Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Tutukluluk Ve Tutukluluğa İtiraz

Yazan : Halil Kaplan [Yazarla İletişim]
AVUKAT

TUTUKLULUK VE TUTUKLULUĞA İTİRAZ
Öncelikle belirtmekte yarar gördüğüm nükte tutukluluğun bir ceza değil güvenlik tedbiri olduğudur.Amaç ceza yargılamasının selamet içerisinde gerçekleştirilmesidir.Ancak uzayan tutukluluk sürelerinden sonra verilen beraat kararları güvenlik tedbiri olmaktan ziyade mağduriyetlere sebep olan türden bir cezalandırma müessesesi haline getirmiştir tutukluluğu.5271 sayılı CEZA MUHAKEMESİ KANUNU md100: (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (Madde 76, 77, 78),
2. Kasten öldürme (Madde 81, 82, 83),
3. (Ek bent: 06/12/2006 - 5560 S.K.17.md) Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),
4. İşkence (Madde 94, 95)
5. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, Madde 102),
6. Çocukların cinsel istismarı (Madde 103),
7. (Ek bent: 06/12/2006 - 5560 S.K.17.md) Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
8. Uyuşturucu veya uyarıcı Madde imal ve ticareti (Madde 188),
9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, Madde 220),
10. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (Madde 302, 303, 304, 307, 308),
11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (Madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (Madde 12) suçları.
c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci Maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
d) 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü Maddelerinde tanımlanan suçlar.
f) 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu Maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./11.mad) Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı bir yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı
Kanunumuz kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir olgulardan bahsetmekte ancak kelimelerin çok soyut kalmış olması kanun uygulayıcılarının geniş takdir hakkını doğurmaktadır.Ve ceza hukukunun ana ilkelerinden biri olan ‘’ŞÜPHE SANIK LEHİNE YORUMLANIR’’ ilkesini de adeta kuvvetli olmayan şüphe diye değiştirmektedir veya bu ilkeyle çelişmektedir.Bu sebeple sorgu hakimi suçluluk konusunda adeta bir karar verme durumunda bırakılmıştır.Kaçma ve delilleri yok etme ,tanıklar üzerinde baskı kurma husuna baktığımızda ise burada suçun nev-i ve şüphelinin kişilik durumu ile sosyo ekonomik durumu önem arz etmektedir.Ancak cumhuriyet savcılığı tarafından kendisine sorgu için sevkedilmiş şüphelilerin kişilik durumu ve sosyo ekonomik durumu konusunda kesin bilgi sahibi olan bir sorgu mahkemesinin de gerek uygulanan prosedür gerekse süre kısıtlılığı yüzünden var olamayacağı aşikardır.Bu sebeple karara itirazı incelemeye yetkili mercinin kaçma ve delilleri yoketme, tanıklar üzerinde baskı kurma hususunun olası olup olmadığı konusunda açık bilgi sahibi olamayacağını düşünmekteyiz.
Sanığın sosyo ekonomik durumu ,kişilik durumu hakkında açık ve net bilgiye ancak iddianamenin kabülüyle esastan yargılamaya başlayan mahkemenin ulaşabileceği olasıdır...İlk celsede verilen tahliye kararlarının sıklıkta oluşunu da ancak bu şekilde açıklayabileceğimiz aşikardır.
Diğer yandan 5271 sayılı kanunumuz 100.maddesinin 3.bendinde ise bazı suçların işlendiği konusunda şüphen varlığının dahi tutuklama nedeni olduğunu zikretmektedir.Burada zikredilen suçlar için öngörülen yaptırımlar itibariyle ağır suçlardır ve bu yaptırıma maruz kalabilme ihtimalinin dahi şüphelide kaçma ihtimalini doğuracağını varsaymaktadır.Bir diğer yandan bu suçların süphelisinin sanığının özgür bir şekilde toplum içinde dolaşmasının yaratacağı infialleri önlemeye çalışmaktadır.

5271 sayılı kanun;
Madde 101 - (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.
(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukukî ve fiilî nedenler ile gerekçeleri gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.
(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır.
(5) Bu Madde ile 100 üncü Madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.
Yukarıda zikrettiğimiz ana karterler çerçevesinde ve madde 100 ve 101 e uygun olarak verilmiş tutukluluk kararına karşı şüphelinin itiraz hakkı bulunmaktadır.Ve tutuklulukta geçebilecek maksimum en fazla süreyi de yine kanun koyucu aynı kanunun 102 md sinde ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde 2 yıl ve en fazlada 3 yıl uzatma süresi koyabileceğini,ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda ise 1 yıl olduğunu ve bunun 6 ay daha uzatılabileceğini söylemektedir. 103.md ise cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını isteyebileceğini düzenlemekte ve şüphelinin lehinde de delil toplanırsa eğer savcılık tarafından yaşanabilecek aksaklıkları giderme yolunda bir olanaktır.
Tutukluluk kararına itiraz ise 7 gün içinde kararı veren mahkemeye yapılır mahkeme itirazı yerinde görürse kararını kaldırır yok kararında direnirse en geç 3 gün içinde itirazı incelemeye yetkili merciye gönderilir dosya.İtirazı i incelemeye yetkili merci ise madde268 de şu şekilde zikredilmiştir.
a)Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
Burada şu hususa dikkatinizi çekmek isterim itirazı inceleyen merci kararı veren merci ile aynı delilleri ve aynı evrakı incelemekte ve çok basitte olsa ekstradan bir belgenin dosyaya konulmasını yada bilginin öğrenilmesini savcılıktan talep ederek dosyanın incelenmesine geçemeyip önündeki ile yetinmektedir. İtiraz merci hakimi tutukluluk kararı yerinde mi? değimli? itirazın kabulü yada reddi bu yönde bir karar vermektedir.Şüpheli müdafii itiraz dilekçesinde efendim şu hususta küçük bir araştırma yapılacak olursa diye başlayan ve tutukluluk kararının yanlışlığını gösterebilecek bir talebi dahi dikkate alınmamakta kendisine karşı tez üretecek makam olan savcılıktan antitezimi kanıtlayayım diye talepte bulunmak durumunda kalmaktadır.
Tüm bunlar uygulamada itiraz etmeyelim, ilk duruşmaya kadar olan süre uzamasın, iddianame çabucak yazılsın mantığını doğurmaktadır.Zira bu mantığın altında yatan ana düşünce ise gerek sanığın sosyo ekonomik durumu,kişilik durumu gerekse teze karşı antitez için gerekli belge ve bilgilerin ancak yargılamayı yapan mahkemeden talep edilebileceği ve tutukluluk itirazının da gerçek manada yargılamayı yapan mahkemeye yapılabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
Eleştirel incelememizin adalet denizine bir damla olması dileğiyle…………..
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Tutukluluk Ve Tutukluluğa İtiraz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Halil Kaplan'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
27-12-2010 - 12:22
(4871 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 11 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (64%) makaleyi yararlı bulurken, 4 okuyucu (36%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
17139
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 11 saat 13 dakika 42 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,52 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 11646, Kelime Sayısı : 1199, Boyut : 11,37 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1291
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03782296 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.