![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 23.2.2004)
KARAR : Davacı vekili, davalı şirketin ticari muamele yapmak üzere şube niteliğini haiz olarak Kuşadası'nda perakende satış mağazası açtığını, işyerini tescil ettirmeleri yönündeki ihtara davalının olumsuz cevap verdiğini ileri sürerek, davalının Kuşadası Ticaret Sicili'ne resen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne kayıtlı olup, Kuşadası'nda bulunan mağazanın ayrı bir muhasebesi olmadığını, müstakil ticari işlem yapmadığından şube niteliği bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı işyerinin müstakil bir sermaye ve muhasebesinin olmadığı,kendilerinin yaptığı mal satışı için gerekli emtianın kendileri tarafından mübaaya edilmediği, satış fiyatının merkezce belirlendiği, bu durumda 5590 sayılı Kanun'un 9/c maddesi gereğince işyerinin şube olma niteliğini taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, Ticaret Sicili Memurluğu'nca yapılan ihtara rağmen ticari işletmeyi ticaret siciline tescil ettirmeyen davalının ticaret siciline resen tescili istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu işyerinin ayrı bir sermayesi ve bağımsız muhasebesi bulunmadığını, dolayısıyla ticaret siciline tescili gereken bir ticari işletme olmadığını savunmuştur. Bu tür davalarda mahkemece öncelikle dava konusu işyerinin TTK.nun 14 ve 5590 sayılı Kanun'un 9 ncu maddesi uyarınca bağımsız bir ticari işletme veya şube niteliğinde olup olmadığının araştırılması, bu araştırma sonucunda davalı yerin ticari işletme olduğu anlaşılırsa davalının ticaret siciline tesciline karar verilmesi gerekir. Hükme dayanak yapılan 03.12.2002 tarihli yetersiz bilirkişi raporundaki bazı tespitlerden yola çıkılarak verilen ret kararı yerinde değildir. Bu konuda ticaret hukuku, işletmecilik, muhasebe alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kurul ile 5590 sayılı Kanun'un 9 ncu maddesinde öngörülen ve özellikle davalı şirkete ait mağazanın müşteriye icapta bulunduğunun ve bu icap üzerine müşterinin de kabulü ile ticari ilişkinin kurulduğunun bir gerçek olduğu göz önüne alınarak mağazanın kendi başına ticari muamele yapıp yapmadığı kriterinin yeterince araştırılması ve tescil için asıl önemli olan bu yön üzerinde özellikle durulması gerektiği halde yazılı gerekçelerle davanın reddi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, günümüzdeki elektronik iletişim olanaklarının gelişmesi nedeniyle, ticari işletmeye ilişkin muhasebe işlemlerinin şubelerde dahil olmak üzere bir merkezde bilgisayar ortamında tutulabilmesi imkanlarının bulunması karşısında, şubeler açısından ticari işletme niteliğinin belirlenmesi noktasında muhasebe işlemlerin şubede veya merkezde tutulmasının artık ayırıcı bir kriter olarak belirlenmesi ve uygulanması doğru olamaz. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Üye Notu : İşbu kararın özeti tarafımızdan yazılmıştır.
|
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 14 :B - TACİR:
I - HAKİKİ ŞAHISLAR: 1. UMUMİ OLARAK: Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo ve sair ilan vasıtalariyle halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyeti ilan etmiş olan kimse fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukukan var sayılmıyan diğer bir şirket adına (Ortak sıfatiyle) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi mesul olur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 17-11-2009
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |