem tutumu, hem de sonucunu istemesidir. İhmal de ise, irade, fiili isteyerek yapar, fakat neticeyi istemez. İhmal ağır ihmal ve hafif ihmal olmak üzere iki çeşittir. Ağır ihmal, zararın olmasına kuvvetle yer veren tutumdur. Hafif ihmal ise, ancak çok tedbirli ve dikkatli kimselerin tahmin edebileceği olayları önlemek için gerekli davranışta bulunmamaktır.
Çatma, çatışmayı önleme kurallarına uymamak, yani durum gereği yapılması gerekli bir manevrayı yapmamak veya yapılmaması gerekli bir manevrayı yapmak şeklinde ihmali nitelikte olabilir.
Misal olarak Denizde Çatmayı Önleme Tüzüğü’ne8 bakıldığında, gemiler durumun gerektirdiği bir mesafede durabilecekleri bir hızla seyretmelidirler(Kural 6.). Dar kanal ve geçitlerde her gemi kendi sancak tarafından seyretmelidir(Kural 9.). Bir gemiye yetişen gemi onun yolundan çıkmalıdır(Kural 13). Misal olarak verilen kurallara uyulmaması halinde kusur söz konusu olacaktır.
Kusurlu çatmada iki illiyet bağı söz konusudur. Öncelikle kusurlu hareket veya ihmal ile zarar doğmalı ve bu zarar ile kusurlu hareket arasında illiyet bağı olmalıdır. Daha sonra ise zarar ile kusurlu çatma arasında illiyet bağı olmalı, zarar kusurlu çatmadan doğmuş olmalıdır.
_________________
7 Algantürk Lıght, a.g.e. , Kararlar için bkz. s. 59
8 Denizde Çatmayı Önleme Tüzüğü, Kanun T.10.6.1946 – 4922 RG. 29.4.1978- 16273



6762 sayılı TTK. 1217. maddesine göre, tek taraflı kusurlu çatmada, çatmanın çatışan geminin gemi adamlarının kusurundan ileri gelmesi gerekmektedir. 6762 sayılı TTK. 821. maddesine göre ise, gemi adamları; kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide istihdam edilen diğer kimselerdir. Çatmanın bu kimselerin geminin sevk ve idaresi ile ilgili kusurlu bir fiili yapması ile gerçeklemesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK 1288. maddesinde,
‘ Çatma, gemilerden birinin donatanının veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmesi halinde, zararı o geminin donatanı tazmin etmek zorundadır.’
demek suretiyle gemi adamlarının kusuruna ek olarak donatanın kusurunda ileri gelmesi halinde de kusurlu çatmadan söz etmektedir.
Donatan gemisini deniz ticaretinde kullanan gemi sahibi olup, yeni düzenlemeye göre, çatmanın donatanın kusurundan kaynaklanması halinde donatan zararlardan sorumlu olacaktır.
6102 sayılı Yeni TTK’nun kusurlu çatmaya ilişkin 1288. maddesi, 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’ndan alınmıştır. Konvansiyonun kusurlu çatmaya ilişkin 3. maddesi,
‘ Eğer müsademeye gemilerden birinin hatası sebep olmuşsa zararın tazmini bu hatayı yapmış olan gemiye terettüp eder.’
demek suretiyle geminin kusurundan söz etmektedir. 6102 sayılı Yeni kanun 1288. maddesinin gerekçesinde, Alman yasa koyucusunun Brüksel Konvansiyonu’nda belirtildiği şekilde, geminin kusurunun söz konusu olmayacağından gemi adamlarının kusurunun madde kapsamına almasıyla birlikte, donatanın kusurunun madde kapsamı dışında kalmaması için yeni maddeye donatanın kusurunun da eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Esasında gerekçe, donatanın kusurunun madde kapsamına alınması için yeterli bir gerekçe olmayıp, uygulamada çatmanın donatanın kusuruyla gerçekleşmesi mümkün gözükmemekle birlikte, maddenin donatanın kusuruna ilişkin kısmının uygulamasına pek rastlanılmayacaktır.

a) Müşterek Kusurlu Çatma
Çatma, çarpışan gemilerin gemi adamlarının gemicilik kurallarına veya çatışmayı önleme kurallarına aykırı tutumlarıyla meydana gelmiş ise, müşterek kusurlu çatmanın varlığı kabul edilir.9
_________________
9 Algantürk Light, a.g.e. , s. 66



6762 sayılı TTK’nın 1218. maddesi,
‘ Çatma, çarpışan gemilerin gemi adamlarının müşterek kusurlarında ileri gelmiş ise, bu gemilerin donatanları çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan malların uğradıkları zararı kusurları ağırlığı oranında tazmin etmeye mecburdur.’
demek suretiyle, müşterek kusurlu çatma, çarpışan gemilerin her ikisinin veya hepsinin gemi adamlarının kusurlu fiilleriyle oluşacağı belirtilmektedir.
Tek taraflı kusurlu çatmada kusura ilişkin açıklamalar burada da geçerlidir. Ancak burada kusurlu fiili sonucu çatmaya neden olan gemi bir değil birden fazladır. Yani çarpışan gemilerin hepsi kusurludur. Ancak çatışan gemilerin kusurlarının aynı olması şart değildir.10
Çatışmayı önleme tüzüğüne göre, karşılıklı yaklaşan gemilerin, çatışmayı önlemek için, sancaklarına kaçmaları gerekmektedir, iskele doğrultusuna gidip çarpışmaları halinde kusurları aynıdır(Kural 12,4.f).11
Kural olarak müşterek kusurlu çatma çarpışan gemilerin gemi adamlarının kusurundan ileri gelmektedir(TTK. 1218 md).
6102 sayılı Yeni TTK 1289. maddesi müşterek kusurlu çatmanın, çarpışan gemi adamlarının kusuruna ek olarak çarpışan gemilerin donatanlarının kusuruyla da gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Buna göre, çarpışan gemilerin donatanlarının kusurları madde kapsamına alınarak, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusuru nedeniyle müşterek kusurlu çatmanın varlığından söz edilecektir.
1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu 4. maddesi yeni düzenleme ile uyum sağlamaktadır. Konvansiyonun 4. maddesinin birinci fıkrasına göre,
‘ Eğer müşterek hata var ise gemilerden herbirinin mes’uliyeti mütekabilen yapılan hatanın ağırlığı ile mütenasiptir, bununla beraber ahvale göre böyle bir nispet tayin edilemez ise veya hatalar muadili gibi görünüyorsa mes’uliyet mütesaviyen taksim olunur.’
Konvansiyonun 4. maddesi geminin kusurundan söz etmektedir. Bu durumda gemi adamlarının kusuru olmaksızın gemiye ait mekanik bir kusurun doğurduğu zarar
________________
10 ‘ De Merchant Estate v Price’ ismi ile anılan örnek davada Kanada Mahkemesi, motorlu tekne ile yelkenli tekne arasında meydana gelen çatmada, yelkenli tekede uygun ışıklandırma bulundurulmaması, kanalın yanlış tarafında seyir etmesi ve çatmanın meydana gelmemesi için uygun bir hareket yapmaması nedenleri ile kusurlu olduğuna, motorlu tekneyi kullunanın alkollü olması ve yelkenliyi görüş ihmalinin bulunması nedeniyle kusurlu olduğuna dolayısıyla tarafların çatmada müşterek kusuru bulunduğuna karar vermiştir. 2001 NBQB 98, 2001 N.B.J. No.328, www.admiraltylaw.com/collisions.htm, 26.10.2010, Algantürk Light, a.g.e. , s. 66
11 Denizde Çatmayı Önleme Tüzüğü, Kanun T.10.6.1946 – 4922 RG. 29.4.1978- 16273


hali de nazara alınarak, geminin kusuru esasına dayanılmaktadır. Örneğin, dümen arızası yüzünden doğan bir çatmada gemi adamının kusurunu belirlemek mümkün olmayabilir.12

C) Kıyasen veya Vasıtalı Çatma
6762 sayılı TTK’nun 1220. maddeye göre,
‘Gemi bir manevrayı yapmak veya yapmamak suretiyle yahut nizamlara riayetsizlik yüzünden başka bir gemiye yahut gemide bulunan can ve mallara çatma olmaksızın, bir zarar vermesi halinde’ çatmanın söz konusu olabileceği belirtilmiştir. Bu çatma türüne ise kıyasen veya vasıtalı çatma denilmektedir.13 Kanunda çatma olmaksızın zarar başlığı altında düzenlenen bu çatma türünde, gemilerin maddi olarak veya fiili bir temas veya darbeyle çarpışması söz konusu değildir.14
Vasıtalı çatma kusurlu olabileceği gibi kusursuz da olabilir. Örneğin, boğazdan çok şiddetli geçmesiyle oluşan dalgaların tesiri ile karaya vurup parçalanan vapurun, geminin nizamlara aykırı olarak süratle seyretmesi neticesi başka bir geminin veya deniz vasıtasının hasara uğramasına sebep olması halinde kusurlu gemi donatanı meydana gelen zararı ödemesi gerekir15 ve bu halde tek taraflı kusurlu vasıtalı çatma söz konusudur.
6102 sayılı Yeni TTK 1286/2 maddesi, 6762 sayılı TTK 1220. maddesi ile benzer şekilde düzenlenmiştir. Yeni düzenlemede, TTK 1220. maddesinin ‘… bu kısım hükümleri tatbik olunur.’ ifadesinden farklı olarak, ‘…çatma hakkındaki hükümler uygulanır.’ denilmesi suretiyle, kanunun diğer kısımlarında yer alan çatmaya ilişkin kurallar(örneğin gemi alacaklısı hakkı) bu çatma türünde de uygulama bulacaktır.

