Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Belediye Avukatlarına Vekalet Ücreti Ödenmesinde Son Durum

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

BELEDİYE KANUNUNA GÖRE VEKALET ÜCRETLERİNİN AVUKATLARA ÖDENMESİNDE SON DURUM


Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü
“İnsanlığın haklarını avucumun içinde tutarım da , kendi haklarımı sağlamayı bir türlü beceremem.
Avukat Luis Land


1-AVUKATLIK VE VEKALET ÜCRETİ

Avukatlık mesleği, dünyanın en önemli ve en prestijli mesleklerinden biridir.Avukatlık mesleği bugün gelinen noktasına, binlerce yıllık bir gelişmenin sonunda yerleşmiştir ve gelişimin, tarihsel süreç içerisinde devam ederek süreceği muhakkaktır.Avukatlık mesleğinin önemi, devlet denilen varlığın üç temel görevinden biri olan ve hukukun üstünlüğü ilkesi sebebiyle, diğer iki görevinin de üstünde bulunan yargının bir parçası olmasından kaynaklanmaktadır. Avukatlık Kanunumuz (Av.K. m.1,II) bu hususu, “avukat, yargının
kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder” kelimeleriyle anlatmaktadır.[1] Kamu avukatları, kamu gücü kullanan kurum ve kuruluşların her türlü hukukî ilişkilerine yön veren ve ortaya çıkan uyuşmazlıklarda da onları temsil eden meslek mensuplarıdır. Avukatlar,bir yandan müvekkillerinin haklarını korurken öte taraftan adaletin gerçekleşmesi için, ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı insan haklarını ve temel özgürlükleri yüceltmeye çalışırlar ve hukuka ve hukukçuluk mesleğinin kabul görmüş standartlarına ve ahlaki kurallarına uygun biçimde serbestçe ve özenle hareket ederler. (Havana Kuralları m.14)
Avukatlık ücreti,avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.(Av.K m.164/1) Avukatlık ücreti, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan avukatlık ücreti ve "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine" göre karşı tarafa yüklenen avukatlık ücreti olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ilki yargılama giderlerine dahil olmadığı halde, ikincisi bir çok yargısal kararda vurgulandığı üzere yargılama giderlerindendir. ( CGK, 5.14.1996 gün ve 86-91 ) Kamu ve kurum avukatları, belli bir ücret (maaş) karşılığı iş gördüklerinden, bunlar için birinci tür vekalet ücreti söz konusu değildir.
Anayasa Mahkemesinin 3.3.2004 gün ve 2002/126 E. 2004/27 K sayılı kararına göre ”Vekalet ücreti,hukuki danışmanlık görevinin,konunun uzmanı hukukçular tarafından yapılmasının doğal bir sonucudur.Avukatların mesleklerini serbestçe ve herhangi bir kaygı olmadan yapabilmeleri için yaptıkları hizmetin karşılığı olan makul bir ücret almaları gerekir.”Avrupa Birliğinin,”Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler” hakkındaki 9 numaralı tavsiye kararının 50.maddesine göre (Prensip IV.)Avukatların ücretleri ve hizmetlerinin karşılığı konusunda,avukatların özgür olabilmeleri için makul bir yaşam standardını elde edebilecek kadar kazanmalarının şarttır.Avrupa Birliği Avukatlık Meslek kurallarına göre;”….. avukatın vekalet ücretini avukat olmayan bir kişi ile paylaşması yasaktır.”2 Kasım 2011 Tarihli ve 28103 Sayılı Resmî Gazete’nin Mükerrer sayısında yayınlanan 666 sayılı KHK’nın EK MADDE 12’nin 2/dd bendi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i” ibaresi ile aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “, diğerleri için (6.000) gösterge” ibaresi, 14/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere; yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece avukat olmayan memura pay verilmeyecektir. Bana göre,hukuk birimindeki dosyaların muhafazası, avukatlara temini,gelen tebligatların alınması, ilgili dosyasının yerinden çıkarılarak havaleye hazır hale getirilmesi,duruşma günlerinin takibi, sisteme kaydı günü geldiğinde dosyası ile birlikte avukatına teslim edilmesi,Avukatların yazdığı her türlü dilekçeyi adli merciilere götürmek, bu dosyalarla ilgili bilgi belge istediğinde mahkeme kalemlerinden ve icra müdürlüklerinden bu bilgileri temin etmek,mahkeme giderleri ve harçları için avans çekmek, kapatmak ve avukatların verdiği her türlü işi yerine getirmek hukuk birimindeki büro personelinin görevi olup bunun karşılığında vekalet ücretinden pay alması hakkaniyete uygundu.Ancak Kanun Koyucu 24 Saat İçinde Fikrini Değiştirebilmektedir. Bakın 2 Kasım 2011 Tarih ve 28103 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 14.maddesinin a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.”Düzenlemesi yer almakta iken aynı gün resmi gazetenin Mükerrer sayısında yayınlanan 666 sayılı KHK’nın EK MADDE 12’nin 2/dd bendi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i” ibaresi ile aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “, diğerleri için (6.000) gösterge” ibaresi, 14/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere; yürürlükten kaldırılmıştır.
Avukatlık yasasında ,avukatla iş sahibi arasında aksine yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir kuralı bulunuyordu, 4667 yasa bu kuralı değiştirerek “DAVA SONUNDA KARARLA TARİFEYE DAYANILARAK KARŞI TARAFA YÜKLENECEK VEKALET ÜCRETİ AVUKATA AİTTİR “(md.164/son)kuralını getirmiştir.
Avukatlık yasasının 164.maddesinde yapılan değişiklik sonrasında , Türkiye Barolar Birliğinin 03.07.2002 tarih ve II-1/5204 sayılı yazısı ile verdiği görüşte özetle, “Avukatlık Kanunu’nun özel ve sonraki bir kanun olduğu ve öncelikle tatbik edilmesi gerektiği, davada karşı tarafa yüklenen avukatlık ücretinin tamamının avukata ait olacağının kanunun emredici hükmü karşısında tartışmasız kabulü gerektiği, ancak bazı kurum ve kuruluşlarda fiilen duruşma avukatlığı ve hazırlık ve büro çalışmaları belli avukatlarca yapıldığından, toplanan vekalet ücretinin tamamının hiçbir sınırlama olmaksızın, kurumda görev yapan tüm avukatlar arasında paylaştırılması gerektiği, vekalet ücretlerinin idarenin kasasında toplanıp idarece kullanılmasının hukuka aykırı olduğu” belirtilmiştir. Ancak 659 sayılı KHK ile üç bütçe yılı sonunda idareye vekalet ücretlerinin gelir kaydedilmesi düzenlemesi yapıldı.

Avukatlık Kanunu’nun, 164. maddesinin son fıkrasının birinci cümlesinde yer alan, “... avukata aittir.” sözcüklerinin Anayasaya aykırı olduğu, Çine Asliye Ceza Mahkemesi ve İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ileri sürülmüş ve iptali istenmiştir. Anayasa Mahkemesi, 3.3.2004 tarih, 2002/126 E., 2004/27 K. ve aynı tarihli 2004/8 E., 2004/28 K. sayılı kararları ile, iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.(RG.19.2.2005 -25732)
Anayasa mahkemesinin kararı ile, avukatlık ücretinin avukata ait olduğuna ilişkin düzenlemenin hukuka aykırı olmadığı ve bu ücretin, avukatın şahsi hakkı olduğu karar altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının,yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlaması gerekmez miydi? Ayrıca “limit sınırını aşan vekalet ücretlerinin idarece bütçeye gelir kayıt edilemez.(m.5) hükmünü içeren Limit Dışı Kalan Vekalet Ücretlerinin Dağıtım Esasları Hakkında Yönetmelik halen yürürlüktedir.
Burada inceleyeceğimiz vekalet ücreti, yargılama gideri olarak mahkemelerce verilen kararlarda belirtilen ve icra dairesinde gözetilen vekalet ücretidir.Dava sonunda, tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, yukarıda da ifade edildiği gibi, HMK’un 330/1 maddesi ve Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesinden doğmaktadır. Ancak, bunun ön şartı, davanın veya takibin, “vekil (avukat)” vasıtası ile takip edilmesidir. Onun içindir ki, idareyi ve kurumları, avukat olmayan bir memurun temsil ettiği durumlarda (mesela nüfus memurlarının takip ettiği davalarda), vekalet ücretine hükmedilmemektedir. Zira vekalet ücreti, “avukatlık” sıfatının bir sonucudur.

2- 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNA GÖRE VEKALET ÜCRETİNİN DAĞITIMI ;
Konuya ilişkin yasal düzenleme;
Avukatlık ücretinin dağıtımı
MADDE 82.- “Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin; avukatlara (49 uncu maddeye göre çalıştırılanlar dâhil) ve hukuk servisinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.”şeklindedir.

2 Kasım 2011 Tarih ve 28103 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 14.maddesi ile vekalet ücretinin dağıtımı düzenlenmiştir.Buna göre;


Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı
MADDE 14 (1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir. [2]
(2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ödenir.
a) Vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’i, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ı, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i eşit olarak ödenir.
b) Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
c) Yapılacak dağıtım sonunda arta kalan tutar, hukuk biriminde görev yapan ve (b) bendindeki tutarları dolduramayan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara ödenir. Bu dağıtım sonunda arta kalan tutar üçüncü bütçe yılı sonunda ilgili idarenin bütçesine gelir kaydedilir.
(3) Hizmet satın alınan avukatlara yapılacak ödemeler bu madde kapsamı dışındadır.

Yürürlükten kaldırılan ve uygulanmayacak hükümler ile atıflar
MADDE 18 (1)2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer mevzuatta 1389 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanun Hükmünde Kararnameye yapılmış sayılır. Hükmü gereğince 5393 sayılı Belediye Kanunun 82.maddesinde 1389 sayılı yasaya atıf yapıldığından 659 sayılı KHK’nin 2.maddesinin (ç) bendinde sayılan idare tanımına girmesi bile 14.madde hükümleri belediye avukatları içinde geçerli olmaktadır.

659 sayılı KHK’nin 14.maddesine göre vekalet ücreti tahsil edilmeden avukatlara ödenmez hükmü yer almaktadır.Nitekim Sayıştay genel kuruluna göre “ hüküm kesinleşmeden ve tahsilat yapılmadan vekalet ücreti ödenmez (21.1.1960 T 2519/1 sayılı kararı 1.6.1944 T. 1613/1 sayılı kararı)”Avukatın takip ettiği dava ve icra takiplerinden karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretine hak kazanabilmesi için bu alacakların tahsil edilmiş olması şarttır.”(13.HD. 20.04.1992 T. E.1992/1164 K.1992/3682)

VEKALET ÜCRETİNİN PAYLAŞTIRILMASI

1- Tek belediye avukatı istihdam edilen yerlerde,mahkemelerce ve/veya icra dairelerince belediye lehine hüküm ve tahsil olunan vekalet ücretinin limit dahilinde % 95’i avukata verilir. 14/1/2012 tarihine kadar % 5 personele verilir.8 Temmuz 2012 tarih ve 28347 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Vekalet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6/c maddesine göre dağıtımı yapılmayan % 5 ‘in belediyeye gelir kaydedileceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin geçici 1.maddesiyle 2/11/2011-31/12/2011 dönemine ilişkin olarak toplanan vekalet ücretlerinin %5 i personele dağıtılacağı ifade edilmiştir.Ancak %5 lik payın dağıtımı 14/01/2012 tarihinden itibaren kaldırıldığı halde dönemin 31/12/2011 tarihiyle sınırlandırılması doğru olmamıştır. Bana göre bu tarihten sonra limit dahilinde avukat tamamını alır.Ancak avukat hukuk biriminde 6 aydan az süreyle görev yapmış ise durum değişecektir. Çünkü 6 aydan az hizmeti olanların %40’lik paydan almaları mümkün değildir. Bu durumda sonuçlandırdığı dava ve icradan sadece %55 lik kısmını alabilecektir.14/1/2012 tarihine kadar %5’i personele verilecektir.Geriye kalan %40-45’lik kısım eğer 6 aydan fazla görevde bulunan hukuk işleri Müdürü veya birim amiri veya müşaviri varsa ona verilir eğer yoksa bu paylar dağıtılamayacaktır.

2- Birden fazla belediye avukatı çalıştırılan yerlerde, davayı ikame ve takip eden avukata tahsil olunun vekalet ücretinin %55’i verilir, %40’i davayı takip eden avukat hariç olmak üzere tüm avukatlar ve hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri arasında eşit olarak dağıtılır.

3- Davanın ikame ve takibi ile sonuçlandırılmasında birbiri ardına veya birlikte birkaç avukatın hizmeti geçerse bu paylaştırma nasıl olacağı konusunda KHK da bir düzenleme bulunmamaktadır.Ancak yönetmeliğin 6/b maddesinde göre birim amiri takdir yetkisini kullanarak paylaştırmayı yapacaktır.

4- Davayı ikame ve takip eden avukattan başka bir avukat tarafından icra yapılmışsa mahkeme kararında adı geçen avukata karardaki vekalet ücretinin %55’i ödenirken icra vekalet ücreti ise icrayı yapan avukata %55’i ödenecektir.

5-Müdürlük payının kaldırılması olumsuz olmuştur.

6-Yıl sonunda limiti doldurmayanlara limit kadar olan kısmı dağıtılır artan kısım emanet hesabına aktarılır.Artan bu kısım üçüncü bütçe yılı sonunda belediyeye gelir kaydedilecektir. Buna göre tahsil edildiği yıl esas alınarak üç yıl içinde dağıtılmayan vekalet ücreti üçüncü bütçe yılının son günü olan 31 aralıkta belediyeye gelir kaydedilecektir.

7-Ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez.
Devlet Memurları Kanununun 154. maddesi uyarınca aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak katsayı 10 Ocak 2012 Tarihli ve 28169 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış ve 15.01.2012 tarihinden geçerli olmak üzere 0,066187 olarak tespit edilmiştir.
Bu duruma göre vekalet ücretinin 2012 yılı brüt limit tutarı Hukuk işleri Müdürü,birim amiri, Hukuk Müşavirleri ve Avukatlar için 0,066187X10000X12=7.942.44 TL (Yedibinyediyüzotuzbeşliraikikuruş) diğerleri için 0,066187X6000X12=4.641.12 TL (Dörtbinaltıyüzkırkbirliraonikikuruş) olarak belirlenmiştir.
Tahsil edilip bütçeye gelir kaydedilen vekalet ücretlerinin bütçeye gider yazılarak ilgililere ödenmesi yapılırken yönetmeliğin ekinde yayınlanan form doldurularak gelir vergisi ve damga vergisi kesilir.
3-Limit uygulamasıyla ilgili SAYIŞTAY’IN GÖRÜŞÜ;

SAYIŞTAY TEMYİZ KURULU KARARI

TUTANAK NO: 29998 / TARİH: 11/03/2008


Dilekçi dilekçesinde özetle, Hukuk sisteminde iki türlü vekalet ücretinin bulunduğunu, birincisinin; müvekkil ile vekil arasında yapılacak bir sözleşme ile, yazılı sözleşme olmaması durumunda Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesine göre, belirlenen vekalet ücreti (A.K:m 164/1,2,3,4); ikincisinin; HUMK'nun 423/6, CMUK:322/l-9, 413 son; (CMUK:303/I-h,324); IYUK:31/1) ve Avukatlık Kanunu'nun son maddelerine göre, vekille takip edilen davalarda mahkemece, Avukatlık asgari ücret tarifelerine göre re'sen takdir edilen vekalet ücreti olduğunu, yargılama gideri olan ikinci tür vekalet ücreti açısından, gerek HUMK'da gerekse Avukatlık Kanununda, serbest meslek sahibi avukatlarla, memur veya diğer istihdam şekilleriyle iş görülen kamu ve kurum avukatları arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını, kamu kurum avukatlarının da HUMK md. 423/6'da düzenlenen vekalet ücretini almaya hakkı olduğunu, sorunun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 146/3 maddesinde toplandığını, bu konudaki uygulamanın 1136 sayılı kanunun 164. maddesinin 4667 sayılı kanunla değiştirilmesine kadar, kamu kurumu avukatlarının vekalet ücretinin 657 sayılı kanunun 146/3 maddesindeki limit dahilinde ödendiğini, avukatlık kanununun 164. maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilmesi sonunda avukatlık kanunu ile Devlet Memurları Kanununun ilgili maddelerinde çelişkiler meydana geldiğini, dava sonunda tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin HUMK'nun 423/6 maddesi ve Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesinden doğduğunu, memur olan kişilerin dava takibinden vekalet doğmadığını, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 164. maddesindeki yargılama gideri olan vekalet ücreti ile ilgili 4. maddesinden bahsederek genel kanun özel kanun ilişkisini, önceki kanun sonraki kanun çelişkisini belirtmiş ve sonraki özel kanun olan Avukatlık kanununun 164/son maddesine aykırı olan, Önceki genel kanun niteliğinde Devlet Memurları Kanunu'nun 146. maddesi 3. fıkrası ikinci ve üçüncü cümlelerinin zımnen ilga olduğunun kabulünün gerektiğini, Anayasa'nın 10/4 maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi gereği, 657 sayılı Kanuna tabi avukatlar ile tabi olmayan avukatlar arasında eşitsizlik yaratacağını ve bu durumun Anayasa'ya aykırı olacağını, …Barosu Hakem Kurulunun, limit uygulaması nedeniyle emanet hesabında biriken vekalet ücretinin ödenmesi talebiyle açılan davada verilen 24.5.2002 gün ve 2002/22 E, 2002/8 K sayılı kararında davanın kabulüne karar verildiğini, beyan ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

Bilindiği üzere; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Kapsam" başlıklı 146. maddesinin ikinci fıkrasında memurlara kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemeyeceği, hiçbir yarar sağlanamayacağı belirtildikten sonra 311 ve 570 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile değişik üçüncü fıkrasında bazı kanunların ilgili maddeleri sayılmakta, bu çerçevede "1389 sayılı Kanun ile Katma Bütçeli Kurumların, İl Özel İdareleri ve Belediyeler ile bunlara bağlı birliklerin davalarını sonuçlandıran avukat vesaireye verilecek vekalet ücretine ilişkin sair kanun hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, vekalet ücretinin yıllık tutarı; 6.000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın on iki katını geçemez. Bu esasa göre yapılacak dağıtım sonunda artan miktar merkezde bir hesapta toplanarak Maliye Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre diğer avukatlar arasında yukarıdaki miktarı aşmamak üzere eşit olarak dağıtılır." hükmüne yer verilmiştir.


Bu hükümlere göre; vekalet ücretine hak kazanmada "görev" yerine "kişinin" esas alınması, vekalet ücreti limitinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 146. maddesi gereğince yıl içindeki tüm katsayılar dikkate alınarak belirlenmesi ve yukarıda belirtilen esaslara göre dağıtımının yapılması, limit dışı kalan meblağın olması halinde ise artan miktar hakkında yine yukarıda belirtilen usule göre işlem yapılarak artan miktarın bir sonraki yıl kullanılmak üzere adi emanet hesabında bekletilmesi ve bir sonraki yıl tahsil edilen limit dışı vekalet ücretinin, önceki yıla ait emanet hesabındaki meblağ ile birleştirilmek suretiyle dağıtıma tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu tüm avukatlarla ilgili düzenleme yapan genel bir kanundur. 657 sayılı Kanuna tabi olarak Avukatlık hizmetleri sınıfı kadrosunda görev yapan avukat ise devlet ile memuriyet hizmet sözleşmesi yapmıştır. Avukatlık vekalet ücretine ilişkin 657 sayılı kanunda yapılan düzenlemeler avukatlık hizmetleri sınıfında çalışan kadrolu avukatlar için bağlayıcı özel düzenlemelerdir.


Yukarıda açıklanan nedenlerle dilekçilerin iddialarının reddedilerek 260 sayılı ilamın 1. maddesiyle 2.002.980.000 TL.na ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün tasdikine, karar verildiği 11.03.2008 tarih ve 29998 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı


3-Limit uygulamasıyla ilgili DANIŞTAY’IN GÖRÜŞÜ;

DANIŞTAY 11.DAİRE ESAS:2002/4665 KARAR:2003/4924 TARİH:10/11/2003

Kurum avukatlarının; müvekkillerinin, tek yanlı olarak yaptırım gücünü uygulama yetkisine sahip bulunan devlet kurumları olduğu ve görevlerinin devlet hizmetinin yürütümü sırasında ortaya çıkan hukuksal sorunların çözümüyle ilgili olduğu dikkate alındığında, hem temsil ettikleri şahıslar (devlet kurumları) hem yaptıkları iş (kamu hizmeti) serbest avukatlara göre farklılık arz etmektedir. Bu durumda, 657 sayılı Yasada kurum avukatlarına verilecek vekalet ücretine ilişkin olarak farklı bir düzenleme yapılmadığı sürece, 1136 sayılı Avukatlık Yasasında 4667 sayılı Yasa uyarınca yapılan değişikliğin kamu personeli statüsünde bulunan kurum avukatlarına ve bu arada davacıya ödenen vekalet ücretine uygulanan sınırlamayı kaldırdığından söz etmek mümkün olmadığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmayıp bozulması gerekmektedir.


DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E.2005/1588 K. 2008/251

Avukatlık sözleşmesi yapan avukat ile kamu kurum ve kuruluşlarında idare ile bir sözleşme yapmadan, statü hukukuna göre memur kadrosunda görev yapan ve maaşını bağlı bulunduğu yasalara göre alan kamu avukatının durumunun aynı olmadığında kuşku bulunmamaktadır.

Bu durumda, Danıştay Onbirinci Daire kararında da belirtildiği gibi, 657 sayılı Yasada kurum avukatlarına verilecek vekalet ücretine ilişkin olarak farklı bir düzenleme yapılmadığı sürece, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin 657 sayılı Kanunun 146. maddesi hükmünü yürürlükten kaldırdığından söz edilmesine olanak bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.


4-Limit Uygulamasıyla ilgili Anayasa Mahkemesinin Görüşü;
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
E: 2010/97 K: 2011/173 T: 22.12.2011 (RG: 14 Şubat 2012 -28204)

İTİRAZIN KONUSU : 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 146. maddesinin üçüncü fıkrasının “Şu kadar ki, vekalet ücretinin yıllık tutarı, hukuk müşavirleri ve avukatlar için 10000, diğerleri için 6000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez. Bu esasa göre yapılacak dağıtım sonunda artan miktar merkezde bir hesapta toplanarak Maliye ve Gümrük Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre diğer avukatlar arasında, yukarıdaki miktarı aşmamak üzere eşit olarak dağıtılır” bölümünün Anayasa’nın 10. ve 35. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

ESASIN İNCELENMESİ

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 146. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bazı devlet memurlarına 657 sayılı Kanun dışında kalan yasalarla sağlanan haklardan yararlanma olanağı tanınmış, 2.2.1929 tarihli ve 1389 sayılı Kanun ile Katma Bütçeli Kurumların, İl Özel İdareleri ve Belediyeler ile bunlara bağlı birliklerin davalarını sonuçlandıran avukat ve saireye verilecek vekalet ücretine ilişkin kanun hükümleri de saklı tutulan kanunlar arasında sayılmıştır. Fıkrada, “Şu kadar ki, vekalet ücretinin yıllık tutarı; hukuk müşavirleri ve avukatlar için 10000, diğerleri için 6000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarın oniki katını geçemez” denilmek suretiyle, madde kapsamındaki kamu görevlilerine verilmesi gereken vekalet ücretine üst limit getirilmiştir. Bu esasa göre yapılacak dağıtım sonunda artan miktar merkezde bir hesapta toplanarak Maliye Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre diğer avukatlar arasında, yine fıkradaki miktarı aşmamak üzere eşit olarak dağıtılacaktır.

657 sayılı Kanunun 36. maddesinde, “V-AVUKATLIK HİZMETLERİ SINIFI” oluşturulmuş ve avukatlık hizmetleri sınıfının, “özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurları” kapsayacağı belirtilmiştir.
Avukatlık ücreti, 1136 sayılı Kanunda, “avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Vekalet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin yerine getirilmesinin doğal bir sonucu olarak, avukatlık ücret sözleşmesine bağlanan “avukatlık ücreti” ve mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne dayanılarak hükmedilen “vekâlet ücreti” olmak üzere iki şekilde ödenmektedir. Belli bir ücret, maaş karşılığında iş gören kamu kurum ve kuruluşlarının avukatları için müvekkil ile vekil arasında yapılacak sözleşmeye dayanılarak belirlenen avukatlık ücreti sözkonusu değildir. Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti, yargılama giderleri arasında olup, mahkemece hükmolunan vekalet ücreti, özellikle ödeme yapan açısından, davadan haksız çıkma nedeniyle üstlenilen yargılama gideri niteliğindedir.
Başvuru kararında, 657 sayılı Kanunun 146. maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen limite ilişkin düzenlemenin, 1136 sayılı Kanunun 164. maddesinde yer alan vekalet ücretinin avukata ait olduğuna ilişkin sonradan yürürlüğe giren yasa hükmü ile çeliştiği, yargılama sırasında vekil olarak görev yapan kamu avukatları ile serbest çalışan avukatlar arasında eşitsizlik ve dengesizliğe yol açtığı, vekalet ücreti üzerinde avukatın mülkiyet hakkının bulunduğu, devletin aynı işi yapan kişiler arasında eşitsizliğe yol açacak düzenleme yapamayacağı, yargılamanın devamı esnasında hazine avukatı ile serbest avukat arasında vekillik görevleri ve yapmış oldukları iş itibarıyla her hangi bir farklılık bulunmadığı, aynı işi yapan, aynı davada görev alan hazine avukatı olması halinde karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti tahsil edildiğinde bu ücretin avukata ait olması gerektiği, düzenlemedeki limiti aşan kısmın o davada avukat olarak görev yapmayan başka kişilere dağıtıldığı, bu durumun eşit iş yapan avukatlar arasında eşitsizliğe neden olduğu, mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacı ile sınırlanabileceği, bu nedenle itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 10. ve 35. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kural kapsamında bulunan avukatlar, 657 sayılı Kanunun 36. maddesinin (V) numaralı bendindeki avukatlık hizmetleri sınıfında yer alan, avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisine haiz olan, idare ile bir sözleşme yapmadan, statü hukukuna göre memur kadrosunda görev yapan ve ücretini bağlı bulunduğu yasalara göre alan devlet memuru statüsündedir. Avukatlık hizmetleri sınıfında yer alan ve görevleri kamu hukuku kurallarına göre yasayla belirlenen memurlar temsil yetkisini kanundan, serbest faaliyette bulunan avukatlar ise temsil yetkilerini bir akit olan vekaletnameden almaktadırlar.
Devlet adına açılan davalar, asıl olarak kamu görevlisi avukatlar tarafından izlenmektedir. Dava ile kamu avukatı arasında hukuksal ilişki, kamu hukuku kapsamında olup serbest avukatlar gibi sözleşmeye bağlı vekalet ilişkisi söz konusu değildir. Devlet adına açılan davaları vekil sıfatıyla izleme görevi, kamu avukatının yasayla verilmiş asli görevleri arasındadır.
Özel hukuk ilişkisine bağlı olarak avukatlık sözleşmesi yapan avukat ile kamu kurum ve kuruluşlarında idare ile bir sözleşme yapmadan, statü hukukuna göre memur kadrosunda görev yapan ve ücretini bağlı bulunduğu yasalara göre alan kamu avukatının konumu aynı değildir.
Yapılan kamusal görev dağılımı gereği bir takım avukatlar fiilen duruşma avukatlığı yapıp, dava takip etmekte; bazı avukatlar ise dava takip etmeyip, duruşmalara girmeden, hazırlık ve büro çalışmalarını yürütmektedirler. Kimi durumlarda, davayı takip eden avukat değişebilmektedir. Bu durumda karşı tarafa yüklenen avukatlık ücretinin tamamının, davayı takip eden avukata ait olması halinde aynı kurum içinde paylaşmalı olarak görev yerine getiren avukatlar ve Kanunda sayılan diğer personel arasında eşitsizlik yaratacağı ve haksız bir durum ortaya çıkaracağı kuşkusuzdur.
Serbest avukatlar, sadece vekalet bağlantısı kurdukları davalardan ücret alırken, diğer deyişle böyle bir bağlantı kurulmadıkça gelir elde edemez iken, kamu avukatları dava takibi olmaksızın aylık ücretlerini almaktadır. Başka bir anlatımla, Devlet, Anayasa’nın 55. maddesinde belirtilen “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” kuralına uyarak, kamu avukatları için tedbirini almıştır. Statü hukukunun gereği olarak, kamu görevine başlayan avukat, statüsünden ve yasadan kaynaklanan görev ve durumunu bilerek kamu görevine başlamaktadır.
Öte yandan, vekalet ücretinin dağıtımında sınırlama sonucu artan tutarın, diğer avukatlar arasında, limiti aşmamak üzere eşit olarak dağıtılmasında da aynı hukuksal gerekçeler söz konusu olup, itiraz konusu kuralın, kapsamındaki kamu avukatlarının kendi içlerinde eşitlik ilkesini sağlamaya yönelik olduğu da anlaşılmaktadır.
Bu durumda, avukatlık sözleşmesi yapan avukat ile kamu kurum ve kuruluşlarında idare ile bir sözleşme yapmadan, statü hukukuna göre memur kadrosunda görev yapan ve ücretini bağlı bulunduğu yasalara göre alan kamu avukatının hukuksal konumları aynı olmadığından, kamu davalarında ortaya çıkan vekalet ücretinin yasayla farklı usullere tabi tutulmasında ve sınırlandırılmasında Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 10. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.




KAYNAKÇA:
1-Belediyelerde Avukat çalıştırılması ve vekalet ücreti –Recep DEMİR-Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi /Ağustos /1997 Cilt-2, sayı 7
2-Personel sorunları ve çözümleri-Atilla İNAN-Muhsin ALTUN-Mahalli idareler Derneği yay./2001
3- Avukatlık Hukuku-Av.Semih GÜNER-Ankara Barosu yayını/2002 s.218-246
4-Avukatlık sözleşmesi ve Avukatlık Ücreti ile ilgili önemli bazı sorunlar-Prof.Dr.Haluk BURCUOĞLU-Türkiye Barolar Birliği dergisi Kasım/Aralık 2003 sayı 49 s.49-82
5-İcra ve İflas Hukukunda Şikayet Sebepleri (1)-Av.Talih UYAR-Türkiye Barolar Birliği dergisi Ocak/Şubat 2004 sayı 50 s.97-120
6-Türkiye Barolar Birliği Bülteni/2003 sayı 12 s.31-32-ocak/Şubat 2004 sayı 50 s. 104
7-.Ankara Barosu Dergisi sayı 2003/3 s.176-197
8-İstanbul Barosu Dergisi sayı 2005/4 s.1081-1095
9-İstanbul Barosu Dergisi sayı 2005/3 s.868-872
10-Eskişehir Barosu Dergisi sayı 2005/6 s.65-68
11- Manisa Barosu Dergisi sayı 2005/93 s.164-165


[1]“Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan “bağımsız yargı”, yargının olmazsa olmaz koşulu olan “savunma” ile birlikte anlam kazanır. Savunma, “sav-savunma-karar” üçgeninden oluşan yargının vazgeçilmez öğesidir. “(Anayasa Mahkemesi Kararı E. 2007/16 K. 2009/147 T. 15.10.2009-RG-8.01.2010-27456)


[2] 6100 sayılı HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU

Vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedilmesi
MADDE 330- (1) Vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücreti, taraf lehine hükmedilir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Belediye Avukatlarına Vekalet Ücreti Ödenmesinde Son Durum" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
09-07-2012 - 15:29
(4310 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 11 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 11 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
28023
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 15 saat 7 dakika 31 saniye önce.
* Ortalama Günde 6,50 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 43120, Kelime Sayısı : 4780, Boyut : 42,11 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 7 kez indirildi.
* 8 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1490
Yorumlar : 1
emeğiniz için teşekkürler.(...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,13454890 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.