Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Tescilli Tasarımların Korunma Kapsamında Tarifnamenin Etkisi

Yazan : Kubilay Güzel [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Tescil yolu ile koruma altına alınan tasarımların koruma kapsamının belirlenmesinde, tarifnamenin etkisi ne olmadır sorusuna verilmiş kişisel bir değerlendirme.

Tasarımların tescil yolu ile korunmaya başlandığı 1995 yılından günümüze kadar geçen süreç içerisinde gerek bu alanda yürütülen akademik çalışmalar gerekse Türk Yargı sistemi açısından yeni sayılabilecek bir alanda içtihatların oluşumu ile tasarım tescil sisteminin gerekleriyle beraber daha iyi anlaşılması noktasında belli bişr mesafe katedimiştir. Tarihi açıdan patent, marka gibi diğer sınai haklara nazaran her yönüyle yeni sayılabilecek tasarım koruması, özellikle koruma kapsamı açısından 554 Sayılı KHK’nın yorumlanması ve uygulanması noktasında farklı bakış açıları ile karşılaşmaktadır. Geçen onbir yıllık süreç içerisinde KHK’nın uygulama şeklini gösterir yönetmelikte iki kez değişikliğe gidilmesi bunun somut bir örneğini oluşturmakla beraber üzerinde en fazla yapısal değişikliğe gidilen hususun tasarımın görsel anlatımının sunum şekli ve uygunluk kriterleri ile tasarımın tarifnamesi olduğu görülmektedir. Görsel anlatımın korumanın tesis edildiği esas unsur olduğu düşünüldüğünde koruma kapsamının belirlenmesi veya daha açık bir ifade ile netleşmesi açısından büyük önem arz ettiği görülecektir. Ancak, tescil ile sağlanan koruma alanında görsel anlatımın yanısıra gerek tasarım korumasını sadece görünüm ile sınırlı tutmuş gerekse görünümün yanısıra fonksiyonalite ile de harmanlamış olan özellikle anglosakson kültürünün sahip olduğu mevzuatlarda ortak nokta tarifname unsurudur. Bu açıdan bakıldığında temelde tasarım korumasını farklı şartlara bağlamış olsalar dahi her iki koruma sisteminin de mevzuatlarında görsel anlatım ile birlikte tarifnameyi de yer verdikleri görülmektedir. Bu noktada önemli olan husus tarifnamenin içeriği, hangi amaçla başvuruda talep edildiği, ve koruma noktasında sahip olduğu misyonun iyi saptanması gerektiğidir.
İngiliz hukukunda kural olarak, tasarım başvurusu yapan kişi yeniliğin hangi özelliklerde olduğunu belirtirse buna göre bir sonuca varılır. Yani yapılacak incelemede yenilik açıklamaları dikkate alınır. Doğal olarak bu açıklamalar koruma kapsamını daraltacaktır.[1] Bu nedenle bazı hukuk sistemleri tasarımın koruma kapsamının belirlenmesinde tarifnameye doğrudan bir görev vermektedir. Bu yaklaşıma, patent ve faydalı model tescillerinde rastlamak mümkündür. Bu açıdan bakıldığında tarifname ile koruma kapsamının belirlenmesi yaklaşımı, patent ve faydalı modellerde korumanın istemler üzerinden gerçekleşmesi yaklaşımı ile paralellik arz etmektedir.
Amerikan Hukukunda tasarımlara sağlanan koruma tasarım patenti adı altında gerçekleştirilmekte olup patent yaklaşımı ile tescil öngörülmektedir. Başvuru içersinde tarifname ve istemler talep edilmekle beraber koruma kapsamı istemler dikkate alınarak belirlenmektedir.