4- Çatmadan Doğan Zararlar
Çatma sonucu tazminat borcunun doğabilmesi için hukuka aykırı bir davranış
_________________
12 Algantürk Light, a.g.e. , s. 67
13 Kender/Çetingil, a.g.e. , s. 201
14 ‘ The Shell Spirit 2’ ismi ile anılan örnek bir davada Patrai isimli Yunanlı gemi maliki, Shell Spirit 2 isimli geminin verdiği hatalı ses sinyallerinden dolayı demirde bulunan barjlara çarptığını, dolayısıyla Shell Spirit 2 gemisinin seyir kusuru olduğunu iddia etmiş ise de, İngiliz Mahkemesi davalının bu iddiasını ispatlayamadığına karar vermiştir. Algantürk Light, a.g.e. , s. 81
15 ‘Boğazdan çok süratli geçmesi nedeniyle oluşan şiddetli dalgaların tesiri ile karaya vurup parçalanan vapurun, geminin nizamlara aykırı olarak süratle seyretmesi neticesi başka bir geminin veya deniz vasıtasının hasara uğramasına sebep olması halinde kusurlu gemi donatanı meydana gelen zararı ödemekle yükümlüdür.’ Y. Tic. D. , T. 26.6.1951, E. 3698, K.3799


sonucunda zarar gerçekleşmiş olmalıdır. 6762 sayılı TTK 1218. maddesine göre, çatmadan doğan zararlar geminin uğradığı zarar, gemide bulunan malların uğradığı zarar ve gemide bulunan şahısların uğradığı zarar olmak üzere üç türlü zarar söz konusudur. Bu zararların tazminine çatma hükümleri uygulanmakla birlikte, gemi dışındaki zararlara çatma hükümleri uygulanmamaktadır.
Geminin uğradığı zararlara; geminin zıya ve hasarı, geminin batması, batma sonucu çıkarılması, kırılması, geminin yaptırılması halinde tamir masrafları gibi masraflar dahildir.
Gemide bulunan mallara gelen zararlara ise; yüke gelen zararlar ile yolcu ve mürettebatın eşyalarına gelen zararlar dahildir. Yükten maksat, çatma halindeki gemilerin içinde bulunan ve bir navlun sözleşmesine müsteniden taşınmakta olan mal olup, yüke gelen zararlar; yükün zıyaı, taşıma hukuku bakımından taşıyanın teslim almış olduğu yükü varma limanına geminin ulaşmasından sonra mutad süre içinde hak sahibine tamamen veya kısmen teslim edilememesidir.16 Yükün tamamen teslim edilememesi halinde tam zıya, kısmen teslim edilememesi halinde kısmen zıya söz konusudur. Yük tamamen ortadan kaybolmasa dahi iktisadi değerini ortadan kaldıran hasarlarda yükün zıyaı sayılır. Örneğin, buğdayın deniz suyu ile ıslanması halinde, yük ortadan kaybolmamakta ancak tahsis edildiği amaca uygun şekilde kullanılması mümkün olmamakla birlikte, iktisadi değerini yitirmiştir.
Nihayet çatmadan doğan can zararlarına da çatma hükümleri uygulanmaktadır. Çatma esnasında gemide bulunan şahsın yaralanması, sakatlanması veya hastalanması Borçlar Kanunu 46. maddesi gereğince ‘bedensel zararalar’ olarak tanımlanmakta olup, bu zararların çatma hükümlerine göre tazmini istenebilmektedir. BK. 46. maddeye göre bedensel zararlar; ekonomik geleceğin sarsılması ve çalışma gücünün kaybı veya azalması olarak öngörülmüştür. 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde ise, BK. 46. maddeye ek olarak, tedavi giderleri ve kazanç kaybını da bedensel zarar olarak düzenlenmiştir. Bk. 47. madde ve Yeni BK. 56/1. maddesine göre, bedensel zarar gören kişi manevi tazminatta talep edebilecektir.

