Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İmar Hukuku Bağlamında Kazanılmış Haklar

Yazan : Gülay Çolak [Yazarla İletişim]
avukat

Makale Özeti
imar hukuku alanında kazanılmış hak kavramı - danıştayın yaklaşımı

T.C
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ÖZEL HUKUK ANA BİLİM DALI


İMAR HUKUKU BAĞLAMINDA KAZANILMIŞ HAKLAR

GÜLAY ÇOLAK
İSTANBUL 2010



İÇİNDEKİLER
İMAR HUKUKU BAĞLAMINDA KAZANILMIŞ HAKLAR 3
1 - Kazanılmış Hak Kavramı 3
2 - İmar Mevzuatında Durum 5
3 - Danıştay’ın Yaklaşımı 7
4 - Sonuç 11
KAYNAKÇA 12




















İMAR HUKUKU BAĞLAMINDA KAZANILMIŞ HAKLAR
1 - Kazanılmış Hak Kavramı
Düzenli bir kentleşmenin en önemli unsurları arasında bulunan imar planları, çevrenin korunması, ekonomi, planlı kentleşme, sağlıklı altyapı hizmetleri sunma gibi gerekçelerle, planlanan bölgenin şartlan ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak sık sık değiştirilirler. Ancak, binlerce konut, işyeri ve araziyi kapsayan bu değişiklikler karşısında, daha önce alınmış olan izin ve ruhsatlar ile başlanan ya da tamamlanması yakın olan inşaatların durumlarının ne olacağı sorunu ortaya çıkar. 1 Mevcut durumları, yeni düzenlemeye tümüyle tabi tutmak, milli servetin yok olmasına neden olacağı gibi idareye olan güveni sarsacağından insanları kaçak yapılaşmaya yönlendirebilir. Bu durumda, imar planlarının değiştirilmesi halinde, kamu yararı ve hizmetin yürütülmesi engellenmeden, bireylerin haklarının korunması gereklidir. Bu nedenle idare hukukunun ilkelerinden biri olan kazanılmış hakların korunması gündeme gelir.

Bir idari işlemin hukuka uygunluğu işlemin yapıldığı tarihteki hukuki duruma göre değerlendirilmelidir. Yapıldığı tarihte hukuka uygun olan bir işlemin mevzuattaki değişiklik ya da yargı kararı sonucu hukuka aykırı hale gelmesi işlemin iptalini gerektirmez. Danıştay 1. Dairesi 19.12.1988 tarihli 1988/336 E. 1988/355 K. Sayılı kararında “İdari işlemler hakkında, hukuka aykırı olduklarından bahisle iptalleri istemiyle açılan idari davalarda, hukuka uygunluk denetiminin, idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibariyle yapılması gerekir. Bir idari işlem, tesis edildiği tarih itibariyle tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmadığı, geri alınmadığı sürece, bu işleme karşı açılan davanın konusunun ortadan kalktığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Hukuka aykırı bir işlemin ise kazanılmış hak doğurabileceğini söylemek pek kolay olmamakla beraber, sakat bir işlemin de bundan yararlananlar lehine bir hak doğurabileceği ve sübjektif sonuçlar meydana getireceği açıktır. Yok işlemler, ilgilinin hilesine dayalı işlemler, idarenin açık hatası sonucu yapılan işlemler ve hemen hak doğurmaya elverişli olmayan işlemlerin kazanılmış bir hak doğurmayacağı da tartışmasızdır. Bunlar dışındaki idarenin bazı hukuka aykırı işlemlerinin, hukuka uygun olmasalar bile ilgili lehine yarattığı hukuki durumların belli bir süreden sonra değiştirilmesi idarenin istikrarı ilkesine aykırı düşer. Bu işlemler hukuka aykırı olsalar bile yargısal başvurma süresi geçirildikten sonra hukuki sonuçlarının korunması gerekir. Bu durum idari işlemin kişisel sonuçlarının dokunulmazlığı ilkesinin doğal bir sonucudur.” demekle kazanılmış hak olgusunu açıklamıştır.

Kazanılmış haklar, imar hukuku alanında da sıklıkla başvurulan ve özen gösterilmesi gereken ilkelerden biridir. Özel mülkiyete ve hazine arazilerine yapılan müdahalelerde, gerek bireyler gerekse kamu aleyhine sonuçların doğmamasına, her bir somut olayın özellikleri dikkate alınarak dikkatli olunmalıdır.

Kazanılmış haklar, idare tarafından imar planlarında yapılan değişiklik karşısında, bu değişikliklerden önce yapı izni alıp iyiniyetle yapıya devam eden kişinin imara devam etme hakkını ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu haklar taşınmaz sahibinin bir proje hakkında onay aldığı ve bu onay üzerine projenin gerçekleştirilmesi için yapıya başladığı, hatta önemli sayılacak düzeyde buna harcama yaptığı takdirde, söz konusu olan haklardır.

İmar planları düzenleyici idarî işlem olarak kabul edildiğine göre, plan değişikliğinden önce kazanılan hakların plan değişikliğinden sonra korunup korunmayacağı konusu, düzenleyici idarî işlemlerin değiştirilmesinden önce bu işlemlere bağlı olarak kazanılan hakların korunup korunmayacağı sorununun çözümü gibidir. İmar planlarının değiştirilmesi, düzenleyici işlemlerin kaldırılması gibi hüküm ve sonuç doğurur.

Kişiler için kazanılmış hak ya da korunması gereken kişisel durumlar yaratan icraî kararların ortadan kaldırılmasında ya da düzenleyici işlemlerdeki hükümlerin kaldırılarak yerine yenilerinin konmasında düzenleyici işlemler ve birel işlemler ayrımı yapılmaktadır. Düzenleyici işlemler yürürlükte kaldıkları süre içinde, bireylerin kazandığı haklar elbette korunur. Fakat bu tip işlemler maddî ve hukukî koşullardaki değişiklikler sonucu her zaman değiştirilebilir veya kaldırabilir. Düzenleyici işlemler soyut planda kaldıkça, içerdikleri kurallar uygulanmadıkça yeni kişisel durumlara dönüşmeden kazanılmış hak yaratmazlar. Nitekim "'kamu hizmetlerinin daha iyi yürütülebilmesini temin maksadıyla yönetmeliklerde zaruri değişiklikler yapmak, idarenin en tabî hak ve yetkileri cümlesindendir" diyen Danıştay'a göre, "müktesep hak, mevzuata uygun olarak kazanılmış bir hak demek olduğundan, kaide tasarruflara kabul edilen hukukî vakıa ve esasların ferdi durumlara inkılâp etmedikçe, müktesep bir hakkın mevcudiyetinden söz edilemez?'”2 Buna göre, imar planları bir düzenleyici işlem olarak maddî ve hukukî koşullardaki değişiklikler sonucu her zaman değiştirilebilir ya da kaldırılabilir. İmar planları da diğer düzenleyici işlemler gibi süre sınırı olmaksızın değiştirilebilir ve imar planının sadece ilanı kişiler için kazanılmış hak veya korunması gereken bireysel hukukî durum yaratmaz. Kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın yeni düzenlemeden önceki yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla eylemli biçimde elde edilmiş olması gerekir.
2 - İmar Mevzuatında Durum
Türk hukukunda, imar planlan değiştirildiği takdirde, değişiklikten önceki planlara göre kazanılmış hakların korunup korunmayacağı konusunda imar mevzuatında açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, İmar Kanunu ve yönetmeliklerinde kazanılmış hakların korunması paralelinde yorumlanabilecek hükümlere rastlanmaktadır. Bu hükümlere en iyi örnek, 3194 sayılı Kanunun 29., Planü Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 12’dir. 3194 sayılı İmar Kanununun 29. maddesinin l. fıkrasında, “Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır.” Demekle başlanmış inşaatlarda alınan ruhsata bağlı olarak yapı yapımına devam edilebileceği açıkça düzenlenmiştir. Burada da sadece birel işlem olan yapı ruhsatı alınması yeterli görünmeyip inşaata başlanması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Planlı Alanlar Tip imar Yönetmeliğinin 12. maddesinde; “Ruhsat süresi içinde tamamlanması mümkün olamayacağı için beşinci yıl içinde ruhsat yenilemek üzere ilgili idareye başvurarak ruhsat yenilemesi yapılan yapılar hakkında, ruhsat alma tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uygulanır. İnşasına 2 yıl içinde başlanmayan veya ruhsat süresi içinde tamamlanmayan ve süresi içinde ruhsat yenilemesi yapılmayan yapılar, ruhsatsız yapı olarak değerlendirilir. Bu yapılar hakkında yeniden ruhsat alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümleri uygulanır.” Hükmüyle 29. Maddeyi açıklamış 2 yıl içinde inşaata başlanmayan veya tamamlanmadığı halde ruhsat yenilemek için başvurulmayan yapılar ruhsatsız olarak kabul edilir. Bu yapılarda yapı ruhsatı alınmış olması kazanılmış hak yaratmaz.

Ülkemizde, belediye ve mücavir alanlarında imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacıyla 24.2.1984 tarih ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanınım 22.5.1986 tarih ve 3290 sayılı Kanunla değişik, 9/a. maddesinde, "...daha önce. imar mevzuatına aykırı olarak ruhsat verilip de bu ruhsata ve eklerine göre inşa edilen veya inşa halindeki yapılarla, her ne sebeple olursa olsun ruhsat ve kullanma izni iptal edilen yapılar için, tehlike arz edenler ve 14'üncü madde kapsamında kalanlar hariç, daha önce verilen ruhsat ve kullanma izinleri kazanılmış hak kabul edilir. Bu gibi yapılardan ayrıca harç ve para cezası alınmaz. Köy muhtarlarından alınan her türlü izin, ruhsat ve iskan bu Kanun kapsamında olup, ruhsatlı ve iskanlı yapılar sayılır. Yalnız konutlar hariç, iş yeri, imalathane ve fabrikalar bu Kanuna göre hesap edilecek bina inşaat harcı ve ekli cetvele göre tahakkuk edecek harcı ödemek zorundadır. Ruhsat alınarak inşaatına başlanmış, ancak ruhsat ve eklerine aykırı olması nedeniyle mühürlenerek (5) yıllık ruhsat müddeti içinde tamamlanmamış yapılara, binanın biten kısımları için, fenni sorumluluğu üstlenmiş röleve planı esas alınarak imar planındaki gabarisine göre yeniden ruhsat verilmek suretiyle yapının tamamlanmasına izin verilir" denilmektedir. Görüldüğü gibi, bu hükümde, daha önce verilen ruhsat ve kullanma izinleri kazanılmış hak olarak kabul edileceği açıkça hükme bağlanmaktadır. Ancak bu hüküm, idare tarafından verilen ruhsatın yine idarece geri alınması veya iptali durumunda uygulanabilir, ruhsatın mahkeme kararı ile iptal edilmesi durumunda ise uygulanamaz.
3 - Danıştay’ın Yaklaşımı
Hukuk devletinde bütün Devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması önemli ve temel bir ilkedir. İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi de kazanılmış hakların korunması amacını güden ve idarenin faaliyetlerini genel planda sınırlayan bir ilkedir. Ancak kazanılmış hakkın her olaya göre incelenmesi gerektiği başka bir anlatımla kazanılmış hak kavramının bir fonksiyonellik içerdiği doktrinde kabul edilmiş bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarında ve Danıştay içtihatlarında da kazanılmış hak kavramının konu ve kapsamının kesin sınırlarının çizilmediği ve her olaya göre, değişken olması göz önünde tutularak, konunun özelliğine göre değerlendirme yoluna gidildiği görülmektedir. Bu nedenle hangi hallerde kazanılmış hakkın varolduğu sonucuna varılması için objektif kriterler belirlenememektedir.