Ancak Topluluk ve Türk Hukukunda tasarımlarda istemler bulunmamaktadır.[2] Topluluk tüzüğünün 39.maddesi altında, görsel anlatımı açıklayan tarifname verilebileceği ifade edilmiş olup aynı maddenin gerekçesinde tarifnamenin tasarımın esasını oluşturan ve resim ya da çizim ile açıkça gösterilemeyecek görünüm özelliklerinin açıklanmasında faydalı olacağı belirtilmiştir. Bu açıklama ile Topluluk Hukukunda tasarımın koruma kapsamının esas olarak görsel anlatım ile belirlendiği, tarifnamenin ise ürünün görsel anlatım ile açıkça anlaşılamayacak görünüm özelliklerine sahip olması durumunda koruma kapsamı açısından yardımcı unsur olarak değerlendirileceği anlaşılmaktadır. Örneğin, bir kumaş tasarımında kumaş üzerinde yer alan desen kadar kumaşın dokusu da önemli olabilecektir. Parlak ve düz bir kumaş ile kadife türünden bir kumaşın dokularının farklığı sunulacak görsel anlatım ile anlaşılması oldukça güçtür. Bu gibi durumlarda başvuru sahibine tarifname ile tasarımın söz konusu özelliğinin açıklanması imkanı tanınmıştır.
Topluluk mevzuatı ile büyük nispette uyumlu olan 554 Sayılı KHK hükümlerine bakıldığında, “başvuruda tasarımı açıklayan bir tarfiname verilir ve tasarımı konu alacak veya tasarımın uygulanacağı ürünler belirtilir” (EndTasKHK m.26/2) hükmüne yer verildiği görülecektir. Burada tarifnamenin tasarımın açıklandığı bölüm olduğu belirtilmiş olmakla beraber farklı bir bakış ile tasarımı konu alacak veya tasarımın uygulanacağı ürünlerin de tarifname içerisinde belirtilmesi gerektiği anlaşılabilmektedir. Ancak tasarım tescil başvurularına bakıldığında genel uygulamanın, ürün isimlerinin tarifname içerisinde belirtilmesinin şart olmadığı yönünde geliştiği görülmüştür.[3] Bu noktada önemli olan husus, Tasarım Hukuku açısından tasarımı konu alacak ya da tasarımın uygulanacağı ürünün koruma kapsamını etkilemediği gerçeği karşısında tasarımı açıklayan tarifnamenin içeriğinin ne olması gerektiğidir. İlgili hükümde içeriği açıkça ifade edilmeyen bu husus KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelikte de “tasarımı açıklayan tarifname” (EndTasKHKY m.7/1e) ifadesine yer verilerek açıklamasız bırakılmıştır. [4]
Bu aşamada Türk Hukukunda tasarımın koruma kapsamı ve kapsamın belirlenmesinde var olan ilkelerin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu sayede tarifnamenin bu anlamda hangi konuma oturtulması gerektiğinin daha iyi anlaşılabileceği düşünülmektedir.
Koruma kapsamının tasrımın görünüm özellikleri ile sınırlı olması nedeniyle koruma kapsamının belirlenmesinde merkez kavramın görünüm olduğu söylenebilir.[5] Bu nedenle bu belirlemede patentteki istemler gibi tasarımlarda sunulan verilerin fazla bir önemi bulunmamaktadır.[6]
KHK’nın 10. maddesinde koruma dışı hallerden bazıları ifade edilmiş, ürünün fonksiyonunu gerçekleştirmesinde tasarımcıya tasarıma ilişkin seçenek özgürlüğü bırakmayan tasarım özelliklerinin koruma kapsamı dışında tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca KHK’nın 11. maddesi tasarımların koruma kapsamının nasıl belirleneceği anlamında yol haritası çizmiştir. Bu madde içeriğinde özellikle ayırt edici nitelik üzerinde durulmuş olup teorik olarak tasarımların kıyaslanmasında uygulanması gereken yöntem hakkında yol gösterici bir düzenlemeye gidilmiştir.