5- Çatmadan Doğan Zararlardan Donatanın Sorumlulukları

A) Kusurlu Çatmada Sorumluluk
Kusurlu çatma sonucu doğan zararlardan donatanın sorumluluğu 6762 sayılı TTK’ nun 1217-1218 maddelerinde düzenlenmiştir. Çatmaya kusurlu fiilleriyle sebep
_________________
16 Çağa/Kender, Deniz Ticareti Hukuku II, Navlun Sözleşmeleri, İstanbul 2004, s. 140


olan gemi adamlarının sorumlulukları genel hükümlere göre de söz konusu olmakla birlikte, tek taraflı kusurlu çatma zararlarından donatan TTK 947. ve BK 55. maddelerine göre de sorumlu tutulabilir. Bu maddelerin uygulanma şartları olmakla birlikte, BK 55. madde uygulandığı takdirde donatanın kurtuluş kanıtı getirmesi söz konusu olabilecektir. TTK m.947’ye gidildiğinde, çatma hükmüne nazaran farklı bir sonuç ortaya çıkmayacaktır. İki hükmün mahiyeti aynıdır(ek sorumluluk). TTK m.1217, mi 947’nin özel bir halidir.17
a) Tek Taraflı Kusurlu Çatmadan Doğan Zaralardan Donatanın Sorumlulukları
Çatma gemilerden birinin gemi adamlarının kusurundan ileri gelmiş ise, tek taraflı çatma söz konusu olup, zarar kusurlu gemi donatanı tarafından karşılanmalıdır(TTK 1217). Burada doğacak olan zararlar gemi, gemideki mallar ve can zararlarıdır.
Çatma hükmüne göre, tek taraflı kusurlu çatma da kusursuz gemide bulunan yüklerin zararları için, gemi adamları kusurlu olan geminin donatanı sorumlu olacaktır. Burada donatanın sorumlu olabilmesi için zarar gören yük sahipleri, çatmada gemi adamlarının kusurlu oldukları ve zararında çatma sonucunda doğmuş bulunduğu hususlarını ispat etmek zorundadırlar. Bundan sonra zarar miktarının tespiti meselesi yapılacak incelemelerle halledilecektir. Burada donatanın sorumluluğu, kusurlu gemi adamalarının sorumluluklarına EK bir sorumluluktur, donatanın bağımsız bir sorumluluğu söz konusu değildir. Sorumluluğun bu niteliğine göre, kusurlu gemi adamının sorumluluğu ortaya konduğu anda donatan da aynı derecede sorumlu olup bu sorumluluktan kurtulmak için hiçbir hususu ileri süremez.18
Gemideki mallara gelen zararların tazmininde, yük zararı bakımından iki ihtimal söz konusudur: Kusurlu gemide bulunan yükün zararı, kusursuz gemide bulunan yükün zararı.
Kusurlu gemide bulunan yük zararının tazmininde önemli bir hukuki sorun ortaya çıkmaktadır. Buna göre, kusurlu gemide bulunan yükün sahipleri, kusurlu geminin donatanına yani kendi donatanlarına karşı zarardan ötürü bir tazminat talebinde bulunabilecekler midir?
Alman yasasının par.734/1 (1913 den önceki metin) göre,
‘ iki gemi birbiriyle çarpışır ve bunun neticesinde bir ya da iki tarafta yalnız
_________________
17 Kender, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Prof. Dr. Türkan Rado’ya Armağan Sayısı, C. LV S. 3, İstanbul 1977 , Çatmadan Doğan Yük Zararları İçin Donatanın Sorumluluğu, s. 161
18 Kender, a.g.e. , s. 161



