![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Türkçe [TebK. 20]
![]() ![]() (Şerh No: 927 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 18-11-2009 01:05)
Türkçe [TebK. 19]
![]() ![]() (Şerh No: 925 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 18-11-2009 00:49)
Türkçe [TebK. 18]
![]() ![]() (Şerh No: 923 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 18-11-2009 00:46)
Ticari İktisadi Bütünlük çerçevesinde TMSF tarafından ihale yoluyla yapılan satışlar 5187 sayılı Yasaya tabi değildir. Bu itibarla 5187 Sayılı yasanın 13/2. maddesi Ticari ve İktisadi bütünlük satışlarında uygulanamaz. 5187 sayılı kanunun 13/2 hükmü rızai satışlar bakımından cari olup, TMSF satışlarını kapsamaz.
İhale öncesi doğan borçlar bakımından, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 134. maddesi atfı ile oluşturulan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Tarafından Ticari Ve İktisadi Bütünlük Oluştur...
![]() (Şerh No: 725 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 17-11-2009 23:21)
Faiz Oranlarının Merkez Bankasından sorularak hakim tarafından hesaplama yapılması mümkün ve bu husus teknik bir bilgiye ihtiyaç olmayan bir konu olduğundan faiz hesaplanması konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılamaz.
![]() (Şerh No: 766 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-11-2009 23:21)
Su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseseler TTK m. 12 gereğince ticarethanedir. Bu şekilde ticarethaneyi bir kamu kurumu işletse dahi uyuşmazlığa özel hukuk hükümleri uygulanacaktır. Sözkonusu kamu kurumunun verdiği hizmetin kamu hizmeti olması uyuşmazlığa özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı kuralını değiştirmez.
![]() (Şerh No: 769 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 23:20)
TTK m. 12/3 hükmü gereğince, bir eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işin yürütümü hususunda iş sahibinden bağımsızdır ve yüklenicinin yürüttüğü iş ticari bir iştir. Bu nedenle basiretli tacir gibi davranma yükümü vardır. Yüklenici kurmuş olduğu müessesenin güvenliğinden ve gerekli önlemlerin alınmasından bizzat sorumludur.
![]() (Şerh No: 768 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 23:20)
Ticari şirketlere kayyım tayininde sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, işin mahiyeti dikkate alınarak, ticari şirketlere kayyım tayininde asliye ticaret mahkemelerinin görevli olması gerekir.
![]() (Şerh No: 737 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 23:20)
TTK m. 13 hükmü gereğince bir müessesenin ticari işletme sayılabilmesi için 12. maddede sayılan "yolcu ve eşya taşımak için kurulan müessese" olması yeterli değildir. Ayrıca şekil ve nitelik olarak ticari bir müessese olması yanında, hacim ve önem itibariyle ticari muhasebe gerektirmelidir.
![]() (Şerh No: 771 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 23:20)
Fatura kapsamının kesinleşmesi için işin teslim edilmiş olduğunun ve faturaya tebliğden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmediğinin yasal delillerle ispat edilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 767 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 17-11-2009 23:19)
Bilgi [556.S.KHK. 6]
![]() ![]() (Şerh No: 919 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 17-11-2009 23:04)
Bilgi [556.S.KHK. 3]
![]() ![]() (Şerh No: 918 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 17-11-2009 22:45)
Bilgi [556.S.KHK. 62]
![]() ![]() (Şerh No: 916 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 17-11-2009 22:19)
Türkçe [TebK. 17]
![]() ![]() (Şerh No: 917 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 17-11-2009 22:17)
Taşınmaz Tellallığı Sözleşmesinin yazılı olması geçerlik koşuludur; yazılı sözleşme olmasa da şayet yapılan hizmet ispatlanabilirse tacirin ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan kişinin münasip bir ücret talep hakkı vardır.
![]() (Şerh No: 842 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-11-2009 20:25)
Anonim şirket ortağı aynı zamanda şirketten alacaklı ise, TTK. 436. madde dairesinde "esas sermayesinin 2/3'ünü kaybettiği gerekçesiyle" ortağı bulunduğu anonim şirketin feshini "alacaklı sıfatıyla" talep ve dava etmesine engel yoktur.
