Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale 5187 Sayılı Basın Kanunu’nda Sorumluluk

Yazan : Cevat Özel [Yazarla İletişim]
Avukat

09.06.2004 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilerek Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulan 5187 sayılı Basın Kanunu, 32 madde ve geçici 2 maddeden ibaret olup sorumluluk sistemi yönünden 5680 sayılı Basın Kanunu’ndan ayrılmış gözükmektedir.

Aşağıda yeni Yasanın muhtelif maddelerinde zikredilen sorumlular ve yükümlülükleri ayrı ayrı belirtilmeye çalışılacaktır:

A-Eser Sahibi:

Eser sahibi kavramı, Yasanın Tanımlar başlıklı 2 nci maddesinin ı) bendinde; “ Süreli veya süresiz yayının içeriğini oluşturan yazıyı veya haberi yazan, çeviren veya resmi ya da karikatürü yapan” olarak tarif edilmiştir.

aa- Yasanın Cezai Sorumluluk başlıklı 11 inci maddesinin ikinci fıkrası; “ Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.” demek suretiyle içeriğinde suç unsuru bulunan yazıyı veya haberi yazan, çeviren, resmi ya da karikatürü yapan kişiyi, suçu tarif eden ilgili yasa maddesindeki müeyyidenin muhatabı kılmıştır. Aynı cümle içerisinde süreli ve süresiz yayın ayırımı yapılırken iki defa peşpeşe yayınlar kelimesinin kullanılması uygun olmasa gerektir. Zira “Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar” yerine “Süreli ve süresiz yayınlar” denilmesi şüphesiz daha uygun olurdu.

bb- Eser sahibi kavramının zikredildiği diğer bir madde Hukuki sorumluluk başlıklı 13 üncü madde olup bu maddenin ilk fıkrasında; “ Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmek suretiyle, eser sahibinin, mevkutelerde ve süreli olmayan sair yayınlarda kendisi tarafından meydana getirilen içerikten dolayı maddi ya da manevi zarar meydana gelmişse sorumlu tutulacağı dile getirilmiştir.


B- Sorumlu Müdür, Sorumlu Müdürün Bağlı Olduğu Yetkili:

Sorumlu müdürle ilgili düzenleme Yasanın 5 inci maddesinde yer almış olup eski Yasadan farklı olarak ilk bakışta dikkati çeken hususlar şunlardır:

Sorumlu müdür olabilmek için on sekiz yaşını bitirmiş olmanın yeterli görülmesi,

Ortaöğretim mezunu olmanın kafi sayılması,

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlara da bu imkanın sağlanması,

Sorumlu müdürün TBMM üyesi olması halinde sorumlu müdürlüğü üstlenmek üzere sorumlu müdür yardımcılığının ihdası.