gemi veya yük yahut gemi ve yük hasar görür veya tamamen zayi olursa, çatmaya gemilerden birinin gemi adamı kusuru ile sebebiyet verdiği takdirde, bu geminin donatanı, çatma sonucu diğer gemiye veya onun yüküne gelen zararları par.485, 486 dairesinde tazmin etmekle mükelleftir.’
Madde metninde belirtildiği üzere, tek taraflı kusurlu çatmada, kusurlu gemi içindeki yük zararları için, o geminin donatanına çatma hükümlerine müsteniden tazminat talebinde bulunulamayacaktır. 1913 revizyonu ile madde hükmü tadil edilmiştir, 6762 sayılı TTK 1217. maddesi yeni hükmün tercümesidir. Yeni hükümde, yukarıda görüldüğü üzere çatışan gemilerden birinin donatanının sadece diğer gemi ve içindeki yükler için olan sorumluluğuna uygulanacağı hususundaki sınırlama yer almamıştır. Bunun sonucu olarak, çatmadan doğan zararlar için, zarara uğrayan yük sahipleri kendi donatanlarına karşı da şartları varsa tazminat talebinde bulunabilecektir. Kusurlu gemi donatanı ile gemi içindeki yükün sahipleri arasında bulunan akdi ilişki çatma hükümlerinin uygulanmasına engel olmayacak yani çatma hükümlerine göre tazminat talebinde bulunabileceklerdir. Çatma hükümleri içinde bulunan TTK 1221. maddede, akdi sorumluluklar saklı tutulmuştur.19
Buna göre, tek taraflı kusurlu çatmada kusurlu geminin içinde bulunan yükün sahipleri, çatmadan doğan yük zararı için, kusurlu gemi donatanına yani kendi donatanlarına, çatma hükmüne(TTK m.1217) göre tazminat talebinde bulunabileceklerdir.
Çatma hükümlerinin tesis ettiği donatanın sorumluluğu daha öncede belirtildiği üzere ek sorumluluktur. 6762 sayılı TTK m.1217, m.947 ‘nin özel halini teşkil etmektedir, gemi adamlarının haksız fiil sorumluluğuna ek bir sorumluluktur. Kusurlu gemi donatanı kendi gemisindeki yükle ilgililere karşı mesuliyetine taşıyanın sorumluluğunu sınırlayan veya kaldıran hükümler uygulanabilecek midir? Bu husus önemli olmakla birlikte, navlun sözleşmesinde taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen hükümlerde, gemi adamlarının teknik kusurlarından taşıyan kendi kusuru olmadıkça sorumlu tutulmamaktadır(TTK m.1062/2). Çatma ise daha çok gemi adamlarının teknik kusurundan ileri gelmektedir. Teknik kusur ise anılan maddeye göre, geminin sevki veya başkaca teknik idaresine ait kusurlu harekettir.20
Acaba taşıyanın akdi sorumluluğuna ilişkin bu istisna donatan olan taşıyanın çatma sorumluluğunda uygulanabilecek midir?
Prof. Tahir Çağa konuyu şöyle açıklamıştır: Ticaret Kanununun çatmaya dair hükümleri arasında bulunan 1221. maddesi, akdi hükümleri saklı tuttuğuna göre, bir
_________________
19 Kender, a.g.e. , s. 162
20 Kender, a.g.e. , s. 162


çatma olayında zarar gören yük sahibi isterse ve şartları varsa sorumlu donatana karşı akdi sorumluluk hükümlerine başvurabilir. Yani çatma hükümleri sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Ancak akdi sorumluluk alanında sorumluluk sınırlamaların çatma sorumluluğunda cari olup olmayacağı meselesinde kesin çözüme varılması zordur. En isabetli çözüm şekli meselenin pozitif bir hukuk kuralı ile düzenlenmesidir. Örnek olarak Hava taşımaları için Varşova (1929) Konvansiyonu m.17-19 ve Deniz taşımaları hakkında Hamburg kuralları (1978) m.7/1 zikredilmiştir. Bu konudaki tartışmaların incelenmesinde şöyle bir husus görülmektedir: akdi sahadaki sınırlamalardan gemi adamının teknik kusuru ve yangından doğan zararlar için kabul edilmiş olan istisnanın haksız fiil sorumluluğunda uygulanması halinde La Haye Kaidelerinin temel gaye ve hükmüne ters düşeceği gerekçesi dile getirilmiştir.21
Buna göre, gemi adamları kusurlu olan gemi donatanı kendi gemisindeki yüke gelen zararlar için çatma hükmüne göre(m. 1217) sorumlu olacak, donatanın aynı zamanda taşıyan olması halinde ise, navlun sözleşmesinden doğan sorumluluğun kanuni sınırları( m. 1062/2, 1112-1113 ve 1114) burada uygulanmayacaktır. Burada talep sahibi zarar gören yükün maliki veya ayni hak sahibidir. Kusursuz gemide bulunan yük sahibi çatma hükümlerine göre kusurlu gemi donatanından zararın tazmini isteyebilecektir ancak aralarında bir navlun sözleşmesi olmadığından akdi sorumluluk gereğince tazminat alma hakkı söz konusu olmayacaktır.
Tek taraflı kusurlu çatmadan doğan yük zararların tazmini için BK. m.55 göre yük sahipleri kusurlu donatana karşı zararın tazmini talep edebileceklerdir. Kusurlu gemi içinde zarar gören yük sahibi ile kusursuz gemi içinde zarar gören yük sahibi kusurlu gemi donatanına karşı yük zararlarının tazmini için BK 55. Maddesine istinaden tazminat davası açabileceklerdir. Ancak kusurlu gemi donatanı bu halde kurtuluş beyyinesinden faydalanmak suretiyle sorumluluktan kurtulabilir. Ancak BK 55. maddesindeki sorumluluktan kurtuluş için gerekli hususları ispat edemez ise sorumluluktan kurtulamayacaktır.
6102 sayılı Yeni TTK 1288. maddesinde,
‘Çatma, gemilerden birinin donatanın veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmişse, zararı o geminin donatanı tazmin etmek zorundadır.’
demek suretiyle, 6762 sayılı TTK 1217. maddesinden farklı olarak gemi adamlarının kusuruna ek olarak donatanın kusuru da madde kapsamına alınmıştır. Buna göre, tek tarafın kusuruyla meydan gelen çatmada, kusurlu hareket çatan geminin gemi adamları veya donatanının kusurundan ileri gelmelidir.
_________________
21 Kender, a.g.e. ,görüş için bkz. , s. 163