Mevut imar planına ve hukuk uygun olarak tamamlanan yapılarda kazanılmış hakların korunması yönelik karar verilmektedir. Örnek bir olayda imar planı değişikliği ile kendisine ait taşınmazın bulunduğu yerin konut alanına alınması üzerine idareye yapılan başvuru sonucu yol seviyesinin altında 1 kat, yol seviyesinin üstünde 5 kat olmak üzere toplam 6 kat için 31.12.1994 gününde inşaat ruhsatını almıştır. İnşaatın verilen ruhsata uygun olarak tamamlanması üzerine de 22.9.1994 gününde yapı kullanma izni belgesini alınmıştır. Ancak söz konusu inşaata ruhsat ve yapı kullanma izni verilmesine neden olan imar planı değişikliği İzmir 4. İdare Mahkemesinin 17.5.1995 günlü, E:1994/841, K:1995/438 sayılı kararı ile iptal edilmiş olup; bu nedenle verilen inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi 17.8.1995 günlü, 1995/1970 sayılı belediye encümeni kararı ile iptal edilmiştir. İş bu encümen kararının iptali için dava açılmışsa da İdare Mahkemesi iptal edilen imar planı uyarınca verilen inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin dayanağı kalmadığından iptal edilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı, ancak dava konusu işlem nedeniyle davacıların uğrayacakları, zararın tam yargı davası açılarak talep edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İş bu kararın temyiz edilmesi sonucu Danıştay 6. Dairesi “davacının hatası, hilesi veya davacıya isnat edilebilecek bir kusur olmadığı gibi söz konusu inşaat o tarihte yürürlükte olan imar planına uygun olarak inşa edilmek suretiyle kullanılabilir hale gelmiştir. Böyle bir yapı nedeniyle yapı kullanma izin belgesini de almış olan davacının artık kazanılmış hakkı doğmuştur. “ diyerek idare mahkemesinin kararını haklı olarak bozmuştur. 3

Hukuken geçerli olmayan bir imar planına dayalı imar durumunun kazanılmış hak sağlamasının mümkün olmadığı kanaatindedir. Danıştay 6. Dairesi somut olayda “ilçe belediye meclisince kabul edilip davacılara 30.50 m. yükseklikte yapılaşma hakkı öngören plan değişikliğinin büyükşehir belediye meclisince reddi üzerine büyükşehir belediye başkanınca bizzat "ilçesinden geldiği şekliyle" yazılıp onanması ile oluşan imar planı değişikliğinin ilgililer tarafından dava konusu edilmemiş olmakla birlikte yasal olarak geçerli bir imar planı niteliği taşımadığı, davacıların anılan değişiklik uyarınca iki kat ilavesi için inşaat ruhsatı almaksızın sadece imar durumuyla inşaata devam ettikleri ve 1.8.1988 günlü tutanakla inşaatın durdurulduğu tarihte anılan ilave katların ruhsatsız olduğu konusunda taraflar arasında anlaşmazlık bulunmadığı anlaşıldığından, hukuken geçerli bir plana dayalı olmayan imar durumunun kazanılmış hak sağlamayacağını belirterek” 4kazanılmış hakkın doğmadığı sonucuna varmıştır. Buun gibi vatandaşın idareyi yanıltıcı, hileli davranışlarının bulunması ya da yok hükmünde bir işleme dayanılması gibi önemli hukuki sakatlıklar halinde de ruhsatın iptali ve yapının yıkımı mümkündür.

Danıştay'a göre, "bir müktesep haktan söz edilebilmesi için; düzenlendiği tarih itibariyle imar planına ve imar yönetmeliğine uygun bir projenin buna dayanılarak verilmiş olan bir ruhsatın varlığı gereklidir. Daha başlangıçta usulüne uygun olarak verilmiş bir ruhsatın varlığından bahsedilemeyeceğine göre binanın bitmiş olması müktesep hak sağlamaz." 5 Davacıya ruhsat istemiyle başvurduğu tarihte projelerini geçerli olan mevzuata göre düzenlemesi halinde yapı ruhsatı verilebilir. Daha önceki ruhsat başvurusunda verilemediği halde ruhsatsız olarak yapının inşasına başlanmış olması kazanılmış hak doğurmaz.6