Eski Yasanın 5 inci maddesindeki düzenlemenin de gerisine gidilerek 21 yaştan 18 yaşa, lise tahsilinden ortaöğretim seviyesine inilmesinin mantıklı hiçbir açıklaması bulunmamaktadır. Keza Müdür kelimesinin sözlük anlamının; İdare eden, yöneten, yönetmen, direktör” olduğu hususunun hiç dikkate alınmadığı da ortadadır. Ortaokul mezunu, 18 yaşını yeni bitirmiş ve dolayısıyla çocukluktan yeni kurtulmuş bir kişinin tirajı belki on binlerle ifade edilebilecek olan bir süreli yayını nasıl idare edip yöneteceği doğrusu merak konusudur. Yasakoyucu da sorumlu müdürün konumundaki bu zafiyetin farkında olmuş olacak ki eski Yasada olmayan bir düzenleme ile sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili gibi bir kadro ihdas etme zorunluluğunu hissetmiştir. 11 inci maddenin 3 üncü fıkrasındaki düzenlemeden; yayın yönetmeni, genel yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı gibi sıfatlarla anılan kişilerin sorumlu müdürün üzerinde yer aldıkları anlaşılmaktadır Bu yetkilinin isminin 7 nci maddede düzenlenen beyannamede zikredilmesi şartının aranmaması önemli bir eksikliktir. Mademki bu kişi sorumlu müdürün de üzerinde yer almaktadır, mevkute beyannamesinin dahi bu kişi tarafından imzalanması gerekirdi. Sorumlu müdürlerin eski Yasada olduğu gibi 21 yaşını bitirmiş, üniversite ve tercihan İletişim Fakültesi mezunu adaylar arasından intihap edilmesi ve böylece gerek yaş ve gerekse tahsil yönünden nitelikli olmaları durumunda böyle bir kadroya ihtiyaç duyulmayacağı izahtan varestedir. Eski Yasanın 6 ncı maddesi özellikle sorumlu müdürlük ile milletvekilliğinin aynı şahıs üzerinde birleşemeyeceği yönünde amir hüküm getirmişken yeni düzenleme ile milletvekillerine sorumlu müdür olma imkanının getirilmesi de şık olmamıştır. Milletvekillerine önemli mevkutelerde bol paralı iş olanağı sağlama gayretinden başka bir şey değildir. Bu imkanı milletvekillerine sağlayabilmek için sorumlu müdür yardımcılığı gibi bir kadro ihdas edilmesi, Türk vatandaşı olmayanlara sorumlu müdür olma imkanının getirilmesi ileride sorun yaratacak düzenlemelerdir.

Sorumlu müdürler ve bağlı oldukları yetkililer;

aa- Cezai sorumluluk başlıklı 11 inci maddenin 3 üncü fıkrasına göre; süreli yayınlarda eser sahibinin belli olmaması, yayım sırasında cezai ehliyetinin bulunmaması, yurt dışında bulunması nedeniyle Türkiye’de yargılanamaması, verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde eser sahibinin ihlal ettiği yasa maddesindeki müeyyideye,

bb- Düzeltme ve cevap başlıklı 14 üncü maddede zikredilen tekzip hakkının kullanılması ile ilgili düzenlemelere aykırı hareket etmeleri durumunda Düzeltme ve cevabın yayınlanmaması başlıklı 18 inci maddede öngörülen müeyyideye,

cc- Zorunlu bilgileri göstermeme başlıklı 15 inci maddeye göre; Yasanın 4 üncü maddesindeki bilgilerin süreli yayınlarda gösterilmemesi veya hakikate aykırı gösterilmesi durumunda bu maddedeki müeyyideye,

dd- Durdurulan yayının yayımına devam etme başlıklı 16 ncı maddesindeki düzenlemeye göre; 8 inci madde uyarınca mahkeme kararıyla yayını durdurulan mevkutenin yayınına devam edilmesi durumunda bu maddedeki müeyyideye muhatap olacaklardır.

Geçici madde 1’e göre sorumlu müdürler; bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yayınların türünü yönetim yerinin bulunduğu mahal Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmek zorundadırlar, aksi halde beş yüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılabilirler.

Geçici madde 2, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu kurum ve kuruluşlarınca yayımlanmakta olan süreli yayınların sorumlu müdürlerine altı ay içerisinde süreli yayının basım ve yayımını bu Yasada öngörülen hükümlere uygun hale getirme mükellefiyeti yüklemişse de buna uymamanın müeyyidesini göstermemiştir.

C- Yayımcı:

“Yayım” kelimesi, Yasanın Tanımlar başlıklı 2 nci maddesinin b) bendinde; Basılmış eserin herhangi bir şekilde kamuya sunulması, “Yayımcı” kelimesi ise aynı maddenin j) bendinde; Bir eseri basılmış eser durumuna getirip yayımlayan gerçek veya tüzel kişi olarak tarif edilmiştir. Sözlüklerde ise “Yayım”; Kitap, gazete gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtılması. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, izleyiciye ulaştırılması, neşir, “Yayımcı” kelimesi ise; Bir sanatçının, bir yazarın eserini yayımlayıp satışını sağlayan kimse veya kuruluş, naşir, tabi, editör. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılmasını sağlayan kimse olarak tanımlanmaktadır. Bütün bu tariflerden, yayımcının; süreli veya süresiz yayınların içeriğini teşkil eden yazı, makale, karikatür, resim gibi eserleri eser sahiplerinden bir şekilde temin ederek matbaada basımını ve okuyucuya ulaştırılmak üzere dağıtımını üstlenen, bunun için sermaye koyan, yayın politikası konusunda karar veren ve uygulayan gerçek ya da tüzel kişi olarak algılanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yasanın 6 ncı maddesi kamu kurum ve kuruluşlarının da süreli yayın sahibi olmalarına cevaz vermektedir. Yasada bu konuda ayrı bir düzenleme olmamakla birlikte şüphesiz ki gerçek ya da tüzel kişilerle kamu kurum ve kuruluşları süresiz yayın olarak nitelendirilen kitap ve benzeri yayınları yapabilirler.

Yasanın yayımcıya eski Yasadan farklı olarak çok daha fazla sorumluluk yüklediği, eskiden sorumlu müdürleri mes’ul kıldığı konularda yayımcıyı muhatap aldığı aşağıdaki düzenlemelerden açıkça anlaşılmaktadır:

aa- 8 inci madde; mevkute beyannamesindeki eksikliklerin giderilmesini, gerçeğe aykırı hususların düzeltilmesini yayın sahibinden beklemektedir. Sorumlu müdürün görevinden ayrılması halinde yenisi tayin edilinceye kadar sorumluluk yayın sahibine veya temsilcisine aittir.

bb- 11 inci maddenin 3 üncü fıkrasına göre; süreli yayınlarda sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımın yapılması halinde cezai sorumluluk yayımın yapılmasını emreden yayımcınındır. Aynı maddenin 4 üncü fıkrasına göre ise; süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması, yayım sırasında cezai ehliyetinin bulunmaması, yurt dışında olması nedeniyle Türkiye’de yargılanamaması, verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçundan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde cezai sorumluluk yine yayımcıya aittir.

cc- Hukuki sorumluluk konusunu düzenleyen 13 üncü maddenin 1 inci fıkrası, süreli ve süresiz yayın ayırımı yapmaksızın maddi ve manevi zararlardan eser sahibi ile birlikte yayımcı ve varsa temsilcisini mes’ul tutmaktadır.

dd- 16 ncı madde; 8 inci madde uyarınca mahkeme kararıyla durdurulan yayına usulüne uygun beyanname vermeden veya değişiklikleri bildirmeden devam eden yayımcıyı, sorumlu müdür ve bağlı olduğu yetkili ile birlikte bir milyar liradan on beş milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

ee- Yayımcı, düzeltme ve cevabın yayımlanmaması başlıklı 18 inci maddenin ikinci fıkrasına göre; tekzip hakkına riayetsizlik hallerinde sorumlu müdür ve bağlı olduğu yetkili hakkında hükmedilen ağır para cezasının ödenmesinden bu kişilerle birlikte müteselsilen sorumludur. Aynı maddenin üçüncü fıkrası yayımcıya; düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması hallerinde bu yazının tirajı yüz binin üzerinde olan iki gazetede ilan şeklinde yayımlanması kararı verildiğinde bu masrafı ödemek yükümlülüğünü getirmiştir.

ff- Yargıyı etkileme başlıklı 19 uncu maddenin 1 inci fıkrası; hazırlık soruşturması sırasında ve henüz bu soruşturma takipsizlik kararı ya da iddianame ile sonuçlanmadan belge içeriklerini yayımlamaktan, 2 nci fıkrası; görülmekte olan kamu davası kesin hükümle sonuçlanmadan mütalaa yayımlamaktan da yayımcıyı sorumlu tutmuştur.

gg- Cinsel saldırı, cinayet ve intihara özendirme başlıklı 20 nci maddeye aykırı yayınlardan,

hh- Kimliğin açıklanmaması başlıklı 21 inci maddeye aykırı neşriyattan,

ıı- Yeniden yayım başlıklı 24 üncü maddenin birinci fıkrasında düzenlenen; başka bir süreli yayında yayımlanmış haber, yazı ve resimleri kaynak göstermeksizin yeniden yayımlamaktan, ikinci fıkrasında yaptırım altına alınan; yeniden yayım hakkı saklı tutulmuş olmasına rağmen süreli yayın sahibinin izni olmaksızın yeniden yayımlamaktan da yayımcı mes’ul kılınmıştır.