b) Müşterek Kusurlu Çatmadan Doğan Zararlardan
Donatanın Sorumlulukları
6762 sayılı TTK 1218. maddesine göre,
‘ Çatma, çarpışan gemilerin gemi adamlarının müşterek kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan malların uğradıkları zararı kusurları ağırlığı nispetinde tazmin etmeye mecburdur.’
Buna göre, müşterek kusurlu çatmada, çatan gemilerin gemi adamlarının kusuru dikkate alınmakla birlikte, çarpışan gemilerin donatanları, kusurun çatmayı meydana getirmekteki etkisi oranında zararı tazmin etmeleri gerekmektedir.
Müşterek kusurlu çatmadan doğan yük zararları için donatanlar, kusurlarının ağırlığı oranında sorumlu olduklarına göre, burada çatışan gemilerin gemi adamlarının kusurlarının çatmaya ne derece etkilerinin olduğunun tespit edilmesi önemlidir. Zira ödenecek tazminat bu orana göre hesap edilecektir.
Müşterek kusurlu çatmada zarar gören yük sahipleri çatışan gemilerin donatanlarına 6762 sayılı TTK’ nun m.947’ ye göre müsteniden talepte bulunabilirler, tek taraflı kusurlu çatmadaki durum burada da söz konusudur. Ancak bu halde de kusurlu gemi donatanları müteselsilen sorumlu olacaklardır. Burada BK m. 51’de öngörülen teselsül söz konusudur. Bununla beraber zarar gören yük sahipleri kendisine karşı yükle ilgili(yani taşıtan, yükleten veya gönderilen) oldukları donatanı şahsi kusuru bulunmadıkça m. 947’nin ‘şu kadar ki…’ ile başlayan hükmü gereğince sorumlu kılamayacaklarından bu halde de teselsül söz konusu olmayacaktır.22
Müşterek kusurlu çatmada, tek taraflı kusurlu çatmada olduğu gibi BK m.55 uyarınca yük zararları için donatanların sorumluluğuna gidilebilecektir. Ancak burada BK m.51’deki durum ortaya çıkacak ve teselsül söz konusu olacaktır. Burada da yine tek taraflı kusurlu çatmada da açıklandığı üzere donatan kurtuluş kanıtı getirebilecektir.
Müşterek kusurlu çatmada zarar gören yük sahipleri her bir sorumlu donatana karşı uygulanması mümkün ayrı hükümlere dayanarak tazminat davası açabilirler. Mesela zarar gören yük sahibi kendi donatanına karşı çatma, diğer donatana karşı m.947’e göre dava açabilir. Zarar gören yük sahibi için uygun yol bu ihtimaldedir, zira kendi donatanı çatma hükmüne göre, akdi sorumluluk hakkındaki sınırları ve m.947’deki sınırları ileri süremeyecektir.23
_________________
22 Kender, a.g.e. , s. 168
23 Kender, a.g.e. , s. 168