Bir tasarımın koruma kapsamı o tasarımın yenilik ve ayırt edici özelliklerinin fazlalığıyla doğru orantılı olarak genişlediği varsayılabilir. Zira bir tasarım ne kadar ayırt edici ise diğer tasarımlarla kıyaslanması neticesinde bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bırakacağı genel izlenim de o derece fazla ve böylece tasarımın koruma kapsamı da o derecede geniş olacaktır. Burada önemli olan husus tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim dikkate alınarak koruma kapsamının belirlenmeye çalışılmasıdır.
Koruma kapsamının belirlenmesinde yenilik ve ayırt edici nitelik gibi koruma şartlarının dikkate alınacağı sabit olmakla beraber bu hususların tasarımın sadece görsel anlatımıyla mı yoksa tarifnamenin kapsamı ile mi belirleneceği konusu önceki bölümlerde de ifade edildiği gibi farklı ülke hukuklarında farklı yaklaşımlar ile ele alınmıştır. Türk Hukukunda KHK’nın bu ayrımı hava da bırakması ve KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliklerde tarifnameye farklı misyonlar yüklenesi konuyu irdelenmesi gereken önemli husular arasına katmıştır
Öncelikle, KHK ile içeriği hakkında detaylı bilgi sunulmayan tarifnamenin 5.11.1995 tarihli Yönetmelikte de açıklamasına gidilmemiş olması tescil süreçlerinde sorunları beraberinde getirmiş ve 31.12.1997 tarihli Yönetmelik ile tarifname içeriğine açıklama getirilerek sorunların aşılması hedeflenmiştir. 5.11.1995 tarihli Yönetmelikte sadece, “tasarımı açıklayan tarifname” ifadesine yer verilerek, tasarımın açıklandığı metnin verilmesi öngörülmüştür. Ancak, sunulan tarifnamelerde tasarım koruması dışında kalan, özellikle ürünün sağladığı fonksiyonel özellik, teknik fayda, üretim şekli ve yöntemi gibi açıklamalara yer verilmesi bu konuya ilişkin düzenlemeye gidilmesini zaruri kılmıştır.
KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik 31.12.1997 tarihinde değiştirilmiş ve geçen üç senelik sürecin ardından uygulamada görülen sıkıntıların çözümü amaçlanmıştır. Özellikle görsel anlatım ve tarifname üzerinde açıklamalara gidilen 8.maddede, tarifnamede tasarıma ait resmin ayrıntılı bir şekilde anlatılması, tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklılıklarının ve tasarımda koruma talep edilen kısımların açıkça belirtilmesi gerektiği öngörülmüştür. Yapılan değişiklik ile içerik açısından nelerin yer alması gerektiği belirlenmiş olmasına rağmen tarifname içeriğinde belirtilemsi istenen unsurların özellikle koruma kapsamına ilişkin soruları beraberinde getireceği açıktır. Zira, yapılan bu tanımlama ile tasarımın ayırt edici özelliklerinin belirtilmesi ve “buluş basamağı” kavramını çağrıştıran tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklılıklarının yazılması istenmiştir. Bu açıdan bakıldığında, tarifname ile patent ve faydalı modelde yer alan istem yaklaşımının benimsenmiş olduğunu ve dolayısı ile tarifnamenin koruma kapsamının belirlenmesinde kullanılacak bir veri olarak değerlendirileceğini söylemek mümkündür.
Bu konuya ilişkin Yargıtay bir kararında “...Tarafların tasarımları, tasarımların çizimleri ve davalının tasarımını açıklayan tarifnamesi incelenerek,... karar verilmelidir”[7] ifadesine yer vermiştir.
Bir diğer kararda Yargıtay şu sonuca varmıştır[8]:
“...Davacının tescilini istediği tasarımların, yenilik ve ayırt edicilik özellikleri bulunmadığını belirleyen bilirkişi raporuna göre mahkeme davayı reddetmiştir. Bilirkişi raporunda yenilik ve ayırt edici niteliğin belirlenmesinde endüstriyel tasarımlar için beyan edilen tariFnamelerin karşılaştırılması yapılmadığı gibi...eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”
Görüldüğü üzere Yargıtay, tasarımın ayırt edici özelliklerinin belirlenmesinde tarifnamelerde yer alan beyanların değerlendirmesi yapılmaksızın varılan karaları eksik inceleme olarak değerlendirmektedir. Bir başka ifade ile tasarımın koruma kapsamının belirlenmesinde sadece görsel anlatımların değil aynı zamanda tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklılıklarının ve ayırt edici özelliklerinin ifade edildiği tarifnamenin de dikkat alınması gerektiğini ifade etmektedir.. Ancak her ne kadar Yönetmelik ile tarifname üzerinde bahsedilen şekilde bir düzenlemeye gidilmişse de, bu yaklaşım tasarımların koruma kapsamının belirlenmesinde esas unsur olan “genel izlenim” kavramının yorumlanmasında sıkıntılara neden olacağı düşülmektedir.
Yönetmelik maddesine eleştirel bakış:
KHK’nın yürürlüğe girmesi ile başlayan tasarım tescil uygulamaları Yönetmelik maddeleri ile düzenlenmiştir. Ancak ilerleyen süreç içerisinde sistemin daha iyi işleyebilmesi amacıyla özellikle uygulamada yaşanan sorunların çözümüne yönelik söz konusu maddelerde değişiklik yapılması gerekli görülmüştür. Bu amaçla ilk defa 31.12.1997 tarihinde değişiklik gören Yönetmelikte, görsel anlatıma ve tarifnameye ilişkin düzenlemeler dikkat çekicidir.
Söz konusu Yönetmelikte tarifnamenin, görsel anlatımın ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı, tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklılıklarının ve korunma talep edilen kısımların belirtildiği alan olduğu hükme bağlanmıştır. Öncelikli olarak, bu hükmün özenle kaleme alınmadığı ifade edilebilir. Zira, tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklılıklarının ve ayırt edici niteliklerinin belirtilmesi ile koruma kapsamının belirlenmesini sağlayan bir belge olma görevi tarifnameye yükleniyor ise bu alanda görsel anlatımın ayrıntılı bir şekilde açıklanması gereksiz gözükmektedir. Aksi takdirde hangi tasarım özelliklerinin bilinen diğer tasarımlardan farklı olduğu ve ayırt edici nitelik taşıdığı konusu açıklığa kavuşmayacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus tarifnamenin, bilinen diğer tasarımlardan farklılıkları içermesi gerektiği şeklindeki düzenlemedir. Burada başvuru sahibinden, dünyada gelmiş geçmiş bütün tasarımlar dikkate alınarak kendi tasarımının farklılıklarını tarifname içerisinde yazması beklenmektedir. Uygulamada bu şartın yerine getirilmesi mümkün değildir. Ayrıca, Topluluk ve Türk Hukukunda koruma kapsamının belirlenmesinde “genel izlenim” kavramının geçerli olduğunu ifade edilmişti. Tasarımın genel izlenimi dikkate alınarak korumanın sağlanacağı düşünüldüğünde, bir tasarımın bilinen diğer tasarımlardan farklı görünüm özelliklerine sahip olmadığı durumda dahi korumadan faydalanması mümkündür. Örneğin bir tekstil kumaşı deseninin bilinen çiçek tasarımlarının (papatya, gül, karanfil,..) kombinasyonundan oluştuğunu düşünelim. Tasarımı oluşturan öğeler ayrı ayrı yenilik vasfını taşımasa dahi oluşturduğu kombinasyon ile tasarım, genel izlenim itibariyle bilinen diğer tasarımlardan farklı olması durumunda korumayı hak edecektir. Ancak, tarifname ile koruma kapsamının belirlenmesi yaklaşımı benimsendiğinde, başvuru sahibinin söz konusu tasarım için bilinen diğer tasarımlardan farklılığını ifade edemeyeceği ve neticesinde korumadan yararlanamayacağı sonucu ortaya çıkmakta, tasarım korumasında benimsenen “genel izlenim” yaklaşımı dikkate alınmamaktadır.