Burada yeri gelmişken Yasanın Tanımlar başlıklı 2 nci maddesinin l) bendindeki yeni bir düzenlemeden bahsetmek gerekir. Yeni Yasa, Tüzel kişi temsilcisi kavramını getirmiş olup bu kavramı; Yayın sahibi veya yayımcının tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişiliğin yetkili organı tarafından yöneticiler arasından belirlenen gerçek kişi veya kamu kurum ve kuruluşlarınca belirlenen gerçek kişi olarak açıklamaktadır. Böylece; tüzel kişilerin, şirketlerin sahibi oldukları büyük medya kuruluşlarında en büyük hissedarların sahip gösterilme zorunlulukları ortadan kaldırılmış, yönetim kurulları tarafından tensip edilen sıradan bir yönetici tüzel kişi temsilcisi sıfatı ile ileride gündeme gelebilecek davalarda sanık ya da davalı statüsüne sokulmuş bulunmaktadır. Medya patronları lehine bir düzenleme olduğu tartışmasızdır. Bundan böyle tekel oluşturmuş patronları sanık ya da davalı olarak mahkemelerde göremeyeceğimiz anlaşılmaktadır.

Geçici madde 1’e göre yayımcılar; bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yayınların türünü yönetim yerinin bulunduğu mahal Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmek zorundadırlar, aksi halde beş yüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılabilirler.

Geçici madde 2, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu kurum ve kuruluşlarınca yayımlanmakta olan süreli yayınların temsilcilerine altı ay içerisinde süreli yayının basım ve yayımını bu Yasada öngörülen hükümlere uygun hale getirme mükellefiyeti yüklemişse de buna uymamanın müeyyidesini göstermemiştir.

D- Basımcı:

Yasanın 2 nci maddesinin a) bendinde “Basılmış Eser”; Yayımlanmak üzere her türlü basım araçları ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile haber ajansı yayınları, k) bendinde “Basımcı”; Bir eseri basım araçları ile basan veya diğer araçlarla çoğaltan gerçek veya tüzel kişi olarak tarif edilmiştir.

Basımcı kelimesinin ilk etapta matbaacı kelimesi ile eşdeğer anlam ifade ettiği düşünülebilirse de yasa koyucunun sadece matbaacıyı kasdetmediği ortadadır. Zira matbaacı bir eseri basım araçları ile basan kişidir. Oysa tarifte bundan farklı ve ilave olarak …veya diğer araçlarla çoğaltan…tanımlaması da mevcuttur. Dolayısıyla matbaa makinaları dışında eseri çoğaltmaya elverişli teksir, daktilo, faks, teleks, fotokopi, bilgisayar çıktıları gibi her türlü alet ve vasıtayı da bu kapsamda mütalaa etmek gerekir.

Yeni Yasaya göre basımcıların mükellefiyetleri aşağıdaki gibidir:

aa- 10 uncu maddeye göre; bastıkları her türlü yayının imzalı iki nüshasını dağıtım veya yayımın yapıldığı gün mahallin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmekle yükümlüdürler. Buna riayet etmemenin müeyyidesi 17 nci maddede üç yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır para cezası olarak tayin edilmiştir.

bb- 11 inci maddenin 4 üncü fıkrası basımcıları; süresiz yayınlarda yayımcının belli olmaması, basım sırasında cezai ehliyetinin bulunmaması, yurt dışında olması nedeniyle Türkiye’de yargılanamaması hallerinde bastıkları yayınların içeriklerinden dolayı cezai sorumluluğa muhatap kılmıştır.

cc- Hukuki sorumluluk başlıklı 13 üncü maddenin ilk fıkrasına göre basımcılar; bastıkları süreli olmayan eserlerle işlenen haksız fiillerden dolayı husule gelebilecek maddi ya da manevi zararlardan ötürü yayımcının belli olmaması halinde eser sahibi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.

dd- Basımcılar süresiz yayınlarda yayımcıyı ve adını, adresini doğru bir şekilde göstermek zorundadırlar, aksi halde 15 inci maddeye göre beş yüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.