6102 sayılı Yeni TTK 1289. maddesinde,
‘ Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludur.’
Buna göre, çatma çarpışan gemilerin gemi adamlarının kusuruna ek olarak çarpışan gemilerin donatanlarının kusurundan da ileri gelebilecektir. Çarpışan gemilerin donatanları kusurları nispetinde gemilerin ve gemideki malların uğradıkları zararları tazmin edeceklerdir.
Madde devamında,
‘ Bununla beraber, duruma göre, bu oranın saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar.’
demek suretiyle, müşterek kusurlu çatmada, çatışan gemilerin gemi adamalarının veya donatanlarının kusurlarının çatmaya etkisi tespit edilemezse, çarpışan gemilerin donatanları, çatmadan doğan eşya zararlarından, eşit oranda sorumlu tutulacaktır. Maddenin bu cümlesi tamamen yeni olup, bu hükmün madde kapsamına alınması isabetlidir. Zira kusur derecesi tespit edilemediği takdirde bu şekilde bir uygulamaya gidilmesi hakkaniyete uygun düşecektir. Anılan madde Alman Ticaret Kanunu 736/1 maddesinde düzenlenmekle birlikte, bu halde çarpışan gemi donatanlarının yarı yarıya sorumlu olacakları öngörülmüştür. Aynı madde 7 Temmuz 1996 tarihli Fransız Kanunu’nda yer almakla birlikte, madde Çatmalara Dair 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’nda da düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 1289/2 fıkrasında,
‘ Çatma, gemi adamlarının geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ait bir hareketinin sonucu olduğu takdirde, donatan, kendi gemisinde taşınan yükün ilgililerine karşı 1062’nci maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 1180’nci maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi hükümleri uyarınca sorumlu olmaz.’
demek suretiyle, çatmanın teknik yönetim veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmesi halinde donatanın sorumlu olmayacağı belirtilmektedir. Yeni düzenleme ile bugünkü hukukun müşterek kusurlu çatmada zarar gören yük sahiplerinin çatışan gemilerin donatanlarına 6762 sayılı TTK’nun 947. maddesine(6102 sayılı TTK. md. 1062) göre, zararın tazminini talep edebilmeleri imkanını ortadan kaldırmakla birlikte, gemi adamlarının sevk ve idaresi kusurundan ileri gelen çatma söz konusu olduğunda, donatan, Yeni TTK. 1289/2. maddesi uyarınca sevk ve idare kusuru def’i ileri sürebilecektir.
1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’ndan alınan 6102 sayılı Yeni TTK 1289/2 madde devamında,
‘…Bu sorumsuzluk hali sebebiyle kendi donatanından tazminat elde edemeyen yük ilgilisi, söz konusu zarar için diğer kusurlu donatanlarn birinden yabancı bir hukuka göre tazminat alırsa, bu ödemeyi yapan donatanın fazladan ödemek zorunda kaldığı kısım için sorumsuzluk halinden yararlanan donatana rücu etmesi halinde, kendisine rücu edilen donatan, o yük ilgilisine aynı oranda rücu hakkına sahiptir.’
Buna göre, 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’na taraf olmayan ve millî hukuku farklı olan bir ülkede yük ilgilisi zararının tamamını diğer kusurlu donatandan tahsil etmesi halinde, bu geminin donatanı kusur oranından fazla ödediği kısım için diğer geminin donatanına rücu edecek ve rücu edilen geminin kusuruna tekabül eden kusur oranındaki zararın ödenmesini isteyebilecektir. Kendisine rücu edilen donatanda, kendi gemisindeki yükün ilgililerine müracaat edebilecektir. Böylece donatan, yük ilgilisi doğrudan kendisine başvurmuş olsaydı ödemeyeceği bir tazminatı rücu yoluyla başka bir donatana ödemek zorunda kaldığında, tazminatı tahsil eden yük ilgilisine rücu hakkı elde etmektedir.
6762 sayılı TTK’ nun 1218. maddesinin 2. fıkrasına göre, çatma sonucu gemide bulunan bir insanın ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin bozulması şeklinde ortaya çıkan bedensel zararlardan, çatan gemilerin donatanları zarar görenlere karşı müteselsilen sorumludur. Zararın tamamını ödeyen donatan diğer gemi donatanlarına ve kusurlu gemi adamlarına kusurları ağırlığı oranında rücu hakkı vardır.24
6102 sayılı TTK’nın bedensel zararlara ilişkin 1290. maddesi ise,
‘ Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, gemilerde bulunan kişilerin çatma yüzünden ölümünden veya yaralanmasından yahut sağlığının bozulmasından doğan zararlardan müteselsilen sorumludur. Bununla beraber, duruma göre bu oranın tespiti mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu olurlar.
Donatanların birbirine rücuunda, her donatan, kusurunun ağırlığı oranında sorumludur.’
demek suretiyle yeni madde bugünkü düzenlemeye paraleldir. Buna göre, çatma gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurundan ileri geldiği halde gemide bulunan şahıslarının uğradıkları bedensel zararlar, kusurlu gemi donatanlarından tazmin edebileceklerdir. Donatanların buradaki sorumluluğu müteselsil olup, yeni
_________________
24 Kender/Çetingil, a.g.e. , s. 201



düzenlemenin ikinci fıkrasına göre ise, zararın tamamını karşılayan donatan, diğer kusurlu donatanlara kusurları ağırlığı oranında rücu hakkı bulunmaktadır.
Birinci maddenin ikinci cümlesi ise, kusurlu gemi donatanlarının kusur oranının tespit edilememesi veya aynı oranda kusurlu olmaları halinde sorumluluklarının eşit oranda olduğu belirtilmekte olup, kanımca söz konusu düzenleme, maddenin ikinci fıkrasının devamında düzenlenmesi halinde, daha isabetli olacaktır.

6- Çatmadan Doğan Zararların Tazmininde Zamanaşımı
6762 sayılı TTK’ nun 1259. maddesine göre, çatmadan doğan zararların tazmini iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre çatmanın meydan geldiği tarihte başlar.(6762 sayılı TTK 1261/4 md)
Müşterek kusurlu çatmada donatanların birbirine rücuunda, zamanaşımı süresi bir yıldır. Bu süre ise, rücu hakkına imkan veren ödemenin yapıldığı günün geçmesi ile başlar(6762 sayılı TTK 1262/1 md).
6102 sayılı TTK’nun 1297. maddesinde ise, daha önce zamanaşımı sürelerinin ve bu sürelerin başlangıçlarının düzenlenmesine ilişkin dağınıklık giderilmekle, söz konusu süreler ve başlangıçları tek madde de düzenlenmiştir. Buna göre,
‘ Çatmaya dayanan her türlü tazminat istemi, çatmanın meydana geldiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.
1289. maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesine veya 1290. maddenin ikinci fıkrasına göre, donatanların birbirine karşı olan rücu hakları, ödemenin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.’
Yeni düzenleme de sürelere ve başlangıç tarihlerine ilişkin değişiklik söz konusu olmamakla birlikte, madde 1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu’nun 7. maddesinden alınmıştır. Anılan maddeye göre,
‘ Zarar tazminine müteallik davalar, hadisenin vukundan itibaren iki sende mürüzamana uğrar.
4. maddenin 3. bendine kabul edilmiş olan müracaat davalarını ikame etmek için müddet bir senedir. Bu mürüruzaman ancak tediye gününden itibaren başar.’
1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu ile uyum içinde olan 6102 sayılı Yeni TTK öngörülen düzenlemeye göre, çatmaya ilişkin zararın tazmini, çatmanın meydana geldiği tarihten başlamak suretiyle iki yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır. Donatanların birbirine rücu söz konusu olduğunda ise, donatana rücu imkanı veren ödemenin yapılmasından itibaren bir yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrayacaktır.

7- Yargıtay Kararı

ÇATMADA KUSURLU MÜŞTEREK DONATANLARIN SORUMLULUĞU
Y. Tic. D. 22.2.1971 E.70/4511 K.71/1231 Batider c.VI, 1971
Çatmada kusurlu gemi müşterek donatanlarına düşen hukuki sorumluluk, TTK 969. maddesi kapsamı dışındadır ve deniz serveti ile sınırlı olmak üzere müteselsildir. Bu durumda kusurlu müşterek gemi donatanlarından birine karşı açılmış tazminat davası, zamanaşımını diğerleri yönünden de kesici durumdadır.
Dava çatmadan doğan zararın olaya kusuru ile sebep olan geminin müşterek donatanlarından tazmini isteğinden ibarettir.
Çatma 28.11.1964 tarihinde vukubulmuş ve dava 12.11.1967 günü açılmıştır. Bu durumda olaya uygulanması gereken TTK 1259/2, 1261/4 maddelerine göre iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Ancak bu davanın açıldığı tarihte kusurlu geminin müşterek donatanlarından biri olan H.K. hakkında aynı olaydan dolayı doğan zarar için 64/1242 esas sayılı dava dosyası ile açılmış olan tazminat davası henüz görülmekte idi. TTK 948/3 maddesine göre, çatma dolayısıyla müşterek donatanlar gemi ve navlun ile olmak üzere sınırlı ve ayni bir şekilde sorumludurlar. Müşterek donatanların bu nevi sorumluluğu TTK 969 maddesi kapsamı dışında olduğundan ve BK 50/1 maddesine göre, müşterek donatanlar gemi ve navlun ile sınırlı olmak üzere müteselsilen sorumludurlar. Müşterek donatanlardan H.K. hakkındaki dava 1964 yılı içinde, yani zamanaşımı süresi dolmadan açıldığına göre onun hakkında zamanaşımı kesilmiştir ve kesilince diğerlerine karşı da kesilmiş olacaktır.26






_________________
25 Tekil, Deniz Hukuku, İstanbul 1998, Karar için bkz. , s. 406
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununda Çatma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Hüsna Yıldırım'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
11-01-2012 - 17:27
(4491 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 8 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 8 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
14853
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 saat 32 dakika 32 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,31 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 42236, Kelime Sayısı : 7169, Boyut : 41,25 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 9 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1422
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03921199 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.