Bunun yanısıra, tasarımın korunma talep edilen kısımlarının da tarifnamede belirtilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeden anlaşılan, tasarımın görsel anlatımında yer alan unsurların tamamı için değil sadece bir kısmı için koruma talep ediliyor ise bu hususun tarifname içerisinde belirtilmesi gerektiğidir. Örneğin, tescil aşamasında sunulan görsel anlatımın tabak ve tabak üzerinde yer alan desenden oluştuğu varsayıldığında, başvuru sahibi eğer sadece desen için koruma talep ediyor ise, diğer kısım olan tabak tasarımı için koruma istemediğini tasarımın tarifnamesinde belirterek koruma kapsamını sınırlandırabilmektedir. Doğal olarak bu noktada tarifname metni tıpkı İngiliz Hukukunda olduğu gibi[9] koruma kapsamını sınırlayıcı bir veri olarak sunulmaktadır.[10]
İlk bakışta söz konusu düzenlemenin uygun olduğu düşünülse de doğuracağı sonuçlar bakımından oldukça sakıncalıdır. Öncelikle tescil sistemi içerisinde tarifnameyi koruma kapsamını belirleyici bir unsuru olarak değerlendiren hukuk sistemlerinde genel olarak tarifnamenin de üçüncü kişilere yayın yolu ile duyurulması söz konusudur. Bu uygulama korumanın, tasarımın görsel anlatımında yer alan bütün görünüm özelliklerinden ziyade tasarımın sadece bir bölümüne ilişkin olduğunun bilinmesini sağlamaktadır. Ancak Türk Hukukunda tescil sonrası yapılan yayında tarifname metnine yer verilmemesi, üçüncü kişiler açısından korumanın tasarımın sadece bir bölümüne ilişkin olduğunun bilinmesini olanaksız kılmaktadır.
İkinci olarak koruma açısından “genel izlenim” ilkesini benimsemiş bir Hukuk sisteminde görsel anlatım üzerinde yer alan ancak tasarımın sadece bir bölümüne ilişkin bulunan bazı tasarım özelliklerinin üçüncü kişilerce kullanımı konusunda bazı sakıncalı durumlar oluşacaktır. Örneğin Resmi Endüstriyel Tasarımlar Bülteninde yayınlanan bir mobilya tasarımını gören kişinin yayınlanan mobilyanın sadece ayak kısmını ürünlerinde kullandığını düşünelim. Bu noktada başvuru sahibinin korumak istediği kısım sadece mobilya ayağı olsa dahi yayını takip eden kişinin bunu bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle başvuru sahibi açısından bakıldığında ve tarifname ile hüküm kurulmaya çalışıldığında ihlal söz konudur. Oysa KHK’nın 11. maddesi hükmünce tasarımın koruma kapsamına, tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile aynı olan tasarımlar girecektir. Bu sebeple, mobilyanın sadece ayağı ve görsel anlatımdaki mobilyanın tamamı düşünüldüğünde ihlalin olmadığı sonucuna varılacaktır. Bu nedenle kanımca koruma kapsamının belirlenmesinde yayını gerçekleşen unsurların dikkate alınması, tarifname ile koruma kapsamının belirlenmesi yaklaşımının benimsenmemesi gerekmektedir. Zira, başvuru sahibi sadece koruma talep ettiği kısmı görsel anlatım içerisinde sunma serbestisine sahip ve sadece mobilya ayağını vermesi gerekirken, bu yolu seçmeyerek mobilyanın tamamını verme eğilimini göstermiştir.
Ayrıca, ilgili Yönetmeliğin 8.maddesinde tescili istenen tasarıma ait görsel anlatımın verilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Buradan koruma talep edilmeyen kısımların görsel anlatım içerisinde sunulmaması gerektiği anlamının da çıkarılması mümkündür. O halde tarifname içeriğinde yer alması istenen korunma talep edilen kısımların ancak görsel anlatım ile bağımsız olarak gösterilemeyecek tasarım özelliklerine koruma istenmesi durumunda anlamlı olacağı düşünülmektedir. Bu aşamada, desen tasarımını da içeren tabak örneğine dönmek gerekirse, başvuru sahibinin tabak üzerinde yer alan deseni korumak istediği düşünüldüğünde desen tasarımını tabak üzerinde uygulandıktan sonraki halini görsel anlatımda verme serbestisi olmamalıdır. Zira ortada iki farklı tasarım vardır ve iki tasarımında ayrı ayrı görsel anlatım içerisinde gösterilmesi mümkünken tescile konu tasarımın dışında yer alan unsurların da (tabak tasarımı) görsel anlatım içerisinde sunulmuş olması tescil aşamasında şekli eksiklik olarak algılanmalıdır. Bir diğer örnek olarak, kapı ve kapı kolu tasarımlarını düşünelim. Başvuru sahibinin koruma niyeti sadece kapı koluna ilişkin ise bu durumda başvuruda kapı kolunu da içeren kapı tasarımına ait görsel anlatımın verilmesi uygun bulunacak, korunma sadece kapı kolu kısmı için talep edildiğine dair açıklamanın ise tarifnamede yapılması istenecektir. Bu yaklaşım tasarımın görsel anlatımlarının koruma kapsamı açısından önemini oldukça zayıflatmakta ve korunan unsurun ne olduğu hususunda üçüncü kişilere anlaşılır bilgi sunulamamasını sonucunu doğurmaktadır. Ancak öyle tasarımlar vardır ki tasarım tek başına bağımsız olarak görsel anlatım içerisinde gösterilmesi korunmak istenen unsuru tam olarak yansıtmamaktadır ki bu noktada tarifname devreye girecektir. Televizyon kumandası üzerindeki tuş takımı veya elektronik eşyanın üzerinde yer alan kontrol panelleri bu tür tasarımlara örnek verilebilir. Söz konusu tasarımların bağımsız olarak görsel anlatıma yansıtılması mümkün olmamakta, çoğu zaman ürün üzerindeki (kumanda gövdesi ve elektronik eşyanın kendisi) yerleşim yerleri de koruma görmektedir. Bu açıdan bakıldığında başvuru sahibi korumak istediği tasarım özelliğini bağımsız olarak görsel anlatıma yansıtamayacak ve asıl korumak istediği kısmı tarifname alanında belirtmek suretiyle koruma kapsamının sınırlarını belirleyecektir.[11]
Uygulamada yaşanan durumlar da dikkate alındığında tarifnamenin koruma kapsamı üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu konusunda oluşan farklı görüşlerin temelinde, “tasarım veya tasarımın uygulandığı ürün” kavramı ile kastedilenin ne olduğu hususuna getirilen farklı bakış açıları olduğu da söylenebilir. Zira uygulayıcılar da dahil olmak üzere kişilerin bu kavramdan anladıkları, tasarımın uygulandığı ürünün de başvuruda verilebileceğidir. Ancak, tasarım zihinde oluşan fikri bir çaba ve bu çabanın çizime aktarılması olarak yorumlandığında, her ürünün bir tasarımı olduğu ve ürünlerin aslında tasarımın cismaniyete dönüşmüş hali olarak algılanması gerektiği görülecektir. Kanımca bu kavram tasarım veya tasarımın dönüştüğü ürün olarak algılanmalı ve buna göre tescil yolculuğuna çıkılmalıdır. Tabak örneğinde olduğu gibi başvuru sahibinin desen tasarımını, tasarım uygulandığı ürünü de başvuruda sunabileceği yaklaşımı ile tabak ürününe uygulanmış halde sunması sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Ayrıca bu anlayış ile, niyeti kapak tasarımını korumak isteyen birinin kapağın uygulandığı şişeyi, sadece mobilya kulpunu korumak isteyen birinin ise mobilyanın tamamını başvuruda sunması mümkün gözükmektedir. Bu yaklaşım ise görsel anlatımın korunacak tasarımı yansıtma fonksiyonunu yitirmesi sonucunu doğuracaktır. Tekrar ifade etmek gerekirse, kanımca buradan anlaşılması gereken hususun tasarımın bir fikri çabanın kağıda dökülerek somut hale geçmesi olarak algılanması ve tasarımın uygulandığı ürünün ise söz konusu tasarımın üretilerek cismaniyet kazandırılması olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında kapak tasarımının dönüştüğü ürün, kapağın uygulandığı şişe değil kapak tasarımının ürün haline gelmesidir. Başvuruda sunulan görsel anlatımların bu bakış açısı ile sunulması ve incelemenin de bu ayrım dikkate alınarak yapılması korunan tasarım özelliklerinin ne olduğu hususunun üçüncü kişilere net bir şekilde duyurulması açısından fayda sağlayacaktır.
[1] SULUK ,C., Tasarım Hukuku, s.269

[2] Bkz. IZQUIERDO PERIS, Jose J., (29.04.2003), loze.izquierdo@oami.ei.int. “Commynity Design”

[3]Zira 554 Sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir 5.11.1995 tarihli Yönetmelik ile 31.12.1997 tarihli değişen Yönetmeliklerin EK-1 sayfasında başvuru formuna yer verilmiş ve tasarımın uygulanacağı ürün adının başvuru formunun ilk sayfasında yazılması öngörülmüştür.

[4] 5.11.1995 tarihli Yönetmelikte iki kez değişikliğe gidilmiştir. Burada kast edilen Yönetmelik 5.11.1995 tarihili ilk Yönetmelik olup 31.12.1997 ve 05.02.2006 tarihli Yönetmeliklerde tarifnamenin kapsamı hakkında açıklamalara yer verilmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde söz konusu açıklamalar irdelenecek ve buna dair uygulamalardan bahsedilecektir.

[5] BENTLY/SHERMAN, s.572

[6] SULUK,C., Tasarım Hukuku, s.277

[7] 11.HD, 25.3.2002, E.2001/10350, K.2002/2682 (Yayınlanmamıştır)

[8] 11.HD, 27.5.2002, E.2002/1645, K.2002/5244 (Yayınlanmamıştır).


[9] Sözgelimi başvuru sahibi çiçekli bir vazo tasarımında yaptığı açıklamalarda sadece vazonun üç boyutlu tasarımıyla başvurusunu sınırlamışsa, iki boyutlu olan vazonun üzerindeki çiçek deseni korunmamaktadır. Bkz.. BENTLY/SHERMAN, s.615.

[10] Ancak İngiliz Hukukunda kabul edilen bu kurallara rağmen uygulamada yenilik açıklamalarının genel ifadelerden oluştuğu dile getirilmektedir.BENTLY/SHERMAN, s.574.

[11] Bu konuya ilişkin 05.02.2006 tarihli Yöentmelikte değişikli gidilmiş ve başvuru sahibinin korumak istediği tasarım özelliklerini görsel anlatım üzerinde işaretlemek suretiyle belirtmesi istenmiştir.Bu sayede tarifnamenin bahsi geçen istisnai durumlarda koruma kapsamının belirlenmesindeki rolü görsel anlatım üzerine dervredilmiştir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Tescilli Tasarımların Korunma Kapsamında Tarifnamenin Etkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Kubilay Güzel'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
21-05-2007 - 19:35
(6188 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
6431
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 6 saat 25 dakika 45 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,04 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 26204, Kelime Sayısı : 2593, Boyut : 25,59 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 3 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 605
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,07328892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.