![]() (Şerh No: 861 - Ekleyen: Müge BELGE - Tarih : 17-11-2009 20:24)
Satıcının alıcıya garanti vermiş olması, bu madde kapsamında düzenlenen ayıp ihbar sürelerini ortadan kaldırmaz. Ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanabilmek için süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması gerekir.
![]() (Şerh No: 889 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 20:24)
Satıcının alıcıya satılandan başka bir şeyi teslim etmesi durumunda ayıptan sözedilemez. Bu durumda TTK m. 25 hükmü ve burada düzenlenen hak düşürücü süreler uygulanamaz.
![]() (Şerh No: 891 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 20:23)
TTK m. 20 hükmü gereğince tacirler arasında ihtar veya ihbarların noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü posta yoluyla yapılması gerektiği kuralına istinaden, TTK. m 25 kapsamında ayıp ihbarlarının da bu şekilde yapılması gerekir. Bu anlamda, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususunun tanıkla ispatı mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 890 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 20:22)
4077 sayılı kanun, tüketicilerin korunması hakkındadır. 4077 sayılı yasanın sağladığı korumadan tacirler yararlanamaz. Bu yasanın tüketici lehine benimsediği kurallar kıyasen ticari satımlara uygulanamaz.
![]() (Şerh No: 892 - Ekleyen: Av.Feridun YURTSEVER - Tarih : 17-11-2009 20:21)
Bir kişinin birden fazla taksit halinde ödeme taahhüdünde bulunması ve taksitlerin hiçbirini ödememesi durumda verilecek toplam ceza 3 ayı geçemez. Borçlu hakkında birden fazla dava açılmışsa da bunların birleştirilmesine karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 915 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 20:17)
Tacirler arasında da olsa şayet gizli ayıp söz konusu ise ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususu tanık beyanı ile de kanıtlanabilir.
![]() (Şerh No: 894 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-11-2009 20:17)
Tarafların ve vekillerinin birlikte imza altına aldıkları tutanaklar İİK 38. madde anlamında ilam niteliğindedir.
![]() (Şerh No: 914 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 20:13)
İcra takibinde taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan bu konuya dair şikayetler için 7 günlük süre şartı aranmaz.
![]() (Şerh No: 913 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 20:06)
İİK 280. madde 4. fıkrası davacı/alacaklı lehine bir karineye yer vermektedir. Buna göre; bir ticari şirketin ticari malvarlığının önemli bir kısmını devralan şahsın devraldığı şirketin alacaklılarına zarar verme kastını bildiği kabul edilir. Aksini ispat davalı borçluya düşecektir.
![]() (Şerh No: 910 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 18:48)
Her ne kadar satışın durdurulmasına ilişkin istemlerin çözüm yeri takibin esasının bulunduğu yer mahkemesi ise de talimat icra dairesinin yaptığı işlemlerden dolayı satışın durdurulması istemi talimat icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de görülebilir.
![]() (Şerh No: 909 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 18:35)
Bilgi [MK. 65]
![]() ![]() (Şerh No: 903 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 18:27)
Bir düğün sırasında düğünün erken bitirilmesi için düğün sahiplerini uyaran kolluk kuvvetlerine karşı söylenen sözlerin 5237 s. TCK 301. maddede hükme bağlanan suçu oluşturup oluşturmayacağı...
![]() (Şerh No: 908 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 18:27)
Bilgi [556.S.KHK. 5]
![]() ![]() (Şerh No: 907 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 17-11-2009 17:58)
Bilgi [556.S.KHK. 5]
![]() ![]() (Şerh No: 906 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 17-11-2009 17:26)
Günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubelerde dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliği belirlenirken, muhasebe işlemlerinin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz.
İşyerinin TTK.nun 14 ve 5590 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca bağımsız bir ticari ...