E- Dağıtımcı:

Dağıtımcılarla ilgili düzenleme, Süreli yayınların dağıtımı başlıklı 23 üncü maddede yer almaktadır. Başlığından da anlaşılabileceği gibi süresiz yayınların dağıtımı konumuz dışındadır. Maddeye göre; süreli yayınların dağıtımını yapan kişiler, kendilerinden dağıtımı istenen yayınları, dağıtımını yaptıkları diğer yayınlar için aldıkları satış fiyatı, tiraj ve sayfa sayısına göre belirlenen dağıtım ücretini aşmayacak bir bedel karşılığında dağıtmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe aykırı davranmaları durumunda dağıtımından kaçındıkları yayının toplam bedelinin on misli ağır para cezasıyla cezalandırılacaklardır. Maddenin ikinci fıkrasının ilk cümlesinde; süreli yayınları perakende olarak satışa sunan gerçek veya tüzel kişilere aynı anda diledikleri kadar dağıtım şirketiyle anlaşıp diledikleri yayınları satabilme serbestisi getirilmiş, ikinci cümlesinde; hiç kimsenin bu kişilere rakip yayınları satmama yükümlülüğü getiremeyeceği, bu yayınları satmama koşuluna bağlı olan veya bu sonuçları doğuracak edimlerde bulunamayacağı söylenmişse de buna aykırı hareketin getireceği netice yani müeyyide gösterilmemiştir.

Son olarak; konu başlığı ile ilgisi bulunmamakla birlikte Yasanın Süreli yayın sahibinin hakkını kaybetmesi başlıklı 9 uncu maddesinin 2 nci fıkrasının ikinci cümlesinden de bir nebze bahsetmek gerekir:

Bilindiği gibi 06.11.2003 tarihinde kabul edilen 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31 inci maddesinin ikinci fıkrası ile “Bu Kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı Kanun gereği mevkute neşredenler, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereği mevkute neşretmekten alıkonulamazlar.” hükmü getirilerek medya alanında tanınan iki kurum ve temsilcisi olan kişiler arasındaki marka ihtilafı ile ilgili devam eden davaya müdahale anlamına gelecek kişiye özel düzenleme yapılmıştı. Aynı anlayışın yeni Yasanın 9 uncu maddesinin 2 nci fıkrasının ikinci cümlesinde de devam ettirildiğini görmek üzücüdür. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından cümle metnini aynen aktarmakta yarar vardır: “Ancak, bu Kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı Basın Kanunu gereği mevkute neşredenler 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereği mevkute neşretmekten alıkonulamazlar.” İkinci fıkranın birinci cümlesi ise şöyledir:”556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri saklıdır.” Görüldüğü gibi ilk cümle ile mevkute ismi marka olarak tescil edilmişse buna üstünlük tanınmakta, ikinci cümlede ise daha evvel 5000 sayılı Kanunla kişiye özel düzenleme yapıldığı-marka hakkının hiçe sayıldığı göz ardı edilerek mevkute beyannamesindeki isim, markanın getirdiği üstün hakka rağmen korunmaktadır.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"5187 Sayılı Basın Kanunu’nda Sorumluluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cevat Özel'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
21-06-2004 - 20:10
(7253 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 25 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 10 okuyucu (40%) makaleyi yararlı bulurken, 15 okuyucu (60%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
15172
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 53 dakika 17 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,09 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 17587, Kelime Sayısı : 2161, Boyut : 17,17 Kb.
* 75 kez yazdırıldı.
* 82 kez indirildi.
* 9 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 134
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05004001 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.