Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Türk Hukuk Sistematiğinde Kanun Yapım Süreci

Yazan : Dr. Fehmi Şener Gülseren [Yazarla İletişim]
Akademisyen

TÜRK HUKUK SİSTEMATİĞİNDE KANUN YAPIM SÜRECİ

I- GENEL BİLGİLER

Demokratik bir sistemde devletin asli görevi, ekonomik ve sosyal hayatı düzenlemek, ülke yönetimini sağlamak için başta kanunlar olmak üzere mevzuat yapmak ve bunları uygulamaktır. Mevzuat hazırlama, incelik ve dikkat isteyen bir husus olup mevzuatın kaliteli olması, ülke yönetimini de etkilemekte ve mevzuat karmaşası ve kalitesizliği olan ülkelerin yönetimlerinde bir kaos ve düzensizlik yaşanmaktadır. Bu nedenle, mevzuatın, hazırlanma aşamasından uygulanması aşamalarına kadar sürecin araştırılıp incelenmesi ve görülen aksaklıkların düzeltilerek toplum ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli bir mevzuat üretilmesi büyük önem arzetmektedir.
Çalışmamızın başında öncelikle mevzuat kavramı üzerinde durmakta yarar vardır. Doktrinde mevzuat “Toplumu yönetenler ve yönetilenler tarafından uyulması gerekli, sürekli genel ve objektif kuralları ihtiva eden metinler” olarak tanımlanmaktadır. Mevzuatımızı, hiyerarşik bir yapı içinde sıralarsak bunlar; Anayasa, kanunlar, kanun niteliğinde yer alan uluslararası anlaşma ve kanun hükmünde kararnameler , tüzükler, yönetmelikler, genelgeler ve diğer idari düzenlemelerden oluşmaktadır. (1)
Kanun yapım süreci teknik detayları olan ciddi ve karmaşık bir süreçtir. Kanun tasarılarının hazırlanması sürecinde birçok kurum ve kuruluş görev almaktadır. İlgili bakanlıkta başlayan sürecte diğer bakanlıklardan, kurumlardan, sivil toplum kuruluşlarından, meslek örgütlerinden görüş alınmakta ve taslak Başbakanlığa sunulmaktadır. Başbakanlıkta nihai halini alan taslak, Bakanlar Kurulunun imzasına açılmakta ve kanun tasarısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmaktadır. Milletvekilleri tarafından hazırlanan kanun teklifleri ise doğrudan TBMM Başkanlığına sunulmaktadır.
TBMM’ye sunulan tasarı veya teklifler Başkanlık tarafından komisyonlara havale edilmekte, komisyonlarda görüşülüp olgunlaştırıldıktan sonra Genel Kurula inmektedir. Genel Kurulda kabul edilen kanunlar Cumhurbaşkanlığına gönderilmekte, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmekte ve kanun yapım süreci sona ermektedir.
Geleneksel yasa yapma süreci Parlamentoda başlamakta ve burada sona ermektedir. Ancak bazı istisnai durumlar da vardır. Ulusal egemenlik ilkesine dayanan temsili hükümet sisteminin, halk egemenliği anlayışının gelişmesiyle birlikte zamanla değişime uğradığı ve halkın çeşitli şekillerde yasama faaliyetine katıldığı yarı doğrudan hükümet sistemlerinin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sistemde, yasa yine parlamento tarafından yapılır. Ancak, önemli konularda kararlar bizzat seçmenler aracılığı ile alınır. Bu metotlardan birisi de referandumdur. Referandumda bir yasa ya da anayasa metninin kabul edilmesi için seçmenlerin oyuna başvurulmaktadır (Örneğin; Türkiye, İtalya, Fransa).(2)
(*) Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi
(1) Mehmet bıçkıcı Kanun tasarılarının hazırlanması: Bakanlık ve başbakanlık aşaması s. 1
(2) Fazlı Pehlivan, TBMM’nde Yasa Yapma Süreci, 2007, s. 64..
II- TARİHİ GELİŞİM
Türk hukuk sisteminde, mevzuat kültürümüzün çok eski tarihlere kadar uzandığı görülmektedir. Türk mevzuat sisteminin temelleri Osmanlı İmparatorluğuna kadar uzanmaktadır. II. Mehmet zamanından başlayan kanunlaştırma hareketi Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar devam etmiştir. Halen mevzuat sistemimiz içerisinde yer alan bazı kanunlar Osmanlının son yıllarında yürürlüğe koyduğu kanunlardır.
1- Tanzimat Fermanı
Kanunlaşma hareketi 1839 Tanzimat Fermanı ile yoğunluk kazanmıştır. Birinci ve İkinci meşrutiyet dönemlerinde de bir çok kanun çıkarılmış, hatta bu dönemde çıkarılan kanun ve kanun-u muvakkatlerin bir kısmı halen yürürlükte bulunmaktadır. Eski kaynakların başında kanunu muvakkatler gelmektedir. 1876 Kanunu Esasinin 36 ncı maddesine göre, Hükümet meclisin tatilde olduğu bir sırada devleti bir tehlikeden korumak amacıyla kanunu muvakkat çıkarma yetkisine sahipti. Kanunu muvakkatlerin daha sonra mebusan ve ayan meclislerinin onayına sunulması ve padişah tarafından yayımlanması zorunluydu. Örneğin İdare-i Umumiyei Vilayet Kanunu Muvakkati ( İl Özel İdaresi Kanunu) 1863 yılında Ahmet Cevdet Paşa tarafından İmparatorluk Kanunlarından yürürlükte olanlar “Dustur” adı altında derlenip yayınlanmıştır. (1)
2- Meclis-i Umumi Dönemi
Dönemin parlamenter çatısını temsil eden Meclis-i Umumi, üyeleri doğrudan Padişah tarafından belirlenen Heyet-i Ayan ile, üyeleri iki dereceli seçimle belirlenen Heyet-i Mebusandan oluşmaktadır.
Yasa tasarıları, önce Mebusan sonra Ayan Meclisinde konuşularak karara bağlanmakta olup, çoğunluk kazanmayan tasarılar reddolunmuş sayılmaktadır. Ayan Meclisi, Mebusan Meclisi tarafından kendisine gönderilmiş olan yasa ve bütçe tasarılarını inceleyerek dini esaslara, padişahının hükümranlık haklarına, hürriyete, Kanun-ı Esasi hükümlerine, devletin toprak bütünlüğüne, ülkenin iç güvenliğine ve genel ahlaka aykırı gördükleri gerekçesiyle reddetme veya değiştirme yetkisine sahiptir. Ayan Meclisine tanınan bu yetki, padişahın işine yarayabilir düşüncesiyle kabul edilmiştir. Çünkü makamlarını sadece padişaha borçlu olan Ayan Meclisi mensupları için başına buyruk hareket etmek imkanı olmayıp, padişahın istek ve emirlerine uyma zorunluluğu olduğu kabul edilmektedir.
1909’da yapılan Anayasa değişiklikleri, Osmanlı Devleti’ni gerçek anlamda parlamenter rejime geçirmiştir. Bu tarihten itibaren yasa teklifi yetkisi, bakanlarla birlikte Ayan ve Mebusan üyelerine de tanınmıştır. Her iki Meclisce kabul edilen yasaları, padişah iki ay içinde yeniden görüşülmek üzere iade edebilmektedir. Bu takdirde yasanın yürürlüğe girebilmesi, üçte iki çoğunlukla yeniden kabulüne bağlıdır. Acil çıkması gereken yasaların, on gün içinde tasdik veya iadesi şarttır. Başkanlık divanını Meclis bizzat seçer. Fakat sonucu padişaha sunulur. (2)

(1) Mehmet bıçkıcı, Kanun tasarılarının hazırlanması: Bakanlık ve başbakanlık aşaması s. 1
(2) Tunca Özgişi, Türk Parlemento tarihinde Cumhuriyet Senatosu s.23

3- Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Dönemi
Türkiye'de 1961-1980 yılları arasında çift meclisli sistem yürürlükteydi ve TBMM, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki meclisten oluşuyordu. (1)
Tabii üyeler dışında Cumhuriyet Senatosuna aday olabilmek için 40 yaşını doldurmuş olmak ve yüksek öğrenim yapmış olmak gerekiyordu. Hükümet, Cumhuriyet Senatosuna karşı değil, Millet Meclisine karşı sorumluydu. Güven oylaması sadece Millet Meclisinde yapılıyordu. Cumhuriyet Senatosunun gensorusuyla hükümeti düşürme yetkisi yoktu.
1961 anayasası'nda göre Cumhuriyet Senatosu üç çeşit üyeden oluşuyordu. 150 adet olan birinci grup üyeler halk tarafından seçiliyordu. 15 adet olan ikinci grup üyeler ise Cumhurbaşkanınca seçiliyordu. Bunlar Kontenjan senatörü olarak bilinmektedir. "Tabii Senatörlük" kendi içinde iki gruba ayrılıyorlardı. Bunlardan birincisi Millî Birlik Komitesi başkan ve üyeleriydi. İkincisi ise eski Cumhurbaşkanlarıydı.
Birinci grup üyelerin görev süresi altı yıldı. Ancak seçimler 2 yılda bir yapılıyordu ve her seçimde üyelerinin sadece üçte biri yenileniyordu. 1961 anayasası'nın geçici 10.Maddesine göre 1961 seçimlerinden iki yıl sonra yapılacak seçimlerle yenilenecek üyeler ile dört yıl sonra yapılacak seçimle yenilenecek olan üyeler ad çekilerek belirlenmiştir. Böylece A, B ve C grubu olmak üzere 3 grup oluşmuştur. İkinci grup üyelerin görev süresi de altı yıldı. Üçüncü grup üyeleri ise ömür boyu görev yapıyorlardı.
Cumhuriyet Senatosu üyeleri yasa teklif etmeye yetkilidirler. Yasa tasarıları ve teklifleri önce Millet Meclisinde görüşülür. Millet Meclisinde direkt veya değiştirilerek kabul edilir ya da reddedilen tasarılar ve teklifler Cumhuriyet Senatosuna gönderilir.
Millet Meclisinde kabul edilen metin, Cumhuriyet Senatosunca değişiklik yapılmadan kabul edilirse, yasalaşır. Cumhuriyet Senatosu kendisine gelen metni değiştirerek kabul ederse, ancak Millet Meclisinin de bu değişikliği benimsemesi halinde, metin yasalaşır. Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni kabul etmezse, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıda üyelerden bir Karma Komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur. Buna göre yapılan teklif her iki Mecliste ayrı ayrı görüşülür. Değişiklik teklifinin kabulü meclislerin ayrı ayrı üye tamsayılarının 1/3 çoğunluğunun oyu ile mümkündür.(2)
4- Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi
Cumhuriyet döneminde kanun yapma yetkisi münhasıran Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiştir. Anayasamız “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez” demektedir. Görüldüğü gibi yasama faaliyeti TBMM’nin asli görevidir. (3)
(1) Bknz. T.C. 1961 Anayasa Md. 64
(2) Tunca Özgişi, Türk Parlemento tarihinde Cumhuriyet Senatosu s.23
(3) Bknz. T.C. Anayasa Md. 7


Yine Anayasamızın 87. maddesinde Meclisin görev ve yetkileri düzenlenmiş olup şöyle demektedir. “Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”

III- KANUN ÖNERME YETKİSİ
Anayasamızın 88. maddesi “Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.” demektedir. Bakanlar Kurulunca sunulan tekliflere kanun tasarısı denir. Bir ya da birden fazla milletvekilince imzalanarak sunulan tekliflere ise kanun teklifi denir.
1-Kanunların Önerilmesi
Anayasamızın 88’inci maddesi “Kanunların Teklif Edilmesi” başlığını taşımakta ve bu maddenin birinci fıkrası “kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir” demektedir. Doktrinde, burada geçen “teklif” kelimesi hatalı bulunmaktadır. Zira bu maddede aşağıda görüleceği gibi iki ayrı tür “teklif” söz konusudur. Bu iki ayrı tür teklifi içermek üzere “teklif” kelimesinden başka bir kelime kullanılması daha uygun olacağı söylenmektedir.. Doktrinde, “kanunların önerilmesi” başlığı uygun görülmektedir. (1)
Anayasamıza göre, kanun “önermeye” Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Bakanlar Kurulunca yapılan kanun önerisine “kanun tasarısı”, milletvekilleri tarafından yapılan kanun önerisine ise “kanun teklifi” denmektedir.
2- Tasarı ve teklifler
Meclis İçtüzüğünün 73.maddesi “Hükümetçe hazırlanan kanun tasarıları bütün bakanlarca imzalanmış olarak ve gerekçesi ile birlikte Meclis Başkanlığına sunulur. Gerekçede tasarının tümü ve maddeleri hakkında bilgiler, kaldırılması veya eklenmesi istenilen hükümlerin neler olduğu ve neden kaldırılması, değiştirilmesi veya eklenmesi gerekli görüldüğü açıkça gösterilmek lazımdır. Başkan, gelen tasarıları ilgili komisyonlara doğrudan doğruya havale eder ve bunu tutanak dergisine ve ilan tahtasına yazdırır. Bu havaleye bir milletvekili itiraz etmek isterse oturumun başında söz alır.” demektedir.
Öte yandan 75. maddede tasarıların geri alınabileceği de hükme bağlanmaktadır. “Hükümet veya teklif sahibi verilen kanun tasarısı veya tekliflerini gündeme alınmadan evvel Genel Kurula bilgi verilmek şartıyla geri alabilirler. Şu kadar ki, bu tasarı veya kanun tekliflerini diğer bir üye veya esas komisyon üzerlerine alırlarsa görüşmeye devam olunur. Bu tasarı ve teklifler gündeme alınmışlarsa geri alınmaları için Genel Kurulun karar vermesi gerekir.”
(1) Kemal Gözler, "Anayasalar" , www.anayasa.gen.tr/kanun.htm. 20 Ekim 2005.
76. madde ise reddedilen bir tasarının tekrar meclise getirilemeyeceğini düzenlemektedir. “Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından reddedilmiş olan kanun tasarı veya teklifleri, ret tarihinden itibaren bir tam yıl geçmedikçe Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı yasama dönemi içinde yeniden verilemez.”
77. madde bir teklif veya tasarının aynı yasama döneminde sonuçlandırılması şartını öngörmektedir. “ Bir yasama döneminde sonuçlandırılamamış olan kanun tasarı ve teklifleri hükümsüz sayılır. Ancak, Hükümet veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bu tasarı veya teklifleri yenileyebilirler. Yenilenen tasarı veya teklifin tümü üzerindeki görüşmelerden sonra önceki dönemlere ait rapor ve metinler, açıkça belirtilmek kaydıyla, komisyonca benimsenebilir.”
Son olarak 78. madde hükümetin çekilmesi durumunda teklif ve tasarıların akibetini şu şekilde açıklamaktadır. “Bakanlar Kurulunun herhangi bir sebeple çekilmesi halinde yeni Bakanlar Kurulu güven oyu alıncaya kadar, Anayasa ve İçtüzük değişiklikleri hariç, kanun tasarı ve tekliflerinin komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşülmesi ertelenir. Ancak, Bakanlar Kurulunun öncelikli olduğunu bir yazı ile Başkanlığa bildirdiği kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine devam olunur.”
Öte yandan yasa yapma sürecinin önemli bir yeri olan Adalet Bakanlığı’nın yasa yapma sürecindeki etkinliğinin ve sürece katkısına da bir göz atmak gerekebilir.
Adalet Bakanlığı’nın teşkilat ve görevlerini düzenleyen 2992 sayılı Yasanın 34. maddesine göre Adalet Bakanlığı yasa tasarı taslaklarını hazırlamak üzere komisyon oluşturma ve çalıştırma yetkisine sahiptir. Yine Teşkilat Yasasına göre Adalet Bakanlığı’nın diğer Bakanlıklarca hazırlanan kanun ve kanun hükmünde kararname taslaklarının Başbakanlığa gönderilmeden önce, Türk hukuk sistemine ve kanun tekniğine uygunluğunu incelemek ve bu konularda görüş bildirmek görevi de bulunmaktadır. Ülkemizin temel mevzuatını teşkil eden Türk Medeni Yasası, Türk Ceza Yasası, Ceza Muhakemesi Yasası, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasa, temel yasa hazırlama prosedürüne uygun olarak Adalet Bakanlığı tarafından kurulan komisyonlarca hazırlanan taslakların Parlamentoca kabul edilmesiyle yasalaşmış ve yürürlüğe girmiştir. (1)