![]() (Şerh No: 905 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 17-11-2009 15:25)
Fatura, her ne kadar İİK.nun 68. maddesinde yazılan borç ikrarını içeren bir belge değil ise de, borçlu borç ilişkisini kabul ederek fatura bedelini ödediğini ileri sürdüğüne göre artık dayanak belgenin mahiyeti tartışılamaz.
![]() (Şerh No: 904 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 17-11-2009 14:59)
Türkçe [MülgaHUMK. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 872 - Türkçeleştiren: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 17-11-2009 14:55)
Bilgi [MK. 64]
![]() ![]() (Şerh No: 902 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:27)
Bilgi [MK. 63]
![]() ![]() (Şerh No: 901 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:26)
Bilgi [MK. 62]
![]() ![]() (Şerh No: 900 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:24)
Bilgi [MK. 61]
![]() ![]() (Şerh No: 899 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:23)
Bilgi [MK. 60]
![]() ![]() (Şerh No: 898 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:22)
Bilgi [MK. 59]
![]() ![]() (Şerh No: 897 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:21)
Bilgi [MK. 58]
![]() ![]() (Şerh No: 896 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-11-2009 14:19)
Bilgi [GelirVK. 3]
![]() ![]() (Şerh No: 895 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 17-11-2009 14:05)
Davacı anne çalışmaktadır. Müşterek çocuk küçüktür. Her hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00'dan ertesi günü saat 18.00'e kadar baba ile kişisel ilişki kurulması, davacı anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceği gibi, çocuğun ihtiyaçları ve bakımı ile de ilgilenmesini engeller niteliktedir.
![]() (Şerh No: 888 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 17-11-2009 00:25)
Bilgi [556.S.KHK. 70]
![]() ![]() (Şerh No: 887 - Ekleyen: Av.F.Emre YILMAZ - Tarih : 16-11-2009 23:17)
Türkçe [MülgaHUMK. 12]
![]() ![]() (Şerh No: 334 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 16-11-2009 22:42)
Türkçe [EskiBK. 449]
![]() ![]() (Şerh No: 846 - Türkçeleştiren: Av.Ömer Okan KENDİR - Tarih : 16-11-2009 22:38)
Bilgi [MK. 57]
![]() ![]() (Şerh No: 885 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:46)
Bilgi [MK. 56]
![]() ![]() (Şerh No: 884 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:45)
Bilgi [MK. 55]
![]() ![]() (Şerh No: 883 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:40)
Bilgi [MK. 54]
![]() ![]() (Şerh No: 882 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:37)
Bilgi [MK. 53]
![]() ![]() (Şerh No: 881 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:36)
Bilgi [MK. 52]
![]() ![]() (Şerh No: 880 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:35)
Bilgi [MK. 51]
![]() ![]() (Şerh No: 879 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-11-2009 20:34)
Sözleşmenin belirli süreli olduğunu, ileri süren taraf ispatla yükümlüdür.
Sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur.
İşe iade davası için bir aylık hak düşürücü sürenin başlangıcı belirli süreli sözleşmelinin sona erdiğinin bildirdiği tarihtir.
![]() (Şerh No: 878 - Ekleyen: Av.Uygar BOSTANCI - Tarih : 16-11-2009 17:30)
İşverenin feshi haklı nedene dayanıyorsa bakiye süre ücreti ödenmez.
Fesih haklı nedene dayanmıyorsa, geçerli nedene dayanıyor olsa dahi bakiye süre ücretinin ödenmelidir.
BK 117'ye göre ifa imkânsızlığında bakiye süre ücreti ödenmesi gerekmez.
Fiilen çalışılmayan süreye ilişkin ikramiye vs. alacaklar ödenmez.
![]() (Şerh No: 877 - Ekleyen: Av.Uygar BOSTANCI - Tarih : 16-11-2009 17:26)
Belirli süreli sözleşme yapmakta İşçinin değil, işin niteliği belirleyicidir.
Belirli süreli iş sözleşmelerinde deneme süresi konulabilir.
![]() (Şerh No: 876 - Ekleyen: Av.Uygar BOSTANCI - Tarih : 16-11-2009 17:21)
Her ne kadar taraflar arasında icra dairesinin yetkisine ilişkin bir yetki anlaşması mevcut ise de bu yetki anlaşması HUMK ile belirlenmiş genel ve özel teki kurallarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda davacı/alacaklı tarafın seçimlik bir hakkı vardır.
![]() (Şerh No: 875 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 16-11-2009 16:25)
Bilgi [MülgaHUMK. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 874 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 16-11-2009 16:22)
Bilgi [MülgaHUMK. 22]
![]() ![]() (Şerh No: 873 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 16-11-2009 16:18)
Mahkemeye sunulan dilekçelerde kullanılan ifadelerin ölçülü, anlaşılabilir ve savunma sınırlarını aşmayacak nitelikte olmaları gerekir. Aksi durumlarda, dilekçenin sunan tarafa iade edilmesi ve yeniden bir dilekçe sunması için kendisine süre verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 871 - Ekleyen: Av.Özgür KARABULUT - Tarih : 16-11-2009 15:35)
Bilgi [TCK. 235]
![]() ![]() (Şerh No: 869 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 16-11-2009 14:47)
Bilgi [BankacılıkK. 3]
![]() ![]() (Şerh No: 859 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 16-11-2009 11:36)
Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, haftalık 45 saati aşan çalışmanın fazla çalışma süresi olarak kabulünün gerekmesi karşısında, davacının, 7 gün ve günde 14 saat çalıştığı kabul edilerek, bu haftalarda 45 saati aşan sürelerde fazla çalışma yapıldığının kabulü gerekmektedir. Günlük 11 saate kadarki çalışmalar yönünden örtülü bir denkleştirmenin varlığı kabul edileceğinden, denkleştirmeye esas günlük 11 saati aşan süreler yönünden fazla çalışmanın varlığı kabul edilmelidir.Yukarıda...
![]() (Şerh No: 858 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:38)
Davacı ücretinin yıllık olarak miktarı ek sözleşme ile belirtildikten sonra
![]() (Şerh No: 857 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:34)
1475 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde haftalık 45 saati aşan çalışmanın fazla çalışma süresi olarak kabulünün gerekmesi karşısında, davacının, yukarıda açıklanan çalışma şekline göre 45 saati aşan haftalardaki fazla çalışması belirlenerek hüküm altına alınmalı, 45 saati aşmayan haftalarla ilgili fazla mesai alacak isteği reddedilmelidir. 4857 sayılı Yasa döneminde günlük 11 saate kadarki çalışmalar yönünden örtülü bir denkleştirmenin varlığı kabul edileceğinden, denkleştirmeye esas günlü...
![]() (Şerh No: 856 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:30)
Davalı işyerinde hafta içi normal mesai saatlerinin kaçta başlayıp kaçta bittiği, hafta tatilinin ve normal çalışma günlerinin kaç gün olduğu saptanmalı, gerekirse tanık anlatımlarına yeniden başvurularak nöbet tutan personelin ertesi gün izin kullanma duruma şüpheye yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Bu şekilde nöbet tutulan haftalarda davacının normal mesai olarak çalıştığı saatleri, nöbetin sürdüğü saati ve ertesi gün de nöbet izninde olduğu ve 24 saat çalışmadığı nazara alınarak haftalı...
![]() (Şerh No: 855 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:27)
Türkçe [TebK. 16]
![]() ![]() (Şerh No: 854 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 16-11-2009 10:26)
Fazla mesai alacağı ihtirazi kayıtsız fazla mesai ücreti ödenen aylar için hesaplanamaz. Hükme esas alınan raporda toplam alacaktan ödenen fazla mesailer indirilerek kalanının kabulüne karar verilmiştir. Davacının bu ödemelere itirazı yoktur. Bu durumda fazla mesai ücreti ödenen ayların hesaba dahil edilmemesi gerekir.