İmar planına uygun olarak yapılan ve biten yapıya ait ruhsat ve yapı kullanma belgesinin, plan değişikliği nedeniyle, plana aykırı hale geldiği gerekçesiyle iptali, kazanılmış haklara saygı ilkesine aykırıdır. Ancak, inşaata başlanılmış ancak tamamlanmamışsa hangi aşamasında kazanılmış hakların koruncağı konusunda belirginlik yoktur.
Örneğin Danıştay “ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilen yapının kaba inşaatın tamamlanmasından sonra imar planında değişiklik yapıldığı gerekçesiyle ruhsatın iptali yoluna gidildiği ihtilafsız olduğundan bu durumun kazanılmış hakların korunması ilkesi ile bağdaştırılması mümkün değildir.” 7 diyerek kaba inşaat bitmiş olmasına rağmen kazanılmış hakkı korumamıştır. Fakat başka bir kararında aynı daire “İmar planında değişiklik yapılarak kat adedi düşürüldüğünden, plan değişikliğinden önce verilen ruhsat üzerine yapılmakta olan yapının 4. kat kolonu atılmış durumdayken, durdurulmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır."8 diyerek bu seviyeye gelmesinin kazanılmış hak yaratacağı sonucuna varmıştır. Danıştay, kazanılmış haklan koruyan diğer bir kararında, imar planında dükkan yeri olarak ayrılan belediye arsalarının bir kısmının 2490 sayılı yasaya aykırı bir şekilde Arsa Ofisinin bilgisi dışında "yolsuz" bir şekilde satılmasına rağmen, belediye meclisi tarafından yasaya uygun olarak verilen ve üçüncü kişilerle belediye arasında hukuki bir ilişki doğuran ve hukuken korunması gereken hak yaratmış işlemlerin geri alınmasını haklı kılmayacağını belirtmiştir. Danıştay, belediye meclisinin yalnızca satılmamış arsaların satışını durdurma kararı verebileceğine karar vermiştir.
Başka bir kararında taşınmazın bulunduğu alanda kat artışı getiren imar planı değişikliğinin mahkeme kararıyla iptal edildiği gerekçesiyle yapı bittikten sonra inşaat ruhsatı iptal edilerek yapının yıktırılmasına ilişkin işlemde davacının kazanılmış hakkı bulunduğundan hukuka uyarlık olmadığına karar vermiştir.9
Başka bir olayda ise “ uyuşmazlık konusu yapıya verilen inşaat ruhsatının dayanağım oluşturan 1/1000 ölçekli mevzii imar planı ile tanınan yapılaşma hakkının 1/25.000 ölçekli çevre düzeni nazım imar planına aykırılık teşkil ettiği açık ise de, yukarıda değinilen revizyon imar planında yer alan kazanılmış hakka ilişkin plan karan karşısında 16.3.1990 gününde bodrum kat seviyesinde durdurulmuş bulunan yapının alınmış bulunan ruhsat çerçevesinde tamamlanması gerektiği ortadadır."10 Diyerek bodrum kat seviyesinin yeterli olduğu sonucuna varmıştır.


Önceki yasaya göre yapımına izin verilen binanın, yeni yasaya göre hukuka aykırı hale gelmesi halinde yıktırılması, inşaatın belli bir aşamaya gelmesi halinde mümkün değildir. Danıştay bazı kararlarında eski yasaya göre alınan ruhsat ve izinler ile bunlara dayanılarak başlanılan ve belirli bir aşamaya gelinen, inşaatların durumunu kazanılmış hak olarak görmektedir. İdarenin, önceden kazanılan durumları da yeni yasaya tabi tutma ve eski ruhsatlar ile izinlerin geçersiz olacağına karar verme eğilimine karşı Danıştay koruyucu kararlar vermeye çalışmaktadır. Ancak, Danıştay'ın genel ilke ve kurallar belirleyemediği görülmektedir. Her ne kadar Danıştay kazanılmış haklar konusuna her bir olayın özelliklerine göre yaklaşmaya çalışsa da bu yaklaşım bazen tutarsızlıklara neden olabilmektedir. İnşaatın su basman seviyesine ulaşmasının yeterli olacağı hususunda da görüşler var olsa da yukarıda değinilen kararlarda görüldüğü gibi kaba inşaatın bitmesinin dahi yeter görülmediği kararlar bulunmaktadır. Bu konuda belirli ortak ilkeler ve kurallar oluşturulmamıştır.
4 - Sonuç
İmar kanunu 29. Maddesi ile 2 yıl içinde inşaata başlanmasına rağmen 5 yıl içinde tamamlanamaması halinde ruhsatın yenilenmesi için başvurulabilir. Bu başvuru ile kişinin kazanılmış hakkı korunarak ruhsat aldığı dönemdeki mevzuata göre ruhsat yenilenir.
İnşaat ruhsatı verildikten sonra imar planın iptali halinde iptal tarihine kadar ilgilinin hilesi hatası yada kusuru olmadan yapıya ruhsatına uygun olarak devam edildiğinin anlaşılması durumunda işlemlerin geri alınarak ruhsatların iptali yoluna gidilebilir. Mahkeme kararının verilmesini takiben davalı idarece ruhsat verilen inşaatların mevcut durumun tespit edilerek yapı tatil tutanağı düzenlenmesi ve mühürlenmesi gerekir. Ancak yapının bu tarihe kadar tamamlanmış kısmı kazanılmış hakkın varlığı nedeniyle korunmalıdır. Bazı hallerde ise inşaatın geldiği seviye gözetilerek alınan ruhsat şartlarına göre inşaatın tamamlanmasına karar verilebilmektedir. Bu konuda Danıştay belirli ölçütler belirlememiş olup, çelişkili kararlar mevcuttur. Bir kararında bodrum seviyesinin yeterli olduğu kanısına varırken başka bir kararın kaba inşaatı bitmiş olmasına rağmen yıkım kararı verilmesinin doğru olduğu yönünde karar verilmiştir. Proje yapım aşamasında ve inşaatın devamında yapılan yatırım düşünülerek ve hukuk güvenliğinin sağlanması amacıyla iyiniyetle yapılan yapılarda kazanılmış hakların korunması gerektiği açıktır. Ancak kazanılmış hakkın korunmaması halinde de kişilerin tam yargı davası ile idareden doğan zararını tazmin etme olanağı bulunduğu da göz ardı edilmemelidir. 29.01.2010
Gülay Çolak


KAYNAKÇA
1 - Şeref Gözübüyük, PROF. DR. Turgut Tan, İdare Hukuku Cilt 2 İdari Yargılama Hukuku, Turhan Kitapevi, 2006
2 - Yücel Oğurlu, imar planlarının değiştirilmesinin ruhsat ve süren inşaatlara etkisi konusunda abd hukukundan çözümler: “aykırı kullanım hakkı” ve “kazanılmış parselleme hakkı” http://www.idare.gen.tr/ogurlu-imar.htm
3 - Prof. Dr. Zehrettin Aslan, Dr. Karaman Berk İdare Hukuku ve İdari Yargıya İlişkin Temel Kanunlar , Alfa Yayınları, 2005
4 - Halil Kalabalık, İmar hukuku (planlama, arsa, yapı, koruma), Seçkin Yayıncılık, 2005
5 - Ferruh Yıldız, İmar bilgisi : planlama, uygulama, mevzuat, Nobel Yayın Dağıtım, 2006
6 - Dialog Prestije İçtihat Programı
7 - www. danıstay.gov.tr
8 - http://www.mevzuat.gov.tr/


1 Yücel Oğurlu, imar planlarının değiştirilmesinin ruhsat ve süren inşaatlara etkisi konusunda abd hukukundan çözümler: “aykırı kullanım hakkı” ve “kazanılmış parselleme hakkı” http://www.idare.gen.tr/ogurlu-imar.htm
2 Danıştay 12 Daire 24.02.1966 tarihli 1966/221 E. 1966/371 K.
3 Danıştay 6. Dairesi 1997/6294 E. 1998/5931 K.
4 Danıştay 6. Dairesi 1994/183 E. 1994/3626 K.
5 Danıştay 6. Dairesi 1990/2978 E. 1991/2045 K.
6 Danıştay 6. Dairesi 1993/619 E. 1993/5620 K.
7 Danıştay 6. Dairesi 1991/704 E. 1991/2144 K.
8 Danıştay 6. Dairesi 1981/2014 E. 1984/1468 K.
9 Danıştay 6. Dairesi 2002/6073E. 2004/3442 K.
10 Danıştay 6. Dairesi 1991/89 E. 1991/1834 K.
??

??

??

??

2
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İmar Hukuku Bağlamında Kazanılmış Haklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gülay Çolak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
17-03-2010 - 12:11
(5157 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 10 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 9 okuyucu (90%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (10%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
27982
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 13 saat 27 dakika 38 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,43 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 20673, Kelime Sayısı : 2790, Boyut : 20,19 Kb.
* 19 kez yazdırıldı.
* 3 kez arkadaşa gönderildi.
* 20 kez indirildi.
* 14 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1182
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03541398 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.