Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Ormancı Ve Diğerleri - Türkiye Davası (Aihm Karar Çevirisi)

Yazan : Av. Ali Nezhet Bozlu [Yazarla İletişim]
Mersin Barosu - AB ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı

Yazarın Notu
Aşağıdaki çalışma Mersin Barosu Dergisi'nin 16. sayısında yayınlanmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
İkinci Daire
Ormancı ve Diğerleri - Türkiye Davası
(Başvuru No. 43647/98)
Karar
Strasbourg
21 Aralık 2004
KESİN
21 Mart 2005

Ormancı ve Diğerleri - Türkiye Davasında,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Daire),
Bay J.P. COSTA, Başkan
Bay A.B. BAKA,
Bay R. TÜRMEN
Bay K. JUNGWIERT
Bay M. UGREKHELIDZE
Bayan A. MULARONI
Bayan E. FURA-SANDSTRÖM, yargıçlar,
Ve Daire Sekreteri Bayan S. DOLLE’nin oluşturduğu Heyet olarak toplanmış,
27 Kasım 2003 ve 30 Kasım 2003 tarihlerinde yapılan özel görüşmeler sonucunda,
Yukarıda son anılan tarihte benimsenmiş olan aşağıdaki karara varmıştır.

USUL

1. Dava; Fatma Ormancı, Mehmet Ormancı, Gönül Ormancı, Cengiz Ormancı ve Bilgen Ormancı (başvurucular) adlı beş Türk vatandaşının, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme’nin (Sözleşme) eski 25. maddesi hükümleri uyarınca, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na (Komisyon), 13 Temmuz 1998’de yaptığı bir başvuruya (No. 43647/98) dayanmaktadır.

2. Başvurucular, Ankara’da avukatlık yapmakta olan Bay ..............tarafından temsil edilmişlerdir. Türk Hükümeti (Hükümet) Sözleşme kurumları önündeki sürece yönelik bir Ajan görevlendirmemiştir.

3. Başvurucular, Sözleşme’nin 6/1 Maddesi’ne dayanarak tazminat sürecinin uzunluğundan şikayetçi olmuşlardır.

4. Başvuru, Mahkeme’nin önüne 1 Kasım 1998’de, 11 No.lu Protokol’ün (11 No.lu Protokol Madde 5/2) yürürlüğe girmesinden sonra getirilmiştir.

5. Başvuru, Mahkeme’nin Üçüncü Daire’sine tahsis edilmiştir (Mahkeme İç Tüzüğü Madde 52/1). Bu Daire’de davaya bakacak Heyet (Sözleşme’nin 27/1 Maddesi) İçtüzüğün 26/1 Maddesi uyarınca oluşturulmuştur.

6. 1 Kasım 2001’de, Mahkeme, Daire’lerin oluşumunu değiştirmiştir (Madde 25/1). Dava, yeni oluşturulan Üçüncü Daire’ye tahsis edilmiştir.

7. 27 Kasım 2003 tarihli bir kararla, Mahkeme, davayı kabul edilebilir bulduğunu beyan etmiştir.

8. Hem başvurucular ve hem de Hükümet layihalarını sunmuşlardır (İç Tüzük Madde 59/1)

9. 1 Kasım 2004’de dava yeni oluşturulan İkinci Daire’ye gönderilmiştir.

OLAYLAR

I- DAVANIN ESASINI TEŞKİL EDEN OLAYLAR

10. Başvurucular sırasıyla 1952, 1979, 1981, 1983 ve 1985’de doğmuşlardır ve Kahramanmaraş’ta yaşamaktadırlar.

11. 15 Nisan 1991’de teröristler başvurucuların Kahramanmaraş’taki köyüne saldırı düzenleyerek, aralarında birinci başvurucunun kocası ve diğer başvurucuların babası A.O.nun da bulunduğu köyün erkeklerini öldürmüşlerdir.

12. 15 Nisan 1992’de başvurucular, Ankara İdare Mahkemesi’ne İçişleri Bakanlığı aleyhine (artık “Davalı” olarak anılacaktır), Devlet’in vatandaşlarının hayatı ve güvenliğini korumakla yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemeden, A.O.’nun ölümü nedeniyle uğradıkları zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar vermesini talep etmişlerdir.

13. 29 Nisan 1992’de dava davalıya tebliğ edilmiştir.

14. 28 Mayıs 1992’de davalı layihasını mahkemeye sunmuştur. 16 Haziran 1992’de layiha başvuruculara gönderilmiştir.

15. 22 Haziran 1992’de, başvurucular davalının layihasına cevaplarını sunmuşlardır. 20 Ağustos 1992’de başvurucuların layihası davalıya gönderilmiştir.

16. 15 Eylül 1992’de davalı ek layihasını sunmuştur. Bunlar 29 Eylül 1992’de başvuruculara tebliğ edilmiştir.

17. 21 Şubat 1994’de Ankara İdare Mahkemesi, tarafların layihalarının incelenmesinden sonra, kendisini ratione loci (yer bakımından, ç.n.) yetkisiz olarak değerlendirerek dosyayı Gaziantep İdare Mahkemesi’ne göndermiştir.

18. 10 Ağustos 1994’de başvurucular Mahkeme harçlarının avansını ödemişlerdir.

19. 22 Aralık 1994’de Gaziantep İdare Mahkemesi bir ara kararla farklı idari makamlardan bilgi talep etmiştir. Mahkeme, bunun yanısıra, başvurucuların A.O.’nun ölümü nedeniyle uğramış oldukları maddi zararın miktarının tespit edilmesi için bir bilirkişi de tayin etmiştir.

20. 20 ve 28 Şubat 1995 tarihleri arasında Tapu Sicil Müdürlüğü, Elbistan Sosyal Yardım’ı, güvenlik güçleri, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Elbistan Kaymakamlığı’ndan istenen belgeler mahkemeye tevdi edilmiştir.

21. 7 Mart 1995’de Kahramanmaraş Jandarma Komutanlığı tarafından, başvurucunun kocasının öldürülmesine dair araştırmaları içeren belgeler mahkemeye gönderilmiştir.

22. 4 Nisan 1995’de, mahkeme, Elbistan Nüfus Müdürlüğü’nden Ormancı ailesinin nüfus kayıtlarını istemiştir.

23. 5 Haziran 1995’de, Elbistan Nüfus Müdürlüğü’nden Ormancı ailesinin nüfus kayıtlarıyla ilgili bilgiler mahkemeye sunulmuştur.

24. 4 Eylül 1995’de dava dosyası bilirkişiye tevdi edilmiştir.

25. 22 Eylül 1995’de bilirkişi raporu mahkemeye sunulmuştur.

26. 10 Kasım 1995’de davalı rapora itiraz etmiştir.

27. 19 Haziran 1995’de Gaziantep İdare Mahkemesi olay tarihinden itibaren olmak üzere başvurucuların maddi ve manevi tazminat taleplerini birlikte hükme bağlamıştır.

28. 30 Temmuz 1996’de mahkeme başvuruculardan taraflara dair kararın tebliği için masraf talep etmiştir.

29. 27 Eylül 1996’da, mahkeme, başvurucuların gerekli masrafı ödemiş olduğuna dair bilgilendirilmiştir.

30. 9 Aralık 1996’da, davalı, Gaziantep İdare Mahkemesi kararı aleyhine Yüksek İdare Mahkemesi’ne temyize gitmiştir.

31. 13 Şubat 1997’de başvurucular layihalarını Yüksek İdare Mahkemesi’ne sunmuşlardır.

32. 28 Mart 1997’de dava dosyası Yüksek İdare Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. Dava 10. Daire’ye tahsis edilmiştir.

33. 10 Kasım 1997’de Yüksek İdare Mahkemesi’ndeki Kanun Sözcüsü görüşünü belirtmiştir.

34. 10 Mart 1998’de Yüksek İdare Mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.

35. Hükmedilen tazminat miktarı başvuruculara 5 Kasım 1997’de ve 30 Nisan 1998’de ödenmiştir.

II- İLGİLİ İÇ HUKUK VE UYGULAMA

36. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ilgili maddesi aşağıdaki gibidir:

Madde 14

Dilekçeler üzerinde ilk inceleme

“1. Dilekçeler....kaydedilir ve.....görevli dairelere havale olunur.

2....

3. İdare mahkemelerinde dilekçeler daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi tarafından:

a)Görev ve Yetki
....
yönlerinden incelenir.

4. ....yapılacak işlemler dilekçenin alındığı tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde sonuçlandırılır...

5. İlk incelemede bu noktalardan kanuna aykırılık görülmezse.......tebligat işlemi yapılır....”

HUKUK

I- SÖZLEŞMENİN 6/1 MADDESİNİN İHLALİ İDDİASI

37. Başvurucular Madde 6/1’le hüküm altına alınan “makul süre”nin tazminat sürecinin uzunluğuyla aşıldığından şikayetçi olmuşlardır. Madde 6/1’in ilgili kısmı aşağıdaki gibidir:

“1. Herkes gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar....konusunda....bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde....görülmesini isteme hakkına sahiptir...”

38. Mahkeme, karara esas alınacak sürecin, Madde 6/1 tarafından gerekliliği hüküm altına alınan “makul süre”yi aşıp aşmadığı konusunda, başvurucuların 15 Nisan 1992’de Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açmaları ile başlayan ve 10 Mart 1998’de Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararının onaylanmasıyla biten süreç olduğuna işaret eder. Böylece dikkate alınan süreç üç mahkeme önündeki beş yıl ve on aylık süreçtir.

39. Hükümet, yerel mahkemelerin iddiaların doğruluğunu, müteveffanın mesleğini ve gelirini ve ailenin başkaca geliri olup olmadığını araştırmak zorunda olduğunu, bu nedenle davanın karmaşık olduğunu ileriye sürmüştür. Hükümet, başvurucuların iç hukukun gereği olarak Gaziantep İdare Mahkemesi’ne başvurmaları gerekirken başvuruyu Ankara İdare Mahkemesi’ne yaparak süreci uzattıklarını iddia etmiştir. Hükümet, başvurucuların mahkemenin kesin harcını ödememek suretiyle en az iki kez süreci uzattıklarına işaret etmiştir. Dahası, idare mahkemeleri önündeki süreç esas olarak yazılıdır ve ilgili makamlardan belgeleri toplamak zaman alıcıdır. Hükümet, sonuç olarak, idareye veya yargı makamlarına atfedilecek aşırı ertelemeler olmadığını ifade etmiştir.

40. Mahkeme, sürecin uzunluğunun makulluğunun davanın özgül şartlarının ışığında ve özellikle davanın karmaşıklığı, başvurucu ve ilgili makamın hareket tarzı ve uyuşmazlık içindeki başvurucu için risklere dair kendi içtihatlarıyla tesis ettiği kriterler referans alınarak tayin edilmesi zorunluluğunu tekrarlar (diğerlerinin yanısıra bakınız Sekin ve Diğerleri-Türkiye, no 26518/95, paragraf 35, 22 Ocak 2004 ve Kranz-Polonya, no. 6214/02, paragraf 33, 17 Şubat 2004).

41. Davanın karmaşıklığı hususuyla ilgili olarak, Mahkeme, dava A.O.’nun ölümünün bir sonucu olarak başvurucular tarafından bu kayıptan kaynaklanan bir tazminatla ilgili şikayet olunan süreç olduğu için; hukuki veya olaylarla ilgili herhangi bir fevkalade zorluk taşımadığı kanısındadır. Sadece ve sadece yerel mahkemelerin başvurucuların iddialarının doğruluğunu araştırma mecburiyeti kendi başına davanın karmaşıklığı sonucunu çıkarmak için yeterli değildir.

42. Başvurucuların hareket tarzıyla ilgili olarak, Mahkeme, başvurucuların iç hukukun hükümlerine rağmen yanlış mahkemede dava ikame etmek suretiyle sürecin uzamasına katkıda bulunduğu kanısındadır. Bununla birlikte, Mahkeme, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. Maddesine göre dilekçenin yetkili bir mahkemeye verilip verilmediği ilk incelemesi yerel idare mahkemesi tarafından ex officio (re’sen, ç.n.) mahkemenin ilgili dairesine gönderilmek üzere 15 gün içerisinde yapılmasını gerektiğini gözlemler. Mahkeme, söz konusu davada, Ankara İdare Mahkemesi’nin dilekçe kendisine sunulduktan sonra ratione loci yetkisizlik kararı almasının bir yıl on ay aldığına işaret eder.

43. Mahkemenin ratione loci yetkisizliğinin tarafların layihalarını sunmalarını izleyen bir süreçten sonra ortaya çıktığı düşünülse dahi, Mahkeme, dosyanın Ankara İdare Mahkemesi önünde bir yıl, dört ay ve yirmidört gün hareketsiz kaldığını gözlemler. Bu şartlarda, başvurucuların tüm bu gecikmelerden sorumlu olduğu sonucuna varılamaz. Mahkeme harçlarının eksik yatırılması nedeniyle, Mahkeme, başvurucuların 21 Şubat ile 10 Ağustos 2004 tarihleri arasındaki yaklaşık beş ay ve 30 Temmuz ile 27 Eylül 1996 arasındaki bir aylık süre uzamasından sorumlu olduğunu gözlemler.

44. Yerel makamların hareket tarzıyla ilgili olarak, Gaziantep İdare Mahkemesi’nin hareket tarzının eleştirilmesi mümkün değildir, bu mahkemenin önündeki süreçten dolayı davanın gidişatının gereksiz yere uzadığı sonucuna varılamaz. Yüksek İdare Mahkemesi önünde de herhangi bir aşırı uzama bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Mahkeme, Ankara İdare Mahkemesi önündeki bir yıl on aylık sürecin makul olmadığı kanısındadır. Mahkeme, başvurucuların yanlış mahkemeye dilekçe vermek suretiyle sürecin uzatılmasına katkıda bulunması durumundan başka, Hükümet’in layihalarının bu süreçteki hareketsizliği açıklamadığına da dikkat çeker.

45. Nihayet, Mahkeme, yerel dava içindeki başvurucuların aldığı riskin kendileri açısından hatırı sayılır öneme sahip olduğu kanısındadır.

46. Sonuç olarak, Mahkeme, önündeki davanın özgül şartlarını ve Ankara İdare Mahkemesi’nin ratione loci yetkisizlik kararı almasının bir yıl ve on ay aldığı gerçeğini dikkate alarak, Sözleşme’nin 6/1 maddesiyle hüküm altına alınan “makul süreç” gerekliliğine uyulmadığını saptar.

47. Bundan dolayıdır ki, Sözleşme’nin 6/1 maddesi ihlal edilmiştir.

II- SÖZLEŞMENİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI

48. Sözleşme’nin 41. maddesindeki hususlar:

“Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder.”

49. Mahkeme İç Tüzüğün 60. maddesi ile hüküm altına alınan hakkaniyete uygun tatmin için bulunmak istenen taleplerin ispatlayıcı belgeleri ve faturaları ile birlikte yazılı olarak dökümü yapılmak suretiyle sunulması ve “Daire tarafından tamamen veya kısmen reddedilebileceği”ne işaret eder.

50. Sözkonusu davada, 4 Aralık 2003’de, başvurunun kabul edilebilirliği duyurulduktan sonra, başvuruculardan hakkaniyete uygun tatmin için iddialarını sunması istenmiştir. Başvurucular belirlenen süreç içerisinde herhangi böyle bir iddia ileriye sürmemişlerdir.

51. Yukarıdaki bakış açısı ışığında, Mahkeme, Sözleşme’nin 41. maddesi gereğince tazminata hükmedilmeyeceğine karar verir.

BU SEBEPLERDEN DOLAYI, MAHKEME OYBİRLİĞİYLE

Sözleşme’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Karar İngilizce olarak hazırlanmış ve Mahkeme İç Tüzüğünün 77/2 ve 3 maddelerine uygun olarak 21 Aralık 2004’de yazıyla bildirilmiştir.

Alıntı:
This judgment will become final in the circumstances set out in Article 44 § 2 of the Convention. It may be subject to editorial revision.



In the case of Ormancı and Others v. Turkey,
The European Court of Human Rights (Second Section), sitting as a Chamber composed of:
Mr J.-P. Costa, President,
Mr A.B. Baka,
Mr R. Türmen,
Mr K. Jungwiert,
Mr M. Ugrekhelidze,
Mrs A. Mularoni,
Mrs E. Fura-Sandström, judges,
and Mrs S. Dollé, Section Registrar,
Having deliberated in private on 27 November 2003 and on 30 November 2004,
Delivers the following judgment, which was adopted on the last‑mentioned date:
PROCEDURE
1. The case originated in an application (no. 43647/98) against the Republic of Turkey lodged with the European Commission of Human Rights (“the Commission”) under former Article 25 of the Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms (“the Convention”) by five Turkish nationals, Fatma Ormancı, Mehmet Ormancı, Gönül Ormancı, Cengiz Ormancı and Bilgen Ormancı (“the applicants”), on 13 July 1998.
2. The applicants were represented by Mr Dinçer Söğütlü, a lawyer practising in Ankara. The Turkish Government (“the Government”) did not designate an Agent for the purposes of the proceedings before the Convention institutions.
3. The applicants complained under Article 6 § 1 of the Convention about the length of compensation proceedings.
4. The application was transmitted to the Court on 1 November 1998, when Protocol No. 11 to the Convention came into force (Article 5 § 2 of Protocol No. 11).
5. The application was allocated to the Third Section of the Court (Rule 52 § 1 of the Rules of Court). Within that Section, the Chamber that would consider the case (Article 27 § 1 of the Convention) was constituted as provided in Rule 26 § 1.
6. On 1 November 2001 the Court changed the composition of its Sections (Rule 25 § 1). The case was assigned to the newly composed Third Section.
7. By a decision of 27 November 2003 the Court declared the application admissible.
8. The applicants and the Government each filed observations on the merits (Rule 59 § 1).
9. On 1 November 2004 the case was transferred to the newly composed Second Section.
THE FACTS
I. THE CIRCUMSTANCES OF THE CASE

10. The applicants were born in 1952, 1979, 1981, 1983 and 1985 respectively and live in Kahramanmaraş.
11. On 15 April 1991 terrorists raided the applicants' village in Kahramanmaraş and killed the men of the village, including the first applicant's husband and the father of the other applicants, A. O.
12. On 15 April 1992 the applicants brought an action before the Ankara Administrative Court against the Ministry of Internal Affairs, (hereinafter “the defendant”), claiming a breach of the State's responsibility to protect the life and security of its citizens. They requested the court to award them compensation for pecuniary and non-pecuniary damage in respect of A.O's death.
13. On 29 April 1992 the case was notified to the defendant.
14. On 28 May 1992 the defendant submitted its observations to the court. On 16 June 1992 the observations were sent to the applicants.
15. On 22 June 1992 the applicants submitted their response to the observations of the defendant. On 20 August 1992 the applicants' reply was sent to the defendant.
16. On 15 September 1992 the defendant submitted additional observations. They were notified to the applicants on 29 September 1992.
17. On 21 February 1994 the Ankara Administrative Court, after examining the parties' observations, declared itself incompetent ratione loci and sent the case file to the Gaziantep Administrative Court.
18. On 10 August 1994 the applicants paid an advance on the court fees.
19. On 22 December 1994 the Gaziantep Administrative Court gave an interim decision in which it requested information from different administrative authorities. The court also appointed an expert to calculate the amount of pecuniary damage the applicants had sustained as a result of the death of A.O.
20. Between 20 and 28 February 1995 documents requested from the Land Registry, the Elbistan Social Aid, the security forces, the Social Security Institution and the Elbistan District Governor's Office were deposited with the court.
21. On 7 March 1995 documents concerning the investigations into the killing of the applicant's husband were sent to the court by the Kahramanmaraş Gendarmerie Command.
22. On 4 April 1995 the court requested the birth records of the Ormancı family from the Elbistan birth registry.
23. On 5 June 1995 the files pertaining to the birth records of the Ormancı family were submitted to the court.
24. On 4 September 1995 the case file was sent to an expert.
25. On 22 September 1995 the expert's report was submitted to the court.
26. On 10 November 1995 the defendant objected to the report.
27. On 19 June 1996 the Gaziantep Administrative Court awarded the applicants compensation for non-pecuniary and pecuniary damage together with interest from the date of the action.
28. On 30 July 1996 the court requested the applicants to pay the fee for the communication of the decision to the parties.
29. On 27 September 1996 the court was informed that the applicants had paid the necessary fee.
30. On 9 December 1996 the defendant appealed to the Supreme Administrative Court against the decision of the Gaziantep Administrative Court.
31. On 13 February 1997 the applicants submitted their observations to the Supreme Administrative Court.
32. On 28 March 1997 the case file was received by the Supreme Administrative Court. The case was allocated to the 10th Division.
33. On 10 November 1997 the public prosecutor at the Supreme Administrative Court gave his opinion.
34. On 10 March 1998 the Supreme Administrative Court upheld the decision of the first-instance court.
35. The applicants were paid the amount awarded to them on 5 November 1997 and 30 April 1998.
II. RELEVANT DOMESTIC LAW AND PRACTICE
36. The relevant provision of the Administrative Procedure Code is as follows:
Article 14
Preliminary examination of petitions
“1. Following registration of the petitions ..., they are transferred ...to the competent chambers.
2. ...
3. A rapporteur appointed by the president of the chamber in administrative courts examines the petitions:
a) Jurisdiction and Competence
...
4. ...the examination of the petitions should be concluded at the latest within fifteen days of receiving the petition...
5. If the preliminary examination does not reveal any illegality, the notification procedure shall be undertaken...”
THE LAW
I. ALLEGED VIOLATION OF ARTICLE 6 § 1 OF THE CONVENTION
37. The applicants complained that the length of the compensation proceedings exceeded the “reasonable time” requirement under Article 6 § 1 of the Convention. The relevant part of Article 6 § 1 provides as follows:
“ 1. In the determination of his civil rights and obligations..., everyone is entitled to a...hearing within a reasonable time by [a] tribunal established by law...”

38. The Court notes that the period to be taken into consideration in determining whether the proceedings satisfied the “reasonable time” requirement laid down by Article 6 § 1 began on 15 April 1992 when the applicants filed their action with the Ankara Administrative Court and ended on 10 March 1998 when the Supreme Administrative Court upheld the judgment of the first-instance court. The period under consideration thus lasted five years and ten months before three instances.
39. The Government submitted that the case was complicated as the domestic courts had to investigate the truth of the allegations, the occupation of the deceased and his income and whether the family had any other income. The Government contended that the applicants prolonged the proceedings by lodging an application with the Ankara Administrative Court when they should have applied to the Gaziantep Administrative Court pursuant to the provisions of domestic law. They pointed out that the applicants further prolonged the proceedings by not paying the exact amount of the court fees on at least two occasions. Moreover, the proceedings before administrative courts were mainly written and it was time-consuming to collect documents from the relevant authorities. The Government concluded that there was no excessive delay attribuable to the administration or the judicial authorities.
40. The Court reiterates that the reasonableness of the length of proceedings must be assessed in the light of the circumstances of the case and with reference to the criteria established by its case-law, particularly the complexity of the case, the conduct of the applicant and of the relevant authorities and what was at stake for the applicant in the dispute (see, among many others, Sekin and Others v. Turkey, no. 26518/95, § 35, 22 January 2004, and Kranz v. Poland, no. 6214/02, § 33, 17 February 2004).
41. As regards the complexity of the case, the Court does not consider that the case presented any exceptional legal or factual difficulties since the impugned proceedings concerned an action for compensation in respect of the loss sustained by the applicants as a result of the death of A. O. The mere fact that the domestic courts had to investigate the truth of the applicants' allegations is not in itself sufficient to conclude that the case was complex.
42. As regards the conduct of the applicants, the Court considers that the applicants contributed to the prolongation of the proceedings by lodging an action for compensation with the wrong court despite the provisions of domestic law. However, it observes that, according to Article 14 of the Administrative Procedure Code, a preliminary examination of whether a petition has been filed with a competent court is examined ex officio by the domestic administrative court within fifteen days of the transfer of the petition to the relevant chamber of that court. The Court points out that, in the present case, it took the Ankara Administrative Court one year and ten months to take a decision of incompetence ratione loci after the petition had been submitted to it.
43. Even assuming that the incompetence ratione loci of the court only became apparent following the submission of the observations of the parties, the Court observes that the case lay dormant before the Ankara Administrative Court for one year, four months and twenty-four days. In these circumstances, it cannot be concluded that the applicants were responsible for the totality of this delay. In respect of the down payment of the court fees, the Court considers that the applicants were responsible for the prolongation of the proceedings by about five months between 21 February and 10 August 1994 and by one month between 30 July and 27 September 1996.
44. As to the conduct of the domestic authorities, while the Court notes that the Gaziantep Administrative Court's conduct was not beyond reproach, it does not find that the proceedings before this instance warrant a conclusion that there were unreasonable delays in the processing of the case. Nor does it find that there were any excessive delays before the Supreme Administrative Court. However, the Court considers that the period of one year and ten months before the Ankara Administrative Court was unreasonable. The Court notes that, apart from stating that the applicants contributed to the prolongation of the proceedings by filing a petition with the wrong court, the Government's observations do not explain this period of inactivity.
45. Finally, the Court considers that what was at stake for the applicants in the domestic litigation was of considerable importance to them.
46. Consequently, the Court finds that, in the particular circumstances of the instant case and, having regard to the fact that it took one year and ten months for the Ankara Administrative Court to reach a decision of incompetence ratione loci, the “reasonable time” requirement laid down in Article 6 § 1 of the Convention was not complied with.
47. There has, accordingly, been a violation of Article 6 § 1 of the Convention.
II. APPLICATION OF ARTICLE 41 OF THE CONVENTION
48. Article 41 of the Convention provides:
“If the Court finds that there has been a violation of the Convention or the Protocols thereto, and if the internal law of the High Contracting Party concerned allows only partial reparation to be made, the Court shall, if necessary, afford just satisfaction to the injured party.”
49. The Court points out that under Rule 60 of the Rules of Court any claim for just satisfaction must be itemised and submitted in writing together with the relevant supporting documents or vouchers, “failing which the Chamber may reject the claim in whole or in part”.
50. In the instant case, on 4 December 2003, after the application was declared admissible, the applicants were requested to submit their claims for just satisfaction. They did not submit any such claims within the specified time‑limit.
51. In view of the above, the Court makes no award under Article 41 of the Convention.
FOR THESE REASONS, THE COURT UNANIMOUSLY
Holds that there has been a violation of Article 6 § 1 of the Convention
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Ormancı Ve Diğerleri - Türkiye Davası (Aihm Karar Çevirisi)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Ali Nezhet Bozlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
16-01-2007 - 21:46
(6310 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (50%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (50%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
6638
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 6 saat 45 dakika 34 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,05 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 25687, Kelime Sayısı : 3592, Boyut : 25,08 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 463
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05552912 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.