![]() (Şerh No: 853 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:25)
Türkçe [TebK. 15]
![]() ![]() (Şerh No: 852 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 16-11-2009 10:25)
Davacı dava dilekçesinde, belirttiği saatlerde çalışarak fazla mesai yaptığını iddia etmiştir. Davacı delil olarak sadece davalı işverenin kayıtlarına dayanmıştır, işveren kayıtlarında ise davacının fazla çalışma yaptığına dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bilirkişi tarafından davacının dava dilekçesinde belirtilen çalışma şeklinden farklı bir çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, mahkemece bu rapora itibar edilerek alacak hüküm altına alınmıştır. İspat yükü kendisinde olan d...
![]() (Şerh No: 851 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-11-2009 10:21)
Bilgi [İşK. 24]
![]() ![]() (Şerh No: 847 - Ekleyen: Av.Uygar BOSTANCI - Tarih : 16-11-2009 01:20)
One who suffers a physical damage and loses as a consequence his eligibility to work in total or part and thus deprived of any prospective economical profits, he
is entitled to claim all the expenses and losses back.
In case the total of the losses are indeterminable in the time of ruling the judge may take the case for perusal within the two years following the judgement.
![]() (Şerh No: 147 - Çeviren: Av.Bülent Sabri AKPUNAR - Tarih : 16-11-2009 00:17)
Munzam zararın tazmini davasında temerrüt faizini aşan zararın ispat yükü, davacıya aittir. Davacı, para alacağının zamanında tahsili halinde ne şekilde kullanacağını ve zararını somut olarak ispat etmelidir.
![]() (Şerh No: 845 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 15-11-2009 23:52)
Davacı, davalıya ait otel işyerinde 1995 yılında yapılan anlaşma gereği orkestra elemanı olarak müzik hizmetinde bulunduğunu, davalının iş sözleşmesini haksız olarak sona erdirdiğini belirterek ihbar ve kıdem tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Hükme dayanak yapılan garanti ve tek tip istisna sözleşmeleri incelendiğinde, çalışma saatlerini davalı işverenin belirleyeceği, davalının koyduğu kurallara uyulacağı, yapılacak işin davalı tarafından d...
![]() (Şerh No: 844 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 15-11-2009 22:43)
Dosya içeriği dikkate alındığında müfettiş raporunun aksini kanıtlayacak bilgi ve belgeye ulaşılamadığı görülmektedir. Taraflar arasında iş ilişkisi bulunmadığının saptanmış olması karşısında, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
![]() (Şerh No: 843 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 15-11-2009 22:33)
Mahkemece hükmün davanın taraflarına yönelik olarak kurulması gerekir. Davaya katılan, davanın tarafı olmadığı için katılan hakkında bir karar verilemez.
![]() (Şerh No: 841 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 16:55)
Türkçe [EskiBK. 6]
![]() ![]() (Şerh No: 801 - Türkçeleştiren: Av.Ufuk KARA - Tarih : 15-11-2009 15:42)
Ekonomik şidddete dayanarak verilen boşanma kararının gerekçelerinde ve delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik yoktur, direnme kararı yerindedir.
![]() (Şerh No: 840 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 15:40)
Ekonomik şiddet de bir şiddet türüdür ve bu, taraflar arasındaki evlilik birliğini temelden sarsan kusurlu bir davranıştır.
![]() (Şerh No: 839 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 15:34)
Davanın ceza zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına dair karar BK md 53 uyarınca hukuk hakimini bağlamaz.
![]() (Şerh No: 831 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 15-11-2009 15:26)
Dernek tüzelkişiliğine sahip Türk Dil Kurumu'nun varlığına son veren 2876 sayılı yasanın Anayasanın 17, 35 ve 134/2 hükümlerine aykırılığı savının Anayasa Mahkemesine taşınması amacıyla yerel mahkemede açılan elatmanın önlenmesi davası, derneğin son başkanı olan davacının aktif dava ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
![]() (Şerh No: 838 - Ekleyen: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 15:25)
Muhtarlıktan alınan ikametgah ilmuhaberi, tek başına yerleşim yerini göstermez ise de, bir kimsenin uzun yıllar boyunca bir yerde oturuyor olması, yerleşme niyetini gösterir.
![]() (Şerh No: 837 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 14:48)
6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse, süre korunur, dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Davanın süresinde açılıp açılmadığı kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
![]() (Şerh No: 836 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 14:33)
Davacı Milli Eğitim Bakanlığı, davalının ilköğretim öğrencisi olan kızının okulda attığı taşla öğrencilerden birinin sol gözünü kaybetmesine neden olduğunu, hizmet kusuru nedeniyle aleyhine açılan davanın kabul edilmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı bedelin ev başkanı olan davalıdan rücuan tahsilini istemiştir. Medeni Kanun'un ev başkanına yüklediği gözetim altında bulundurma görevi, sadece bağımlılık ilişkisinin söz konusu olduğu dönemlerdeki eylemli gözetimle sınırlı değildir. Küçüğün eğiti...
![]() (Şerh No: 834 - Ekleyen: Av.Kaan YIRTIMCI - Tarih : 15-11-2009 14:10)
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde muaccel hale gelen kiranın tek ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 833 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 14:08)
Taraflarca sözleşmede kira parasının ne zaman ödeneceğinin kararlaştırılmaması ve davacının ödeme zamanı konusundaki iddiasına davalının karşı çıkmış olması halinde, kira parasının ne zaman ödeneceği konusunu kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir. Kira ödeme zamanının, yıllık kira miktarı itibariyle HMUK'nın 288. maddesi gereği davalının rızası olmaksızın tanıkla kanıtlanması mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 832 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 14:05)
Haksız fiile dayalı tazminat davalarında , dava tarihinde henüz oluşmayan ürün zararının da tazmini istenebilir.
![]() (Şerh No: 830 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 15-11-2009 13:20)
1-"fazla çalışma" tahakkuku yer almayan Bordro - Taraflar arasında iş ilişkisinin devam ettiği sırada ücret bordrolarına eklenen "fazla mesai yapmadım" şeklindeki ifadelerinin geçerli olmayacağı
2-Günde 12 saatlik çalışma düzeninde günde 1 saatlik ara dinlenmesinin az olduğu; Günde 1,5 saat ara dinlenmesi düşülerek fazla çalışma ücreti hesaplanması gerektiği
![]() (Şerh No: 829 - Ekleyen: Av.Mehmet Fikri ATEŞ - Tarih : 15-11-2009 13:12)
İtiraz konusu kural ile dava sonunda tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı öngörülmüştür. Böylece taraflar arasında ücret kararlaştırılmadığı durumlarda, avukatın sunduğu hizmetin karşılıksız kalmamasını sağlama ve vekil ile müvekkil arasında çıkacak ücret uyuşmazlıklarına engel olma amacı güdülmüştür. Vekalet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin, konunun uzmanı hukukçular tarafından yapılmasının doğal bir sonu...
![]() (Şerh No: 828 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 12:02)
Türkçe [TebK. 14]
![]() ![]() (Şerh No: 827 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:58)
Türkçe [TebK. 13]
![]() ![]() (Şerh No: 826 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:53)
Avukatlık Kanunu'nun 167. maddesinin 1. fıkrasının ilk tümcesi Anayasa'nın 9. ve 36. maddelerine aykırı olduğu, maddenin kalan bölümü de bu iptal nedeniyle uygulanma olanağı kalmadığından iptal edilmiştir.
![]() (Şerh No: 818 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 15-11-2009 11:52)
Türkçe [TebK. 12]
![]() ![]() (Şerh No: 825 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:50)
Türkçe [TebK. 11]
![]() ![]() (Şerh No: 824 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:46)
Türkçe [TebK. 10]
![]() ![]() (Şerh No: 823 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:42)
Türkçe [TebK. 9]
![]() ![]() (Şerh No: 822 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:39)
Türkçe [TebK. 8]
![]() ![]() (Şerh No: 821 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:29)
Türkçe [TebK. 6]
![]() ![]() (Şerh No: 819 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:23)
Türkçe [TebK. 7]
![]() ![]() (Şerh No: 820 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-11-2009 11:21)
Önerge [EskiBK. 17]
![]() ![]() (Şerh No: 814 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 15-11-2009 00:45)
Bilgi [MK. 50]
![]() ![]() (Şerh No: 811 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-11-2009 00:20)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |