Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Kabahatler Hukukunda Soruşturma Zamanaşımı

Yazan : Cuneyd Altıparmak [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Kabahatler Hukuku Açısından Soruşturma Zamanaşımı İncelenmiştir.
Yazarın Notu
Makale daha önce İstanbul Barosu Dergisinin 2008/1 Sayısının 49-58 sf. arasında yayımlanmıştır.

Kabahatler Hukukunda


SORUŞTURMA ZAMANAŞIMI


Cüneyd Altıparmak


Genel Olarak

Kabahatleri suç olmaktan ve ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarma eğiliminin bir sonucu olarak; çeşitli hususlarda düzenleme getiren özel kanunlarda bazı fiiller karşılığında idarî yaptırımlar öngörülmekte, bu fiiller, "idarî suçlar" olarak tanımlanmaktadırlar. İdari suçun karşılığı olarak genellikle parasal nitelikte bir yaptırım öngörülmektedir. Bu ekonomik yaptırım "idarî para cezası” olup ceza hukukundaki “adli para cezası” değildir [1]. Gerek ceza hukukunda gerekse kabahatler kanununda öngörülen para cezaları belli bir miktar paranın kişiden alınıp Hazineye verilmesi gibi görünse de ; adlî nitelikteki para cezası ile idarî nitelikteki para cezası arasında, karar veren merci, yaptırımın infazı, yaptırıma bağlanan kanunî neticeler bakımından önemli farklılıklarında bulunduğu unutulmamalıdır[2].
Kabahat türünden haksızlıkların yaptırım altına alınmasıyla, toplum düzeninin, genel ahlâkın, genel sağlığın, çevrenin ve ekonomik düzenin korunmasının amaçlandığı düşünülmektedir. Bu nedenle Kanun’da kabahatlere ilişkin genel ilkeler, bu haksızlıklar karşısında uygulanabilecek idarî yaptırımların türleri ve sonuçları ile idarî yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir[3].

Kanun’un diğer -ve belki de en önemli- özelliği de Kabahatler açısından genel hükümler ihdas eden konumudur. Özel kanunlarda çeşitli eylemler karşılığında idarî yaptırımlar öngörülürken; çoğu zaman, bu yaptırımların yerine getirilmesi, bunlara bağlanan hukukî sonuçlar, zamanaşımı, tekerrür, özellikle idarî para cezası türündeki yaptırımın yerine getirilmesi, bu suretle oluşan ekonomik gelirin kullanılma biçimi gibi hususlarda farklı ve detaylı düzenlemelere yer verilmektedir[4]. Sistematikten uzak bu düzenlemelerin önüne geçebilmek için, usul biriliği ve hukuk güvenliğini temin etmek için; Kanunun 3. maddesi ile belirlenen genel ilkelerin, özel kanunlarda tanımlanan kabahatler hakkında da uygulanmasının temin edilmesi sağlanmıştır[5].

Bu makalemizde; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’ndaki genel ilkelerden ve dolayısı ile tüm kabahatler için geçerli olan “soruşturma zamanaşımı” kavramı üzerinde durmaya çalışacağız. Bilindiği üzere bu Kanunda iki tür zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bunlardan ilki bizim inceleyeceğimiz soruşturma zamanaşımı, diğer ise tahsil zamanaşımıdır. Belirtmek gerekir ki “Kabahat işlendikten sonra, kanunda yazılı belirli bir süre içinde soruşturma yapılıp, kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezası verilmez ise soruşturma zamanaşımı, kabahatten dolayı verilen ceza kanunda yazılı belirli bir süre içinde uygulanmaz ise yerine getirme (tahsil) zamanaşımı söz konusu”[6] olacaktır.
Makalede öncelikle mevzuat ve tasarı hakkında bilgiler verilecek, ardından soruşturma zamanaşımı kavramı ve uygulanması hakkında bilgilere yer verilecektir.

1. Madde Metni ve Tasarı
1.1.Madde Metni
Kabahatler Kanunun (KK) 20. maddesi şöyledir:
(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezasına karar verilemez.
(2)) Soruşturma zamanaşımı süresi
a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş,
b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört,
c) Ellibin Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç,
yıldır.
(3) Nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
(4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar.
(5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır.

1.2. Tasarı Metni ve Maddenin Geçirdiği Değişiklikler

10.3.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen Hükümet Tasarısında maddenin ellibin Yeni Türk Lirasından daha az olan kabahatler için zamanaşımını yirmibin Yeni Türk Lirasından az ve daha fazla olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tuttuğu görülmekteydi. Hükümet Tasarısında maddenin üçüncü fıkrasındaki zamanaşımı süresinin beş yıl olarak belirtildiği anlaşılmıştır[7]. Bu durum Adalet Komisyonunda değişikliğe uğramıştır. Bu süre beş yıldan sekiz yıla çıkarılmıştır[8].

Madde üzerindeki en son değişiklik ise 06.12.2006 tarih 5560 sayılı Kanunun 33. maddesi ile yapılmıştır. Buna göre madde son şeklini almıştır. Böylece zamanaşımına konu para ceza miktarları için, yüzbin Türk Lirası veya daha fazla, ellibin Türk Lirası veya daha fazla, ellibin Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatler şeklinde üçlü bir ayrıma gidilmiştir.

2. Yaptırım Kararı Verme Yetkisi

Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır (KK m.2[9]). İşlenen bir kabahatten dolayı yaptırımı kararı verme yetkisi konusuna şöyle bir ayırıma gidilebilir[10].

2.1.İdari Kurul, Makam ve En Üst Amirin Yetkisi

Kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idari kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir (KK m.22/1) Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir (KK m.22/2)[11]. Kabahatler Kanunuda düzenlenen kabahalerde, örneğin m.37, m.36, m. m.33’de, kolluğa, zabıtaya, Belediye Encümeni, Mülki Amire bu yetkinin verildiği görülebilecektir.

2.2.Cumhuriyet Savcısının Yetkisi

Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı verebilir. (KK m.23/1). Savcının bir suç nedeniyle başlattığı soruşturmada bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idari yaptırım kararı verebilecektir (KK m.23/2). Suç şüphesi ile başlatılan soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde savcı eyleme uyan idari yaptırım kararı verebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu eylem için daha önce ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idari yaptırım kararı verilmemiş olmalıdır (KK m.23/3).

2.3.Mahkemenin Yetkisi

Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idari yaptırım kararı verilir. (KK m.24).

3. Soruşturma Zamanaşımı

Kabahatler Kanunu’nda belirtilen soruşturma kavramının, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki soruşturma kavramı ile benzer olmadığını ifade etmek gerekir. Kabahatler Kanunun sistematiği dikkatlice analiz edildiğinde, bu kavramın işlenen kabahatle ilgili olarak ceza verilebilme süresini kastettiği açıktır. Bu açıdan bir kabahatin işlenmesinden itibaren idari kurul, makam, en üst amir, Cumhuriyet savcısı veya mahkemece belirli bir süre içinde ceza verilmemiş ise, artık her hangi bir yaptırım uygulanamayacaktır. Bu hususta çeşitli kanunlarda benzer hükümler mevcuttur[12].

4. Soruşturma Zamanaşımı Süresinin Başlaması

Kabahatler Kanunu’nun 20. maddesinin 4. fıkrasına göre soruşturma zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. Örneğin; Kabahatler Kanunu’nda düzenlenen dilencilik ve kumar kabahatlerinde fiilin işlendiğinden itibaren, sarhoşluk kabahatinin işlenmesi halinde de “sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda” bulunması yani neticenin gerçekleşmesi ile zamanaşımı süresi başlayacaktır.

5.Soruşturma Zamanaşımı Süreleri

5.1. Kabahatler Kanuna Göre Verilebilecek Cezalar

Kabahatler için iki türlü yaptırım öngörülmüştür. Bunlar idari para cezası ve idari tedbirlerdir. İdari tedbirler ise ilgili kanunlarda belirtilenler ile beraber, mülkiyetin kamuya geçirilmesini ifade eder. İdari para cezaları ise, maktu veya nispi olabilir.
Zamanaşımı süreleri öngörülen asli cezanın idari para cezası olmasından hareketle belirlenmiştir. Zira asli ceza yoksa diğer cezaların uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle bir kabahat soruşturma zamanaşımına uğramışsa, kişi hakkında ne idari para cezası ne de idari tedbirler uygulanabilecektir.

5.2. Maktu ve Nispi Para Cezası Ayrımı

Maktu kelimesi sözlükte “kesin olarak değeri biçilmiş”, nispi kelimesi ise; “birbirine göre (olan), önceki duruma göre” anlamları ile karşılık bulur[13]. Maktu para cezası fiile bağlanan cezanın tek bir miktar içerdiği durumlarda söz konusudur[14]. Örneğin;
ØMal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, elli Türk Lirası idari para cezası ile cezalandırılır (KK m. 37/1).

ØBaşkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir (KK m. 36/1)

ØSarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişiye, kolluk görevlileri tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir (KK m.35/1)
ØKumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, kumardan elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir (KK m.34/1).
ØEvsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yirmi Türk Lirası idari para cezası verilir (KK m.41).
Nispi para cezasında ise Kanunun koyduğu asgari ve azami limit arasında bir cezaya hükmedilmesi gerekmektedir. Örneğin;
ØYetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir (KK m.38/2)
Øİnşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi adına yürütülmesi halinde bu tüzel kişi hakkında verilecek idari para cezasının üst sınırı beşbin Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca kişiden tahsil edilir (KK m.41/4).
5.3. Öngörülen Zamanaşımı Süreleri
Kanunun öngördüğü zamanaşımı süreleri şöyledir:
ØYüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş yıldır
ØEllibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört yıldır
ØEllibin Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıldır.
ØCezanın nispi idari para cezasını gerektirdiği kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
Burada değinilmesi gereken başka bir husus da Kabahatler Kanununun 20. maddesinin 5. fıkrasındaki hükümdür. Buna göre kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır.

6. Zamanaşımının Dolması Neticesinde Verilecek Karar

Burada cezayı vermeye yetkili kişi ya da kurumun vereceği karar “soruşturma zamanaşımının dolması nedeniyle idari para cezası verilmesine yer olmadığına” şeklinde olacaktır. Burada kabahatin gerçekleştiği belirtilecek, kabahatin unsurları ortaya konulduktan sonra kanunun öngördüğü süre içerisinde soruşturulma yapılmadığı da ifade edilmelidir.

Yargıtay bir kararında “2918 Sayılı Kanuna muhalefetten Sanık O. E. hakkında yapılan duruşma sonunda: Hükümlülüğüne dair B. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 28.6.2002 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının 2004/205024 sayılı ve 27.10.2004 tarihli yazısı ekinde daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 18.5.2005 gün ve 25819 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5349 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesi ile değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 7. maddesi uyarınca, sanığın eylemine uygulanabilecek müeyyide idari para cezasına dönüştürüldüğü cihetle,…hükmün BOZULMASINA, uygulanabilecek idari para cezasının miktarına göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının dolmuş olması karşısında anılan maddenin 1. fıkrası ve CMUK.nun 322. maddesi uyarınca ilgili kişiye İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA 28.06.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.” şeklindedir. (Y7.CD E.2004/34549, K.2005/9971, KT. 28.06.2005). Bir başka karar da “2860 sayılı kanuna muhalefetten sanıklar, A ve B haklarında yapılan duruşma sonunda; Mahkemenin görevsizliğine ve iadeye dair, Akçakale Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 10.06.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığınının onama isteyen 26.04.2004 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü: Hüküm tarihi itibariyle görevsizlik kararı yerinde ise de; hükümden sonra 31 Mart 2005 günlü mükerer Resmi Gazetede yayımlanarak 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 Kabahatlar kanununun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının dolmuş olması karşısında,..hükmün BOZULMASINA, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca ilgili kişilere İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 01.06.2006 günü oybirliğiyle karar verildi”(Y7.CD. E.2004/15526 K.2006/10259,KT. 01.06.2006) şeklindedir.

Kabahatler hukuku açısından idari para cezası asli ceza olduğu için, soruşturma zamanaşımı Kanun ile öngörülen diğer cezaların da verilmesini engelleyeceğine yukarıda[15] değinmiştik. Bu konuda Yargıtay’ın fikri de aynı yöndedir: “ 4915 sayılı Kanuna muhalefetten sanık N. hakkında yapılan duruşma sonunda; müsadereye ve iadeye dair ... Sulh Ceza mahkemesinden verilen 09.03.2004 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sonunda; 11 Temmuz 2003 gün ve 25165 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4915 sayılı Yasayla 3167 sayılı Yasada yapılan değişikliğe göre sanığın eylemine uygulanabilecek müeyyide idari para cezasına dönüştürüldüğü ve idari para cezasının miktarına göre müsadere davasının da 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımına bağlı olması karşısında,…hükmün BOZULMASINA, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, dava konusu av tüfeğinin geçerli belge ibrazı halinde sahibine iade edilmek üzere zabıtaya TEVDİİNE, 6 adet dolu fişeğin sanığa iadesine, 07.03.2006 günü oybirliği ile karar verildi.” (Y7.CD.E.2005/1579 K.2006/1165 KT.07.03.2006). Aynı yönde bir diğer kararda “Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi, Vicdanı kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 11.7.2003 gün ve 25165 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4915 sayılı Kara Avcılığı kanununun 24. maddesi uyarınca 3167 sayılı yasanın 22. maddesinde yer alan hafif para cezası idari para cezasına dönüştürüldüğü ve idari para cezasının miktarına göre müsadere davasının da 5326 sayılı kabahatler kanununun 20/2-d maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımına bağlı olması karşısında hükmün BOZULMASINA, zamanaşımı nedeniyle kamu davasının DÜŞÜRÜLMESİNE, dava konusu av tüfeğinin geçerli belge ibrazı halinde sahibine iade edilmek üzere zabıtaya TEVDİİNE, 14.11.2005 günü oybirliğiyle karar verildi” (Y7.CD E. 2004/28720, K.2005/19789 KT.14.11.2005)



[1] Bu konuda daha detaylı bilgi için bkz.: Kabahatler Kanunu Hükümet Tasarısı Genel Gerekçesine

[2] “Örneğin, idarî nitelikte bir yaptırım olarak para cezasına, ceza muhakemesi süreci sonucunda mahkeme tarafından hükmedilmez; bu ceza, idarî görev yapan bir kişi veya kurul tarafından verilir. Bu cezalar, adlî sicile kaydedilmez, ödenmediği takdirde hapse dönüştürülmez. İdarî nitelikteki "para cezası", bir uyarı (ikaz) fonksiyonu gördüğü gibi, kamu açısından oluşmuş olan zararın giderilmesi amacına da hizmet edebilir. Bu nedenle, idarî para cezasının mislî nitelikte olması mümkündür” (Kabahatler Kanunu Hükümet Tasarısı Genel Gerekçesinden).

[3] Bkz.: Kabahatler Kanunu Hükümet Tasarısı Genel Gerekçesi m.1 ”…Ayrıca, Tasarıda, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer almasına rağmen, 5237 sayılı Kanunda suç olarak tanımlanmayan çeşitli haksızlıklar, anlaşılabilir ve hukuk tekniği bakımından uygulanabilir bir biçimde özel kabahatler olarak tanımlanmıştır. Ancak, belirtilmelidir ki, Tasarı kapsamında tanımlanan bu özel kabahatler, sınırlayıcı değildir…”

[4] Örneğin Vergi Kabahatleri bu konuya örnek olabilir. Bu konu için bkz.: Yavaşla Başaran Funda, “Vergi Kabahatleri ve Kabahatler Kanunu”, Dünya Gazetesi, 26.10.2007.

[5] Bkz.: Kabahatler Kanunu Hükümet Tasarısı Genel Gerekçesi m.3. Ayrıca ayrıntılı bilgi için bkz.: Hakeri, Hakan, Ceza Hukuku, Ankara 2007 (Seçkin Yayınevi); Yalçın, İsmail, Tüm Yönleriyle Kabahatler Hukuku, Ankara 2007 (Seçkin Yayınevi); Otacı, Cengiz, Türk Kabahatler Hukuku, Ankara 2006 (Turhan Kitabevi); Hakeri, Hakan, Ceza Hukuku, Ankara 2007 (Seçkin Yayınevi); Çağlayan, Ramazan, İdari Yaptırımlar Hukuku, Ankara 2006 (Asil Yayınevi).

[6]Çelik M.Lamih, Kabahatler Kanununa Göre Tahsil Zamanaşımı, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Yıl:2007, Sayı:8, s.34-36.

[7] Hükümet Tasarısı 20. madde: “(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde, kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Yirmibin Yeni Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, d) Yirmibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde iki, yıldır. (3) Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi beş yıldır. (4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. (5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde, suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır.” Maddenin gerekçesi ise şu şekildedir: “Madde metninde, kabahat dolayısıyla soruşturma zamanaşımı süreleri ve sonuçlarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.”

[8] Komisyon Raporunda geçen ifade aynen şöyledir. "Soruşturma zamanaşımı" başlıklı 20 nci maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, nispi para cezasını gerektiren kabahatlerde soruşturma zamanaşımı süresi beş yıldan sekiz yıla çıkarılmıştır.” Bu durumu için bir gerekçe belirtilmemiştir.

[9] KK m.2’nin gerekçesi şöyledir : “Madde metninde, genel olarak kabahate ilişkin bir tanım yapılmıştır. Bu tanımlamada, suç gibi kabahatin de bir haksızlık oluşturduğu vurgulanmıştır. Esas itibarıyla haksızlık oluşturan bir fiilin suç veya kabahat olarak tanımlanmasında, izlenen suç politikası etkili olmaktadır. Haksızlıklar arasında bu yönde yapılan tasnifte, hukuka aykırı olan fiilin ifade ettiği haksızlık içeriği esas alınmaktadır. Esasen hukuka aykırı olan ve haksızlık ifade eden fiiller arasında suç veya kabahat olarak bir ayırım yapılması, bir nitelik farkı oluşturmamaktadır. Söz konusu tasnif, haksızlıklar arasındaki nicelik farkına dayanmaktadır.”

[10] Kabahatler Kanununun 25. maddesine göre verilecek kararda; a) Hakkında idari yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi,b) İdari yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili, c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller, d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, açık bir şekilde yazılmalı ve ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanmalıdır.

[11] KK m.22/3 ve 4 uyarınca ancak idari kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye yetkilidir. Bunun yanında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer bakımından yetki kuralları kabahatler açısından da uygulanacaktır.

[12] Başta bu konuda Türk Ceza Kanununa değinmek gerekir. TCK’da başlıca iki zamanaşımı öngörülmüştür. Bunlar ceza ve dava zamanaşımıdır (Bkz.: TCK m.66-69). Ceza zamanaşımı verilen bir cezanın infaz edilebilme süresini ortaya koymakta iken, dava zaman aşımı ise açılan kamu davasının bitirilme süresini ortaya koymaktadır. Bunun yanında Devlet Memurları Kanununda disiplin suçları için zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Buna göreuyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar (DMK m.127). Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır (DMK m.128).

[13] Bkz.: www.tdk.gov.tr

[14] Öngörülen bu para cezaları otomatik olarak arttırılmaktadır. Biz Kanun metnine bağlı kalarak örnekleri verdik. Ancak şunu belirtelim ki yukarıda elli YTL olarak gösterilen cezanın, elli sekiz YTL olduğu, yirmi YTL olarak gösterilen cezanın yirmi iki YTL olduğu bilinmektedir. Ceza miktarlarının Ocak 2008’de tekrar değişikliğe uğrayarak artacağını belirmeliyiz. Konuya ilişkin olarak elimizdeki en güncel liste ise şöyledir:
Emre aykırı davranış (Belediye Encümeni)
5326 s.K. 32. md.

117,00


117,00

Dilencilik (Belediye Zabıtası)
5326 s.K. 33. md.

58,00


58,00

Gürültü(Belediye Zabıtası)
5326 s.K. 36/1. md.

58,00


58,00

5326 s.K. 36/2. md.(Ticari İşl. Sahibine)

1.183,00


5.918,00

Rahatsız etme(Belediye Zabıtası)
5326 s.K. 37. md.

58,00


58,00

İşgal(Belediye Zabıtası)
5326 s.K. 38/1. md.

58,00


58,00

5326 s.K. 38/2. md.

117,00


591,00

Çevreyi Kirletme(Belediye Zabıtası)
5326 s.K. 41/1. md.

22,00


22,00

5326 s.K. 41/2. md.

591,00


5.918,00

5326 s.K. 41/3. md.

58,00


58,00

5326 s.K. 41/4. md.

117,00


3.550,00

5326 s.K. 41/4. md.(Tüzel Kişi İçin)

117,00


5.918,00

5326 s.K. 41/5. md.

58,00


58,00

5326 s.K. 41/6. md.

295,00


295,00





[15] Bkz. Yukarıda Başlık 5.1.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Kabahatler Hukukunda Soruşturma Zamanaşımı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cuneyd Altıparmak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
06-02-2008 - 00:29
(5928 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 10 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 10 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
28121
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 12 saat 35 dakika 48 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,74 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 42730, Kelime Sayısı : 3378, Boyut : 41,73 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 5 kez indirildi.
* 7 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 754
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,16711593 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.