IV- KOMİSYONLAR VE KOMİSYONLARDA GÖRÜŞME
Yukarıda da bahsedildiği gibi, Meclis Başkanlığına sunulan kanun tasarı ve teklifleri İçtüzüğün 73. ve 74. maddeleri uyarınca, Meclis Başkanlığınca komisyonlara havale edilir.
1- Komisyonlar ve görevleri
Kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve başlıca görevleri şunlardır :
Anayasa Komisyonu; Anayasanın değiştirilmesi, İçtüzük değişikliği teklifleri, Meclisin seçimi ve faaliyetleri, Meclis üyelerinin statüsü ve hakları, Bakanlar Kurulunun ve bakanlıkların kuluş ve çalışma usülleri, Siyasi partilerle ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
(1) Akın Çakın, Yasa Yapma Süreci ve Sosyal Kontrol, Şeffaflık ve Katılım s.8
Adalet Komisyonu; Adalet İşleri, Ceza Kanunu Medeni Kanun Borçlar Kanunu gibi temel kanunlarla ilgili tasarı ve teklifleri.
Millî Savunma Komisyonu; Milli güvenlik, Savunma ve Askerlik ile ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
İçişleri Komisyonu; Genel olarak Merkezi idarenin, Mahalli idarelerin, Memurluk ve kamu görevliliği statülerinin düzenlenmesi, Emniyet, Sivil savunma ve İçişleri ile ilgili diğer kanun tasarı ve teklifleri.
Dışişleri Komisyonu; Uluslararası antlaşmaların onaylanmasının uygun bulunmasına ilişkin Türkiye Cumhuriyetinin dış ilişkilerinin teşkilatlandırılması ve idaresi hakkındaki kanun tasarı ve teklifleri, Dış ilişkilerle ilgili diğer kanun tasarı ve teklifleri.
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu; Eğitim, Kültür, Sanat, Gençlik ve spor işleriyle ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu; Bayındırlık, Ulaştırma, Turizm işleriyle ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Çevre Komisyonu; Çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu; Çalışma, Sağlık, Sosyal güvenlik, Aile ve Sosyal yardım işleriyle ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu; Tarım, Orman, Köy kalkınması işleriyle ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu; Sanayi, Enerji, Madencilik, Akaryakıt, İç ve dış ticaret, Tekel ile ilgili kanun tasarı ve teklifleri.
Plan ve Bütçe Komisyonu; Uzun vadeli planla ilgili görülen, Kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalışı gerektiren, Vakıflar, milli emlak, vergi harç ve resimlerle ilgili, kanun tasarısı ve tekliflerini, Bütçe ve kesin hesap kanunu tasarıları, Sayıştay tarafından kanun gereğince verilen raporlar.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu; Türkiye’deki mevzuat ile Avrupa Birliği müktesebatı arasındaki uyumu sağlamaya çalışan kanun tasarı ve teklifleri.
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu; Kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi, Kadın erkek eşitliğinin sağlanması, Bu amaçlarla ülkemizde ve uluslararası alanda bu konudaki gelişmelerin izlenmesi, Bu gelişmeler konusunda TBMM’nin bilgilendirilmesi, İlgili kanun tasarı ve teklifleri.
Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonu; Yarısından fazlası devlete ait olan kamu işletmeleri ile ilgili denetimler ve kanun tasarı ve teklifleri. (1)
Komisyonlar yukarıda sayılan işleri yapmakla görevli olmakla birlikte, bu görevleri aktif hale getiren organ TBMM Başkanlığı’dır. TBMM Başkanlığı yukarıdaki ölçütlerin yanısıra geliştirdiği başka ölçütlerle bir işin hangi komisyon ya da komisyonlarda görüşüleceğine karar
(1) Yasama El Kitabı TBMM yayınları Ankara 2012 s. 42
dengelerini de etkilediğinden, teklif aynı zamanda Plan ve Bütçe Komisyonu’na da havale edilmektedir. Örneğin il ve ilçe kurulmasına ilişkin bir kanun tasarısı veya teklifi mülki idareyle ilgili olduğundan İçişleri Komisyonu’na gönderilmektedir. Ancak il ya da ilçe kurmak bütçe Komisyonu esas komisyon, İçişleri Komisyonu tali komisyon olarak belirlenmektedir. Dolayısıyla hangi işin hangi komisyonda ya da komisyonlarda görüşüleceğine ve hangi komisyonun esas hangisinin/hangilerinin tali olacağına karar vermede tek bir ölçüt kullanılmadığından her somut havaleyi kendi içinde değerlendirmek gerekir.
2- Komisyonların kuruluşu
Komisyonlar için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır. Görev süreleri yenileri seçilinceye kadar devam eder. Başkan, İçtüzük uyarınca siyasî parti gruplarının parti grupları toplam sayısı içindeki yüzde oranlarını ve bu oranlara göre her siyasî parti grubuna düşen komisyon üyeliği sayısını tespit eder.
Bir siyasi parti grubu, herhangi bir komisyonda kendisine düşen üyelikten vazgeçebilir. Siyasî parti grupları, adaylarını belli edilecek bir süre içerisinde Başkanlığa bildirirler. Bütün komisyonlar için, siyasî parti gruplarınca bildirilen adayların isimlerini gösterir listelerin Genel Kurulca, işaret oyu ile onaylanması suretiyle seçim tamamlanmış olur.Plan ve Bütçe Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu üyeliğine seçilen milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri, Meclis komisyonlarında görev alamazlar.
Üye seçimi tamamlanınca, komisyonlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından toplantıya çağrılırlar. Bu toplantıda komisyonlar, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtiplerini seçerler. Bu seçim için toplantı yeter sayısı, komisyon üye tamsayısının salt çoğunluğudur. Seçim gizli oyla yapılır. Seçilmek için, toplantıda hazır bulunanların salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Gereken hallerde, komisyon başkanının teklifi üzerine belli bir konu için özel sözcüler veya bir özel kâtip toplantıda hazır bulunanların salt çoğunluğunun oyu ile seçilir. Yeni kurulan bir hükümetin güven oyu almasından itibaren on gün içinde iktidar grubu veya gruplarının istemi üzerine komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimleri yenilenir.
Bir komisyonun üyeliklerinde boşalma olursa yenisi seçilinceye kadar komisyonun görev ve yetkisi aynen devam eder. Noksan üyelik en kısa zamanda tamamlanır. Mensubu olduğu siyasî parti ile üyelik bağı sona eren veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup kurma hakkını kaybeden bir siyasî partiye mensup olan milletvekilinin, komisyon üyeliği kendiliğinden sona erer. Genel Kurulda siyasî parti gruplarının oranlarında değişiklik olması sonucunda bunların bir komisyonda sahip oldukları üyeliklerin sayısı değişen oranlara uymuyorsa, Başkan bu durumu tespit eder. Bunun üzerine 21 inci madde uyarınca yeniden seçim yapılır.(1)
3- Komisyonlara havale, esas ve tali komisyonlar
Yasa yapımı ile ilgili komisyonlar esas ve tali olmak üzere ikiye ayrılır. Esas komisyonlar nihai kararı veren, tali komisyonlar ise esas komisyona sadece görüş bildiren komisyonlardır.
(1) Bknz. TBMM İçtüzüğü Md. 11 ve devamı
Bu nedenle esas komisyonlar tasarı ya da teklifi bütün ayrıntılarıyla ve bütün maddeleriyle görüşmek zorundayken, tali komisyonlar tasarı ya da teklifin sadece kendilerini ilgilendiren yönü üzerinde görüş bildirirler. Tali komisyonların ayrıntılar ve bütün maddeler hakkında görüş bildirmelerine bir engel bulunmamakla birlikte, genellikle ihtisas alanlarına girmeyen konularda görüş bildirmedikleri görülmektedir. TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun tasarı ve teklifleri Başkan tarafından ilgili komisyon ya da komisyonlara esas ve tali olarak gönderilir. Her iş için bir esas komisyon belirlenirken, bir iş birden fazla tali komisyona havale edilebilir.
Tasarı, teklif veya kanun hükmünde kararnamelerin hangi komisyonlarda görüşüleceği, esas ve tali komisyonların hangisi olacağı, işin komisyonlara havalesi sırasında Başkanlık tarafından tespit edilir. Raporu Genel Kurul görüşmelerine esas olacak komisyona esas komisyon denir. Tali komisyonlar, işin kendilerini ilgilendiren yönü veya maddeleri üzerinde esas komisyona görüş bildiren komisyonlardır. Başkanlıkça, esas komisyona ve diğer komisyonlara havale birlikte yapılır. Tali komisyonların hangi yönden veya hangi maddeler hakkında görüş bildirecekleri havale sırasında belirtilmemiş ise, bu komisyonlar görüşlerini kendileriyle ilgili gördükleri hususlar üzerinde bildirirler.
Tali komisyonlarca süresi içinde görüş bildirilmemesi; esas komisyonun raporunu hazırlamasına engel değildir. Komisyonlar, özellikle inceleme ve araştırma gerektiren konularda alt komisyonlar kurar. Alt komisyon kurmak sıkı yöntem kurallarından uzaklaşmaya imkân tanıdığı için daha rahat bir uzmanlık çalışması yapılmasını sağlar. Komisyonlar ve Genel Kurul alt komisyonlara göre kalabalık kurullar olduğundan ve yöntem kurallarına bağlı olduklarından düşüncelerin ifade edilmesi çok kolay olmayabilir.
Alt komisyonlar bu bakımdan büyük avantajlara sahiptirler. Çünkü az sayıda kişinin daha sık ve daha uzun zaman dilimleri için bir araya gelmeleri daha kolaydır. Basın mensupları, toplantılara girmediğinden milletvekillerinin düşüncelerini rahatça ifade etmeleri kolaylaşır. Alt komisyonlar daha çok kişiyi ve daha uzman kişileri dinleme şansına sahiptirler.
4- Komisyonların toplantıya çağrılması
Komisyonlar Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kendilerine ayrılan salonlarda toplanırlar.
Komisyon toplantılarının yapılmasına karar vermek komisyon başkanlarının yetkisindedir. Toplantı başkan yoksa başkanvekili o da yoksa sözcü tarafından belirlenir ve yönetilir. Komisyon üye tamsayısının 1/3’ü oranındaki komisyon üyesi de belirli konuları görüşmek üzere komisyonun toplantıya çağrılmasını isteyebilir. Ancak bu durumda da komisyon toplantı çağrısı komisyon başkanı tarafından yapılır.
Zorunluluk olmadıkça komisyon toplantısı için çağrı, en az iki gün önceden yapılır. Bu çağrıda komisyon başkanınca hazırlanan gündem de belirtilir. Ancak, komisyon gündemine hâkimdir, üyeleri tarafından gündeme alınması teklif edilen işler hakkında karar verir.
(1) Sivil toplum için yasama faaliyetine katılım, s.72 Yasama Derneği (www.yasader.org)
(2) Bknz. TBMM İçtüzük Md. 26 ve devamı

Bu çağrı ve gündem komisyon üyelerine, Başbakanlığa, ilgili bakanlıklara ve parti gruplarına ve diğer ilgili komisyonların başkanlıklarına ve teklifleri gündemde yer alan kanun teklifi sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ilk imza sahibine gönderilir; ayrıca ilan tahtasına asılır.
Komisyonlar, başkanlarının yönetiminde çalışır. Başkan bulunmadığı zaman başkanvekili, o da yoksa sözcü, komisyona başkanlık eder. Komisyonlar, üye tamsayısının üçte biri ile toplanır ve hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğu ile karar verir.
Komisyon üyeleri, komisyon toplantılarına devama mecburdurlar. Komisyon devam cetvelleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve siyasi parti grubu başkanlıklarına sunulur. Hangi komisyonların tatil ve araverme sırasında çalışacağı, Başkanın teklifi üzerine Genel Kurulca tespit edilir. İzinsiz veya özürsüz olarak üst üste üç toplantıya veya bir yıl içindeki toplantıların üçte birine katılmayan komisyon üyesi, mensubu olduğu siyasi parti grubunca komisyondan geri çekilebilir. Bu suretle boşalan üyelik en kısa zamanda tamamlanır. (1)
Komisyon toplantılarına Başbakan veya bir bakan katılabilir. Başbakan veya bakan, gerekli görürse, kendi yerine, yüksek dereceli bir kamu görevlisine yazılı temsil yetkisi verebilir. Komisyonlar fikirlerini almak üzere, uzmanlar çağırma yetkisine sahiptirler.
Komisyon toplantılarına girebilecek olanlar Komisyon toplantılarına sadece komisyon başkanı tarafından davet edilenler katılabilir. Komisyon başkanları, toplantılara komisyon üyelerini, Başbakanlık ve ilgili bakanlıklar ya da yetkilendirilmiş hükümet temsilcisini, siyasi parti gruplarını, ilgili komisyon başkanlıklarını ve kanun teklifinde imzası bulunan milletvekillerinden ilk imza sahibini davet etmek zorundadır.
Komisyon üyesi olmayan diğer milletvekilleri de komisyon toplantılarına katılma hakkına sahiptirler. Komisyon üyesi olmayan milletvekilleri komisyonda söz alarak konuşabilirler ancak oy kullanamaz ve değişiklik önergesi veremezler. Konunun uzmanları da gerekli görülürse komisyon toplantılarına çağrılabilirler.
Basın kuruluşları temsilcileriyle ilgili olarak bir kural bulunmamakla birlikte, uygulamada basına komisyon toplantısına davet yazısı gönderilmektedir. Farklı uygulamalar olmakla birlikte, genellikle görsel basının sadece toplantının başında görüntü almasına izin verilmekte ve yazılı basının başından sonuna toplantıyı izlemesine olanak tanınmaktadır. (2)
Komisyon toplantıları Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine, Bakanlar Kurulu üyelerine ve Hükümet temsilcilerine açıktır. Komisyonlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Bakanlar Kurulu üyeleri söz alabilirler. Ancak, komisyon üyeleri dışında kimse değişiklik önergeleri veremez ve oy kullanamaz. Her milletvekili üyesi olmadığı bir komisyonun belgelerini görüp okuyabilir. (3)
(1) Bknz. TBMM İç tüzüğü Md. 28 ve devamı
(2) TBMM Yasama El Kitabı Ankara 2012 s. 54
(3) Bknz. TBMM İç tüzüğü Md. 30-31


5- Komisyonların çalışma usulleri
Komisyonlara havale edilen işlerin görüşülmesine, havale tarihinden itibaren kırksekiz saat sonra başlanabilir. Komisyona havale edilen evrak, komisyon başkanlığınca resen veya komisyon üyelerinden beşi tarafından yazıyla istenirse, bastırılarak komisyon üyelerine dağıtılır. Bu takdirde, söz konusu süre, dağıtım tarihinden itibaren başlar. Danışma Kurulunun tavsiyesi veya bir kanun tasarı veya teklifinin tümünün veya belli hükümlerinin komisyona geri alınması veya geri verilmesi hallerinde, yazılı süre kaydına uyulmayabilir.
Komisyonlar, kendilerine havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bir komisyon, bir tasarı veya teklifin Anayasaya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder.
Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tasarı veya tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler.
Ancak, komisyonlar, 92 nci maddede yazılı özel durum dışında kanun teklif edemezler, kendilerine havale edilenler dışında kalan işlerle uğraşamazlar, Başkanlık Divanının kararı olmaksızın Genel Kurulun toplantı saatlerinde görüşme yapamazlar ve kanun tasarı ve tekliflerini bölerek ayrı ayrı metinler halinde Genel Kurula sunamazlar. Komisyonlar, Cumhurbaşkanınca yayımlanması kısmen uygun bulunmayan ve bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilen kanunların sadece uygun bulunmayan maddelerini görüşebilir. Bu durumda, sadece uygun bulunmayan maddelerle ilgili görüşme açılır. (1)
Komisyonlarda istem sırasına göre söz verilir. Komisyon başkanı ve komisyondaki Hükümet temsilcisi, söz sırasına bağlı değildir. Komisyonca çağrılmış uzmanlara, komisyon başkanı, gerekli gördüğü zaman söz verebilir. Bir komisyonda söz kesilir, şahsiyatla uğraşılır ve düzeni bozma hareketlerinde bulunulursa komisyon başkanı düzeni sağlar; gerekiyorsa toplantıya ara verir veya erteleyerek durumu gereği yapılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına bildirir.
Bir komisyonda kapalı oturum yapılmasını ilgili bakan yahut komisyon üyelerinin üçte biri isteyebilir. Kapalı oturumda komisyon üyelerinden ve bakanlardan başkası bulunamaz. Kapalı oturum yapılması, görüşmelerin sır olarak saklanmasına söz vermek demektir.
Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklifi, başka bir komisyonun ihtisası dahilinde görürse, gerekçeli olarak tasarı veya teklifin o komisyona havale edilmesini isteyebilir. Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için, bir başka komisyonun düşüncesini öğrenmeyi gerekli görürse, tasarı veya teklifin o komisyonda görüşüldükten sonra iadesini isteyebilir. Bir komisyon, başka bir komisyona havale edilmiş bir tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için düşüncesini belirtmekte yarar görürse, o tasarı veya teklifin kendisine havale edilmesini isteyebilir. (2)
(1) Bknz. T.C. Anayasa Md. 92 Ölüm Cezasının yerine getirilmesi
(2) TBMM İç Tüzüğü Md. 34 ve devamı
Böyle hallerde, ilgili her iki komisyon aynı görüşte iseler, Meclis Başkanı gereğini yerine getirir ve Genel Kurula bilgi verir. İki komisyon arasında uyuşmazlık çıkarsa, mesele Meclis Başkanı tarafından Genel Kurula sunulur ve görüşme yoluyla halledilir. Komisyonlar, bütün bakanlıklarla doğrudan doğruya yazışabilirler ve kendilerine havale edilen işlerin sonuçlandırılması için gerekli bilgileri bakanlıklardan isteyebilirler.
Bir kanun tasarı veya teklifinin görüşülmesi sırasında, Hükümet temsilcisinin bulunmaması sebebiyle, komisyon gerekli görürse, görüşme bir defaya mahsus ertelenebilir. Erteleme, yazı ile Başbakanlığa veya ilgili bakanlığa bildirilerek, gelecek toplantıda ilgili temsilcinin hazır bulundurulması istenir.
Tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde kararnamelerin esas komisyonlara havale gününden itibaren en geç kırkbeş gün içinde sonuçlandırılması gerekir. Bu sürenin bitiminde, tasarı, teklif ve kanun hükmünde kararnamenin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını Hükümet veya teklif sahipleri isteyebilirler. Bu istemler üzerine komisyon, Hükümet, teklif sahibi ve bir milletvekili beşer dakikayı geçmemek üzere söz alabilir. Genel Kurul işaret oyuyla karar verir. Süresi içinde komisyonda görüşülmeyen kanun hükmünde kararnameler, doğrudan Genel Kurul gündemine alınmak üzere Meclis Başkanlığınca Danışma Kuruluna götürülür. Başkanlıkça esas komisyon dışında, tali komisyonlara da havale edilmiş olan bir konu bu komisyonlarca on gün içinde sonuçlandırılır. Bu süre Başkanlıkça kısaltılabileceği gibi komisyonun müracaatı halinde en çok on gün daha uzatılabilir. (1)
Komisyon katibi görüşmelerin tutanak özetini düzenler ve komisyon başkanı ile birlikte imzalar. Bu tutanak özetine oturumda hazır bulunan komisyon üyeleri, varsa yazılı itirazlarını ekleyebilirler. Komisyon kâtibinin bulunmadığı hallerde, hazır bulunan en genç komisyon üyesi, geçici olarak kâtiplik görevini yerine getirir. Komisyon karar verirse, tam tutanak tutulur.
6- Komisyon kararları ve genel kurula sevki
Komisyonlar, karara bağladıkları işler için birer rapor düzenlerler. Rapor, başkan veya komisyon sözcüsü yahut o iş için seçilen özel sözcü tarafından yazılır.
Raporda konu hakkında komisyonun düşünceleri ile komisyonca yapılan değişikliklerin gerekçeleri yer alır. Raporlar konu hakkındaki son oylamaya katılan komisyon üyelerince imzalanır. Daha önceki toplantılara katılmış olup tasarı veya teklifin tümünün son oylamasında hazır bulunamayan komisyon üyeleri varsa gerekçeli muhalefetlerini de yazarak raporu imzalayabilirler. Bu durumda olan üyelerin son toplantıya katılamadıkları belirtilir. Komisyon raporunda imzası bulunan komisyon üyesi, diğer komisyonlarda ve Genel Kurulda, çekimser veya aykırı olduğunu rapor metninde yazıyla belirttiği hususlar dışında, sözcüden soru soramaz ve komisyon raporuna aykırı konuşma yapamaz.
Komisyon raporları bastırılıp milletvekillerine dağıtılır ve Genel Kurulda görüşülmesine başlandığı ilk birleşimin tutanağına eklenir.
(1) 45 gün dolduktan sonra tasarı ya da teklif kendiliğinden Genel Kurul’a inmez. Tasarı için hükümetin, teklif için teklif sahiplerinin bir dilekçeyle TBMM Başkanlığı’na başvurması gerekir. Genel Kurul’da yapılacak kısa bir görüşmeden sonra oylamayla işin Genel Kurul gündemine alınıp alınmamasına karar verilir.
Komisyon raporunun tümüne veya belli kısımlarına çekimser veya muhalif kalan komisyon üyeleri rapora çekimserlik veya aykırılık görüşlerini eklemek hakkına sahiptirler. Raporda tasarı veya teklifin hangi maddesine aykırı olduklarını yazmak zorundadırlar. Üyeler, komisyon raporuna katılmakla beraber, raporda yer almayan görüşlerini rapora eklemek hakkına da sahiptirler. Şu kadar ki, bu haklarını Komisyon Başkanının belirleyeceği uygun süre içinde kullanmaları gerekir.
Komisyon, bir gündem maddesinin görüşülmesini tamamlamadan önce, o konu ile ilgili belli bir hususun yeniden görüşülmesini, hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğunun oyuyla kararlaştırabilir. Komisyon, belli bir gündem maddesinin görüşülmesini tamamladıktan sonra, aynı konunun komisyonda yeniden görüşülmesi, komisyon raporu Meclis Başkanlığına verilmeden önce, komisyon üye tamsayısının salt çoğunluğunun gerekçeli ve yazılı istemi üzerine bir defa için mümkündür. Seçimi yenilenen komisyon, aynı komisyonca daha evvel verilmiş rapor hakkında yeni bir karar alacağını, görev bölümü yaptıktan sonra en geç bir ay içinde Meclis Başkanlığına bildirmemiş olursa eski raporu benimsemiş sayılır.
Komisyon kararı, komisyon başkanı tarafından meclis başkanlığına gönderilir. Komisyonlar, Genel Kurulda başkan veya başkanvekili veya o konu için seçilmiş özel sözcü veya sözcüler tarafından temsil olunurlar. Komisyon sıralarında, toplantı yeter sayısını temin edecek sayıda komisyon üyesi yer almamışsa, komisyon temsilcisi; komisyon metninin değiştirilmesini isteyen önergelerin reddini veya komisyona iadesini isteyebilir.
Genel Kurulda bir komisyon raporunun görüşmelerine başlayabilmek için hükümeti temsilen bir bakanın ve esas komisyonu temsilen komisyon başkanının veya yetkili bir komisyon üyesinin Genel Kurul’da hazır bulunması gerekir. Hükümet ve komisyon temsilcisi olmadan komisyon raporunun görüşmelerine başlanamaz. Hükümet temsilcisinin mutlaka, görüşülmekte olan tasarı ya da teklifle ilgili bakan olması gerekmez. Herhangi bir bakanın varlığı görüşmelere başlamak için yeterlidir. Ancak rapor üzerinde soru cevap işlemi yapılacağından ve önergelerle ilgili olarak görüş sorulacağından bakanlar genellikle kendilerini ilgilendiren tasarı veya tekliflerin görüşmelerinde Genel Kurul’da hazır bulunur. Komisyonu ancak komisyon başkanı, başkanvekili ya da sözcüsü temsil edebilir. Komisyonda o rapor için özel sözcü seçmiş olması durumunda, özel sözcüler de komisyonu temsil edebilir. (1)

V- GENEL KURULDA GÖRÜŞME
1- Kanun tasarı ve tekliflerinin Genel Kurulda görüşülmesi
Kanun tasarı ve teklifleri; Genel Kurulda, aşağıda belirtilen usule göre görüşülür :
Tasarı veya teklifin tümü hakkında görüşme açılır. Tasarı veya teklifin tümünün görüşülmesinden sonra soru-cevap işlemi yapılır. Tasarı veya teklifin tümü üzerinde soru-cevap süresi yirmi, maddeler üzerinde on dakika ile sınırlıdır. Tasarı veya teklifin maddelerine geçilmesi oylanır. Tasarı veya teklifin tümü oylanır. (2)
1) Bknz. TBMM İçtüzüğü Md. 42 ve devamı
(2) Bknz. TBMM İç Tüzüğü Md. 49 ve devamı
Anayasa değişiklikleri hariç, kanun tasarı ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin oylanması, açık oylamaya tâbi işlerden değilse, yirmi üyenin talebi halinde açık oyla, aksi takdirde işaretle yapılır. (1)
Aksi, Danışma Kurulunun teklifiyle Genel Kurulca kararlaştırılmamışsa; kanun tasarı ve tekliflerinin tümü hakkında siyasî parti grupları, komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmişer, üyeler tarafından yapılan konuşmalar onar dakikadır. Maddeler hakkında konuşma süreleri bunun yarısı kadardır. Maddelerine geçilmesi veya tümü kabul edilmeyen kanun tasarı ve teklifleri, Genel Kurulca reddedilmiş olur. (2)
Cumhurbaşkanınca yayımlanması kısmen uygun bulunmayan ve bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilen kanunların sadece uygun bulunmayan maddelerinin görüşülmesine kanunun görüşmelerine başlamadan önce Genel Kurulca görüşmesiz karar verilebilir. Bu durumda, sadece uygun bulunmayan maddelerle ilgili görüşme açılır. Kanunun tümünün görüşülmesine karar verilmesi durumunda ise Kanun yukarıdaki fıkralara göre görüşülür. Kanunun tümünün oylaması her halde yapılır.
2- Komisyon metninin önce oylanması
Bir kanunun bir maddesi hakkında birçok önerge verilmiş ve madde değişiklik önergeleriyle birlikte komisyona geri alınmışsa, komisyon önergeleri görüştükten sonra eski metni kabul edebilir veya yeni bir metin hazırlayabilir. Önerge sahipleri komisyon toplantılarına katıldıkları takdirde beş dakikayı geçmemek üzere konuşabilirler.
Komisyon, kabul ettiği metnin önergelerden önce ve açık oyla oylanmasını üye tamsayısının salt çoğunluğuyla isterse, Genel Kurulda, önergelerden önce komisyon metni oylanır. Bu metin kabul edilirse, önergeler reddedilmiş ve madde kabul edilmiş sayılır. Açık oylamadan önce, önerge sahiplerinin beşer dakikayı geçmemek üzere konuşma hakları vardır. Genel Kurulda bir maddenin diğerinden önce konuşulmasına işaret oyuyla karar verilebilir.
Bir kanun tasarı veya teklifinin Genel Kuruldaki görüşülmesi sırasında tasarı veya teklifin belli bir maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddini isteyen önergeler, diğer önergelerden önce oylanır.
Meclis Başkanlığı kanun tasarı ve tekliflerini Anayasa dili, kanun yazılış tekniği bakımından incelemekle görevli yeteri kadar uzmandan kurulu bir heyet teşkil eder. Bu heyet komisyonlara danışmanlık yapar.
Kanun tasarı veya teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisince kabulünü gerektirecek oylamanın yapılmasından önce, metinde yazılış veya sıra bakımından bozukluk olduğu veya maddî hatalar bulunduğu ileri sürülürse ve esas komisyon veya Hükümet bu görüşe katılırsa, metin, esas komisyona geri verilir. Bu şekilde düzeltilen maddeler de yeniden oylanır. (3)
(1) Genel Kurulda üç çeşit oylama vardır: işaretle, açık ve gizli. İşaretle oylama oy verenin oyunu açıkça kullandığı ama oyunun kayıt altına alınmadığı oylamadır. Açık oylamada önemli olan oy kullananın kimliğinin ve oyunun
kayıt altına alınmasıdır. Gizli oylamada ise oy kullananın ne yönde oy kullandığı hiçbir biçimde bilinemez.
(2) Bknz. TBMM İç Tüzüğü Md. 60 ve devamı
(3) Yazılış, sıralama ve maddi hata olduğunun anlaşılması halinde ise bu konudaki iddiaya hükümetin de katılması gerekir. Hükümet bu iddiaya katılırsa metin komisyona geri verilir.

Tasarı veya teklifin tümünün kesin olarak oylanmasından önce milletvekilleri, ne yolda oy kullanacaklarını kürsüden belirtmek isterlerse, Başkan lehte ve aleyhte birer kişiye söz verir. Bu konuşma kısa, açık ve gerekçeli yapılır.
3- Değişiklik önergeleri
Kanunlarda veya İçtüzükte aksine bir hüküm yoksa, kanun tasarısı veya teklifinde bir maddenin reddi, tümünün veya bir maddenin komisyona iadesi, bir maddenin değiştirilmesi, metne ek veya geçici madde eklenmesi hakkında, milletvekilleri, esas komisyon veya Hükümet değişiklik önergeleri verebilir. Bu esaslar dairesinde milletvekilleri tarafından Anayasaya aykırılık önergeleri dahil her madde için yedi önerge verilebilir. Her siyasi parti grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge verme hakkı saklıdır. Ancak, bu hak; ilgili siyasi parti grubuna mensup milletvekillerince kullanılmaması halinde, diğer siyasi parti grubuna mensup olanlarla bağımsız sayılan milletvekillerince kullanılabilir.
Değişiklik önergeleri kanun tasarı veya tekliflerinin basılıp dağıtılmasından itibaren Başkanlığa verilebilir. Ancak, tasarı veya teklifin görüşülmesine başlandıktan sonra verilecek değişiklik önergelerinde en az beş milletvekilinin imzası bulunmadıkça önerge işleme konulmaz. Görüşülmekte olan tasarı veya teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliğindeki değişiklik önergeleri işleme konulmaz.
Görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılır. Değişiklik önergelerinde, değiştirilmesi, kaldırılması veya eklenmesi istenen hükümler açıkça belirtilir. Açık olmayan ve şarta bağlı önergeler işleme konulmaz.
Değişiklik önergeleri gerekçeli olarak verilir. Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise, önerge sahibi önergesine beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır. Başkan, değişiklik önergesi hakkında komisyona ve gruplara derhal bilgi verir. Değişiklik önergeleri önce veriliş, sonra aykırılık sırasına göre okunur ve işleme konur.
Beşten fazla imzalı önergelerde ilk beş imza okunur, önerge tutanağa eklenir. Başkan, önergeye katılıp katılmadığını komisyona ve Hükümete sorar. Komisyon ve Hükümet katılmama gerekçelerini kısaca açıklayabilirler. Hükümetin veya komisyonun katılmadığı önerge, sahibi tarafından beş dakikayı geçmemek üzere açıklanabilir. Önerge sahibine, gerekçesinin okunmasını istediği önerge hakkında söz verilmez. Daha sonra önergeler işaret oyu ile ayrı ayrı oylanır. Komisyonun katılmadığı ve fakat Genel Kurulun kabul ettiği önerge ve ilgili maddeyi komisyon geri isteyebilir. Geri verilmesi kabul edildiği takdirde, komisyon önergeye göre yeni bir metin hazırlar veya kendi metninin aynen kabulünü isteyebilir. Genel Kurulun kararı kesindir. (1)
(1) Değişiklik önergesiyle maddenin tamamı, bir fıkrası, bendi, cümlesi, ibaresi değiştirilebileceği gibi bunların
çıkarılmasına ya da yenilerinin eklenmesine karar verilebilir.
Değişiklik önergesiyle komisyon tarafından hazırlanan kanun metnine ek, geçici veya yeni madde ilave edilebilir.

Esas komisyon veya Hükümet, tasarı veya teklifin tümünün, belli bir veya birkaç maddesinin, komisyona geri verilmesini, bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilir. Bu istem, görüşülmeksizin yerine getirilir. Tasarı veya teklifin tümü geri istenmişse, tasarı veya teklif hakkında verilen bütün önergeler esas komisyona verilir.Tasarı veya teklifin belli bir veya birkaç maddesi geri istenmişse, o madde veya maddeler hakkındaki önergeler esas komisyona verilir.
Tasarı veya teklifin tümünün oylanmasından önce, belli bir maddesinin yeniden görüşülmesini gerekçeli bir önerge ile esas komisyon veya Hükümet bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilir. Bu istem Danışma Kurulunun görüşü alındıktan sonra Genel Kurulca, görüşmesiz ve işaret oyuyla karara bağlanır. Anayasa değişikliği görüşmelerinde bu madde hükmü uygulanmaz. (1)
4- Yetki kanunları ve kanun hükmünde kararnameler
Yetki kanunu tasarıları ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnameler, Anayasanın ve İçtüzüğün kanunların görüşülmesi için koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülür.
Usulüne göre Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnameler geri çekilemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi ancak bir kanunla kanun hükmünde kararnameleri reddedebilir, aynen veya değiştirerek kabul edebilir. Kanun hükmünde kararnameler diğer bir kanun hükmünde kararname ile de değiştirilebilir veya yürürlükten kaldırılabilir. Yürürlükten kaldırılan kanun hükmünde kararnameler bir raporla Genel Kurula sunulmadan işlemden kaldırılamaz. Kanun hükmünde kararnameler, varsa değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı metinler haline getirilerek kanunla değişiklik yapılamaz.
Maddelerine geçilmesi veya tümü reddedilen kanun hükmünde kararnameler bir ret metni hazırlanması için komisyona verilir. Komisyonca o birleşim içinde veya en geç takip eden birleşime kadar hazırlanan metin, Genel Kurulda görüşme yapılmaksızın oylanır ve kabulü halinde kanunlaşır. (2)
5- Temel kanunlar
Bir hukuk dalını sistematik olarak bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştirecek biçimde genel ilkeleri içermesi; kişisel veya toplumsal yaşamın büyük bir bölümünü ilgilendirmesi; kendi alanındaki özel kanunların dayandığı temel kavramları göstermesi, özel kanunlar arasında uygulamada ahenk sağlaması, düzenlediği alan yönünden bütünlüğünün ve maddeler arasındaki bağlantıların korunması zorunluluğunun bulunması; önceki yasalaşma evrelerinde de özel görüşme ve oylama usulüne bağlı tutulması gibi özellikleri taşıyan kanunlar temel kanun olarak tanımlanmaktadır. (3)
(1) Bknz. TBMM İç Tüzüğü Md. 88 ve devamı
(2) Bknz. TBMM İç Tüzüğü Md. 90 ve devamı
(3) Bir kanunun temel kanun olarak görüşülmesine Danışma Kurulu veya siyasi parti gruplarının önerisi üzerine Genel Kurul tarafından karar verilir.

Bu tasarılar Genel Kurulda bölümler halinde görüşülmesine ve her bölümün en çok otuz maddeyi geçmemek kaydıyla hangi maddelerden oluşacağına Hükümetin, esas komisyonun veya grupların teklifi, Danışma Kurulunun oybirliği ile önerisi üzerine Genel Kurulca karar verilebilir.
Bu takdirde bölümler, maddeler okunmaksızın maddenin görüşülmesindeki usule göre ayrı ayrı görüşülür ve bölümdeki maddeler ayrı ayrı oylanır. Milletvekilleri, esas komisyon veya Hükümet değişiklik önergeleri verebilir. Milletvekilleri tarafından Anayasaya aykırılık önergeleri dahil madde üzerinde iki önerge verilebilir. Ancak, her siyasi parti grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge verme hakkı saklıdır. Yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler ile yeniden görüşülmesine karar verilen maddeler üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir.
6- Ölüm cezalarının yerine getirilmesine dair kanun tasarıları ile genel veya özel af ilanını içeren kanun tasarı ve teklifleri
Ölüm cezaları hakkındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarının yerine getirilmesine dair Başbakanlık yazıları, esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna havale edilir. Adalet Komisyonu, bu yazıyı inceleyerek cezanın yerine getirilmesinin onaylanması veya onaylanmaması yönünde bir kanun metni hazırlar. Komisyonlar ve Genel Kurul, mahkeme kararını değiştiremezler.
Genel veya özel af ilanını içeren tasarı veya tekliflerin Genel Kurulda kabulü Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile mümkündür. Gerekli çoğunluk, söz konusu tasarı veya tekliflerin afla ilgili maddelerinde ve tümünün oylamasında ayrı ayrı aranır. Tasarı veya teklif hakkında verilen genel veya özel af ilanını içeren değişiklik önergesinin kabulü halinde, kabul için gerekli beşte üç çoğunluğun tespiti için bu önergenin oylanması açık oylama suretiyle tekrarlanır. (1)
7- Anayasanın değiştirilmesi
Anayasa değişiklik teklifleri, diğer kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesindeki usule tabidir. Ancak, bu teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. İkinci görüşmeye, birinci görüşmenin bitiminden kırksekiz saat geçmeden başlanamaz. İkinci görüşmede yalnızca maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri görüşülür, birinci görüşmede üzerinde değişiklik teklifi bulunmayan bir madde hakkında ikinci görüşmede önerge verilemez.
Anayasada değişiklik tekliflerinin birinci ve ikinci görüşmelerinde, maddelerin kabulü ile ikinci görüşmenin sonunda tümünün kabulü üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyu ile mümkündür. Birinci görüşmede gerekli çoğunlukla kabul oyu alamayan bir madde ikinci görüşmede de gerekli çoğunlukta kabul oyu alamamışsa reddedilmiş olur. Teklif hakkında verilen değişiklik önergesinin kabulü halinde, kabul için gerekli beşte üç çoğunluğun tespiti için bu önergenin oylanması gizli oylama suretiyle tekrarlanır.
(1) Türkiye'de idam cezası ilk önce 2002'de savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışındaki suçlar, 2004'te ise tüm suçlar için 5218 sayılı kanunla tamamen kaldırılmıştır.

8- Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir. Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir.Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedilikle görüşülür. (1)
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmi Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
Kanun tasarı ve teklifleri hakkında yapılan görüşmeler tamamlandıktan sonra oylamaya geçilir. Oylama kural olarak “işaret oyuyla” olur. Ancak yirmi üye “açık oylama” istemişse, oylama açık yapılır (İçtüzük, m.81).
Bir kanun tasarı veya teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından kabul edilebilmesi için, her şeyden önce Genel Kurulda “toplantı yeter sayısı”nın bulunması gerekir. Toplantı yeter sayısı yukarıda da belirttiğimiz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte biri, yani 184 milletvekilidir (Anayasa, m.96). Toplantı yeter sayısı varsa, bir kanun tasarı veya teklifinin kabul edilebilmesi için toplantıya katılanların salt çoğunluğunun, yani yarısından bir fazlasının kabul oyu gerekir. Ancak bu kabul yeter sayısı, hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından, yani 139 milletvekilinden az olamaz (Anayasa, m.96).
(1) Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, bir anlamda meclisin ağır işleyen yasama faaliyetini hızlandırma ve hükümeti hızlı ve etkin kararlar alma olanağı sağlamakla birlikte, Bakanlar Kuruluna uzun süreli ve geniş yetkiler verilmesinin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu ve sakıncalı sonuçlar doğurabileceği yönünden eleştirilmektedir. Uygulamada zaman zaman yetki kanunlarındaki belirsizlikler nedeniyle hükümetçe geniş yorumlanarak yasama yetkisine müdahale edildiği söylenmektedir.
Fazıl Sağlam Türk hukukunda Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin sınırları, uygulamanın yaygınlaşmasından doğabilecek sorunlar, Anayasa yargısı Ankara 1984
VI- KANUNLARIN YAYIMLANMASI VE YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ
1- Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar. Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tabi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir. Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.
Anayasamızın 89’uncu maddesi, Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilen kanunların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından tekrar kabul edilebilmesi için nitelikli bir çoğunluk öngörmemiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisine Cumhurbaşkanı tarafından iade edilen kanunu aynı çoğunlukla kabul edebilir. Meclis kanunu aynen kabul ederse, Cumhurbaşkanının bir kez daha kanunu geri gönderme yetkisi yoktur. Artık Cumhurbaşkanı kanunu Resmi Gazetede yayımlamak zorundadır. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı kanunu yayımladıktan sonra o kanun aleyhine Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilir.
Bu bakımdan kanunların Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmesi, “Cumhurbaşkanına tanınmış bir uyarı yetkisinden ibarettir”. Cumhurbaşkanı bu uyarıyı gerek hukukilik, gerek yerindelik bakımından yapabilir. (1)
Cumhurbaşkanının geri gönderdiği kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından aynen kabul edilmişse Cumhurbaşkanının artık o kanunu bir kez daha geri gönderemeyeceğini, 15 gün içinde Resmî Gazetede yayımlamak zorunda olduğunu yukarıda söyledik. Ancak buna rağmen Cumhurbaşkanı yayımlamamakta direnebilir mi? Direnirse ne olur? Sorun nasıl çözümlenebilir?
İlk önce şu sorun üzerinde duralım: Cumhurbaşkanının kanunu reddetme hakkı var mıdır? Cumhurbaşkanı Anayasa veya hukuka aykırı olarak gördüğü kanunları yayımlamayı reddedebilir mi? Bu soruya kural olarak olumsuz yanıt vermek gerekir. Cumhurbaşkanının kanunların hukuka uygunluğunu veya anayasaya uygunluğunu denetlemek gibi bir yetki ve görevi yoktur. Ancak burada bir “minimum kontrol yetkisi ”nden bahsedebiliriz. (2)
2- Kanunların yayım usulü
Kanunların nasıl yayınlanacağı 1322 sayılı Kanunların ve Nizamnamelerin Sureti Neşir ve İlanı ve Meriyet Tarihi Hakkındaki Kanun’da açıklanmaktadır. Mezkur kanunun 1. maddesinde Resmi Gazetede yayınlanması zorunlu olan mevzuat ve belgeler sayılmakta olup kanun, tüzük ve yönetmelikler de bunların arasında gösterilmektedir.
(1) Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku Ankara 1986 s. 134
(2) Kemal Gözler “Anayasalar” Anayasa gen.tr Ekim 2005
Müteakip maddelerde yayım tarihinden itibaren mevzuatın ne zaman yürürlüğe gireceği şöyle açıklanmaktadır. “Kanun ve nizamnameler,metinlerinde başka suretle sarahat bulunmadığı takdirde, Resmi Gazete ile neşrini takip eden günün başlangıcından hesap edilmek üzere kırk beşinci günün hitamından itibaren Türkiye'nin her tarafında aynı zamanda mer'i olur. Resmi Gazetenin bir sayısına derci kabil olmıyan mufassal kanun ve nizamnamelerin ilk maddesinin dercedildiği gün neşir tarihi başlar ve mütaakıp dört sayısında neşrin tamamlanması mecburidir. Meriyetin hesabında son neşir tarihine itibar olunur.”
Yine 5. madde yayım şeklini şöyle açıklamaktadır. “Kanunlar ile nizamnameler Reisicumhur tarafından ve kanuni tefsir ile Heyeti Umumiye kararları Büyük Millet Meclisi Reisi tarafından takımiyle Başvekalete tevdi olunur. Müdavvenat Müdiriyetince bunların kabul tarihiyle nizamnamelerin Reisicumhur tarafından imza edildiği günün tarihleri kayıt ve tesbit ve suretleri çıkarılıp asılları Hazinei Evraka teslim olunur ve Resmi Gazete ile neşir ve ilan ettirilir.”
Kanunların Resmî Gazetede yayımlanmaları yasama fonksiyonuna dahil değildir. Bu tamamıyla bir idarî işlemdir. (1) Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kanun tasarı veya teklifleri Türkiye Büyük Millet Meclisince görüşülüp oylandıktan sonra kanunlaşırlar. Kanunun Resmi Gazetede yayımlanması onun varlığı için bir şart değil, onun üçüncü şahısların “ıttılaına ulaştırılmasının” bir vasıtasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen kanun, yayımlanmamış olsa bile yine de bir kanundur. Bu konu daha ziyade kanunların yürürlüğe girişi ile ilgilidir. Çünkü pek çok kanunda yürürlüğe giriş yayımı tarihinden itibaren başlatılır. “Ancak böyle bir kanun vatandaşları bağlamaz. Öte yandan Resmî Gazetede yayımlanmayan bir kanun hakkında Anayasa Mahkemesinde iptal davası da açılamaz. Çünkü, böyle bir kanun için iptal davası açma süresi (m.151) hiçbir zaman başlamaz” (2)
3-Yürürlük Maddesi
Kanunlar yayımlandıkları tarihten başlayarak, yürürlüğe girebilmesi için bu konuda açık bir hüküm bulunması gerekir. Bu açıklığı sağlayan yürürlük maddesidir.
Kanunların yürürlük maddesinde açıklık bulunmaması durumunda, 23.5.1928 tarihli ve 1322 sayılı ''Kanunların ve Nizamnamelerin Sureti Neşir ve ilanı ve Meriyet Tarihi Hakkında Kanun"un 3. maddesi gereğince, Resmi Gazatede yayımını izleyen günün başlangıcından hesap edilmek üzere kırk beşinci günün bitiminden itibaren Türkiye'nin her tarafında aynı zamanda yürürlüğe girer. (3)
Kanunların diziliş yönünden sondan bir önceki maddesi olan yürürlük maddesinde kullanılan genel kalıp, "Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer." Biçimindedir.
(1) Erdoğan Teziç, Türkiyede 1961 Anayasasına göre kanun kavramı İstanbul 1972 s. 138
(2) Kemal Gözler “Kanun” Türk Anayasa Hukuku Sitesi 2004
(3) Örneğin kendi yürürlük tarihini kendisi saptamayan bir kanun 1 Ekim 2000 günü Resmî Gazetede yayımlanmış ise bu kanun 16 Kasım 2000 tarihinde yürürlüğe girer. Süre şöyle hesaplanır. Yayımlandığı gün (1 Ekim) sayılmaz. 2 Ekim’e “bir” diyerek 45 gün parmak hesabıyla sayılır. 45’inci gün 15 Kasım’a gelir. Kanun 16 Kasım saat 00.01’de yürürlüğe girer.


VII – SONUÇ

Yasa yapma, parlementoların en önemli görevlerinden biridir.
Ülkemizde 23 Nisan 1920 den 27 mayıs 1960 a kadar 7480; 27 Mayıs 1960 dan 25 Ekim 1961 e kadar 375; 25 Ekim 1961 den günümüze kadar 6104 olmak üzere toplam 14.000 adet kanun yayınlanmıştır.(1)
Yasaların yapımında uzun ve karmaşık bir süreç bulunmaktadır. Bir konuda yasal düzenlemenin gerçekleşebilmesi için öncelikle o konuda toplumsal değişime gereksinim duyan topluluk veya meslek grubunun hazırlıkları ve girişimlerini dile getirmeleridir.
Demokrasi, sivil toplum kuruluşlarının demokratik girişimleriyle gelişir. Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları mevzuatta değişiklik ya da bir konuda yasa yapımı taleplerini konu ile ilgili bürokratlara, Hükümete ya da milletvekillerine iletmektedirler. Yasama organını harekete geçirmenin bir yolu da konu ile ilgili bilimsel kongrelere siyasilerin katılımını sağlayarak bilgilendirilmeleridir .
Kanun tasarı ve teklifleri hazırlanırken mevzuat iyi incelenmelidir. Öncelikle teklifin Anayasaya uygunluğu araştırılmalıdır. Mevzuat hiyerarşisinin en tepesinde Anayasa bulunduğundan, bütün kanunlar Anayasaya uygun olmak zorundadır. Anayasa’nın 90’ıncı maddesine göre “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Bu nedenle hazırlanan kanun teklifinin Anayasaya ve o alanda kabul edilmiş bir anlaşmaya açıkça aykırı düşmememesine dikkat edilmelidir. Keza uluslararsı anlaşmalar da gözardı edilmemelidir. Anayasamız, bir düzenleme uluslaraarsı anlaşmalara aykırı ise, öncelikle Uluslarası anlaşmaların dikkate alınması gerektiğini söylemektedir.
Bu çerçevede varsa Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda verilmiş kararları incelenmelidir. Yine getirlmek istenen düzenlemenin hükümleri arasında ya da ilgili diğer yasaların hükümleri arasında çelişki oluşmamasına özen gösterilmelidir.
Yasa yapma süreci; ön hazırlık ve taslağın hazırlanması, komisyonlarda ele alınması,genel kurula geçiş, genel kurulda görüşülmesi, Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmesi, Resmi gazetede yayınlanmak üzere yasa metninin Başbakanlığa gönderilmesi sürecini izlemektedir.
Bu sürecinin zamanında ve verimli işlemesi kadar, sürecin izlenebilir olması, toplumun süreci izleyebilmesi ve gerektiğinde menfaatini etkileyen konularda müdahale edebilmesi de çok önemlidir. Bu itibarla özelikle geniş halk kesimlerini ilgilendiren yasa tasarı ve tekliflerinin kamuoyunda tanıtılması ve tartışılması, hazırlanan taslak hakkında ilgili uzmanlardan ve gruplardan görüş alınması önemlidir.
(1) Şeref İba, Parlemento Hukuku İstanbul 2010


KAYNAKLAR :

BIÇKICI Mehmet; “Yasa tasarılarının hazırlanması” Yasader Yayınları Ankara 2009
PEHLİVAN Fazlı; “TBMM’ nde Yasa Yapma Süreci” Ankara 2007
ÖZGİŞİ Tunca; “Türk Parlemento Tarihinde Cumhuriyet Senatosu” Ankara 2012
GÖZLER Kemal; “Anayasalar” Anayasa.gen.tr 2005
GÖZLER Kemal; “Kanunlar” Anayasa.gen.tr 2004
ÇAKIN akın; “Yasa Yapma Süreci ve Sosyal Kontrol” Yasama Dergisi 9/2008
TBMM Yayınları; “Yasama El Kitabı” Ankara 2012
YASAMA Derneği; “Kanun Yapım Süreci 3. Bölüm” Yasader.org
SAĞLAM Fazıl; “Türk Hukukunda Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisinin
Sınırları” Ankara 1984
ÖZBUDUN Ergun; “Türk Anaya Hukuku” Ankara 1986
TEZİÇ Erdoğan; “1961 Anayasasına Göre Kanun Kavramı” İstanbul 1972
İBA Şeref; “Parlemento Hukuku” İstanbul 2010

[2]
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Türk Hukuk Sistematiğinde Kanun Yapım Süreci" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr. Fehmi Şener Gülseren'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
26-12-2013 - 18:39
(3775 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
12733
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 52 dakika 2 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,37 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 63386, Kelime Sayısı : 9284, Boyut : 61,90 Kb.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1737
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05913210 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.